tag:blogger.com,1999:blog-48368624255786322472024-03-13T09:32:42.424+03:00Şiîlik AraştırmalarıŞiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comBlogger176125tag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-60924601476996541392018-04-13T19:42:00.000+03:002018-04-13T19:42:27.392+03:00İbn Haldun’un Mukaddime’sindeki Hz. Ali’nin hilafet ve imametine dair görüşlerinin incelenmesi ve tenkidi<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Dr. Ali Gufranî</b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Müslüman tarihçi ve düşünür İbn Haldun, hicrî sekizinci yüzyılda
Kuzey Afrika'da yaşamış ve Mukaddime diye tanınan kitabını yazarak dünya
çapında bir üne ve saygınlığa kavuşmuştur. Elinizdeki makalede, akılcı
ve tarihe felsefî yaklaşımlarıyla tanınan İbn Haldun'un Hz.
Peygamber'den (s.a.a) sonraki hilafet meselesi hakkındaki görüşlerini
genel hatlarıyla ele alıp, özelde Hz. Ali'nin (a.s) hilafetine dair
düşüncelerine odaklanacak ve güvenilir tarih kaynaklarıyla belgelere
dayanarak onun bu konudaki görüşlerinin kritiğini yapacağız. Neticede,
İbn Haldun'un Hz. Ali'nin imameti ve hilafeti konusunda kendine özgü
yaklaşımından kaynaklanan tarafgirliğinin tutarsızlığa dönüşen yönlerini
açıklığa kavuşturacağız.</i><b> </b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1. Giriş</b> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Şia kelamında imamet, Ehlisünnet kelamında hilafet başlığı altında
tartışılan Hz. Peygamber'den (s.a.a) sonraki haleflik meselesi, İslâm
tarihi boyunca daima Müslüman âlimlerin ve düşünürlerin ilgisini çekmiş
bir konu olmuş ve gündemdeki yerini korumuştur. Tarih, hadis, kelam,
etnoloji, siyaset ve hatta ekonomi disiplinlerinin farklı bakış
açılarınca incelenmiş ve eleştirilmiş bir problem olan halifeliğin iki
türünün (Şiî imamet ve Sünnî hilafet) ispatı ve reddi bağlamında çok
sayıda kitap ve makale kaleme alınmıştır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu meyanda, ulemanın ve İslâmcı akılcılığı benimsediğini iddia eden
düşünürlerin safsataya varan ve felsefî tartışmaları andıran kimi
yaklaşımları, üzerinde durulmayı hak eden bir konu olarak karşımıza
çıkmaktadır. İbn Haldun sözünü ettiğimiz bu âlim ve düşünürlere bir
örnektir. Bir tarihçi olarak felsefeyle de ilgilenmiş olan İbn
Haldun'un, Hz. Ali'nin imameti ve hilafeti konusunda Kur'ân'ın açık
ayetleriyle, hadislerle ve tarih belgeleriyle tam manasıyla çelişen
tutarsız, inatçı bir tutum benimsediği anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İlk bakışta, İbn Haldun'un ileri sürdüğü görüşlerin sistemli, hatta
birçok konuda Şia'nın imamet nazariyesiyle uyumlu olduğu izlenimi
uyanmaktadır. İbn Haldun'un halifelik kuramında dikkati çeken noktayı
şöyle açıklamak mümkündür: İbn Haldun, iki farklı nazariyeden (imamet ve
hilafet nazariyelerinden) birine yakınlaşıp bunun neticesinde ulaştığı
görüşün Hz. Peygamber'in halifesi olarak Hz. Ali'ye uygulanabilir
olduğunu fark ettiğinde; bir başka deyişle, Hz. Ali, İbn Haldun'un
görüşünün somut örneğine dönüştüğünde, bu akılcı ve gerçekçi filozof,
akıl yolundan sapma ve mugalataya ve çelişkiye düşme pahasına,
kaynaklarını zikretmeden alıntıladığı muhtelif zayıf rivayetlere istinat
ederek, Hz. Ali'nin imametinin gerçekliğini inkâra kalkışır ve Hz.
Ali'yi ortaya koyduğu istidlallerinin somut örneği olarak göstermekten
kaçınır.<b> </b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>2. İbn Haldun ve <i>Mukaddime</i>'si</b> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Sosyolog, siyasetçi, düşünür, tarihçi ve Malikî kadısı olan Ebu Zeyd
Abdurrahman b. Haldun İşbilî Tunusî (H. 723-808) Kuzey Afrika'daki
Tunus'ta dünyaya geldi ve tahsilini memleketinde sürdürdü. Genç yaşından
itibaren devlet kademelerinde çalıştı ve siyasî faaliyetlere katıldı.
Yaşadığı dönemde Afrika'da ortaya çıkan birçok siyasî ve etnik çatışmaya
tanıklık etti. Siyasî faaliyetlerini genelde Mağrib'in (bugünkü Fas)
Fes şehrinde sürdürdü. Bir süre sonra Endülüs'e (bugünkü İspanya) gitti
ve Gırnata'da (bugünkü Granada) Benî Nasr'ın sarayına girip sultana
yakınlaştı. Siyasî faaliyetlerine Gırnata'da devam eden İbn Haldun bir
süre sonra Tunus'a geri döndü ve buradan Mısır'a gitti. Ömrünün geri
kalanının Mısır'da geçiren İbn Haldun yine burada vefat etti.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'a Müslümanlar arasında, hatta dünya çapında büyük şöhret
kazandıran unsur, onun tarihi ve toplumu tahlil ederken geliştirdiği
kendine özgü felsefî bakış açısıdır. <i>Mukaddime</i>'sine tam
manasıyla yansıyan bu bakışı dolayısıyla Müslümanlarca tarih filozofu ve
büyük sosyolog ve seçkin tarihçi olarak tanınmıştır. Çağdaşı Mısır
ulemasından Makrizî, İbn Hacer ve Baunî ve diğerleri, belki de bir arada
bulunmuş ve kendisinden istifade etmiş olmalarının da etkisiyle, onun
ilmî makamından ve amellerinden övgüyle söz etmiş ve onu saygıyla
anmışlardır. Mısırlı ünlü tarihçi Makrizî, İbn Haldun'un <i>Mukaddime</i>'sinin
eşi benzeri olmadığını ve onun, ilimlerin ve doğru düşüncelerin bir
özeti olduğunu yazmıştır. İbn Hacer de İbn Haldun'un hacimli yedi
ciltten oluşan <i>Tarih</i>'inin onun erdeminin ve bilgisinin nişanesi
olduğunu ifade eder. İbn Haldun ile aynı meclislerde bulunan ve yakın
arkadaşı olan Baunî ise, onun zamanın olağanüstülüklerinden biri
olduğunu ve aklî ve naklî ilimlerde tebahhur ettiğini yazmıştır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'un görüşleri 19. yüzyıldan itibaren Batılı araştırmacıların
ilgisini çekmiş ve hayatı, eserleri ve düşünceleri şarkiyatçılarca yoğun
bir biçimde incelenmiştir. Düşüncelerini <i>Mukaddime</i> adlı
kitabında ortaya koyan İbn Haldun, bu kitabında beşer hayatının tarihsel
süreçteki keyfiyetini, toplumsal yaşama etki eden unsurları ve tarihsel
olguları akılcı bir yaklaşımla inceleyip analiz etmiş ve kendince
birtakım sonuçlara ulaşmıştır. İbn Haldun <i>Mukaddime</i>'de yeni bir
disiplin olan ümran bilimini ortaya koyarak toplumu ilgilendiren
meseleleri, ümran biliminin mahiyetine dair keyfiyetler çerçevesinde
tartışmış; bir konusu ve kendine özgü problemleri olması açısından
ümranı, kendi derin görüşlülüğünün ve araştırmalarının neticesinde
ortaya çıkmış, yeni, şaşırtıcı ve faydalı bağımsız bir bilim dalı
saymıştır. <i>Mukaddime</i>'nin bölümlerine, İbn Haldun'un
düşüncesinin kendine has niteliğini; akılcılık veya gerçekçilik diye
tabir edilen keyfiyetini ortaya koyan bir sistemle başlıklar
verilmiştir. Elbette İbn Haldun'un akılcı ve gerçekçi yaklaşımı,
kendisinden önceki Müslüman filozofların akılcı felsefesiyle ve son
dönem Batılıların akılcılığıyla karşılaştırılmamalıdır. İbn Haldun'un
düşüncesindeki gerçekçi yaklaşımda, kimi zaman hakikat ile gerçek
arasında yargılamada bulunulurken gerçeğin kefesi ağır basar ve bu da,
“hak galip gelendir” deyiminin somut örneği olur. Her ne kadar İbn
Haldun bu zihniyeti İslâm'ın erken dönemindeki bedevi Araplara nispet
etmişse de Hz. Ali (a.s) ve Muâviye arasındaki anlaşmazlıkları
değerlendirirken kendisini bu zihniyete kaptırmaktan kurtulamamıştır.<b> </b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>3. Şia'nın Hz. Ali'nin Hz. Peygamber'in Halefi Olması Görüşünün Kısa Açıklaması</b> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">İbn Haldun'un görüşlerini incelemeye geçmeden önce Şia'nın Hz. Ali'nin
imameti ve hilafeti hakkındaki inancına kısaca da olsa değinmekte yarar
var. İmamet, Şia'nın siyaset düşüncesinde, dinin usulünden bir asıl,
ilke ve peygamberlik inancının bir basamağı olarak kabul edilir. Buna
göre Şiîler, İslâm Peygamberi'nin (s.a.a) peygamberlik dönemindeki
bereketli hayatı boyunca imamet konusuna ihtimam gösterdiğine ve Hz.
Ali'yi kendi yerine halife tayin edip bu konuda Müslümanları
bilgilendirdiğine inanır. Şia, imamın tayininin zaruri olduğunu, nassa
ve akla dayalı deliller ile lütuf burhanı ve sünnete dayanarak kanıtlar.
Şiî kelamcılara göre imamet dinî bir makamdır ve Hz. Peygamber'in
davetini devam ettirmesi ve onun vefatından sonra ümmetin fitne ve
fesada kapılmaması amacıyla bir imam naspetmek, atamak Allah'ın üzerine
farzdır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şiîler, Hz. Ali'nin Hz. Peygamber tarafından hilafete ve imamete
tayininin nass (Kur'ân ayetleri ve mütevatir hadisler) esasınca
olduğunu, Allah'ın birçok ayette ve Hz. Peygamber'in Ev Hadisi, Menzile
Hadisi, Gadir-i Hum Hadisi gibi çok sayıda hadisinde Hz. Ali'nin imameti
konusunu gündeme taşıdığına inanırlar. Aynı şekilde Şia, akıl açısından
meseleyi değerlendirir ve ümmetine bir babadan daha şefkatli olan, en
ufak bir meselede hüküm açıklayarak insanlara rehberlik eden, kısa
süreliğine de olsa Medine'den ayrıldığında yerine bir halef tayin edecek
kadar ileri görüşlü olan ve küçük gibi görünse de her türden meseleyi
dikkatle açıklayan Hz. Peygamber'in en önemli konulardan biri olan
hilafet konusunda ümmetini kendi haline bırakmasının, vefatından sonra
İslâm toplumunun yönetimi için bir yol düşünmemiş olmasının akla yatkın
olmadığı görüşündedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bunlardan hareketle Şia, peygamberin yolunu idame ettirdiği için
şeriatı muhafaza edebilmesi amacıyla imamın da peygamber gibi masum
olması gerektiği kanaatindedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn1" name="_ftnref1" title="">[1]</a><b> </b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>4. İbn Haldun'un Hz. Ali'nin Hilafeti ve İmameti Hakkında Görüşlerinin Açıklaması ve Tenkidi</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bir düşünür ve sosyolog olarak İbn Haldun'un Hz. Peygamber'den sonra
imamet ve hilafet konusundaki görüşleri okumaya değerdir. Biz burada İbn
Haldun'un Hz. Ali'nin hilafeti ve imameti konusundaki görüşlerini
inceleyecek ve hayatta olsaydı kendisinin de kabul edeceği naklî, aklî
ve tarihî kanıtlara dayanarak onun bu konuda ileri sürdüğü
görüşlerindeki tutarsızlıkları oraya koyarak iddialarını çürüteceğiz.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1- </b>İbn Haldun <i>Mukaddime</i>'nin üçüncü bölümünün
yirmi beşinci babında şu sözlerle imamet konusunu tartışmaya başlar:
“Devlet siyasî yasalara muhtaçtır. Yasalar; akıl sahibi, ulu ve
basiretli insanlarca vazedilip uygulanırsa bu siyasete, akla dayalı
siyaset denilir. Yasalar Allah katından olur ve bir şeriat koyucu
tarafından insanlara farz kılınırsa buna da dinî siyaset denilir. Dinî
siyaset halkın dünya ve ahiret hayatında faydalı olur; çünkü insanların
yaratılış amacı, sadece kendi başına batıl ve faydasız olan beşerî
dünyevî hayat değildir. Nitekim bu hayatın sonu ölümdür. … Bu nedenle
ibadetten tutun muamelata, hatta insan toplumu açısından doğal bir
gereksinim olan ülke yöneticiliğine kadar her duruma uygun yasalar
ortaya çıkmış ve bu yasalar, ülke yönetimi işinin dine uygun bir şekilde
icra olunması ve dinî ve dünyevî işlerin şeriatın denetimine girmesi
doğrultusunda insanlara rehberlik etmiştir.”</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"> <b>2- </b>“Güç kullanımı, galebe ve dizginlerin gevşemesi
iktizasınca ortaya çıkan her ülke ve her devlet, yasa koyucunun
nazarında mütecaviz sayılır ve yerilir. Netice itibariyle sultanın
siyaset ahkâmı gereğince yaptıkları da zemmedilmiştir. Çünkü (bu,)
Allah'ın nurundan gayrısına bakmak (gibi) olur ve Allah'ın nuruna
yönlendirilmeyen kimse asla bu nurdan nasibini alamaz. Çünkü yasa koyucu
(Allah veya Peygamberi,) (dünya ve) ahiret işlerinde insanın görüşüne
gizli kalan kamu maslahatını en iyi bilendir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn2" name="_ftnref2" title="">[2]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bir ve ikinci maddelerde dile getirilen şüphelerle ilgili olarak
şunları söyleyebiliriz: İbn Haldun, Hz. Peygamber'in izlediği siyasetin,
Müslümanların hem dünya maslahatını hem de ahiret maslahatını göz
önünde bulunduran dinî siyaset olduğunu herkesten daha iyi biliyordu.
Müslümanların geneline göre Hz. Peygamber, yasa koyucu idi ve
kesinlikle, dünya ve ahiret işlerinin şeriatın nezaretinde olmasını
istiyordu. Tam da bu nedenle Hz. Peygamber'in bir halife ataması zaruri
ve gerekliydi. “Dinin muhafazası ve dine bağlı olan dünyevî işlerin
idaresi amacıyla şeriat sahibinin halifeliği”nin bizzat şeriat sahibi
tarafından gerçekleşmesi gerekiyordu; ümmetin icmaına bırakılamazdı.
Çünkü yasa koyucu olarak Hz. Peygamber'in insanların dinî ve dünyevî
maslahatlarına dair bilgisine Hz. Peygamber'in sahabesinden hiçbiri
sahip değildi. Çünkü sahabenin büyük çoğunluğu, Kur'ân'ın ifadesiyle,
sadece İslâm olmuştu<a href="http://medyasafak.net/#_ftn3" name="_ftnref3" title="">[3]</a>; bir halife seçecek kadar ne imana, ne de dine ve şeriata dair yetkin ve kapsamlı bir bilgiye sahiplerdi.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn4" name="_ftnref4" title="">[4]</a> İbn Haldun'un bu konuya dikkat edip etmemesi üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>3- </b>İbn Haldun'a göre, “Hilafet ve imamet, hakikatte,
dinin muhafazası ve dine bağlı dünyevî işlerin idaresi amacıyla şeriat
sahibinin yerini almadır (ona niyabet etmedir). Bu makama sahip olan
kimseye halife ve imam denilmesinin sebebi de budur.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn5" name="_ftnref5" title="">[5]</a>
“İmamın tayini (nasbı) gereklidir; nitekim şeriata göre imamın
tayininin gerekli oluşu, sahabenin ve tabiînin icmaıyla bilinmiştir.
Zira ashap, Hz. Peygamber'in vefatı sırasında Ebu Bekir'e biat etmiş ve
işlerinde onun görüşüne teslim olmuşlardır. Ayrıca Hz. Peygamber'den
sonraki bütün çağlarda aynı yöntemi uygulamışlardır. Bu sayede toplum
hiçbir zaman kaosa sürüklenmemiş ve başsız kalmamıştır. Her dönemde
yönetim işinin istikrar bulması, imametin tayininin gerekliğine delalet
eden icma mesabesindedir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn6" name="_ftnref6" title="">[6]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Üçüncü maddede ortaya konulan şüphenin cevabında şunu söylemek
mümkündür: Şia'ya göre Hz. Peygamber, İbn Haldun'dan yüzyıllar önce
“imamı tayin etmenin gerekliliğini” fark etmiş ve Müslümanların dinî ve
dünyevî maslahatlarını da şamil olan bu şerî iş karşısındaki
vazifelerini açıklamış ve böylece, sahabe ve tabiîn başta olmak üzere
ümmetin bu konuda bir karara varmasını sağlamıştır. Âlemlere rahmet olan
Hz. Peygamber'in bu önemli iş konusunda herhangi bir talimatının
bulunmadığını düşünmek mümkün değildir. Şia, nübüvvet öğretisini dikkate
alarak, imam tayininin icmaı ilgilendiren bir konu olmadığını ileri
sürer; tam tersine bu konu mansustur, nass aracılığıyla sabit kılınmış
bir konudur.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn7" name="_ftnref7" title="">[7]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>4- </b>İbn Haldun şöyle yazar: “Kimileri imam tayininin
aklî bir konu olduğu ve ortaya çıkan icmaın aklın bu konudaki hükmünce
bir yargılama olduğu görüşündedir. Akıl açısından toplumsal hayat insan
için gereklidir ve toplumsal hayatın idaresi bir yöneticiyi gerektirir.
İnsanlar arasında onların birbirlerinin haklarına tecavüz etmelerine
engel olacak bir yönetici bulunmadığında topluma, insan neslinin yok
olmasına sebebiyet verecek denli büyük bir kargaşa hâkim olur. Oysa
beşer türünü korumak şeriatın vazgeçilmez maksatlarındandır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn8" name="_ftnref8" title="">[8]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Sözlerinin bu kısmında, imam tayininin önce aklî olduğunu, sonra icmaa
dayandığını söylerken İbn Haldun'un açıkça bir çelişkiye düştüğü
görülür. Şia, imamın Hz. Peygamber tarafından atanmasına ilişkin
görüşünü açıklarken İbn Haldun ile aynı noktadan hareket eder ve Şiîler,
İbn Haldun'un sözünü ettiği topluluk gibi, Hz. Peygamber'in İbn
Haldun'dan çok önce, “insanların birbirlerinin haklarına tecavüz
etmelerini engellemek amacıyla toplumsal hayatın idaresinde bir
yöneticiye ihtiyaç bulunduğunu”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn9" name="_ftnref9" title="">[9]</a>
bildiğine inanır. İşte bu nedenle Hz. Peygamber'in kendisinden sonra
halife ve imam tayin etmesi aklî bir gerekliktir. Ancak bu şekilde, İbn
Haldun'un ifadesiyle, toplumda kargaşa ortaya çıkmasının önü alınır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>5- </b>İbn Haldun, <i>Mukaddime</i>'nin veliahtlık ve
halife tayininin zarureti konusuna ayırdığı üçüncü bölümünün otuzuncu
kısmında, imametin gerekliğinden söz etmiş ve şunları yazmıştır:</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">“Kuşkusuz imametin hakikati, imamın halkın din ve dünyaya ilişkin
maslahatlarını gözetmesidir; çünkü imam, halkın velisi ve eminidir.
Yaşamı boyunca halkın maslahatını göz önünde bulundurduğundan, ölümden
sonra da onların durumunu gözetmesi ve tıpkı kendisi gibi halkın
işlerini üstlenecek birini kendi yerine tayin etmesi icap eder. Tayin
olunan bu kimse itimat edilebilir ve güvenilir biri olmalıdır.” (İbn
Haldun'un ifadesiyle) “şeriatta veliaht tayini ümmetin icmaıyla bilinir;
zira Ebu Bekir döneminde Ömer'in veliahtlığa tayini bir grup sahabenin
huzurunda gerçekleşmiştir. Bu sahabe Ebu Bekir'e verdikleri ahde sadık
kalmış ve emire itaati farz bilmişlerdir. Hilafeti layık birine tevdi
etmek, Müslümanlara bir halife seçmek için Ömer döneminde toplanan ve
altı kişiden oluşan şuranın durumu da aynıdır. İmam, babasını veya
oğlunu veliaht tayin etmesi durumunda suçlanmamalıdır; çünkü o,
Müslümanların işleriyle meşgul olduğu sürece, yaşarken masundur. Şu
halde, ölümden sonra da bu konuda kötü bir sonu omuzlamamaları evladır.”</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 18.0pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Beşinci maddede aktarılan bölümde İbn Haldun ilgi çekici birtakım
sözler sarf etmekle birlikte yine kendisiyle çelişmiştir. Halkın velisi
ve emini olan Hz. Peygamber, İbn Haldun'un anımsattığı liderlerden çok
daha fazla halkın dinî ve dünyevî maslahatlarını gözetmiştir. Aslında,
nasıl hayatta iken halkın maslahatını gözettiyse, (başka herhangi bir
lider gibi) onun da ümmetinin kendisinden sonraki halini gözetmesi ve
kendisinden sonra tıpkı kendisi gibi halkın işleriyle meşgul olacak
birini imam olarak ataması gerekirdi. Atanacak bu imamın ise, yirmi üç
yıl süren peygamberliği süresince Hz. Peygamber tarafından kendisine
ağır görevler ve sorumluluklar yüklenen Hz. Ali dışında birinin olmasına
imkân yoktu.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn10" name="_ftnref10" title="">[10]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 18.0pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Şimdi sorulması gereken İbn Haldun'un bu açık gerçeğe niçin temas
etmediği, üstelik bu gerçeği inkâr ettiğidir. Hz. Peygamber'in
vefatından sonra yalnızca iki yıl halifelik yapan Ebu Bekir halef
tayinin gerekliğinin farkına varabilmişken Hz. Peygamber'in bu önemli
meseleyi fark etmemiş olduğu nasıl düşünülebilir? Acaba Hz. Peygamber,
Ebu Bekir, Ömer ve Muâviye kadar Müslümanların maslahatını gözetmemiş
miydi? Bütün Müslümanlar Hz. Peygamber'in İbn Haldun'un ismini andığı
halifelerden çok daha fazla İslâm ümmetinin maslahatını ve geleceğini
düşündüğünde görüş birliği edecektir. İbn Haldun'un örnek gösterdiği
halifelerin şefkati, maslahatçılığı ve sorumluluk duygusu hakkında hiç
ayet nazil olmamışken Hz. Peygamber'in şefkati ve maslahatçılığı birçok
ayette vurgulanmıştır: “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir
peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O,
size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.”
(Tevbe, 129) “O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın!
Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp
giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş
hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp
güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Âl-i İmran,
159) Hangi aklıselim sahibi ve insaflı Müslüman Allah'ın bu
sözlerle nitelediği Hz. Peygamber'in Müslümanların dünya ve ahiret
maslahatını şamil olan imamet ve halef tayini gibi önemli bir meseleyi
dikkate almadığını, İbn Haldun'un sözünü ettiği halifeler kadar dahi
İslâm ümmetinin maslahatını düşünmediğini kabul edebilir?<a href="http://medyasafak.net/#_ftn11" name="_ftnref11" title="">[11]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 18.0pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>6- </b>İbn Haldun şöyle yazar: “İmamın, halefini tayin
ederken, her türlü suçlama, şek ve zandan mutlak surette beri olduğunu
belirtmek gerekir; bilhassa maslahattan vazgeçilmesini veya fesat
korkusunu ortaya çıkaran sebepler söz konusu olduğunda suçlama tamamıyla
ortadan kalkar. Nitekim Muâviye oğlu Yezid'i veliaht tayin ederken
toplumun maslahatını gözetmiştir. Onun döneminde Emevî hanedanı hal ve
akd ehlinden (halifeyi seçen ve gerektiğinde azleden kurul) sayılmış,
kurul üyelerinin tamamı da Yezid'in veliahtlığı konusunda oy ve görüş
birliğine varmıştır. Üyelerin tamamı Kureyş'in ileri gelenleriydi ve her
biri bir mezhebe müntesipti.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn12" name="_ftnref12" title="">[12]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Altıncı maddede İbn Haldun'un sarf ettiği sözlerin cevabında şunları
söylememiz icap eder: Şiî inancında, İbn Haldun'un da inandığı gibi, Hz.
Peygamber Hz. Ali'yi halife ve imam seçerken bir lider gibi amel etmiş
ve İbn Haldun'un tabiriyle, “her türlü suçlama, şek ve zandan beri”
olmuş ve halife tayinini daha belirgin hale getiren “çeşitli sebepler
söz konusu” olmuştur. Bu sebeplerden biri, hicrî dokuzuncu yıldan
itibaren faaliyetlerini artıran, üstelik Hz. Peygamber'e suikast planı
hazırlayan münafıklardır. Bir başka sebep ise, Arabistan'ın birkaç
bölgesinde peyda olup fitne çıkaran yalancı peygamberlerdir. Ayrıca
yarımadanın kuzeyinde faaliyet gösterip Müslüman topraklarının
sınırlarını tehdit eden Rumları da hatırlatmamız gerekir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn13" name="_ftnref13" title="">[13]</a>
Bütün bu sebepler Hz. Peygamber'i kendisinden sonra bir halife tayinine
sevk eden unsurlardı. Hiçbir Müslümanın Hz. Peygamber'in oğlu Yezid'i
halef tayin eden Muâviye'den daha fazla ümmetin maslahatını düşündüğü
noktasında şüpheye kapılmayacağı açıktır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn14" name="_ftnref14" title="">[14]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>7- </b>İbn Haldun şöyle der: “Muâviye Yezid'i ondan daha
üstün ve layık olduklarını düşündüğü adaylara tercih etti. Faziletleri
bir kenara bırakarak daha az faziletli olanı seçti; çünkü halkın görüş
ve oy birliğine, istek ve temayüllerinin bir noktada buluşmuş olmasına
önem vermişti ve Yasa Koyucu (Şâri) katında söz birliğinin, bu tür
meselelerden daha önemli olduğunu biliyordu.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn15" name="_ftnref15" title="">[15]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ancak veliaht tayininden maksat, babadan oğula geçecek şekilde
verasetin ve imamet makamının muhafazası olursa böyle bir maksat dinî
maksatlarla bağdaşmaz. Çünkü hilafet ve imamet Allah katındandır ve O,
bu makamı kullarından dilediğine verir. Öte yandan, dinî mansıpların
abes ve batıl olmaması için veliahtlık meselesinde mümkün olduğunca
hüsnüniyet sahibi olunmalıdır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn16" name="_ftnref16" title="">[16]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'un “Çünkü hilafet ve imamet Allah katındandır ve O, bu makamı kullarından dilediğine verir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn17" name="_ftnref17" title="">[17]</a>
sözüyle ifade ettiği görüşe Şia da katılır. Nitekim Şiî ilahiyatında,
Hz. Ali'nin Hz. Peygamber'in imametine ve hilafetine tayini de bu
çerçevede tahlil edilir ve Allah'ın imameti Hz. Ali'ye ve evladına
tahsis ettiğine inanılır. Bu durumda, İbn Haldun bu görüşünde de
çelişkiye düşmüş, Allah'ı ilgilendiren bir konuda sahabenin ve tabiînin
karar merci olamayacağına ya dikkat etmemiş veya bunu kabul etmemiştir.
Allah ve Elçisi sahabenin icmaından önce hilafet ve imamet meselesi
bağlamında vazifenin ne olduğunu açıklamıştır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn18" name="_ftnref18" title="">[18]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>8- </b>“İkinci konuda Hz. Peygamber'in halifeliği ve
Şiîlerin, Hz. Peygamber'in Hz. Ali'nin kendi halifesi olduğunu vasiyet
ettiği iddiasıdır. Hâlbuki böyle olduğu kesinleşmemiş ve hadis
imamlarından hiçbiri bunu nakletmemiştir. Sahih olarak bize ulaşan Hz.
Peygamber'in kâğıt ve kalem isteyip vasiyetini yazmak istediği, Ömer'in
ise buna engel olduğu rivayettir. Bu rivayet, herhangi bir vasiyetin söz
konusu olmadığının en açık delilidir.”</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'un bu yorumuna karşılık şunları söyleyebiliriz: Hz.
Peygamber vasiyetini yazmak için kâğıt ve kalem talep ettiğinde ne
yazmak istiyordu da bir grup sahabî bunun önüne geçti? Hz. Peygamber,
huzurunda bulunan ve onu yazmaktan alıkoyan insanlar hakkında bir şey
söylemedi, sözlü vasiyette de bulunmadı mı? Hasta yatağındaki
Peygamberin yanında hazır bulunarak onun yazılı vasiyet bırakmasına
engel olunması hadisesi Hz. Peygamber'in vasiyette bulunmadığına delil
olabilir mi?</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bir grup sahabînin Hz. Peygamber'i ardında yazılı bir vasiyet
bırakmaktan men etmesi çok büyük bir insafsızlıktır. Ama bundan daha
insafsız olanı, İbn Haldun gibi birinin bu engellemeden rahatlıkla Hz.
Peygamber'in ardında yazılı bir vasiyet bırakmadığı sonucunu çıkarması
ve Şia'nın Hz. Ali'nin imametine dair iddiasını reddetmesidir. Şia, çok
sayıda tarihî kanıta dayanarak Hz. Peygamber'in yıllar öncesinden
kendisinden sonra bir halife tayini düşüncesinde olduğuna ve muhtelif
münasebetlerle bu konuyu gündeme taşıdığına inanır. Şia'ya göre Hz.
Peygamber'in ömrünün son günlerinde kâğıt ve kalem istemesi, onun
hilafet konusunu bir kez daha altını çizerek gündeme taşımasından
ibarettir ve bu, yeni bir hadise değildir. Bunun yanı sıra Hz.
Peygamber'i vasiyetini yazmaktan alıkoyan ve Kur'ân'ın açık ayetine
rağmen Hz. Peygamber'e haksız bir ithamda bulunarak onun sayıkladığını
ileri sürenler, Hz. Peygamber'in ne yazacağını kesinlikle biliyorlardı
ve Hz. Peygamber'i engellemelerinin nedeni de buydu.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn19" name="_ftnref19" title="">[19]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>9- </b>İbn Haldun şöyle der: “Ömer'in suikasta
uğradığında, kendisinden bir halef tayin etmesi istenildiğinde söylediği
söz de aynı noktaya işaret eder. O şöyle demiştir: ‘Bir halife tayin
edecek olursam, benden daha faziletli olan da (Ebu Bekir) halife tayin
etmiştir; şayet bunu yapmazsam benden daha faziletli olan gibi (Hz.
Peygamber) bu işten yüz çevirmiş ve halife tayin etmemiş olurum.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn20" name="_ftnref20" title="">[20]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'un Ömer b. Hattab'ın yaralandığında sarf ettiği sözlerine
ilişkin yorumu da ilginçtir. Ömer, hem Ebu Bekir'i hem de Hz.
Peygamber'i kendisinden daha faziletli olarak görüyordu. Bununla
birlikte, kendisinden sonra halife tayin eden Ebu Bekir'i kendisinden
sonra halife tayin etmeyen Hz. Peygamber'in önüne geçirerek önce Ebu
Bekir'in adını zikreder. Dindar bir insan bu konu üzerinde düşündüğünde,
her Müslümanın Hz. Peygamber'in yerküre üzerindeki bütün insanlardan
daha yüce bir makama sahip bulunduğunu ve onların en faziletlisi
olduğunu; herkesten daha efdal ve insanların en üstünü olduğunu itiraf
eder. Dolayısıyla en faziletli olanının, efdalin yolunu izlemek, ona
tabi olmak isteyen kimse de Hz. Peygamber'e öncelik vermelidir;
başkasına değil!<a href="http://medyasafak.net/#_ftn21" name="_ftnref21" title="">[21]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>10- </b>“Ali'nin Abbas'a söylediği söz de aynıdır: Abbas,
Ali'yi Hz. Peygamber'in yanına gidip onun vasiyeti ve halifeliği
hakkındaki ödevlerinin ne olduğunu sormak için davet ettiğinde Ali, Hz.
Peygamber'in huzuruna çıkmaktan kaçınmıştır. Ali'nin bu tutumu, onun Hz.
Peygamber'in vasiyette bulunup kendisinden sonra bir halife tayin
etmediğini bildiğini gösterir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn22" name="_ftnref22" title="">[22]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'un yukarıdaki maddede naklettiğimiz iddiasına cevaben
şunları söyleyebiliriz: İbn Haldun'un “Hz. Ali, Abbas'la birlikte Hz.
Peygamber'in yanına niçin gitmedi?” sorusuna verdiği cevap doğru
değildir; tam aksine bu cevap, İbn Haldun'un kendi görüşünü
delillendirmek için ihtiyaç duyduğu cevaptır ve İbn Haldun'un verdiği
cevabın soruyla alakası yoktur. Bu rivayet sahih olsaydı Şia'nın cevabı
İbn Haldun'unkinden çok daha vazıh ve açıklayıcı olurdu. Zira Hz.
Ali'nin vazifesi ve imameti, Hz. Peygamber'den sonra geçen yirmi üç yıl
boyunca muhtelif münasebetlerle, ezcümle Ev Hadisi, Menzile Hadisi,
Sakaleyn Hadisi, Hendek, Gadir-i Hum gibi hadislerde ve hadiselerde
açıklanmıştı ve tekrara ihtiyaç yoktu; haberdar olması gerekenler
haberdar olmuşlardı.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn23" name="_ftnref23" title="">[23]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>11- </b>İbn Haldun şöyle yazar: “İmamiyye fırkasının bu
konudaki şüphesinin nedeni, onların imameti dinin erkânından ve
usulünden kabul etmeleridir. Hâlbuki böyle değildir; aksine bu konu,
halkın seçimine bırakılmış kamu maslahatını ilgilendiren bir konudur.
Eğer dinin erkânından olmuş olsaydı, tıpkı namaz gibi ona ihtimam
gösterilirdi ve Hz. Peygamber yerine bir halife seçerdi. Nitekim Ebu
Bekir'i yerine namaz kıldırması için tayin etmiştir ki bu olay
meşhurdur.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn24" name="_ftnref24" title="">[24]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Burada İbn Haldun imamet meselesini açıklarken çelişkiye düşer. O daha
önce imameti Allah'ın dilediği kuluna verdiği ilahî bir makam olduğunu
yazmıştı. Buradaysa İmamiyye/Şia fırkasının hataya düştüğünü, imametin
halkın seçimine bırakılmış kamu maslahatına ilgilendiren bir konu
olduğunu yazmıştır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Onun bu çelişkili sözleri akla şöyle bir soru getirir: Eğer imamet
Allah katından verilen bir makam ise, nasıl olur da halkın seçimine,
görüşüne bırakılabilir? Aksine tam da Allah katından verilen bir makam
olduğundan dolayı dinin erkânından ve usulünden sayılmalıdır. Hz.
Peygamber de imametin namazdan daha az önemli olduğunu ileri süren İbn
Haldun'un görüşünün aksine, imamete ciddiyetle önem vermiş ve Allah'ın
emriyle imameti Hz. Ali'ye tahsis etmiştir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn25" name="_ftnref25" title="">[25]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>12- </b>İbn Haldun şunları yazar: “Sahabenin Ebu Bekir'in
hilafeti bağlamındaki istidlali, imametin namazla kıyasına dayanır.
Onlar, Hz. Peygamber'in dini ilgilendiren bir hususta Ebu Bekir'den razı
olmuşken biz dünyevî işlerde ondan razı olmayalım mı? dediler. Bu da
Hz. Peygamber'in hilafet konusunda bir vasiyet bırakmadığının, imamet ve
vasi tayin etmesinin, bugün önem verildiği şekilde sadr-ı İslâm'da
önemli olmadığının delilidir.”</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun bu sözleri sarf ettiğinde keşke birisi ona şunu sorsaydı:
Sahabeden bazısına verilen cemaat imamlığı görevi mi daha önemliydi
yoksa hicret gecesi Hz. Peygamber'in yatağına yatmak, Hayber Fethi gibi
savaşlarda zor ve önemli görevler üstlenmek, Hz. Peygamber Tebük'e
gittiğinde Medine'de münafıklarla mücadele etmek, Mekke'de birçok
kimsenin sorumluluğunu almak istemediği Tevbe Suresini ilan etmek, Uhud
Savaşı'ndan sonra müşrikleri takip etmek<a href="http://medyasafak.net/#_ftn26" name="_ftnref26" title="">[26]</a>,
Hayber ve Hendek savaşlarına katılmak gibi tarihçilerin tamamının Hz.
Ali'ye verildiğinde, Hz. Ali'nin de hakkıyla yerine getirdiğinde görüş
birliği ettikleri görevleri yerine getirmek mi daha önemliydi?<a href="http://medyasafak.net/#_ftn27" name="_ftnref27" title="">[27]</a>
Nasıl olur da (İbn Haldun'un inancına göre) sahabîler, bir defa cemaate
imamlık yapmış bir kimseden dünyevî işlerinde razı olmuşlardır da İslâm
tarihinin en önemli ve hayatî kesitlerinde ciddi görevler almış olan,
Hz. Peygamber'in hakkında Menzile Hadisi'ni buyurduğu Hz. Ali'ye
teveccüh göstermemişlerdir? Bu meselenin ana nedenlerini Hz.
Peygamber'in vefatından sonra ortaya çıkan kavmiyetçi anlayışta,
taassupta ve İbn Haldun'un görüşünde aramak gerekir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>13- </b>İbn Haldun kitabının bir başka yerinde şöyle
yazar: “Zira din ve İslâm, bir dizi olağanüstü gayretler sayesinde
hayata geçiyordu; dinin muhafazası uğruna yapılan gönül birliğini,
insanların dinin yayılması için gösterdiği cansiperane fedakârlıkları
buna örnek verebiliriz. Bütün bu imana ve fedakârlığa her gün
gözlemlenebilen ahval ve havadis sebep oluyordu; Müslümanların muzaffer
olması için meleklerin savaş meydanında hazır olmasını, onların arasında
semavî haberlerin gelişini, her hadiseden sonra kendilerine okunan
Kur'ân ayetlerinin yenilenmesini buna örnek verebiliriz (onlar o zamanın
bu koşullarında asabiyete riayet etmeye hiç ihtiyaç duymadılar). Çünkü
inkıyat ve izan (itaat ve teslimiyet) sıbğası, boyası bütün insanları
kuşatmıştı; art arda görülen sözünü ettiğimiz bu harikuladelikler, bu
semavî ve ilahî olgular, meleklerin gidiş gelişleri insanları
korkutuyordu ve bunların arka arkaya oluşu onları dehşete düşürmüştü.
Bütün bunlar insanlara bir çağrıydı ve bunlar, öylesine olağandışı bir
hal ortaya çıkarmıştı ki hilafet, sultanlık, veliaht seçimi ve asabiyet,
bütün bunlar bu halin dalgasında yok olmuştu.”</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
13'üncü maddedeki açıklamalarında İbn Haldun, Hz. Peygamber'in vasi
tayin etmesi gereği üzerinde dururken ilmî ve aklî kaidelerle
bağdaşmayan, temelden yoksun, hatta saçma birtakım delillere
dayanmıştır. Herkes Hz. Peygamber'in bir insan olduğu ve İbn Haldun'un
iddia ettiğinin aksine sorunları hallederken meleklere ya da
harikuladeliklere başvurmayıp savaştığını, ordu çıkardığını veya
insanların başvurdukları başka yöntemlere tevessül ettiğini itiraf eder.
Gerçekten, hangi tarihçi meleklerin gidiş gelişlerinin insanları
korkuttuğunu yazmıştır? Kur'ân'da meleklerin ilahî yardımından söz
edilirken Müslüman askerlerin onları asla görmedikleri belirtilir
(Tevbe, 25-26). Veyahut Allah'ın iradesiyle Müslümanların kendine özgü
bir haletiruhiye içine girdiklerinden ve Müslümanların müşrikleri sayıca
az, müşriklerin ise Müslümanları kalabalık gördüklerinden ve neticede
bir çeşit huzura kavuştuklarından söz edilir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn28" name="_ftnref28" title="">[28]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Birazcık tarih bilgisine sahip olan herkes Hz. Peygamber'in hayatının
son yıllarında onu ve Müslümanları kaygılandıran şeyin meleklerin gidiş
gelişleri vb. olmadığını; kaygılanmalarına sebep olan şeyin, münafıklar,
yalancı müddeiler ve içerde ve dışarıda olup anlaşmaları bozmaya
çalışan unsurlar olduğunu çok iyi bilir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn29" name="_ftnref29" title="">[29]</a>
Bu koşullarda Hz. Peygamber başka zamanlardakinden çok daha fazla
asabiyete ihtiyaç duymuştur. Hz. Peygamber'in İbn Haldun'dan daha fazla
anlayış sahibi olduğu kesin olduğuna göre bu ihtiyacı daha net
görmüştür. İlahî yardımlar ve meleklerin hazır bulunuşları bağlamında
göz önünde bulundurulması gereken, bu konudaki rivayetlerin sayıca çok
olduğudur. Nitekim İbn Haldun'un olağanüstü bir durum vücuda
getirdikleri iddiasını destekleyen yalnızca beş adet rivayet bulunur.
Daha çok bir halüsinasyonu, bir kâbusu andıran ve akla yatmayan çocuksu
hayalî hikâyeler gibi görünen bu rivayetlerde Hz. Peygamber'in
düşmanlarından birinin melekler tarafından öldürüldüğünden hiç söz
edilmez. Bu konuda İbn Hişam'ın <i>Sire</i>'sinde naklettiği
rivayetler muğlak ifadeler içerir; nitekim İbn Hişam'ın kendisi de
naklettiği rivayetlerin sahih olduğundan emin değildir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn30" name="_ftnref30" title="">[30]</a>
Öte yandan, eğer Hz. Peygamber sorunlarını meleklerin gaybî
yardımlarıyla çözüyorduysa niçin melekler Uhud Savaşı'nda ve Reci
Günü'nde Hz. Peygamber'e yardım etmemiş, onca Müslümanın katledilmesine
göz yummuştur? Siyer kitaplarında bu savaşlarda ilahî yardımın geldiğine
dair bilgi bulunmaz. Ayrıca Halife b. Hayyat ve İbn Esir gibi
tarihçiler yardım rivayetlerinden söz etmemişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>14- </b>İbn Haldun şöyle yazar: “Ancak ilahî yardım, önce
mucizelerin, ardından insanların bunlara doğrudan tanık olduğu çağın
sona ermesiyle ortadan kalkarken itaat ve teslimiyet de zamanla değişti
ve harikuladelikler yok oldu. Teslimiyet bir alışkanlığa, İslâm'dan önce
olduğu hale döndü. Şu halde bu durumdan, asabiyet ve alışkanlıklarda
ortaya çıkan şeyin birtakım faydalarının ve zararlarının olduğu öğüdünü
almak gerekir. Sultanlığın, hilafetin ve veliahtlığın en gerekli
işlerden sayıldığını zannettiler; oysa sadr-ı İslâm'da böyle değildi.
Hz. Peygamber döneminde hilafetin ne kadar önemsiz olduğunu görmek
gerekir; nitekim bu konuda herhangi bir ahit söz konusu olmamıştır.
Sonra, halifeler çağında giderek bir ölçüde önem kazanmıştır. Çünkü
İslâm memleketlerinin muhafaza ve himayesi, cihat ve dinden dönme ve
fetihler bunun önem kazanmasını icap ettiriyordu. Onlar veliaht tayin
edip etmemede özgürdüler. Yukarıda Ömer'in bu konudaki sözünü
nakletmiştik. Ama artık hilafet ve veliahtlık meselesi ülkeyi
koruyabilmek ve kamu yararına çalışabilmek için en önemli konulardan
biri olmuştu.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn31" name="_ftnref31" title="">[31]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">İbn Haldun yukarıda alıntıladığımız bölümde aklın kabul edeceği bir
delile ve şahide istinat etme ihtiyacı duymadan şunu demek istemektedir:
“Hz. Peygamber döneminde hilafet ve veliahtlık önemsizdi ve bu konuda
bir taahhütte bulunulmadı. Mesele, halifeler döneminde önem kazandı” ve
her biri kendisine bir halef tayin etti. İbn Haldun'un ifadesiyle,
halifeler, “İslâm memleketlerinin muhafaza ve himayesi, cihat ve dinden
dönme” meselelerini düşündüklerinden böyle yapmışlardı. Peki, ömrünün
son anına kadar Usame ordusunun hareket etmesinde ısrarcı olan Hz.
Peygamber ne düşünüyordu?<a href="http://medyasafak.net/#_ftn32" name="_ftnref32" title="">[32]</a>
Şiî öğretide, bundan önce sözü edilen hadiselere dayanılarak, İbn
Haldun'un görüşünün aksine Hz. Peygamber döneminde hilafet meselesinin
önemli olduğu, o dönemde bu konuda bir ahdin söz konusu olduğuna
inanılır.</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 18.0pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>15- </b>“Ali'nin hilafeti olayına gelince; Osman'ın
öldürülmesi sırasında insanlar muhtelif şehirlere dağılmış olduklarından
Ali'ye biat edilirken orada hazır bulunamamışlardı. Biatte orada
bulunanların bir kısmı Ali'ye biati kabul ederken bir başka kısmı
çekimser kalmış, halkın tamamının toplanıp bir halife üzerinde görüş
birliği sağlanmasından yana olmuşlardı. Şehirlerde olanlar da Ali'ye
biatten dönmüş, Osman'ın intikamını istemiş ve Müslümanlar arasında bir
şura oluşana ve biri hilafete seçilene değin başsız kalmayı tercih
etmişlerdi. Bunlar Ali'nin Osman'ın katilleri konusundaki sessizliği bir
çeşit yumuşaklık ve itinasızlık olarak algılamışlardı; Osman'a yardım
olarak değil.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn33" name="_ftnref33" title="">[33]</a></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
15'inci maddede ileri sürülenler hakkında şunlar söylenebilir: O
dönemde Haremeyn ehlinin (Mekke ve Medine halkının) çoğunluğunun görüşü
halifenin hakkaniyeti için yeterli sayılıyordu ve Medine halkı (hem
muhacirler hem de Ensar) ile Bedr ehli ve Kufe, Basra, Mısır
temsilcileri, dört kişi (veya daha fazlası) dışında Hz. Ali'ye biat
etmişlerdi. Biat etmeyenlerin dosyası kabarıktı, ya sahih bir imana
sahip olmadılar ya da Mervan gibi Hz. Peygamber'e düşmandılar. İçlerinde
savaşlar sırasında yüklü miktarda servet biriktirenler de vardı ve
bunlar yerlerinden edilmekten korkuyorlardı. Muâviye dışında hiç kimse
Osman'ın intikamının alınmasını istemedi. Onun bu isteği de bir hileden
başka bir şey değildi. Philip Hitti'nin ifadesiyle, hilafeti ele
geçirmek için intikamdan söz ediyordu.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn34" name="_ftnref34" title="">[34]</a> Hz. Ali'nin <i>Nehcü'l-belağa</i>'daki tabiriyle, Muâviye, yardım talebinde bulunduğunda Osman'a yardım etmemişti.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn35" name="_ftnref35" title="">[35]</a>
Ayrıca Osman'ı kimlerin öldürdüğü bilinmiyordu, dolayısıyla Hz. Ali'nin
katillere yumuşak veya sert davrandığı iddia edilemez. Osman'ın evini
Basra, Kufe ve Mısır'dan gelenler kuşatmıştı. Tarih rivayetleri Hz.
Ali'nin Osman'a yardım ettiğini ortaya koyar. İbn Haldun Hz. Ali'ye
kimsenin biat etmek istemediğine dair sözü kaynakların çoğunluğunun
verdiği bilgilerle çelişir. Aslında hilafeti istemeyen Hz. Ali idi. Halk
ise ısrarcı oluyordu. Nitekim onun hilafeti kabul etmesi için Hz.
Ali'nin evinin arkasında toplanıp oturma eylemi yapan sahabiler vardı.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn36" name="_ftnref36" title="">[36]</a></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun'un Hz. Peygamber'in halefini tayin etmediğine dair delilsiz
ve belgesiz iddiasındaki ısrarı, dikkatli okuyucunun, akılcı olduğunu
ileri süren İbn Haldun'un hilafet konusundaki istidlali bağlamında
kendisiyle çeliştiğini anlamasını sağlar. Sanki o, Hz. Ali'nin imamet ve
hilafetini inkâr edip başkasının hilafetini ispat etmekle
görevlendirilmiştir. İbn Haldun'un bunca ısrarının nedenin ne olduğunu
kimse bilmemektedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>5</b>- <b>Sonuç</b> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Buraya kadar söylediklerimizden şu sonuçlar çıkmaktadır:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1- </b>Tarih boyunca Hz. Peygamber'in halifeliği, bilhassa
Hz. Ali'nin imameti hakkında söylenenlerin çoğunun kimi zaman
bilgisizlikten, kimi zaman bir kasıttan, kimi zaman da Arap kabileci
anlayışından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu etkenler öylesine güçlü
bir atmosfer oluşturmuştur ki tarafsız ve akılcı olduğunu iddia eden İbn
Haldun'u dahi etkisi altına almış ve onu, sekiz yüz yıl sonra Hz.
Ali'ye cephe almaya zorlamıştır. Bu yüzden o, iddialarını bir temele
oturtmak gayesiyle her türlü vesileye tevessül etmiştir.</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>2- </b>Tarih boyunca ortaya çıkan kimi temayüller ve kelam
tartışmaları için de aynı durum geçerlidir. Bu tartışmalarda ileri
sürülen delillerin birçoğu dinî, tarihî ve ilmî dayanaktan yoksundur ve
rivayet ve hadis ilimleri açısından da problemlidir; çoğunluğu safsatacı
bireylerin zihinlerin ürünüdür.</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><b>3</b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>- </b>Eski kaynaklar derinlemesine incelendiğinde kimi
kelamî ve mezhebi tartışmaların üzerindeki sır perdesi aralanır ve
hakikatlerin ortaya çıkmasıyla birlikte Müslümanlar arasında
yakınlaşmayı sağlayacak adımlar atılmış olur.</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"> </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>4- </b>İbn Haldun gibi bir yazarın Ehlisünnet'te sahabenin
ileri geleni olarak kabul edilen ve tanınmış bir sima olan Hz. Ali'ye
haddinden fazla düşmanlık beslemesi, perde ardında bizim bilmediğimiz
hakikatlerin var olduğuna işaret eder.</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 39.3pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>çev. İbrahim Erkin</b></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bu yazı ilk defa, </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">22 Eylül 2017 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/2420/ibn-haldun-un-mukaddime-sindeki-hz-ali-nin-hilafet-ve-imametine-dair-">burada </a>yayınlanmıştır.</span><br />
<div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br clear="all" /></span>
<br />
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<div id="ftn1">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref1" name="_ftn1" title="">[1]</a>
Nadireddin Tusî, Tecridü'l-itikad (bâ Şerh-i Allame Hıllî), çev.
Ebu'l-Hasan Şaranî, Tahran 1351, s. 507-530; Allame Seyyid Muhammed
Hüseyin Tabatabaî, Şia der İslâm, Kum tarihsiz, s. 169-183.</span></div>
<div id="ftn2">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref2" name="_ftn2" title="">[2]</a> İbn Haldun, Mukaddime, çev. Pervin Gonabadî, Tahran 1371, c. 1, s. 363-36; İbn Haldun, Mukaddime, Mısır tarihsiz, s. 190.</span></div>
<div id="ftn3">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref3" name="_ftn3" title="">[3]</a> Bkz. Hucurat, 14.</span></div>
<div id="ftn4">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref4" name="_ftn4" title="">[4]</a> İbn Haldun, age., c.1, s. 363-365. “İslâm olduk” ayetini krş. Tusî, age., s. 507, 511, 513.</span></div>
<div id="ftn5">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref5" name="_ftn5" title="">[5]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 365-366.</span></div>
<div id="ftn6">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref6" name="_ftn6" title="">[6]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 366; Arapça metin, s. 191; krş. Allame Tabatabai, age., s. 172-173.</span></div>
<div id="ftn7">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref7" name="_ftn7" title="">[7]</a> Allame Tabatabaî, age., s. 168-169, 172, 173; Tusî, age., s. 507, 513.</span></div>
<div id="ftn8">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref8" name="_ftn8" title="">[8]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 366; Arapça metin, s. 191-192, Allame Tabatabaî, age., s. 169.</span></div>
<div id="ftn9">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref9" name="_ftn9" title="">[9]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 366.</span></div>
<div id="ftn10">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref10" name="_ftn10" title="">[10]</a>
Krş. İbn Haldun, age., c. 1, s. 402-403; Allame Tabatabaî, age., s.
170-171; Şeyh Müfid, el-İhtisas, Kum tarihsiz, s. 97; Tusî, age., s.
507-508, 513.</span></div>
<div id="ftn11">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref11" name="_ftn11" title="">[11]</a> Tusî, age., s. 513-514, 529.</span></div>
<div id="ftn12">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref12" name="_ftn12" title="">[12]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 402.</span></div>
<div id="ftn13">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref13" name="_ftn13" title="">[13]</a>
İbn Hişam, Siretü'n-nebeviyye, Beyrut tarihsiz, c. 4, s. 87, 194-195,
213, 223, 247-248; Yakubî, Tarih, çev. Ahmed İbrahim Ayetî, Tahran 1343,
c. 1, s. 43-44; İbn Esir, el-Kamil fi't-tarih, neşr: Muhammed
Abdurrahman Maraşî, Beyrut 1992, c. 1, s. 65; Tusî, s. 513.</span></div>
<div id="ftn14">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref14" name="_ftn14" title="">[14]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 403.</span></div>
<div id="ftn15">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref15" name="_ftn15" title="">[15]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 405-406.</span></div>
<div id="ftn16">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref16" name="_ftn16" title="">[16]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 406.</span></div>
<div id="ftn17">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref17" name="_ftn17" title="">[17]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 407.</span></div>
<div id="ftn18">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref18" name="_ftn18" title="">[18]</a> Tusî, age., s. 515.</span></div>
<div id="ftn19">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref19" name="_ftn19" title="">[19]</a> Allame Tabatabaî, age., s. 173, 178, Tusî, age., s. 529.</span></div>
<div id="ftn20">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref20" name="_ftn20" title="">[20]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 407.</span></div>
<div id="ftn21">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref21" name="_ftn21" title="">[21]</a> Tusî, age., s. 529.</span></div>
<div id="ftn22">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref22" name="_ftn22" title="">[22]</a>
Örneğin bkz. İbn Hişam, age., c. 4, s. 163, 168, 174; Yakubî, age., c.
1, s. 402, 409, 414, 415, 508. Krş. İbn Haldun, age., c. 1, s. 376-379;
Allame Tabatabaî, age., s. 173-174; Tusî, age., s. 513, 515-518.</span></div>
<div id="ftn23">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref23" name="_ftn23" title="">[23]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 408.</span></div>
<div id="ftn24">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref24" name="_ftn24" title="">[24]</a>
Süheylî, er-Ravzü'l-unf, neşr: Abdurrahman el-Vekil, c. 6, s. 18-19;
Yakubî, age., c. 1, s. 398, 441; Halife b. Hayyat, Tarih, Beyrut 1993,
s. 38, 47, 57; İbn Esir, age., c. 1, s. 516, 535, 537, 539, 541,
550-558, 570, 596, 602, 636, 640; Şeyh Müfid, age., s. 200.</span></div>
<div id="ftn25">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref25" name="_ftn25" title="">[25]</a> Tusî, age., s. 515-516.</span></div>
<div id="ftn26">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref26" name="_ftn26" title="">[26]</a>
İbn Hişam, age., c. 4, s. 174, 191-192; Halife b. Hayyat, age., c. 6,
s. 273; Yakubî, age., c. 1, s. 426, 430; İbn Abdirabbih,
el-Ikdü'l-ferid, neşr: Ahmed Emin ve İbrahim el-Abyarî, Beyrut 1991, c.
5, s. 91-94.</span></div>
<div id="ftn27">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref27" name="_ftn27" title="">[27]</a> Şeyh Müfid, age,s. 97, 124-125; Tusî, age., s. 518-520, 530, 541.</span></div>
<div id="ftn28">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref28" name="_ftn28" title="">[28]</a> İbn Esir, age., c. 1, s. 636; Tusî, age., s. 516.</span></div>
<div id="ftn29">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref29" name="_ftn29" title="">[29]</a>
Yakubî, age., c. 1, s. 424. Krş. Âl-i İmran, 13; Enfal, 12, 15, 44.
Cafer Murtaza Âmulî, es-Sahih min sireti'n-Nebi el-Azam, Beyrut 1995, c.
5, s. 52.</span></div>
<div id="ftn30">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref30" name="_ftn30" title="">[30]</a> Örneğin bkz. İbn Hişam, age., c. 4, s. 82, 84, 87, 163, 168, 174, 191-195, 213, 223, 246-247.</span></div>
<div id="ftn31">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref31" name="_ftn31" title="">[31]</a>
İbn Hişam, age., c. 4, s. 91, 244-245. İbn Hayyat Huneyn'de meleklerin
nazil olduğundan söz eder. Bu rivayete göre bazı insanlar melekleri,
çölde dağınık halde bulunan karıncalar şeklinde görmüşler ve sonrasında,
bu karıncaların melek olduğundan şüphe etmediklerini söylemişlerdir,
Halife b. Hayyat, age., c. 7, s. 173.</span></div>
<div id="ftn32">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref32" name="_ftn32" title="">[32]</a> İbn Haldun, age., c. 1, s. 408.</span></div>
<div id="ftn33">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref33" name="_ftn33" title="">[33]</a> İbn Hişam, c. 4, s. 299-300; Tusî, age., s. 529.</span></div>
<div id="ftn34">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref34" name="_ftn34" title="">[34]</a> Philip Hitti, Tarih-i Arab, çev. Ebu'l-Kasım Payende, Tahran 1380, s. 232.</span></div>
<div id="ftn35">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref35" name="_ftn35" title="">[35]</a>Nehcü'l-belağa, çev. Cafer Şehidî, s. 291-292.</span></div>
<div id="ftn36">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref36" name="_ftn36" title="">[36]</a>
Yakubî, age., c. 2, s. 74-76; Resul Caferiyan, Tarih-i Hülefa, Kum
1377, s. 227, 239; Şeyh Muhammed Ahmed Kenan,
Tarihü'l-hilafeti'r-raşide, Beyrut, 1997, s. 341</span></div>
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-60146966615722497312018-04-13T19:41:00.001+03:002018-04-13T19:41:38.222+03:00 Şia ve Kur’ân’ın Tahrif Olunamazlığı<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Esedullah Rızayî</strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><em>Kur'ân-ı Kerim, semavî kitaplar içerisinde en özel olanıdır; Allah
onu muhafaza edeceğini vadetmiştir. Ayrıca semavî kitaplar içerisinde
ayrıcalıklı bir konuma sahiptir; kalemler şüphe doğuracak ifadeler
yerine Kur'ân'ı açıklamaya yönelik şerhler yazmışlardır. Günümüzde ise
kimi Vehhabî müellifler, mevcut koşulları fırsata çevirerek ilahî
kitabın azametine halel getirecek birtakım görüşler ileri sürmüşler,
Ehl-i Beyt Mektebi'nin, Şia'nın Kur'ân'ın tahrif edildiğine inandığını
iddia etmişlerdir. Bu makalede, Şiî ulemanın görüşleri çerçevesinde
Vehhabîlerin bu iddiası çürütülmeye çalışılacaktır.</em><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Giriş</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân-ı Kerim, bütün Müslümanların nezdinde yüce bir makama sahiptir.
Müslümanlar sadece kendilerinden olanların değil, bigânelerin de
kitaplarına saygısızlık etmelerine göz yummazlar. Çünkü Kur'ân'ı,
insanların, yapıcı ve hidayet edici mesajları sayesinde kulluğu ve doğru
yaşam biçimini öğrenecekleri, güvenilir Cebrail tarafından emin
Peygamber'e nazil olan Allah'ın kelamı olarak kabul ederler. Baştan sona
“mucize”, “hidayet”, “ilim” ve “hikmet” olan bir kitap, bin dört
yüzyıldan fazla bir süredir, Müslümanların ruhuna ve bedenine
hükmetmektedir. İçeride ve dışarıda kurgulanan planlara rağmen Kur'ân
Müslümanların kalbinde yer edinmiş, bir şahsın veya bir topluluğun
eleştirileri hiçbir zaman Kur'ân'ın azametini ve maneviyatını
gölgeleyememiştir.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Tahrif şüphesi, ilahî kitaba yöneltilen eleştirilerin başında
gelmektedir. İslâm dünyasında bir topluluk, tahrifi Şia'nın dinî
inançlarından saymakta, Şiîleri bu yüzden kınamaktadır. Biz burada,
tarih, hadis ve tefsir ilimleri açısından incelenebilecek olan bu konuyu
tartışmaya açacak, bu haksız iddiayı ele alacağız.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Eleştirinin ortaya konulması</strong><em> </em></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><em>eş-Şia ve's-Sünnet</em>'in müellifi İhsan İlahi Zahir, Kur'ân-ı
Kerim'in tahrife ve değişime uğradığı inancının Şia'nın inanç
esaslarından biri olduğunu ileri sürerek şöyle yazar: “Şia, insanların
elinde bulunan ve Allah tarafından korunan Kur'ân'a inanmaz. Bu
inancıyla Ehl-i Sünnet'in karşısında yer alır. Dolayısıyla Şiîler,
Kur'ân ve Sünnet hakkında varid olan bütün sahih rivayetleri inkâr
ederler.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn1" name="_ftnref1" title="">[1]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Gafarî'ye<a href="http://medyasafak.net/#_ftn2" name="_ftnref2" title="">[2]</a>
göre Şia'nın tahrif inancını delilleriyle birlikte kitabında kaydeden
ilk müellif olan Âlusî ise şunları yazar: “Şia'nın itikadına göre Osman,
hatta Ebu Bekir ve Ömer dahi, (Kur'ân'ı) tahrif etmiş, ayetlerinden ve
surelerinden çoğunu çıkarmışlardır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn3" name="_ftnref3" title="">[3]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Muhibüddin el-Hatib de imamet bağlamında Kur'ân'ın tahrif edildiği inancını Şia'ya nispet etmektedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn4" name="_ftnref4" title="">[4]</a>
Beyyumî, Şia ile Ehl-i Sünnet arasındaki en önemli ihtilaf konusunun
Kur'ân'ın tahrifi olduğunu iddia ettikten sonra şöyle yazar: “Şia,
Kur'ân-ı Kerim'in tahrife uğradığına ve değiştirildiğine; ona çok sayıda
ayetin eklendiğine ve çıkarıldığına, mevcut Kur'ân'ın eksik olduğuna
inanır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn5" name="_ftnref5" title="">[5]</a><strong> </strong></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong> </strong></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Eleştirinin incelenmesi ve cevabı</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Müelliflerin yukarıda alıntıladığımız ifadelerinden Şia'nın itikadının
Kur'ân-ı Kerim'in tahrifi üzerine kurulduğu, Kur'ân-ı Kerim'in değişime
ve dönüşüme uğradığı inancının Şia'nın inanç sistemini şekillendirdiği
sonucuna ulaşmaktayız. Bu büyük suçlamayı analiz etmeye tahrif kavramını
inceleyerek başlayacağız.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Tahrif kavramı</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">“H r f” (çoğulu “ehruf”) kökünden türeyen tahrif sözlükte, bir şeyin tarafı, kenarı anlamlarına gelir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn6" name="_ftnref6" title="">[6]</a>
Sözlük bilimcilere göre “harf” kelimesinin üç ayrı kökü bulunmaktadır.
Bu üç kökten birincisi, bir şeyden sapmak (udul etmek), inhiraf anlamına
gelmektedir. “İnhiraf anhu” cümlesi ile “adalet bihi anh” cümlesi
anlamdaş olup “bir şeyden inhiraf etmek, sapmak” anlamına gelmektedir.
Kelamın tahrifi ise, kelam yönünden sapmak anlamı taşımaktadır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn7" name="_ftnref7" title="">[7]</a> Allah Teâlâ şöyle buyurur: <em>“Sözlerin yerlerini değiştirip tahrif ediyorlar.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn8" name="_ftnref8" title="">[8]</a> Tahrif, değiştirmek, dönüştürmek, bir tarafa meyletmek anlamlarında da tanımlanmıştır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn9" name="_ftnref9" title="">[9]</a> Tahrif sözcüğü Kur'ân bağlamında kullanıldığında, harfin ve sözün asıl anlamının değiştirilmesi anlamına gelmektedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn10" name="_ftnref10" title="">[10]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Sözcük anlamlandırılırken düşülen “taraf” ve “sapma” kayıtları<a href="http://medyasafak.net/#_ftn11" name="_ftnref11" title="">[11]</a> göz önüne alındığında tahrif şu anlama gelir: Bir şeyi asıl yerinden saptırıp inhiraf ettirerek başka bir yere yerleştirmek.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn12" name="_ftnref12" title="">[12]</a> Kelamın tahrifi ise şu manaya gelir: Kelamı, ihtimallerden biriyle bağdaşacak biçimde değiştirmek ve inhirafa uğratmak.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn13" name="_ftnref13" title="">[13]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Tahrifin terim anlamı ise şudur: Kur'ân bağlamında kullanıldığında
tahrif sözcüğü birkaç anlamda kullanılır ve bu kullanımlardan kimisi
caiz iken kimisi caiz değildir ve caiz olmayan kullanımlar Müslümanların
icmasına göre akıl dışı ve batıldır. Tahrif sözcüğü şu birkaç anlamda
kullanılır:</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">a) Nüzul sırası (tertip) açısından tahrif: Bu, Kur'ân'ın ayetlerin
nüzul sırasına riayet edilmeksizin tanzim edildiği anlamına gelir ve hiç
tartışmasız Kur'ân bu anlamda tahrife uğramıştır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn14" name="_ftnref14" title="">[14]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">b) Manevî tahrif: Sözcüğün kastedilen anlamının aksine bir anlamda
kullanılması şeklindeki tahrife “dirayet tefsiri” de denilmektedir ve
tefsirin bu türü, şeriatta şiddetle nehyolunmuştur.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn15" name="_ftnref15" title="">[15]</a> Bu tahrife başvuran kimse, Yahudiler hakkında nazil olan <em>“Sözlerin yerlerini değiştirip tahrif ediyorlar”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn16" name="_ftnref16" title=""><strong>[16]</strong></a></em> ayetinin kapsamına girer.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">c) Lafzî tahrif: Bu tahrif iki şekilde gerçekleşebilir:</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
Kıraat: Bir kelime, bilinen kıraatinin hilafına kıraat edilir. Bu tarz
değiştirmenin örnekleri Kur'ân-ı Kerim'de bulunmaktadır. (Ehl-i
Sünnet'in inandığı) yedi kıraat veya on kıraat da bu türdendir. Şiî
ulemanın kahir ekseriyeti, tevatürle sabit olmadığından yedi kıraati
caiz kabul etmemektedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn17" name="_ftnref17" title="">[17]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Önceleme ve sonraya bırakma: Önce gelen bir sözcüğün sonraya
bırakılması veya sonra gelen bir sözcüğün öncelenmesi, Kur'ân'ın
belagatine halel getireceğinden caiz değildir. Örneğin, <em>“Üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu</em>” ayetinde “aşağılık” sözcüğünü “yoksulluk” sözcüğünün önüne geçirmek caiz değildir.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">d) Çoğaltmak ve eksiltmek suretiyle tahrif: Bu tür tahrif birkaç şekilde mümkündür:</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">1. Kur'ân harflerinin veya harekelerinin tahrifi: Anlamda bir
değişikliğe sebep olmaksızın harf çoğaltmak veya eksiltmek ya da
sözcüklerin harekelerini değiştirmek, her ne kadar tahrifin bir türüyse
de, Kur'ân'da bulunmaktadır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn18" name="_ftnref18" title="">[18]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">2. Kur'ân kelimelerinin tahrifi: Orijinalini koruyarak ayete bir ya da
iki kelime eklemek veya çıkarmak, eklenen veya çıkarılan kelimelerin
Kur'ân'dan olduğuna inanılmaksızın, sırf anlamı netleştirmek amacıyla
olursa caizdir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn19" name="_ftnref19" title="">[19]</a> Erken dönemde, Osman öncülüğünde yapılan Mushafları birleştirme çalışmasında bu türden tahrifin vuku bulduğu bir gerçektir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn20" name="_ftnref20" title="">[20]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">3. Kur'ân'ın eksik olduğu inancı: Hz. Peygamber'den (s.a.a.) sonra
Kur'ân'dan bir ayetin veya surenin taammüden veya sehven hazfedildiği
varsayımı, bütün Müslümanların icmasına göre batıldır, kabul edilemez
bir görüştür.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn21" name="_ftnref21" title="">[21]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">4. Besmele konusundaki görüş ayrılığı: Tahrifin bu türünde görüş
ayrılığı vardır: Bir kısım Ehl-i Sünnet âlimi, besmelenin Tevbe Suresi
dışındaki surelerin bir parçası olduğu; bir kısmı ise olmadığı
görüşündedir. Yine Sünnî ulemadan bazıları besmelenin surelerden ayrı
olduğuna inanır. Âlusî, Sünnî ulemanın bu konuda dokuz farklı görüş
ileri sürdüğünden söz etmektedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn22" name="_ftnref22" title="">[22]</a> Şiî ulema ise besmelenin Tevbe Suresi dışındaki bütün surelerin bir parçası olduğunda görüş birliğine varmıştır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn23" name="_ftnref23" title="">[23]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Şia ve tahrifin yadsınması</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Konumuzun sınırları belli olduğuna göre şu soruyu sorabiliriz:
Gerçekten Ehl-i Beyt (a.s.) takipçileri, bir grup Vehhabî müellifin
iddia ettiği gibi, Kur'ân'ın tahrif edildiğine mi inanmaktadır ve bu
inanç, onların itikadının bir parçası mıdır? Bu sorunun cevabı birkaç
açıdan menfi olup aslında bir yalan ve iftiradır. İmamî Şiîler,
Kur'ân'ın tahrif edilmediğine inanmakla birlikte aşağıda ele alacağımız
delillerden ötürü, Kur'ân'ın tahrif edilemeyeceğine de inanmaktadır.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Birinci delil: Kur'ân ayetleri</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân ayetleri tahrif iddiasının asılsız olduğunun en sağlam delilleridir. Kur'ân- Kerim açık bir dille şöyle buyurur: <em>“Eğer
kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi
onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah'tan
gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn24" name="_ftnref24" title="">[24]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân, Allah'ın her türlü müdahaleden masun olduğunu vadettiği bir kitaptır: <em>“Zikr'i kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağı</em>z.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn25" name="_ftnref25" title="">[25]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân'ı değiştirmeye kimin gücü yetebilir? <em>“O, eşsiz bir kitaptır. Ona önünden de ardından da batıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmişt</em>ir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn26" name="_ftnref26" title="">[26]</a> sözleriyle tavsif edilen ve hakkında daha onlarca ayet bulunan<a href="http://medyasafak.net/#_ftn27" name="_ftnref27" title="">[27]</a>
bir kitabın değiştirilip dönüştürülebileceğine inanmak, Allah'ın sonsuz
kudret sahibi olduğuna ve vaadinden dönmeyeceğine iman etmekle
bağdaşabilir mi? Sadece bu iki ayet, Kur'ân'ın, kutsallığıyla ve
azametiyle çelişecek herhangi bir tahriften masun olduğunu ispatlamak
için yeterli değil midir? Aslında Kur'ân'ın tahrif edilebileceğine
inananların, Allah'ın sonsuz kudretine imanlarını sorgulamaları gerekir.
Çünkü onlar Allah'ın <em>“Zikr'i kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız”</em> kesin vaadine ve Allah'ın geniş kudretine inanmamaktadırlar. Aksi durumda böyle bir iddia ortaya atılmazdı.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>İkinci delil: Ehl-i Beyt İmamları (a.s.) ve mevcut Kur'ân</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Şiîler bütün inanç esaslarını Ehl-i Beyt İmamlarından (a.s.), Ehl-i Beyt İmamları da Hz. Peygamber'den (s.a.a.) öğrenmiştir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn28" name="_ftnref28" title="">[28]</a>
Ehl-i Beyt İmamları, mevcut Kur'ân'ı dikkate almışlar ve takipçilerini
mevcut Kur'ân'a yönlendirmişler, onu insanlığın kurtarıcı kılavuzu kabul
etmişlerdir. Söylediklerimizi daha net ifade edebilmek için her biri
bir hidayet yıldızı olan Ehl-i Beyt İmamlarının sözlerinden örnekler
nakledeceğiz:<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>1. Emirelmüminin Ali (a.s.)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Ali b. Ebi Tâlib (a.s.), Hz. Peygamber'e en yakın insandı; nitekim
İmam Ali, Hz. Peygamber'le olan yakınlığını şu sözlerle dile getirir:<em> </em></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><em>“Ben daima Hz. Peygamber'le birlikte idim. Hz. Peygamber her yıl
(birkaç ayını) Hıra Mağarası'nda geçirirdi. Onu orada gören yalnızca ben
idim; benim dışımda biri onu orada göremezdi. Ben, Hz. Peygamber'e
vahiy nazil olduğunda, vahiy ve risalet nurunu müşahede ediyor, nübüvvet
ıtırını kokluyor, vahyin nüzulü sırasında şeytanın çıkardığı sesi
işitiyordum.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn29" name="_ftnref29" title="">[29]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İbn Ebi'l-Hadid şöyle yazar: “Bütün herkesin ittifak ettiği üzere Hz.
Peygamber zamanında Kur'ân'ı Ali hıfzederdi; O'nun dışında Kur'ân'ı
ezberleyen yoktu. Sonradan Kur'ân'ı ilk defa cem eden, toplayan da O
olmuştur.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn30" name="_ftnref30" title="">[30]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Muâviye, Sıffin'de yenilgiyi tattığında Amr b. As'ın hilesine
başvurarak İmam Ali'nin askerlerini aldatmak için Kur'ân'ı mızrakların
ucuna taktırdığında İmam Ali Kur'ân hakkında şöyle buyurmuştur: <em>“Ben onlarla bu kitabın hükmünce savaşıyorum. Onlar, Allah'ın onun
(kitabın) içindeki emirlerine asi oldular ve ahitlerini unutup
(Allah'ın) kitabını bir kenara bıraktılar.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn31" name="_ftnref31" title="">[31]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>2. İmam Hasan Mücteba (a.s.)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Hasan b. Ali (a.s.), mevcut Kur'ân'ın hakikatini şu şekilde beyan eder: <em>“Şüphesiz Kur'ân'da nur kandilleri vardır ve o, sinelere şifadır. O
halde (kalbini) aydınlatmak isteyen onun ışığıyla aydınlatsın.</em>”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn32" name="_ftnref32" title="">[32]</a></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
Bir başka sözünde şöyle buyurur: <em>“Bu dünyada şu Kur'ân'dan başka geriye ne kalmıştır. Onu kılavuz
edinin. İnsanların en iyisi Kur'ân'la amel edendir, onu ezberleyen
değil.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn33" name="_ftnref33" title="">[33]</a></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
Yine şöyle buyurur: <em>“Kur'ân'da her şeyin ayrıntılı bilgisi vardır. Ona önünden veya
arkasından batıl sokulamaz. O her şeyde dayanaktır. Biz onun tefsirinde
yanılmayız. Tersine, onun gerçeklerini kesinliğe kavuştururuz. Buna göre
bize itaat edin. Çünkü bize itaat etmek, Allah'a, Peygamber'e ve
ululemre itaatle bir arada mütalâa edildiği için farzdır…”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn34" name="_ftnref34" title="">[34]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Hasan, Muâviye ile imzaladığı anlaşma metninin ilk maddesinde,
onun, Allah'ın Kitabı'na ve Resul'ün sünnetine amel etmesini şart
koşmuştur.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn35" name="_ftnref35" title="">[35]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>3. İmam Hüseyin (a.s.)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân'ın unutulmuşluğunu ortadan kaldırmak için varlığını feda eden
İmam Hüseyin b. Ali (a.s.), Mekke'den Kerbela'ya varıncaya dek<a href="http://medyasafak.net/#_ftn36" name="_ftnref36" title="">[36]</a> ve Kerbelâ'da şehid düşünceye kadar, hatta şehadetinden sonra<a href="http://medyasafak.net/#_ftn37" name="_ftnref37" title="">[37]</a>, konuşmalarında ve uyarılarında mevcut Kur'ân'dan bölümler okumuştur.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn38" name="_ftnref38" title="">[38]</a> İmam Hüseyin bir sözünde Kur'ân ayetlerini dört bölüme ayırır: <em>“Allah'ın Kitabı dört şey üzeredir: İbare, işaret, incelikler
(letâif) ve hakikatler. İbareler avam içindir, işaretler havas içindir,
incelikler veliler içindir, hakikatler ise nebiler içindir.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn39" name="_ftnref39" title="">[39]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Mevcut Kur'ân, Allah'a sığınarak söylüyoruz, eksik olsaydı, İmam
Hüseyin sözlerinde bu duruma işaret ederdi. Hâlbuki mevcut Kur'ân'ı
okumanın sevabı hakkında şöyle buyurur:<em> “Kur'ân'dan bir ayeti namazın kıyamında okuyana Allah okuduğu her
harf için yüz iyilik, namaz dışında okuyana on iyilik yazar. Kur'ân'ı
dinleyene ise bir iyilik yazılır.</em>”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn40" name="_ftnref40" title="">[40]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>4. İmam Zeynelâbidin (a.s.)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Ali b. Hüseyin (a.s.), münacatlarında mevcut Kur'ân'ı nur, bütün
kitapların üstündeki şahit, hak ile batılı ayıran ölçü, ilahî ahkâmı
kullara açıklayan, Hz. Peygamber'e nazil olmuş kitap sözleriyle
nitelemiştir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn41" name="_ftnref41" title="">[41]</a>
Âşurâ Olayı'ndan sonra esaret halindeyken sürekli Kur'ân ayetlerini
okumuştur. Ubeydullah b. Ziyad, İmam Zeynelâbidin'in Ali b. Hüseyin
olduğunu öğrenip gözünü üzerine dikerek, “Meğer Ali b. Hüseyin
Kerbelâ'da öldürülmedi mi?” diye sorduğunda, “Ali adında bir kardeşim
vardı, onu öldürdüler” buyurmuş, bu cevabı üzerine öfkelenen Ubeydullah
b. Ziyad'a şu ayeti okumuştur<a href="http://medyasafak.net/#_ftn42" name="_ftnref42" title="">[42]</a>: <em>“Allah,
ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de uykusunda iken canlarını alır
da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen bir vakte kadar
bırakır.</em>”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn43" name="_ftnref43" title="">[43]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Zeynelâbidin, Şam'da “Allah'a hamdolsun ki sizi helak etti!” diyen bir adamın hakaretlerine maruz kaldığında meveddet<a href="http://medyasafak.net/#_ftn44" name="_ftnref44" title="">[44]</a>, humus<a href="http://medyasafak.net/#_ftn45" name="_ftnref45" title="">[45]</a> ve tathir<a href="http://medyasafak.net/#_ftn46" name="_ftnref46" title="">[46]</a> ayetlerini okumuştur.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn47" name="_ftnref47" title="">[47]</a> İmam Zeynelâbidin Yezid'in karşısına çıkarıldığında ise Hadid 22-23,
Şura 30 ve Bakara 49 ayetlerini okumuş, ayetlerde kendisinden ve Ehl-i
Beyt'ten söz edildiğini bildirmiştir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn48" name="_ftnref48" title="">[48]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>5. İmam Muhammed Bâkır (a.s.)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Muhammed Bâkır b. Ali (a.s.), Katade'nin Kur'ân'ı tefsir ettiğini
haber aldığında onun tefsirinin hatalı olduğunu ifade etmiş ve şöyle
buyurmuştur:<em> “Ey Katade! Eğer Kur'ân'ı kendi düşüncelerine dayanarak tefsir
ediyorsan, helak olduğun gibi başkalarını da helak ediyorsun. Eğer başka
adamların görüşlerine dayanarak tefsir ediyorsan, yine hem kendini hem
de başkalarını helak ediyorsun. Ey Katade! Yazıklar olsun sana! Kur'ân'ı
ancak muhatap olanlar bilir!”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn49" name="_ftnref49" title="">[49]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>6. İmam Cafer Sadık (a.s.)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmam Cafer Sadık (a.s.), mevcut Kur'ân'ı şöyle tanıtır:<em> “İşte bu Kur'ân'da hidayet meşaleleri ve karanlık gecenin kandili
vardır. Her arayan bakışını ona çevirsin ve ondan nur almak için
gözlerini açsın. Çünkü tefekkür, gören gönlün hayatıdır; (tefekkür eden)
gece karanlığında nurun ışıltısında yürüyen kimseye benzer.</em>”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn50" name="_ftnref50" title="">[50]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Bir başka hadisinde şöyle buyurur: <em>“Kuşkusuz Kur'ân sakındıran ve emredendir. Cenneti emreder, cehennemden sakındırır</em>.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn51" name="_ftnref51" title="">[51]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Sonraki Ehl-i Beyt İmamları da mevcut Kur'ân'ın Allah'ın Kitabı ve
hidayet kaynağı olduğunu söylemişlerdir. Şayet bu Kur'ân -Allah'a
sığınırız- tahrif edilmiş olsaydı hidayet edici olamazdı.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Masum İmamların hadislerinden öncelikle mevcut Kur'ân'ı Hz. Peygamber
dönemindeki özellikleriyle Allah'ın Kitabı olarak kabul ettikleri ve
onunla amel ettikleri anlaşılmaktadır. İkinci olarak, mevcut Kur'ân'dan
ayet okumaları, bu ayetleri delil göstermeleri ve savunmaları, onların
bu Kur'ân'ı Hz. Peygamber zamanındaki Kur'ân'ın aynısı kabul ettiklerini
göstermektedir ve bu, Kur'ân'ın tahrife uğramadığının (ona bir şey
eklenmediğinin veya ondan bir şeyin hazfedilmediğinin) şahididir. Şayet
tahrife uğramış olsaydı onu bu şekilde övmezlerdi. Üçüncü olarak,
Emirelmüminin Ali (a.s.), Kur'ân mızrağın ucuna takıldığında, “Bu Kur'ân
tahrif edilmiştir, ben onu kabul etmiyorum!” dememiş; batıl karşısında
kıyam eden İmam Hüseyin (as) de batılın en bariz örneği olacak Kur'ân
tahrifinden söz etmemiş, Kur'ân'ın terk edildiğini, onunla amel
edilmediğini söylemiş,<a href="http://medyasafak.net/#_ftn52" name="_ftnref52" title="">[52]</a> bu uğurda canını vermiştir. Bu bakımdan O, Kur'ân'ın tahrif edilemeyeceğinin en açık şahididir.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Üçüncü delil: Şiî ulemanın görüşleri</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İmamî Şiî âlimler Kur'ân'ın tahrif edildiği iddiasına şiddetle karşı
çıkmışlar ve tahrifi ima eden birtakım hadisleri İmamiye mezhebinin
itikadına aykırı kabul etmişlerdir. Aşağıda Şiî düşünce tarihinde etkili
olmuş âlimlerin görüşlerini ele alacağız.</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>1. İbn Babuveyh Kummî (ö. 381)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İbn Babuveyh Şiî itikadını anlattığı kitabında şöyle yazar: “Bizim
inancımıza göre Allah'ın peygamberi Muhammed'e (s.a.a.) nazil ettiği
Kur'ân, insanların elinde dolaşan Kur'ân'ın aynıdır; fazlası değil.
Surelerinin sayısı yüz on dörttür. Birilerince bize nispet edilen
başkaca sözler yalandır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn53" name="_ftnref53" title="">[53]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>2. Şeyh Müfid (ö. 413)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Şeyh Müfid birkaç eserinde tahrif konusuna değinmiştir. Söz gelimi bir
yerde Kur'ân'ın insanların elinde dolaşan Kur'ân'la aynı olup olmadığı
sorusuna şu cevabı verir: “Hiç kuşkusuz iki kapak arasında olan Kur'ân,
Allah'ın kelamının tamamıdır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn54" name="_ftnref54" title="">[54]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân'ın eksik olduğu iddiası hakkında ise şunları yazar:“Aklen muhal olmasa da Mutezile ve diğerleriyle yaptığım uzun
tartışmalarda Kur'ân'ın eksik olduğuna dair ikna edici bir delil
bulamadım. İmamiye'den bir grup âlim Kur'ân'dan bir kelimenin, ayetin
veya surenin hazfedilmediği kanaatindedir. Bununla birlikte,
Emirelmüminin Ali'nin Mushafı'ndan Kelamullah'ın bir cüzü sayılmayan
birtakım tevil ve tefsirler hazfedilmiştir. Fakat bu görüş, bana göre,
tevilin değil de Kur'ân'ın eksik olduğu iddiası gibi görünmektedir. Ben
bu görüşü (Kur'ân'ın tahrif edilmediği görüşünü) benimsiyorum.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn55" name="_ftnref55" title="">[55]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Mevcut Kur'ân'a ilaveler yapıldığı görüşü hakkında ise şunları yazar:
“Çoğalmasından maksat Kur'ân'a bir surenin ilave edildiği ise bu görüş
kesinlikle hatalıdır; çünkü bu, tahaddi (Kur'ân'ın bir benzerini
getirmeleri konusundaki meydan okuma) ile çelişmektedir. Ama eğer
kastedilen Kur'ân'a bir veya iki kelimenin ya da bir veya iki harfin
eklendiği ise buna da karşı çıkarım. Böyle bir şey söz konusu olamaz,
Kur'ân salim kalmıştır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn56" name="_ftnref56" title="">[56]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>3. Alemü'l-Huda (ö. 436)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Alemü'l-Huda Kur'ân'ın fazla veya eksik olduğu konusunda şunları yazar: “Kur'ân'ın sıhhatine dair ilim, şehirlere ve büyük olaylara, meşhur
kitaplara dair ilim gibidir. Kur'ân'ın intikaline ve korunmasına yönelik
büyük bir ilgi olmuştur; zira Kur'ân, nübüvvet mucizesi, şerî ilimlerin
ve dinî ahkâmın kaynağıdır. Müslüman âlimler Kur'ân'ı hıfzetmek ve
korumak için büyük gayret göstermişlerdir. Harekelendirmede, kıraatte,
harflerde ve ayetlerde ortaya çıkan meşhur görüş ayrılıklarının sebebi
de bu gayrettir. Bunca inayete ve korumaya rağmen Kur'ân'ın değiştiğini
ve eksildiğini düşünmek nasıl mümkün olabilir?”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn57" name="_ftnref57" title="">[57]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>4. Şeyh Tusî (ö. 460)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Şiî düşünce tarihi üzerinde en fazla etki bırakan âlim Şeyh Tusî şöyle yazar: “Kur'ân'ın fazla veya eksik olduğu hakkındaki sözler Kur'ân'a yakışmaz.
Kur'ân'a bir şey eklenmediği konusunda icma bulunmaktadır, aksi görüş
batıldır. Kur'ân'ın eksik olduğuna gelince; Müslümanlar arasında
(eksiklik bulunmadığına) karşı bir görüş bulunmamaktadır. Bizim
mezhebimizde de sahih olan inanç budur. Seyyid Murtaza da bu
görüştedir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn58" name="_ftnref58" title="">[58]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>5. Allame Hıllî (ö. 726)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Allame Hıllî, <em>Minhacü'l-Kerame</em> adlı eserinde mevcut Kur'ân'dan
deliller öne sürmenin yanı sıra bir başka eserinde “Kur'ân'da eksiklik
veya fazlalık var mıdır, tertibinde bir değişiklik olmuş mudur?”
sorusuna şu cevabı verir: “Hakikaten onda (mevcut Kur'ân'da) herhangi bir değişiklik, (ayetleri)
arkaya veya öne alma söz konusu değildir. Kuşkusuz onda bir fazlalık
veya eksiklik de bulunmamaktadır. Böyle bir şeye inanmaktan Allah'a
sığınırız. Böyle bir inanç tevatürle sabit olan Kur'ân'ın Hz.
Peygamber'in mucizesi olduğu inancına halel getirir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn59" name="_ftnref59" title="">[59]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>6. Ebu Ali Tabersî (ö. 548)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Ebu Ali Tabersî <em>Tefsir</em>'inin mukaddimesinde şöyle yazar:“Kur'ân'ın eksik ve fazla olduğundan söz etmek yersizdir. Şu kadarını
söylemek gerekir ki, Kur'ân'da fazlalık olduğu iddiasının batıl
olduğunda icma vardır. Kur'ân'ın eksik olduğu iddiasına gelince; her ne
kadar bizim ashabımızdan bazıları ve Ehl-i Sünnet'in Haşeviyye kolundan
bir grup Kur'ân'ın değiştiğini ve eksik olduğunu ileri sürmüş olsa da,
İmamiye içerisinde sahih olan görüş bunun aksidir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn60" name="_ftnref60" title="">[60]</a></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>7. Ali b. Yunus Beyazî (ö. 877)</strong></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
Ali b. Yunus Beyazî şunları yazar: “Kur'ân'ın tamamı ve tafsilatı
zarurî olarak bilinmektedir ve onun korunması yolunda da büyük çabalar
harcanmıştır; öyle ki sahabe sureleri isimlendirirken dahi ihtilafa
düşmüştür. Büyük bir topluluk Kur'ân'ın korunması için çalışmış, anlamı
ve ahkâmı üzerinde düşünmüştür. Şayet onda herhangi bir fazlalık veya
eksiklik olmuş olsaydı herhalde farkına varılırdı. Bunun için Kur'ân
hafızı olmalarına da gerek yoktu; çünkü eklenenler ve çıkarılanlar her
halükarda Kur'ân'ın fesahat ve üslubuna aykırı olurdu.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn61" name="_ftnref61" title="">[61]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>8. Muhakkik Erdebilî (ö. 993)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Ünlü Şiî fakih Muhakkik Erdebilî her namazda tam bir sure okunması
gerektiğine, okunan surenin Kur'ân'dan olduğunun da tevatürle sabit
olması lazım geldiğine inanır ve şöyle ekler:</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">“Kur'ân tevatürle sabit olduğundan, herhangi bir karışım veya
değişimden amandadır. Öte yandan Kur'ân kitaplara kaydedilmiş, hatta
harfleri ve harekeleri sayılmış, kitabet şekli de belirlenmiştir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn62" name="_ftnref62" title="">[62]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>9. Feyz Kaşanî (ö. 1091)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Muhaddis, müfessir ve mütekellim olan Feyz Kaşanî, Kur'ân'ın tahrif
olduğu zannı uyandıran hadisleri naklettikten sonra şunları yazar: “Bu hadisler şu problemi ortaya çıkarıyor: Kur'ân'ın tahrif edildiği
varsayımını esas alırsak bu durumda Kur'ân'a ve ayetlere hiçbir güven
kalmaz ve neticede, her ayetin, Allah tarafından nazil olduğu şeklin
dışına çıkarılmış veya değiştirilmiş olma ihtimali söz konusu
olacağından Kur'ân'ın delil olma özelliği ortadan kalkar. Oysa bize
Kur'ân'a uymamız emredilmiştir ve ayetlerde <em>‘O, eşsiz bir kitaptır.
Ona önünden de ardından da batıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen
Allah'tan indirilmiştir.', ‘Zikr'i kesinlikle biz indirdik; elbette onu
yine biz koruyacağız.'</em> diye bildirilmiştir ve müstefid
rivayetlerde, hadislerin Kur'ân'a arz edilmesi emredilmiştir. Bu durumda
Kur'ân'ın tahrif edildiği veya değiştirildiği nasıl düşünebilir?”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn63" name="_ftnref63" title="">[63]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>10. Şeyh Hür Âmilî (ö. 1104)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Muhaddis Şeyh Hür Âmilî, çağdaşı bir âlimin Kur'ân hakkındaki risalesine yazdığı reddiyede şöyle yazar: “Hadisleri, tarihi ve kaynakları inceleyen herkes yakînen bilir ki
Kur'ân tevatürün en üst düzeyidir; binlerce sahabî onu ezberlemiş ve
nakletmiştir ve Hz. Peygamber zamanında toplanmış ve bir araya
getirilmiştir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn64" name="_ftnref64" title="">[64]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>11. Şeyh Cafer Kaşifülgıta (ö. 1228)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Nüfuz sahibi bir başka âlim olan Kaşifülgıta, Kur'ân'ın tahrif olmadığı
inancının Şia mezhebinin usulünden olduğunu ifade eder ve Kur'ân'a
eklemeler yapıldığı iddiası hakkında şunları yazar: "Kur'ân'a bir sure, bir ayet, besmele ve benzerinin ya da bir kelimenin
veya harfin eklendiği iddiasına gelince; iki kapak arasında olanın
Allah'ın kelamı olduğuna inanmak mezhebin (Şiîliğin), hatta dinin
gereklerindendir. Müslümanların icması, Hz. Peygamber'in ve Masum
İmamların hadisleri de bu yöndedir."</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Kur'ân'ın eksik olduğuna dair ise şunları yazar: “Hiç kuşkusuz Kur'ân eksiklikten korunmuştur; Melikü'd-Deyyan (herkese
amelinin karşılığını veren) onu korumuştur. Nitekim Kur'ân buna açıkça
delalet ettiği gibi her dönemde ulemanın icması da bu yönde olmuştur.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn65" name="_ftnref65" title="">[65]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>12. Allame Muhammed Hüseyin Âl-i Kaşifülgıta (ö. 1372)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Allame Muhammed Hüseyin Âl-i Kaşifülgıta şunları yazar: “Kuşkusuz insanların elinde bulunan mevcut Kitap, Allah'ın mucize
yoluyla ve meydan okuyarak indirdiği Kitap'tır. Onunla hükümler bilinir,
helal ve haram temyiz edilir. Hiç kuşkusuz onda ne bir eksiklik vardır,
ne bir tahrif söz konusudur, ne de ilave yapılmıştır. Ulemanın icması
böyledir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn66" name="_ftnref66" title="">[66]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>13. Seyyid Muhsin Emin (ö. 1371)</strong><em> </em></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><em> Şia Ansiklopedisi</em>'nin müellifi Seyyid Muhsin Emin İmamiyye'nin itikadını şöyle özetler:“Eskiden ve günümüzde hiçbir Şiî âlimi az veya çok Kur'ân'a ilaveler
yapıldığını söylememiştir. Ulemanın kahir ekseriyeti, hatta hepsi ona
bir şeyin ilave olmadığı üzerinde görüş birliğine varmıştır. Öte yandan
Şiî ulema Kur'ân'dan bir şeyin çıkarılmadığında da hemfikirdir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn67" name="_ftnref67" title="">[67]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>14. Abdülhüseyin Şerefüddin (ö. 1381)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Ehl-i Sünnet ve başka mezhep âlimleriyle en fazla diyalog içerisinde
olan Abdülhüseyin Şerefüddin, Kur'ân'ın tahrifi konusuna diğer Şiî
âlimlere oranla daha fazla eğilmiştir. Allame Şerefüddin bu konudaki
şüpheden söz açtıktan sonra şöyle yazar: “Kur'ân'ın tahrif olduğuna inanmaktan Allah'a sığınır, bu konudaki
cehaleti Allah'a şikâyet ederim. Bizim mezhebimizin tahrife inandığını
ileri süren kimsenin mezhep konusunda hiçbir bilgisi bulunmamaktadır ve
iftira etmektedir. Zira Kur'ân-ı Azim, hiç kuşkusuz, bütün ayetleri,
kelimeleri, harfleri, harekeleri ve sükûnlarıyla, kesin bir tevatürle,
Masum İmamlar (a.s.) aracılığıyla Hz. Peygamber'den ve Allah'tan bize
ulaşmıştır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn68" name="_ftnref68" title="">[68]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Allame Şerefüddin görüşünü şu şekilde delillendirir: “Kur'ân'ın zahiri Allah'ın en açık hüccetidir. Mezhebin (Şia'nın)
inancı gereğince hadisler Kur'ân'a arz edilmelidir. Mezhebe göre Kur'ân
bütün kelimeleri, harfleri ile birlikte bir araya getirilmiştir ve
hiçbir eksiklik veya fazlalık bulunmaksızın tertip edilmiştir. Ayrıca
farz namazlarda Fatiha'dan sonra tam bir surenin okunması gerekmektedir.
Mevcut Kurân sahabe tarafından Hz. Peygamber'e okunmuştur.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn69" name="_ftnref69" title="">[69]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>15. Allame Belağî (ö. 1352)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Allame Belağî tahrif konusunu etraflıca incelemiş, Şiî ulemanın
birçoğunun görüşlerini naklederek Kur'ân'ın tahrif edildiği iddiasının
asılsız olduğunu ortaya koymuştur.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn70" name="_ftnref70" title="">[70]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>16. Şeyh Bahaî (ö. 1031)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Şeyh Bahaî şöyle yazar: “Doğru olan Kur'ân-ı Azim'in tahriften korunmuş
olduğudur. Onda ne bir fazlalık vardır ne de bir eksiklik. Allah
Teâlâ'nın ‘Onu biz koruyacağız' sözü buna delalet eder.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn71" name="_ftnref71" title="">[71]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>17. Allame Eminî (ö. 1349)</strong><em> </em></span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><em>el-Gadir</em>'in müellifi Allame Eminî, kitabının farklı
bölümlerinde, bilhassa İbn Hazm'ın suçlamalarını ele aldığı bölümde,
Şia'nın önde gelen âlimlerinin Kur'ân'ın tahrifi konusundaki görüşlerini
naklettikten sonra şunları yazar: “İmamiyye'nin önde gelenleri iki kapak arasında bulunanın (mevcut Kur'ân'ın) ‘kuşku bulunmayan' kitap olduğunda hemfikirdir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn72" name="_ftnref72" title="">[72]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>18. Allame Muhammed Hüseyin Tabatabaî (ö. 1402)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Allame Tabatabaî, <em>“</em><em>Zikr'i kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.”</em>
ayetini tefsir ederken Kur'ân'ın tahriften masun oluşu konusunu
etraflıca incelemiştir. Allame Tabatabaî, tarihin zorunluluklarından
birinin on dört asır önce Hz. Peygamber'e nazil olan ve Hz. Peygamber'in
mucizesi sayılan Kur'ân olduğunu ifade eder. Hz. Peygamber'in bu Kur'ân
ile meydan okuduğunu, mevcut Kur'ân'ın da bu Kur'ân olduğunda şüphe
bulunmadığını, anlayışı kıt olandan başkasının bunu inkâra
kalkışmayacağını ekler.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn73" name="_ftnref73" title="">[73]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>19. İmam Humeynî (ö. h.ş. 1368)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"> İmam Humeynî, Ahbarîlerin tahrif edildiğinden dolayı Kur'ân'ın
zahirinin kanıt sayılamayacağına dair iddialarını çürüttükten sonra
Müslümanların Kur'ân'ı toplama ve koruma yönündeki dikkatlerini ele
almış ve bunun tahrifin olmadığının en büyük delili sayılacağını ifade
etmiştir. İmam Humeynî ayrıca, tahriften söz eden hadislerin ya zayıf ya
da uydurma olduğunu yazar veya mazmunlarını Kur'ân'ın tevili veya
tefsiri olarak yorumlar. İmam Humeynî düşüncelerini şu şekilde özetler: “Açıkladığımız üzere bu kitap (Kur'ân), iki kapak arasında olduğu
gibidir. Kariler arasındaki ihtilaf yeni bir şey değildir ve bu
tartışmaların Ruhu'l-Emin tarafından Peygamberlerin Efendisi'nin kalbine
indirilenle bir ilgisi yoktur.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn74" name="_ftnref74" title="">[74]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>20. Ayetullah Hoyî (ö. 1371)</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Ayetullah Hoyî, Müslümanların semavî kitabının tahrif edilmediğini ispatladıktan sonra şunları yazar: “Yukarıda ifade edilenlerden de anlaşılacağı üzere, Kur'ân'ın tahrif
edildiğini iddia edenin iddiası batıldır. Böyle bir kimsenin iddiası,
açık delillere ve akla muhalif bir iddiadır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn75" name="_ftnref75" title="">[75]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Şia tarihinde etkili olmuş ulemanın görüşleri çerçevesinde şimdi iki hususu hatırlatmamız faydalı olacaktır: Birincisi, Vehhabî müelliflerden bir kısmı yalnızca Şia'nın Kur'ân'ın
tahrif edildiğini iddia etmekle kalmamış, Şia'ya bir başka suçlamada
daha bulunmuşlardır. <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em> kitabının müellifi, dört Şiî âlimin<a href="http://medyasafak.net/#_ftn76" name="_ftnref76" title="">[76]</a> isimlerini zikrettikten sonra (ona göre bu âlimlerden biri <em>Nehcü'l-Belağa</em>'yı derleyen Seyyid Murtaza'dır<a href="http://medyasafak.net/#_ftn77" name="_ftnref77" title="">[77]</a>) şöyle yazar: “İmamiyye'nin hicrî dördüncü yüzyıldan sekizinci yüzyıla kadar telif
edilmiş hadis, tefsir ve akaid kitaplarını inceledim ve bu dört âlim
dışında hiç kimsenin Kur'ân'ın tahrif edilmediğine inandığını görmedim.
Bu dört âlime bir tane daha eklemek mümkün değildir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn78" name="_ftnref78" title="">[78]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Bir başka müellif, önceki müellif gibi <em>Nehcü'l-Belağa</em>'yı
tedvin edenin Şerif Murtaza olduğunu yazarak, şunları söyler:
“Araştırmam sonucunda bu dördü dışında geçmiş Şia ulemasının çoğunun
Kur'ân'ın tahrif edildiğine inandığını gördüm.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn79" name="_ftnref79" title="">[79]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Dr. Gafarî de aynı sözleri tekrarlar<a href="http://medyasafak.net/#_ftn80" name="_ftnref80" title="">[80]</a> ve muahhar ulemadan yalnızca <em>Aslü'ş-Şia ve Usuliha</em>'nın müellifi Muhammed Hüseyin Âl-i Kaşifülgıta'nın, <em>Nakzü'l-Veşia ve Ayanü'ş-Şia</em>'nın müellifi Seyyid Muhsin Emin'in ve <em>el-Beyan</em>'ın müellifi Ayetullah Hoyî'nin Kur'ân'ın tahrif edilmediğine inandığını yazar.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn81" name="_ftnref81" title="">[81]</a>
Hâlbuki Şeyh Saduk'tan sonra Kur'ân konusunda görüş bildiren bütün Şiî
ulema Kur'ân'ın tahrife uğradığı iddiasını kabul etmemiştir. Bu iki
müellifin birkaç âlimin adını anması, onların Şiî âlimlerin görüşleri
hakkındaki yetersiz bilgilerinin göstergesidir. Bilhassa Kur'ân'ın
tahrif olduğu kanaatini bütün Şia âlimlerinin taşıdığını öne süren <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em>'ın müellifi, Gaffarî'nin itirazına maruz kalmıştır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn82" name="_ftnref82" title="">[82]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İkincisi: Israrla Ehl-i Beyt takipçilerinin Kur'ân'ın tahrif olduğuna inandıklarını<a href="http://medyasafak.net/#_ftn83" name="_ftnref83" title="">[83]</a>
iddia eden müellifler, iddialarına delil olarak adı geçen dört âlimin
(Şeyh Sadûk, Şerif Murtaza, Şeyh Tusî ve Tabersî) Masum İmamların ve
selefleri âlimlerin sözlerine istinat etmemelerini göstermektedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn84" name="_ftnref84" title="">[84]</a> Ne yazık ki tam bir cehalet ve taassupla düşünceleri şöyle ortaya koymaktadırlar: “Akıl sahibi olan herkes tahrifin Şia'nın inanç ilkelerinden olduğunu
bilir. Kimilerinin bunu inkâr etmesi, takiyye, münafıklık ve yalancılık
nedeniyledir; onlar fırka-i naciyye olan Ehl-i Sünnet tarafından tekfir
edilmekten korkarlar. Şia bu türden inançları dolayısıyla İslâm'dan
başka bir dine sahiptir.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn85" name="_ftnref85" title="">[85]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Bu suçlamanın cevabında şunları söylemek icap eder: Öncelikle Kur'ân'ın
tahrif olmadığının ilk delili bizzat Kur'ân'ın kendisidir. Açık bir
dille, <em>“O, eşsiz bir kitaptır. Ona önünden de ardından da batıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.”</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn86" name="_ftnref86" title="">[86]</a> ve <em>“Zikr'i kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.</em>”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn87" name="_ftnref87" title="">[87]</a> buyuran ve meydan okuyan<a href="http://medyasafak.net/#_ftn88" name="_ftnref88" title="">[88]</a> Kur'ân'dan daha sağlam ve daha açık bir delil olabilir mi?</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İkincisi, bu konuda görüş bildiren bütün âlimler, Kur'ân'ın korunduğunu
bildiren ayetleri sağlam birer delil olarak kabul etmişlerdir. Şeyh
Sadûk, Allah'ın Kur'ân-ı Kerim'i koruduğunu bildiren ayetlerine dayanmış
ve tahrife delalet eden rivayetleri tekzip ederek tahrif iddiasını
reddetmiştir. Şeyh Sadûk konuyu etraflıca ele almış olmasa da başka
birçok âlim bu konuda sağlam deliller ortaya koymuşlardır. Şeyh Müfid,
iki kapak arasında bulunan kitabın gerçek Kur'ân olduğunu ifade etmiş,
tahriften söz eden rivayetleri ise uydurma addetmiş ve Şiî fıkhına göre
farz namazda tam bir sure okunmasını tahrifin olmadığına delil
göstermiştir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn89" name="_ftnref89" title="">[89]</a> Şeyh Tusî, Şia'nın Kur'ân'ın eksik olduğu hakkındaki icmasına dair tarih rivayetlerini reddetmiş<a href="http://medyasafak.net/#_ftn90" name="_ftnref90" title="">[90]</a>; Şerif Murtaza Kur'ân'ın mucize olduğunu ve tarih boyunca âlimler tarafından korunduğunu ifade etmiş<a href="http://medyasafak.net/#_ftn91" name="_ftnref91" title="">[91]</a>; Allame Hıllî, Kur'ân'ın mucizevî ve mütevatir bir kitap olduğunu yazmış<a href="http://medyasafak.net/#_ftn92" name="_ftnref92" title="">[92]</a>; Beyazî ve Muhakkik Erdebilî, sahabenin Kur'ân'ı koruma gayretinden söz etmiş<a href="http://medyasafak.net/#_ftn93" name="_ftnref93" title="">[93]</a>; Feyz Kaşanî Kur'ân'ın korunduğunu bildiren ayetlerin yanı sıra hadislerin Kur'ân'a arzı kaidesini hatırlatmış<a href="http://medyasafak.net/#_ftn94" name="_ftnref94" title="">[94]</a>; Hür Âmilî, sahabenin tevatürünü ve Kur'ân'ın Hz. Peygamber zamanında bir araya getirildiğini hatırlatmış<a href="http://medyasafak.net/#_ftn95" name="_ftnref95" title="">[95]</a>; Kaşifülgıta ayetlerin yanı sıra ulemanın her asırdaki icmasını delil göstermiş<a href="http://medyasafak.net/#_ftn96" name="_ftnref96" title="">[96]</a>; Seyyid Muhsin Emin, icmayı<a href="http://medyasafak.net/#_ftn97" name="_ftnref97" title="">[97]</a>; Seyyid Şerefüddin Kur'ân'ın harf ve harekelerinin dahi mütevatir oluşunu<a href="http://medyasafak.net/#_ftn98" name="_ftnref98" title="">[98]</a> Kur'ân'da tahrifin olmadığına delil göstermişlerdir.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Bütün bunlara rağmen <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em>'ın, <em>İntisarü'l-Hakk</em>'ın ve <em>Hakikatü'ş-Şia</em>'nın
müellifleri asılsız bir iddiada bulunabilmektedirler! Söz konusu
müellifler Şiî fakihlerin Kur'ân'ın tahrif olduğu iddiasını inkâr
etmelerini yalan addederek sanki gaip bilgisine, niyet okuma yetisine
sahip olduklarını ileri sürmektedirler ki böyle bir şeyin olamayacağı
muhakkaktır. Öte yandan, ulemanın sözlerini esas alıp yargıda bulunan
akıl sahiplerinin hilafına amel etmektedirler. Kuşkusuz bu yönteme
başvurarak kendi sözlerini de zahirin delil oluş ilkesinin dışına
taşımaktadırlar. Netice itibariyle Şia'nın tahrife inandığı ithamını
yalnızca Şia'yı kendileri için ciddi bir tehdit olarak gören zorba
yöneticileri memnun etmek için ortaya atmaktadırlar. Zira eğer Şiî ulema
tahrifi sırf korkudan ve tekfir edilmekten kurtulmak için inkâr etmiş
olsalardı -ki bu asla doğru değildir- bu müelliflerin ısrarcı ithamı
salt güç sahiplerine hizmet olurdu ve tavırları insafsızca bir tavır
addedilir, ilmî değere sahip olmazdı.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Üçüncüsü, söz konusu müellifler Şiî ulemanın tahrifin olmadığını ispat
babında Masum İmamların sözlerine istinat etmediklerini, bilakis
onlardan tahrife dair çok sayıda rivayet nakledildiğini iddia
etmektedirler.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn99" name="_ftnref99" title="">[99]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Bu iddia da araştırma ruhundan yoksundur; çünkü onlar itikadî mesele
ile itikadî olmayan meseleyi birbirine karıştırmışlardır. Tahrifi ima
eden rivayetlerin itikadla bir ilgisi bulunmamaktadır. Zira tahrife
inanmak başka bir konudur ve hadis ve tefsir kitaplarında nakledilen
zayıf rivayetler müelliflerin itikadlarının göstergesi sayılamaz. Bu
sözümüzün delili İmamiyye'nin nüfuz sahibi âlimlerinin yukarıda
naklettiğimiz sözleridir. Netice itibariyle Şia, Kur'ân'ın tahrif
olduğuna inanmamaktadır ve Şeyh Sadûk'un ifadesiyle bunun dışında bir
iddiada bulunan yalancıdır.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn100" name="_ftnref100" title="">[100]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Dördüncüsü: Vehhabilerce kabul gören kaynaklarda açıkça Kur'ân'ın
tahrife uğradığından söz eden ve uydurma oldukları aşikâr olan
rivayetler bulunmaktadır. Biz makalemizde bu konuda yalnızca iki örnek
vereceğiz.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>1. Kur'ân'dan recm ayetinin çıkarılması</strong></span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">İbn Abbas, Ömer'in minberde şöyle dediğini nakleder: “Allah, Muhammed'i (s.a.a.) seçti ve O'na Kur'ân'ı indirdi. Ona
indirilen ayetlerden biri de recm ayetiydi. Biz recm ayetini okurduk,
ezberimizde bulunmaktadır ve ne demek istediğini anlamaktayız.
Resulullah recmi uygulardı; biz de ondan sonra recmi uyguladık. Korkarım
zamanın geçmesiyle biri çıkacak ve ‘Vallahi biz recm ayetini Kur'ân'da
bulamadık!' diyecek. Halk bu farzın terki sebebiyle dalalete düşecek.
Oysa recm cezası, Allah'ın kitabına göre, muhsine zinasını (delillerle
veya kadının gebe kalmasıyla ya da itiraf yoluyla kanıtlanmış evli
kişinin zinası) mürtekip olan her erkek ve kadın için haktır.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn101" name="_ftnref101" title="">[101]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Suyutî (ö. 911) Ebu Bekir'in Kur'ân'ı bir araya getirmesi hakkında şunları yazar: “Zeyd b. Sabit'e bir ayet ve sure getiren kimseden getirdiğinin iki
şahitle kabul etmesi ve onu yazması emredildi. Ömer recm ayetini
getirdi; tek başına geldiği için ayet kabul edilmedi.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn102" name="_ftnref102" title="">[102]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>2. el-Hafad ve el-Hal surelerinin hazfedilmesi</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Suyutî, kimilerince sahih kabul edilen<a href="http://medyasafak.net/#_ftn103" name="_ftnref103" title="">[103]</a> birkaç tarikle<a href="http://medyasafak.net/#_ftn104" name="_ftnref104" title="">[104]</a>
Ömer b. Hattab'ın namazın kunutunda okuduğu ve İbn Abbas'ın, İbn
Mesud'un ve Übey b. Kab'ın mushaflarına kaydettiği el-Hafad ve el-Hal
isimlerinde iki sure bulunduğunu nakletmiştir. Suyutî kitabında sözde
surelerin metinlerini de nakletmektedir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn105" name="_ftnref105" title="">[105]</a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Ehl-i Sünnet kaynaklarında tahrife delalet eden daha onlarca rivayet
bulunmaktadır. Biz burada bütün bu rivayetlere yer veremiyoruz. Kadı Abdülcabbar (ö. 415) tahrif şüphesini çürütür ve şunları yazar: “Tahrif olması nasıl mümkün olabilir? Şayet tahrif olmuş olsaydı
Müminlerin Emiri Ali (a.s.) niçin mevcut Kur'ân'ı inkâr etmedi?
Başlangıçta bununla mücadele etme gücüne sahip değildiyse hilafeti
döneminde niçin bunu yapmadı? Hepimiz biliriz ki Kur'ân'a ihtimam
göstermek dinî emirlerin başında gelmektedir. Bu yüzden de Ali
Efendimize bu konuda bir girişimde bulunmak farzdı. Çünkü Kur'ân'ın
tahrifiyle ortaya çıkan fesat, Muâviye tarafından ortaya çıkarılan
fesattan çok daha büyüktü ve Kur'ân'ı asıl mecrasına döndürüp ıslah
etmek Muâviye'yi ıslah etmekten çok daha önemliydi.”<a href="http://medyasafak.net/#_ftn106" name="_ftnref106" title="">[106]</a><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Tevil ve tefsir tartışmalarını tahrif tartışmalarıyla karıştırmaktan kaçınmak</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Ehl-i Beyt İmamları döneminde, dönemin en ciddi tartışmalarının başında Kur'ân'ın tevili<a href="http://medyasafak.net/#_ftn107" name="_ftnref107" title="">[107]</a>
ve tefsiri konusu geliyordu. Nitekim Ehl-i Sünnet ve Şia'nın
kaynaklarında Kur'ân'ın tefsir ve teviline dair rivayetlerle sıkça
karşılaşırız. Ehl-i Sünnet kaynaklarından Buharî (ö. 231) ile Müslim'in
(ö. 261) <em>Sahih</em>'lerinin tefsir bölümlerini, Taberî'nin (ö. 310) <em>Tefsir</em>'ini ve <em>Dürrü'l-Mensur'u</em>; Şia kaynaklarından <em>Usulu Kâfi</em>'nin ilgili rivayetlerini, <em>Tefsiru Furat</em>'ı, <em>et-Tibyan fi Tefsiri'l-Kur'ân'ı</em>, <em>Tefsiru Ebi'l-Fütuh er-Razi</em>'yi incelediğimizde tabiîn döneminde hangi tartışmaların gündemde olduğunu görebiliriz.</span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Dönemin ikinci önemli tartışma konusu, kelamî bir bahis olan Kur'ân'ın
mahlûk olup olmadığı meselesiydi. Abbasî halifesi Memun zamanında
alevlenen bu tartışma bilhassa Hanbelî ve Mutezile<a href="http://medyasafak.net/#_ftn108" name="_ftnref108" title="">[108]</a>
mezhepleri arasında gündemdeydi. Memun Mutezile'yi himaye ettiğinden
Müslümanlar arasında büyük bir fitne çıktı; inançlar teftiş edildi.
Hatta İbn Hanbel'in sürgün edilmesiyle Kur'ân'ın mahlûk olduğu
düşüncesi, Kur'ân'ın kadim olduğu düşüncesini tasallutu altına aldı.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn109" name="_ftnref109" title="">[109]</a>
İş öyle bir noktaya vardı ki Abbasî sarayının şeyhülislâmı İbn Ebi
Davud, İbn Hanbel tarafından tekfir edildi. İbn Hanbel'e , “Kur'ân'ın
mahlûk olduğuna inanan kimsenin hükmü nedir?” diye sorulduğunda,
“Allah'a andolsun ki kâfirdir,” cevabını verdi. <a href="http://medyasafak.net/#_ftn110" name="_ftnref110" title="">[110]</a>Bu
nedenle Kadı Abdülcabbar Halkü'l-Kur'ân adında bir kitap kaleme almış
(kendisi de Kur'ân'ın mahlûk olduğuna inanır) ve kitabında bu konuda
görüş sahibi olan âlimlerin düşüncelerini incelemiştir.<a href="http://medyasafak.net/#_ftn111" name="_ftnref111" title="">[111]</a>
Dolayısıyla Büyük Gaybet dönemine kadar Kur'ân'ın tahrifi ve
değiştirilmesi tartışılmamış, Masum İmamlar da bu konuda bir görüş
bildirmemişlerdir.<strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>Netice</strong> </span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Hicrî beşinci yüzyıldan itibaren, Ehl-i Beyt (a.s.) takipçileri
Kur'ân'ın tahrifine inanmakla itham edilmişlerdir. Kur'ân'ın değiştiği
inancı, Şia'nın inanç ilkesiymiş gibi gösterilmiştir. Bu itham, son
yıllarda Vehhabilerce daha çok dillendirilmiştir. Hâlbuki Kur'ân'ın
eksik olduğu inancı yalnızca bu semavî kitabın içeriğiyle ve insan
aklıyla çelişmekle kalmaz Masum İmamların hadisleriyle de bağdaşmaz. Bu
konuda görüş bildiren Şiî âlimlerin kahir ekseriyeti bu suçlamayı kabul
etmemiş ve Allah'ın Kitabı'nın bu tür iftiralardan münezzeh olduğunu
söylemişlerdir.</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong> </strong></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><strong>çev. İbrahim Erkin</strong></span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">Bu yazı ilk defa, </span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;">2 Nisan 2018 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/2541/sia-ve-kur-%C3%A2n-in-tahrif-olunamazligi">burada</a> yayımlanmıştır.</span></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><br clear="all" /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span>
<br />
<div>
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<div id="ftn1">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref1" name="_ftn1" title="">[1]</a> İhsan İlahi Zahir, <em>eş-Şia ve's-Sünnet</em>, s. 61.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn2">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref2" name="_ftn2" title="">[2]</a> Nasır b. Abdullah b. Ali Gafarî, <em>Usul</em><em>u Mezhebi'ş-Şia: el-İmamiyyetü'l-İsna Aşeriyye</em>, c. 1, s. 257.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn3">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref3" name="_ftn3" title="">[3]</a> Âlusî, <em>Ruh</em><em>ü'l-Meani fî Tefsiri'l-Kur'âni'l-Azim ve's-Seb'i'l-Mesani</em>, c. 1, s. 23.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn4">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref4" name="_ftn4" title="">[4]</a> el-Hatib'e göre Şia, velayet ayetinin Kur'ân'dan çıkarıldığına inanır. Seyyid Muhibüddin el-Hatib, <em>el-Hututü'l-Arida</em>, s. 16-17.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn5">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref5" name="_ftn5" title="">[5]</a> Beyyumî, <em>Hakikatü'ş-Şia</em>, s. 238.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn6">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref6" name="_ftn6" title="">[6]</a> Rağıb el-Isfahanî, <em>el-Müfredat</em>, “Harf” maddesi.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn7">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref7" name="_ftn7" title="">[7]</a> İbn Faris, <em>Mu'cemu Mekayisi'l-Luga</em>, “Harf” maddesi.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn8">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref8" name="_ftn8" title="">[8]</a> Maide, 13.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn9">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref9" name="_ftn9" title="">[9]</a> Ebü'l-Kâsım İsmail b. Abbad b. Abbas Talekani Sahib b. Abbad, <em>el-Muhit fi'l-Luga</em>, c. 3, s. 82.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn10">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref10" name="_ftn10" title="">[10]</a> Zebidî, <em>Tâcü'l-Arûs min Cevâhiri'l-Kâmûs</em>, c. 12, s. 136.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn11">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref11" name="_ftn11" title="">[11]</a> Hasan Mustafavî, <em>et-Tahkik fî Kelimati'l-Kur'âni'l-Kerim</em>, c. 2, s. 198.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn12">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref12" name="_ftn12" title="">[12]</a> Hasan Mustafavî, age., aynı yer.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn13">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref13" name="_ftn13" title="">[13]</a> Rağıb el-Isfahanî, age., s. 119.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn14">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref14" name="_ftn14" title="">[14]</a> el-Amidî, <em>Defa ani'l-Kâfi</em>,
c. 2, s. 220. Mekke'de nazil olmuş bir ayet veya sure Kur'ân'ın başında
yer almalıyken Kur'ân'ın sonuna yerleştirilmiştir. Muhammed Hadi
Marifet, <em>Siyatetü'l-Kur'ân mine't-Tahrif</em>, s. 16.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn15">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref15" name="_ftn15" title="">[15]</a> Ayetullah Hoyî, <em>el-Beyân fî Tefsiri'l-Kur'ân,</em> s. 263-264; Muhammed Hadi Marifet, age., s. 16.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn16">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref16" name="_ftn16" title="">[16]</a> Maide, 13.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn17">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref17" name="_ftn17" title="">[17]</a> el-Amidî, age., c. 2, s. 220; Muhammed Hadi Marifet, age., s. 17.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn18">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref18" name="_ftn18" title="">[18]</a> Ayetullah Hoyî, age., s. 244.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn19">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref19" name="_ftn19" title="">[19]</a> Muhammed Hadi Marifet, age., s. 18; el-Âmidî, age., c. 2, s. 265.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn20">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref20" name="_ftn20" title="">[20]</a> Ayetullah Hoyî, age., s. 265.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn21">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref21" name="_ftn21" title="">[21]</a> Ayetullah Hoyî, age., s. 265; el-Âmidî, age., c. 2, s. 221; Muhammed Hadi Marifet, age., s. 19.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn22">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref22" name="_ftn22" title="">[22]</a> Âlusî, age., c. 1, s. 39; Muhammed Cevad Muğniye, <em>Tefsirü'l-Kâşif</em>, c. 1, s. 25; İbnü'l-Arabî, <em>Ahkamü'l-Kur'ân</em>, c. 1, s. 2-3.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn23">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref23" name="_ftn23" title="">[23]</a> Ayetullah Hoyî, age., s. 266-267; Muhammed Cevad Muğniye, <em>Tefsirü'l-Kâşif</em>, c. 1, s. 25.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn24">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref24" name="_ftn24" title="">[24]</a> Bakara, 23.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn25">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref25" name="_ftn25" title="">[25]</a> Hicr, 9.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn26">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref26" name="_ftn26" title="">[26]</a> Fussilet, 41-42.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn27">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref27" name="_ftn27" title="">[27]</a> Yunus, 37; Zümer, 28; Âl-i İmran, 3; Nisa, 105; Secde, 2; Nahl, 89.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn28">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref28" name="_ftn28" title="">[28]</a> Şerefüddin Âmilî, <em>el-Müracaat</em>, s. 64.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn29">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref29" name="_ftn29" title="">[29]</a> Seyyid Radi, <em>Nehcü'l-Belağa</em>, 234. Hutbe.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn30">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref30" name="_ftn30" title="">[30]</a> İbn Ebi'l-Hadid, <em>Şerhu Nehci'l-Belağa</em>, c. 1, s. 27.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn31">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref31" name="_ftn31" title="">[31]</a> Taberî, <em>Tarih</em>, c. 4, s. 34.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn32">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref32" name="_ftn32" title="">[32]</a> Alamü'l-Huda, “el-İmam el-Hasan el-Mücteba (a.s.)”, s. 196.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn33">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref33" name="_ftn33" title="">[33]</a> Age. s. 196.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn34">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref34" name="_ftn34" title="">[34]</a> Age., s. 196.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn35">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref35" name="_ftn35" title="">[35]</a> Belazurî, <em>Ensabu'l-Eşraf</em>, c. 3, s. 287; Taberî, age., c. 4, s. 123.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn36">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref36" name="_ftn36" title="">[36]</a> İmam Hüseyin yolda Müslim b. Akîl'in şehid olduğu haberini aldığında <em>“Müminler
içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan
kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de
(şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini)
değiştirmemişlerdir.”</em> (Ahzab, 23) ayetini okumuştur (bkz. İbn Kesir, <em>el-Bidaye ve'n-Nihaye</em>, c. 5, s. 188). Âşurâ gecesi ashabına “<em>İnkâr edenler sanmasınlar ki kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır.” (Âl-i İmran, 178) </em>ayetini okumuştur. (bkz. İbn Kesir, age., c. 5, s. 195). Düşman askerlerine hücceti tamamlamak için ise, <em>“Ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın.” (Yunus, 71)</em> ayetini okumuştur. (bkz. İbn Kesir, age., c. 5, s. 193).</span></span><br />
</div>
<div id="ftn37">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref37" name="_ftn37" title="">[37]</a> Birkaç yerde, ezcümle Şam'da İmam Hüseyin'in mübarek kesik başı <em>“Yoksa sen, bizim ayetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakim sahiplerinin ibrete şayan olduklarını mı sandın?” (Kehf, 9)</em> ayetini okumuştur. (bkz. Kutbuddin Ravendî, el-Haraic ve'l-Ceraih, c. 2, s. 577).</span></span><br />
</div>
<div id="ftn38">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref38" name="_ftn38" title="">[38]</a> Bkz. Komisyon, Ferheng-i Suhanan-i Hüseyin b. Ali.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn39">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref39" name="_ftn39" title="">[39]</a> Alamü'l-Hüda, “el-İmam el-Hüseyin b. Ali (a.s.)”, s. 217.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn40">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref40" name="_ftn40" title="">[40]</a> Kuleynî, <em>Usulu Kâfi</em>, c. 2, s. 611; <em>Alamü'l-Hüda</em>, s. 217.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn41">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref41" name="_ftn41" title="">[41]</a> <em>Sahife</em>-i <em>Seccadiye,</em>
42. Dua. “Allahım! Hiç kuşkusuz, ben senin yardımınla kitabını
hatmetmeye muvaffak oldum. Sen onu, bir nur olarak indirdin; daha önce
göndermiş olduğun kitapların koruyucusu/denetleyicisi, anlatmış olduğun
tüm sözlerin en üstünü kıldın. Onu, helalini haramından ayıran Furkan,
hükümlerini, yasalarını açıklayan Kur'ân, kulların için ayetlerinin
açıkladığın Kitap ve peygamberin Muhammed'e (s.a.a.) indirdiğin Vahiy
olarak niteledin.”</span></span><br />
</div>
<div id="ftn42">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref42" name="_ftn42" title="">[42]</a> İbn Sad, <em>Tabakatü'l-Kübra</em>, c. 5, s. 212.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn43">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref43" name="_ftn43" title="">[43]</a> Zümer, 42.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn44">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref44" name="_ftn44" title="">[44]</a> <em>“Buna karşılık sizden o yakınlarımı (Ehl-i Beyt'imi) sevmekten başka bir mükâfat istemem.”</em> Şura, 23.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn45">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref45" name="_ftn45" title="">[45]</a> <em>“Şunu
bilin ki, elde ettiğiniz her türlü ganimetin (maddi yararın) beşte biri
Allah'a, Resulü'ne, Peygamber'in yakınlarına ve (onlardan olan)
yetimlere, fakirlere ve yolda kalmışlara aittir.” Enfal, 41.</em></span></span><br />
</div>
<div id="ftn46">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref46" name="_ftn46" title="">[46]</a> <em>“Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” </em>Ahzab, 33.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn47">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref47" name="_ftn47" title="">[47]</a> Alamü'l-Huda, “İmam Zeynelâbidin (a.s.)”, s. 61-64.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn48">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref48" name="_ftn48" title="">[48]</a> İbn Sad, age., c. 5, s. 219; Belazurî, age., c. 3, s. 419.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn49">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref49" name="_ftn49" title="">[49]</a> Alamü'l-Huda, “el-İmam el-Bâkır”, s. 215.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn50">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref50" name="_ftn50" title="">[50]</a> Kuleynî, age., c. 2, s. 600.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn51">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref51" name="_ftn51" title="">[51]</a> Kuleynî, age., c. 2, s. 600.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn52">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref52" name="_ftn52" title="">[52]</a> Komisyon, <em>Ferheng-i Suhanan-i Hüseyin b. Ali</em>, s. 479.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn53">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref53" name="_ftn53" title="">[53]</a> İbn Babuveyh, <em>el-İtikadat</em>, s. 59.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn54">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref54" name="_ftn54" title="">[54]</a> <em>Musennefatu'l-Şeyh el-Müfid</em>, c. 7, s. 78.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn55">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref55" name="_ftn55" title="">[55]</a> age., c. 4, s. 81.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn56">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref56" name="_ftn56" title="">[56]</a> Muhammed Hadi Marifet, age. s. 60-61.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn57">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref57" name="_ftn57" title="">[57]</a> Tabersî, <em>Mecmuaü'l</em>-<em>Beyan</em>, c. 1, s. 42; Feyz Kaşanî, <em>Tefsirü's-Safî</em>, c. 1, s. 47; Muhammed Hadi Marifet, age., s. 62.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn58">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref58" name="_ftn58" title="">[58]</a> Şeyh Tusî, <em>et-Tibyan fi Tefsiri'l-Kur'ân</em>, c. 1, s. 3-4.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn59">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref59" name="_ftn59" title="">[59]</a> Allame Hıllî, <em>Ecvibetü'l-mesail</em>, s. 121.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn60">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref60" name="_ftn60" title="">[60]</a> Tabersî, <em>Mecmaü'l-Beyan</em>, c. 2, s. 42.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn61">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref61" name="_ftn61" title="">[61]</a> Beyazî, <em>es-Sıratü'l-Müstakim ila Müstehakki't-Takdim</em>, c. 1, s. 45.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn62">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref62" name="_ftn62" title="">[62]</a> Muhakkik Erdebilî, <em>Mecmaü'l-Faide</em>, c. 2, s. 218.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn63">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref63" name="_ftn63" title="">[63]</a> Feyz Kaşanî, <em>Tefsirü's-Safî</em>, c. 1, s. 46; Feyz Kaşanî, <em>İlmü'l-Yakîn fi Usuli'd-Din</em>, c. 1, s. 465.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn64">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref64" name="_ftn64" title="">[64]</a> <em>Mevsua el-İmam es-Seyyid Abdülhüseyin Şerefüddin</em>, c. 3, s. 1160.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn65">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref65" name="_ftn65" title="">[65]</a> Şeyh Cafer Kaşifülgıta, <em>Keşfü'l-Gıta</em>, c. 3, s. 453; Şeyh Cafer Kaşifülgıta, <em>Kitabu'l-Kur'ân</em>, 7-8. Mebhas.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn66">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref66" name="_ftn66" title="">[66]</a> Allame Muhammed Hüseyin Âl-i Kaşifülgıta, <em>Aslu'ş-Şia ve Usuliha</em>, s. 143.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn67">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref67" name="_ftn67" title="">[67]</a> Seyyid Muhsin Emin, Ayanü'ş-Şia, c. 1, s. 41; Seyyid Muhsin Emin, <em>Nakzü'l-Veşia ev eş-Şia beyne'l-Hakaik ve'l-Evham</em>, s. 160.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn68">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref68" name="_ftn68" title="">[68]</a> Abdülhüseyin Şerefüddin, <em>Ecvibe Mesaili Carullah</em>, s. 23.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn69">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref69" name="_ftn69" title="">[69]</a> Abdülhüseyin Şerefüddin, age., s. 23-36.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn70">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref70" name="_ftn70" title="">[70]</a> <em>Mevsua el-Allame el-Belağî</em>, c. 1, s. 59-68.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn71">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref71" name="_ftn71" title="">[71]</a> Age., s. 61; Muhammed Hadi Marifet, age., s. 67.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn72">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref72" name="_ftn72" title="">[72]</a> Allame Eminî, <em>el-Gadir</em>, c. 3, s. 116, 135.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn73">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref73" name="_ftn73" title="">[73]</a> Allame Tabatabaî, <em>el-Mizan</em>, c. 12, s. 150.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn74">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref74" name="_ftn74" title="">[74]</a> İmam Humeynî, <em>Tehzibü'l-Usul</em>, c. 2, s. 96.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn75">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref75" name="_ftn75" title="">[75]</a> Ayetullah Hoyî, age., s. 299.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn76">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref76" name="_ftn76" title="">[76]</a> Şeyh Saduk, Şerif Murtaza, Şeyh Tusî ve Ebu Ali Tabersî.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn77">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref77" name="_ftn77" title="">[77]</a> <em>Nehcü'l-Belağa</em>'yı derleyen Seyyid Radi'dir, Şerif Murtaza değil!</span></span><br />
</div>
<div id="ftn78">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref78" name="_ftn78" title="">[78]</a> Komisyon, <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em>, s. 64.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn79">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref79" name="_ftn79" title="">[79]</a> Muhammed Beyumî, <em>Hakikatü'ş-Şia</em>, s. 240.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn80">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref80" name="_ftn80" title="">[80]</a> Nasır b. Abdullah Gaffarî, <em>Usulu Mezhebi'ş-Şia</em>, c. 1, s. 338.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn81">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref81" name="_ftn81" title="">[81]</a> Nasır b. Abdullah Gaffarî, age., c. 1, s. 305.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn82">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref82" name="_ftn82" title="">[82]</a> Nasır b. Abdullah Gaffarî, age., c. 1, s. 245.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn83">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref83" name="_ftn83" title="">[83]</a> Komisyon, <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em>, s. 64.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn84">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref84" name="_ftn84" title="">[84]</a> Muhammed Beyumî, age., s. 240; Mecdi Ali Muhammed Ali, <em>İntisarü'l-Hak</em>, s. 134.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn85">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref85" name="_ftn85" title="">[85]</a> Mecdi Ali Muhammed Ali, age., s. 135; Komisyon, <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em>, s. 65.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn86">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref86" name="_ftn86" title="">[86]</a> Fussilet, 41-42.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn87">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref87" name="_ftn87" title="">[87]</a> Hicr, 9.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn88">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref88" name="_ftn88" title="">[88]</a> Bakara, 23; Yunus, 38; Hud 13.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn89">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref89" name="_ftn89" title="">[89]</a>Şeyh Müfid, age., c. 7, s. 78-81.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn90">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref90" name="_ftn90" title="">[90]</a> Şeyh Tusî, <em>et-Tibyan fi Tefsiri'l-Kur'ân</em>, c. 1, s. 3.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn91">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref91" name="_ftn91" title="">[91]</a> Tabersî, <em>Mecmaü'l-Beyan</em>, c. 1, s. 42.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn92">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref92" name="_ftn92" title="">[92]</a> Allame Hıllî, <em>Ecvibetü'l-Mesail</em>, s. 121.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn93">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref93" name="_ftn93" title="">[93]</a> Beyazî, age., c. 1, s. 45; Muhakkik Erdebilî, age., c. 2, s. 218.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn94">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref94" name="_ftn94" title="">[94]</a> Feyz Kaşanî, <em>Tefsirü's-Safî</em>, c. 1, s. 46.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn95">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref95" name="_ftn95" title="">[95]</a> <em>Mevsua el-İmam es-Seyyid Şerefüddin</em>, c. 3, s. 1160.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn96">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref96" name="_ftn96" title="">[96]</a> Şeyh Cafer Kaşifülgıta, age., c. 3, s. 453; Şeyh Cafer Kaşifülgıta, <em>Kitabü'l-Kur'ân</em>, 7-8. Mebhas.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn97">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref97" name="_ftn97" title="">[97]</a> Seyyid Muhsin Emin, <em>Ayanü'ş-Şia</em>, c. 1, s. 41.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn98">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref98" name="_ftn98" title="">[98]</a> Seyyid Şerefüddin, age., s. 23.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn99">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref99" name="_ftn99" title="">[99]</a> Komisyon, <em>eş-Şia ve'l-Kur'ân</em>, s. 64; Mecdi Ali Muhammed Ali, age., s. 135; Muhammed Beyumî, age., s. 240.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn100">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref100" name="_ftn100" title="">[100]</a> Şeyh Saduk, <em>el-İtikadat fi Dini'l-İmamiyye</em>, s. 59.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn101">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref101" name="_ftn101" title="">[101]</a> Buharî, <em>Sahih</em>, c. 6, s. 25; Müslim, <em>Sahih</em>, c. 3, s. 1317; Sicistanî, <em>Sünenu Ebi Davud</em>, c. 2, s. 343; İbn Hanbel, <em>Müsned</em>, c. 1, s. 23; Taberî, <em>Tarih</em>, c. 3, s. 204; Muhammed Ali Muallim, <em>el-Hakikatü'l-Mazlume</em>, s. 99; Necah et-Tai, <em>el-Vehhabiyyun</em>: <em>Havaric ev Sünne</em>, s. 263.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn102">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref102" name="_ftn102" title="">[102]</a> Suyutî, <em>el-İtkan fi Ulumi'l-Kur'ân</em>, c. 1, s. 118.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn103">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref103" name="_ftn103" title="">[103]</a> Taberanî sahih senetle İbn İshak'dan tahriç etmiştir.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn104">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref104" name="_ftn104" title="">[104]</a> Ubeyd b. Ömer, Ömer b. Hattab'dan; Abdullah b. Abdurrahman babasından; İbn Cüreyh ve İbn Mesud tarikleriyle.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn105">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref105" name="_ftn105" title="">[105]</a> Suyutî, age., c. 1, s. 130-131; Muhammed Ali Muallim, age., s. 103.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn106">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref106" name="_ftn106" title="">[106]</a> Kadı Abdülcabbar, <em>el-Muğni</em>, s. 385.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn107">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref107" name="_ftn107" title="">[107]</a> O dönemde tefsir yerine daha çok tevil kavramı kullanılıyor; nitekim Taberî, tefsirine, <em>Camiü'l-Beyan fi't-Tevili'l-Kur'ân</em> adını vermiştir. Kitapta, “Allah'ın bu sözünün tevilinde şöyle denilmiştir…” ifadesi çokça geçmektedir.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn108">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref108" name="_ftn108" title="">[108]</a>
İmamiyye, Kur'ân'ın mahlûk olduğu inancındadır, bkz. Muhammed Cevad
Muğniyye, age., s. 315. Eşarî, İmamiyye'nin iki görüşü olduğunu yazar:
İlki, Hişam b. Hakem'in Kur'ân'ın ne mahluk ne de halik olduğu
görüşüdür. İkinci görüş ise, Kur'ân'ın mahlûk olduğu yönündedir, bkz.
Eşarî, <em>Makalatü'l-İslâmiyyin ve İhtilafu'l-Musallin</em>, c. 1, s. 114.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn109">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref109" name="_ftn109" title="">[109]</a> Hatib Bağdadî, <em>Tarihu Bağdad</em>, c. 4, s. 142.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn110">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref110" name="_ftn110" title="">[110]</a> Hatib Bağdad, age., c. 4, s. 153.</span></span><br />
</div>
<div id="ftn111">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><span style="font-size: small;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref111" name="_ftn111" title="">[111]</a> Kadı Abdülcabbar, <em>Şerhu Usuli'l-Hamse</em>, s. 527-530.</span></span></div>
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-8725759389150606752018-03-06T16:04:00.000+03:002018-03-06T16:06:58.477+03:00Taberî ve "Gadir Hadisinin İsnad Zincirleri" Adlı Eseri<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Muhammed Hadi Yusufî Garevî</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Gadir hadisesi, İmam Ali'nin (a.s) velayetinin tek senedi
değildir; lakin velayet konusundaki en önemli ve meşhur senettir. İslam
tarihinin önemli hadiselerinde, ravi sayısı ve senetlerin itibarı
açısından Gadir hadisesine benzeyen bir olaya çok az tesadüf edilir.
Gadir hadisesini genelde muhaddisler naklettiklerinden, konuyla ilgili
rivayet başta hadîs kaynaklarında nakledilmiş ve tartışılmıştır. Öte
taraftan birçok tarihçi ve siyerci sansür uygulama yoluna gitmiştir. </i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Hz. Peygamber'in Veda Haccı yolculuğunun Medine-Mekke
güzergâhını detaylarıyla, hiçbir ayrıntısını atlamadan, durak durak
kaydeden tarihçiler dönüş yolunda, Mekke-Medine güzergâhında meydana
gelen hadiseleri görmezden gelmiş ve beraberindeki yüz binlerce
sahabîyle birlikte Hz. Peygamber'i ansızın Medine'ye ulaştırmışlardır!
Sanki dönüş yolunda hiçbir hadise meydana gelmemiştir!</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Bu bağlamda gözler diğer tarihçilerden çok Taberî'ye
çevrilir: O, Tarih'inde hadiseleri farklı isnad zincirlerine dayanarak
naklettiği rivayetlerle bütün ayrıntılarıyla anlatırken –beklenenin
aksine– Gadir hadisesinden söz etmemiştir. Bu durum okuyucunun zihninde
bir soru işareti bırakır.</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Taberî'nin İmam Ali'nin velayetini ispat etmek amacıyla
Gadir hadisesini ele alan bağımsız bir kitap yazdığını bildiğimizde bu
soru kendiliğinden zihnimizden silinir.</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Bu makalede, Taberî'nin Kitabü'l-Velayet olarak da bilinen
Gadir Hadîsinin İsnad Zincirleri (Turuku Hadîsi Gadir) kitabı
tanıtılmaya çalışılmıştır.</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">*</span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Irak'ın fiilî başkenti Bağdat geçmişte Abbasîlerin başkentiydi. II.
Abbasî halifesi Mansur, Bağdat'ı Dicle'nin iki yakasına inşa etmişti.
Şehrin doğu yakasına Resafe, batı yakasına Kereh adı veriliyordu.<sup>1</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Yakut el-Hamevî (öl. 626) Kereh mahallesi hakkında şu bilgileri verir:
“Bağdat'ın batı yakasında geniş bir mahalle olan Kereh kalelerle çevrili
olup Şiîlerin yerleşim yeridir; orada Şiî olmayan kimse yoktur.”<sup>2</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kerehlilerin Şiî oldukları hakkında İbn Esir'in (öl. 630) <i>el-Kamil fi't-tarih</i>'inde
de önemli bilgiler vardır: “Kereh Şiîlerinin Zilhiccenin 17'sinde, yani
Gadir gününde çadırlar kurup mahallelerini süsledikleri; Âşûrâ gününde
ise yas tutup ravza meclisleri tertip ederek ağlaştıkları herkesin
malumudur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Buna mukabil Basralılar Gadir Bayramı'ndan sekiz gün sonra kutlama
yapar, bu günde Hz. Peygamber'in ve Ebubekir'in Sevr Mağarası'na
girdiklerini söylerlerdi. Âşûrâ'dan sekiz gün sonra da Şiîlerin
merasimine benzer bir merasim tertipler, bu günün Musab b. Zübeyr'in
katledildiği gün olduğunu söylerlerdi.”<sup>3</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Yakut el-Hamevî şunları ekler: “Bağdat şeyhlerinden bazıları Hz.
Peygamber Gadir-i Hum'da iken Ali b. Ebi Talib'in Yemen'de olduğunu (!)
söylerler. Bu amaçla mesnevî türünde bir şiir yazmış, şiirde hac
duraklarını tavsif etmiş, Gadir-i Hum'a işaretle de şöyle demişlerdir:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Sonra Gadir-i Hum'a vardık; Gadir'de ümmî Peygamber ile Ali hakkında zanna dayalı yalan yanlış konuşan ne çok insan var!”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Yakut el-Hamevî şöyle devam eder: “Ebu Cafer Muhammed b. Cerir Taberî
(öl. 310), bir ravinin bidat icat ettiğini anladığında onu tart eder,
uzaklaştırırdı. Taberî yukarıda izah ettiğimiz durumdan haberdar olunca
Hz. Ali'nin faziletlerini anlatmaya koyuldu ve Gadir hadîsinin isnad
zincirlerini beyan etti. Neticede halkın büyük çoğunluğu, bilhassa
Rafizîler onun sözlerine kulak verdiler. Daha sonra Taberî Rafızîlerin
bir grubunun sahabîler hakkında yakışıksız sözler sarf ettiklerinin
duyunca bu kez Ebubekir ve Ömer'in faziletlerini beyan etmeye başladı.”<sup>4</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Zehebî (öl. 748) söz konusu Bağdatlı şeyhin adını açıklamıştır:
“Taberî, İbn Davud'un (?) Gadir hadîsini tenkit ettiğini duyunca
faziletlere dair bir kitap yazdı ve orada hadîsin sıhhatini tartıştı.”<sup>5</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Tarih rivayetlerinden anlaşıldığına göre Taberî'nin bu kitabı VIII.
yüzyılda âlimlerin elinde bulunuyordu. Bu bakımdan Dımaşklı tarihçi İbn
Kesir (öl. 774) <i>Kitabu Gadiri Hum</i> adında bir kitap nakletmiş ve <i>el-Bidaye ve'n-nihaye</i>'sinde Taberî'den yedi hadîs aktarmıştır.<sup>6</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Öte yanda Şiî ulema bu kitaba özel bir ilgi göstermiş, eserlerinde kimi
zaman isnad zincirini bu kitaba ulaştırmışlardır. Aslında bu yöntem,
Şiî ulemanın Şiî kitapları kataloglamak için kullandığı bir yöntemdi;
ancak konusunun öneminden dolayı müellifi Sünnî olmasına rağmen bu
kitabı isnadda naklediyorlardı.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Tusî (öl. 460) Taberî hakkında şunları kaydeder: “Tarih kitabının müellifi Muhammed b. Cerir Taberî Sünnî'dir. <i>Kitabu Gadiri Hum</i>
da ona aittir ve o bu kitapta Gadir hadisesinin keyfiyetini
açıklamıştır.” Şeyh Tusî daha sonra kendisini kitaba ulaştıran isnad
zincirini şöyle beyan eder: “Bize ondan haber veren… İbn Kamil'dir, o da
İbn Cerir'den…”<sup>7</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Fakat Necaşî (öl. 450) kitabın ismini değiştirmiş ve şöyle yazmıştır: “Sünnî mezhepli Muhammed b. Cerir Taberî <i>er-Reddu alâ'l-harkusiyye</i>'nin
müellifidir ve orada Gadir hadîsinin isnad zincirini beyan etmiştir.”
Kitaba ulaştığı isnad zincirini ise şöyle açıklar: “İbrahim b. Muhallid
babasından, o da İbn Cerir'den bize haber verdi.”<sup>8</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Tusî ve Necaşî Taberî'nin Sünnîliğini tasrih ettiklerinden Allâme
Tahranî'nin (öl. 1389) görüşünü tartışmaya lüzum yoktur. Allâme Tahranî
şöyle yazar: “Görünen o ki <i>Kitabu Gadiri Hum</i>, Sünnî Taberî'nin
çağdaşı Ebu Cafer Muhammed b. Cerir Rüstem Taberî'nin telifidir… Bu
ikisi, isimde, baba adında, künyede ve nispette aynı olduklarından bu
hata vuku bulmuştur.”<sup>9</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Numan Mağribî Mısrî'nin (Fatımîlerin ilk döneminde yaşamış İsmailî fakih ve muhaddis) (öl. 363) <i>Şerhu'l-ahbar fi fezaili Haydari'l-kerrar ve'l-eimmeti'l-athar</i>
adlı kitabı, Taberî'nin kitabının zikredildiği ve birçok pasajının
alıntılandığı tek kaynaktır. Kadı Numan'ın eserinin öneminin bilinmesi
açısından şu kadarını söylemek kâfidir: Taberî'nin <i>Kitabu Gadir</i>'inden
nakledilen rivayetlerin tamamı veya büyük çoğunluğu bu kitapta
mevcuttur ve bu, bizim kitabın muhtevasını anlamamız açısından
yeterlidir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Numan kitabında şöyle yazar: “Gadir hadîsini muhaddislerin çoğu,
ezcümle Muhammed b. Cerir Taberî rivayet etmiştir. Taberî hadîsi Hz.
Ali'nin faziletlerini ele aldığı kitabında nakleder. Taberî Bağdatlıdır
ve hadîs ve fıkıhta Ehlisünnet'in büyüklerindendir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hz. Ali'nin faziletlerinin detaylıca rivayet edildiği bu kitabın,
birisinin Hz. Ali'nin faziletlerine dair sorduğu soru üzerine yazıldığı
belirtilir. Sorunun gündeme gelmesinin sebebi ise birisinden (?)
nakledilen Ali'nin [Yemen seferi yüzünden] Veda Haccı'na Hz. Peygamber
ile beraber katılmadığına, dolayısıyla bu hac yolculuğunda Gadir-i
Hum'da Ali'nin velayetinin ilan edildiğinin söylenemeyeceğine dair
sözdür.”<sup>10</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu zat kendince Hz. Peygamber'in “Ben kimin mevlası isem Ali onun
mevlasıdır” hadîsini inkâr etmek istemiş, bu da Taberî'nin dikkatini
çekmiştir. Bunun üzerine Taberî bir kitap yazmış ve kitabında
rivayetleri delil göstererek Hz. Ali'nin Yemen'den Mekke'ye vusulünün,
Hz. Peygamber'in Mekke'ye vusulüyle eşzamanlı gerçekleştiğini ispat
etmiştir. Rivayet şöyledir: “Hz. Peygamber kurbanlık develer
getirmişti; Hz. Ali ile karşılaştığında ona temettuh umresiyle ilgili
ayet nazil oldu. Bunun üzerine kurbanlık getirmeyenlere temettü umresi
yapmalarını emretti. Fakat kendisi yanında kurbanlık deve getirdiğinden
ihramda kaldı; zira Allah, “Kurban yerine varıncaya dek başlarınızı
tıraş etmeyin” (Bakara, 196) buyurur. Hz. Peygamber, yoldan yeni gelen
Hz. Ali'ye “Nasıl ihrama girdin?” diye sordu. Hz. Ali, “Allahım!
Peygamberinin ihrama girdiği niyetle ihrama giriyorum!” dedi. Hz.
Peygamber, “İhramdan çıkma, çünkü ben yanımda [kendim ve senin için]
kurbanlık getirdim. Şayet ne olacağını bilseydim kurbanlık getirmez,
haccı temettü haccına çevirirdim,” buyurdu. Hz. Peygamber, Hz. Ali'yi
kurbanına ortak etti. Kendisi develerin bir kısmını, Hz. Ali başka bir
kısmını kesti.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberî, naklettiği rivayetlere dayanarak Hz. Ali'nin Veda Haccı'nda Hz.
Peygamber'in yanında olduğunu ispatlar; ancak bununla da yetinmeyerek
Ehl-i Hadîs'in ve âlimlerin bu konudaki icmaından faydalanır ve
muhaliflerin iddialarını çürütür.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ayrıca Taberî kitabında ayrı bir başlık açmış ve orada Hz. Peygamber'in
“Ben kimin mevlası isem Ali onun mevlasıdır. Allahım! Ona dost olana
dost, düşman olana düşman ol ve ona yardım edene yardım et, ona
yardımını esirgeyenden yardımını esirge!' hadîsini sahih isnadlarla
nakleder. Hz. Peygamber bu sözü Veda Haccı'nın hem öncesinde hem de
sonrasında söylemiştir. Taberî, Hz. Peygamber'in içerisinde “Ali
müminlerin emiridir”, “Ali kardeşimdir”, “Ali vezirimdir”, “Ali
vasimdir”, “Ali benden sonra ümmetimin halifesidir”, “Ali benden sonra
insanlara nefislerinden daha evladır” gibi ifadelerin geçtiği; Hz.
Ali'nin hilafetinin ve ümmetin ona tabi olmasının farz oluşunu beyan
eden hadîsleri de nakletmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberî uzunca bir bölümde bütün bu rivayetleri nakletmiş ve yukarıda
sözünü ettiğimiz zatın iddiasını çürüterek şöyle yazmıştır: “Böyle bir
söz söyleyip Ali'nin Veda Haccı'na katıldığını inkâr eden birini
tanımam. Bu, ümmetin icma ettiği bir husustur; ilim ehlinin ve Hadîs
Ashabı'nın tamamı bu konuda görüş birliği içerisindedir. Güvenilir
kimselerin tasdik ettiği bir şeyi inkâr eden kimsenin sözüne itimat
edilmez. İcmaya muhalif görüş ilim ehlince görüş ayrılığı olarak
değerlendirilmez. Bu, ilim ehlinin şahitlikleri ve haberleri kabulde
esas aldığı bir ilkedir…”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Görüldüğü gibi Taberî kitabını daha çok bu zatın görüşünü çürütmek
amacıyla kaleme almış ve ilim ehlinden kimsenin bu görüşü kabul
etmediğini ispatlamıştır. Zira ilim ehli, bu zatın inkâr ettiği şeyi
tasdik etmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Numan, gaflette kaldığı veya cehaletini devam ettirdiği veyahut
kendisini cahil gösterdiği, Hz. Ali hakkında inandığı gibi yaşamadığı,
ispatı için çabaladığı hakikati amelî kılmadığı gerekçesiyle Taberî için
üzüldüğünü dile getirir. Ona göre Taberî Sünnîlerin yolundan gitmiş,
Ebubekir, Ömer ve Osman'ı Ali'ye öncelemiştir. Bu, onların
basiretsizliğinin, cehaletinin ve dalaletinin göstergesidir; kendisi de
dalaletini ikrar etmiştir… Onlar çoğunluğa tabi olmaktan kaçınmış, Allah
ve Resulü'nün öncelediği insanı öncelemiş, ona inanmış olsalardı, bu,
kendileri için, Allah'ın haklarında, “Kendileri de bunlara adamakıllı
inandıkları, bunları iyice bilip anladıkları halde zulümle, ululanmayla
inadına inkâr ettiler” (Neml, 14) buyurduğu kimselerden olmaktan çok
daha iyi olurdu.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Numan sonra şunları yazar:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Bu mukaddimeden sonra Taberî'nin rivayet ettiği, ancak aynı zamanda
muhalefet ettiği Hz. Ali'nin faziletlerini beyan edelim. Bu vesileyle
Taberî'nin gaflet ettiğini veya cahil kaldığını veyahut kendisini cahil
gösterdiğini ya da bilerek rivayet ettiği şeye aykırı amel ettiğini
vurgulayalım!</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Kitabın başında, Müminlerin Emiri Hz. Ali'nin makamını inkâr edenlerin
görüşlerini çürüteceğime ve onun vesayeti hak ettiğine, Hz.
Peygamber'den sonra imamet hakkının kendisinde olduğunu Allah'ın
Resulü'nün dilinden beyan ettiğine dair kanıtları sunacağıma söz verdim.
İmdi bütün bu hadîsleri nakledecek olursam konu uzar ve kitap
tasarladığımdan daha hacimli bir çalışmaya dönüşür…</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Ancak Muhammed b. Cerir Taberî'nin (kitabının) Hz. Ali'nin
faziletlerini geniş bir biçimde ele aldığı faslını beyan etmekten başka
çarem de yok. Bunu, Ehlisünnet'in de Hz. Ali'nin faziletlerini itiraf
ettiğini ve bu konuda çok sayıda rivayet naklettiğini göstermek için
yapıyorum. Böylelikle okuyucu, bu rivayetlerin uydurma olmadığını ve
yalnızca Şiîlerce kabul edilmediğini anlamış olacak. Bu şekilde hadîs ve
tarih ilmi hakkında yeterli bilgiye sahip olmayanlar bu rivayetleri
zayıf addedemeyecekler.”<sup>11</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kitabın birinci cildinde Kadı Numan Taberî'nin kitabından yetmiş dört rivayet nakleder.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Üstad Garevî makalenin devamında bu yetmiş dört rivayeti farklı
kaynaklarla karşılaştırarak tahkik etmiştir. İlgi duyan okuyucular </b><a href="http://www.noormags.com/"><b>www.noormags.ir</b></a><b> adresinden makalenin tam metnine ulaşabilirler. Ayrıca, Taberî'nin
sonradan Şiî olduğu hakkındaki görüş için Resul Caferiyan'ın daha önce <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2018/02/rcaferiyan.html">burada</a> yayınladığımız makalesine bakınız.</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Muhammed Hadi Yusufî Garevî, Taberî ve Kitab-ı Turuk-i Hadîs-i Gadir, Tarih der Ayine-i Pejuheş, Payiz 1381, Sayı:1, s. 261-311.</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Kaynaklar:</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1.</b> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-buldan, Bağdad maddesi.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>2.</b> Aynı yer.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>3</b>. İbn Esir, el-Kamil fi't-tarih, “308 Yılının Hadiseleri”, c. 9, s. 54.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>4.</b> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 18, s. 74.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>5.</b> Zehebî, Tabakatü'l-huffaz, c. 2, s. 254.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>6</b>. İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye, c. 5, s. 313.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>7</b>. Şeyh Tusî, el-Fihrist, s. 178.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>8.</b> Necaşî, Rical-i Necaşî, s. 226.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>9.</b> Allâme Tahranî, ez-Zeria, c. 16, s. 26.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>10.</b> Kadı Numan, Şerhu'l-ahbar, c. 1, s. 116.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>11.</b> Kadı Numan, age., c. 1, s. 128.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">çev: İbrahim Erkin</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bu makale ilk defa, </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">4 Ekim 2013 tarihinde medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/1187/taber%C3%AE-ve-gadir-hadisinin-isnad-zincirleri-adli-eseri">burada</a> yayınlanmıştır.<b><br /></b></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-42893524279645084012018-02-23T13:28:00.000+03:002018-02-23T13:28:13.290+03:00Gadir-i Hum ve İslâm tarihindeki önemi üzerine Ayetullah Asıfî ve Ayetullah Hekim ile söyleşi<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><i>Velayet, İslâm ümmetinin bekasını güvence altına alır; velayet
olmaksızın ne ümmet kalır ne imamet, İslâm’dan da geriye birtakım ilahî
kanunların dışında bir şey kalmaz. İslâm’ın dinamik, mücadeleci ve
yapıcı hale getiren velayettir. İmam Hüseyin’in (a.s.) ifadesiyle,
namaz, oruç, zekât gibi İslâm’ın şartları dahi velayet ve imamet
sayesinde toplumda tahakkuk ve tebellür eder.</i> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Dilerseniz Gadir-i
Hum hadisinin içeriğinden ve önemini ele alarak başlayalım sohbetimize.</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Muhammed Mehdi Asıfî:</strong> İslâm'da tevhid
inancından sonra en önemli inanç ilkesi, velayettir. Aslında ikinci
sırada yer alan nübüvvet inancı, bir anlamda bu inanç ilkesi içinde üstü
kapalı bir şekilde mevcuttur, bunda mündemiçtir. Kur'ân, velayet
hakkında şöyle buyurur: <em>“Kuşkusuz sizin veliniz Allah ve Resulü'dür.” (Mâide, 55)</em> Allah Resulü'nün (s.a.a.) velayetini O'na itaatle bir tutar ve şöyle tasrih eder: <em>“Allah'a itaat edin ve Resul'e itaat edin.” (Teğâbün, 12)</em> Bizim inancımıza göre Allah'ın, birtakım kelimelerle imtihan ettikten <em>(“İbrahim'i Rabbi bir takım kelimelerle imtihan etmişti.”)</em> ve onun da başarılı bir şekilde imtihanı vermesinden sonra <em>(“O da bunları tamamlayınca…”)</em> Hz. İbrahim'e (a.s.) verdiği velayet ve imamet, risaletin tamamlayıcısı olan ümmetin imamet ve velayetinin <em>(“Seni insanlara imam kılacağım.” -Bakara 124)</em> ta kendisidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Velayetin iki veçhesi vardır: İlki, velayetin insanlarla olan irtibatı;
ikincisi, insanların velayetle irtibatı. Birincisi, hâkim ve evlâ oluş
ilkesiyle bağlantılı olup Kur'ân da bu hususa işaret etmiştir: <em>“Nebi, müminlere kendi nefislerinden evladır.” (Ahzâb, 6)</em> <em>“Kuşkusuz sizin veliniz Allah ve Resulü ve inananlar, namaz kılanlar ve rükû ederken zekât verenlerdir.” (Mâide, 55)</em> İkinci boyutu ise, itaattir. Bu konuda Kur'ân şöyle buyurur: <em>“Allah'a itaat edin ve Resul'e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine (ulü'l-emr) de.” (Nisâ, 59)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Velayet, İslâm ümmetinin bekasını güvence altına alır; velayet
olmaksızın ne ümmet kalır ne imamet, İslâm'dan da geriye birtakım ilahî
kanunların dışında bir şey kalmaz. İslâm'ın dinamik, mücadeleci ve
yapıcı hale getiren velayettir. İmam Hüseyin'in (a.s.) ifadesiyle,
namaz, oruç, zekât gibi İslâm'ın şartları dahi velayet ve imamet
sayesinde toplumda tahakkuk ve tebellür eder. Bu yüzden bizim
rivayetlerimizde velayetin namazdan <em>ve oruçtan daha önemli olduğu
vurgulanmıştır. İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s.) nakledilen bir hadiste şöyle geçer: “İslâm
beş şey üzere bina edilmiştir: namaz, zekât, oruç, hac ve velayet.”
Hadisin ravisi Zürare, “Bunlardan hangisi efdaldir, daha faziletlidir?”
diye sorduğunda İmam, “Velayet bütün hepsinden efdaldir, çünkü velayet,
onların anahtardır ve veli, onlara doğru yol gösteren kılavuzudur”
buyurur. Diyalog sürer ve İmam devamında şöyle
buyurur: “Velayet, emrin zirvesi, en uç noktası ve anahtarıdır ve her
şeyin kapısıdır. Rahman'ın rızası da, bilip tanıdıktan sonra imama itaat
etmektedir.” (el-Kâfî, c. 2, s. 18; Bihâru'l-Envâr, c. 68, s. 33)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Meşhur Gadir-i Hum hadisi de velayet hakkındadır ve hadiste, Hz.
Peygamber (s.a.a.) Ali b. Ebi Tâlib'i (a.s.) kendisinden sonra
Müslümanların velisi tayin etmiştir. Hz. Peygamber böyle yaparak iki
hususu Müslümanlara açıktan ilan etmiştir: İlki, velayetin ve imametin,
kendisinin vefatından sonra da güçlü bir biçimde devam edeceğidir. Bu,
Resulullah'ın (s.a.a.) vefatıyla birlikte ümmetin siyasî, toplumsal ve
askerî önderliğinin kendi haline bırakılmadığı anlamına gelir. İkincisi,
kendisinden sonra İmam Ali (a.s.), Allah'ın nassı ve atamasıyla
Müslümanların imamı, veliy-i emri olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Hekim: </strong>Gadir-i Hum
hadisi, İslâm tarihindeki önemli bir hadiseyi açıklayan önemli bir
hadistir. Bu önemli hadise, Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) Ali b. Ebi Tâlib'i
(a.s.) kendi halifesi ve vasisi olarak ataması ve beraberinde hacca
giden, aynı zamanda da o zamanının her bölgeden Müslümanlarının
temsilcisi olan bütün Müslümanlardan biat alması olayıdır. İşte bu
olayın anlatıldığı hadise Gadir-i Hum hadisi denilir. Böyle anılmasının
nedeniyse, Hz. Peygamber'in bu atama ve tayin işini, Veda Haccı
dönüşünde, Cuhfe yakınlarındaki Gadir-i Hum diye bilinen yerde yapmış
olmasıdır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Gadir-i Hum, Mekke'ye dönüş yolunda bütün hacıların konakladığı son
menzildi ve bundan sonra yollar ayrılıyor, hacılar birbirlerinden
uzaklaşıyorlardı. İşte böyle bir yerde Hz. Peygamber'e vahiy nazil oldu
ve ondan bu atamayı Müslümanlara bildirmesi istendi: <em>“Ey
Resul! Sana Rabbinden bildirileni açıkla. Eğer bunu yapmazsan risâlet
görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur!”
(Mâide, 67)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu emri alınca Hz. Peygamber, münadi çıkarıp hacıların bir araya
toplanmasını istedi; ileri giden hacıların geri dönmelerini, geride
kalanların da yetişmesini bekledi. Hacılar toparlanınca ayağa kalkıp bir
konuşma yaptı. Konuşmasında kısaca peygamberliğin öneminden,
peygamberlerin görevlerinden ve bunların insanlara kazandırdıklarından
söz etti ve yakında aralarından ayrılacağını ekleyerek onlardan bütün bu
görevlerini hakkıyla yerine getirdiğine dair şahitlik etmelerini
istedi. Sonra da İmam Ali'yi (a.s.) halife tayin etti ve orada hazır
bulunan herkesten İmam Ali için biat aldı.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu, Gadir-i Hum hadisesinin kısa özetidir. Bu önemli hadiseye ilişkin
tarih rivayetlerinde anlatı detaylandırılır, nakillerde kullanılan
ifadeler de çeşitlilik gösterir. Bununla birlikte, bütün bu rivayetler
mütevatirdir ve tamamında Hz. Peygamber'in şu cümleyi söylediği geçer: <em>“Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ehl-i Beyt (a.s.) taraftarlarının tamamınca kabul edilen, ayrıca Sünnî
muhaddis ve âlimlerce de sıhhatinde herhangi bir kuşku bulunmadığı
belirtilen Gadir-i Hum hadisini bu şekilde kısaca özetledikten sonra
şimdi öneminden söz edebilir, bu hadisin diğer hadislere nispetle ne
gibi imtiyazlara sahip olduğunu sıralayabiliriz:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">1) Bu hadis, velayet konusunda vârid olan diğer
hadislere nispetle daha uzundur ve muhteva olarak da daha zengindir.
Gadir-i Hum hadisinde Müminlerin Emiri Ali'nin (a.s.) velayet ve
imameti, hassas konularla birlikte ele alınmıştır ki bu açıdan hiçbir
hadis bu hadise benzememektedir. Gadir-i Hum hadisinde izlenen bu
yaklaşım bağımsız bir araştırmayı hak ediyor.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">2) Hadis, tarih, kelam ve edebiyat disiplinleri
açısından bu hadisin isnadı ve nakil şekli, öte yandan insanların içine
işlemesi bakımından hadisin muhtevası, velayetle ilgili diğer hadisler
arasında benzersizdir. Araştırmacılar hadisin mütevatir olduğunu
ispatlamışlardır ve hangi fırka ve mezhebe mensup olursa olsun bütün
Müslümanlar hadisin sahih olduğunu itiraf etmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">3) Gadir-i Hum hadisesini meydana getiren koşullar,
hadisin vürud sebebi, özgün niteliklere sahiptir; diğer hadislerin vârid
oluş sebeplerinde benzer koşullar bulunmaz. Şöyle ki, bu büyük toplantı
sadece ve sadece bu hadisi söylemek için düzenlenmiştir, işin içinde
başka bir amaç yoktur. Görev yerine getirilir, mesaj Hz. Peygamber
tarafından aktarılırken, orada bulunan herkes muhatap alınmıştır; ki bu
bakımdan, Kur'ân'da işaret olunan <em>(“Allah'ın ve Peygamberi'nin, müşriklerden uzak olduğunu, büyük hac günü, Allah ve peygamberi insanlara ilan eder.” Tevbe, 3)</em> beraat ilanı dışında bir olayda bu olayın bir benzeri yaşanmamıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Müşriklerden uzak olunduğunun ilanı nasıl özgün ve imtiyazlı bir
olaysa, İmam Ali'nin (a.s.) velayetini açıklayan Gadir-i Hum hadisiyle
ardından kalabalık Müslüman topluluğunun her ferdinden İmam Ali için
biat alınması hadisesi de o denli özgün ve imtiyazlıdır. Nitekim hadis,
Hz. Peygamber'in ömrünün sonlarında, İslâm risâleti kemale ulaştıktan ve
İslâm Devleti bütün Arap yarımadasına ulaştıktan, İslâm ümmeti güçlenip
nüfuzlu hale geldikten sonra, Hz. Peygamber bu koşullarda Müslümanlarla
vedalaşırken söylenmiştir. Bu, bütün Müslümanlardan biat alındıktan
sonra nazil olan Mâide 3'deki hakikate işarettir: <em>“Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim, size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">4) Gadir-i Hum'da İmam Ali'nin (a.s.) Resul-i
Ekrem'den (s.a.a.) sonra hilâfete tayin edilmesi, sadece Hz.
Peygamber'in açık beyanıyla gerçekleşmedi. Başka bir deyişle, velayet ve
imametle ilgili diğer hadislerde olduğu gibi, bir tarih rivayeti
formatında bir gerçek gündeme getirilmiş olmadı sadece. Gadir-i Hum
hadisinde İmam Ali'nin hilâfeti bir hüküm ve emir olarak icra edildi ve
herkesten biat alınmasıyla, her Müslüman, İmam Ali'nin imamet ve
velayetine bağlı kalacağını taahhüt ettiğini, iltizam ettiğini, bunu
kendisine farz bildiğini ilan etmiş oldu. İşte bu, Gadir-i Hum hadisini
ve hadisesini imamet ve velayetle ilgili diğer hadislerden ve başkaca
hadiselerden ayırt eden, onu hassas bir noktaya taşıyan, ona üstünlük
kazandıran başat özelliktir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">5)<strong> </strong>Resul-i Ekrem (s.a.a.), Müslümanların biatlerine
bağlı kalmamalarından, ileride biatlerini bozmalarından çekiniyordu ve
bu çekincesi O'nu, İslâm ümmetinin şekillenmesi açısından zaruri gördüğü
bu önemli konuyu açıklamaktan alıkoyuyordu. Biati bozmanın, neticede,
Müslümanları İslâm'ı bir kenara atmaya sevk edeceği düşüncesindeydi.
Fakat Allah'ın velayet ve imamet hükmünün icrasına yönelik kesin emri,
Hz. Peygamber'in ilahî görevini yerine getirerek risâleti ikmal edecek
hakikatin açıklanmasıyla sonuçlandı. Allah, Hz. Peygamber'i ve
risâletini koruyacağını vaat etmişti.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) bu siyasî hadiseyle ilgili tespitleri ve
öngörüsü tamamen yerindeydi; çünkü Müslümanlar yaklaşık yetmiş gün sonra
(Gadir-i Hum hadisesi ile Hz. Peygamber'in vefatı arasında geçen süre
kastediliyor, ç.n.) biatlerini bozdular. Bununla birlikte, Allah vaadini
gerçekleştirdi ve Hz. Peygamber'i ve risâletini muhafaza etti. Çünkü
Müslümanlar başta hep birlikte biat etmiş, tamamı İslâm'ın ve nübüvvetin
emrine uymayı kendilerine farz bilmiş, Hz. Peygamber'e bağlılık
göstermişlerdi. Hz. Peygamber'in nasbının, atamasının etkileri günümüze
dek devam etti. Bu gün Gadir-i Hum'daki ilk biate bağlı kalan
Müslümanlar, sorumluluk alma, sabır gösterme, bağlılık ve övünç
bakımlarından ümmetin en seçkin topluluğunu oluşturmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Beş maddede sıraladığım bu özellikler, yalnızca Gadir-i Hum hadisinde
görülür, velayet ve imametle ilgili diğer hadisler bu özelliklerden
yoksundur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Gadir-i Hum hadisi Şiî ve Sünnî hadis derlemelerinde nakledilmişken, ihtilafa sebep olan husus nedir?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî:</strong> İhtilafın kaynağı, Gadir-i Hum
hadisinde geçen “mevlâ” kelimesidir. Lügat âlimleri, kelimenin birçok
anlamı olduğunu yazmışlardır: “terbiye eden”, “amca,” amcaoğlu”,
amcakızı”, “kul”, “malik”, “tâbi”, “ortak”, “damat”, “evlâ”, “muhabbet”
ve “yardımcı”. Gadir-i Hum hadisi bağlamında “mevlâ” kelimesinin son üç
anlam dışında bir anlamda kullanılmış olması makul değildir. Kelimenin
sadece bu üç anlamda kullanıldığı kabul edilir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şia âlimleri, hadis metnindeki karinelerden yola çıkarak “mevlâ”
kelimesinin “evlâ” anlamında kullanıldığını kabul eder ve şöyle açıklama
yaparlar: Gadir-i Hum hadisinde kastedilen İmam Ali b. Ebi Tâlib'in
(a.s.) Resul-i Ekrem'den (s.a.a.) sonra insanlar üzerinde Hz.
Peygamber'in sahip olduğu evleviyet ve imamet makamına sahiptir. Bunun
birçok kanıtı, şahidi ve karinesi vardır. Ehl-i Sünnet âlimleri ise,
hadis bağlamında kelimenin, “muhabbet” ve “yardımcı” anlamlarına
geldiğini ileri sürmüşlerdir. Aslında bu iki anlamla tanımlamadıklarında
hadisi yorumlayamayacaklarının farkına varmış, bu yüzden de bu iki
anlam üzerinde durarak şöyle bir açıklamada bulunmuşlardır: “Hz.
Peygamber'in hadisteki maksadı, Hz. Ali'nin oradaki insanların dostu,
muhibbi ve yardımcısı olduğunu ilan etmekti.” Böyle bir açıklamadan ve
yorumdan sonra, doğal olarak, artık Gadir-i Hum hadisi İmam Ali b. Ebi
Tâlib'in (a.s.) imamet ve velayetine delalet etmeyecektir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Hekim: </strong>Gadir-i Hum hadisi çerçevesinde Şiî-Sünnî ihtilafını genel hatlarıyla birkaç maddede özetlemek mümkündür:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">1) Zayıf ve asılsız istidlaller yoluyla hadisin vârid
olduğunu inkâr eden ve isnadının da uydurma olduğunu ileri süren,
örneğin Fahreddin Razî tarafından ortaya atılan iddialar veya hadisin
sabit ve mütevatir olmadığını ileri sürerek hadisin varid olduğunda
şüphe uyandırmaya dönük, örneğin İbn Hacer Heysemî, Nureddin Halebî, İbn
Teymiyye, İbn Hazm, Abdülhak Dehlevî ve diğer mutaassıp âlimlerin
temayül gösterdikleri görüşler. Bu gruptaki ulema, hadisi inkâr etmenin
hadisin delaletini inkâr etmekten daha kolay olduğunu düşünmüşler, bu
yüzden de hadisin, kaçış yollarını tamamen kapatan, açık muhtevasını
yorumlamaktan kurtulmak için, hadisin söylendiği gerçeğini ve isnadını
inkâr etmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">2) Gadir hadisesinin etkilerini ortadan kaldırmak
amacıyla olayı görmezden gelip sessiz kalmayı tercih etmişler,
böylelikle de mezheplerinin, Resul-i Ekrem'den sonra İmam Ali'nin
hilâfetini kabul etmeye yanaşmayan mezhebin, haricî varlığını korumak
istemişlerdir. Mesela Buharî, Müslim böyle bir yol izlemiş, Sünnî
âlimlerin çoğunluğu da bu yoldan gitmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">3) Gadir-i Hum hadisesinin ve hadisinin doğru
anlaşılmasını sağlayan birtakım lafzî misalleri ve önemli karineleri
hazfetmeyi tercih etmişlerdir. İlk sorunuza cevap verirken bu
misallerden, şahitlerden ve karinelerden söz etmiştim. Sözgelimi
Tirmizî, bağlamı bulunmayan, öncesi ve sonrasıyla ilişkilendirilmeyen şu
kısa sözü alıntılamakla yetinmiştir: <em>“Resulullah, Gadir hadisinde, ‘Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır.' dedi.”</em> Biz bu kısa alıntıyı Tabersî'nin <em>İhticâc</em>'ında
İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s.) bütün bağlantıları, karineleri ve
şahitleriyle birlikte naklettiği detaylı rivayetle karşılaştırdığımızda,
Sünnî ulemanın kahir ekseriyetinin Gadir-i Hum hadisesini ve hadisini
sansürlemede gösterdikleri yoğun ve kesintisiz çabayı daha iyi anlarız.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">4) Lügat ilmi metodolojisinin çok uzağında kalan
birtakım yöntemlerle Gadir-i Hum hadisini tefsir etmeye çabalamışlardır.
Bunu yapmaktaki amaçları, Gadir-i Hum hadisini akidevî ve sosyopolitik
işleve sahip olan muhtevasından arındırarak, salt hissî ve ahlakî bir
olguyu açıklayan bir söze indirgeyebilmektir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ehl-i Sünnet kaynaklarında Gadir-i Hum hadisinin yeri nedir?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî: </strong>Gadir-i Hum hadisini Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) dilinden 100 binden fazla sahabî işitmiştir. Hadiseyle ilgili rivayetler <em>Siretü'l-Halebiyye</em><em>'de</em>, Ahmed b. Zeynî ed-Dehlan'ın <em>Sire</em>'sinde, <em>Tarihü'l-Hülefa</em>'da, <em>Tezkiretü'l-Havass</em>'da
ve benzer kaynaklarda nakledilmiştir. Bu kalabalık sahabe topluluğunun,
bu büyük yolculukta Hz. Peygamber'e eşlik eden insanların,
memleketlerine, kabilelerine döndüklerinde bu hadiseyi anlatmış
olmaları, dolayısıyla anlatıların geniş bir satıhta yayılmış olması icap
eder. Ancak bilhassa Emevîler döneminde ortaya çıkan siyasî birtakım
sebeplerle, hadisin nakledilerek daha fazla yaygınlık kazanması
engellenmiştir. Ancak buna rağmen Gadir-i Hum hadisi Ehl-i Sünnet
kaynaklarında 110 sahabîden nakledilmiştir. Buna ilaveten, Allame Mir
Hamid Hüseyin'in <em>Abakatü'l-Envâr</em>'da ve Allame Eminî'nin <em>el-Gadir</em>'de
yazdığına göre, tabiînden ve farklı yüzyıllarda yaşamış Sünnî
ulemasından 360 râvî hadisi Hz. Peygamber'den nakletmiştir. Merhum
Allame Seyyid Abdülaziz Tabatabaî de <em>Abakat</em> ve <em>el-Gadir</em>
üzerine yazdığı müstedreklerde, hadisin Ehl-i Sünnet tarikiyle
nakledildiği çok sayıda kaynağı ortaya çıkarmıştır; inşallah bu çalışma
yakın zamanda yayımlanır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) Ali b. Ebi Tâlib'in (a.s.) imamet ve
velayetini tebliğ etmeye verdiği önemden, yüz bin kişiden oluşan büyük
kalabalığın hadisi işitmesinden ve Müslüman ümmetin imamet ve velayet
meselesinin hassasiyetinden dolayı Gadir-i Hum hadisi herkesçe bilinmiş
ve hadis derlemelerinde çokça nakledilmiştir. İslâm tarihinde başka bir
hadisin Gadir-i Hum hadisi kadar kesin bir biçimde tevatür derecesine
ulaştığını sanmıyorum. Bu nedenle hadis kesinkes mütevatirdir ve isnad
açısından sıhhatinde şüphe edilemez. Dolayısıyla isnadının sıhhatini
tartışmaya lüzum yoktur. Gadir-i Hum hadisinin Ehl-i Sünnet tarikinden
sahih senetle nakledildiği çok sayıda versiyonu bulunmaktadır. Biz
burada bu isnadlardan sadece birkaçına temas edeceğiz:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hâkim Nişaburî <em>Müstedrekü's-Sahiheyn</em>'de (Bu
eserde Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahih sayılan fakat onların
kitaplarına almadıkları hadisler toplanmıştır, Medya Şafak) (c. 3, s.
118, hadis: 4576) şöyle yazar: <em>“Bana, Ebubekir Muhammed b.
Balveyh ve Ebubekir Ahmed b. Cafer el-Bezzaz, Abdullah b. Ahmed b.
Hanbel'in babasından, onun da Yahya b. Hammad'dan, onun da Ebu
Avane'den, onun da Süleyman el-A'meş'den, onun da Habib b. Sabit'ten,
İbn Sabit'in de Ebi'l-Fusayl'dan, onun da Zeyd b. Erkam'dan
Resulullah'ın şöyle rivayet ettiği söylediler…” Sonra Gadir-i Hum
hadisini nakleder ve şöyle yazar: “Bu hadis Şeyheyn'in (Buharî ve
Müslim'in) şartlarına göre sahihtir, ancak onlar hadisi istihraç
etmemişlerdir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Nişaburî yine <em>Müstedrek</em>'inde (c. 3, s. 631, hadis: 6272) şöyle yazar: <em>“Bana,
Kufe'de Muhammed b. Ali eş-Şeybanî haber verdi ve dedi ki, bana, Ahmed
b. Hazım el-Gaffarî, ona da Ebu Nuaym, Kamil Ebu'l-Alâ'nın Habib b.
Sabit'ten, onun da Zeyd b. Erkam'dan şöyle işittiğini haber verdi…”
Ardından Gadir-i Hum hadisini nakleder ve yazar: “Bu hadisin senedi
sahihtir, lakin onlar (Şeyheyn) istihraç etmemişlerdir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Meşhur rical âlimi Zehebî, <em>Telhisu Müstedrek</em>'te bu hadisi naklettikten sonra sahih olduğunu doğrular.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Tirmizî de <em>Sünen</em>'inde (c. 5, s. 591, hadis: 3713) şunları yazar: <em>“Bana,
Muhammed b. Beşar, ona Muhammed b. Cafer, ona da Şube, o da Seleme b.
Kehil'den Ebu't-Tufeyl'in Ebi Şureyha'dan veya Zeyd b. Erkam'ın
Resulullah'dan şöyle naklettiğini işittiğini haber verdi: Ben kimin
mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır.” Sonra şunları yazar: “Ebu İsa bu
hadisin hasen sahih olduğunu söyledi.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ebu Cafer Tahavî <em>Müşkilü'l-Âsâr</em>'da (c. 2, s. 308) şöyle der: <em>“Bu hadisin isnadı sahihtir ve râvîlerinden hiçbiri zemmedilmemiştir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Kurtubalı İbn Abdülberr <em>el-İstiab</em>'ında (c. 2, s. 373) hadisi zikrettikten sonra şöyle yazar: <em>“Tamamı sahihtir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sıbt İbnü'l-Cevzî <em>Tezkiretü'l-Havass</em>'da (s. 18) şunları kaydeder: <em>“Bu
rivayetlerin tamamını Ahmed b. Hanbel “Fadail”inde istihraç etmiştir.
Bu hadislerin içinde Ömer b. el-Hattab'ın “Bütün mümin erkeklerin ve
mümin kadınların mevlâsı oldun” sözünün nakledildiği rivayetin zayıf
olduğu söylenmiştir. Cevap şudur: Bu rivayet sahihtir ve zayıf olan
hadis, Ebu Bekir Ahmed b. Sabit'in rivayet ettiğidir.” </em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şafiî Ebu Abdullah Gencî <em>Kifayetü't-Tâlib</em>'de (s. 15) şöyle yazar: <em>“Bu
meşhur hadis hasendir ve râvîleri sikadır, güvenilirdir. İsnadların
bazısının bazısıyla bağlantılı olması naklin sahih olduğunun hücceti,
kanıtıdır.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Nureddin Heysemî <em>Mecmau'z</em>-Zevâid'de (104, hadis: 9109) hadisi tevsik eder, güvenilir kabul eder. İbn Hacer Heytemî de <em>Savaiku'l-Muhrika</em>'da (s. 25) hadisin sahih olduğunu tasrih eder, ancak delaletinin tartışmalı olduğunu belirtir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hadisin tevatür derecesi, kimisine işaret ettiğimiz rivayet
tariklerinin sıhhati ve cerh ve tadil âlimlerinin tanıklıkları apaçık
ortadayken hadisin vârid olduğunda şüphe etmek, kesin hakikatten şüphe
etmeye benzer.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Hekim: </strong>Gadir-i Hum hadisi, Ehl-i Sünnet
muhaddislerine göre, ikinci veya üçüncü derecede bir hadistir, çünkü bu
hadis-i şerif Sünnîler arasında sahih olarak bilinen hadis
derlemelerinde nakledilmemiştir. Sadece Tirmizî ve İbn Mace, daha önce
ifade edildiği gibi, hadisi eksik olarak nakletmişler ve Hz.
Peygamber'in Gadir-i Hum'da <em>“Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır”</em> dediğini yazmışlardır. Altı sahihten oluşan <em>Kütüb-i Sitte</em>'nin birinin müellifi olan Nesaî de, çeşitli isnadlarını zikrederek Gadir hadisini nakletmiştir. Buna ilaveten, Ahmed b. Hanbel <em>Müsned</em>'inde
40 isnad, İbn Cerir Taberî 79 tarik, Cezerî 80 tarik, İbn Ukde 75
tarik, Ebu Said es-Sicistanî 120 tarik, Ebu Bekir Cuabî 125 tarik ve İbn
Yemenî 150 ile bu hadis-i şerifi nakletmiş, kitaplarına kaydetmişlerdir
(bu konuda Allame Şerefüddin'in <em>el-Müracaat</em>'ına bakılabilir).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ayrıca Hâkim Nişaburî <em>Müstedrek</em>'inde, Taberanî <em>Mecma</em>'sında, İbn Asakir <em>Tarih</em>'inde
birkaç farklı tarikten bu hadisi nakletmişlerdir. Allame Seyyid
Şerefüddin, Gadir-i Hum hadisinin naklini bir sahih müellifi olan
Müslim'e nispet etmiştir, tabii ki Müslim'in rivayeti de kısadır (<em>el-Müracaat</em>, s. 263).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu söylediklerimizin ortaya koyduğu husus şudur: Sünnî âlimler genelde
Gadir-i Hum hadisinin sahih olduğunu kabul etmişlerdir. Bunun birkaç
istisnası vardır ki bunlar da, Zehebî, İbn Cezerî, Celaleddin Suyutî,
Molla Ali Kadirî, Cemaleddin Ataullah b. Fadl Şirazî, Münavî, İbn Kesir,
Şeyh Ali Taki, Mirza Mahzum, Ziyaüddin Kablî, Muhammed b. İsmail Emir,
Muhammed b. Sadr gibi Gadir hadisinin mütevatir olduğunu kabul eden
ulemaya nispetle kıyıda köşede kalmış mutaassıp âlimlerdir (<em>Nefahatü'l-Ezhar</em>, s. 105).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hadisin delaletiyle ilgili tartışmalara gelince; Ehl-i Sünnet
ulemasının geneli, imamet ve velayeti beyan eden apaçık ifadelerine
rağmen hadisin konusunu, duygusal ve ahlakî bir konuya
dönüştürmüşlerdir. Açıktır ki bu tefsir, tevcih ve tevilin sebebi
Sünnîlerin ilk üç halifenin hilâfetini kabul etmiş olmalarıdır. Bu
kabullerinden dolayı böylesi bir yoruma ve tevile başvurmuşlardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Gadir-i Hum hadisinin rivayetinde ne gibi tahrifler olmuştur? Birkaç örnekle açıklayabilir misiniz?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî: </strong>Gadir-i Hum hadisini, sözüne ve
görüşlerine saygı duyulan hiçbir muhaddis yalanlayamaz, inkâr edemez.
Hadisin vârid olup olmadığına dair tartışmalar, daha önce de
söylediğimiz gibi, apaçık bir hakikatten şüphe duymaya benzer. Bununla
birlikte, bu hadis, siyasî bir mesajı da içerdiğinden, çeşitli
şekillerde yorumlanmış ve manevî tahriflere uğramıştır. Bu tahriflerin
ne kadar basit ve sade olduğunu göstermek için bir örnek vereceğim: İbn
Kesir <em>el-Bidâye ve'n-Nihâye</em>'de hicrî onuncu yılla ilgili hadisleri ele alırken (c. 5, s. 227) şöyle yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Hz. Peygamber'in Veda Haccı dönüşünde, Mekke ve Medine
arasında, Cuhfe yakınlarında Gadir-i Hum denilen yerde bir hadis irad
ettiğine dair fasıl: O, bu hadisinde, Ali b. Ebi Tâlib'in faziletini
açıklamış ve onun, beraberinde Yemen topraklarına giden yoldaşlarından
bazılarının söylediklerinden uzak olduğunu bildirmiştir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Görüldüğü gibi İbn Kesir çok basit bir yorumda bulunur. Buna göre,
Resul-i Ekrem (s.a.a.), sırf İmam Ali'nin faziletini hatırlatmak ve
O'nun, Yemen seferindeki yol arkadaşlarının söylediklerinden beri
olduğunu söylemek için yüz bin kişiyi o sıcak günde ve yakıcı güneşin
altında bir yere toplayıp bekletmiştir!</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Şia'nın Gadir-i Hum hadisinden çıkardığı inanç ilkeleri nelerdir?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî: </strong>Şia, bu hadisi, İmam Ali b. Ebi
Tâlib'in (a.s.) Resul-i Ekrem'den (s.a.a.) sonraki mutlak imamet ve
velayetinin delili olarak kabul eder. Hadisin metninde geçen “mevlâ”
kelimesinin velayet ve evleviyet anlamında kullanıldığı karinesinden
hareketle bu düşünceyi benimser.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ayrıca, Şia, hadiste açıklanan İmam Ali'nin velayet ve imametinin
Allah'ın emri olduğuna ve Allah'ın izni olmaksızın hiçbir imamet ve
velayetin meşru olamayacağına inanır. Tebliğ ayeti bu noktaya delalet
eder: <em>“Ey Resul! Sana Rabbinden bildirileni açıkla, tebliğ
et. Eğer bunu yapmazsan risâlet görevini yerine getirmemiş olursun.
Allah seni insanlardan korur!” (Mâide, 67)</em> Bu ayet-i
kerime, çok sayıda müfessir ve muhaddisin kaydettiği üzere, 18
Zilhicce'de, Gadir-i Hum gününde, İmam Ali'nin velayetinin ilanıyla
ilgili olarak nazil olmuştur (<em>ed-Dürru'l-Mensur</em>, c. 2, s. 298; <em>Fethü'l-Kadir</em>, c. 3, s. 57; Fahreddin Razî, <em>Tefsi</em><em>r</em>, c. 2, s. 348; Tefsirü'l-Mizan, c. 6, s. 463; <em>Esbabü't-Tenzil</em>, s. 150; <em>Şevahidü't-Tenzil</em>, 187).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Hekim:</strong> Gadir-i Hum hadisinden ve onunla ilgili önemli hadiseden birkaç inanç ilkesi çıkarılır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">1) İmamet, nübüvvet gibi Allah tarafından verilen bir
mansıptır, yetkidir. Çünkü Hz. Peygamber'in İmam Ali'yi nasbı, ataması,
Allah'ın emriyle olmuştur. Bu gerçeğin altını çizen Hz. Peygamber'in bu
mansıbın İmam Ali için korunmayacağını öngörmesine rağmen -ki O'nun bu
öngörüsü dönemin gerçekleriyle uyumluydu- Allah'ın Hz. Peygamber'i bu
mesajı açıklamakla görevlendirmesidir. Açıktır ki bu mesajın, bu emrin
açıklanması, sadece İmam Ali'nin bu mansıbı elde etmesiyle ilgili bir
husus değildi, çünkü amaç gerçekleşmedi. Dolayısıyla bu büyük hadise,
inançla ilgili bu emrin, imamet mansıbının da nübüvvet gibi yalnızca
Allah tarafından verilebileceği ilkesinin açıklanması için meydana
geldi.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">2) İmama biat etmek ve biati bozmak, bir peygambere biat etmekle ve biati bozmakla aynıdır ve aynı sonuçları beraberinde getirir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">3) Gadir-i Hum hadisesi aynı zamanda İmam Ali'nin
masumiyetini de ortaya koyar. Zira O'nun velayetine teslim olmak, O'na
yardım etmek, O'nun düşmanlarına düşmanlık beslemek, O'nun yolunu
izlemek ve düşüncelerine bağlı kalmak, Hz. Peygamber'in velayetine
teslim olmakla, O'na yardım etmekle ve düşüncelerine bağlı kalıp yolunu
izlemekle bir tutulmuştur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Bu çıkarımlarınızı nasıl kanıtlayabilirsiniz? </strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî: </strong>Biz, Gadir-i Hum hadisindeki “mevlâ”
kelimesinin “evlâ” anlamında kullanıldığına inanıyoruz. Buna göre, “Ben
kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır” cümlesi, Resul-i Ekrem'in
(s.a.a.) her kimin üzerinde velayeti varsa, İmam Ali b. Ebi Tâlib'in
(a.s.) de onun üzerinde velayete sahip olduğu anlamına gelir. Kelimenin
bu anlamda kullanıldığını gösteren kanıtlar mevcuttur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">1) Sahih isnadla nakledilen Gadir-i Hum hadisinde Hz. Peygamber'in önce insanlara <em>“Ben size kendi nefislerinizden evlâ değil miyim?”</em> diye sorduğu geçmektedir. Peygamber Efendimiz olumlu cevap aldıktan sonra <em>“Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun mevlâsıdır”</em>
buyurmuştur. İkinci cümlenin birinci cümleden sonra gelmesi, Hz.
Peygamber'in “mevlâ” ile kastettiğinin evla oluş, evleviyet olduğunu
açıkça ortaya koyar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Öte yandan “Ben size kendi nefislerinizden evlâ değil miyim?” cümlesinde Ahzâb 6'ya gönderme vardır: <em>“Elçi müminler için kendi nefislerinden evlâdır.”</em>
Bu ayet-i kerimeye göre Resul-i Ekrem Müslümanlar üzerinde mutlak
velayet hakkına sahiptir. Gadir-i Hum hadisinde Hz. Peygamber bu anlama
işaret etmiş ve Allah tarafından kendisine verilen ve Ahzâb 6 ayetiyle
açıklanan velayetin kendisinden sonra İmam Ali'ye intikal edeceğini
bildirmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhaddislerin çoğunluğu “Ben size kendi nefislerinizden evlâ değil
miyim?” cümlesini Gadir-i Hum hadisini naklederken zikretmişlerdir;
Allame Eminî de <em>el-Gadir</em>'inin birinci cildinde bu muhaddislerin bir listesini vermiştir. Hanefî mezhebine mensup Sıbt İbn Cevzî <em>Tezkiretü'l-Havass</em> adlı önemli kitabında (s. 20) “mevlâ” kelimesini tefsir ederken farklı ihtimaller üzerinde durmuş, sonra şöyle yazmıştır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Hadiste murat edilen özel itaattir ve onuncu ihtimal bunu
belirlemektir. Buna göre (hadisin ilgili cümlesinin) anlamı, ben kime
nefsinden daha evla isem Ali de ona (nefsinden) evlâdır. Bu yorumu Hafız
Ebu'l-Ferec Yahya b. Said es-Sakafî Medhü'l-Bahreyn isimli kitabında
ortaya koymuş ve bu hadisi, râvîlerini zikrederek naklettikten sonra
şöyle yazmıştır: ‘Resulullah Ali'nin elini tuttu ve buyurdu: Ben kimin
velisi isem ve kime nefsinden evla isem Ali de onun velisidir. Bil ki
bütün anlamlar onuncu ihtimale döner. Nitekim Hz. Peygamber'in şu sözü
de buna delalet etmektedir: ‘Ben müminler için kendi nefislerinden evlâ
değil miyim?' İşte bu, imametinin ve itaatinin kabulünün ispatına dair
apaçık nasstır.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">2) Resul-i Ekrem, yirmi üç yıl süren risâleti boyunca
tevhid mesajı dışında hiçbir mesajı açıklamada böylesine özenli
davranmamış, bu denli hazırlık yapmamış ve hiçbir mesajı bu kadar
kalabalık bir topluluk önünde tebliğ etmemiştir. Bizce, Hz. Peygamber
bunca hazırlığı, sırf insanlara, Ali sizin dostunuz ve yardımcınızdır,
diyebilmek veya Yemen seferindeki yoldaşlarından bir ikisinin Ali
hakkında söylediklerinin önemsiz olduğunu anlatmak için yapmamıştır. O
kadar hazırlığı bu kadar küçük bir mesele için yaptığını kabul edersek,
tarihi hiçbir zaman doğru düzgün anlayamayız. Bizim zamanımızda, bizim
gözlerimizin önünde böyle bir hadise meydana gelmiş olsaydı, onu böyle
küçük bir kalıba sığdırma çabasına girer miydik?</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">3) İnancımızı ve iddiamızı doğrulayan üçüncü kanıt,
Hz. Peygamber'in velayet makamına naspettikten sonra İmam Ali için
yaptığı duadır: <em>“Allah'ım! O'nu seveni sev, O'na düşman olana düşman ol! O'na yardım edene yardım et, O'nu üstün tutanı üstün kıl!”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu dua için, Hz. Peygamber'in vefatından sonra İmam Ali'nin velayetine
düşmanlık besleyecek ve nefsanî arzularına kapılarak O'nun imametini
engellemeye dönük siyaset izleyecek olanlardan söz ettiği dışında bir
yorum yapabilmenin imkânı yoktur. Ayrıca bu dua, yalnızca İmam Ali için
yapılmış bir dua değildir, İmam Ali'nin yoldaşlarını ve O'nunla birlikte
direnenleri de kapsamına almaktadır. Dua, sahih senetle nakledilen
Gadir-i Hum hadisinde de geçmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">4) Dördüncü kanıt, Hz. Peygamber'in İmam Ali'yi velayet makamına naspetmeden önce söylediği, <em>“Davet edildim, o halde icabet edeceğim… Aranızda kısa bir süre kalacağım”</em> sözüdür. Bu cümle, sahih isnadlarla ve tariklerle birçok kez rivayet edilmiştir. Allame Eminî <em>el-Gadir</em>'inde bu isnad ve tarikleri zikreder (c. 1, s. 26, 27, 30, 32, 34, 36, 47, 176).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Açıktır ki Hz. Peygamber önce böyle bir söz söyleyerek, vesayet,
velayet ve imametle ilgili kendisinden sonraya yönelik emrin kabul
edilmesini sağlamak istemiştir. Dolayısıyla “Ben kimin mevlâsı isem Ali
de onun mevlâsıdır” cümlesi, İmam Ali b. Ebi Tâlib'in velayet ve
imametinin ilanından başka bir anlama gelemez.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">5) Beşinci kanıt, Müslümanlar o gün velayet mesajının
Resul-i Ekrem (s.a.a.) tarafından tebliğ edilmesinden sonra İmam Ali'ye
(a.s). biat edip O'nu kutlamışlardır. Bazı rivayetlerde biatin yatsı
namazı sonrasına kadar sürdüğü, başka bazı rivayetlerde ise biatin üç
günde ancak bittiği nakledilmiştir. (el-Gadir, c. 1, s. 270. Muhammed b. Cerir Taberî'nin <em>Kitabu'l-Velayet</em>'te Zeyd b. Erkam'dan naklettiği rivayetler.)</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
O gün İmam Ali'yi kutlayanlar arasında birinci ve ikinci halife de
vardı. Bu olayı muhaddis ve tarihçilerden bir topluluk rivayet etmiştir
ki bunlar arasında Ahmed b. Hanbel (<em>Müsned</em>, c. 4, s. 281, altı rivayet), Hatib Bağdadî (<em>Tarihu Bağdad</em>, c. 8, s. 290), İbn Hacer (<em>Savaiku'l-Muhrika</em>, s. 26), Kadı Ebu Bekir Bakıllanî (<em>et-Temhid</em>, s. 171) de bulunmaktadır. Rivayetlerin râvîleri hakkında bilgi <em>el-Gadir</em>'de mevcuttur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmam Ali'yi tebrik ederken söylenen <em>“Ne mutlu sana ey İbn Ebi Tâlib! Bugün bütün mümin erkeklerin ve mümin kadınların mevlâsı oldun!”</em>
sözü, Müslümanların İmam Ali'ye biat ettiklerinin ilanıdır. Bu biati ve
tebriki, İmam Ali'nin insanların dostu ve yardımcısıdır, şeklinde
yorumlamak mümkün değildir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">6) Altıncı kanıt, insanların o gün bu hadisi dinlerken
İmam Ali'nin velayet ve imametini anlamış olmalarıdır. Nitekim Hassan
b. Sabit, Gadir-i Hum'da hazır bulunan Hz. Peygamber'in şairi, olaydan
sonra bir şiir okumak için izin istemiştir. Hadisçilerin ve tarihçilerin
hiç muhalefet etmeksizin naklettikleri bu şiirinde Hassan b. Sabit
şöyle demiştir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Sonra ona dedi ki kalk ey Ali! Şüphesiz ben,</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Senin benden sonra imam ve hidayet edici (hâdî) olmana razı oldum.</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ben kimin mevlâsı isem bu da onun velisidir!</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ona sadakatle tabi olun.</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ardından dua etti: Allah'ım! Dost ol ona dost olana,</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ve düşman ol Ali'ye düşmanlık edene!”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hz. Peygamber, şiirini okuduktan sonra Hassan b. Sabit için şöyle dua
etmiştir: “Ey Hassan! Dilinle (şiirinle) bize yardımcı olduğun sürece
Ruhu'l-Kuds tarafından desteklenirsin.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Bu çıkarımları Ehl-i Sünnet nasıl yorumluyor?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî: </strong>Gadir-i Hum hadisi, isnadı açısından
sahih ve güvenilirdir ve zamansal ve mekânsal karineler ve kanıtlar
bakımından delaleti de açıktır. Bununla birlikte, bu hadis, İslâm
ümmetinin yazgısına dair bir mesaj içerdiğinden siyasî anlama da sahip
olmuş ve bu yüzden de birtakım hassasiyetlerin oluşmasına sebebiyet
vermiş ve çok defa manevî tahrife (manevî tahrif; lafzî tarifin aksine
metnin lafızlarının-sözlerinin değil içeriğinin tahrif edilmesidir,
Medya Şafak) uğramıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Mesela, Ehl-i Sünnet dünyasının iki büyük hadis âliminin, her ikisi de
bizim için muhterem olan Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail Buharî (öl. H.
256) ile Ebu'l-Hüseyin Müslim b. el-Haccac Kuşeyrî'nin (öl. H. 261),
tevatür açısından Hz. Peygamber'den nakledilen hadisler arasında
benzersiz bir yere sahip olmasına ve onca sahih isnadı bulunmasına
rağmen Gadir-i Hum hadisini <em>Sahih</em>'lerinde nakletmemiş olmaları, bizim açımızdan anlaşılabilir, tevcih edilebilir değildir. Müslim <em>Sahih</em>'inde
Gadir-i Hum hadisini zikretmiş ve Zeyd b. Erkam'ın rivayetini sahih
isnadıyla birlikte nakletmiştir. Ancak bu rivayette velayet ve imamet
konularına hiç işaret edilmemiş, sadece Gadir mesajının bir parçası olan
Sakaleyn hadisi zikredilmekle yetinilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu iki büyük muhaddisin, hadisin isnadını ve sıhhatini ikna edici
bulmadıkları için Gadir hadisini rivayet etmekten imtina ettiklerini
varsaymak mümkün değildir. Aynı şekilde, bu iki muhaddisin hadisi
kasıtlı olarak nakletmekten imtina ettiklerini farz etmek de
problemlidir. Sadece hadisin siyasî anlamını ve hadise gösterilen
olağanüstü hassasiyeti bu imtinaın sebebi olarak gösterebiliriz ki bu
hassasiyetler bazen muhaddisi istemeden de olsa etkisi altına
alabilmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şiîliğin ve Sünnîliğin yakınlaşması babında yeri gelmişken şunu da
ifade edeyim: Gadir'le ilgili araştırmalarda -ki bu araştırmalar kendi
yerinde gerekli ve faydalıdır- iki büyük İslâm mezhebini, Şiîliği ve
Sünnîliği birbirine yakınlaştırmak amacıyla eşzamanlı siyasî çalışmalar
da yapılmalıdır. Siyasî, ilmî, fıkhî ve toplumsal meselelerde ortaya
çıkacak bu yakınlaşma ve birliktelik, yapılacak işbirliği ve yoldaşlık
kesinlikle bu hadis ve benzer hadisler çerçevesinde ortaya çıkan ve kökü
geçmişe dayanan fevkalade hassasiyetlerin azalmasına sebep olacak,
ihtilaflı meselelerde karşılıklı anlaşma zeminin oluşmasına katkı
sağlayacaktır. Ancak böyle bir anlaşma zemini oluştuğunda bu hadisi, onu
etrafını saran tarihsel hassasiyetlerden arındırarak tartışabiliriz.
Elbette İran İslâm Cumhuriyeti'nin tesisinden sonra İmam Humeynî'nin
(r.a.) şahsî çabaları, ardından da İslâm İnkılâbı Rehberi Ayetullah
Hamaneî'nin gösterdiği gayretlerle bu altyapı oluşmuştur. Yapılması
gereken İslâm dünyasında bu yönde çalışmaların daha fazla yapılmasını
sağlamaktır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sorunuzla bağlantılı olarak, Seyyid Mahmud Âlusî'nin <em>Ruhu'l-Meani</em>
tefsirinde yazdıklarına işaret edeceğim. Âlusî, Maide 60'ı tefsir
ederken, Gadir-i Hum hadisesini ve Hz. Peygamber'in oradaki mesajını
silikleştirmek ve hadisin, Ali b. Ebi Tâlib'in (a.s.) imametine delalet
ettiğini belli etmemek için yoğun çaba gösterir. Gadir-i Hum hadisini
tenkit ederken Buharî ve Müslim'in hadisi nakletmemiş olmalarını kanıt
olarak öne sürer. Tenkidinde kullandığı ikinci kanıt, bizim biraz önce
İbn Kesir'in <em>el-Bidâye ve'n-Nihâye</em>'sinden naklettiğimiz sözleridir. Üçüncüsü, “mevlâ” sözcüğüyle ilgilidir. Ruhu'l-Meani'de (c. 6, s. 95) şöyle yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Açıktır ki bu istidlalde yapılan ilk hata ‘mevlâ'
kelimesinin ‘evla' anlamında kullanıldığının ileri sürülmesidir. Arap
edebiyatçıları bunu kesinlikle inkâr ederler. Tam tersine şöyle derler:
‘Mef'al', ‘ef'al' anlamına asla tevcih edilemez. Onlar bunu caiz
görmemişlerdir, bunun tek istisnası lügat âlimi Ebu Zeyd'dir ve o da,
Ebi Ubeyde'nin tefsirinde geçen, ‘Allah'ın sözünün anlamı, o mevlânızdır
veya o size evlâdır' sözünü delil gösterir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Şia uleması bu yorumlara ne cevap verir?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî: </strong>Buharî ve Müslim'in bu hadisi
kitaplarında nakletmemesiyle ilgili olarak, öncelikle bilinmesi gerekir
ki, hiçbir muhaddis ve fakih bugüne değin bir hadisin sıhhatini o hadisi
Buharî'nin veya Müslim'in rivayet edip etmemesine göre belirlememiştir.
İkincisi, Ebu Abdullah Hâkim Nişaburî (öl. H. 405) <em>Sahih</em>'ler üzerine bir <em>Müstedrek</em>
yazmış ve bu kitabında, ulaşabildiği ölçüde, Buharî'nin ve Müslim'in
rivayet etmedikleri hadisleri, bu ikisinin şartlarını esas alarak
derlemiştir. Şartı ise, rivayetin isnadındaki râvîlerin iki <em>Sahih</em>'ten birinde geçmesidir. Hâkim kitabının ön sözünde şunları yazar (<em>Müstedrek ale's-Sahiheyn</em>, c. 1, s. 2): <em>“Bu ikisinden (Buharî ve Müslim) hiçbiri kendi naklettikleri dışında sahih bir hadisin bulunmadığını iddia etmemiştir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Meşhur rical âlim Zehebî, <em>Müstedrek</em>'i telhis etmiş ve bu hülasa, kitabın metniyle birlikte yayımlanmıştır. Her ne kadar Zehebî özetinde, <em>Müstedrek</em>'in
rivayetlerini Buharî'nin ve Müslim'in şartlarına göre tashih ederken
her zaman Hâkim'le aynı görüşte olmasa da, birçok rivayeti, ezcümle
Gadir-i Hum rivayetlerinden bazılarını tashih etmiş, bunların sahih
olduğunu kaydetmiştir. <em>Müstedrek</em>'te Gadir-i Hum hadisi Buharî'nin ve Müslim'in şartlarına uygun olarak iki tarikten nakledilmiştir (<em>Müstedrek</em>, c. 3, s. 109-110).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Üçüncüsü, sahih müelliflerinden Gadir-i Hum hadisinin sahih olduğunu yazanlar olmuştur. Bu cümleden olarak Tirmizî <em>Sünen</em>'inde (c. 5, s. 633, hadis: 3713) Gadir hadisinin sahih olduğunu tasrih etmiştir. Aynı şekilde İbn Mace de <em>Sünen</em>'inde
(c. 1, s. 43, hadis: 116; c. 1, s. 45, hadis: 121) iki tarikten Gadir
hadisini nakletmiştir. Ehl-i Sünnet muhaddislerinden Gadir hadisini
rivayet edenlerin sayısı oldukça fazladır, daha fazla bilgi için <em>el-Gadir</em>'in birinci cildine ve Ayetullah Maraşî'nin <em>İhkaku'l-Hakk</em>'a yazdığı taliklere bakılabilir (c. 2, s. 426, 465, c. 3, s. 327, c. 6, s. 225, 268, c. 16, s. 559, 578, c. 21, s. 1, 93).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Seyyid Mahmud Âlusî, Gadir hadisi hakkında şöyle bir ifade kullanır ve bu gerçekten ilginçtir (<em>Ruhu'l-Meani</em>, c. 6, s. 194): <em>“Nesaî
bu hadisi ceyyid, kavi (hadis ilmi terminolojisinde sahihe denk
anlamına gelen bir terim, ç.n.) senetle rivayet etmiştir ve ricalinin
tamamı sikadır, güvenilirdir. Zehebî de şöyle der: Zeyd b. Erkam'dan
rivayet edilen bu hadis kuşkusuz sahihtir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dördüncüsü, Ehl-i Sünnet ulemasının ileri gelenleri bu hadisin
mütevatir olduğunu yazmışlardır. Ezcümle Zehebî bu görüştedir ve Âlusî
tefsirinde onun bu konudaki sözünü nakletmiştir (<em>Ruhu'l-Meani</em>, c. 6, s. 195):</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Zehebî der ki ‘Ben kimin mevlâsı isem Ali de onun
mevlâsıdır” hadisi mütevatirdir ve bu sözü Hz. Peygamber'in söylediği
kesindir. ‘Allah'ım! Ona dost olana dost ol!' hadisine gelince, bu hadis
de kavi senetlidir (sahihtir).”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hadisin isnadı, başta <em>Akabat</em>, <em>el-Gadir</em>, <em>İhkaku'l-Hakk</em>
(Ayetullah Maraşî'nin taliklerini içeren basımı) olmak üzere birçok
kitapta detaylıca ele alındığından biz burada bu konuya girmeyeceğiz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Âlusî'nin “mevlâ” kelimesinin Arapça “tasarrufta evlâ (öncelikli) olan”
anlamında kullanılmadığı iddiasına gelince; bu bağlamda Allame
Eminî'nin <em>el-Gadir</em>'ine müracaat etmek yeterli olacaktır. Allame Eminî orada farklı 40 tefsir, edebiyat ve hadis kitabından örneklerle Hadid 15'de <em>(“Varacağınız yer ateştir, sizin veliniz odur.”)</em>
geçen “mevlâ” kelimesinin “evlâ” anlamına geldiğini kanıtlamıştır.
Bunlardan yirmi yedisinde “mevlâ” “evlâ” kelimesiyle sınırlandırılarak
tefsir edilmiş, geri kalanlarında da “evlâ”, ayette geçen “mevlâ”
kelimesinin bir anlamı olarak zikredilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Arap dilcilerinin kabulüne rağmen Âlusî bu anlamı mutlak surette inkâra
kalkışmıştır. “Mevlâ” kelimesinin “evlâ” kelimesiyle açıklanabileceği
görüşünde olan dilciler arasında, <em>el-Kâmil</em>'in müellifi Ebu'l-Abbas (öl. H. 386), <em>Meaniu'l-Kur'ân</em>'ın
müellifi Ebu İshak Zeccac (öl. H. 311), İbnü'l-Enbarî (öl. H. 328),
Ebu'l-Abbas Sa'leb (öl. H. 291), İbnü'l-Mübarek (öl. H. 202), <em>Sihahü'l-Lugat</em>'ın müellifi Cevherî (öl. H. 400) ve <em>Lisanü'l-Mizan</em>'ın müellifi İbn Manzur (öl. H. 711) bulunur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Öte yandan, Gadir-i Hum hadisi beyan edilemeden önce görülen
hazırlıklar ve diğer karineler göz önüne alındığında -ki biz bunlardan
biraz önce söz etmiştik- “mevlâ” kelimesinin “tasarrufta evlâ olan”,
“emir sahibi” ve “hâkim” anlamlarının belirginlik kazandığı anlaşılır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Masum İmamlar (a.s.) sağlıklarında Gadir-i Hum hadisini kanıt gösterdiler mi? Bunun örnekleri var mıdır?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Hekim:</strong> İmam Ali (a.s.) Gadir-i Hum hadisini
defalarca kanıt göstermiş, bu hadisi kanıt göstermeye önem vermiştir.
Çünkü Gadir hadisinin kendine has özellikleri vardır; bu özelliklerinden
ilk sorunuzu yanıtlarken bahsetmiştik. İmam Ali, Gadir hadisini kanıt
göstererek, ona istidlal ederek, hadisin tevatürünü muhafaza etti ve
hadisin taşıdığı ilahî hedefi -ki bu aynı zamanda Hz. Peygamber'in de
hedefiydi- gerçekleştirdi. Nitekim biz daha önce Gadir-i Hum hadisesinin
tek hedefinin İmam Ali'nin Müslümanların yöneticilik makamına ulaşması
olmadığını söylemiştik. Gerçi böyle olması gerekirdi, lakin Resul-i
Ekrem insanların sözlerini bozacaklarını öngörmüştü. Elbette ki asıl
amaç, İslâm'ın en önemli ilkelerinden biri olan asil imamet ilkesinin
tespitiydi.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Gadir-i Hum hadisesini bu şekilde değerlendirdiğimizde dünya
kadınlarının efendisi Hz. Fatıma'nın (aleyhâ's-selâm), İmam Ali'yi Ebu
Bekir'e biate zorlamalarını önlemek için niçin kendisini feda ettiğini
anlayabiliriz. Hz. Fatıma'nın bu tutumu, şehitlerin efendisi İmam
Hüseyin'in (as) tutumuna benzer. İmam Hüseyin de kendisini, İslâm'ı
tespit ve muhafaza etmek amacıyla, İslâm'ı ve hükümlerini tehdit eden
Yezid'i ve onun zalim yönetimini engellemek için feda etmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Diğer Masum İmamlar (a.s.) da Gadir hadisini kanıt göstermişlerdir. Hz.
Fatıma, İmam Hasan, İmam Hüseyin, İmam Muhammed Bâkır (a.s.) bu hadisi
delil göstermişlerdir. Bununla birlikte, bunlara dair kayıtlar İslâm
tarihinde ayrıntılı bir şekilde yer bulmamıştır. Ama tabii ki genel
hatlarıyla rivayet edilmiştir. Bu konuda şu kitaplara bakılabilir: <em>el-İhticac</em> (c. 1, s. 74, c. 2, s. 273, 296), <em>el-Müracaat</em> (s. 265-274), <em>el-Gadir</em> (c. 3, s. 121-156).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Gadir-i Hum hadisi üzerine çalışan âlimler ve araştırmacılar hakkında bilgi verebilir misiniz?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Hekim</strong>: Âlimler arasında Şia uleması, Gadir-i
Hum hadisi üzerinde daha fazla çalışmıştır. Onların bu konuda
monografiler kaleme almış olduklarını görürüz. Bu meyanda erken dönem
ulemasından İbn Ukde ile İbn Cerir Taberî'nin, son dönemden <em>Akabat</em>'ın müellifi Seyyid Hamid Hüseyin Leknevî ile <em>el-Gadir</em>'in
müellifi Allame Eminî'nin isimlerini zikredebiliriz. Allame Eminî,
kitabında, Gadir-i Hum konusunda yazılmış 26 monografi hakkında bilgi
vermiştir (c. 1, s. 152-158).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Sizce Gadir-i Hum hadisinin hangi yönleri üzerinde çalışmak gerekir?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Hekim:</strong> Bu güne değin Gadir-i Hum hakkında
takdire şayan çok sayıda önemli çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar,
Gadir hadisinin isnadı ve delaleti tartışmaları etrafında gelişmiş ve
şekillenmiştir. Bununla birlikte, sadece Ehl-i Beyt İmamları'nın (a.s.)
hadislerinde ve Şia ulemasının kitaplarında işaret olunan konular da
etraflıca incelenmiş, tartışılmıştır. Tartışılan konulardan birkaçına
değinmek istiyorum:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">1) Daha önce defalarca İmam Ali'nin (a.s.) imamet ve
hilâfetini açıklamış olmasına, hadisenin cereyan ettiği zamanda da güçlü
ve Arap yarımadasının tamamına hâkim olmasına, Müslümanlarca saygı ve
sevgi görmesine rağmen Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) mesajı açıklamaktan ve
mesajın hükmünü icra etmekten çekinmesi meselesi. Hz. Peygamber, Arap
yarımadasında zaferler kazanmış ve kazandığı bu zaferler doğal olarak
insanların sevgisini kazanmasına neden olmuştu. Buna ilaveten bu
zaferler Araplara ve Müslümanlara izzet, büyüklük ve salabet
kazandırmıştı.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bütün bunları göz önüne aldığımızda, Hz. Peygamber'in İmam Ali'nin
hilâfet hükmünü açıklamaktan çekinmesi açıklanmaya ve sosyopolitik bir
yoruma muhtaçtır. Bu çekincenin sebepleri incelenmelidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">2) Bu meyanda çelişkili bir açıklama ve yorum göze
çarpar, o da şudur: Değindiğimiz gibi, bir yandan Gadir-i Hum hadisi
Sünnî muhaddislerce mütevatir hadis olarak kabul edilmiş, öte yandan
ulemanın tamamı hadisin mesajını icra etmekten, hadisin açıkladığı
mesaja bağlı kalmaktan kaçmışlardır. Bunun taassuptan başka bir nedeni
olabilir mi? Eğer öyleyse, niçin Sünnî uleması bu hadisi nakletmekte ve
onu kabul etmektedir? Yoksa bu çelişki, beşeriyet tarihinde, bilhassa da
semavî dinler tarihinde kendine mahsus etkileri olan psiko-sosyal bir
olgu mudur? Çünkü biz Kur'ân'ın benzer bir olayın gerçekleştiğine dikkat
çektiğini görürüz: Kur'ân, Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) peygamberliğine
çok sayıda delil sıralayarak ve bir o kadar da açıklama yaparak tanıklık
etmiş, lakin buna rağmen Ehlikitap bu gerçeği inkâr etmiş, O'nun
peygamberliğine inanmamışlardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Gadir-i Hum'un görmezden gelinmesinin de psiko-sosyal bir nedeni
vardır; hangi amillerin birleşerek bu haletiruhiyeyi ortaya çıkarıp
biçimlendirdiğini, onları Gadir-i Hum'daki biatlerini bozmaya ne gibi
faktörlerin sevk ettiğini incelemek gerekir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">3) Gadir-i Hum hadisinde bildirilen İmam Ali'nin
(a.s.) velayet ve imameti, bazı tarih rivayetlerinde söz konusu edilen
Hz. Harun, Yuşa ve Şemun'un velayetleri gibi peygamberler tarihinde vaki
olmuş benzer olayların bir tekrarı mıdır? Yoksa İmam Ali'nin velayeti,
son peygamberin peygamberliği bağlamında, peygamberler tarihinde ortaya
çıkmış köklü bir değişim ve dönüşümü mü göstermektedir? Eğer ikinci
görüş doğruysa ki öyledir, velayet ve imamet çerçevesinde bu değişimin
inanca ve inancın siyasî ve toplumsal boyutlarına yansıması nasıl
olmuştur?</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hasılıkelam, Gadir-i Hum hadisi geniş ve kapsamlı bir biçimde
tartışılmamış, doktrinel, siyasal, sosyal ve tarihsel veçheleri münasip
bir şekilde incelenmemiştir. Bizler, bu yeni tartışmaları sözünü
ettiğimiz mihver meseleler etrafında şekillendirmeliyiz ki Gadir-i Hum
insanlık tarihinde dinamik, işlevsel, ilham verici ve yapıcı bir rol
üstlenebilsin. Aksi takdirde Gadir-i Hum, kuru, ruhsuz bir kelam
tartışmasına döner ve tekrardan başka bir şey olmaz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ayetullah Asıfî:</strong> Bence fıkıh ve kelam alanlarında
Gadir-i Hum yeni araştırmaların konusu olmalıdır. İslâm hukuk ve kelam
tarihinde Resul-i Ekrem'den sonra velayet ve imamet problemiyle ilgili
olarak iki görüş ortaya çıkmıştır: Seçim (Ehl-i Sünnet'in bilinen
görüşü) ve nas (Şia'nın görüşü). Gadir-i Hum, nas nazariyesinin seçim
nazariyesi karşısında billurlaşmasıdır. İki büyük İslâm mezhebi arasında
bu görüş ayrılığı tarihsel bir ihtilaf olmaktan ziyade imam ve veliy-i
emrin tayini ekseninde, fıkhî ve kelamî köklü bir görüş ayrılığıdır.
Ehl-i Sünnet'e göre insanlar imam ve veliy-i emr seçiminde hak
sahibidir. Şia'ya göreyse imamı tayin etme yetkisi, sadece Allah'a
aittir, dolayısıyla da insanların imamı seçme hakları bulunmamaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Burada kısaca bu iki görüşü ele alalım: İnsanın siyasî yazgısında hak
sahibi olduğu ve imam seçimine katılabileceği nazariyesini iki şekilde
yorumlamak mümkündür:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Birinci yorum; halk, siyasî kaderini belirlemede hak sahibi olup bu
hak, kimsenin ondan alamayacağı doğal bir haktır nazariyesidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu nazariye, aslında, günümüz demokrasisinin temelidir ve bunun en
güzel felsefî açıklamasını Fransız filozofu Jean Jacques Rousseau <i>Toplum Sözleşmesi</i>
kitabında yapmıştır. Bu görüş, demokratik sistemlerin bilimsel ve
felsefî dayanağıdır ve üç ana ilkeden oluşur: Birincisi; hiçbir insanın
bir diğeri üzerinde velayeti yoktur. İkincisi; her insan kendi kaderini
seçme hakkına sahiptir. Üçüncüsü; her insan, ikincide bahsedilen hakkını
bir başkasına tevdi edebilir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu üç ana ilke esasınca halk, kendi yazgısını belirlemek için imam,
veliy-i emr ve halife seçebilir. Biz, söyleşinin sınırlarını aşmayacak
ve uzun uzadıya bu nazariyenin eleştirisine girmeyeceğiz. İlk etapta
göze çarpan, bu nazariye ile tevhidî dünya görüşü arasında esaslı bir
ihtilafın bulunduğudur. Her ne kadar seçim nazariyesine inanan ve icra
edenler Allah'a inansalar ve tevhid diniyle mütedeyyin olsalar da, ister
kabul etsinler ister etmesinler, savundukları bu nazariye, materyalist
ve mülhid bir nazariyedir. Tevhidin açıklayıcısı olan Kur'ân'a kısaca
bir göz gezdirdiğimizde dahi Kur'ân'a göre her şeyin sahibinin Allah
olduğunu, O'nun izni ve iradesi olmadan insana ait hiçbir şeyin
olmadığını, üstelik O'nun izni ve iradesi olmaksızın insanın kendi
üzerinde bile velayet hakkına sahip bulunmadığını açıkça anlarız.
Kur'ân'da şöyle buyrulur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Hüküm ancak Allah'ındır.” (Yusuf, 40, 67)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Yoksa onlar, Allah'ın dışında veliler (koruyucular,
emirlerine uyacakları otoriteler) mi edindiler? Hâlbuki asıl veli
Allah'tır.” (Şûrâ, 6)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Kâfirler beni bırakıp da, kullarımı kendilerine veli
(koruyucu, emirlerine itaat edilecek otorite) edineceklerini mi
sandılar?” (Kehf, 102)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Onların Allah'ın dışında, velileri de yoktur.” (Hûd, 20)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">“Gökleri ve yeri yoktan var eden, Allah'tan başka veli mi (koruyucu mu, otorite mi) edineyim?' de.” (Enâm, 14)</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu ayetler İslâm'da bir ilkeyi belirler ve bu ilkeye göre yalnızca
Allah insanın yazgısı üzerinde egemendir; kimsenin ne kendi üzerinde bir
velayet hakkı vardır, ne de bir başkasının. Kur'ân'ın ısrarla
vurguladığı bu tevhidî ilke, demokrasi nazariyesinin temeli olan ikinci
ilkenin tam karşıtıdır. Bu iki nazariyenin ayrılığı ve karşıtlığı ortaya
çıktığına göre daha fazla bu konu üzerinde konuşmamıza gerek yoktur.
Müslüman fakihlerden ve kelamcılardan hiçbirinin, insanın siyasî yazgısı
üzerinde hak sahibi olduğu görüşünün Ehl-i Sünnet'e göre imamet ve
velayet probleminin temel tartışması olduğunu iddia edeceğini
sanmıyorum.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İkinci yorum; halkın siyasî kaderini belirleme hakkı Allah'a aittir ve
sadece O insanın yazgısı üzerinde mutlak velayet sahibidir, her meşru
velayetin onun iznine ve emrine tabi olması gerekir. Bununla birlikte,
Allah bu hakkı halka tefviz etmiş ve Allah tarafından verilen bu yetki,
tefviz gereğince de halk imam ve veliy-i emri kendi iradeleriyle
seçebilme hakkına sahip olmuştur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allah'ın seçme hakkını halka tefviz ettiği nazariyesi tevhidle
çelişmez; ancak burada tartışılması gereken problem, böyle bir
yetkilendirmenin, tefvizin gerçekleştiğine dair Kur'ân'a ve Sünnet'e
dayanan bir delilin var olup olmadığıdır? Fıkıh ve kelam kitapları
üzerine yaptığım araştırmalarda böyle bir tefvizin söz konusu olduğuna
dair bir kanıta rastlamadım. Ancak Ehl-i Sünnet ulemasının imamet ve
hilâfetin sıhhatini üç delille gerekçelendirdikleri görülmektedir: İcma,
şûrâ, biat. Yani buna göre, Hz. Peygamber'den sonra imam ve halife,
ümmetin icma üzere veya hall ve akd ehli şurası (seçiciler ve
azlediciler komisyonu) tarafından veyahut halkın bir kısmının biat
etmesi neticesinde seçilirse sahih ve meşru kabul edilir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İcmanın şerî hüccet olup olmadığı ulema arasında tartışmalıdır. Hüccet
olduğunu kabul edelim; acaba halk Hz. Peygamber'in vefatından sonra
hilâfet konusunda icma mı etmiştir? Nerede, ne zaman böyle bir şey vuku
bulmuştur? Kimse Müslümanların birinin hilâfeti üzerinde icma
ettiklerini iddia edemez. İcmanın hüccet olmasıyla ilgili bir tahlilim
var, biraz ondan söz etmek istiyorum: İcmanın hüccet olduğu farz
edildiğinde, her icma, icmanın akdedilmesinden sonraki asır fakihleri
için hüccet olur. Fakat icmanın akdedilmesine katkı sağlayan fakihler,
kendi akdettikleri icmaya istinat edemezler; çünkü o icmayı ortaya
çıkaran kendileridir ve kendileri bu icmayı delil gösterirlerse ortaya
bir devir, kısır döngü çıkar. Buna göre icma edenlerin kaçınılmaz olarak
istinat edilebilir bir başka delile yaslanmaları gerekir. Bu durumda şu
soru gelir akla: Eğer istinat edilebilir bir delil mevcutsa, icmadan
sonra yaşayan fakihlerinin icmaya istinat etmelerine ne gerek vardır? Bu
soruyu şöyle cevaplarız: İcma, icmanın delili olmadığından hüccettir.
Açıktır ki, bu durumda, icmanın hüccet oluşuyla Kitap ve Sünnet'in
hüccet oluşu birbirinden farklıdır. Çünkü Kitap ve Sünnet, müstakil
birer hüccettir; icma ise, icma eden zamanın fakihlerinin istinat
ettikleri, sonradan da ortadan kalkan delil dolayısıyla hüccettir.
Aslında icma kendi başına delil değildir; delilin keşfini sağlayan bir
araçtır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu tahlilin ve açıklamanın ardından şu soruyu soralım: Ümmetin Resul-i
Ekrem'den (s.a.a.) sonra halife seçmesine dayanak, mesnet olabilecek
delil nedir? Bu delilin Kur'ân'dan olmadığı kesindir; çünkü Kur'ân
olduğu şekliyle, tam olarak bize ulaşmıştır ve biz onda böyle bir delile
rastlamayız. Aklıselim de delil olamaz, zira aklıselim delili, o gün de
bugün de aynıdır. Bu durumda delilin Sünnet'e dayanıyor olması gerekir.
Eğer ümmetin dayanağı hadis idiyse, fevkalade siyasî öneme haiz olan bu
hadisin yitmiş olması, kitaplardan, hafızalardan ve hatıralardan
silinmiş olması olası değildir. Dolayısıyla, bir delile dayanmayan veya
bir delilin keşfedilmesini sağlamayan icma hüccet olamaz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Halkın halife seçimini meşrulaştırabilmek için başvurulan ikinci yol
şuradır. Bunu da Kur'ân'ın birkaç ayetinde şuranın meşru olduğunun
tespit edildiği tezine dayandırıyor: <em>“İşleri kendi aralarında şura ile olanlar” (Şûrâ, 38)</em>; <em>“İş konusunda onlarla müşavere et” (Âl-i İmrân, 159)</em>
ve Resul-i Ekrem'den (saa) sonra halife seçiminin hall ve akd ehlinden
(seçiciler ve azlediciler komisyonu) bazılarıyla edilen müşavere
sonucunda gerçekleştiğini ileri sürüyorlar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu delilde çok açık bir problem var, kısaca anlatalım: Kur'ân'da ve
hadislerde şuranın emredildiği kesindir, lakin şura kararının halk veya
yönetici üzerinde bir yaptırım gücüne sahip olduğuna dair bir delil
bulunmamaktadır. Kurtubî “İşleri kendi aralarında şura ile olanlar”
ayetini tefsir ederken şöyle yazar (<em>Tefsir</em>, c. 4, s. 162):</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Şura, görüş ayrılıklarına, ihtilaflara dayanır; kendisiyle
meşveret edilen üzerinde görüş ayrılığı bulunan konuyu inceler ve
mümkün olduğunca Kur'ân'a ve Sünnet'e en yakın görüşü seçer. Şu halde,
eğer Allah onu iradesi ve meşiyetiyle irşad ederse o görüşte karar kılar
ve Allah'a tevekkül ederek, o görüşe göre bir hüküm verir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Âl-i İmrân 159'a dikkat edilirse şuranın gerekli olduğu ancak bir
yaptırım gücünün bulunmadığı açıkça anlaşılır. Çünkü ayet iki kısımdan
oluşur. Birincisinde, ilki kısmı veliy-i emr için şuranın gerekli
olduğunu işaret eder: <em>“İş konusunda onlarla müşavere et.”</em> İkinci kısmında ise, veliy-i emrin karar aldıktan sonra Allah'a tevekkül ederek kararını uyguladığından söz edilir: <em>“Bir şeye kesin karar verdiğin zaman da Allah'a güven.” </em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmamet ve velayet, yaptırım gücü olmaksızın gerçekleşmez. Hâlbuki hall
ve akd ehlinin meşveretiyle imamete ulaşan bir kimsenin itaati, bir
delile dayanılarak başkalarına kabul ettirilemez. Kur'ân'da ve
Resulullah'ın (s.a.a.) sünnetinde, hall ve akd ehlinin meşveretiyle veya
ümmetin büyük çoğunluğunun bir araya gelmesiyle imam seçilen birine
itaatin farz olduğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Şimdiye dek hiç
kimse Âl-i İmrân 159'un meşvereti gerekli görmekle birlikte şuranın
yaptırım gücüne sahip olduğunu ispat edebilmiş değildir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Öyleyse, Kur'ân'ın böyle bir önem atfettiği meşveretin ne faydası
vardır? gibi bir soru sorulabilir. Cevap şudur: Şura, veliy-i emrin
siyasî meseleler hakkında daha fazla bilgi toplayabilmesi ve halkın
katılımı açısından faydalı, hatta gereklidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İcma ve şuradan sonra şimdi sıra biat meselesine geliyor. Biat, fıkıh açısından üç şekilde yorumlanmıştır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İlkin, biat, kurucu bir değere sahip değildir ve sadece veliy-i emre
itaatin farz olduğuna dair bir tekittir. Nedeni şudur: Resul-i Ekrem,
risâleti süresince Müslümanlardan üç defa biat aldı, fakat her üçünde de
Müslümanların Hz. Peygamber'e itaatinin kaynağı biat değildi; itaatin
kaynağı Allah'ın emriydi. İlk biat, Akabe'deki davet biatiydi; ikincisi,
ağacın altındaki cihad biatiydi ve üçüncüsü, Gadir-i Hum'daki velayet
ve vesayet biatiydi.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Biat bağlamında öne sürülen ikinci nazariye şudur: Biat, imama itaatin
sıhhat şartıdır. Şöyle ki, imam tayini ve imama itaat, her ikisi de
Allah'ın emriyle olur, fakat itaatin sahih olmasının şartı biattir. Bu,
namazın sıhhatinin (namazın bir şartı olarak) abdeste bağlı olmasında
olduğu gibi, itaatin biate bağlı olduğu anlamına gelmez.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Fıkıh disiplini açısından üçüncü biat nazariyesi, biatin itaatin sıhhat
şartı değil de gerekli şartı olduğudur. Buna göre, biatten önce itaat
farz değildir, ancak biatten sonra itaat farz olur. Bu, haccın ekonomik
yeterliliğe sahip olan kimseye, zekâtın da malı nisap miktarına ulaşana
farz olmasına benzer. Bu durumda eğer biat bizzat farz ise -ki öyledir-
imama biat gerekli ve biatin gerçekleşmesinden sonra itaat de farzdır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu nazariyede halkın imam tayininde ve seçiminde özgür
bırakıldıklarına, kimi isterlerse imamet ve velayet makamına
getirebileceklerine dair bir işaret yoktur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Görüldüğü üzere biat bağlamında ortaya atılan üç nazariyenin hiçbirinde
imam tayininde halka bir hak verilmemiştir. Netice itibariyle bu üç
fıkhî aracın, icma, şura ve biat, hiçbiri halka imamı seçme hakkı
tanımaz. Dolayısıyla, Allah tarafından imamı seçme yetkisinin halka
tefviz edildiği nazariyesinin İslâm'da sahih bir delili yoktur. Halkın
imam seçme hakkına sahip olduğunu öngören nazariyeler hakkında
yaptığımız bu kritiğin ardından imamın ve veliy-i emrin seçimle tayin
edileceği görüşüne inanmamız mümkün olamaz. Fıkıh ve kelam disiplinleri
açısından bu görüşün çürütülmesinden sonra nass nazariyesini kabul
etmekten, sadece Allah'ın nassının ve atamasının imametin ve velayetin
delili olabileceğine inanmaktan başka çaremiz kalmaz. Biz bu görüşü üç
esas ilkeye dayanarak açıklarız:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Birincisi, yaratılışta, ulûhiyette, yönetimde, rubûbiyette ve
mâlikiyette birlik (tevhid) ilkesidir ki Kur'ân'da bu konularda şöyle
buyrulur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Allah'ın dışında bir başka yaratıcı var mı?” (Fâtır, 3)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O'na kulluk edin.” (Enâm, 102)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilâh olandır.” (Zuhruf, 84)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">“De ki: Mülkün sahibi olan Allah'ım! Mülkü dilediğine verirsin;
dilediğinden çekip alırsın; dilediğini aziz kılar, dilediğini
alçaltırsın.” (Âl-i İmrân, 26)</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">“Sizin Rabbiniz kim, ey Mûsâ?” dedi. Rabbimiz, her şeye ayrı bir özellik veren, sonra doğru yola eriştirendir.” (Ta-Ha, 49-50)</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İkincisi, hâkimiyette ve kanun koymada tevhid. Kur'ân'da şöyle buyrulur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Hüküm yalnızca Allah'a aittir. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır.” (Enâm, 57)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Üçüncüsü, insanlık tarihinde imamın ve veliy-i emrin Allah tarafından
tayin edilmesi. Kur'ân'da Hz. İbrahim'in (a.s.) imamet ve velayeti
hakkında şöyle buyrulur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Hani, İbrahim'i Rabbi bir takım kelimelerle imtihan
etmişti de o da bunları tamamlayınca: ‘Seni insanlara imam kılacağım'
buyurmuştu. İbrahim de: ‘Benim neslimden de demişti.' (Allah:) ‘Benim
ahdim zalimleri kapsamaz' buyurmuştu.” (Bakara, 124)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) imameti ve velayeti hakkındaysa şöyle buyurur: <em>“Nebi, müminlere kendi nefislerinden evlâdır.” (Ahzâb, 6)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Kur'ân'dan çıkarılan bu temel ilke doğrultusunda nass nazariyesini
doğru bir şekilde anlayabilir ve şunu söyleyebiliriz: Ümmetin imamını
seçmek sadece Allah'a aittir, O'nun dışında veya O'nun izin verdiğinin
dışında hiç kimse kesinlikle imam atama veya seçme hakkına sahip
değildir.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>çev: İbrahim Erkin</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bu yazı ilk defa, </span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">28 Şubat 2017 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/2232/gadir-i-hum-ve-isl%C3%A2m-tarihindeki-onemi-uzerine-ayetullah-asif%C3%AE-ve-ayet">burada</a> yayınlanmıştır.</span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-85200256083252071822018-02-20T11:41:00.000+03:002018-02-20T11:41:28.732+03:00Bağdat’ın Düşmesinde Nasıruddin Tusî’nin ve Şiilerin Rolü Efsanesi<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Resul Caferiyan</b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Büyük İranlı âlim Hace Nasiruddin Tusî'nin İslam dünyasında,
bilhassa Moğollar döneminde meydana gelen bazı hadiselerdeki siyasî rolü
hakkında birbirinden farklı, hatta kimi zaman birbirine karşıt görüşler
ileri sürülmüştür. Bu görüş farklılıkları, Nasıruddin Tusî ve siyasî
tavrı hakkında yargıda bulunmayı güçleştirmektedir. Kimi araştırmacılar
Nasıruddin Tusî'yi dinî maslahat karşısında siyasî menfaatleri
öncelemekle suçlamış; kimileri ise onun siyasî meselelere karışmadığını
ileri sürmüşlerdir. Bu araştırmacılara göre Nasıruddin Tusî, siyasî ve
toplumsal etkiler yaratacak denli bir güce sahip değildi. Bu iki grubun
dışında yer alan üçüncü bir grup araştırmacı, hakkında ileri
sürülenlerin doğru olduğunu varsayarak Nasıruddin Tusî'nin tavrının
Müslümanların maslahatına ters düşmediğini, bilakis maslahata uygun
olduğunu iddia eder. Biz bu makalede bu görüşler üzerinde duracak,
şüpheli konuları aydınlatmaya çalışacağız.</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bağdat'ın 656/1258 yılında Moğollar tarafından düşürülmesi, İslam
tarihi açısından bir dönüm noktası kabul edildi. Bu hadise tarihte büyük
bir iz bıraktı; nitekim kimi araştırmacılar İslam tarihinin, kelimenin
genel ve mütedavil anlamında, 656 yılına, yani Abbasîler'in yıkılışına
kadarki süreci kapsadığını ileri sürdü.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bağdat'ın düşmesinin en önemli neticesi, Abbasî hilafetinin yıkılması
ve hilafetin gayrimüslim bir imparatorluk olan İlhanlılar'ın eline
geçmesidir. Bu olayla birlikte hilafet bir daha dönmemek üzere İran'ın
siyasî havzasının ve Yarımada ve Maveraünnehir bölgesinin dışına
çıkmıştır. Bundan böyle hilafet küçük saltanatların ve emirliklerin
eline geçmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şiîler, Bağdat'ın fethi sırasında, çoğunluğu oluşturan Sünnîler
karşısında hatırı sayılır bir topluluk değillerdi. İran ve Irak
sakinlerinin büyük çoğunluğunu bu dönemde Sünnîler oluşturuyordu.
Harzemşah ve Abbasî ordusu genel olarak Sünnîlerden müteşekkildi.
Moğollar geldiklerinde, Abbasî idarî ve askerî sistemine nüfuz eden
fesat, aslında Doğu İslam topraklarında insicam ve kavmî asabiyetin
olmayışı yüzünden ciddi bir mukavemetle karşılaşmadı. Bu yüzden Moğollar
Abbasîleri temelden yıkmayı kolaylıkla başardı.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bir başka deyişle İran ve Irak Şiîleri bu dönemde azınlıktılar;
Moğolların sel misali yıkıcı saldırıları karşısında ellerinden bir şey
gelmezdi; nitekim Abbasîler ve Sünnîler de bu saldırılara engel
olamadılar. Yalnızca Irak'ın önemli Şiî şehri Hılle barış yolunu seçti
ve İbn Tavus bu uzlaşıda aracı rolü oynadı.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu olayda adı geçen üç Şiî âlim vardır:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">a) Alamut'ta bulunan ve Alamut'un fethedilmesinden sonra
Hülagu'nun ordusuna katılıp sultana yakınlaşan Hace Nasiruddin Tusî,</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<div style="margin-left: 36.0pt;">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">b) Abbasî halifesi Mustasım'ın veziri olan ve Bağdat'ın fethine
dek hilafet makamına bağlı kalıp Nasıruddin Tusî'nin ve başkalarının
aracılığıyla birkaç ay daha yaşayıp vefat eden Müeyyidüddin b. Alkamî,</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">c) Sakınarak da olsa Abbasî halifesine yakın duran, aynı tutumunu
Moğollar döneminde de devam ettiren ve aracılık ederek Hılle Şiîlerinin
canını kurtaran Seyyid İbn Tavus.</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ehlisünnet'in belli bir döneme ait tarih kaynaklarında Nasırüddin
Tusî'nin Moğollarla işbirliği yaptığı ve Hülagu'yu teşvik ettiği yönünde
bilgiler vardır. Bunun da ötesinde İbn Alkamî'nin düşmanları ve
saraydaki rakipleri o dönemde birtakım söylentiler yaydılar ve bunları
kitaplarına kaydettiler. Bu söylentiler hâlâ geçerliliğini korumaktadır
ve günümüzde araştırmacıların ve tarihçilerin dikkatlerini çekmektedir.
Bu bağlamda İbn Alkamî'nin rolü üzerine araştırmalar yapılmış, aynı
şekilde Nasırüddin Tusî hakkında incelemeler ortaya konulmuştur.
Elinizdeki yazıda bu konuda ortaya konulan görüşler incelenecektir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<div align="center">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
***</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hace Nasırüddin Tusî'nin Alamut'un fethinden sonra Hülagu ile işbirliği
yaptığı ve ilminden dolayı sultanın ilgisine mazhar olduğu görüşü
sonradan ortaya atılacak suçlamalar için bir zemin oldu. Nasıruddin
Tusî, Bağdat'ın fethinden sonra sultanın ilgisine mazhar olmuş ve
vakıfların, ardından da rasathanenin idaresi Nasıruddin Tusî'nin
gözetimine verilmişti. Bütün bunlar kırk yıl sonra, yani köprünün
altından çok sular geçtikten, Şia Abbasî hilafetinin boşluğundan
faydalanıp biraz güçlendikten sonra Hanbelîler gibi müfrit tarihçilerin
Bağdat'ın fethinde Nasıruddin Tusî'nin kışkırtıcı bir rol üstlendiği
iddiasında bulunmasına sebep oldu. Bu konudaki en ağır suçlamalar
genellikle Şiîlik karşıtı olan İbn Teymiyye ve İbn Kesir gibi tarihçiler
tarafından ileri sürüldü. Bu durum, tek başına, suçlamaların tarihî
gerçekleri yansıtmadığını, bilakis mezhep taassuplarından kaynaklandığı
gösterir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Suçlamalar benzer ithamların, hatta daha aşırılarının İbn Alkamî
hakkında imal edilmesiyle birlikte daha da şiddetlendi. Çeyrek asra
yakın bir süre Abbasî halifesinin vezirliğini yapan İbn Alkamî, sonraki
dönemde Hülagu ile yazışmakla suçlandı ve mektuplarında Hülagu'yu
Bağdat'ı fethetmeye teşvik ettiği söylendi.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bunun da iki nedeni vardı: Birincisi, İbn Alkamî Moğolların sayısal
üstünlüğünü ve savaşçı yapılarını göz önünde tutarak onlarla savaşmaya
karşı çıkıyor ve barış istiyordu. İkincisi, İbn Alkamî İmamî idi ve
Kerh'teki Şiî mahallesine saldırıp katliam yapan Abbasî kumandanı
Devatdar'ın elinden daha yeni kurtulmuştu. Bu iki nedenden ötürü daha
sonraları İbn Alkamî'nin Hülagu ile mektuplaştığı ileri sürülmüştür.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Nasıruddin Tusî ve İbn Alkamî'nin dışında Irak'ın önemli Şiî
âlimlerinden İbn Tavus da bu dönemde yaşamıştı ve Abbasî halifeleri
Mustansır ve Mustasım ile iyi ilişkiler kurmuştur. Ancak iyi
ilişkilerine rağmen Alevîlerin nakipliği gibi herhangi bir resmî görevi
-tüm ısrarlara rağmen- kabul etmemiş, ancak Bağdat'ın fethinden sonra
ilgi görmüş ve Alevîlerin nakipliği görevini zorla da olsa kabul
etmişti. İbn Tavus, Moğolların gelişinden sonra, kendisinin de ifade
ettiği üzere, kendisinin, ailesinin ve dostlarının canını korumak
amacıyla Moğollarla irtibat kurdu. İbn Tavus bu irtibatı sayesinde
yalnızca Hılle halkı için değil çok sayıda Bağdatlı yakını için de
amanname almaya muvaffak olmuştur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Tavus iki yerde bu konuda açıklama yapar:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>el-İkbal</i>'inde (s. 587) Moğolların Bağdat'a girdiği esnada
kendisinin Muktediyye'de bulunduğunu, sultanın, yani Hülagu Han'ın
izniyle bin kişiyle birlikte Hılle'ye gittiğini ve bundan dolayı Allah'a
şükrettiğini yazar. O günün (18 Muharrem 656, Cumartesi), İmam Ali'nin
halk arasında bilinen hadisinde tasvir ettiği gibi, Abbasî Devleti'nin
zeval günü olduğunu söyler.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Aynı eserde (s. 588) aynı yılın Safer ayının onunda Arzın Meliki
Hülagu'nun karşısında hazır bulunduğundan söz eder. Bu inayet sayesinde
kendisi, ailesi, birçok yakını ve kardeşleri için aman alabilmiştir. İbn
Tavus bu günün kendisi için bayram olduğunu ve şükrünü eda etmenin
üzerine farz olduğunu ifade eder. İbn Tavus, bu ifadeleriyle
torunlarının bu günün önemini bilmesini ister gibidir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Tavus-Hülagu ilişkisiyle ilgili olarak bir olaydan daha bahsedilir.
İbn Tiktika şöyle yazar: “656 yılında Sultan Hülagu Bağdat'ı
fethettiğinde ulemadan âdil kâfir sultanın mı, yoksa Müslüman zalim
sultanın mı daha faziletli olduğunun sorulmasını ister. Daha sonra
sorunun cevabını almak için ulemayı Mustansariye'de bir araya toplar.
Fetvaların açıklanması zamanı geldiğinde âlimler çekimser kalırlar.
Saygın ve öncelikli bir zat olan Razıyuddin Ali b. Tavus da meclistedir.
Âlimlerin çekimser kaldığını görünce kâğıt kalem alır ve âdil kâfir
sultanın zalim Müslüman sultandan daha faziletli olduğunu yazar.
Ardından diğer ulema kendi görüşlerini bildirirler.” (<i>el-Fahri fi edebi's-sultaniyye</i>, s. 17)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Tavus <i>el-İkbal</i>'inin bir başka yerinde (s. 599)Batainî'nin
kitabında İmam Sadık'tan (a.s) Abbasîlerin düşüşünden sonra Ehlibeyt'ten
âdil bir şahsın ümmet-i Muhammed'e (s.a.a) hükümet edeceğine, ardından
Kaim'in zuhur edeceğine dair bir rivayet gördüğünü yazar. (Nasırüddin
Tusî-Moğollar ilişkisine dair bkz: Etan Kohlberg, <i>Kitabhane-i İbn Tavus</i>, s. 29-33.)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Mezhep çatışmaları ve Moğolların fetihlerinde mezhep çatışmalarından faydalanmaları</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Şu hatırlatmada bulunmakla başlayalım: Moğolların İslam dünyasına
saldırıları ve bu saldırıların nedenleri tarihsel açıdan açıktır. Abbasî
halifesi Moğollardan Harzemşahları devirmek için Doğu'ya saldırmasını
istediği tarihçilerin gözünden kaçmamıştır. Fakat bu talebin çok da
önemi yoktur. Moğol saldırısının kendine has yöntemi ve nedenleri vardır
ve bunlar ne Şiîlikle ne de Sünnîlikle, ne Alamut'la ne de Abbasîlerle
ilişkilendirilebilir. Bu noktada karar merci ne Nasiruddin Tusî'dir ne
de Cüveynî hanedanı. Nüfusu artmakta olan göçebe bir kavim uzak Doğu'dan
zengin Batı Asya'ya akın etmiştir. Aynını Selçuklular da yapmıştır;
aralarındaki fark Selçukluların Müslüman olmasıdır. Akıncı Moğollar
savaş, hatta siyaset usulüne aşinaydı ve yol boyunca her türlü araçtan
faydalandı. Şiî, Sünnî veya sufi İranlı birçok seçkin Müslüman Moğol
sarayında kabul gördü. Birçoğu da öldürüldü. Moğollar adım adım
ilerledi. Bağdat'a saldırdıklarında ilk akının üzerinden kırk yıl
geçiyordu. Moğollar yalnızca Bağdat'ı fethetmek niyetinde değildi;
ardından Şam'ı ve Mısır'ı da almak istiyordu, ancak başarılı olamadı.
Moğol saldırısının her aşaması kendine has yönteme, araca ve bahaneye
sahiptir. Bunlardan biri mezhep tartışmalarıydı; elbette bunun sanıldığı
gibi bir önemi yoktu. Faydalandığı asıl şey hilafet merkezi ile
Harzemşahlar arasındaki tartışmaydı. Asıl can alıcı husus da buydu.
Moğol tacirlere yönelik saldırı gibi başka birtakım nedenler de
akınların başlangıcında önemli addedilmiştir. Ancak bütün bunlar bahane
olmaktan öte bir şey değildir. Kaynaklarda Moğolların Hanefî-Şafiî,
Şiî-Sünnî ihtilaflarından faydalandığına dair rivayetler mevcuttur. Bu
rivayetlerden ilginç bir tanesiyle <i>Habibü's-Siyer</i>'de
karşılaşırız: “Cengiz Han'ın emri üzerine Cebe Noyan ve Sübütay
Bahadır'ın Harzemşah'ın peşinden gitmesi ve İran vilayetlerinden
bazılarının yağmalanması hakkında… Sübütay Tus'a gidip birçok insan
öldürdü… Cebe Noyan Mazenderan'da birçok kabileyi yok etti… Rey'e doğru
yola çıktı ve Sübütay ona kavuştu. O dönemde halk arasında mezhep
farklılığından kaynaklanan ciddi taassuplar vardı. Bu yüzden Şafiîler
Moğolların yaklaştıkları haberini aldıklarında onları karşılamaya
çıktılar. Cebe ve Sübütay'ı yarısı Hanefî olan halkı öldürmeye teşvik
ettiler. Onlar da önce Hanefîleri kılıçtan geçirdi, sonra da kendi
vatandaşlarının kanına kast edenlerden ne gibi bir iyilik beklenir
diyerek Hanefîlerin ardından Şafiîleri öldürdüler. Sübütay Rey'den
Kazvin'e gitti, Cebe ise Hamedan'a doğru yola çıktı. Kum'a vardığında
Sünnî halkın kışkırtmasıyla oranının halkını katletti. Sonra Hamedan'a
yaklaştığında vali Mecdüddin Alauddevle Alevî ile barış imzaladı…” (<i>Tarihu Habibü's-Siyer</i>, c. 4, s. 33)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kitabı <i>Tabakat-i Nasırî </i>Şiîleri suçlama konusunda başvuru
kaynakları arasında yer alan Cüzcanî naklettiği bir rivayette Kazvin'in
önde gelen âlimlerinin İsmailîleri öldürmesi için Mengü ile
görüştüklerinden söz eder. Cüzcanî kitabının “Mülhidlerin -Allah'ın
laneti üzerlerine olsun-temizlenmesi” başlıklı bölümünde şöyle yazar:
“Şehre ordu çıkarmasının ve mülhidlerin merkezi olan kalelere asker
göndermesinin sebebi, Hasan Sabbah -Allah lanet etsin- zamanından beri,
başından itibaren oraların mülhidlerin merkezi olmasıydı. [Hasan Sabbah]
Kanunu dalalet üzere bina etmiş, Alamut Kalesi'ni kurmuştu… Kaleyi
satın alıp hisarı yapmış ve kalenin imareti ve hazinesi için hesapsız
mal harcamıştı. Bu hisar Kazvin şehri yakınlarındaki bir dağın
üzerindedir. Kazvin şehri sakinleri ise Sünnet ve Cemaat kaidesi
üzeredir; mezhepte pak, itikadda saftır. Mülhidlerin dalaletleri
yüzünden halk daima çatışma ve savaş halindedir… Kazvinliler ile Alamut
Kalesi sakinleri arasında her gün bir savaş vuku bulurdu. Bu, Cengiz
Han'ın hurucuna dek böyle devam etti. Moğollar Irak'ı ve Cibal'i istila
ettiklerinde, sıddık imam ve tahkik ehli âlim Kadı Şemseddin Kazvinî
birkaç kez yolculuğa çıkmış, vatan özlemine tahammül ederek Mengü ile
görüşmüş, mümkün olduğu şekilde ondan yardım talep etmiştir. Bir kez
daha İslam memleketlerinde mülhidlerin şerri ve fesadı ortaya çıkınca
yazıldığına göre Müslümanlık salâbetiyle, dinden aldığı güçle (Mengü
Han'a) ağır sözler söyledi; öyle ki padişahlık gazabı ve tekebbürü Mengü
Han'a musallat oldu. Kadı Şemseddin, Mengü'nün padişahlık kudretini
küçümseyici sözler sarf etmişti. Mengü: ‘Kadı memleketimizde ne gibi bir
aciz müşahede etmiştir de böylesi hayret verici sözler söylemektedir?'
diye sordu. Şemseddin: ‘Mülhid bir cemaatin kaleler inşa etmesi aciz
göstergesi değil midir? Bu cemaatin dini İslam ve Moğol dininin
hilafınadır. Sizin devletinizin zayıflamasını beklemektedirler; böyle
bir şey olduğunda dağlardan inecek, kalelerinden çıkacak ve
Müslümanların geri kalanını yok edecekler, İslam'ın izi kalmayacak.' Bu
sözler Mengü'yü kışkırttı; emir verdi kaleleri, mülhidlerin beldelerini
ve Alamut dağını…” (<i>Tabakat-ı Nasırî</i>, c. 2, s. 182)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Şiîlerin suçlanması</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Hilafeti kaybeden ve siyasî gücün sembolü konumundaki Bağdat'ın düşmesi
sebebiyle rahatsızlık duyan Ehlisünnet suçlu arayışındaydı. En yakında,
kolaylıkla suçlanabilecek grup Şiî rakiplerdi. Ancak bu suçlama
Bağdat'ın düştüğü günlerde veya sonraki birkaç yılda dillendirilip
kayıtlara geçirilmedi; bilakis olayın üzerinden onlarca yıl geçtikten
sonra birdenbire Ehlisünnet kaynaklarında yeni bir bulguya yer verildi.
İşte bu dönemde suç Şiîlerin üzerine atılmaya başlandı. Daha önce de
ifade ettiğimiz üzere suçlayanların işaret ettikleri zanlılar Nasıruddin
Tusî ve Müeyyüddin b. Alkamî idi. Öte yanda ise yüzlerce Sünnî âlim ve
siyasetçi Moğol sarayında görev başındaydı. Elbette Moğollar Müslüman
olmadıklarından böyle bir konuda hassasiyetleri yoktu. Her halükarda
Nasıruddin Tusî'nin saraydaki varlığı, başta neredeyse bütün eserlerinde
bir şekilde Şia ile çatışan İbn Teymiyye olmak üzere, muhaliflerin bu
suçlayıcı rivayetleri üzerlerine eklemeler yaparak nakletmelerine neden
oldu.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Abbas İkbal, Sünnî ve Şiî tarihçilerin İbn Alkamî'nin ve Şiîlerin
Bağdat'ın fethindeki rolüyle ilgili görüş farklılıklarını ele almış ve
şöyle yazmıştır: “Müslüman müelliflere, bilhassa halifenin
katledilmesinden ve Abbasîlerin dağılmasından derin rahatsızlık ve
üzüntü duyan Sünnî tarihçilere göre İbn Alkamî, Şiî olması hasebiyle
halifenin oğlu Ebu Bekr'in Bağdat'ın Kereh mahallesindeki katliamından
ve İmam Musa'nın (a.s) türbesinin yağmalanmasından dolayı üzüntü
içerisindeydi ve üzüntüsü Abbasîlere yönelik kine dönüşmüştü. Bu nedenle
de, neye mal olursa olsun, Hülagu'nun Bağdat'ı almasına yardım etme ve
Abbasîleri kökten kazıma kararı almıştı. Bu amaçla Hülagu ve Nasıruddin
Tusî'ye halifeden gizli elçiler gönderiyor, halifenin zayıfladığını ve
Bağdat'ı almanın kolaylaştığını onlara duyuyordu… Şiî tarihçiler ise
halifenin veziri olan İbn Alkamî'ye böylesi suçlamaları yakıştırmaz ve
bu elemli hadisenin, halifenin zayıflığının, oğlu Ebu Bekr'in zulmünün,
emirler ve komutanlar arasındaki nifakın neticesi olduğunu ileri
sürerler. Özellikle Hülagu'nun Bağdat fethinden kırk beş yıl sonra,
hicrî 701 yılında <i>el-Fahrî</i> adlı tarihini kaleme alan Muhammed
b. Ali b. Tabataba, Sünnîlerin İbn Alkamî'ye yönelik bu tür
suçlamalarını kabul etmez ve vezirin dürüstlüğünden, emanete vefasından
ve dindarlığından övgüyle söz eder.” (<i>Tarih-i Moğol</i>, s. 186)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Dr. Şeybî ise bu bağlamda şunları yazar: “Bağdat'ın fethi, her ne kadar
Türkistan'dan Irak'a dek bütün hükümetleri deviren genel Moğol
istilasının bir neticesi olsa da, geçmişe dayalı Sünnî-Şiî ihtilafından
dolayı suçlanan Şiîler olmuştur.” (<i>Teşeyyu ve Tasavvuf</i>, s. 51)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Kadı Nurullah ve Muhammed Bâkır Hansarî'nin Bağdat'ın fethini olumlu bir gelişme olarak değerlendirmeleri</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Muahhar Şiîler Bağdat'ın fethiyle ilgili olarak nadiren görüş
bildirmişlerdir. Bununla birlikte Şiîlerin, Masum İmamlarını (a.s)
katleden ve aslında gayrimeşru addedilen zalim bir devletin
yıkılmasından dolayı memnuniyet duyduklarını gösteren beyanlar vardır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu konuda diğer âlimlere nispetle daha sarih açıklamalarda bulunan Kadı
Nurullah, Nasıruddin Tusî'nin Hülagu ile haremiyle irtibat kurabilecek
denli işbirliği içerisinde olduğunu ve Hülagu ile Begüm'ün onun
sayesinde İslam'la müşerref olduğunu söyler. Kadı Nurullah'a göre İbn
Alkamî, Hace Nasıruddin Tusî'nin padişahın nezdindeki konumundan
haberdar olunca bir mektup yazmış ve onu Bağdat'ı fethetmeye teşvik
etmiş ve ondan “Abbasîlerden Efendimizin (s.a.a) itretine yönelik
eziyetlerinin intikamını almasını” talep etmiştir. Bunun üzerine de
“Padişah, Nasıruddin Tusî'nin doğru yolu göstermesiyle, doğruluk yolunda
ilerlemiştir.” (<i>Mecalisü'l-Müminin</i>, c. 2, s. 351)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Nurullah daha sonra Allame Hıllî'den söz ederek şöyle yazar: “Müçtehidlerin önderi Şeyh Cemaleddin (r.a) <i>Keşfü'l-Hakk</i>
adlı kitabında Hz. Ali'nin, Moğol ve Tatar istilasını, Abbasî
krallığının yıkılacağını ve kralın Hülagu tarafından öldürüleceğini
haber verdiğini nakletmiştir. Allame Hıllî şöyle yazar: Bu yüzden Hülagu
Han Bağdat'a yaklaştığında babam Şeyh Sedidüddin ve Seyyid İbn Tavus
başta olmak üzere Necef, Kufe ve Hılle'nin ileri gelenleri Hülagu'ya bir
mektup yazıp ondan aman istediler. Bunun üzerine Hülagu onları yanına
çağırdı. Amanname olmadan yanına gitmeye korktuklarından sadece babam
Hülagu ile görüştü. Hülagu, bu görüşmede babama zafer alametleri ortaya
çıkmadan niçin mektup yazıp aman talep ettiniz? diye sorunca babam, Hz.
Ali (a.s) senin ortaya çıkacağını önceden haber vermiş, Türklerin son
Abbasî halifesine galip geleceklerini, onların padişahının çıkan her
kaleyi ve şehri fetheden ikbal sahibi biri olacağını bildirmiştir, dedi.
Babam bu kerametli rivayeti nakletmeyi bitirince Hülagu ona tazimde ve
lütufta bulunup meşhed (Necef), Kufe ve Hılle halkı için ona amanname
yazdı. Böylelikle mübarek türbe, Sünnîlere rağmen, istilacı Moğol ve
Tatarların elinden kurtuldu.” (<i>Mecalisü'l-Müminin</i>, c. 2, s. 353)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Nurullah'tan önce Handmir <i>Desturü'l-Vüzera</i>'sında (s.
99)Devatdar komutasındaki Bağdat ordusunun Şiî Kereh mahallesine
saldırısı dolayısıyla İbn Alkamî'nin Hülagu ile yazıştığına işaret
etmiş, ancak bu yazışmanın Hülagu üzerinde etkili olmadığını eklemiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Nasıruddin Tusî'nin Hülagu'yu kışkırtmasıyla ilgili rivayetin <i>Habibü's-Siyer</i>'de
(c. 4, s. 106) yer almasının nedeni, o dönemde Şiî tarihçilerin bu
rivayeti sıradan bir rivayet gibi nakletmelerinden kaynaklanır.
“Alamutluların devletinin temeli Moğol ordusu tarafından kazınınca Hace
Nasıruddin Tusî saraydan ayrılıp Hülagu'nun hizmetine girdi ve türlü
lütuflara mazhar oldu. Nasıruddin Tusî, Mustasım'ın taassuptaki
aşırılığını bildiğinden Hülagu Han'ı Bağdat'a asker çıkarmaya teşvik
etti.”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Nurullah'tan üç asır sonra Muhammed Bâkır Hansarî Isfahanî, Hace
Nasıruddin Tusî'nin hal tercümesinin başında, onun Hülagu ile birlikte
hareket ettiğinden söz etmiş ve “memleketi ıslah etmek, fesad
silsilesini kırmak, zulüm ateşini söndürmek, Abbasîleri uzaklaştırmak”
için Bağdat'a geldiğini yazmıştır. (<i>Ravzatü'l-Cennat</i>, c. 6, s.
300-301) Hansarî kitabında bir kez daha Nasıruddin Tusî'nin Hülagu ile
işbirliği yapması meselesine değinmiş ve şöyle yazmıştır: “Hülagu'yu
Bağdat'ı almaya, şehirleri fethetmeye ve Mustasım'ın kökünü kazımaya
teşvik eden Hace Nasıruddin'dir. İşte bu olaydan sonra Hülagu
rasathanenin Nasıruddin Tusî'ye verilmesini emretti.” (<i>Ravzatü'l-Cennat</i>, c. 6, s. 315-316) Sadî ise bunu şöyle ifade eder:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müminlerin emiri Mustasım'ın mülkünün yıkılışından dolayı,</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Gök yere kan yağdırsa haklıdır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Gerçi Mevlana farklı düşünür:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bir Bağdat'ı viran etmiş olsa da</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Her yerde Bağdatlar kurmuştur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Eblehler eyvah şehri yıktı, dediler,</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Âşıklar vallahi adalet getirdi, dediler.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Nasırî tarihinde (c. 1, s. 462) Bağdat'taki Şiî-Sünnî çatışmasına ve
Sünnîlerin Kereh'e saldırmasına değinmiş ve şöyle yazmıştır: “Kerehli
bir Şiî olan halifenin veziri Müeyyidüddin İbn Alkamî, Hülagu'ya çekilen
acıları anlatan bir mektup yazarak onu kışkırttı. Hakimlerin şemsi,
dinin ve ümmetin yardımcısı Nasıruddin Tusî tarafından da bu konuda
teşvik gören Hülagu Han Bağdat'a hareket etti.”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>İran Milliyetçiliği ve Hace Nasıruddin Tusî ile İbn Alkamî'nin suçlanması</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Çağdaş İran milliyetçileri de Bağdat'ın düşmesinden hoşnut olmuş,
geçmişteki Şiîlerin birçoğu gibi bunun Hace Nasıruddin Tusî'nin eliyle
gerçekleşmiş olmasından dolayı memnuniyet duymuşlardır. Ravendî şöyle
yazar: “Hülagu'nun saldırısı ve Hace Nasıruddin Tusî'nin tedbir ve
talimi sayesinde beş yüz yıllık Abbasî hilafeti yıkıldı ve bu fesad ve
komplo merkezi Ortadoğu siyaset sahnesinden ebediyete kadar silindi.” (<i>Tarih-i İctimaî-i İran</i>, c. 4, s. 526)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Zebihullah Safa, Ravendî'den daha fazla bu mesele üzerinde durmuştur.
Safa, Moğol dönemine ait kaynaklardan İbn Alkamî ile Abbasî memurları
arasındaki ihtilaflara dair rivayetleri nakleder ve ardından “Moğollarla
İşbirliği” başlığı altında şunları yazar: “Kanaatimce o dönemde İran ve
Irak Şiîleri Sünnî taassubun son kalesi olan Abbasîleri ortadan
kaldırmak için Moğolların kudretinden faydalanma noktasında ittifak
ettiler.” Devamında ekler: “Aralarında iki ünlü muktedir zat, yani İbn
Alkamî ve Nasıruddin Tusî, Hülagu'nun İran'da konakladığı ve Bağdat'a
saldırı için hazırlık gördüğü sırada çok güçlüydüler. Hülagu Han'a hem
Abbasî hilafetini devirmede yol gösterici oldular, hem de ona halifeyi
ve ailesini öldürmeyi sıradan bir şeymiş gibi gösterdiler. Böylelikle
hem Bağdat'ı düşmesinin ardından ellerine almış oldular, hem de
Hülagu'dan izin alarak orayı mamur edip İslamî vakıfları idarelerine
aldılar.” (<i>Tarih-i Edebiyat der İran</i>, c. 3, s. 139)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Burada dikkat edilmesi gereken şey, Safa'nın düşüncesini Kadı
Nurullah'ın sözleri üzerine bina ettiğidir. Kadı Nurullah'ın üç asır
sonra, Şiî-Sünnî çatışmasının yoğun olarak yaşandığı bir dönemde
yaşadığını ve Bağdat'ın düşmesini tek bir boyuttan değerlendirdiğini
unutmamak gerekir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bağdat'ın düşmesinde Nasıruddin Tusî'nin rolü üzerine kaynakların görüş
birliği içerisinde olduklarını yazan Şirin Beyanî'nin ise bu konudaki
kaynakları mutaassıp Sünnî müelliflerdir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Şarkiyatçılar ve Şiîlerin rolü</b><i> </i></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Bağdat'ın Düşmesi ve Irak'ta Moğol Hâkimiyeti</i> (Meşhed, 1989)
kitabının yazarı Rasheed Bağdat'ın sukutu ve Şiîlerin ve Sünnîlerin
eskiye dayanan tartışmaları hakkında ayrıntılı bilgiler vermiş olmasına
karşın Şiîlerin Moğollarla işbirliği yaptıklarını yazmaz.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bertold Spuler ise <i>İran'da Moğol Hâkimiyeti Tarihi</i> adlı
kitabında Hülagu'nun Bağdat fethini ele alırken bu fetihte Şiîlerin
herhangi bir rolü olduğuna değinmez; sadece halifenin bazı yakınlarının
liyakatsiz olduğuna, bir başka deyişle İbn Alkamî'nin ihanetine ve
mektuplarına temas eder. Bununla birlikte Hülagu'nun İbn Alkamî'nin
yönlendirmelerine teveccüh etmediğini vurgular. (bkz: <i>Tarih-i Moğol der İran</i>,
s. 55) Spuler, Bağdat fethinden sonraki süreçte Hace Nasıruddin
Tusî'nin Şiîler ile devlet arasındaki aracı rolüne işaret eder ve şöyle
yazar: “Hülagu hükümeti zamanında ünlü âlim Nasıruddin Tusî padişah ile
Şiîler arasında aracı rol üstlendi. Bu dostane ilişkiler neticesinde
nüfusunun çoğunluğu Şiî olan Hılle şehri hicrî 658 yılında Hülagu'ya
teslim oldu. Yine bu iyi ilişkiler sayesinde padişah Şiîlerin kutsal
mekânlarının her türlü saldırıdan amanda kalması yönünde emir verdi ve
böylece Şiî âlimlerin faaliyet göstermesi için uygun zemin hazırlandı.
Daha önce Sünnîler tarafından müsadere edilen Şiî vakıflar asıl
sahiplerine geri verildi.” (s. 245)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Sâidî ve İbn Alkamî müdafaası</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Moğolların Bağdat fethinde Şiîlerin rolü tartışması günümüze kadar
devam etti ve kimi araştırmacıların bütün mesailerini sarf ettikleri
ayrı bir araştırma konusu halini aldı. Bu araştırmacılardan bir tanesi
1972 yılında <i>Müeyyidüddin İbn Alkamî ve Esraru Sukuti'l-Devleti'l-Abbasiyye </i>adlı
kitabını yayımlayan Iraklı Muhammed eş-Şeyh Hüseyin es-Sâidî'dir. Sâidî
Bağdat'ın fethiyle ilgili bilgi veren kaynakları sınıflandırmış ve
dönemin kaynaklarının İbn Alkamî ile Abbasî halifesi arasındaki
dostluktan söz ettiğini, kaynaklarda İbn Alkamî'nin Moğollarla dostane
ilişkiler kurduğuna dair bir bilginin olmadığını yazmıştır. Söz konusu
kitap her ne kadar Nasıruddin Tusî ile ilgili olmasa da İbn Alkamî'nin
Şiî olmasından dolayı Şiîlerin Moğollarla işbirliği yaptığı suçlaması
hakkında güzel bir eleştiridir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Abdülhadi Hairî ve Hace Nasıruddin Tusî müdafaası</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Dr. Hairî'nin “Nasıruddin Tusî'nin Moğollar'ın Bağdat Akınında Rolü Var
mıydı?” başlıklı makalesi (bkz: Âya Hace Nasıruddin Tusî der Yureş-i
Moğolân be Bağdad Nakşî Daşte est?, <i>Neşriyye-i Danişgâh-i Edebiyyat-i Meşhed</i>,
Yıl: 17, şemsî 1363, s. 479-502) tarihçilik açısından metodolojisi olan
bir çalışmadır. Dr. Hairî'nin izlediği metot, Sâidî'nin İbn Alkamî'yi
incelediği kitabında izlediği metoda benzer; fakat daha düzenlidir ve
konuyu odak noktası olan Nasıruddin Tusî etrafında ele alır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu satırların yazarı Nasıruddin Tusî ve İbn Alkamî hakkında iki uzun
yazı kaleme almıştır ve bu yazılar İran'da Şiîliğin Tarihi (<i>Tarih-i Teşeyyu der İran</i>)
adlı kitapta yayımlanmıştır. Bu iki yazıda Dr. Hairî'nin tarihçi metodu
esas alınmış ve kaynaklar daha da genişletilmiştir. Makalelerde Irak
hakkında yazılan Arapça kaynaklar dikkate alınmış ve Nasıruddin Tusî
hakkında kaynaklarda yer alan bilgiler karşılaştırmalı olarak
incelenmiştir. Yapılan bu karşılaştırma neticesinde söz konusu
suçlamanın zaman içerisinde, olaydan onlarca yıl sonra telif edilen
kaynaklarda gündeme getirildiği görülmüştür. (<i>Tarih-i Teşeyyu der İran</i>, s. 639-665)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Hasan el-Emin ve Nasıruddin Tusî</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Merhum Seyyid Muhsin Emin'in oğlu Hasan el-Emin Moğollar, Nasıruddin
Tusî ve İsmailiye konuları üzerinde yoğunlaşmıştır. Önce Cengiz ve
Hülagu dönemlerini incelediği <i>el-Guzzu'l-Moğolî li-Biladi'l-İslamiyye min Bağdad ila Ayni Calut</i> (Beytur, 1983) kitabını, ardından Moğolların inanç dünyasını incelediği <i>el-Moğol Beynu'l-Vesniyye ve'n-Nasraniyye ve'l-İslam</i> (Beytur, 1993) adlı kitabını yayımlamıştır. Bizim ele aldığımız konuda yazdığı kitabının başlığı ise <i>el-İsmailiyyun ve'l-Moğol ve Nasıruddin et-Tusî</i>'dir
(Kum 1997). Bu kitapta el-Emin, Nasıruddin Tusî'yi müdafaa etmiş,
özellikle İbn Teymiyye'nin suçlamalarını çürütecek bilgiler sunmaya
çalışmıştır. Nasıruddin Tusî'nin büyük hizmetlerinden, âlimleri ve
bilginleri korumaya yönelik faaliyetlerinden söz etmiş, Moğollar
üzerindeki etkisi üzerinde durmuş ve bu konulara ilgisiz kaldığı
gerekçesiyle İbn Teymiyye'ye ağır eleştirilerde bulunmuştur. el-Emin ilk
kitabında da bu konuya temas etmiş, İbn Alkamî ve Nasıruddin Tusî'yi
kitabın ayrı bölümlerinde incelemiş ( s. 89-106, s. 106-160) ve onların
Moğollarla işbirliği yaptıkları suçlamalarını çürütmüştür. Bu kitapta
dikkat çeken bir başka husus, Arap dünyasının tanınmış
araştırmacılarının İslam dünyası taassup ateşiyle kavrulmadan önce
Nasıruddin Tusî'nin İslamî ilimleri ve Müslüman âlimleri korumaya
yönelik verdiği mücadeleye dair itiraflarıdır. Arap araştırmacılar
Moğolların Ayni Calut'ta yenilgiye uğramadıklarını, aslında onların asıl
yenilgisinin kalplerinin fethedilip İslam'ı kabul etmeleriyle
gerçekleştiğini itiraf etmişlerdir. (<i>el-İsmailiyyun</i>, s. 47)
el-Emin ayrıca birçok Sünnî emirin ve kadının Moğolları Bağdat fethine
teşvik ettiklerini gösteren çok sayıda belge sunar.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Sad el-Gamidî ve Nasıruddin Tusî ve İbn Alkamî müdafaası</b> </span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Riyad'daki Kral Suud Üniversitesi'nde tarih profesörü olan Sad b. Huzeyfe el-Gamidî, üçüncü baskısı 2004 yılında yayımlanan <i>Sukutu'l-Devleti'l-Abbasiyye ve Devru'ş-Şia beyne'l-Hakikat ve'l-Evham</i>
adında bir kitap yazmıştır. Kitabın ana konusu Bağdat'ın Moğollar
tarafından fethedilmesinin nedenleridir. el-Gamidî'ye göre Abbasî
hilafetinin yıkılmasının asıl nedeni devlet içerisinde ortaya çıkan
gerilemedir. Abbasî Devleti'ni yıkılışa götüren de işte bu gerilemedir.
(bkz. s. 17) el-Gamidî Moğolların İslam ülkelerinde yaptıkları savaşlar
hakkında geniş bilgiler verdikten sonra Irak'ın ve Bağdat'ın sukutu
meselesi üzerinde durur. Kitabın sonlarına doğru Bağdat'ın düşmesinde
Şiîlerin rolü konusuna girer (s. 330 vd.)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Sünnî kaynaklarda Şiîlerin Moğollarla işbirliği yapmakla suçlandığını
hatırlatan el-Gamidî şunları yazar: “Modern kaynaklarda da aynı
suçlamalar dile getirilmektedir. Ancak şu soruyu sormak gerekir: Acaba
Hülagu'nun Sünnî Müslümanlara karşı Şiî Müslümanların desteğine mi
ihtiyaç duymaktaydı? Gerçek şu ki Moğol güçleri otuz sekiz yıl boyunca
Abbasî topraklarına saldırmış, Bauka, Hankin ve Samirra'ya kadar
varmışlardı. Önceki bölümlerde Abbasîlerin ne kadar büyük bir zaaf
içerisinde olduklarından söz etmiştik. Şiî olsun Sünnî olsun Hılle
sakinleri Moğollarla görüştüler. Teslim olmaktan başka bir çareleri
olmadığının bilincindeydiler. Böyle yapmasalardı öldürülmeyi ve yok
olmayı göze almaları gerekecekti. Nitekim binlerce Iraklı öldürülmüştü.
Ayrıca kardeşi Mengü Han Hülagu'ya Bağdat'ı tasarrufu altına almasını
emretmişti. Dolayısıyla Hülagu'nun Sünnî veya Şiî kimsenin yardımına
ihtiyacı yoktu. Abbasîlere saldırmak için kimsenin tavsiyesine veya
kışkırtmasına, ezcümle Şiîlerin yol göstericiliğine ihtiyacı yoktu.
Hülagu bu tür tavsiyelere itimat etseydi kendisine tavsiyede bulunanın
itikadî mezhebini kabul ederdi. Oysa onlar Allah'ın Cengiz Han'ı ve
hanedanını yönetici olarak seçtiğine inanıyorlardı. Her halükarda
kanaatimizce bu Müslüman fırkanın (Şia'nın) Abbasî hilafetinin
yıkılmasında rol üstlendiklerini gösteren deliller yoktur diyemesek de
onların Bağdat'ı savunmada işbirliği yapmadıklarını gösteren deliller de
yoktur. Ayrıca Moğollar Bağdat'a girdikten sonra şehrin bütün
mahallelerine saldırdılar ve mezhep farklılıklarına teveccüh etmeden
herkesi öldürdüler.” (s. 332-333)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
el-Gamidî, İbn Alkamî'nin rolü hakkında söylenenleri ele almış ve
Şiîler ile Sünnîler arasındaki düşmanlığa değinerek nakledilen
rivayetlerin bu düşmanlığın bir neticesi olduğu sonucuna varmıştır. Ona
göre muahhar tarihçiler birer ikişer cümle ekleyerek tartışmayı
alevlendirmişlerdir. Daha sonra Şiîlerin suçlandığı rivayetleri tek tek
nakletmiş ve tenkit etmiştir. el-Gamidî'ye göre İbn Alkamî'nin
Moğollarla yazıştığına dair rivayetler asılsızdır; çünkü bu rivayetler
olaydan onlarca yıl sonra yaşamış Sünnî tarihçilerce nakledilmiştir. (s.
336)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Yazarın Şiîlerin Moğollarla işbirliği yaptığına dair rivayetleri
nakleden kaynaklar hakkında dikkat çektiği bir husus, bu kaynakların
birbirlerinden ilavelerle alıntı yaptıklarıdır. Bunlar tarihî gerçekler
olmaktan çok bir avuç dedikodudur. Yazar bu rivayetlerin nakledildiği
kaynakları listelemiş ve müelliflerin o dönemde Mısır'da yaşan
Hıristiyan el-Amid'in vezir İbn Alkamî'nin Moğollarla işbirliği
yaptığına dair rivayetini naklettiklerini yazmıştır. el-Gamidî şöyle
yazar: “el-Amid duyduğu dedikoduları nakletmiştir. Nakillerinde ‘denilir
ki' ifadesini kullanması da bunun göstergesidir.”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
el-Gamidî'ye göre bu konuda çalışan şarkiyatçılar da bu tür kaynakların
etkisinde kalmışlardır. Bununla birlikte İbn Tiktika gibi bazı
tarihçiler İbn Alkamî'yi müdafaa edip suçlamaları inkâr etmişlerdir.
Yazar, bu tür araştırmalarda gerçeğe ulaşmak için mezhep taassubundan
uzak durulması gerektiğinin altını çizmiştir. Ona göre başta Cüzcanî
olmak üzere İbn Alkamî'yi suçlayan tarihçiler mutaassıp Sünnî
tarihçilerdir. (s. 342)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ayrıca suçlama rivayetleri Iraklı tarihçilerce nakledilmemiştir; bu
rivayetler hep Irak dışında yazılan kaynaklarda yer almaktadır. Mesela
Cüzcanî İranlı'dır ve olay vuku bulduğunda Delhi'de ikamet etmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Öte yandan saldırı emrini veren Mehgü Han'dır. Dolayısıyla saldırının hükümette görevli olan biriyle ilgisi yoktur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Moğollar Müslüman olmadıkları, dolayısıyla Sünnî ve Şiî Müslümanlar
arasında herhangi bir ayrım gözetmedikleri ise bir başka husustur.
Nitekim Moğollar Bağdat'a girdiklerinde Şiî ve Sünnî ayırmaksızın
katliam yaptılar.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Son olarak Moğolların gücünü bilen vezirin Abbasî halifesine Hülagu'ya
teslim olmasını tavsiye etmesi çok doğaldır. Karşı tarafta ise Moğollara
karşı konulmasını isteyen Devatdar vardı ve vezir hakkındaki
dedikoduların kaynağı da oydu. Suçlayıcı rivayetleri ortaya çıkaran ve
bu rivayetlerin kaynaklarda yer almasını sağlayan Şiî düşmanlarının
eline düşen Devatdar'dır. (s. 347)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<div align="center">
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
***</span></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bugün, olayın üzerinden 778 yıl geçmişken bir kez daha konuyla ilgili
kitap ve makaleleri tarasanız, hatta internette “Bağdat'ın düşüşü”
kelimesini aratsanız birbirine benzer iki olayla karşılaşırsınız: İlki
Bağdat'ın hicrî 656 yılında Moğollar tarafından düşürülmesi, ikincisi
2003 yılında Amerika tarafından işgali. Bu iki olay arasında birçok
benzerlik vardır. Bu benzerliklerden bir tanesi, genellikle Şiîliğin
mutaassıp karşıtları tarafından dillendirilen Şiîlerin saldırganlarla
işbirliği yaptığı suçlamasıdır. İşin ilginç yanı her iki olayda da
suçlamalar yalan ve asılsızdır. Her iki olayda da Bağdat
Sünnîciliğin yaygın olduğu dönemde düşürülmüştür. Ayrıca her iki olayda
da devletin uyguladığı zulüm ülkeyi halk himayesinden yoksun
bırakmıştır. Üstelik her iki olayda da yağmacı ve saldırgan düşman,
ister Şiî biçimiyle olsun ister Sünnî, İslam'ı hiçbir şekilde kabul
etmemektedir. Şehre ve ülkeye bir kâfir olarak, salt siyasî ve ekonomik
nedenlerle saldırmıştır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b><i>Kaynaklar</i></b><i> </i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Âya Nasıruddin Tusî der Yureş-i Moğolân ve Bağdad Nakşî Daşte est?
Pejuheşî ez Didgâh-i Tarih-nigarî (Neşriyye-i Danişkede-i Edebiyyat-ği
Meşhed, Yıl: 17, şemsî 1363, s. 479-502)</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Etan Kohlberg, Kitabhane-i İbn Tavus, çev. Ali Kuli Kuraî-Resul Caferiyan, Maraşi Kütüphanesi Yayınları</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Gıyasüddin b. Hümamüddin Handmir, Desturü'l-Vüzera</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Hasan el-Emin, İsmailiyyun ve'l-Moğol ve Nasıruddin Tusî, Müessesetü'l-Gadir</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Muhammed Bâkır Musevî Isfahanî Hansarî, Ravzatü'l-Cennat, İsmailiyan Yayınları</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Murteza Ravendî, Tarih-i İçtimaî-i İran, Negah Yayınları</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Resul Caferiyan, Tarih-i Teşeyyu der İran, İlim Yayınları</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Sad b. Huzeyfe el-Gamidî, Sukutu Devleti'l-Abbasiyye ve Duru'ş-Şia beyne'l-Hakikat ve'l-Evham, Daru İbn Huzeyfe</i> </span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Şirin Beyanî, Din ve Devlet der İran-i Ahd-i Moğol, Merkez-i Neşr-i Danişgâhî</i><b> </b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>çev. Ertuğrul Ertekin</b></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">Bu yazı ilk defa, </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">1 Haziran 2013 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/856/bagdat-in-dusmesinde-nasiruddin-tus%C3%AE-nin-ve-siilerin-rolu-efsanesi">burada</a> yayınlanmıştır.<b> </b></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-27462199227137767922018-02-20T09:14:00.000+03:002018-02-20T09:14:42.155+03:00Taberî’nin İlmî ve Kültürel Şahsiyeti ve Şiîliği Meselesi<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Resul Caferiyan</strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Taberî'nin Hayatı</strong></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Ebu Cafer Muhammed b. Cerir b. Yezid et-Taberî el-Âmulî<sup>1</sup> 224 veya 225 yılında dünyaya gelmiş -Taberî doğum tarihini tam olarak bilmediğini söylemiştir<sup>2</sup>-
ve 310 yılının Şevval ayında vefat etmiştir. Hicrî üçüncü yüzyılın
ikinci yarısında ve dördüncü yüzyılın başlarında yaşamış meşhur
âlimlerden olan Taberî döneminin ilimlerinde, özellikle hadîs, fıkıh,
tefsir, ahbar ve lügat ilimlerinde uzmanlaşmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin yaşadığı dönemdeki ilmî konumunu belirginleştirmek için biz bu makalemizde, Ebu Bekir Hatib Bağdadî'nin <em>Tarihu Bağdad</em>'ında ve Yakut el-Hamevî'nin <em>Mucemü'l-udeba</em>'sında
verdiği detaylı bilgileri ve başta İbn Kamil olmak üzere talebelerinden
nakledilen ayrıntılı rivayetleri bir kenarda tutacak, daha ziyade
hayatının önemli bir kısmını oluşturan düşünce dünyasını aydınlatmaya
çalışacağız. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî fıkıh ilminde diğer ilimlerden daha fazla ünlenmiştir. Nitekim
İbn Nedim onu, Malik, Şafiî ve Davud b. Ali gibi dönemin ünlü fakihleri
arasında zikretmiş<sup>3</sup>, tarih bölümünde Taberî'nin adını anmamıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî yedi yaşındayken Kur'ân öğrenmeye başlamış ve babasının himmetiyle<sup>4</sup>
tahsil hayatına adım atmıştır. Önce doğum yeri olan Âmul'de, sonra
sırasıyla Rey, Basra, Kufe, Vasıt, Mısır ve Şam'da tahsilini sürdürmüş,
âlim ve şeyhlerden çok sayıda hadîs dinlemiş ve Malikî ve Şafiî fıkhını
bu mezheplerin âlimlerinden öğrenmiştir.<sup>5 </sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî, tahsil hayatını sona erdirdikten sonra Bağdat'a dönmüş, memleketi Âmul'a yaptığı iki yolculuk dışında<sup>6</sup> ömrünün sonuna kadar oradan çıkmamış ve tedris ve telif faaliyetleriyle meşgul olmuştur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Eserlerinin, özellikle en önemli iki eseri <em>Tarih</em> ve <em>Tefsir</em>'inin
de gösterdiği gibi Taberî, hadîs derlemeye özen göstermiştir. Hadîs
derleme gayreti onu uzun yolculuklar yapmak zorunda bırakmış ve güçlü
hafızasında sakladığı bu hadîsleri kitaplarında ve risalelerinde yazıya
geçirmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Tehzibü'l-asar</em>'ında hadîs derlemenin yanı sıra rivayetler
hakkında görüş bildirmiş ve büyük ölçüde fıkhî bağımsızlığını ispat
edebilmiştir. Fıkhî konulardaki görüşleri, bazı durumlarda Şia'nın
görüşlerine benzerlik gösterdiğinden Rafızî olmakla itham edilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî eserlerinde gündemdeki meselelere de değinmiş, Gadîr-i Hum
hadîsinin inkâr edildiğini duyduğunda bu hadîsin nakil tariklerini ele
alan kıymetli bir kitap yazmıştır. İbn Kesir bu kitabı görmüş ve kitabın
hacimli bir kitap olduğunu yazmıştır.<sup>7 </sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin fıkıhta Şafiî fıkhını tercih ettiği<sup>8</sup>, sonraları kimi Şafiîlerin onu Şafiî tabakatlarına almak istedikleri nakledilmiştir.<sup>9</sup>
Ancak Taberî ilmî kariyerinde ilerledikten sonra içtihat etmiş ve yeni
bir mezhep kurmuştur. Çok sayıda âlim ve muhaddisin onun mezhebine
uyduğu ve bu konuda kitaplar yazdığı bilinmektedir.<sup>10</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Taberî'nin Yaşadığı Dönem</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Taberî, İslam medeniyetinin insanlık tarihindeki rolünü ve gücünü
ortaya koyabilmek için gereken altyapıya sahip olduğu dönemde yaşadı. Bu
dönemde İslam dünyasının egemenliği altındaki çeşitli bölgelerde farklı
ilim dallarında tahsil gören ve araştırma yapan yüzlerce düşünür vardı.
İslam medeniyetinin en görkemli çağının altyapısını hazırlayan asır
işte bu asırdı.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İlim dalları arasında hadîs ilmi en çekici ilim dalıydı. Hadîs ilmi,
fıkıh, tefsir, rical, hatta tarih ilminin gelişimine katkıda bulunmuş ve
dinî ilimlerin temeli sayılmıştır. Bağdat, Kufe, Basra, Şam, Mısır,
Rey, Nişabur medreseleri başta olmak üzere İslam topraklarındaki bütün
medreselerde dinî kültürün ve İslam düşüncesi mirasının muhafızları
sayılan muhaddisler vardı ve durmaksızın daha fazla hadîs derlemek ve
detaylı rivayetler elde etmek için şehirden şehire yolculuk ediyorlardı.
<sup>11</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu meyanda, coğrafî bölgelere göre ve selef fakihlerin tesiriyle
muhtelif fıkıh ve tefsir ekolleri ortaya çıkmıştı ve her bir ekol kendi
inancını yayma gayretindeydi. Bu ekollere mensup âlimler, kendi hadîs ve
fıkıh usullerini geliştirmek için kapsamlı kitaplar ve risaleler
yazıyorlardı. Bu dönemde onlarca müsned, musannef, sünen, sahih vb.
kitaplar yazılmıştı ve her bir fıkıh ekolü, bu doğrultuda kendisini
diğerlerinin önüne geçirme, daha fazla hadîs toplayarak seleflerine
destek sağlama ve kendi inançlarını ispatlama çabasındaydı.<sup>12</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu süreçte fıkhî ve itikadî mezhepler arasındaki cidal, âlimlerin ilmî
faaliyetlerinde belirleyici bir role sahipti; bu tartışmalar bir yandan
âlimleri sınırlıyor, öte yandan çeşitli fıkhî ve itikadî konuları
gündeme taşıyarak araştırma ve incelemelerde düşünürleri belirli bir
yöntemi izlemeye zorluyordu. Üçüncü yüzyılda yazılan “Reddiye” başlıklı
kitapların sayısı yüz otuzdan fazladır. İbn Nedim bu kitapların
isimlerini <em>el-Fihrist</em>'inde kaydetmiştir; ancak burada kaydedilen kitapların bir kısmı ikinci yüzyıla ve dördüncü yüzyılın ilk çeyreğine aittir.<sup>13</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Burada Taberî'nin konumunu belirginleştirmek için dönemin fikrî ve itikadî akımları hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Tarihsel olarak İslam'ın ilk yüzyıllarında başlıca birkaç akımdan söz
etmek mümkündür: Bunlardan ilki, Hz. Ali (a.s) ilgisinden gulata kadar,
İmamiyye, Zeydiyye ve İsmailiyye'nin de içerisinde yer aldığı, bütün
eğilimleri içinde barındıran Teşeyyü'dür.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İkincisi, Sıffîn savaşının sonlarında ve Nehrevan savaşı sürecinde şekillenen Haricîlik'tir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Üçüncüsü, birinci yüzyılın sonu ve ikinci yüzyılın başında ortaya çıkan
Mürcie'dir. Mürcie, daha çok Hz. Ali-Osman ilişkisini ele almış ve
büyük günah işleyenin durumu gibi konularda görüş ileri sürmüştür.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dördüncü mezhebî akım, sonraları Ehlisünnet olarak bilinen Osmaniyye
veya Emeviyye mezhebidir. Bu mezhebin inanç esasları Muâviye iktidarınca
ve ona bağlı Zührî, Ebu'l-Zenâd vb. âlimlerce desteklenmiş ve yayılması
sağlanmıştır.<sup>14</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu mezhep, Cahiz'in <em>el-Osmaniyye</em> başlıklı kitabında savunduğu
mezheptir. Gerçi Cahiz, muhtelif mezheplere gönül vermiş ancak hiçbirine
bağlı kalmamıştır. Cahiz bu kitabında, Allame Seyyid Mehdî Ruhanî'nin
de hatırlattığı gibi, Osman'ı savunmayı amaçlamamıştır -kitabın yalnızca
iki yerinde Osman'ın adı geçer. Amacı, Emevîler döneminde halkın genel
inancı olan Osmanîlik mezhebinin inanç esaslarını ve görüşlerini
savunmaktır.<sup>15</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu inanç esaslarının başında, halifeleri işbaşına geliş sıralarına göre
faziletli kabul etmek ve Hz. Ali'yi halife olarak kabul etmemek gelir.
Bu inancın sonu, Nasıbîliğe varır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Öte tarafta Iraklı, Hicazlı ve İranlı birçok fakih ve muhaddis Osmanî
mezhebini kabul etmiyor ve Hz. Ali'nin faziletlerine inanıyordu. Sırf bu
inanç, onları Şiî addetmek için yeterli bir sebepti. Bugün
ricâl/biyografi kitaplarında dönemin düşünsel tavrının göstergesi olan
“Şiîlik eğiliminde” olmakla itham edilmiş yüzlerce âlime rastlamak
mümkündür. Çünkü Osmanîler, Hz. Ali hakkında küçücük bir fazilet
inancına sahip olan, içindeki Ali muhabbetini izhar eden herkesi Şiî,
hatta Rafızî addediyordu.<sup>*</sup> Buna karşın ricâl kaynaklarında karşılaşılan “Osmanî idi”<sup>16</sup> ifadesi, Şia'ya muhalif olmanın, aslında hicrî ilk iki yüzyılda halkın çoğunluğunun mezhebine mensubiyetin göstergesidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Önceleri Basra'da ortaya çıkan, sonra Bağdat'ta yoğunlaşan Mutezile,
Cemel savaşının ardından Osmanîliği benimsemiş ancak bir süre sonra
Basra'daki Mutezilîler arasında Şiîlik alametleri görülmeye
başlanmıştır.<sup>17</sup> Bunun sebebi Mutezile'nin akılcı tutumudur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Öte yandan Bağdat Mutezilesinde Şiîlik izleri daha belirgin ve
güçlüydü. Bunun en açık örneği Ebu Cafer İskafî ile oğlu
İbnü'l-İskafî'nin görüşleridir. İbnü'l-İskafî <em>el-Miyar ve'l-muvazene</em><sup>18</sup>
adlı kitabında dönemin tartışmalı güncel konuları hakkında görüşlerini
beyan etmiş, ezcümle Hz. Ali'nin diğerlerinden faziletli olduğunu
açıklamıştır. Ebu Cafer İskafî de Cahiz'in <em>el-Osmaniyye</em>'sine bir reddiye kaleme almıştır.<sup>**</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Üstad Allame Ruhanî, İbn Sad'ın <em>Tabakatü'l-kübra</em>'sını
mütalaa ettikten sonra Ehlisünnet nispetinin hicrî 150 yılına kadar
kimse için kullanılmadığını fark ettiğini söyler. Daha sonra, büyük bir
ihtimalle hicrî 200 yılından itibaren Ehlisünnet kullanımı
yaygınlaşmıştır. Bu bakımdan, Osmanî ruh halinden dönüş anlamındaki yeni
kullanımıyla Ehlisünnet kavramı hicrî üçüncü yüzyılın başlarında
yaygınlaşmaya başlamıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu, kişisel inançları, daha sonra kazandığı anlamıyla Ehlisünnet'in
inanç ilkelerine benzerlik gösteren çok sayıdaki fakih ve muhaddisin
varlığını inkâr etmemizi gerektirmez. Burada üzerinde durulması gereken,
Cahiz'e kadar (öl. 255) toplumun çoğunluğunun onun kitabında savunduğu
Osmanîlik inancını benimsediğidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hicrî üçüncü yüzyılın başında, Memun'un hilafetinin başlamasıyla
eşzamanlı olarak Şiîlik yayılmıştı ve o dönemde artık Ehl-i Hadîs ve
Ehlisünnet ve'l-Cemaat olarak ortaya çıkan Osmanîlik darboğaza girmişti.
Memun'un, Kur'ân'ın yaratılmışlığı düşüncesini kabullendirme
girişimleri, kendisinin ve halefleri Vasık ve Mutasım'ın yaklaşık hicrî
232 yılına değin süren sınırlamaları Ehlisünnet'in gerileyişine; Hz.
Ali'yi kabullenme, Muâviye ve Osman'ı kabullenmeme, hatta ilk halifelere
karşın Hz. Ali'yi tercih etme biçiminde ciddi Şiîlik eğilimleri
gösteren Mutezile'nin ise yükselmesine sebep oldu. Ancak hicrî 232
yılında halife olan Mütevekkil, başta en güçlü âlimleri olan Ahmed b.
Hanbel olmak üzere Ehl-i Hadîs'i destekledi ve Şia ve Mutezile'ye
muhalefet etti. Bu süreçte Bağdat, Ahmed b. Hanbel'den kısa bir süre
sonra Hanbelîlik adını alacak olan Ehl-i Hadîs'in baskınına uğradı.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Her ne kadar Ahmed b. Hanbel, Osmanî inancında birtakım reformlar yapmış ve Hz. Ali'yi dördüncü<sup>***</sup> halife olarak Osmanîlik içerisine dâhil etmiş olsa da<sup>19</sup>
-gerçekten bu girişiminden dolayı ciddi eleştirilere maruz kalmıştı-
yine de dolaylı olarak faziletlerini inkâr yoluyla Hz. Ali'yi sindirme
siyaseti ile hadîste zahirîlik ve teşbih inancı Ehl-i Hadîs tarafından
devam ettirildi.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yukarıda değindiğimiz ve biraz aşağıda detaylıca ele alacağımız gibi,
bu süreçte, muhaddis ve fakihlerin birçoğu Ehl-i Hadîs'e muhalefet etti
ve bunun neticesinde ya sindirildiler ya da çeşitli suçlamalara maruz
kaldılar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Burada, Ehl-i Hadîs'in ve Taberî'nin yaşadığı dönemde Bağdat'ta en
güçlü düşünce akımı olan Hanbelîliğin ruh halini daha iyi ortaya koymak
amacıyla İbn Kuteybe'nin (öl. 276) Ehl-i Hadîs hakkındaki yargısından
söz etmek yerinde olacaktır. İbn Kuteybe, Ehl-i Hadîs'tendir ve hatta
İbn Hacer tarafından Nasıbî olmakla suçlanmıştır.<sup>20</sup> İbn Hacer onunla ilgili olarak şöyle yazar: “İbn Kuteybe teşbihe meyilliydi, itretten inhiraf etmiş, sapmıştı.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Kuteybe, büyük olasılıkla hayatının sonlarında kaleme aldığı
kitabında Ehl-i Hadîs'i ve onların müfrit tutumlarını sert bir dille
eleştirir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Onların [Ehl-i Hadîs] Rafıza'nın Ali muhabbetindeki ifratına karşın
Ali'yi (kerrem Allahu vechehu) geri planda tutmada ifrat ettiklerini,
hakkını eda etmediklerini ve hakkında kötü konuştuklarını gördüm. Her ne
kadar O'nun zulüm işlediğini tasrih etmemiş olsalar da, O'nu haksız
yere kan dökmekle suçlamışlar ve ayrıca Osman'ın katline karışmakla
itham etmişlerdir. Onu hidayet imamlarından (<em>eimme-i hüda</em>) görmemiş, fitne imamları (<em>eimme-i fiten</em>)
arasında saymışlardır. Onun halifeliğini, halkın bu konuda ihtilaf
ettiğini ileri sürerek inkâr etmiş, buna karşın Yezid'i halife
saymışlardır. Çünkü onlara göre bu konuda icma hâsıl olmuştur.
Muhaddislerin çoğunluğu faziletlerini nakletmekten, hakkında
söylenenleri izhar etmekten kaçınmışlardır. Hâlbuki Ali'nin
faziletlerine dair hadîsler sahih yollarla nakledilmiştir.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Ayrıca onlar, oğlu Hüseyin'i Müslümanların arasına fitne soktuğu
gerekçesiyle haricî addetmiş ve kanının dökülmesini caiz bilmişlerdir.
Çünkü Peygamber, ‘Ümmetime karşı huruç edeni öldürün!' buyurmuştur.
Evet, onlar Ali'yi ve şura ehlini birbirine eşit görmüşlerdir. Çünkü
onlara göre Ömer, Ali'yi üstün görseydi onu diğerlerine tercih ederdi.
Onlar Ali'nin adını anmaktan kaçınmışlardır. Bu, öyle bir noktaya
varmıştır ki onların muhaddisleri, Ali'nin faziletlerine dair hadîsleri
nakletmekten kaçınmış, Amr b. Âs ve Muâviye'nin faziletlerini
aktarmışlardır. Buna yaparken de bu ikisini büyütmek niyetinde
olmamışlardır; asıl amaçları Ali'yi küçültmektir. Biri çıkar da Ali
hakkında ‘Peygamber'in kardeşi ve torunları Hasan ile Hüseyin'in
babasıdır' veya ‘Kisa ashabı; Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'dir' derse
onların öfkeden yüzleri kızarır… Biri, Resulullah'ın ‘Ben kimin mevlası
isem Ali onun mevlasıdır' veya ‘Senin benim yanımdaki konumun Harun'un
Musa yanındaki konumu gibidir' veyahut buna benzer bir hadîsini nakletse
rivayetin isnadını tenkit yoluna gidip hadîsi inkâra kalkışır,
nakledeni Rafızî olmakla itham edip hakkını ayaklar altına alırlar.
Onlar yüzünden [muhaddisler] Ali'ye olmadık şeyleri nispet ederler. Bu,
cehaletin ta kendisidir. Senin üzerine düşen, Ali'nin Peygamber
katındaki konumunu, Resulullah'ın kardeşi ve damadı olduğunu bilmek;
O'nun düşmanlarla cihaddaki sabrını, savaşlarda Peygamber'in yanındaki
fedakâr tutumunu ve ilim, din ve şecaatteki konumunu iyice öğrenmektir.”<sup>21</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Kuteybe sözlerinin devamında benzeri sözlerle Hz. Ali'ye övgülerde
bulunur. Bu, kitabı tahkik eden araştırmacının da ifade ettiği üzere,
-bir anlamda- İbn Kuteybe'nin tavır değişikliği olarak da görülebilir.
Çünkü İbn Kuteybe Ehlibeyt'e (a.s) buğzuyla tanınan bir âlimdi. Biz
burada İbn Kuteybe'nin sözlerini Taberî'nin çatıştığı Hanbelîlerin,
dönemin en baskın düşünce akımının tutumunun iyice anlaşılmasını
sağlamak için aktardık.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Makdisî ise Bağdat'taki durumu şöyle anlatır: “Bağdat'ta Muâviye,
müşebbihe ve Berbeharî (Berbahariyye Bağdat'taki Hanbelî imamlardan
biriydi) sevgisinde ifrat eden bir topluluk vardı.”<sup>22</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Her halükarda Mütevekkil'in hilafetinden itibaren Bağdat Hanbelîleri
şehrin büyük çoğunluğunu oluşturuyordu ve diğer âlimler onlardan
çekiniyorlardı. Bununla birlikte Bağdat'ta Şiîler ve Mutezilîler de
yaşıyordu. Şiîler Kereh mahallesinde ikamet ediyorlardı, ancak mevcut
şartlarda varlık gösteremiyorlardı. Hicrî dördüncü yüzyılın ilk
yarısına, Büveyhîler hükümetine değin Şiîler güçlendi ve Şiîler
tarafından Hanbelîlere karşı yeni ve güçlü bir cephe oluşturuldu. Bu
cephenin yapısı ve özellikleri bizim buradaki araştırma konumuzun
dışındadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Taberî'nin Hanbelîlere Karşı Tutumu</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Şiîlerin, Ehl-i Hadîs karşısında güçlenmesinden ve Ebu'l-Hasan
Eşarî'nin hicrî dörüncü yüzyılın ilk yarısında akılcılık ile hadîsçilik
arasında orta yol belirlemesinden önce Hanbelîler Bağdat'ta tek söz
sahibi topluluktu. Hanbelîlere karşı koyabilecek âlim sayısı çok azdı.
Halifeler bile Hanbelîlere mütemayildi.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Kur'ân'ın yaratılmışlığı, teşbih, Hz. Ali'ye hürmetsizlik ve
-Muâviye'nin teşvik ettiği- selef âlimlerin ısrarla savunulan fetvaları
karşısındaki cesur tavrı övgüye değerdir. Taberî, Hanbelîlerden ve
onlara tabi yöneticilerden korkmadan kendi inancını açıklıyor ve Hanbelî
ilim merkezlerini tezyife çabalıyordu.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Hanbelîlere karşı tutumunu gösteren birkaç rivayet oldukça önemlidir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">a) Taberî ile ilgili bilgi veren biyografi
kaynaklarında yer alan çok sayıdaki rivayette Hanbelîlerin Taberî'ye
ettikleri zulümden söz edilmiştir. Bu rivayetlere göre onlar Taberî ile
görüşülmesini ve ondan hadîs nakledilmesini sınırlamış ve talebelerin
onunla görüşmesini engellemişlerdir. Hüseyinek Hüseyin b. Ali Hafız
şöyle der: “İbn Huzeyme bana İbn Cerir'den bir şey [rivayet] duyup
duymadığımı sordu. Duymadığımı, çünkü Hanbelîlerin onunla görüşmeyi
engellediklerini söyledim.”<sup>23</sup> Kendisinden nakledilen bir rivayette İbn Huzeyme “Hanbelîler Taberî'ye zulmettiler” der<sup>24</sup> ve ekler: “Hanbelîler ona bir şey okumak isteyenin peşini bırakmıyorlardı.”<sup>25</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Tabakat</em>'ında bu rivayetleri değerlendiren Sübkî, Hanbelîlerin
Hüseyinek gibi bir şahsın Taberî ile görüşmesini engelleyecek güce sahip
olmadıklarını, bu yüzden de İbn Huzeyme'nin Hüseyinek'i Taberî ile
görüşmediğinden dolayı kınadığını yazar.<sup>26</sup> Ancak Sübkî, bu
değerlendirmesinde bir ölçüde haklı da olsa, Hanbelîler onun sandığından
çok daha fazla güce sahipti ve Taberî ile görüşmek cesaret istiyordu.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">b) Aynı müellif Zilkade ayında İbn Cerir Taberî'nin
Hanbelîlerle münazara için Ali b. İsa'nın evine gittiğini ancak
Hanbelîler gelmeyince Taberî'nin evine döndüğünü yazar.<sup>27</sup> Bu rivayet Taberî'nin Bağdat'ta Hanbelîlere karşı aldığı tavrın göstergesidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">c) Taberî'nin Hanbelîlere karşı tavrının bir diğer göstergesi <em>İhtilafü'l-fukaha</em>
adlı eserinde Ahmed b. Hanbel'in adını zikretmemesidir. Bunun nedeni
kendisine sorulduğunda Taberî şu cevabı vermiştir: “O fakih değildi,
muhaddisti.” Taberî bu yüzden Hanbelîlerin baskısına uğramıştır.<sup>28</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin bu tavrının önemi, Ahmed b. Hanbel'in Ehl-i Hadîs katındaki değeri göz önüne alındığında açıklığa kavuşur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">d) Yakut el-Hamevî'nin naklettiği bir başka rivayette
Hanbelîlerin Taberî'nin yanına geldiklerinden ve Cuma günü Ulu Cami'de
ona Ahmed b. Hanbel ve arşa oturmak hadîsi hakkındaki görüşünü
sorduklarından söz edilir. (Müşebbihe'nin ve Hanbelîlerin hadîs kelime
anlamıyla yorumladıklarını hatırlatmak uygun olacaktır.)</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî: “Ahmed b. Hanbel'in muhalif görüşlerinin bir itibarı yoktur,”
deyince Hanbelîler: “Âlimler onun reyini diğer âlimlerin reyleriyle
birlikte nakletmiş ve onun muhalif görüşünü hesaba katmışlardır,”
dediler. Bunun üzerine Taberî: “Ben böyle bir şey görmedim, nitekim onun
[muhaddis ve fakihlerinde içinde bulunduğu] bir ashabı yoktur. Arşa
oturmakla ilgili hadîse gelince; bu muhaldir,” dedi ve şu şiiri okudu:
Onun ne bir dostu vardır / Ne de arşta birlikte oturduğu bir cülusu</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hanbelîler ve Ehl-i Hadîs bunu duyunca ayağa kalkıp Taberî'nin üzerine
saldırdılar ve onu tekmelediler. -Hanbelîlerin sayısı binlerle ifade
edilmiştir.- Ebu Cafer kalktı ve evine gitti, ama onlar peşini
bırakmayıp evini taşladılar. Öyleki evinde taş yığınından bir tepe
oluşmuştu. Kolluk kuvvetleri reisi Nazurek beraberinde on binlerce
insanla birlikte oraya gelip onları dağıttı. Hanbelîler ve Ehl-i Hadîs,
Taberî'nin kapısına yazdığı şiiri silip yerine Ahmed b. Hanbel'i öven
bir şiir yazdılar.<sup>29</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">e) Taberî'nin Hanbelîlere muhalefeti ömrünün
sonlarında daha da şiddetlenmiştir. Hanbelî İbn Kesir, Hanbelî avamından
bir zümrenin gündüz defnedilmesini engellediğinden Taberî'nin evinin
içine defnedildiğini yazar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu noktada onlar Ebu Bekir Muhammed b. Davud ez-Zahirî'den<sup>****</sup>
etkilenmişlerdi. Çünkü o Taberî'yi Rafızîlikle itham etmişti. Taberî
vefat ettiğinde Bağdat'ın dört bir yanından gelen insanlar evinde onun
cenaze namazını kıldılar.<sup>30</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin gece defnedildiği başka rivayetlerde de geçmektedir. Bunun nedeni, Taberî'nin Şiîlikle itham edilmiş olmasıdır.<sup>31</sup> İbn Esir, bu rivayeti İbn Miskeveyh'in <em>Tecaribü'l-ümem</em>'inden naklen aktarmıştır.<sup>32</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">f) İbnü'l-Cevzî'nin bu konudaki rivayeti de
açıklayıcıdır. İbnü'l-Cevzî, Sabit b. Sinan'ın rivayetini naklettikten
sonra Rafızîlik ve mülhitlik ile suçlandığından ötürü Taberî'nin
cenazesinin gündüz defnedilmesine engel olunduğunu, bu yüzden de
cenazesinin gizlice kaldırıldığını belirtir: “Onu Rafızîlikle
suçlamalarının nedeni ayağı yıkamak gerektiğine değil de mesh etmek
gerektiğine inanmasıydı.” Daha sonra şöyle yazar: “Ebu Bekir b. Ebi
Davud, Nasru'l-Hâcib'e Taberî'yi şikâyet etmiş ve ona Taberî'nin bizzat
inkâr ettiği birtakım şeyler yakıştırmıştı. Mesela onu Cehmî olmakla
suçlamıştı.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbnü'l-Cevzî şöyle devam eder: “Taberî ‘Hayır, iki eli de açıktır'
(Maide 64) ayetinde kastedilenin Allah'ın elleri olmadığı, iki elden
maksadın Allah'ın nimetleri olduğu kanısındadır. Taberî bunu inkâr etti,
söylemedim, dedi. Ebu Bekir b. Ebi Davud ayrıca şöyle dedi: Taberî,
‘Hz. Peygamber'in ruhu bedeninden ayrılınca (Hz. Peygamber Hz. Ali'nin
dizine uzanmıştı, Hz. Ali'nin eli de dizinin üstünde, Hz. Peygamber'in
başının altındaydı) Hz. Ali'nin ellerine aktı ve Hz. Ali onu yaladı'
hadîsini nakleder.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbnü'l-Cevzî devamında, “Yaladı” tabiri yoktur, “Ali onu yüzüne sürdü”
tabiri vardır, yazar ve ekler: “Bu versiyonuyla da hadîs sahih
değildir.” Kitabının devamında İbn Cevzî şunları yazar: “İbn Cerir
Taberî, Nasr Hacib'e, İslam'da Ehl-i Hadîs kadar hasisliğe duçar olmuş
başka bir topluluk yoktur, mealinde bir söz yazmıştır.” Bundan sonra
kendisi de müfrit bir Hanbelî olan İbnü'l-Cevzî, Taberî'ye saldırmaya ve
küfür etmeye başlar; kitabın devamında ilmî bir tartışma yoktur.<sup>33</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yukarıda alıntıladığımız pasajlardan Taberî'nin Ehl-i Hadîs ile
şiddetli bir tartışma içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Daha önce de
ifade ettiğimiz gibi Ehl-i Hadîs'e muhalefet etme cesareti Taberî'nin
sağlam bir kişiliğe sahip olduğunu gösterir. Taberî'nin hayatının bu
dönemi onun hayatının en önemli devresidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'ye <em>er-Red alâ el-Harkusiyye</em><sup>*****</sup> adında bir
kitap izafe edilmiştir. Harkus b. Züheyr Haricîlerin ilk
liderlerindendir. Bu kitap aslında Hanbelîliğe karşı yazılmış bir
reddiyedir.<sup>34</sup> Taberî'nin burada Hanbelîliği Harkusiyye
şeklinde isimlendirmesinin nedeni, Hanbelîliğin Hz. Ali hakkında
Haricîlerle aynı görüşe sahip olmasıdır.<sup>35</sup> Muhalifleri Taberî'yi tek doğru yol olan Ehl-i Hadîs yolundan saptığı için eleştirmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Netice</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bu bölümün sonunda bir yandan Ehlibeyt'in (a.s) manevî azametini, öte
yandan Taberî'nin ilim tahsili yolunda gösterdiği tahammülfersa
çabasının göstergesi olan bir rivayeti nakletmeyi uygun buluyoruz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Nasr b. Kesir şöyle der: Altmış yıl önce veya biraz daha fazla bir
zaman önce Süfyan-ı Sevrî ile Cafer b. Muhammed es-Sadık'ın (s.a) yanına
gittik. Ben, Cafer b. Muhammed'e, “Hacca niyetlendim, bana bir dua
öğret,” dedim.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Cafer b. Muhammed, “Harem'e vardığında ellerini Kâbe'nin duvarına koy
ve “Yâ sâike'l-kuvvet ve yâ Samia's-savt ve yâ Kâsiye'l-izâmu'l-lehmâ
ba'de'l-mevt” dedikten sonra istediğin duayı et,” buyurdu.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sonra Süfyan-ı Sevrî Cafer b. Muhammed'e bir şey söyledi, ama ben ne söylediğini anlayamadım.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Cafer b. Muhammed ona döndü ve şöyle buyurdu: “Sevdiğin bir şeye
kavuştuğunda çokça elhamdülillah de. Sevmediğin bir şey başına
geldiğinde ise sık sık la havele vela kuvvete illa billah, de. Rızkın
azaldığında ise çokça istiğfar et.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Kadı şöyle der: “Furat oğullarından bir şahıs, ya kendi aşiretlerinden
birinden ya da başka birinden şöyle nakleder: ‘Ebu Cafer Taberî'nin
(r.a) yanındaydım. Ölümünden bir saat önce Cafer b. Muhammed'den (a.s)
ona bir dua naklettiler. Taberî defterini istedi ve onu yazdı. Ona şimdi
yazı yazma zamanı mıdır, dediler. Taberî, “İnsana, ölüm kendisine
ulaşıncaya kadar ilim tahsilini bırakmaması yakışır,” dedi.<sup>36</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
***</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Taberî'nin Mezhebi</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Taberî'nin mezhebini ve inançlarını anlamak için üzerinde durulması
gereken konulardan biri, onun meşhur edebiyatçı ve şair Harezmî ile
akrabalığı konusudur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Tarihü'l-ümem ve'r-rusul ve'l-mülûk</em> ve kapsamlı bir tefsir olan <em>Camiü'l-beyan</em>'ın
müellifi Muhammed b. Cerir b. Yezid Taberî, tarih, tefsir ve fıkıh
alanında kaleme aldığı kitaplarından da anlaşılacağı üzere, hicrî üçüncü
yüzyılın ikinci yarısında ve dördüncü yüzyılın başlarında yaşamış
İranlı büyük bir Sünnî âlimdir. Hicrî 224 yılında doğmuş ve 310 yılında
vefat etmiştir. Hayat hikâyesini birçok biyografi kitabında bulmak
mümkündür.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Meşhur bir şair olan Ebu Bekir Muhammed b. Abbas Harezmî hicrî dördüncü
yüzyılda yaşamış, emirlerle ve ediplerle içli dışlı olmuştur. Harezmî
Büveyhîleri sevmiş ve savunmuş, bu konuda mutaassıp davranmış, onları
öven şiirler yazmıştır.<sup>37</sup> Muhtemelen hicrî 323 yılında doğan Harezmî'nin 383 yılında öldüğü söylenir.<sup>38</sup>
Harezmî'nin şiirlerinin dışında edebî açıdan oldukça önemli olan
risaleleri ve mektupları da günümüze ulaşmıştır. Eserleri 1970 yılında
Şeyh el-Hazin'in tahkikiyle Beyrut'ta yayımlanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Harezmî İmamî Şiî'dir. Makalat müellifleri ve Sünnî ricâl âlimleri onun
Rafızî olduğunu kaydederler. Bu müelliflere göre Rafızîlik, On İki İmam
Şiîliğinin müfrit biçimidir. Gali olmayan Şiîlik, Hz. Ali'yi (a.s)
Osman'a ve doğal olarak diğer halifelere tercih eden kimseler için
kullanılırken<sup>39</sup> Harezmî'nin Nişabur Şiîlerine yazdığı ve
tarih boyunca yöneticilerin Ehlibeyt'e ve Şiîlere yaptıkları zulümlerden
söz ettiği mektubunda Rafızîlik izlerine rastlanır.<sup>40</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Biz, makalemizin bu bölümde, Taberî'nin Harezmî ile akrabalığını ele
alacak, bununla da Taberî'nin hangi mezhebe mensup olduğunu saptamaya
çalışacağız.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu bölümde iki konu üzerinde durmamız gerekmektedir. a) Meşhur edip
Harezmî'nin Taberî'nin kız kardeşinin oğlu olduğu b) Harezmî'nin bir
şiirinde dayılarına Rafızîlik isnat ettiği.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Eğer bu iki konuyu açıklığa kavuşturabilir, başka birtakım delillerin
yardımıyla Harezmî'nin sözünü doğrulayabilirsek tarihçi Taberî'nin
Şiîliği meselesini aydınlatabiliriz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Harezmî'nin Tarihçi Taberî ile Akrabalığı</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Harezmî'nin Taberî'nin kız kardeşinin oğlu olduğu hususunda birçok
kaynak bilgi vermiştir. Ensab alanında yazılmış en iyi kitaplardan
birinin müellifi olan Semanî bu konuda şöyle yazar: “Harezm
mensuplarından biri Ebu Bekir Muhammed b. el-Abbas el-Harezmî'dir. Ona,
Muhammed b. Cerir b. Yezid et-Taberî'nin yeğeni olmasından dolayı Taberî
de denilir.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Semanî daha sonra <em>el-Müstedrek alâ es-sahiheyn</em>'in müellifi Ebu Abdullah Hâkim Nişaburî'den Harezmî'nin hafıza gücü ve <em>Tarihu Nişabur</em>'u yazarken kendisine yaptığı yardım hakkında bir rivayet nakleder.<sup>41</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Esir Cezerî de Semanî'nin yazdıklarını özetle nakletmiştir.<sup>42</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Edebiyat alanında yazdığı kitabında Harezmî'nin şiirlerini ve
risalelerini uzun uzun aktaran Salebî, onun aslında Taberistanlı
olduğunu, bu yüzden ona Taber-i Hazmî denildiği yazmış, ancak onun
Taberî ile akraba olduğuna değinmemiştir.<sup>43</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ünlü biyografi müellifi İbn Hallikan Harezmî'nin Taberî'nin kız kardeşinin oğlu olduğunu yazmıştır.<sup>44</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Meşhur Sünnî ricâl âlimi Zehebî de İbn Hallikan ile aynı görüştedir.<sup>45</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yukarıda verdiğimiz bilgilerden söz konusu Taberî'nin, başka bir Taberî
değil de dedesinin adı Yezid olan ünlü tarihçi Taberî olduğu açıkça
anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Harezmî'nin Taberî'nin yeğeni olduğunu yazanlar arasında kendisinin de
Taberî ile akrabalık bağı olduğunu söyleyen İbn Funduk'tan ayrıca söz
etmemiz gerekir. O şöyle yazar: “Muhammed b. Cerir et-Taberî, edip Ebu
Bekir el-Harezmî'nin dayısıdır ve büyük bir tarih yazmıştır. Benim de
kendisiyle akrabalık bağım vardır.”<sup>46</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Funduk <em>Tarih-i Beyhak</em>'ın bir başka yerinde şöyle yazar:
“Hace Ebu'l-Kasım el-Hüseyin b. Ebi'l-Hasan el-Beyhakî şecaatli,
korkusuz bir adamdı. Dönemin yöneticileri ona ihtiram gösterirdi. Annesi
Ebu'l-Fadl Ebu Bekir el-Harezmî idi. Üstad ve âlim faziletli Ebu Bekir
el-Harezmî, tarih ve tefsir müellifi Muhammed b. Cerir et-Taberî'nin
yeğenidir. Hâkim Ebu Abdullah Hâfız <em>Tarih-i Nişabur</em>'unda bunu zikretmiştir.”<sup>47</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Daha eski âlimlerden Hanbelî İbnü'l-İmad<sup>48</sup> ve Yafiî<sup>49</sup> de Harezmî'nin Taberî'nin yeğeni olduğunu yazmışlardır. Ziriklî de el-İlam'ında bu hususa işaret eder.<sup>50</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Geçmiş müellif ve âlimler arasında Taberî'nin Harezmî'nin dayısı
olduğunu yalanlayan veya başka bir Taberî'nin (ileride bu Taberî'ye
değineceğiz) Harezmî'nin dayısı olduğunu iddia eden birine rastlamadık.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Harezmî'nin Şiiri</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Böylelikle Harezmî'nin Taberî'nin yeğeni olduğu konusunda tarihsel
açıdan bir şüphe olmadığı meselesi açıklığa kavuşmuş oldu. Şimdi
Harezmî'nin konuyla ilgili şiirini ele almamız yerinde olacaktır. Yakut
el-Hamevî şiiri şu şekilde nakleder – ileride el-Hamevî'nin görüşüne yer
vereceğiz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ben Âmil'de doğdum, Cerir oğulları benim dayımdır</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Her insan dayısına çeker,</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Bilin ki ben atadan babadan Rafızîyim,</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Başkaları ise sonradan Rafızî</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu şiiri, kıymetli bir kitap olan <em>Nakz</em>'ın müellifi Abdulcelil
Razî Kazvinî (öl. yaklaşık 560) de nakletmiştir. Kazvinî şöyle yazar:
“Meşhur Ebu Bekir Harezmî Şiî inancındadır ve fazıl kimseler onun
fazilet ve kadrini inkâr etmemiştir. Bu beyitler onundur.” Gerçi müellif
bir Şiî'nin asla Ebu Bekir ismini almayacağını yazmıştır. Daha sonra
şiiri nakleder. Kazvinî'nin naklettiği şiirle Yakut'un naklettiği şiir
ikinci dizede farklılık gösterir.<sup>52</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Başkaları atadan babadan Rafızîdir,</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ben ise sonradan Rafızîyim.</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhtemelen şiirin bu versiyonu doğrudur, önceki değil.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Ebi'l-Hadid de bu şiiri nakletmiş, ancak şiiri tarihçi Taberî'ye değil de İmamî Taberî'ye izafe etmiştir.<sup>53</sup>
İbn Ebi'l-Hadid şiiri Taberî'nin söylediği kanısındadır ve büyük bir
hata içerisindedir. Çünkü ne meşhur bir edip olan Yakut ne de Kazvinî bu
şiiri -ister tarihçi ister İmamî Taberî olsun- Taberî'ye izafe
etmiştir. Şiirin sahibinin Harezmî olduğu kesindir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Funduk da bu şiiri Harezmî'ye izafe etmiş ve yalnızca birinci dizesini nakletmekle yetinmiştir.<sup>54</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Kazvinî'nin, künyesi Ebu Bekir olduğu gerekçesiyle Harezmî'nin Şiî
olamayacağını iddia etmesiyle ilgili olarak şunları söylemek gerekir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Öncelikle; el-Hamevî'nin rivayetinden, ayrıca Nişabur Şiîlerine yazdığı
mektubundan Harezmî'nin İmamî Şiîsi veya o günkü kullanımıyla Rafızî
olduğu anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İkincisi; şiirin el-Hamevî'nin ve İbn Ebi'l-Hadid'in naklettiği
versiyonundan da anlaşılacağı gibi, Harezmî'nin babası Sünnî olabilir ve
ona böyle bir künye seçmiş olabilir. O, dayılarından ötürü Rafızîliği
seçmiştir. Nitekim şiirinde, her insan dayısına çeker, demektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Üçüncüsü; Kazvinî, Şiî ricâl kitaplarında, Masum İmamların (a.s)
sahabîlerinin birçoğunun adının Ömer olduğunu, hatta bazılarının Ebu
Osman künyesine sahip olduklarını görmüş olmalıdır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dördüncüsü; Muhtemelen Kazvinî kendi zamanına göre bir değerlendirmede
bulunmuştur veya bu söyledikleri bir çeşit alaydır. Her halükarda
Kazvinî'nin eleştirisi tutarlı değildir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Yakut el-Hamevî'nin Harezmî'nin Şiiri Hakkındaki Görüşü</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Yakut el-Hamevî <em>Mucemü'l-buldan</em>'ının Amul maddesinde
Harezmî'ye değinmiş ve şöyle yazmıştır: “O, Ebu Cafer'in dayısı olduğunu
sanmıştır.” Daha sonra şiiri nakleder ve ekler: “O yalan söyler, Ebu
Cafer Rafızî değildi.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yakut önce “sanmıştır” daha sonra “yalan” ifadesini kullanarak
Harezmî'nin Taberî'nin yeğeni oluşunu tekzip etmek mi istemiştir? Bize
göre cevap olumsuzdur. Görünen o ki, Taberî'nin Rafızî olmadığına dair
cümlesinden anlaşılan, onun Harezmî'nin Taberî'ye isnat ettiği Rafızîlik
nispetini yalanlamak istemiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Harezmî'nin görüşüyle ilgili olarak <em>Ravzatü'l-cennat</em>'ın müellifi Vahid Behbehanî'nin oğlunun yazdığı <em>Makamiu'l-fadl</em>'dan bir alıntı yapar. <em>Makami</em>'nin
müellifi kitabında ricâl kaynaklarında adı geçen Muhammed b. Cerir
et-Taberî'nin kim olduğu sorusunu sorar. Şöyle yazar: Bizde Muhammed b.
Cerir adında iki kişi vardır. Birisi, İbn Cerir b. Galib et-Taberî'dir
ve Şafiî'dir. Nitekim Şafiî olan Nevevî <em>Tehzibü'l-esma</em>'sında
onu övmüştür. Bu Taberî her ikisi de ünlenen tarih ve tefsir
kitaplarının müellifidir. Diğeri ise Muhammed b. Cerir b. Rüstem
et-Taberî'dir. <em>el-Müsterşid</em> ve <em>el-İzah</em> kitaplarının
müellifi olan bu Taberî'nin Şiî olduğunda şüphe yoktur. Yeğeni
Harezmî'nin övgüyle söz ettiği Taberî de işte bu Taberî'dir. Lakin Yakut
el-Hamevî burada isim benzerliğinden dolayı hataya düşmüş ve Harezmî'yi
yalanlamıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Makami</em> müellifinin açıklamasını esas alan <em>Ravzatü'l-cennat</em>'ın
müellifi ise şunları yazar: “Yakut'un hatası Harezmî'nin kendisini
tarihçi Taberî'nin yeğeni olarak tanıttığını sanmasıdır.” Daha sonra söz
konusu Taberî'nin tarihçi Taberî olmadığını delilleriyle açıkladıktan
sonra ekler: “Şiî ricâl kaynaklarını dikkatle incelersen, her ne kadar
İbn Hallikan onu tarihçi Taberî'nin yeğeni olarak tanıtmışsa da, tarihçi
Taberî'nin Harezmî'den yaklaşık yüz sene önce yaşadığını görürsün.”<sup>57</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Ayanü'ş-şia</em>'nın müellifi de bu görüşü kabul etmiş ve Harezmî'nin tarihçi Taberî'nin değil de İmamî Taberî'nin yeğeni olduğunu yazmıştır.<sup>58</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Biz, tarihte iki, hatta üç Taberî olduğunu kabul ediyoruz. Bu üç
Taberî'nin künyeleri, adları, Taberistan'a mensubiyetleri, hatta Âmulî<sup>59</sup> uzantısı birbirinin aynıdır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Necaşî <em>Ricâl</em>'inde bu iki Taberî'den birini Âmmî/Sünnî mezhep<sup>60</sup>, diğerini İmamî<sup>61</sup> şeklinde nitelemiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Aynı şekilde Şeyh Tusî de <em>Fihrist</em>'inde Âmmî/Sünnî mezhep Muhammed b. Cerir'in<sup>62</sup>
yanı sıra bir de İmamî Muhammed b. Cerir'den söz eder ve bu Taberî'nin
tarih ve tefsir müellifi Taberî'den başkası olduğunu açık bir dille
ifade eder.<sup>63</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Merhum Aga Buzurg Tahranî'nin, ayrıca Hansarî'nin de bu konuda açıklamaları vardır.<sup>64</sup> Bu iki müellif Necaşî'nin çağdaşı olan, ancak Necaşî'nin zikretmediği başka bir Taberî'den söz ederler.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yakut'un iddiası, üzerinde ayrıca durulması gereken bir konudur ve biz
ileride bu iddiayı tekrar ele alacağız. Ancak burada bir başka sorunla
karşı karşıyayız: Kendi yazdıklarına göre Taberî Âmmî/Sünnî mezhep
midir? Kesin tarih rivayetlerine karşın Harezmî'nin tarihçi Taberî'nin
değil de İmamî Taberî'nin yeğeni olduğu iddiası sahih tarih
araştırmalarıyla bağdaşmamaktadır. Semanî, Yakut, İbn Funduk, Zehebî,
İbnü'l-İmad Hanbelî, İbn Hallikan ve Yafiî, Harezmî'nin tarihçi
Taberî'nin yeğeni olduğunu yazmışlardır. Bu durumda, nas karşısında
içtihada başvurup Harezmî'nin İmamî Taberî'nin yeğeni olduğunu
söyleyemeyiz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi biz, şimdiye kadar yaptığımız
incelemeden ve tezkire müelliflerinin açıklamalarından Harezmî'nin
tarihçi Taberî'nin yeğeni olduğunu kabul edecek ve bundan sonra,
Taberî'nin Şiîliği veya Rafızîliği konusunu ele alacağız. Burada çözüme
kavuşturmamız gereken, Hansarî'nin işaret ettiği tek bir husus kalıyor:
Taberî'nin Harezmî'den yüz yıl önce yaşamış olması meselesi.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Harezmî'nin İmamî Taberî'nin yeğeni olduğunu varsaydığımızda hangi
Taberî'nin İmamî olduğu sorusuyla karşı karşıya kalırız. Aga Buzurg
Tahranî'nin incelemesine göre<sup>65</sup> bir, Muhammed b. Cerir b. Rüstem b. Cerir veya Yezid et-Taberî adında <em>el-Müsterşid</em> kitabının müellifi olan Küleynî'nin (öl.329) çağdaşı bir Taberî vardır; bir de <em>Delailü'l-imamet</em>'in
müellifi olan Şeyh Tusî (öl. 460) ve Necaşî'nin (öl. 450) çağdaşı
Muhammed b. Cerir b. Rüstem et-Taberî vardır. Eğer Harezmî'nin dayısı
olan Taberî'nin ilk Taberî olduğunu kabul edersek aynı sorunla karşı
karşıya kalırız. İkinci Taberî olduğunu kabul ettiğimizde ise onun
Harezmî'den yaklaşık yetmiş yıl sonra vefat etmiş olduğunu görürüz.
Tarihçi Taberî'nin vefatı ise Harezmî'den yetmiş üç yıl önce
gerçekleşmiştir. Bu durum da aynı sorun tekrar karşımıza çıkar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu bakımdan her durumda sorun kendini göstermeye devam edeceğinden en
iyi yol meşhur rivayeti doğrulamak ve Harezmî'nin tarihçi Taberî'nin
yeğeni olduğunu kabul etmektir. Bu kabulü güçlendiren şey, çoğunluğunu
Sünnîlerin oluşturduğu bütün İslâm dünyasında, kültürel sahada ünlenen
Harezmî gibi birisinin hiç tanınmayan İmamî Taberî ile değil de meşhur
tarihçi Taberî ile övünmesinin makul görünmesidir. Nitekim Aga Buzurg
Tahranî'nin görüşüne göre de İmamî Taberî Küleynî'nin çağdaşıdır; diğer
Taberî ise Harezmî vefat ettiğinde muhtemelen yeni doğmuştur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî ile Harezmî arasındaki yetmiş üç yıllık zaman dilimine gelince;
bu sorun iki yoldan çözülebilir: Birincisi, dayı ile yeğenin ölüm
tarihleri arasında yetmiş üç yıl olmasının ne gibi bir sakıncası vardır?
Buna benzer örneklere çokça rastlamak mümkündür. İkincisi ise,
Harezmî'nin Taberî'nin kız kardeşinin torunu olduğunu düşünmektir. Bu
şekilde hem yeğen olduğu ortaya çıkar, hem de yetmiş üç yıllık zaman
farkı sorunu çözüme kavuşur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Taberî'nin Rafızîliği</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Şimdi sorulması gereken asıl soru şudur: Taberî'yi Rafızî olarak nitelemek mümkün müdür?</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Evet, sadece Taberî bağlamında da olsa, böyle bir nispetin mümkün olduğunu doğrulayan kanıtlar mevcuttur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İlk kanıt, Taberî'nin Hanbelîlerin gazabına uğramış olmasıdır. Nitekim <em>İhtilafü'l-fukaha</em>'da
fakih değil de muhaddis olduğu gerekçesiyle Ahmed b. Hanbel'in adını
zikretmemesi Taberî'nin Şiî eğilimden kaynaklanmış olabilir. Çünkü o
dönemde Bağdat'ta çatışmanın merkezinde Hanbelîler ve Şiîler vardı.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yakut <em>Mucemü'l-udeba</em>'sında şöyle yazar: “Amme/Hanbelîlerin korkusuyla o gece defnedildi, çünkü Şiîlikle itham edilmişti.”<sup>66</sup> Yakut bir başka eseri <em>Mucemü'l-buldan</em>'da
Taberî'nin Rafızî olduğunu kabul etmez ve Harezmî'yi tekzip etmek için
yazdığı şiirinde şöyle der: “Hanbelîler Taberî'yi kıskandılar ve onu
Rafızîlikle suçladılar / Harezmî de fırsattan istifade edip Taberî'yi
Rafızî yaptı.”<sup>67</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Rafızîliği <em>Tarih</em> ve <em>Tefsir</em>'indeki
görüşleriyle bağdaşmaz; ancak tamamen yersiz bir nispet olduğu da
söylenemez. Harezmî'nin açıklaması ve hakkındaki diğer söylentiler göz
önüne alındığında bu durum iki şekilde yorumlanabilir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">a) Taberî ömrünün sonlarında Şiîliğe yönelmiş, hatta
Rafızî eğilimlere sahip olmuş, ancak Hanbelîlerden çekindiğinden bu
yönünü belli etmemiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">b) Taberî -Emevî taraftarı değil de- insaflı bir Sünnî
olarak Ehlibeyt'in faziletiyle ilgili rivayetleri kabul etmiş, diğer
meselelerde de itidalli davranmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhtemelen birinci seçenek daha güçlü bir ihtimali beyan eder. Nitekim metinlerde geçen rafızîlik nispetiyle de bağdaşmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Her ne kadar Taberî ömrünün büyük bölümünde Ehlibeyt Mektebi'nden
münharif olmuşsa da sonlarına doğru Şiîliğe ve Rafızîliğe temayül
etmiştir. Nitekim bu yüzden de Hanbelîlerden korktukları için onu
geceleyin defnetmek zorunda kalmışlardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Harezmî de Taberî'nin ehlibeytinden/ev halkından olduğundan beyitte/evde ne olduğunu idrak etmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Rafızî olduğunu söyleyen bir başka müellif Ahmed b. Ali
es-Süleymanî, onun “Rafıza için hadîs uydurduğunu” yazmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Zehebî, Süleymanî'nin bu sözünü tekzip eder ve böyle bir şeyin Taberî
gibi bir şahsiyete yakıştırılamayacağını söyleyerek şöyle yazar: “Onun
içinde bir miktar Şiîlik eğilimi ve Ehlibeyt muhabbetti mevcuttur, lakin
zararsızdır.”<sup>68</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Daha sonra Zehebî, Süleymanî'nin İbn Cerir b. Rüstem Taberî'yi
kastetmiş olabileceğini yazar. Kanaatimizce bu ihtimal doğru değildir.
Süleymanî gibi Sünnî bir âlimin hangi Taberî hakkında konuştuğunu
-özellikle de tarihçi Taberî'nin Sünnî âlimlerce çok iyi tanındığı
hesaba katılırsa- bilmemesi uzak bir ihtimaldir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Şiîliğini ispatlayacak bir başka delil -son zamanlarda
bulunan- Gadir Hadîsi'nin rivayet tariklerine dair yazdığı kitabıdır.
Gerçi Sünnî ravilerin birçoğu söz konusu hadîsi kabul eder; ancak Taberî
bu konuda detaylı bir kitap yazmayı tercih etmiştir ki bu da Gadir
Hadîsi'ne verdiği önemi göstermektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şia âlimlerinden Necaşî ve Tusî bu kitaptan söz etmiştir.<sup>69</sup>
Zehebî de, İbn Davud'un Gadir Hadîsi'ni reddettiğini duyduğunda
Taberî'nin Ehlibeyt'in faziletlerine ve Gadir Hadîsi'in sıhhatine dair
bir kitap kaleme aldığını yazar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Daha sonra <em>Turuk-i Hadîs-i Gadir</em>'in bir nüshasını gördüğünü ve kitapta nakledilen isnadların çokluğu karşısında şaşkına döndüğünü yazar.<sup>70</sup> Zehebî ayrıca Taberî'nin, diğer sahabîler hakkında yazdığı gibi Ehlibeyt hakkında da bir müsned yazdığını belirtir.<sup>71</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Ehlibeyt'in faziletine dair bir kitap yazdığını teyit eden
Yakut el-Hamevî, kitabın başında Gadir Hadîsi'nin tariklerinin yer
aldığını, ancak kitabın yarım kaldığını yazar.<sup>72</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bağdat şeyhlerinden bir şeyhin (İbn Ebî Davud'u kasteder ancak adını
anmaz) Gadis Hadîsi'ni inkâr ettiğini, kanıt olarak Hz. Peygamber
Gadir-i Hum'da iken Hz. Ali'nin Yemen'de olduğunu, kanıtını
sağlamlaştırmak için de bu konuda şiirler uydurduğunu yazan el-Hamevî'ye
göre Taberî bunun üzerine Hz. Ali'nin faziletlerini nakletmiş ve Gadir
Hadîsi'nin isnadlarını derlemiştir. el-Hamevî'nin bildirdiğine göre
kalabalık bir kitle hadîsi dinlemek için toplanmıştır ve bir Rafızî
topluluk da kalabalık arasında yer almıştır. Müellif, Taberî'nin Ebu
Bekir ve Ömer'in faziletleriyle başladığını, sonra Abbasîlerin Abbas'ın
faziletlerini anlatmasını istediği ancak kitabın sonunu yazmaya
Taberî'nin ömrünün yetmediğini söyler.<sup>73</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
el-Hamevî'nin rivayetinin, içinde çelişkiler olan son kısmının sıhhatli olup olmadığına dair elimizde yeterince bilgi yok.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Taberî'nin Gadir Hadîsi'ne önem vermesi ve hadîsin isnadlarını ele alan <em>Kitabü'l-velayet</em>
adında bir kitap yazması onun Rafızîliği bakımından önemli bir
meseledir. Zehebî'nin yaşadığı döneme, hicrî altıncı yüzyıla kadar
bilinen bu kitap ne yazık ki bugün elimizde bulunmamaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî ayrıca Tayr Hadîsi hakkında da bir kitap yazmıştır. Tayr
hadîsine göre Hz. Peygamber, kızarmış tavuk yerken Allah'tan kendisine
eşlik etmesi için en hayırlı kulunu göndermesini istemiş, bunun üzerine
Hz. Ali çıkagelmiştir.<sup>74</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Gadir Hadîsi'nin inayetiyle hakikati keşfetmeden önce hiçbir fıkhî mezhebe<sup>75</sup>
tabi olmaması ve bağımsız kalmayı tercih etmesi onun özgür ruhlu birisi
olduğunu gösterir. Âmul halkının çoğunun Şiî olması da göz önünde
bulundurulması gereken ayrı bir husustur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Biz, Taberî'nin bizim anladığımız anlamında İmamî Şiî olduğunu
kanıtlama peşinde değiliz. Ancak bütün rivayetler onun bu düşünceye
sahip olduğunu, ömrünün sonlarında da bizim anladığımız anlamda bir Şiî
olduğunu göstermektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hicrî üçüncü asırda halkın diline pelesenk olmuş meşhur bir rivayet
vardı: “Sen bana küçük bir Şiî göster, ben sana ondan daha büyük bir
Rafızî göstereyim.”<sup>76</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu bir hakikati ifade etmektedir. Zira yaygın olmasına rağmen Gadir
Hadîsi'ni sonradan fark edip küçük bir Şiî olan biri, büyük bir
Rafızî'ye dönüşme potansiyeline sahiptir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bağdat'ta Hanbelîlerin üstünlüğü muhakkak Taberî'yi takiyye yapmak
zorunda bırakmış, bu yüzden de Taberî'nin Şiîliği meselesi bugüne değin
muğlâklığını korumuştur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Taberî'nin Âmmî/Sünnî mezhepli olmakla ünlenmesinin nedeni, Müslümanların, bilhassa Sünnîlerin önemli miraslarından olan <em>Tarih</em>'i ve <em>Tefsir</em>'i
kaleme almış olmasıdır. Ancak onun ömrünün sonlarına doğru farklı
düşünmüş olması mümkündür ve çok doğaldır. Nitekim rivayetler ve yeğeni
Harezmî'nin tanıklığı bu varsayımın doğru olduğunu göstermektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Son notlar</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">* İbn Hacer, Yakut el-Hamevî'nin Ahmed b. Tarik'i Rafızî addetmesiyle
ilgili olarak şöyle yazar: “Yakut Nasıbîlikle itham ediliyordu ve ona
göre Şiî, Rafızî demekti.” Bkz. İbn Hacer, Lisanü'l-mizan, c. 1, s. 188.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
** İbn Ebi'l-Hadid bu kitabın bazı bölümlerini alıntılamıştır, ancak kitabın orijinali ne yazık ki günümüze ulaşmamıştır. <em>el-Osmaniyye</em>'nin sonunda İbn Ebi'l-Hadid'in bu kitaptan yaptığı alıntılar yayımlanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
*** İbn Abdülbir şöyle yazar: “Halifelerin tarihsel sıraya göre daha
faziletli olduklarına dair icma Ahmed b. Hanbel zamanında ortaya çıktı.”
Bkz. el-İstiab, c. 1, s. 154.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
**** İbn Kesir'in zikrettiği isim doğrudur. Bu zat, Zahirî mezhebinin
kurucusu Davud b. Ali'nin oğludur. Muhammed, İbn Nedim'in bildirdiğine
göre, Taberî'nin görüşlerini çürütmek için bir reddiye yazmıştır. Ancak
başta Yakut el-Hamevî olmak üzere rical müelliflerinin rivayetlerinden
Taberî ile çatışanın <em>Sünen</em> müellifi Ebu Davud'un oğlu Ebu Bekir b. Ebu Davud olduğu anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
***** Brockelmann, Ahmed b. Hanbel'in dedesinin adı Harkus olduğu için
kitaba bu ismin verildiğini, ancak kitabın Hanbelîliğe bir reddiye
olduğunu yazar. Bkz. Tarihu'l-edebi'l-Arabî, c. 3, s. 50.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>1</strong>. bkz. İbn Nedim, el-Fihrist, Tahran h.k. 1393, s. 291.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>2.</strong> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 18, s. 48.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>3.</strong> İbn Nedim, el-Fihrist, s. 291.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>4.</strong> bkz. Taberî, Leiden, c. 15, s. LXXXIX.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>5.</strong> Taberî, c. 15, s. LXXXIX; Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 18, s. 50.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>6.</strong> Yakut el-Hamevî, age., c. 15, s. 56.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>7.</strong> İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye, c. 11, s. 147;
ayrıca bkz. ed-Davudî, Tabakatü'l-müfessirîn, c. 2, s. 113; Yakut
el-Hamevî, Mucemü'l-buldan, c. 18, s. 54.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>8.</strong> Taberî, c. 15, s. LXXXIV.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>9.</strong> Nevevî, Tezhibü'l-esma ve'l-lugat, Beyrut, c. 1, s. 79.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>10.</strong> İbn Nedim, el-Fihrist, s. 292-293; ayrıca bkz.
Şezaratü'z-zeheb, c. 2, s. 260; İbn Hallikan, Vefeyatü'l-ayan, c. 3, s.
332; eş-Şirazî, Tabakatü'l-fukaha, s. 93; Yakut el-Hamevî,
Mucemü'l-udeba, c. 18, s. 54, 93.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>11.</strong> bkz. Hatib Bağdadî, er-Rıhle fi talebi'l-hadîs.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>12.</strong> İslam medeniyetinin ilerlemesi ve gelişmesi
hakkında bkz: Adam Mez, Temeddun-i İslamî der Karn-i Çeharrum-i Hicrî,
Farsçaya çev. Ali Rıza Karagozlu (Türkçesi için bkz. Onuncu Yüzyılda
İslâm Medeniyeti, çev. Salih Şaban, İstanbul 2000).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>13.</strong> bkz. İbn Nedim, el-Fihrist, index, s. 111-112.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>14.</strong> bkz. Mütemmimu tabakati'l-kübra, tahkik: Ziyad Muhammed Mansur, Hicaz, s. 157, 318.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>15.</strong> Burada Allame'nin notlarından ve sözlü tezekkürlerinden faydalandık.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>16.</strong> bkz. Seyyid Ruhanî, Buhus maa ehlisünne ve's-selefiyye, s. 24-25</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>17.</strong> bkz. İbn Ca'd, Müsned, c. 1, s. 527.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>18.</strong> Bu kitap Şeyh Muhammed Bâkır Mahmudî tarafından Beyrut'ta yayımlanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>19.</strong> bkz. Tabakatü'l-Hanabile, c. 1, s. 393; Seyyid Ruhanî, Buhus, s. 25.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>20.</strong> bkz. İbn Hacer, Lisanü'l-mizan, c. 3, s. 357.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>21.</strong> bkz. İbn Kuteybe, el-İhtilaf fi'l-lafz, tahkik: Muhammed Zahid el-Kevserî, Mısır h.k. 1349, s. 47-49.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>22.</strong> Makdisî, Ahsenü't-takvim, s. 126.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>23.</strong> bkz. Bağdadî, Tarihu Bağdad, c. 2, s. 164; İbn
Esir, age., c. 8, s. 135; Zehebî, Tezkiretü'l-huffaz, c. 2, s. 712; İbn
Hacer, Lisanü'l-mizan, c. 5, s. 102; ed-Davudî, Tabakatü'l-müfessirîn,
c. 2, s. 110.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>24.</strong> Semanî, el-Ensab, c. 9, s. 42; İbn Kesir,
el-Bidaye ve'n-nihaye, c. 11, s. 146; Tarihu Bağdad, c. 2, s. 164;
Zehebî, age., c. 2, s. 712; İbn Esir, age., c. 8, s. 131.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>25.</strong> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 18, s. 43.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>26.</strong> Taberî, c. 15, s. XCVIII.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>27.</strong> Taberî, c. 15, s. XCXIII.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>28.</strong> İbn Esir, age., c. 8, s. 134.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>29.</strong> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 18, s. 58.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>30.</strong> İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-nihaye, c. 11, s. 146-147.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>31.</strong> Yakut el-Hamevî, age., c. 18, s. 40.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>32.</strong> İbn Esir, age., c. 8, s. 134-135.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>33.</strong> İbnü'l-Cevzî, el-Muntazam, c. 6, s. 172.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>34</strong>. Necaşî, s. 225.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>35.</strong> Taberî, c. 15, s. LXXXVII.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>36.</strong> Taberî, c. 15, s. LXXXIV; ayrıca bkz. es-Sehmî, Tarihu Curcanî, s. 554.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>37.</strong> Salebî, Yetimete'd-dehr, s. 208, ayrıca bkz. s. 214, 217, 225.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>38.</strong> bkz. Semanî, el-Ensab, c. 5, s. 213.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>39.</strong> krş. Zehebî, Mizanü'l-itidal, c. 1, s. 5. Elbette onun bu konudaki bazı iddiaları asılsızdır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>40.</strong> Harezmî, Resail, Beyrut, s. 16.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>41.</strong> Semanî, age., c. 5, s. 213-214.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>42.</strong> İbn Esir el-Cezerî, el-Lübab fi tezhibi'l-ensab, Beyrut, c. 1, s. 468.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>43.</strong> Salebî, age., c. 4, s. 204.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>44.</strong> Hansarî, Ravzatü'l-cennat, c. 7, s. 296.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>45.</strong> Zehebî, Siyerü'l-ilami'n-nübela, c. 16, s. 526.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>46.</strong> İbn Funduk, Tarih-i Beyhak, s. 16.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>47.</strong> İbn Funduk, age., s. 108.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>48.</strong> İbn İmad el-Hanbelî, Şezeratü'z-zeheb fi ahbari men zeheb, c. 3, s. 105.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>49.</strong> Yafiî, Miratü'z-zaman, c. 2, s. 416.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>50.</strong> Ziriklî, el-İlam, c. 6, s. 183.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>51.</strong> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-buldan, c. 1, s. 57.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>52.</strong> Abdülcelil Razî Kazvinî, Nakz, s. 218.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>53.</strong> İbn Ebi'l-Hadid, Şerhu nehci'l-belağa, c. 2, s. 36.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>54.</strong> İbn Funduk, age., s. 108.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>55.</strong> Necaşî, age., s. 202, 317.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>56</strong>. Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-buldan, c. 1, s. 57.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>57.</strong> Hansarî, age., c. 7, s. 293-294.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>58.</strong> el-Amilî, age., c. 9, s. 377-378, 199.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>59.</strong> İbn Nedim, age., s. 291. Tarihçi Taberî'nin adını Amulî şeklinde kaydetmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>60.</strong> Necaşî, age., s. 225.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>61.</strong> Necaşî, age., s. 266.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>62.</strong> Şeyh Tusî, el-Fihrist, s. 150.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>63.</strong> Şeyh Tusî, age., s. 159.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>64.</strong> Hansarî, age., c. 7, s. 294; Şeyh Abbas Kummî, el-Küney ve'l-elkab, c. 1, s. 331-333.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>65.</strong> Aga Buzurg Tahranî, ez-Zeria ila tesanifi'ş-şia, c. 21, s. 9, c. 8, s. 241.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>66.</strong> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 17, s. 40.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>67.</strong> Yakut el-Hamevî, age., c. 1, s. 57.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>68</strong>. Zehebî, Mizanü'l-itidal, c. 3, s. 499.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>69</strong>. Necaşî, age., s. 225; Şeyh Tusî, age., s. 150.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>70.</strong> Zehebî, Tezkiretü'l-huffaz, c. 2, s. 713.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>71</strong>. Zehebî, age., c. 2, s. 713.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>72.</strong> Yakut el-Hamevî, Mucemü'l-udeba, c. 17, s. 81.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>73.</strong> Yakut el-Hamevî, age., c. 17, s. 82.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>74</strong>. Şeyh Abbas Kummî, age., c. 1, s. 231; Amilî, Ayanü'ş-şia, c. 9, s. 199.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>75.</strong> İbn Nedim, age., s. 291.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>76.</strong> İskafî, el-Miyar ve'l-muvazene, s. 32.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>çev: İbrahim Erkin</strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bu yazı ilk defa,<strong> </strong></span>17 Eylül 2013 tarihinde www.medyasafak.net adresinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/1115/taber%C3%AE-sii-sia-siilik-tarih-resul-caferiyan-iran-gadir-i-hum">burada</a> yayınlanmıştır.<br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong></strong></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-40612564088693625672018-02-15T15:10:00.000+03:002018-02-15T15:10:09.120+03:00Necmeddin Tabesî ile İmamet ve Mehdîlik üzerine bir söyleşi<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>İmamet ve Mehdîlik, her çağın en güncel tartışması olmuştur. Ahir
zamanda bir kurtarıcının ortaya çıkacağı inancı bütün semavî dinlerin
başat inançlarından birini oluşturur. Aşağıda okuyacağınız söyleşide,
Hüccetülislam Necmeddin Tabesî, temel Ehl-i Sünnet kaynakları
çerçevesinde İmamet ve Mehdîlik konusunu ele aldı.</em></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Önce, bize İmamet ve Mehdîlik konusunda yaptığınız çalışmalardan ve kitaplarınızdan söz eder misiniz?</strong></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bendeniz bu iki konuda çeşitli kitaplar kaleme aldım. Yayımlanan ilk kitabım <em>Çeşmendazi be Hükûmet-i İmam-ı Zaman (a.s.) (İmam Zaman Devletinin Tasviri)</em>
başlığını taşıyor. Bu kitabımı yazmaya Şuş bölgesinde cephedeyken
başlamıştım. Şimdide kadar otuz baskı yaptı ve İngilizce, Urduca,
Arapça, Rusça ve Almanca gibi dillere tercüme edildi. Ayrıca,
kardeşlerimin ve fazıl dostlarımın katkılarıyla, sekiz ciltlik <em>Mucem-i Ehadis-i İmam Mehdî (a.s.)</em>
başlıklı, İmam Mehdî hakkında varid olan hadislerin alfabetik sırayla
ele alındığı bir sözlük hazırladım. Bunlardan başka, otuz yıl önce
yazdığım <em>Recat ez Nazar-i Şia (Şia'ya Göre Recat)</em> başlıklı bir kitabım bulunuyor. Bir başka kitabım <em>Tâ Zuhur (Zuhura Değin)</em>
başlığını taşıyor. İki ciltten oluşan bu kitapta İmam Zaman'la ilgili
önemli tartışmaları ele aldım. Bunların dışında yine İmamet ve Mehdîlik
konusunu işleyen ondan fazla kitabım var. On yıldan fazladır derslerimde
İmam-ı Zaman konusunu işliyorum. Öte yandan, Velayet ve el-Kevser
kanallarında Mehdîlik konulu programlarım yayınlanıyor.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Mehdîlik araştırmalarının öneminden söz edebilir misiniz?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Mehdîlik konusu birkaç bakımdan önemlidir: Birincisi, bu konudaki ayet ve rivayetlerin sayısı dikkat çekecek oranda çoktur. Çalışmalarımız
neticesinde iki yüz ayetin ve Şiî-Sünnî hadis derlemelerinde yer alan
iki bin hadisin bu konuyla ilgili olduğunu tespit ettik.
Ayrıca, bu konuyla ilgili beş binden fazla kitap yazıldığını da
saptadık. Öte yandan, dinî mercilik makamı ve ilim havzaları İmam-ı
Zaman'ın (a.s.) varlığının delilleri ve nişaneleridir. Ayetlerin ve
hadislerin sayıca çokluğunun yanında İmam-ı Zaman'ın asıl, bütün
görüngülerinin ise kopya olduğu, O'nun zuhurunun mazharları olmaları
hakikati konunun önemini ve araştırılmasının gerekliğini açıkça ortaya
koyuyor. Bütün bunların yanı sıra İslâm düşmanlarının, bizim kuvvet
noktalarımızın en önemlisi olan Mehdîlik inancını suiistimal etmeleri
konuyu daha da önemli bir hale getirmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Düşmanların Mehdîlik inancını suiistimal ettiklerinden söz ederken tam olarak neyi kastediyorsunuz?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu inanca dayalı münharif fırkaların vücuda getirilmesinden söz
ediyorum. Yemanî ve Hasanî isimlerinde birtakım sahte şahsiyetlerin,
İmam Mehdî (a.s.) ile istedikleri zaman görüşebildiklerini iddia
etmeleri, O'nunla mektuplaştıklarını öne sürmeleri, böyle bir gündemin
oluşturulmasını örnek verebilirim. Son zamanlarda sıkça karşılaşılan bu
gibi olaylar, perde arkasında bunları yönlendiren bir elin varlığına
delalet etmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span> <span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Bu sapmalar ve söz ettiğiniz olaylar ne gibi sonuçlar doğurur?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Çok sayıda menfi sonucu olacaktır. Ezcümle dinî mercilerden umut
kesilir, toplumda karamsarlık hâkim olur. Nitekim onların istedikleri de
merciliğin tamamen ortadan kalkmasıdır; güya gaybet döneminde
mercilerin aracılık etmediği, herkesin İmam-ı Zaman'la bizzat irtibat
kurup iletişime geçtiği düşüncesini ortaya çıkarmak ve böyle bir algıyı
yaygınlaştırmak istemektedirler. Bütün bunlar beraberlerinde çok
tehlikeli sonuçlar getirirler. Bunun bir örneği, Necef'te ortaya çıkan
ve dinî merciye suikast planlayan, ancak Allah'ın takdiriyle bu planı
suya düşen Sema Ordusu hareketidir. Örnekler çoğaltılabilir. Neticede bu
tür hareketlere mensup olanların inançları zarar görmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Mehdîlik konusuna eğilmeyi gerektiren bir diğer sebep, bu konuya
gösterilen küresel ilgidir. Afrika'dan Sudan'dan ve Avrupa'dan İsveç,
Danimarka gibi ülkelerden insanlar beni davet ettiler ve ben onlara
Mehdîlik inancını anlattım. Bu, Mehdîlik düşüncesinin bugün dünyanın
güncel meselelerinden biri olduğunu, çok fazla ilgilisi bulunduğunu
gösterir. Bütün bunlar, ilim havzalarında müderrislerin bu konuya
eğilmelerini gerektirir. Böylelikle sapmaların ve hurafelerin önü
alınabilir ve hakikat, bir inanç meselesi olarak insanlara anlatılır.
Nitekim İran İslâm Cumhuriyeti Rehberi Ayetullah Hamaneî de bir
konuşmasında bu hususa dikkat çekmiş ve Mehdîliğin âlimane bir dikkatle
ve tutumla ele alınması gerektiği üzerinde durmuş, bu konunun
geçiştirilemeyeceğini vurgulamıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ehl-i Sünnet'in Mehdîlik konusuna yaklaşımı nasıl?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Geçmişte ve günümüzde Mehdîlik inancını kabul eden Sünnî âlimler
bulunmaktadır. Elbette onların inanması veya inanmaması bizim açımızdan
farksızdır, çünkü bizim inancımız sağlam delillere dayanmaktadır. Bizim
Ehl-i Sünnet'in bu konudaki görüşünü dillendirmemizin nedeni, öncelikle
onları bu inançtan haberdar etmektir. İkinci olarak da bizim bu inanç
bağlamında tek olmadığımızı göstermektir. Mehdîlik inancını, İbn Haldun
gibi birkaçı dışında bütün Ehl-i Sünnet uleması kabul etmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Sünnî âlimlerin görüşlerinden örnekler vererek konuyu biraz açabilir misiniz?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sünnî ulemanın konuyla ilgili görüşlerini size kısaca aktarayım. Cüveynî şöyle der: “<em>Her
kim Mehdîlik inancına, sünneti inkâr maksadıyla muhalefet ederse kafir
olur; lakin sadece âlimlerin görüşlerine muhalefet ederse cezası
tazirdir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Mutaassıp İbn Kesir <em>en-Nihaye fi'l-Fiten ve'l-Melâhim</em> adlı kitabında (c. 1, s. 15) şöyle yazar: <em>“Ahir
zamanda gelecek olan ve raşit halifelerden ve hidayet edici imamlardan
biri olduğu belirtilen Mehdî hakkında çok sayıda hadis vârid olmuştur.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Tirmizî'nin <em>Sünen</em>'ine yazdığı şerhinde, <em>Tuhfetu'l-Ahvazî</em>'de Kefurî (c. 6, s. 402) şöyle yazar: <em>“Mehdî'nin huruç edip zahir olacağı sözü, hak sözdür.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ehl-i Sünnet âlimlerinden bir kısmı da Sakaleyn Hadisi'ni delil
göstererek Ehl-i Beyt'ten bir kişinin her devirde olması gerektiği
sonucuna varmışlardır. Mesela Uceylî, söz konusu hadisi ele alırken
şöyle yazar: <em>“Bu hadisten, Kitab'ın, Sünnet'in ve Ehl-i Beyt'in kıyamet gününe değin var olması gerektiği anlaşılır.”</em> Yine <em>Cevâhirü'l-Ikdeyn</em> kitabında (c. 2, s. 96) şöyle kaydedilir: <em>“Bu
hadisten anlaşılan, hadisin somut bir örneğe, mısdağa sahip olabilmesi
için kıyamet gününe kadar Ehl-i Beyt'ten birinin var olması
gerektiğidir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hâfız Ebu'l-Hasan Âbirî <em>Menâkıbu Şafiî</em> kitabında şunları yazar: <em>“Mehdî'den
söz eden hadisler mütevatirdir ve bu hadislerde Mehdî'nin Ehl-i
Beyt'ten olduğu, yedi yıl hükmedeceği ve yeryüzünü adaletle dolduracağı;
Hz. İsa'nın da huruç edip O'na Deccal'i öldürmesinde yardımcı olacağı
ve O'nun arkasında namaz kılacağı geçmektedir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şevkânî de <em>et-Tevzih fi Tevatüri mâ-câe fi Mehdî el-Muntazer ve'd-Deccal ve'l-Mesih</em> adlı kitabında şunları yazar: <em>“Mehdî
hakkında vârid olan ve bugün ulaşılabilen elli hadis, sahih, hasen,
zayıf diye tasnif edilmekle beraber bu hadisler mütevatirdir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Kettanî de <em>en-Nazmu'l-Mutenâsir</em> kitabında bunu söyler. Bütün Sünnî ulemanın konuyla ilgili görüşlerini okumak isterseniz <em>el-Mehdî el-Muntazer fi Dui'l-Ehadis ve'l-Asari's-sahiha</em>
adlı kitabı mütalaa edebilirsiniz. Netice itibariyle bütün ulema
Mehdîlik inancını ve bir kurtarıcının geleceğini kabul etmiştir;
etmeyenler ya ilmî açıdan yetersizdirler ya da siyasîlerin etkisinde
kalmışlardır veyahut da Ehl-i Beyt'e düşmanlık beslemektedirler.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Mesela İbn Haldun <em>Mukaddime</em>'sinde (s. 52) Mehdîlik düşüncesini hafife alır ve bu düşüncenin Şia'ya mahsus olduğunu savunarak inkâr eder: <em>“(Bu konudaki) rivayetler zayıftır ve mesele, Şia'ya özgüdür.”</em> Onun bu sözlerine Sünnî ulema şiddetle karşı çıkmıştır. İbn Hanbel'in <em>Müsned</em>'ini şerh eden Ahmed Muhammed Şakir (c. 5, s. 175), İbn Haldun'un sözlerine muhalefet eder ve şöyle yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“İbn Haldun, hakkında ilim sahibi olmadığı bir konuda söz söylemiş;
bunu yaparken de siyaset ve devletle ilgili tartışmaların, hizmet
ettiği meliklerin, sultanların etkisinde kalarak Mehdîlik inancının
Şia'ya mahsus olduğu zannına kapılmıştır. Bu yüzden de kitabının
‘Fatımîliğe Dair Fasıl' başlığı altında birbiriyle çelişen tuhaf
görüşler ileri sürmüş, açıkça hataya düşmüştür. İbn Haldun, hadisçilerin
sözlerinden bir şey anlamaz. Eğer anlamış olsaydı bu görüşleri ileri
sürmezdi. Belki de anlamıştır ancak güncel siyasî meselelerden dolayı
(hadisleri) tezyif edip zayıf addetmiştir.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Rahmetli babam <em>eş-Şia ve'r-Recat</em> adlı kitabında şöyle yazmıştı:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“İbn Haldun'un derdi başkaydı; o, Ehl-i Beyt'e düşmanlık beslerdi.
Kitabını incelerseniz onun Ehl-i Beyt'i Havaric'le birlikte ele
aldığını; Ehl-i Beyt'in fıkhını ve ilmî mirasını, Haricîlerin bidatleri
gibi bidat saydığını görürsünüz.”</em> Sonra Allame Şerefeddin'den şu beyti alıntılar: <em>“Ey ölüm, gel ve beni al, çünkü ben, İbn Haldun gibilerin bu sözlerinden sonra yaşamak istemem!”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ehl-i Sünnet'in hem geçmiş hem çağdaş âlimleri Mehdîlik inancını kabul ederler. Çağdaş Sünnî âlimlerinden <em>Beyneyedey Saat</em> kitabının yazarı Abdülbaki konuyu çok güzel açıklıyor (s. 123):</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Niçin dinimizi Buharî ve Müslim'le sınırlıyoruz? Bu iki kitapta
İmam Mehdî ile ilgili hadis bulunmadığı için bazı safdiller ‘Bu ikisinde
konuyla ilgili hadis yoksa o zaman meselenin itibarı yoktur' der.
Onlar, Buharî'nin usulünü de bilmezler. İbn Hacer Fethü'l-Bârî'nin mukaddimesinde ‘Çok sayıda sahih hadisi nakletmedim' diye yazar.”</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Mısırlı Abdülbaki devamında şunları yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>“Nakletmediyse bizim dinimizi Buharî'yle irtibatlandırmamız şart
mıdır? İnsanlar Buharî'den önce Müslüman değiller miydi? Buharî Sahih'ini 3./9. yüzyılda yazdı, ondan sonra da Sahih'e müstedrekler</em><a href="http://medyasafak.net/#_ftn1" name="_ftnref1" title="">[1]</a><em>
yazıldı ve hataları tenkit edildi. Mehdî hakkındaki hadisler yetmiş
tanedir ve bunları yüzlerce ravi nakletmiştir. Bu hadisler, sahih hadis
derlemelerinde de yer almıştır. Neye dayanarak biz bütün bu hadisleri
inkâr edebiliriz? Bütün bu hadisler uydurma mıdır? Eğer böyle bir
hükümde bulunursak, dinin temelini, esasını yıkarız.” </em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Görüldüğü gibi Mehdîlik inancı Ehl-i Sünnet'in de inanç esaslarının bir cüzüdür.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Acaba Sünnî âlimler bizim gibi İmam-ı Zaman'ın doğmuş olduğuna mı inanırlar?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu konuda görüş ayrılığımız var. Biz, güvenilir delillere, konuyla
ilgili muteber hadislere ve İmam Hasan Askerî (as) döneminde yaşamış
insanların görgü tanıklıklarına dayanarak İmam-ı Zaman'ın hayatta
olduğuna ve Allah'ın takdir ettiği bir zamanda zuhur edeceğine
inanıyoruz. Ancak Ehl-i Sünnet âlimlerinin birçoğu O'nun doğacağına
inanır; az bir kesim ise doğmuş olduğunu söyler. Rahmetli babam
kitabında “İmam Mehdî'nin Doğmuş Olduğuna İnanan Ehl-i Sünnet Âlimleri”
başlığı altında (s. 98-125) Merhum Nuri'nin <em>Keşfü'l-Estâr</em>'ından
alıntılayarak kırk Sünnî âlimin sözlerini nakletmiş, ardından da
kendisinin tespit ettiği yirmi Sünnî âlimin görüşlerini aktarmıştır.
Gerçekten de Mehdîlik inancı, bütün İslâm mezheplerinin, hatta semavî
dinlerin ortak inancıdır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Sohbetimizin sonunda eklemek istedikleriniz nelerdir?</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmam Mehdî (Allah zuhurunu acil kılsın) hakkında ne kadar çalışma
yapılsa azdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi bizim âlimlerimizin ileri
gelenleri, büyükleri mercilerdir ve onlar İmam MehdÎ'nin gölgesidirler.
Hakikati öğrenmek ve insanlara anlatmakla yükümlüyüz. Çünkü Peygamber
Efendimiz (Şia'nın ve Ehlisünnet'in birlikte rivayet ettikleri üzere)
“Zamanının imamını tanımadan ölen cahiliye üzere ölmüştür” buyurur.
Allah, bizleri, cahiliye ölümüyle ölmekten korusun! Mehdîlik inancı tüm
dünyada gündemdedir ve bizim bu konudaki görüşlerimizi mümkün olan her
yolu kullanarak ortaya koymamız, anlatmamız gerekir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><div>
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<div id="ftn1">
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><a href="http://medyasafak.net/#_ftnref1" name="_ftn1" title="">[1]</a>
Bir hadis âliminin hadis almak için ileri sürdüğü şartları taşıdığı
halde, kitabına almadığı hadislerin bir başka âlim tarafından
toplanmasıyla oluşturulan eserler; ek, mütemmim, zeyl.</span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>çev: İbrahim Erkin</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bu yazı ilk defa, 4 Şubat 2017 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/2211/ustad-necmeddin-tabes%C3%AE-ile-imamet-ve-mehd%C3%AElik-uzerine-bir-soylesi">burada</a> yayınlanmıştır.<strong><br /></strong></span><br />
<br />
</div>
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-36841141173197510202018-02-14T16:06:00.002+03:002018-02-14T16:06:38.853+03:00Ehlibeyt Hakkında Nazil Olan Ayetler Açısından Allâme Hıllî ve İbn Teymiyye'nin Görüşlerinin Karşılaştırması<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Seyyid Muhammed Hüseyin Musevi Mübelliğ</strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><br />
<b><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Allâme Hıllî'nin hayatı ve eserleri</span></b><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Kısaca Allâme Hıllî olarak tanınan Hasan b. Yusuf b. Ali b. Muhammed b.
Mutahhar 628 yılının Ramazan ayının 27'nci gecesi Hılle şehrinde
dünyaya gelmiştir.<sup>1</sup> Fazilet ocağında gözlerini dünyaya açan
Allâme Hıllî çocukluk çağını babasının ve dayısının özel ilgisi ve
eğitimi altında geçirmiştir. Gençliğinde, İslâm dünyasının ünlü
kelamcısı Hace Nasırüddin Tusî ile tanışmış ve Tusî'nin vefatına kadar
(672) ondan ilahiyat, astronomi, matematik eğitimi almış, İbn Sina'nın
bazı eserlerini okumuştur.<sup>2</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Hıllî kuvvetli bir hafızaya ve güçlü bir kaleme sahipti. Kimi
biyografi yazarları Allâme Hıllî'nin eserlerinin çokluğuyla ilgili
olarak şöyle yazarlar: “Allâme, yolculuklarında atının üzerinde hareket
halindeyken yazmaya devam ederdi.”<sup>3</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Hıllî kelam, hikmet, kozmoloji, Kur'ân ilimleri, fıkıh, usul
alanlarında kitaplar telif etmiş; İbn Sina'nın ve üstadı Nasırüddin
Tusî'nin kitaplarını tercüme ve şerh etmiş, arkasında önemli bir
külliyat bırakmıştır. Allâme Hıllî'nin fıkıh ilminde on dokuz, hadis
ilminde dokuz, tefsir alanında iki, fıkıh usulü üzerine on beş, mantıkta
yedi, nahv ve sarf başta olmak üzere Arap edebiyatı sahasında dört,
rical ilminde dört kitabı bulunmaktadır.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ehlisünnet âlimleriyle dostane ilişkileri</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Merhum Allâme Hıllî Ehlisünnet ulemasıyla dostane ilişkiler kurmuştur.
Sünnî âlimlerin saygısını kazanmış, kendisi de şahsiyetine yaraşır
biçimde onların birçoğuna ihtiram göstermiştir. Sünnî âlimlerin
meclislerine katılmış, taassuptan uzak durarak günlük namazlarını
onlarla birlikte beş vakitte kılmıştır. Allâme Hıllî meşhur birkaç Sünnî
âlimle münazara meclisi tertiplemiş, samimi meclislerde bir araya
gelmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Tefsir müellifi Kadı Beydavî Şirazî (öl. 685) ile mektuplaşmış,
mektuplarında kelam, hadis, usul ve fıkıh başta olmak üzere çeşitli
disiplinlerde görüş alışverişinde bulunmuştur. Beydavî Allâme Hıllî'ye
yazdığı ikinci mektubuna şu cümlelerle başlar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Efendimiz Cemaleddin! -Allah ömrünü daim etsin- Sen usulde, fıkıhta, hadiste müçtehitlerin imamısın!”<sup>4</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Münazaralardaki kabiliyeti</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Allâme Hıllî, Ehlisünnet ulemasıyla iyi ilişkiler kurmakla birlikte
onlarla düzenlediği ilmî münazaralarda olağanüstü bir kabiliyete
sahipti. Kendi görüşlerini Sünnî ulemanın önünde güçlü ve ilmî delilerle
tartışırdı. Onun Ehlisünnet'in dört mezhebinin âlimleriyle dönemin
İslâm topraklarının sultanı Hüdabende lakabıyla tanınan Sultan
Muhammed'in huzurunda gerçekleştirdiği, sultanın Şiîliğe temayül
göstermesiyle sonuçlanan münazara araştırmacılarca çok iyi
bilinmektedir.<sup>5</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bununla birlikte Allâme Hıllî ile İbn Teymiyye arasında bir münazara
olmamıştır; her ikisi de birlikte bir ilmî tartışma meclisine katılma
eğilimi göstermemiştir. İbn Hacer Askalanî'nin bildirdiğine göre sadece
bir kere, o da birisi İbn Teymiyye'nin hakkında söylediği yakışıksız
sözleri kendisine hatırlattığında Allâme Hıllî şöyle demiştir:
“Söylediklerimi anladığını bilseydim ona mektup yazardım.”<sup>6</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yine İbn Hacer Askalanî'nin rivayetine göre İbn Teymiyye, Allâme Hıllî'nin <em>Minacü'l-keramet</em> adlı kitabına<em> Minhacü's-sünnet</em>
adında bir reddiye yazdığında kitabının bir nüshasını Allâme'ye
göndermiş, bunun üzerine Allâme de yukarıda naklettiğimiz sözlerini bir
kez daha tekrarlamıştır.<sup>7</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İbn Teymiyye hayatı ve görüşleri</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">İbn Teymiyye'nin tam adı, künyesi ve lakabı, Ahmed b. Abdülhalim b. Abdüsselam b. Hızır Ebu'l-Abbas Takiyüddin b. Teymiyye'dir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
661 yılında Harran'da dünyaya gelen İbn Teymiye 728 yılında Dımaşk'ta
vefat etmiştir. İbn Teymiyye, bir yüzyıldan fazla bir süre Hanbelî
mezhebinin sancaktarlığını yapan bir aileye mensuptu.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye, nebilere ve onların nas ile tayin edilen vasilerine,
salih velilere tevessülün ve onlardan istiğasede (yardım, himmet
istemek) bulunmanın şirk olduğu kanaatindedir. Ona göre şefaat de bir
çeşit küfürdür ve kabir ehlini ziyaret etmek, mezarların üzerine bina,
kümbet, türbe vb. inşa etmek Cahiliye bidatlerindendir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye'ye göre Hz. Peygamber'in Ehlibeyti'nin imametine inanmanın
kökeninde Yahudî öğretileri vardır. Dolayısıyla Ehlibeyt İmamları'nın
masum olduklarına inanmak da küfürdür. Bununla birlikte İbn Teymiyye,
ilahî sıfatlarla ilgili tartışmasında, Allah'a Kur'ân'ın âlemlerin
Rabbi'ni münezzeh saydığı, çeşitli fırkalardan İslâm âlimlerinin küfür
addettiği birtakım vasıflar yakıştırmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye tecessüme inanmış, Allah'ı yaratıklarına benzetmiştir.
Şeyh Hanefî Kevserî, İbn Teymiyye'nin Allah'ın sıfatlarına dair inancı
hakkında şunları yazar: “İbn Teymiyye açıkça Allah'ın cisim olduğuna
inanmaktadır.”<sup>8</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu nedenle Hanefî, Şafiî, Malikî ve Hanbelîlerden oluşan Sünnî fıkıh
mezheplerinin önde gelen uleması İbn Teymiyye'yi tekfire
kalkışmışlardır. İbn Teymiyye'nin çağdaşı Şeyh Şihabeddin İbn Cehbel
Şafiî (ö. 733) İbn Teymiyye'nin küfre yakın itikadıyla ilgili çok sayıda
kitap yazmış ve yazılarında açık bir dille onu münazaraya, hatta
mübarezeye, çatışmaya davet etmiştir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Biz onun (İbn Teymiyye'nin) fesad ve inhiraflarının bir biri ardınca
açığa çıkarmayı, böylelikle de inadının, dalaletinin ve inhirafının
hangi noktaya ulaştığını açıklığa kavuşturmayı ve bu vesileyle de Allah
yolunda layıkıyla cihad etmiş olmayı umuyoruz.”<sup>9</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Şiîlik karşısındaki taassubu</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">İbn Teymiyye Şia'ya karşı mutaassıptı; Şia mezhebine ve Şiî itikadına karşı, barışı asla kabul etmeyen bir inat sergiliyordu.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye, Şiîliği Yahudi İbn Sebe'nin tesis ettiğini ileri sürer ve
Şiî düşüncesinin Yahudi tefekkürünün bir uzantısı olduğuna inanır.<sup>10</sup> Şia'ya bilinçsizce Haşbiyye adını verir ve bunu şu şekilde gerekçelendirir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Şia'ya Haşbiyye denilmesinin sebebi, Şiîlerin Masum İmam'ın gölgesinde
olmadıkça, başlarında Masum İmam bulunmadıkça kılıçla cihad
etmemeleridir.”<sup>11</sup> İbn Teymiyye Şiîlerin aşırı gittikleri, gali ve yalancı oldukları kanaatindedir.<sup>12</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Eserleri</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">İbn Teymiyye'nin çok sayıda kitabı bulunmaktadır; ancak kitapları
incelendiğinde hemen hemen tamamının akaid konusunu ele aldığı görülür.
Külliyatı içinde, öteki kitaplarına nispetle en fazla Allâme Hıllî'nin
düşüncelerini eleştirdiği <em>Minhacü's-sünnet </em>adlı eserinde Müslümanların, Şiîlerin, hatta Peygamber'in ocağında yetişen Ehlibeyt'in inanç değerlerine saygısızlık eder.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Hacer Askalanî'nin bildirdiğine göre İbn Mutahhar Hıllî <em>Minhacü'l-kerame fi isbati'l-imamet</em>'inde
kelamî ve aklî delillerin yanı sıra Ehlisünnet'in hadis mecmualarında
(sahih ve sünen kitapları) nakledilen muteber hadislere dayanarak
Ehlibeyt İmamları'nın imametini ispat ettiğinde İbn Teymiyye bir reddiye
yazmaya karar vermiş ve uzun uğraşlar sonunda hacimli kitabı <em>Minhacü's-sünneti'n-nebeviyye fi nakdi kelami'ş-Şia ve'l-Kaderiyye</em>'yi yazmıştır.<sup>13</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Tartışmalı ayetlere toplu bakış</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Allâme Hıllî iki kitabında, <em>Keşfü'l-hak ve nehcü's-sıdk </em>ve <em>Minhacü'l-kerame fi isbati'l-imamet</em>'inde
yüzü aşkın Kur'ân ayetinin ve bazı surelerin Ehlibeyt'in şanında, Hz.
Peygamber'in itretininin yüce makamının beyanında nazil olduğunu yazar.
İbn Mutahhar Hıllî, bu ayetlerin ve surelerin bir kısmının özelde Hz.
Fatıma'nın, bir kısmının ise genelde Ehlibeyt'in makamıyla ilgili olduğu
kanaatindedir. Bu konuda nazil olan vahye aşağıdaki ayetleri ve sureleri örnek verebiliriz: </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
* Kevser Suresi, Hz. Fatıma'nın şanında nazil olmuştur. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
* İnsan Suresi, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve hizmetkârları Fizze hakkındadır. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
* Asr Suresi, Ehlibeyt hakkındadır. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
* Tathir ayeti (Ahzab, 33), Mübahele ayeti (Âl-i İmran, 61) ve “Âdem
Rabbinden birtakım kelimeler aldı.” (Bakara, 37) ayeti Hz. Peygamber,
Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin hakkındadır. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
* Velayet ayeti (Mâide, 55) ve tebliğ ayeti (Mâide, 67) ile “Bugün
sizin dininizi kemale erdirdim.” (Mâide, 3), “İnsanlardan öylesi de var
ki Allah'ın rızasını elde etmek için canını satar.” (Bakara, 207) ve
“Ben seni insanlara imam kılacağım.” (Bakara, 124) ayetleri gibi başka
onlarca ayet de Hz. Ali'nin şanındadır.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Deliller</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Ehlibeyt'in şanında nazil olan söz konusu ayetlerin nüzul sebebiyle
ilgili görüş bildirirken Allâme Hıllî Ehlisünnet kaynaklarını esas
almıştır. Bir sonraki bölümde ele alacağımız üzere Allâme Hıllî, Sünnî
kaynaklardan ayeti tefsir eden veya ayetin nüzul sebebini bildiren bir
rivayet naklettiğinde “müfessirler icma etmişlerdir”, “muhaddisler icma
etmişlerdir”, “müfessirler ayetin şu konuda nazil olduğu noktasında icma
etmişlerdir”, “cumhurun nakline göre” gibi ifadeler kullanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye de İbn Mutahhar Hıllî'nin görüşlerini tenkit ederken ümmet
ulemasının icmasına, müfessirlerin icmasına ve muhaddislerin icmasına
istinat eder.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu yüzden her birinin birbiriyle çelişen görüşlerini temellendirirken
icmaya başvurması veya delil gösterilen bir hadisin birinin altı sahih
kitapta (sıhah-i sitte) bulunduğunu, öbürünün bulunmadığını iddia etmesi
meseleleri uzun boylu bir araştırmayı gerektirir. Bu kısa makalede iki
tarafın ileri sürdüğü görüşleri tek tek ele almak mümkün olmayacağından
birkaç örnek üzerinde yoğunlaşacak, daha sonra genel bir
değerlendirmeyle Allâme Hıllî ile İbn Teymiyye arasında ilmî hakemlikte
bulunmak için Ehlisünnet âlimlerinin görüşlerini ele alacağız.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Örnek ayetlerin incelemesi</strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Velayet ayeti: <em>“Şüphesiz sizin veliniz, yalnızca Allah, Resulü ve namazı hakkıyla yerine getiren ve rükû halinde zekât veren müminlerdir.”</em></strong> <em>(Maide, 55)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu ayet-i kerimeye, Kur'ân araştırmacılarınca Velayet Ayeti adı
verilmiştir; müfessir ve muhaddislerin birçoğu da ayeti bu isimle
anarlar. Sayıca az olan bazı görüş sahipleri ise “zekât ve yüzük” ayeti
demeyi uygun bulmuşlardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ulemanın kahir ekseriyeti ayetin Hz. Ali hakkında nazil olduğu
noktasında Şia'nın ve Ehlisünnet'in icma ettiği kanaatindedir.
Müfessirler ve muhaddisler, sonu Hz. Peygamber'in sahabesine uzanan
çeşitli isnad zincirleriyle ayetin Hz. Ali hakkında nazil olduğunu
ispatlamışlardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Hıllî de, İmamî ulemayı takip ederek, velayet ayetinin Hz.
Ali'nin şanında nazil olduğunun kesinlik kazandığını ifade etmiş, ayeti
Hz. Ali'nin imametinin ispatında bir dayanak olarak kullanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Hıllî ayetin nüzul sebebinin meşhur oluşuyla ilgili olarak
şunları yazar: “İslâm uleması ayetin Hz. Ali hakkında nazil olduğunda
icma etmişlerdir. Hz. Ali'nin namaz kılarken sahabenin huzurunda
yüzüğünü bir miskine sadaka verdiği, bunun üzerine ayetin nazil olduğu
rivayeti altı sahih kitapta da nakledilmiştir.”<sup>14</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Başka bir yerde şöyle yazar: “Müfessirler ‘Şüphesiz sizin veliniz
Allah…' diye başlayan ayette kastedilenin Hz. Ali olduğunda görüş
birliği etmişlerdir. Nitekim Hz. Ali, rükû halindeyken yüzüğünü sadaka
vermiş, bunun üzerine de bu ayet nazil olmuştur. Bu konuda bir görüş
ayrılığı bulunmamaktadır.”<sup>15</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye farklı kitaplarında Hz. Ali'nin namaz esnasında sadaka
verdiği, bu olay üzerine de ayet nazil olduğu rivayetini tekzip etmiş ve
bu görüşünü ulemanın icmasına ve görüş birliğine dayandırmıştır. <em>Mukaddime fi usuli't-tefsir</em>'inde şunları yazar: “Namaz esnasında Ali'nin sadaka verdiği rivayeti ulemanın görüş birliği ettiği üzere mevzudur, uydurmadır.”<sup>16</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Aynı kitabın bir başka yerinde ise şöyle der: “Şüphesiz ilim ehlinin icmasına göre bu rivayet mevzudur, uydurmadır.”<sup>17</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye, velayet ayetinin nüzul sebebine dair bu görüşünü ilk
kitaplarında dile getirmiştir. İlerleyen zamanda Allâme Hıllî'nin güçlü
delilleriyle karşı karşıya kalınca saygısızlık edip onun Kur'ân'ın
tahrif edildiğine inandığını iddia etmiş ve velayet ayetinin Hz. Ali'nin
şanında nazil olduğunu yadsıyan sözler sarf etmiştir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İbn Mutahhar Kur'ân'ı kimsenin tahrif etmediği denli tahrif etmiştir.
Mesela o, ‘Şüphesiz sizin veliniz Allah…' ayetinin namaz esnasında
yüzüğünü sadaka veren Ali hakkında nazil olduğunu iler sürür. Bu, en
büyük batıl iddialardandır. Bilakis ilim ehli bu ayetin Ali'nin şanında
nazil olmadığında icma etmiştir ve de Ali'nin namaz esnasında hiçbir
zaman sadaka vermediğinde icma etmiştir. Ayrıca ilim ehli, naklolunan
sıfatın Ali hakkında uydurulan yalanlardan biri olduğu konusunda da icma
etmiştir.”<sup>18</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye amiyane bir tavırla Allâme Hıllî'nin ayetin Hz. Ali'nin
şanında nazil olduğuna dair rivayetin nakledildiği çok sayıdaki kaynağı
inkâr eder. Bütün bu kaynaklar arasından sadece Salebî'nin <em>Tefsir</em>'ine işaret eder ve onun zayıf bir kaynak olduğunu yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İbn Mutahhar'ın Salebî'nin <em>Tefsir</em>'inden naklettiği rivayetlere gelince; muhaddisler Salebî'nin <em>Tefsir</em>'inde birtakım mevzu, uydurma hadisleri naklettiğinde icma etmiştir. Bu yüzden hadis âlimi Beğavî, <em>Tefsir</em>'ine uydurma hadisleri almamış ve Salebî'nin kitabına aldığı bidat ehline ait yorumları da iktibas etmemiştir.”<sup>19</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Beğavî hakkında şunları da ekler: “O, hadis âlimidir ve bu tür uydurma rivayetleri nakletmez.”<sup>20</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye Beğavî'nin yanı sıra Taberî'den de övgüyle söz eder. Ona göre Taberî <em>Tefsir</em>'inde
sahih ve ispatlı isnada sahip hadisleri bir araya getirmeye gayret
ettiğinden, velayet ayetinin Ali'nin şanında nazil olduğu rivayeti gibi
uydurma hadisleri kitabına almamıştır.<sup>21</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Başka bir kitabında Taberî'nin doğruluğundan şöyle söz eder:
“İnsanların elinde dolaşan tefsirler arasında en sahih olanı Muhammed b.
Cerir Taberî'nin <em>Tefsir</em>'idir. O, selefin sözlerini ispatlı
isnadlarla nakletmiştir. Kitabında bir bidat bulunmadığı gibi Mukatil ve
Kelbî gibi yalancılıkla itham edilmiş zevattan da hadis
nakletmemiştir.”<sup>22</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İbn Teymiyye'nin görüşlerinin tenkidi</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Allâme Hıllî'nin tezleri ve İbn Teymiyye'nin karşı görüşleri topluca
değerlendirildiğinde İbn Teymiyye'nin sözlerinde birtakım çelişkiler
göze çarpar.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye velayet ayetinin nüzul sebebine dair rivayet bağlamında
Taberî ve Beğavî'den övgüyle söz etmiş, Selebî'nin ise bu konuda uydurma
rivayetlere yer verdiğini yazmıştır. Hâlbuki inzar hadisesiyle ilgili
rivayetlerde bu kez onayladığı bu iki raviyi uydurma hadis nakletmekle
suçlamıştır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İnzar hadisi kimi tefsir kitaplarında naklolunmuştur. Fakat bunlar
sahih rivayetler değildir. Mesela Salebî, Vahidî, Beğavî ve hatta İbn
Cerir Taberî ve İbn Ebi Hatem'in tefsirlerinde uydurma rivayetler
bulunur. Rivayetlerin bu tefsir kitaplarında ayrı ayrı nakledilmiş
olması sıhhatlerine delalet etmez.”<sup>23</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Görüldüğü üzere İbn Teymiyye bir yerde Beğavî ve Taberî'yi överek,
başka bir yerde aynı iki ismi yererek açık bir çelişkiye düşmüştür.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye'nin bir başka çelişkisi ise şudur: Haklarında onlar zayıf
rivayetleri kitaplarında nakletmezler dediği Taberî ve Beğavî'den Taberî
<em>Tefsir</em>'inde -İbn Teymiyye'nin deyimiyle- ispatlı, sahih
isnadla Hz. Ali'nin namaz esnasında sadaka verdiğine ve velayet ayetinin
Hz. Ali'nin şanında nazil olduğuna dair rivayeti beş ayrı tarikten<sup>24</sup>; Beğavî ise muhtelif tariklerle<sup>25</sup> nakletmiştir.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Allâme Hıllî ve İbn Teymiyye'nin görüşlerini icmaya dayandırmaları</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Daha önce de ifade edildiği üzere Allâme Hıllî ve İbn Teymiyye
iddialarını ispatlama sadedinde icmaya başvurmuşlardır. Buna göre bizim
gerçekten bir icmanın söz konusu olup olmadığını, varsa bu icmanın
hangisinin iddiasını doğruladığını araştırmamız gerekmektedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Müfessirlerin ve muhaddislerin görüşlerine geçmeden önce rivayetin sahabî ravileri hakkında bilgi vermemiz uygun olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ayetin nüzul sebebiyle ilgili rivayetin ravileri,İbn Abbas, Ebu Zer,
Ammar b. Yasir, Cabir b. Abdullah, Ebu Rafi, Enes b. Malik, Seleme b.
Kuheyl, Abdullah b. Selam, Mikdad b. Esved Kindî, Ömer b. Hattab, Osman
b. Affan, Zübeyr b. Avvam, Abdurrahman b. Avf, Sad b. Ebi Vakkas, Talha
b. Abdullah, Halil b. Merre ile Hz. Ali'nin kendisidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhaddislerin her biri de Hz. Ali'nin namaz esnasında sadaka vermesiyle
ilgili rivayeti kendi hadis ve tefsir kitaplarında doğrudan sahabeden
nakletmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Taberî rivayeti beş farklı tarikle,
İbn Teymiyye'nin itimat ettiği bir başka müfessir Beğavî ise çeşitli
tariklerle nakletmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu ikisi dışında rivayeti nakleden başka muhaddisler de vardır. Mesela Vahidî<sup>26</sup>,Carullah Zemahşerî<sup>27</sup>, Fahreddin Razî<sup>28</sup>, Salebî<sup>29</sup>, Müslim<sup>30</sup>, Buharî<sup>31</sup>, Ahmed b. Hanbel<sup>32</sup>, İbn Esir<sup>33</sup>, Hatib, İbn Merdeviye, Ebu's-Suud<sup>34</sup>, Nesefî<sup>35</sup>, Beydavî<sup>36</sup>, Suyutî<sup>37</sup>, Şevkanî<sup>38</sup> ve Alusî<sup>39</sup> bu rivayeti nakletmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şevkanî, Hz. Ali'nin namaz esnasında sadaka vermesiyle ilgili rivayeti
naklettikten sonra ayetin nüzul sebebiyle ilgili şunları yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Hatib, <em>el-Müttefik ve'l-müteferrik</em>'te bu hadisi İbn Abbas'tan
nakletmiş ve ayetin Hz. Ali'nin şanında nazil olduğunun sahih olduğunu
yazmıştır. Abdürrezzak, Abd b. Hamid, İbn Cerir, Ebu'ş-Şeyh ve İbn
Merdeveyh rivayeti İbn Abbas'tan nakletmişlerdir ve İbn Abbas, ‘Ayet,
Ali'nin şanında nazil olmuştur.' demiştir.”<sup>38</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ebu'ş-Şeyh ve İbn Merdeveyh de Ali b. Ebi Tâlib'den benzer bir rivayet nakletmişlerdir.<sup>39 </sup>Alusî ise şöyle yazar: “Muhaddislerin çoğunluğu bu ayetin Hz. Ali'nin şanında nazil olduğunda hemfikirdir.”<sup>40 </sup>Daha sonra ayetin nüzul sebebine dair rivayeti uzun uzadıya nakleden Alusî <em>Tefsir</em>'inde de aynı rivayeti nakletmiştir: “Velayet ayeti Ali'nin şanında nazil olunca, o esnada mescitte bulunan Hassan b. Sabit konuyla ilgili bir şiir inşat etti.”<sup>41</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ahmed b. Hanbel <em>Fezailü's-sahabe</em>'de ve İbn Esir <em>Camiü'l-usul</em>'de ayetin Hz. Ali hakkında nazil olduğunu teyit etmişlerdir.<sup>42</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Büyük Sünnî âlim Haskanî <em>Şevahidü't-tenzil</em>'inde bu konuda
yirmi sekiz rivayet nakletmiştir. İsnadında yer alan ravilerin
altısının; Hz. Ali, Ammar, Ebu Zer, Mikdad, Cabir ve İbn Abbas,
sahabenin ileri gelenlerinden olduğu görülür.<sup>43</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Vahidî <em>Esbabü'n-nüzul</em>'ünde iki tarikle<sup>44</sup>, İbn Kesir <em>Tefsir</em>'inde altı tarikle<sup>45</sup>, Suyutî <em>Dürrü'l-mensur fî tefsiri'l-Kur'ân bi'l-mesur</em>'unda yaklaşık yirmi tarikle<sup>46 </sup>rivayeti nakletmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Fahreddin Razî şunları yazar: “Bu ayetin nüzulü esnasında Abdullah b.
Selam'ın şöyle dediği rivayet edilir: Ey Allah Resulü! Ben Ali'yi rükû
halindeyken yüzüğünü bir fakire sadaka verirken gördüm. Şu halde biz
onun velayetini kabul ediyoruz.”<sup>47</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Eminî de ayetin Hz. Ali'nin şanında nazil olduğunu bildiren
altmış altı Sünnî muhaddise, kaynak ve isim zikrederek kitabında yer
vermiştir.<sup>48</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Tabatabaî <em>el-Mizan fî tefsiri'l-Kur'ân</em>'da şöyle yazar:
“Ahmed, Nesaî, Taberî, Taberanî, Abd b. Hamid başta olmak üzere rivayet
tefsirinin imamları ve ayrıca başka hadis âlimleri ve hafızları,
birbirlerini reddetmeksizin (rivayet üzerinde) görüş birliği
etmişlerdir. Kelamcılar da hadisin sadır olduğunu kabul etmişlerdir.
Fakihler ise rivayeti namazda fazladan bir amel işlemek meselesinde ve
tatavvu (nafile) sadakasının zekât sayılıp sayılmayacağı tartışması
bağlamında nakletmişlerdir.”<sup>49</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Merhum Ayetullah Maraşî Necefî de velayet ayetinin Hz. Ali'nin şanında
nazil olduğuna dair rivayeti otuz bir ayrı kaynaktan nakletmiştir.<sup>50</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Seyyid Şerefüddin Âmilî ise şunları kaydeder: “Ayetin Hz. Ali
hakkında nazil olduğu hususu müfessirlerin icma ettikleri bir husustur
ve bu icma Ehlisünnet'in büyük uleması tarafından nakledilmiştir. Söz
gelimi İmam Kuşçu <em>Tecrid</em>'e yazdığı şerhin imamet babında bu görüşü nakletmiştir.”<sup>51</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Son olarak Seyyid Murtaza da, “Nakil ehli rükûda zekât verenin Ali olduğunda ittifak etmiştir,” diye yazmaktadır.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Mübahale ayeti: "<em>Kim sana gelen bilgiden sonra seninle bu konuda tartışırsa
de ki: Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve
kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra mübahele edelim
de Allah'tan yalancılar üzerine lanet dileyelim.”</em></strong> <em>(Âl-i İmran, 61)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ayet-i kerime farklı açılardan incelenebilir. Biz burada incelememizi Hz. Peygamber'in yoldaşları konusuyla başlatıyoruz.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Hz. Peygamber'in Mübahale Olayı'ndaki yoldaşları</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Şiî müfessirler ittifakla, Sünnî müfessirlerin ise çoğunluğunun,
ezcümle Beydavî, Nişaburî, Bursevî, Hakkı, Suyutî, Fahreddin Razî ve İbn
Kesir'in bildirdikleri üzere Mübahele ashabı, Hz. Peygamber'in
mübaheledeki yoldaşları dört kişiydi (Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve
Hz. Hüseyin).<sup>52</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Mübahelenin Ehlibeyt'in üstünlüğüne delalet etmesi</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Allâme Hıllî, Kisa Ashabı'nın Mübahele'de Hz. Peygamber'e yoldaşlık
etmesini ve onlar hakkında ayet nazil olmasını Ehlibeyt'in
faziletlerinden biri olarak yorumlamıştır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Müfessriler, ‘oğullarımız' ile kastedilenin Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin,
‘nefislerimiz' ile kastedilenin Hz. Ali olduğunda icma etmişlerdir. Şu
halde Allah, Hz. Ali'yi Hz. Muhammed'in nefsi, kendisi olarak
nitelemiştir ve bundan murat Hz. Ali ile Hz. Muhammed'in nefsî (ruhsal)
birliğidir. Kendisi liyakat sahibi olan kâmil biriyle eşit olan kimsenin
kendisi de kâmil ve liyakat sahibidir. Ve bu ayet, Efendimiz Müminlerin
Emiri'nin yüce makamına delalet eder; çünkü Allah, Hz. Ali'yi Hz.
Peygamber'in nefsiyle bir tutmaya hükmetmiş ve onu dua etmede (mübahele)
Hz. Peygamber'e yardımcı atamıştır. Allah'ın Elçisi'ne duada ondan
yardım istemesini, ona tevessül etmesini emretmesinden daha üstün bir
fazilet hangisidir? Böyle bir mertebe kime nasip olmuştur?”<sup>53</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye ise Hz. Ali'nin, Hz. Fatıma'nın, Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin'in Hz. Peygamber'e Mübahele'de yoldaşlık etmesini bir fazilet
olarak algılamaz:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Mübahele Olayı'nda Ehlibeyt adına bir fazilet görmüyoruz. Hz.
Peygamber'in onları mübahele için çağırmasının onların faziletli
olmasıyla bir ilgisi yoktur. Onları çağırmasının nedeni, mübaheleye
yakınların katılması geleneğidir. Şayet Hz. Peygamber Ebu Bekir ile
Ömer'i mübaheleye çağırmış olsaydı duasına daha çabuk ve daha yaraşır
bir biçimde icabet olunurdu.”<sup>54</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye burada mübaheleye davetin Hz. Peygamber tarafından değil
de Allah tarafından yapıldığını tamamen unutmuştur. Bu gafletiyle
birlikte üstüne üstlük Hz. Peygamber'e bir de yol haritası çizmeye
çalışmış; akrabalarının yerine Ebu Bekir ile Ömer'in mübaheleye davet
etmediği için ima yoluyla Efendimize serzenişte bulunmuştur. Başka bir
yerde şöyle yazar:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İbn Mutahhar, Hz. Peygamber tarafından mübaheleye Hz. Ali, Hz. Fatıma,
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in davet edilmesi hadisesinden, onların
sahabenin geri kalanına üstün oldukları sonucunu çıkarma gayretine
girmiştir. Hâlbuki bu hadise asla bir fazilete delalet etmez. Ben
defalarca Rafızîlerin Cahiliye'deki gibi Ehlibeyt'in sahabeye üstün
olduğunu ispatlamaya çalıştıklarını söyledim.”<sup>55</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Görüldüğü üzere İbn Teymiyye, Allâme Hıllî'ye Ehlibeyt'in faziletini
ispat etmesinden dolayı muhalefet etmektedir. Nitekim İbn Hacer bu
gerçeği ortaya çıkarmış ve şöyle yazmıştır: “İbn Teymiyye'nin İbn Mutahhar'ı küçük görmesinin altında Ali'ye küçümsemesi yatmaktadır.”<sup>56</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Doğrusu İbn Teymiyye de Ehlibeyt'e olan husumeti gizleme telaşında değildi. <em>Minhacü's-sünnet</em>'te şöyle yazar: “Âl-i Resul'ü önceleme düşüncesi Cahiliye düşüncesidir. Ehlibeyt de kendi liderlerini başkalarına öncelerdi.”<sup>57</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Aynı eserinin bir başka yerinde bu düşüncenin Yahudî tefekküründen
kaynakladığını ileri sürer: “Şia, imametin Ali oğulları dışında birine
yaraşmayacağını ileri sürer. Yahudîler de hükümet Davud ailesi dışında
birine yaraşmaz, der.”<sup>58</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hz. Peygamber'in Allah tarafından Ehlibyet'ini mübahelede yanına
almakla görevlendirilmesi onlar için bir fazilet midir, değil midir?
İmdi bu konuyu ele alacağız. Bunu yaparken de önce Ehlisünnet
âlimlerinin görüşlerini ele alacak, ardında İmamî âlimlerin görüşlerine
geçeceğiz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Daha önce bir kısmının isimlerini andığımız Ehlisünnet müfessirlerinin
ve muhaddislerinin büyük çoğunluğu mübahele ayetinin Ehlibeyt'in
faziletine delalet ettiği kanaatindedir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Hacer <em>es-Savaikü'l-muhrika</em>'da Darekutnî'den şöyle
nakleder: “Müminlerin Emiri şura günü şöyle buyurdu: ‘Sizi Allah'a ant
veriyorum, söyleyin! Aranızda Hz. Peygamber'e, onu kendisiyle bir
tuttuğu, oğullarını kendi oğulları, eşini de kendisine en yakın kadın
diye nitelediği benden daha yakın kimse var mıdır?'Cevabında, ‘Aramızda
kimse Peygamber'e senden daha yakın değildir,' dediler.”<sup>59</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Zemahşerî ise şöyle yazar: “Kisa Ashabı'nın faziletine en güçlü delil mübahele ayetidir.”<sup>60</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Alusî <em>Ruhu'l-maani</em> adlı tefsirinde şunları kaydeder: “Ayetin
Hz. Peygamber'in Ehlibeyti'nin faziletine delalet ettiği noktasında
hiçbir mümin tereddüt etmez. Nasıbîlerin ayetin Ehlibeyt'in faziletine
delalet etmediği zannı, bir hezeyandan ibarettir, şeytanla temasın
göstergesidir.”<sup>61</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Müslim <em>Sahih</em>'inde<sup>62</sup> ve İbn Hacer de <em>es-Savaik</em>'inde<sup>63</sup> Allah tarafından seçilmiş olmayı bu beş kişinin (Kisa Ashabı) faziletinin en büyük delili saymışlardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmam Şafiî <em>Metalibü's-suul</em> adlı kitabında Gadir-i Hum
Hadisesi'ni incelerken Hz. Ali'nin liyakati babında çok sayıda ayet ve
hadise istinat etmiştir. Mübahale ayetine de değinen İmam Şafiî ayetin
somut örneğinin, mısdakının bu beş kişiye özgü oluşunu Hz. Ali ve
Ehlibeyt'in faziletinin en önemli delili saymıştır.<sup>64</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır.” hadisini ele alan İmam Şafiî şunları yazar: “Bil ki ‘Ben kimin mevlası isem…' hadisi Allah'ın ‘nefislerimizi ve
nefislerinizi' ayetinde buyurduğu sırlardandır. Daha önce de ifade
edildiği üzere burada maksat, Ali'nin müminler üzerindeki velayetidir.
Çünkü Allah, Hz. Peygamber'in nefsiyle Ali'nin nefsini bir tutmuş, her
ikisini de Hz. Peygamber'e izafe olunan zamirle bir araya getirmiştir.
Hz. Peygamber bu hadisinde, kendi nefsinin müminler üzerindeki velayeti
bağlamında ispata kavuşturduğu şeyi Ali'nin nefsi açısından da
ispatlamıştır. Şu halde Ali, müminlerin efendisidir. Mümkün olan her
manada müminlerin efendisi olarak Peygamber için sabit olan faziletler
aynı manada Ali için de sabit olmuş olur. Bu faziletler, benzersiz bir
mertebeyi, yüksek bir dereceyi, yüce bir makamı işaret eder ve Allah,
bunları gayrisine değil de yalnızca O'na tahsis etmiştir. Böylelikle bu
gün (Gadir günü) onun (velayetin) bayramı olmuştur ve onun (Ali'nin)
dostları için sevinç gününe dönüşmüştür.”<sup>65</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ebu Nuaym İsfahanî <em>Hilyetü'l-evliya</em>'sında sahih isnadla şöyle
bir rivayet nakleder: “Ali yanına gelince Hz. Peygamber: ‘Ey
Müslümanların efendisi ve muttakilerin imamı merhaba!' buyurdu.”<sup>66</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Devamında şöyle yazar: “Müslümanların efendiliği ve muttakilerin
imamlığı Hz. Peygamber'e özgü sıfatlardır. Allah, Ali'nin nefsini
Peygamber'in nefsi diye nitelemiş ve Ali'yi Peygamber'in sıfatlarıyla
övmüştür.”<sup>67</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Fahreddin Razî <em>Tefsir</em>'inde mübahele ayetinin Kisa Ashabı'na
mahsus olduğunu ve bunun iki hususta delil sayılacağını yazar: a)
Ehlibeyt'in faziletinin en önemli delilidir. b) Hz. Hasan ve Hz.
Hüseyin, Hz. Peygamber'in oğullarıdır.<sup>68</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İkinci husus bağlamında Fahreddin Razî bir başka ayete daha istinat
eder: “Bu hususu vurgulayan bir başka ayet Enam Suresi'nin 84'üncü ve
85'inci ayetleridir; şöyle buyrulur: ‘Onun soyundan Davud, Süleyman,
Eyyub… Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı…' Açıktır ki burada Hz. İsa annesi
vasıtasıyla Hz. İbrahim'e nispet edilmiştir; babası vasıtasıyla değil.
Bu da kimi zaman insanın kızının oğullarını kendi oğulları gördüğünü
ispatlamış olur.”<sup>69</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şiî ulema, Ehlibeyt mektebinden ilhamla, Mübahele Olayı'nı ve bu olayla
ilgili olarak İtret'in şanında nazil olan ayet-i kerimeyi Ehlibeyt'in
faziletlerinden ve imtiyazlarından biri sayarlar. <em>el-İhticac</em>'da Hz. Ali ile Ebu Bekir arasında geçen konuşma nakledilir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Allah'a ant olsun ki ey Ebu Bekir! Hz. Peygamber, mübahalede yanına
beni, eşimi ve oğullarımı mı yoldaş aldı, yoksa seni, eşini ve
oğullarını mı? Seni, eşini ve oğullarını, dedi.”<sup>70</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmam Ali b. Musa er-Rıza'da Memun'un meclisinde İtret'in diğer ümmete,
topluluklara faziletini ispat sadedinde bu ayete istinat etmiştir.
İmam'a Allah'ın Kitabında “istifa (seçme)” kavramını tefsir edip
etmediği sorulduğunda “Evet, açık bir biçimde on iki farklı şekilde
tefsir etmiştir” cevabını vermiş, üçüncüsüne geldiğinde şöyle
buyurmuştur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Üçüncüsü; Allah yarattıkları arasından temiz olanları seçip Elçisi'ne
seçilmişlerle birlikte Necran ehliyle mübahaleye gitmek üzere
hazırlanmasını emrettiğinde ‘Kim sana gelen bilgiden sonra seninle bu
konuda tartışırsa de ki…' buyurmuştur.”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Orada bulunan âlimler ayette geçen nefis sözcüğü ile başkasının değil,
bizzat Hz. Peygamber'in kastedildiğini söylediklerinde ise İmam Rıza
şöyle buyurmuştur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Kastedilen Ali b. Ebi Tâlib'dir. Bunun da delili, Hz. Peygamber'in
Beni Velia Olayı'nda buyurduğu şu sözdür: ‘Onlara kendim gibi birini
göndereceğim.' Bu sözde kastedilen Ali b. Ebi Tâlib idi. Bu yüzden
ayette Peygamber'in nefsi ile kastedilen de Ali'dir ve ayetteki
‘oğullarımızdan' maksat da Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin'dir. ‘Kadınlarımız'
sözüyle de Hz. Fatıma kastedilmiştir. Çünkü ayette belirtilen
özellikler onlara uymaktadır. Bu, kendilerinden sonra hiçbir insanoğluna
nasip olmamış bir fazilet ve hiç kimsenin bu hususta kendilerine
takaddüm edemediği bir şereftir. Nitekim Hz. Ali, Hz. Peygamber'in nefsi
olarak tanıtılmıştır.”<sup>71</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Şeyh Müfid de İmam Ali b. Musa er-Rıza'dan mübahale bağlamında Hz.
Ali'nin büyük fazilete sahip olduğuna dair bir rivayet nakletmiştir.<sup>72</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Tathir ayeti: <em>“Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehlibeyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” </em></strong><em>(Ahzap, 33)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Birçok müfessir ve muhaddise göre Allah tarafından Ehlibeyt'in
tertemizliğine işaret olunan tathir ayeti, Hz. Peygamber'in yanı sıra
Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e şâmil olmaktadır; başka
hiç kimseyi değil! Ehlisünnet ulemasından ayetin sadece bu beş kişiyi
kapsadığı görüşünde olanlar şunlardır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
1. Hakim Haskanî, <em>Şevahidü't-tenzil</em>, c. 2, s. 10-192 (rivayetlerin isnadını zikretmiştir).</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
2. Celaleddin Suyutî, <em>Dürrü'l-mensur</em>, c. 5, s. 5-198 (rivayetleri farklı tariklerle nakletmiştir).</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
3. Tahavî, <em>Müşkilü'l-asar</em>, c. 1, s. 237-332.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
4. Hafız İbn Hacer Heysemî, <em>Mecmaü'z-zevaid</em>, c. 9, s. 121-146.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
5. Ahmed b. Hanbel, <em>el-Müsned</em>, c. 1, s. 23, c. 4, s. 107.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
6. İbn Hacer, <em>es-Savaikü'l-muhrika</em>, s. 85.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
7. Muhammed b. Cerir et-Taberî, <em>Tefsir</em>, c. 22, s. 5-7.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
8. Nesaî, <em>Hasais</em>, c. 4.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br /><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
9. Hâkim Nişaburî, <em>el-Müstedrek ala's-Sahiheyn</em>, c. 2, s. 416.</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yukarıda isimleri zikredilen müellifler bu konuda çok sayıda rivayet
nakletmişlerdir. Biz burada sadece Ümmü Seleme'nin rivayetini
nakletmekle yetineceğiz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Bu ayet nazil olduktan ve Kisa Ashabı'na bu müjde verildikten sonra,
‘Ya Resulullah! Ben de Ehlibeyt'ten olabilir miyim?' diye sordum. Hz.
Peygamber, ‘Sen hayır üzeresin. Onlar benim Ehlibeyt'imdir, sen ise
benim eşimsin.' buyurdu.”<sup>73</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Müşkilü'l-asar</em>'ında Ümmü Seleme'den bu rivayetin farklı bir varyantını da nakleden Tahavî'nin rivayetinde aşağıdaki cümleler de yer alır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Ümmü Seleme: Hz. Peygamber'in cevabında, ‘Evet, bu topluluğa
katılabilirsin!' demesini ne çok isterdim. Evet demesi benim için
güneşin üzerine doğup battığı her şeyden daha değerli olurdu, dedi.”<sup>74</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Tathir ayetinin Ehlibeyt'in faziletine delalet etmesi</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Müfessirlerin cumhuru icma üzere bu ayetin Hz. Peygamber, Hz. Ali, Hz.
Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in şanında nazil olduğunu
belirtmişlerdir. Ebu Abdullah Muhammed b. İmran Merzbanî Ebu Himra'nın
şöyle dediğini rivayet eder: “Ben dokuz, on ay Hz. Peygamber'in
hizmetkârlığını yaptım. Hz. Peygamber her sabah Hz. Ali'nin (evinin)
kapısına omzunu yaslayıp ‘Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize
olsun!' demeden evinden asla çıkmazdı. Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan
ve Hz. Hüseyin de cevabında, ‘Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi senin
üzerine olsun ey Allah Resulü!' derlerdi. Sonra Hz. Peygamber ‘Namaz!
Allah size rahmet etsin. Allah, sizden her türlü pisliği gidermek ve
sizi tertemiz yapmak istiyor.' derdi. Yalan söylemek bir çeşit pisliktir
ve (Müslümanlar arasında) Ali'nin hilafet iddiasında bulunduğu ve onun
bu iddiasında doğru olduğu noktasında ihtilaf yoktur.”<sup>75</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu açıklamadan iki önemli husus ortaya çıkmaktadır: Birincisi, bu ayet,
mübahele ayeti gibi sadece Kisa Ashabı'nı şamil olmakta, onlar dışında
bir akrabayı veya eşi kapsamamaktadır. İkincisi, ayet Ehlibeyt'in
faziletinin ve Hz. Ali'nin imametinin delilidir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye erken dönem yazılarında tathir ayetinin yalnızca Hz. Ali,
Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e delalet ettiğini yazmıştır:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“‘Allah, yalnızca siz Ehlibeyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi
tertemiz yapmak istiyor.' ayeti Hz. Peygamber'in işaretiyle sadece Hz.
Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e şâmil olur. Allah Hz.
Peygamber'in Ehlibeyt'inden her türlü pisliği gidermek ve onları
tertemiz kılmak istediğinde Hz. Peygamber Ehlibeyt'inin en yakınlarını
ve kendi havasından olan efradı yanına çağırdı. Bu efrat da Ali, Fatıma
ve cennet gençlerinin iki efendisi (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin) idi. Sonra
Allah iki emri onlarda cem etti: Onlar için tertemiz olmayı ve Hz.
Peygamber'in kemâl duasını hükmetti.”<sup>76</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye'nin yukarıdaki ifadelerini <em>Minhacü's-sünnet</em>'ten önce yazdığı <em>Hukuku Âli'l-Beyt</em>'ten alıntıladık. <em>Minhacü's-sünnet</em>'inde
ise, her ne kadar ayetin Kisa Ashabı hakkında nazil olduğunu inkâr
etmese de, ayetin Ehlibeyt'in faziletine delalet ettiğini kabul etmez.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Minhacü's-sünnet</em>'te şöyle yazar: “Allah'ın bu kelamı (tathir
ayeti) yalnızca Allah'ın Ehlibeyt'in tertemizliğini irade etmesine ve
Hz. Peygamber'in onların tertemizliği için dua buyurmasına işaret eder.
Ayet, Allah'ın onları gerçekten de tertemiz kıldığı anlamına gelmez;
bilakis bu, onların tertemiz olmakla görevlendirildiklerini gösterir.
Allah'ın onları tertemiz kılmadığının, onların tertemiz olmakla
görevlendirildiğinin göstergesi olan delillerden biri <em>Sahih</em>'te
naklolunan rivayettir. Bu rivayete göre Hz. Peygamber, Ali, Fatıma,
Hasan ve Hüseyin için bir çadır kurmuş, ardından ‘Ey Allahım! Bunlar
benim Ehlibeyt'imdir. Her türlü pisliği onlardan uzaklaştır ve
temizliğin en üst mertebesinde onları tertemiz kıl!' buyurmuştur. Bu
rivayeti Müslim <em>Sahih</em>'inde Âişe'den, sünen müellifleri ise Ümmü Seleme'den nakletmişlerdir.”<sup>77</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye'nin ifadelerinden onun tathir ayetini Ehlibeyt'in
faziletine bir delil olarak görmediği anlaşılmaktadır. Onun iddiasına
göre Allah, Ehlibeyt'in tertemizliğini haber vermemiş, tersine onlara
temizliğe riayet etmeyi emretmiştir. Ayetin muhtevası ve Müslüman
âlimlerin görüşleri çerçevesinde ayet-i kerimenin gerçekten Ehlibeyt'in
faziletine delalet edip etmediğini araştırmamız yerinde olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ayetin nüzul sebebine dair rivayetleri -Şiî ve Sünnî Kur'ân ilimleri
âlimlerine, muhaddislere ve müfessirlere, sahih ve sünen müelliflerine
göre tevatürle nakledilen bu rivayetlere göre ayet Hz. Ali, Hz. Fatıma,
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i işaret etmektedir- bir kenara koyarak ayetin
muhtevasını incelediğimizde, hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde
ayetin Ehlibeyt'in şanında olduğu ve Allah'ın onları tertemiz kılma
iradesini beyan ettiği ortaya çıkmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye'nin Allah'ın bu ayette Ehlibeyt'in tertemizliğinin,
taharetinin gerçekleştiğini haber vermediğine dair ifadeleri âlimliğe
yakışmayan bir iddiadır! Ayrıca bu iddia onun ayetin manasına teveccüh
etmediğini ve önceki kitabı <em>Hukuku Âli'l-Beyt</em>'te yazdıklarıyla
çeliştiğini göstermektedir. Elbette İbn Teymiyye'nin çelişkisi yalnızca
bu konuyla sınırlı değildir; makalemizde yer yer onun başka çelişkili
iddialarına da değindik.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Âlimane bir bakışla değerlendirildiğinde ayetin Ehlibeyt'e herhangi bir
yükümlülük yüklemediği, aksine Allah'ın Ehlibeyt'i tertemiz kılma
iradesini haber verdiği görülür.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong><em>“Kuşkusuz Allah, yalnızca siz Ehlibeyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.”</em></strong> <em>(Ahzap, 33)</em></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Yukarıda ifade edilenlerden şu sonuca varabiliriz: İbn Teymiyye, ayetin
yalnızca Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i kapsadığını
inkâr edip başkalarını bu fazilete ortak etmiş olsaydı bu, onun için
ayetin Ehlibeyt'in faziletini ispat eden yönünü inkâr etmekten daha
kolay olurdu.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İki görüş çerçevesinde Ehlisünnet'in hakemliği</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Yukarıda söz konusu ettiğimiz tartışma, Allâme Hıllî ile İbn Teymiyye
arasında görüş ayrılığına sebebiyet veren ayetlerden bir tanesidir. İmdi
İbn Teymiyye'nin ayetle ilgili görüşlerini <em>Minhacü's-sünnet </em>adlı
kitabında yayımladıktan sonra Ehlisünnet ulemasının bu konuda ne
söylediğini ele alacak, bunu yaparken de önce Sünnî ricâl âlimlerinin
Allâme Hıllî hakkındaki düşüncelerine, sonra İbn Teymiyye'nin Allâme
Hıllî'nin görüşlerine yönelttiği tenkitleri nasıl değerlendirdiklerine
işaret edeceğiz.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Sünnî ricâl âlimlerinin Allâme Hıllî hakkındaki görüşleri</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Şiî ve Sünnî biyografi yazarlarının, rical âlimlerinin ve hadis
ulemasının eserleri incelendiğinde onların Allâme Hıllî'den saygıyla söz
ettikleri görülür. Bu yazar ve âlimlerin her biri Allâme Hıllî'yi ona
yaraşır lakaplarla anmışlar, ilim, ahlak ve güvenilirlik açısından onu
övmüşlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmdi ulemanın bu konudaki yazılarından örnekler nakledelim.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sünnî ulemadan Allâme Hıllî'nin çağdaşı Safedî şöyle yazar: “O (Allâme
Hıllî), imam ve allâmedir ve fen sahibidir. Çok sayıda eseri vardır.
Hayattayken meşhur olmuştur. Kelamda ve aklî ilimlerde imamdı, öncüydü.
Atının üzerinde hareket halindeyken bile yazmaya devam ederdi.
Davranışlarında mülayimdi, güzel ahlaklıydı ve durmadan Allah'ın
zikriyle meşguldü.”<sup>78</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhammed Hüseyin Zehebî ise şunları yazar: “Şeyh Hıllî, allâmedir, güvenilirdir ve çok sayıda kitabı vardır.”<sup>79</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Hacer şöyle yazar: “O, Şiîlerin âlimi, rehberi ve yazarıdır. Beden
temizliğinde ve manevî arılıkta bir örnekti. Eserleri o hayattayken
meşhur oldu. Allah'ı çokça zikrederdi, güzel ahlaklıydı.”<sup>80</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Allâme Hıllî'nin çağdaşı rical âlimi İbn Davud ise şöyle yazar: “O,
taifenin (Şia'nın) şeyhi, zamanının allâmesi, tahkik ve tetkik ehliydi.
Çok sayıda kitabı bulunur. Uzun süre Şiîlerin aklî konularda ve aklî
olmayan konularda rehberliğini yapmıştır.”<sup>81</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye'nin biyografisini yazan Abdülmecid ise Allâme Hıllî
hakkında şunları yazmıştır: “O, İmamiyye'ye göre taifenin şeyhi ve
mutlak (tartışmasız) allâmesiydi. O hayattayken başka kimseye bu lakap
(Allâme) verilmemiştir. Ona ayetullah da denilmiştir; onun zamanına
kadar hiç kimse için bu lakap kullanılmamıştı.”<sup>82</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Emir Seyyid Mustafa Teferrüşî <em>Nakdü'r-ricâl</em> adlı kitabında
şunları yazar: “Kendi kendime Allâme Hıllî hakkında bir şey yazmamaya
karar vermiştim; çünkü onun ilminin, yazdığı eserlerin, sahip olduğu
faziletlerin, hakkında söylenen övgü dolu sözlerin kitabıma
sığmayacağını düşünmüştüm. Gerçekten de o, insanların iyilikleri ve
faziletleri hakkında övgüyle söylediklerinden çok daha fazlasına
sahiptir.”<sup>83</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Ehlisünnet ulemasına göre İbn Teymiyye</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">İlim mahfillerinde meşhur olmuş her insan için düşman ve dost bulmak
mümkündür. Başka bir ifadeyle ona katılan veya muhalefet edenler
bulunur.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye, Allâme Hıllî'nin görüşlerini çürütmek ve Ehlibeyt'in
faziletlerini, bilhassa Ehlibeyt'in şanında nazil olan ayetleri inkâr
etmek için <em>Minhacü's-sünnet</em> adlı kitabını yazdıktan sonra
dostlarının büyük çoğunluğunu kaybetti. Onun Şia karşısındaki sert
tutumunu savunan birkaç kişi de Ehlibeyt hakkında söylediklerinden
rahatsızdı. İbn Teymiyye'yi Hz. Ali'ye karşı cephe almakla
suçluyorlardı. İmdi dostlarının İbn Teymiyye hakkında söylediklerine
değineceğiz.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İbn Teymiyye'nin Minhacü's-sünnet'i yazmasını olumlu karşılayanlar</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Ehlisünnet âlimleri arasında sadece iki kişi <em>Minhacü's-sünnet</em> hakkında olumlu görüş bildirmiştir: Ali b. Abdülkafi Sübkî Şafiî ve İbn Hacer Askalanî.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu iki zat güvenilir ve faydalı bir kitap olduğu için <em>Minhacü's-sünnet</em>'i
olumlu karşılamamıştı; nitekim her ikisi de kitabı tenkit etmiştir.
Aynı şekilde bu iki zat Allâme Hıllî'nin ilmî şahsiyetinde, takvasında,
dindarlığında ve ahlakında bir eksiklik gördükleri için de İbn
Teymiyye'nin kitabını olumlu karşılamamışlardı; nitekim İbn Hacer bir
rical âlimi olarak Allâme Hıllî'nin şahsiyetinden defalarca övgüyle söz
etmiştir. Mezhebî taassuplarından, Allâme Hıllî'nin Ehlibeyt mektebinin
tarafında olmasından ve Ehlibeyt'in imametini ispat etme gayretinden
dolayı İbn Hacer ve Sübkî, İbn Teymiyye'nin böyle bir kitap yazmasını
memnuniyetle karşılamışlardı. Bununla birlikte, inanç konularındaki
görüşlerinden, Ehlibeyt'e saygısızlığından, hadisleri tahrif etmesinden
ve rivayet uydurup sahih rivayetleri zayıfmış gibi göstermesinden ve
Allâme Hıllî hakkında aşırıya kaçan kötü sözler söylemesinden dolayı
müellifi tenkit etmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sübkî <em>Minhacü's-sünnet</em>'i müellifinin ölümünden sonra
okumuştur. O, birkaç beyit yazarak Allâme Hıllî'yi Şiîliğinden ötürü
hicvetmiş, onun görüşlerini reddeden hacimli bir kitap yazdığından
dolayı da İbn Teymiyye'yi övmüştür. Daha sonra <em>Minhacü's-sünnet</em>'te yer yer görülen münharif görüşleri tenkit etmiştir.<sup>84</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Hacer Askalanî de <em>Minhacü's-sünnet</em>'i eleştirmiş, müspet ve menfi açıdan kitabı incelemiştir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İbn Teymiyye'nin İbn Mutahhar Hıllî'nin kitabına yazdığı reddiye olan <em>Minhacü's-sünnet</em>'i
okudum. Sübkî Şafiî'nin de ifade ettiği gibi kitabı bir reddiye olarak
faydalı buldum. Fakat İbn Teymiyye reddiyesinde fazilet sahibi
âlimlerimizin baştan beri istinat ettiği ve hâlâ istinat etmekte
oldukları, sahih ve sünen müelliflerinin naklettikleri, isnad açısından
sahih kabul edilen birçok hadise kuşkuyla yaklaşmıştır.”<sup>85</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Hacer Askalanî'nin yukarıda alıntıladığımız ifadelerinden İbn
Teymiyye'nin İbn Mutahhar'ın görüşlerini çürütme sadedinde yazdığı
eserinde sahih, meşhur, dolayısıyla da mütevatir rivayetlere kuşkuyla
yaklaştığı anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ricâl âlimi olan, ravileri iyi bilen biri olarak İbn Hacer'in sahih
olan ve olmayan rivayetleri bildiği muhakkaktır. Şu halde onun bu
açıklamasından İbn Teymiyye'nin sırf Allâme Hıllî'nin görüşlerini
çürütebilmek için sahih rivayetleri tahrif etmekten çekinmediği
anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İbn Teymiyye aynı amaçla Ehlibeyt'in faziletlerini de tıpkı sahih
rivayetler gibi inkâr etmiştir. Nitekim İbn Hacer Askalanî şöyle devam
eder:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İbn Teymiyye, İbn Mutahhar Hıllî'nin iddialarını çürütebilmek için
öyle mübalağalı bir yol izlemiştir ki bu da Ali'nin küçük görülmesine
neden olmuştur.”<sup>86</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Görüldüğü üzere İbn Teymiyye, kendisini haklı göstermek uğruna, Hz.
Peygamber'in ilminin ve hikmetinin varisi, Şia'nın Masum İmamları'nın
öncüsü Müminlerin Emiri Ali'yi küçük göstermeye çalışmıştır.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İbn Teymiyye'nin Sünnî muhalifleri</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">İbn Teymiyye'nin düşünceleri ve kitabı yayılmaya başladıktan sonra
Sünnî ulema arasında ona muhalefet edenler ortaya çıktı. Bu muhalefet
günden güne şiddetleniyordu. Sünnî ulemanın İbn Teymiyye'ye yönelik
muhalefeti fetva ve kitap yayımlamak, hutbe vermek ve nasihatte bulunmak
biçimlerinde gündeme geliyordu.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhalefetin kaynağı din kaygısıydı; ulema din için kaygılanmayı
kendileri ve başkaları için farz biliyorlardı. İbn Teymiyye'nin
hayatında başlayan muhalefet günümüze kadar devam etmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmdi muhtelif dönemlerden İbn Teymiyye muhaliflerinin görüşlerini aktarmak yerinde olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Sekizinci yüzyılda İbn Teymiyye'ye karşı çıkan meşhur ulema arasında
Kadı İzzeddin b. Cemaat, İmam Muhammed Yafiî, İmam Kemaleddin Zemlekanî,
Kadı Ebu Bekir Ahnayî, Takiyüddin Sübkî, İmam Ebu Hayyan ve Şeyh
Muhammed b. Süleyman Kürdî'nin isimlerini saymak mümkündür.<sup>87</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhalefet İbn Teymiyye'nin hayatta olduğu zamandan sekizinci yüzyıla
kadarki dönemle sınırlanamaz; sonraki dönemlerde de, on ikinci yüzyıla
değin, ilmî muhalefet ve cidal devam etmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dokuzuncu yüzyılda İbn Teymiyye'ye muhalefet eden ulema şunlardı: İmam
Ebi Bekr Husaynî Dımaşkî, Kadı Ebu Davud Hanefî, İmam Ebu Şakir Şatî,
Kadı Hamüddin Halebî, İmam Nureddin Nablusî ve İbn Hacer Askalanî.<sup>88</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Onuncu yüzyılda muhalefetin dozunu artırarak görüş bildiren Sünnî
âlimler ise şunlardır: Nureddin Sehmudî Şafiî, İmam İbn Hacer Heysemî,
Molla Ali Kari Hanefî, Kadı Ebu Ömer Rabadî, İmam Ebu Bekir Şamî Hanefî,
Kadı Celaleddin Durî Şafiî ve Aynüddin Muhammed b. Ali Hanbelî.<sup>89</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
On birinci yüzyılın İbn Teymiyye'nin düşünce ve görüşlerine muhalefet
eden uleması ise şunlardır: İmam Ahmed Şihabeddin Hanefî, Ziyaüddin Ali
b. Ahmed Bekrî, Amidüddin Ebu Bekir Cebelü'n-nuri, Kadı Ebu Gıyas
Hamdanî Hanefî, İmam Ebu Abdullah Dihlevî Şafiî, İmam Ebu'l-ilm Şafiî
Belhî, İmam Zeynüddin Hanefî Mervizî ve Abdürrauf el-Münadi eş-Şafiî.<sup>90</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
On ikinci yüzyılda İbn Teymiyye'nin düşünceleriyle mücadele eden meşhur
âlimler ise şunlardır: İmam Zerkanî Malikî, Kadı Ebu Sehl Sicistanî,
Kadı Ebu Davud Bağdadî Hanefî, Ebu Safur İskenderî Şafiî, Ebu'l-Hasan
Ali b. Ahmed Zerkanî, Kadı Celilülkadr Nimruzî ve İbn Hibbe Kufî.<sup>91</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
On üçüncü yüzyılın muhalif ulemasına gelince şu isimleri zikretmek
mümkündür: İmam Muhammed Sübkî Şafiî, Adudüddin Hasan b. Riyah Basrî,
Ebu Muhammed Ali b. Davud Basî, İbn Ömer Taftî Hanefî, Allâme Seyyid
Muhammed Hüseyin Kazvinî, Seyyid İbrahim Rufaî, Seyyid Ali Naki Hindî ve
Mir Hamid Hüseyin Hindî.<sup>92</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Son olarak on dördüncü yüzyılda İbn Teymiyye'nin görüşlerini tenkit
edip Vahhabîlikle mücadele eden âlimler şunlardır: Mekke Müftüsü Seyyid
Ahmed b. Zeynî Rahlan, Şeyh Mustafa Şatî Hanbelî, Ebu Hamid b. Merzuk
Şamî, Abdülgani Hammade ve İstanbullu Şeyh Hüseyin Hilmi.<strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İbn Teymiyye karşıtı kitaplar</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">İbn Teymiyye'ye muhalefeti göstermenin ve onun görüşlerinden uzak
olunduğunu bildirmenin en yaygın yolu kitap yazmaktı. Bu nedenle İbn
Teymiyye'nin hayatta olduğu dönemden itibaren bugüne değin onun
görüşlerini reddeden çok sayıda kitap yazılmıştır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
İmdi Ehlisünnet âlimlerinin kaleminden çıkan reddiyelerin bir kısmına değineceğiz.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dr. Abdullah Muhammed Salih şöyle yazar: “İslâm âlimleri tarih boyunca
İbn Teymiyye'nin görüşlerini tenkit edip çürüten iki binden fazla kitap
ve risale yazmışlardır. Fakat farklı nedenlerden ötürü (yazar bu
nedenlere kitabında değinmiştir) bu kitap ve risalelerin büyük kısmı yok
olmuş, yalnızca başlıkları günümüze ulaşmıştır. Bununla birlikte, bu
külliyattan günümüze dört yüz kitap ve risale ulaşmıştır ve bunların
yazma nüshaları Kalküta'dan Londra'ya dek çeşitli ulusal kütüphanelerde,
özel koleksiyonlarda ve şahsî kütüphanelerde dağınık halde
bulunmaktadır. Fakat ne yazık ki Müslümanların gafleti ve kimi malî
sorunlar yüzünden teknoloji çağı olan çağımızda bile bu eserleri
yayımlamak mümkün olamamaktadır.”<sup>93</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dr. Salih kitabından bu kitapların 410 tanesinin isimlerini
müelliflerinin adı, telif tarihi, yayımlanmışsa baskı tarihiyle birlikte
kaydetmiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Bu kitapların birçoğunu doğrudan okuma şansı buldum. Edinemediklerimi
ise güvenilir kaynaklarda haklarında verilen bilgilerden yola çıkarak
tanıma fırsatı buldum. Din âlimleri ve duyarlı Müslümanlar bu kitapları
başta Urduca, İngilizce, Türkçe ve Farsça olmak üzere çeşitli dünya
dillerinde kaleme almışlardır. Fakat kitapların büyük çoğunlu
Arapçadır.”<sup> 94</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Dr. Salih, İbn Teymiyye'nin kitabına yazılan ve henüz yazma halinde
duran reddiyelerin muhafaza edildiği kütüphaneler hakkında da bilgi
verir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Bu kitaplar için en zengin kaynak Hindistan'daki Kalküta Kütüphanesi ile İstanbul'daki Merkezî Kütüphane'dir.”<sup> 95</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ansiklopediler ve ricâl kitapları günümüze ulaşan reddiyeler hakkında bilgi vermektedir:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Hacı Halife diye meşhur Mustafa Kâtip Çelebi <em>Keşfü'z-zünun an esami'l-kutub ve'l-fünun</em>'unda İbn Teymiyye ve bilhassa kitabı <em>Minhacü's-sünnet</em> aleyhinde kaleme alınan yetmişten fazla kitap hakkında doğrudan veya dolaylı olarak bilgi verir.<sup>97</sup> Ömer Rıza Kehhale <em>Mücemü'l-müellifin</em>'inde, Hayreddin Ziriklî <em>el-İlam</em>'ında, Ömer Abdüsselam <em>el-Muhalefetü'l-Vahhabiyye li'l-Kur'ân ve's-Sünnet</em>'inde, Halid b. Merzuk <em>et-Tevessül bi'n-Nebi ve's-salihîn</em>'inde İbn Teymiyye'nin görüşlerini tenkit eden yüzü aşkın matbu ve yazma kitap hakkında bilgi bulunmaktadır.”<sup> 96</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>İbn Teymiyye aleyhinde yazılmış en eski kitaplar</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Sünnî ulema tarafından <em>Minhacü's-sünnet</em>'i yazdıktan sonra İbn Teymiyye aleyhinde yazılan ilk kitap çağdaşı Muhammed Ahnayî tarafından kaleme alınan <em>el-Makalatü'l-arziyye fi'r-reddi alâ İbn Teymiyye</em> adlı kitaptır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhammed Ahnayî, İbn Teymiyye'nin bilhassa <em>Minahcü's-sünnet</em>'inde
dile getirdiği görüşlerini delillere dayanarak ayrıntılı bir biçimde
tenkit etmiş, onun görüşlerinin birçoğunu İslâm'a aykırı kabul edilemez
iddialar olarak nitelemiştir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Muhammed Ahnayî'nin kitabı İbn Teymiyye'nin eline ulaştığında o, <em>er-Red ala'l-Ahnayî</em> adında bir kitap yazmış ve orada Ahnayî'yi tekfir edip onunla ve benzerleriyle cihadın farz olduğunu ileri sürmüştür.<sup>98</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><em>Makalatü'l-arziyye</em> ve onlarca benzeri kitap İbn Teymiyye'ye
komşu olan, İslâm toprakları içerisinde bulunan bölgelerde yazılan
kitaplardır. Bunun yanı sıra bir de İslâm toprakları dışında yazılmış
reddiyeler vardır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hindistanlı araştırmacı Mahna Enver'in ifadesine göre bu bölgede İbn
Teymiyye aleyhine yazılmış en eski kitap Dekenli bir grup âlim
tarafından yazılmıştır ve bu kitap bugün Kalküta Kütüphanesi'nde
bulunmaktadır.<sup>99</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Bu konudaki ikinci belge Hindistan ulemasının Timurlu padişahı Ekber Şah'a yazdıkları 964 tarihli mektuptur:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Bizim açımızdan kâmil yakîn ve kesin burhanla sabit olmuştur ki, bugün
ihtilaf ve tefrika kaynağı olan meslek bazı yerlerde İbn Teymiyye
mesleği diye meşhur olan meslektir. Bu meslek, kelimenin gerçek
anlamında bir mezhep hüviyetine sahip olmasa da, öyle iddialar ileri
sürmektedir ki, zihinlerde bilinen İslâm mezheplerinin hepsinden daha
yüce olduğu inancı doğurmaktadır. Ayrıca öteki İslâm mezheplerine bağlı
olanları da bidatçilikle suçlamaktadır. Bu meslekte olanlar, öteki
mezheplere mensup olanlara karşı acımasız ve haşindir. Özellikle de
Şiîlere karşı böyledirler; sanki asıl amaçları Şiîlere düşmanlık
etmektir…”</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Bu mesleğin kurucusu Şam ahalisindendir. Ahmed b. Abdülhalim adındaki bu zat İbn Teymiyye diye meşhurdur. Bu zat, <em>Minhacü's-sünneti'n-nebeviyye</em>
adında birkaç ciltten oluşan hacimli bir kitap yazmış ve orada
besmelenin ba'sından temmet'in ta'sına kadar Şiîleri zemmedip onlarla
alay etmiştir. Hak ve insaf terazisinde değerlendirecek olursak bu kitap
Şiîlere yönelik haksız suçlamalarla doludur. Şiîlerin avamının amelleri
onların inanç esasları gibi gösterilmiştir. Müellif kitabında Şiîlere
karşı öylesine dizginlenemez bir düşmanlık sergilemektedir ki, bunun
sonucunda kimi zaman Hz. Ali'nin bilinen faziletlerini inkâr etme, hatta
o yüce insana saygısızlık etme cüretinde bulunmaktadır. Hz. Peygamber'e
en yakın olan insanı Şiîlere sonsuz bir öfke ve nefret besleyenden
başkası bu şekilde yargılayamaz! Söz konusu mesleğin de kurucusu olan bu
müellif kitaptaki tartışmasının ardından Şiîliği İslâm mezhepleri
dairesinin dışına çıkarmaktadır. Bu, mezhep imamlarının ve güvenilir
ulemanın hiçbirinin ileri sürmediği bir iddiadır.”<sup>100</sup></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Ömer Baytar'ın <em>el-Asarü'l-halide</em> adlı kitabında bildirdiğine
göre bu konuda Mısır'da yazılan ilk eser 716 tarihli bir risaledir.
Risalenin bir bölümü aktarıyoruz:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“Bu zaman diliminde bu şehre büyük bir fitne ve bela musallat olmuş,
Müslümanların kalplerini gam ve kederle doldurup yaralamıştır. Musallat
olan bu fitnenin en bariz örneği, Müslümanların hakikat üzere olan
inançlarına hücum eden, Rububiyetin mukaddes sahasına, nübüvvetin yüce
makamına, Ehlibeyt'in ve sahabîlerin mertebelerine yakışmayan sözlerin
ve görüşlerin yayılmasıdır.<sup>101</sup> İslâm ilimlerinden ve sahih
dinî inançtan nasiplenmediği ortada olan bu sözlerin sahibin (İbn
Teymiyye kastediliyor) Allah'ı maddi cisimler gibi duyulur bir cisim
addetmiş; Nebi'nin mucize ve kerametlerini, yaranının ve ashabının
faziletlerini inkâr etmiş; mezhep imamlarını alaya alarak onlara haksız
suçlamalarda bulunmuş; Hz Peygamber'in sünnetlerini münkir olmuş;
Müslümanların mubah ve müstehap amellerini bidat saymış ve böylelikle
Müslümanlar arasında tefrika icat ederek avamın inancında tezelzüle
sebep olmuştur… Biz, şerî vazifemiz gereğince Müslümanları bilinçli
olmaya, bu şeytanî telkinlere itibar etmemeye ve şeytanî vesveselerden
uzak durarak ilahî ipe ve sünnete sımsıkı sarılmaya çağırıyoruz.”<sup>101</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Minhacü's-sünnet'e muhalefet eden Şiî ulema</strong> </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Aslında müellifinin kişisel duyguları ve ukdelerini yansıtan <em>Minhacü's-sünnet</em>
sadece Sünnî Müslümanların öfke ve taassup ateşini körüklemedi; Şiî
Müslümanların da kalplerini derinden yaraladı. Şiî ulema da İbn
Teymiyye'yi tenkit eden çok sayıda reddiye yazdı. Bu reddiyelere
aşağıdaki kitapları örnek verebiliriz:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">1. Seyyid Mehdi Kazvinî, <em>Minhacü'ş-şeriat fi'r-reddi alâ Minhacü's-sünnet</em> (telif tarihi: 1318) </span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
2. Seyyid Siraceddin Hüseyin b. İsa el-Yemanî, <em>İkmalü'l-minnet fi nakzi Minahü's-sünnet</em>. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
3. Seyyid Mehdi Şekveran Kazımî, <em>Minhacü'ş-şeriat fi reddi İbn Teymiyye</em>. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
4. Şeyh Cafer Kaşifülgıta, <em>Minhacü'r-reşad</em>. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
5. Muhammed Hüseyin Kazvinî, <em>el-Berahinü'l-celiyye</em>. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
6. Şeyh Muhammed Necefî, <em>ed-Davetü'l-İslâmiyye</em>.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Merhum Allâme Eminî <em>el-Gadir</em>'inde ve Merhum Muzaffer <em>Delailü's-sıdk</em>'ında <em>Minhacü's-sünnet</em>'i tenkit etmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
Hepsinden önemlisi bizzat Allâme Hıllî'nin <em>Minahcü's-sünnet</em> hakkında söyledikleridir. İbn Hacer şöyle rivayet eder:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
“İbn Mutahhar övgüye değer bir ahlaka sahipti. <em>Minhacü's-sünnet</em>'i okuduğunda, ‘İbn Teymiyye benim ne söylediklerimi anlamış olsaydı ona cevap verirdim,' demiştir.”<sup>102</sup><strong> </strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Minhacü's-sünnet hakkında son değerlendirme</strong> </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Buraya kadar <em>Minhacü's-sünnet</em>'i inceledik ve muhalif ve
muvafık olan ulemanın eser hakkındaki görüşlerini naklettik. Neticede
kitapta itikadî konularda ve bu konun dışındaki tartışmalarda birtakım
münharif görüşler ileri sürüldüğünü tespit ettik. Tespitlerimizi birkaç
maddede özetleyebiliriz:</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
1. Kur'ân'ın manevî tahrifi: İbn Teymiyye Kur'ân'dan yaptığı
alıntılarda ayetlerin başını veya sonunu hazfetmekte, böylelikle de
seçtiği ayetin iddiasına ve amacına uygun göstermeye çalışmaktadır. Öte
yandan ayetlerin nüzul sebebine dair rivayetleri de arzusuna denk
düşmediği takdirde tahrif edebilmektedir. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
2. Ehlibeyt ile ilgili ayetlerin nüzul sebebine dair rivayetleri tahrif etmektedir. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
3. Rivayetleri tahrif etmektedir. </span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
4. Müslümanların inançlarından kaynaklanan değerlerine karşı çıkmakta,
kitabında nebilere, velilere, salih kullara tevessülü, onlardan yardım
dilemeyi (istiğase)şirk addetmekte ve kıyamet gününde şefaatin olacağını
inkâr etmektedir. Kabir ehlini ziyaret, nebilerin, Ehlibeyt'in,
velilerin ve salihlerin kabirleri üzerine mescit, kümbet, türbe vb. inşa
etmeyi bidat saymaktadır.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span>
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>Son notlar:</strong></span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
1. İbnü'l-Verdî, Tarih, c. 2, s. 398.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
2. Allâme Hıllî, Nehcü'l-hak ve keşfü's-sıdk, s. 9.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
3. Saib Abdülmecid, İbn Teymiyye: Hayatuhu ve Akaiduhu, s. 200.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
4. Seyyid Muhsin Emin, Ayanü'ş-Şia, c. 5, s. 401.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
5. İbnü'l-Verdî, age., c. 2, s. 381.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
6. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 2, s. 71.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
7. İbn Hacer Askalanî, Lisanü'l-mizan, c. 2, s. 317.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
8. Şeyh Hanefî Kevserî, Talikü'l-Kevserî fi zeyli'l-esma ve's-sıfat li-Beyhakî, s. 31.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
9. Saib Abdülmecid, age., s. 125.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
10. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünnet, c. 1, s. 2.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
11. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünnet, c.1, s. 8.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
12. İbn Teymiyye, Tevessül ve'l-vesile, s. 86.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
13. İbn Hacer Askalanî, ed-Dürerü'l-kamine, c. 2, s. 26.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
14. Allâme Hıllî, Nehcü'l-hak ve keşfü's-sıdk, s. 172.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
15. Allâme Hıllî, Keşfü'l-murad, s. 368.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
16. İbn Teymiyye, Mukaddime fi usuli't-tefsir, s.31.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
17. İbn Teymiyye, age., s. 36.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
18. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünnet, c. 2, s. 90.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
19. İbn Teymiyye, age., c. 2, s. 90.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
20. İbn Teymiyye, age., c. 2, s. 90.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
21. İbn Teymiyye, age., c. 2, s. 90.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
22. İbn Teymiyye, Mukaddime fi usuli't-tefsir, s.51.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
23. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünnet, c. 4, s. 80.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
24. Taberî, Tefsir, c. 4, s. 186.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
25. Beğavî, Mealimü't-tenzil, c. 2, s. 272.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
26. Vahidî, Esbabü'n-nüzul, s. 114.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
27. Carullah Zemahşerî, Tefsirü'l-Keşşaf, c. 1, s. 649.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
28. Fahreddin Razî, Tefsiru Kebir, c. 12, s. 26.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
29. Salebî, Tefsiru Kebir, (elyazması) ilgili ayet.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
30. Ahmed b. Hanbel, Fezailü's-sahabe, c. 2, s. 678.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
31. İbn Esir, Camiü'l-usul, c. 9, s. 478.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
32. Ebu's-Suud, Tefsir, c. 2, s. 52.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
33. Nesefî, Tefsir, c. 1, s. 420.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
34. Beydavî, Tefsir, c. 1, s. 272.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
35. Celaleddin Suyutî, Lübabü'n-nukul, s. 93.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
36. Şevkanî, Fethü'l-kadir, c. 2, s. 53.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
37. Alusî, Ruhu'l-maani, c. 6, s. 167.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
38. Şevkanî, age., c. 2, s. 53.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
39. Şevkanî, age., c. 2, s. 53.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
40. Alusî, age., c. 6, s. 167.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
41. Alusî, age., c. 6, s. 167.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
42. İbn Hanbel, age., c. 2, s. 678, hadis no: 1158; İbn Esir, age., c. 9, s. 478, hadis no: 6502.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
43. Haskanî, Şevahidü't-tenzil, c. 1, s. 209.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
44. Vahidî, age., s. 133.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
45. İbn Kesir, Tefsirü'l-Kur'âni'l-azim, ilgili ayet.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
46. Suyutî, Dürrü'l-mensur, c. 3, s. 104-106.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
47. Fahreddin Razî, age., c. 12, s. 26.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
48. Allâme Eminî, el-Gadir, c. 3, s. 56.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
49. Allâme Tabatabaî, el-Mizan, c. 6, s. 25.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
50. Kadı Nurullah Şuşterî, İhkakü'l-hak, talik: Ayetullah Maraşî Necefî, c. 2, s. 392-408.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
51. Allâme Şerefüddin Âmilî, el-Müracaat, s. 157.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
52. Beydavî, Tefsir, c. 1, s. 261.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
53. Allâme Hıllî, Nehcü'l-hak ve keşfü's-sıdk, s. 177.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
54. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünnet, c. 2, s. 188, c. 4, s. 35.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
55. İbn Teymiyye, age., c. 4, s. 35.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
56. İbn Hacer Askalanî, Lisanü'l-mizan, c. 2, s. 319.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
57. İbn Teymiyye, age., c. 3, s. 269.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
58. İbn Teymiyye, age., c. 1, s. 6.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
59. İbn Hacer Heysemî, es-Savaikü'l-muhrika, s. 124 (Allâme Meclisi, Biharu'l-envar, c. 35, dipnot'tan nakledilmiştir).</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
60. Zemahşerî, el-Keşşaf, c. 7, s. 370.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
61. Alusî, age., c. 3, s. 190.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
62. Müslim, Sahih, c. 2, s. 180.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
63. İbn Hacer Heysemî, age., s. 92.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
64. Kemalüddin b. Talha Şafiî, Metalibü's-suul, s. 16.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
65. Kemalüddin b. Talha Şafiî, Metalibü's-suul, s. 16.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
66. Ebu Nuaym İsfahanî, Hilyetü'l-evliya, c. 1, s. 61.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
67. Ebu Nuaym İsfahanî, Hilyetü'l-evliya, c. 1, s. 61.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
68. Fahreddîn Razî, Tefsiru Kebir, c. 8, s. 81.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
69. Fahreddîn Razî, Tefsiru Kebir, c. 8, s. 81.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
70. Tabersî, el-İhticac, c. 1, s. 118.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
71. Şeyh Saduk, Uyunu Ahbari'r-Rıza, c. 1, s. 231; Seyyid Şerif Razi, Hakaikü't-tevil, s. 230.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
72. Bkz. Şeyh Müfid, el-Fusulü'l-muhtara, s. 38; Allâme Meclisî, Biharu'l-envar, c. 35, s. 257.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
73. İbn Kesir, Tefsir, c. 3, s. 485; ayrıca makalede sözü edilen kaynaklara bakınız.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
74. Tahavî, Müşkilü'l-asar, c. 1, s. 426.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
75. Allâme Hıllî, Nehcü'l-hak ve keşfü's-sıdk, s. 173.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
76. İbn Teymiyye, Hukuku Âli'l-Beyt, s. 12.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
77. İbn Teymiyye, Minhacü's-sünnet, s. 117.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
78. İbn Hallikan, el-Vafi bi'l-Vefeyat, c. 3, s. 79.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
79. Muhammed Hüseyin Zehebî, Zeylü'l-iber, c. 4, s. 77.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
80. İbn Hacer Askalanî, Lisanü'l-mizan, c. 2, s. 317.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
81. İbn Davud, Rical, c. 8, s. 466.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
82. Saib Abdülmecid, İbn Teymiyye: hayatuhu ve akaiduhu, s. 203.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
83. Teferrüşî, Nakdü'r-rical, s. 100.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
84. Safedî, el-Vafi bi'l-vefeyat, c. 21, s. 262.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
85. İbn Hacer Askalanî, Lisanü'l-mizan, c. 6, s. 319.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
86. İbn Hacer Askalanî, age., c. 6, s. 319.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
87. Abdullah Muhammed Salih, el-Ulemâu'l-İslâmî: Mevkifuhum mine'l-Vahhabiyye, s. 30.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
88. el-Vahhabiyye fi nazari'l-ulemau'l-İslâmî, s. 11.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
89. age., s. 47.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
90. age., s. 54.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
91. age., s. 56.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
92. Ali Asgar Fakihî, Vahhabiyân, s. 129.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
93. Abdullah Muhammed Salih, age., s. 273.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
94. Abdullah Muhammed Salih, age., s. 273.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
95. Abdullah Muhammed Salih, age., s. 347.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
96. Abdullah Muhammed Salih, age., s. 347.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
97. Hacı Halife, Keşfü'z-zünun an esami'l-kutub ve'l-fünun, c. 2, s. 1872.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
98. İbn Teymiyye, er-Red ala'l-Ahnayî, s. 205.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
99. Maha Enver, el-Ulemau'l-İslâmî fi'l-Hind, s. 121.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
100. Maha Enver, age., s. 134.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
101. Ömer Baytar, el-Asarü'l-halide,s. 176.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
102. İbn Hacer Askalanî, age., c. 2, s. 317.</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">
</span><br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"></span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;"><strong>çev: Ertuğrul Ertekin</strong></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">Bu yazı ilk defa, </span><span style="font-family: Georgia, "Times New Roman", serif;">4 Mayıs 2014 tarihinde www.medyasafak.net adresinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/1445/ehlibeyt-hakkindaki-ayetler-acisindan-all%C3%A2me-hill%C3%AE-ve-ibn-teymiyye-nin">burada</a> yayınlanmıştır.<strong><br /></strong></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-27595014021248561882018-02-14T15:44:00.000+03:002018-02-14T15:44:12.376+03:00 İbn Teymiyye’nin Âşûrâ Tahrifleri<br />
<div class="tarih_kat">
</div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Muhammed Sıhhatî Serdrudî</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>İbn Teymiyye, Âşûrâ bağlamında en az üç tahrifte bulunmuştur: İmam
Hüseyin'in (a.s.) kıyamını körü körüne bir ayaklanma addetmiş; başta
Yezîd b. Muâviye olmak üzere Emevîleri aklamış; İmam Hüseyin'i Yezîd'in
ve Şamlıların değil de Kufelilerin ve Şiîlerin katlettiğini ileri
sürmüştür.</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Biz, bu makalede, Âşûrâ hadisesinin üç farklı rivayetini (Emevî
rivayeti, Abbasî rivayeti ve Alevî rivayeti) ele alacak ve İbn
Teymiye'nin tahriflerini etraflıca inceleyeceğiz. Alevî rivayetine
istinat ederek Şamlıların, Osmanîlerin ve Haricîlerin Kufe ve
Kerbela'daki varlıklarını ortaya koyacak, neticede Şiîlerin ve Şiî Kufe
halkının değil de sırasıyla Şamlıların, Osmanîlerin ve Haricîlerin İmam
Hüseyin'in gerçek katilleri olduklarını göstereceğiz.</i></span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Giriş</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, yedinci ve sekizinci yüzyılda Şamat'ta yaşamış bir
âlimdir. Harran'da doğmuş, Dimeşk'te vefat etmiştir. Şiî karşıtı bir
müftü ve mütekellim olarak ün salmıştır. İbn Teymiyye, İmam Ali'nin
(a.s.) iki fırkanın (Şia ve Ehl-i Sünnet) üzerinde ittifak ettikleri
faziletlerini dahi şüpheyle karşılamış, hatta kimi zaman açık bir dille
bu faziletleri inkâr etmiştir. İbn Teymiyye Âşûrâ hadisesi bağlamında en
az üç tahrifte bulunmuştur: Öncelikle, İmam Hüseyin'in kıyamını bir
ayaklanma addetmiş ve bu ayaklanmanın hiçbir maslahatı olmadığını ileri
sürmüştür. O, İslâm memleketlerinde zalim yöneticiye isyan etmenin caiz
olmadığı, isyanın Müslümanların zaafına ve ayrılığına sebep olduğu
kanaatindedir. İmam Hüseyin'in kıyamını sarahatle eleştiren İbn
Teymiyye, İmam Hüseyin'in katillerini -yani Yezîd'i ve Emevîleri- haklı
çıkarma yüzsüzlüğünde bulunmuştur. O, bu görüşünü kitaplarında, ezcümle <i>Minhacü's-sünnet</i>'inde<sup>1</sup>
açıkça beyan etmiştir. Âşûrâ hadisesi bağlamında İbn Teymiyye'nin
yaptığı ikinci büyük tahrif, Emevîlerin, bilhassa Yezîd'in Kerbela'da
işlenen cinayetlerde parmağı olmadığını savunmasıdır. Cinayetlerden
Ubeydullah b. Ziyad'ı sorumlu tutan İbn Teymiyye, İmam Hüseyin'in kesik
başının Şam'a gönderildiğini de inkâr etmiştir. İbn Teymiyye, bütün
tarih kaynaklarının üzerinde söz birliği ederek naklettikleri İbn
Ziyad'ın İmam Hüseyin'in kesik başını Kufe'den Şam'a gönderdiğine dair
rivayeti<sup>2</sup> görmezden gelerek bu olayın asla vuku bulmadığını
ileri sürmüştür. Yezîd, bu olayda İmam Hüseyin'in mübarek kesik başına
saygısızlık ettiğinden İbn Teymiyye olayın gerçekliğini inkâr etme
yoluna gitmiştir. O, bu görüşünü bilhassa <i>Rasü'l-Hüseyin</i> adlı kitabında dile getirmiştir.<sup>3</sup> İbn Teymiyye'nin bu tavrının arkasında, sıkı sıkıya bağlı olduğu sahabenin ve selef-i salihin adaleti inancı olmalıdır.<sup>4</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, Yezîd'i mahkûm edecek olsaydı, doğal olarak başta babası
Muâviye olmak üzere onu halife tayin edenleri, sonuç itibariyle de
Şamat'ta Muâviye'yi himaye eden herkesi eleştirmiş olacaktı. Bu yüzden o
maktel-i Hüseyin okumayı caiz görmemiş ve maktel okumanın haram olduğu
yönünde fetva vermiştir.<sup>5</sup> Fakat İbn Teymiyye bu iki tahrif girişiminde başarılı olamamış, görüşleri ulema arasında kabul görmemiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye'nin üçüncü tahrifi, Emevîlerin, Yezîd ailesinin, hatta
gerek Şam taraftarı temayüllere sahip olanların, gerekse Şam'da yaşayan
gerçek Şamlıların Âşûrâ günü Kerbela'da meydana gelen cinayetlerde
herhangi bir sorumluluklarının olmadığı iddiasıdır. Ona göre, babası Ali
b. Ebi Tâlib'in Şiası olan ve mektuplarla İmam Hüseyin'i Kufe'ye davet
eden, sonrasında pişman olup tavır değiştiren ve İmam Hüseyin'in
karşısında yer alıp onu katleden Kufeliler cinayetlerin asıl
sorumlusudur. Âşûrâ faciasından sonra da yine aynı Kufeli Şiîlerden bir
grup ayaklanmış, İmam Hüseyin'in katillerini cezalandırarak İmam'ın ve
ashabının intikamını almıştır. Daha sonra ise Şiîlerinden bir grup bu
katillerden intikam almıştır. Buna göre Şiîlerin her sene toplanıp
başkalarını mahkûm etmelerinin ne anlamı vardır?</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye bu iddiasında Kerbela'da işlenen bütün cinayetlerden
Kufelileri sorumlu tutmuştur. Kufelilerden kastı ise Şiîlerdir.<sup>6</sup>
Oysa durum hiç de İbn Teymiyye'nin iddia ettiği gibi değildir. Her ne
kadar Hz. Peygamber'in (s.a.a.) torununu davet edip himaye etmeyen,
tedbirsizlik eden, yöneticiden korkan ve bu tutumları yüzünden ebedî
serzenişe maruz kalan Kufelilerin suçu olsa da asıl suçlu Yezîd b.
Muâviye ile takipçileridir. Makalemizin bu bölümünde bu konu üzerinde
duracağız.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>İmam Hüseyin'in katilleri ve İbn Teymiyye'nin iddiasına cevap</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İmam Hüseyin'in katilleri üç topluluktu:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>a) Haricîler</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Üç katil topluluk arasında Haricîlerin konumu en belirgin olanıdır.
Elbette burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: Haricî
denildiğinde, önce İmam Ali'nin taraftarı, şiası olan, sonra Sıffîn
Savaşı'ndaki hakem belirlenmesi olayında İmam Ali'den ayrılan topluluk
kastedilmektedir. Fakat bu, doğru değildir. Haricîlerin ortaya çıkışı
birinci halifenin hilafet dönemine rastlar. Mürtedlerin ve ridde ehlinin
çoğunluğu bu fırkadandı. Aslında Haricîler çok çabuk tepki gösteren,
hemen kılıca sarılan, renkten renge giren, kısa zamanda inanç
değiştirebilen müfrit bir bedevî (A'rab) topluluktu. Toplumsal
faaliyetleri, üçüncü halife Osman b. Affan'ın evine saldırıp halifeyi
öldürdüklerinde zirve noktasına ulaştı. Üçüncü halifenin katillerinin
çoğunluğunu Haricîler oluşturuyordu. İşte bu Haricîler Âşûrâ faciasında
da büyük rol oynadılar. Bununla birlikte, tarih kaynaklarında,
Emevîlerin ilk günden itibaren Kerbela cinayetlerinden Kufelileri
sorumlu tutmaya mütemayil olduklarını gösteren rivayetler bulunmaktadır.
Çarpışmada öne çıkarılan Sinan b. Enes, Şebes b. Rabi, Şimr b.
Zi'l-cevşen, Ömer b. Sad gibi askerlerin çoğu Kufeli idi. Oysa perde
arkasında kendileri faaldi. Buna göre İmam Hüseyin'in katlinde etkin rol
oynayan topluluklardan biri Haricîlerdi. Bunu Şimr'in ve Şebes'in
şahsında görmek mümkündür.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>b) Üçüncü Halifenin intikamını almak isteyenler</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kerbela faciasında ve İmam Hüseyin'in katlinde taassupçu bir tavırla
rol alan ikinci topluluk, Osman b. Affan'ın mazlumca öldürüldüğüne,
kanının yerde bırakılmaması ve katillerine kısas uygulanması gerektiğine
inanan intikamcılardır. Onlar, İmam Ali'nin (neuzibillâh) Osman'ın
katline yeşil ışık yaktığını ve Şiîlerin üçüncü halifenin katline ortak
olduklarını düşünüyorlardı. İntikamcılar, taassupları nedeniyle hem
Müslim b. Akil'in Kufe'deki katlinde, hem de Kerbela faciasında etkin
rol oynamışlardır. Hatta İbn Ziyad'ın Şimr b. Zi'l-cevşen eliyle
Kerbela'da bulunan Ömer b. Sad'a gönderdiği mektupta şunlar yazılmıştır:
“Hüseyin b. Ali'nin ve evlatlarının suya ulaşmalarını engelleyin ki
mazlum halife gibi susuz ölsünler.”<sup>7</sup> Osman'ın katillerinin
İmam Ali ile beraber olduğu propagandası sürekli yapılıyordu ve bir grup
buna inanıyordu. Hatta Ömer b. Sad'ın askerlerinden Âşûrâ günü meydana
çıkıp birebir çarpışacak savaşçı talep edenler, okudukları recezlerde
kendilerini Osman olarak tanıtıyorlardı.<sup>8</sup> Maktelleri karıştıran herkes bunun inkâr edilemez bir gerçek olduğunu bilir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Osmanîlerin Kerbela'da rol aldıkları tartışmasızdır. Osmanîler Şiî
olmadıkları gibi Kufeli de değillerdi. Muâviye b. Ebi Süfyan yirmi
yıllık süreçte -hicrî 40-60 yılları arasında- İmam Ali'nin şehadetinden
ölünceye kadarki zaman diliminde elinden geldiğince Kufe'deki Şiî dokuya
zarar verdi. Şiî olmakla ünlenen aşiretleri dağıttı, mallarını müsadere
etti, hatta Hucr b. Adiy ve taraftarları örneğinde olduğu gibi,
kimilerini topluca katletti. Öte yandan Muâviye'nin, çevre şehirlerden,
bilhassa Basra'dan farklı mezhep mensubu ve Osmanî aşiretleri Kufe'de
iskân etmeye yönelik planları vardı. O dönemde Araplar aşiretler halinde
göçebe hayatı sürüyorlardı. Yaylakları ve kışlakları vardı.
Hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Muâviye, Osmanî aşiretleri göç ettirip
Kufe'de iskân ediyordu.<sup>9</sup> Muâviye, Kufe Şiîlerine karşı o
kadar sert politikalar izliyordu ki, halkın çoğunluğu can korkusuyla
şehri terk etmek zorunda kalmıştı. İçlerinde İran'a göç edenler de
vardı. İran'a yerleşen İmam Ali'nin ünlü sahabîlerinden biri, Hucr b.
Adiy'in ve yaranlarının katledildiğini duyduğunda, “Keşke o da bizim
gibi aşiretiyle birlikte Kufe'den ayrılsaydı da böyle mazlumca
öldürülmeseydi,” demiştir. Dolayısıyla Osmanîler ne Şiî, ne de Kufeli
idiler.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>c) Şamlılar</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Âşûrâ faciasında ve İmam Hüseyin'in katlinde göz alıcı paya sahip
üçüncü topluluk, Şam'dan hem Kufe'ye hem de Kerbela'ya gönderilen
askerlerdir. İleride Şamlıların rolüne tekrar değineceğiz.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>İmam Hüseyin'in Kıyamı ve Âşûrâ Hadisesi ile ilgili üç farklı rivayet</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Saduk'un <i>Maktelü'l-Hüseyn</i> adlı kitabının tahkikli neşrini
yıllar önce yayımlamıştık. Bu kitap üzerine çalışırken Âşûrâ ve İmam
Hüseyin'in hayatının son altı ayı ile ilgili rivayetleri, farklı
kaynaklara başvurmadan doğrudan Alevî kaynaklardan derleme düşüncesi
zihnimizde canlanmıştı. Bu amaçla beş yıldır notlar tutmaktayım.
Çalışmam sırasında beni hayrete düşüren bir şey oldu: İmam Hüseyin ve
ashabının şehadeti hakkında üç farklı rivayetin bulunduğunu fark ettim!</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>a) Emevî rivayeti</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bir grup rivayet tam manasıyla Emevî kaynaklıdır. Emevîler bu
rivayetleri imal etmiş, resmîleştirmiş ve tarihe mal etmişlerdir. Genel
kanaat, Emevî Devleti'nin Abbasîlerin kıyamından sonra yıkıldığı
yönündedir. Bu kanaatte olanlara göre Abbasîler hilafeti ele geçirince
Emevîler Şamat'tan göç etmiş ve bugün İspanya olarak bilinen Endülüs'e
yerleşmişlerdir. İspanya'da dört yüzyıldan fazla hükümet eden Endülüs
Emevîleri orada bugün hakkında yüzlerce kitap yazılan bir medeniyet
vücuda getirmişlerdir. Dört yüzyıldan fazla süren bu dönemde hükümetin
kontrolünde olan tarihçiler vardı. Bu tarihçiler İslâm tarihi
rivayetlerini derler ve yazarlardı. Buna <i>Mukaddime</i>'nin müellifi İbn Haldun'u örnek verebiliriz. İbn Haldun <i>Mukaddime</i>'sinde
İmam Hüseyin'in kıyamı ve mazlumca canını savunmasıyla ilgili bilinenin
tam tersi rivayetler nakleder. Bu, üzücü olduğu kadar İslâm tarihini
yıl yıl, kronolojik olarak kaleme alan bir müellif açısından şaşılacak
bir durumdur. Hicrî 60-61 yılına geldiğinde Müslim b. Akil'in Kufe'ye
gönderilmesinden söz eder; ancak Müslim'in Kufe'ye gidişinden sonra
meydana gelen gelişmelerden söz etmez, sessiz kalır. İbn Haldun'un <i>Tarih</i>'inin
elyazması nüshalarında bu olaydan söz ettiği sayfanın devamındaki
birkaç yaprak bembeyazdır, boştur. İbn Haldun ne yazacağına sonradan
karar vermek için bu sayfaları boş bırakmış, daha sonra da hiçbir şey
yazmamayı tercih etmiştir. İbn Haldun, kitabında, İslâm tarihini 61
yılından, Âşûrâ hadisesinin vuku bulduğu yıldan çok sonraki yıllara,
hatta yüzyıllara değin anlatmıştır. Fakat İmam Hüseyin'in kıyamından hiç
söz etmemiş, bu konuda tek bir rivayet nakletmemiştir. Şayet bu konuya
girseydi ve doğruları yazsaydı sorgulanırdı. Yanlış bilgiler verecek
olsaydı, tarihte yargılanırdı. Bu yüzden o sessiz kalmayı tercih
etmiştir. Bununla birlikte İbn Haldun <i>Mukaddime</i>'sinde Âşûrâ'ya dair Emevîlerin beğenisini kazanacağı türde tahriflerle dolu bir tahlilde bulunur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Âşûrâ'nın Emevî rivayetini imal etme sorumluluğunun yüklendiği bir başka isim, <i>el-Avasim mine'l-kavasim</i>'in müellifi Ebubekir İbnü'l-Arabî'dir. İbnü'l-Arabî nasıbî (Ehl-i Beyt düşmanı) ve mutaassıptı. O, <i>el-Avasim mine'l-kavasim</i>'inde
katil yerine maktulü ağır ve sert ifadelerle eleştirir. Öyle ki İbn
Haldun bile onun bu tutumunu yadırgamıştır. Çünkü biraz da olsa tarih
ilminde İbn Haldun, İbnü'l-Arabî'den önde idi.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Haldun <i>Mukaddime</i>'sinde, “İbnü'l-Arabî'nin, ‘Hüseyin
dedesinin kılıcıyla öldürüldü' sözü doğru bir söz değildir.” diye yazar.
Elbette İbnü'l-Arabî kelimesi kelimesine böyle bir söz söylememiştir,
İbn Haldun İbnü'l-Arabî'nin yorumundan anlaşılanı ifade etmiştir. Bu
yorum, Emevîlerin Âşûrâ okumasının göstergesidir. Endülüs ve İşbiliye'de
yetişen ve Âşûrâ'yı bu şekilde yorumlayan müelliflerden çok sayıda
benzer örnek zikretmek mümkündür.<sup> 10</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>b) Abbasî rivayeti</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Âşûrâ ile ilgili ikinci rivayet, bizim burada, ilgili bütün rivayetleri
nakletmek çok uzun olacağından, kısaca ele alacağımız Abbasî
rivayetidir. Abbasîler hilafeti sahiplendikten sonra tarihi kendilerine
hoş gelecek biçimde yazan tarihçileri yanlarına aldılar. Resmî
tarihlerin muhatabı daima halktan önce yöneticiler olmuştur. Bu
tarihçiler Âşûrâ'ya dair rivayetleri üstünkörü bir incelemeyle bile
anlaşılacağı üzere Abbasî rengine boyamışlardır. Âşûrâ'nın Abbasî
rivayetini Taberî'nin <i>Tarih</i>'inde görmek mümkündür.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberî <i>Tarih</i>'inde Ebu Mihnef'in <i>Maktelü'l-Hüseyn</i>'inden kitabının Abbasî hilafetinde resmiyet kazanmasına imkân sağlayacak kadar alıntı yapmıştır. Taberî'nin <i>Tarih</i>'ini
okuduğumuzda rivayetlerin tam manasıyla Abbasî bir renge sahip olduğunu
görürsünüz. Bu kitaptaki Âşûra rivayetlerinde Abbasîlerin atası
Abdullah b. Abbas ileri görüşlü bir insan olarak tanıtılır; olacakları
öngörür. Buna karşın Hüseyin b. Ali saf, samimi, temiz yürekli bir
insandır ve herkesi kendi gibi sanır; kimsenin yalan söyleyebileceğine
ihtimal vermez. Bu yüzden de Kufelilerin oyununa gelerek Kerbela'ya
gider ve orada öldürülür. Abbasîlerin Âşûrâ okumasında Abdullah b.
Abbas'ın büyük bir rolü vardır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberî'nin <i>Tarih</i>'inde İmam Hüseyin'e “Bu yoldan gitme,
öldürülürsün!” diyen İbn Abbas'ın adı sık sık geçer. İmam Hüseyin onun
sözünü dinlemez ve Âşûrâ günü çadırlardan kadın ve çocukların
çığlıklarının yükseldiği güne kadar yoluna devam eder. İmam Hüseyin
çadırdaki kadın ve çocukların çığlık ve hıçkırık seslerini duyduğunda,
“Allah İbn Abbas'ı korusun! Gerçekten doğru söylemiş!” der. “Oysa bana
gideceksen de tek başına git, aileni götürme demişti. Sözünü
dinlemedim.” Kitapta İmam Hüseyin'in dilinden İbn Abbas'ın öngörülerinin
çıktığı, kendisininse onun sözünü dinlemediği nakledilir.<sup>11</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberî'den nakledeceğimiz bir başka örnekte Abbasî rivayetinin rengi
daha iyi anlaşılacaktır. Taberî, hicrî 203 yılının tarihini yazarken
İmam Rıza'nın (a.s) zehirlenerek şehid edilmesi olayına değinir.
Taberî'ye göre İmam Rıza'nın ölüm sebebi şudur: “Ali b. Musa er-Rıza
Abbasî halifesiyle birlikte o kadar çok üzüm yedi ki çok yemekten
hastalanıp öldü.”<sup>12</sup> Görüldüğü üzere başka hiçbir rivayeti nakletmemiş, İmam Rıza'nın ölümünü çok üzüm yemesine bağlamıştır!</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>c) Alevî rivayeti</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Âşûrâ'nın yukarıda açıklanan iki okumasının dışında, bizim Alevî
rivayeti veya Âl-i Ali okuması adını verdiğimiz bir başka okuması daha
vardır. Ne yazık ki bu üçüncü rivayetin inşa edilebileceği metinler İmam
Hüseyin'in ve ashabının şehadetinden sonra kaybolmuştur; birileri bu
metinlerin bize ulaşmasını engellemiştir. İbn Tavus'un <i>el-Luhuf</i>'undan önce ilk yüzyılda Şiîlerin elinde, hiçbiri günümüze ulaşmayan yirmiden fazla maktel-i Hüseyin bulunmaktaydı.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İlk makteli Esbağ b. Nubate yazmıştı. Daha sonra İmam Bâkır'ın ve İmam
Sadık'ın (a.s) talebelerinin yazdığı makteller bulunuyordu.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Saduk, Şeyh Tusî, Yakubî ve Şeyh Müfid de birer maktel kaleme
almışlardı. Fakat ne yazık ki bu kitaplardan hiçbiri elimize ulaşmadı.
Yani ilk yüzyıldan altıncı yüzyıla kadarki dönemde yazılan maktellerin
bize ulaşmasına izin vermediler. Hepsini yok ettiler; geriye yalnızca
isimleri kaldı. Biz uzun uğraşlar sonucunda sadece Şeyh Saduk'un
maktelini imkân dâhilinde yeniden inşa etmeye muvaffak olduk. <i>Şeyh Saduk'un Rivayetine Göre Maktel-i Hüseyin</i> (<i>Maktelü'l-Hüseyin be Rivayet-i Şeyh Saduk</i>)
başlıklı çalışmamızda, İmam Hüseyin'in şehadeti ve Âşûrâ faciası
hakkında İmam Zeynelabidin'den ve öteki Masum İmamlar'dan nakledilen iki
yüz rivayeti bir araya getirdik. Bu kitap yayımlanalı beş yıl oldu.
Hâlihazırda Şeyh Saduk'un eserleri dışında nakledilen bütün Alevî
rivayetleri derleme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Alevî rivayeti, yukarıda izah edilen iki rivayet ile en az on beş
noktada farklılık gösterir. Teessüfle ifade etmek isterim ki, bugün
Muharrem ve Sefer aylarında mescit, tekke ve hüseyniyelerde tertiplenen
meclislerde, hatta medya yoluyla yapılan anma programlarında, kısacası
günümüzün Âşûrâ edebiyatında Emevî ve Abbasî rivayetlerinin etkisi
görülmektedir. Alevî rivayet metruk kalmıştır; çünkü ona ait metinler
yok edilmiştir. Bu yüzden de Şiîler önceki iki rivayete, bilhassa Abbasî
rivayetine yönelmişlerdir. Bugün akademiye müracaat ettiğinizde, tarih
kürsüsünde son sözü Taberî'nin <i>Tarih</i>'i söylemektedir. Detayları
yansıtan, tam manasıyla Şiî olan, Şiîlerce kaleme alınan ve bu şekliyle
bize ulaşan bir metinlerden yoksunuz. Mesudî'nin <i>Murucü'z-zeheb</i>'i ve Yakubî'nin <i>Tarih</i>'i bir ölçüde ihtiyacımıza cevap verseler de bu ikisi muhtasar metinlerdir. Şeyh Müfid'in <i>el-İrşad</i>'ı ise Taberî'nin rivayetlerine dayanmaktadır ve böyle olmasının da siyasî-sosyal nedenleri vardır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Âşûrâ hadisesinin naklinde üç rivayet arasındaki farklar</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Alevî rivayet ile önceki iki rivayet arasındaki en büyük fark, Alevî
rivayetin söz birliğiyle İmam Hüseyin'in katillerini Şamlılar olarak
tanıtmasıdır. Bu rivayete göre İmam Hüseyin'i Şam'dan gelen askerler
katletmiştir. Bu konuda örnek birkaç rivayet nakledeceğiz:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>a)</b> <i>el-Kâfi'de</i> Kuleynî İmam Sadık'tan şöyle nakleder: <b><i>“Tâsûâ
günü, İmam Hüseyin ve ashabının Kerbela'da muhasara altına alındığı
gündür. O gün Şam ordusu toplanmış ve Ömer b. Sad askerlerinin
çokluğuyla övünmüştür.”<sup>13 </sup></i></b>Bu rivayette İmam
Sadık, Şam ordusunun süvarilerinin İmam Hüseyin'i ve ashabını muhasara
altına aldıklarını açıkça beyan etmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>b)</b> İkinci örneği Şeyh Saduk'un <i>el-Emali</i>'sini esas alarak inşa ettiğimiz <i>Maktelü'l-Hüseyin</i>'den aldık: <b><i>“Allah düşmanı Sinan b. Enes el-İyadî ve Şimr b. Zi'l-cevşen el-Amirî, Şamlı adamların arasında öne çıkmıştı.”<sup>14</sup></i></b> Bu rivayet, bu ikisinin İmam Hüseyin'i katletmek amacıyla öne çıktıkları anı tasvir eder.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>c)</b> İmam Sadık'tan şöyle nakledilir: <b><i>“Şüphesiz
Ümeyyeoğulları ve Şam ehlinden Hüseyin'in katlinde onlara yardım
edenler Hüseyin'in katledildiği günü bayram ilan edip o günde şükür
orucu tutmak için adaklar adadılar.”<sup>15</sup></i></b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>d)</b> Üçüncü örnek rivayeti, Vâkıdî'nin kâtibi İbn
Sad'dan nakledelim: “Şam ehlinden bir adam İmam Hüseyin'in oğlu Ali
Ekber'e, senin Yezîd ile akrabalık bağın var; annen
Ümeyyeoğullarındandır ve soyu onlara dayanır. Bu yüzden babandan
ayrılman ve istediğin yere gitmen için sana güvence vereceğiz.”<sup>16</sup></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu rivayette “Şam ehlinden bir adam” ifadesi geçmektedir ve güvence,
emanname teklifinin Kerbela'da yapıldığında şüphe yoktur. Bütün bu
örneklerin en açık olanı, bizim burada ilk örnek rivayet olarak
naklettiğimiz Kuleynî'nin rivayeti hakkında merhum Fethali Kazvinî şöyle
bir not düşmüştür:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Rivayet Şam ehlinin Kerbela'da toplandığını açıkça beyan etmektedir.
Müslim b. Akil'in hal tercümesini yazarken naklettiğimiz gibi Müslim b.
Akil'in şehadetinin ertesi günü on binlerce Şamlı asker Kufe'ye
girmişti. Bu husus, Taberî'de ve diğer kaynaklarda da zikredilmiştir.”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Merhum Kazvinî şu neticeye varır: “Şam ordusunun oradaki varlığını
inkâr edenin tarih bilgisi yoktur. Nitekim (İbn Şehraşub'un) <i>Menakıb</i><sup>17</sup> kitabında Şimr b. Zi'l-cevşen'in tamamı Şamlılardan oluşan dört bin kişilik orduya komutanlık ettiği yazılıdır.”<sup>18</sup> Maktellerde de Kasım b. Hasan'ın Kerbela meydanında Şamlı Erzak adında biriyle göğüs göğse çarpıştığı yazmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Şehraşub <i>Menakıb</i>'ında şunları kaydeder: Kasım b. Hasan'ın
çarpıştığı kimse Şamlıydı. Hüseyin b. Ali'nin yeğeninin yardım çağrısı
üzerine çadırdan hışımla çıktığını gördüğünde onun üzerine saldırmış ve
‘Bana yardım edin. Hüseyin b. Ali geliyor!' diye bağırarak askerlerinden
yardım istemiştir. Bunun üzerine Ömer b. Sad'ın ordusundan bir bölük
ayrıldı ve Kasım b. Hasan ile çarpışan bu Şamlıyı Hüseyin b. Ali'nin
elinden kurtarmaya çalıştı.”<sup>19</sup> Bu rivayette de Şamlılardan söz edilmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Siyasî ve sosyal itkileri araştıracak olursak Emevîlerin ve Abbasîlerin
Kufelileri karalamak için birçok nedene sahip olduklarını görürüz.
Iraklıların, bilhassa Kufelilerin kılıçları daima halifeye karşı
kınından çıkarılmış halde bekliyordu. Emevîler döneminde de, Abbasîler
döneminde de Kufeliler sakin değillerdi; Kufe isyanı, özellikle Âşûrâ
faciasından sonra başlayan Tevvabin hareketiyle başlamış,
Hasanoğullarının Abbasîlere karşı başlattığı kıyama dek sürmüştür. Buna
göre Kufe halkı aleyhinde hadis imal etme serüveni Muâviye'nin sarayında
başlamış, Abbasî saraylarında devam etmiştir. Çünkü Kufeliler hep
hilafetin istemediği kitle olmuştur. Zeydî kıyamcıları ve Feh faciasında
katledilenler de Kufe orijinliydi.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Öte yandan İmam Ali'den Kufelileri kınayan hadisler de nakledilmiştir. Örneğin İmam Ali <i>Nehcü'l-belağa</i>'da Kufelilere hitaben “Ey adam olamayan adamcıklar!” buyurmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu ve benzeri hitaplarda İmam Ali'nin muhatabı Osmanîler ve
Haricîler'dir. İmam Ali'nin ve diğer Masum İmamlar'ın Kufelileri
metheden hadislerini bir araya getirdiğimizde sayıca çok olduklarını
görürüz. Bizde meşhur olan Hz. Zeyneb'in hutbesi gibi rivayetler
Kufelilerden övgüyle söz eden bu rivayetler karşısında fazla bir yekûn
tutmaz. Söz gelimi bir rivayette, nasıl Mekke Allah'ın, Medine Hz.
Peygamber'in haremi olarak tavsif edilmişse Kufe de İmam Ali'nin haremi
olarak nitelenmiştir. Bu rivayetler isnad açısından tartışılamayacak
kadar zengindirler.<sup>20</sup> Bu hadisler karşısında Kufe'yi kınayan
hadislerin rengi solmaktadır. Buna göre bütün suçu Kufe Şiîlerinin
omuzlarına atmak olmaz. Kufe Şiîleri, Kufe halkının bir bölümünü
oluşturuyordu. Aslında Kufe Şiîleri cihaddan geri kaldılar ve sessiz
kalarak düşmanı İmam Hüseyin karşısında cesaretlendirdiler. Daha sonra
hatalarının farkına vardıklarında ise art arda kıyam ederek şehid
oldular.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Değerlendirme</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, Emevîleri aklamak istemektedir. Öyle ki <i>Rasü'l-Hüseyn</i>'inde
Emevîlerden tek bir kimsenin tek bir Haşimoğlunu öldürmediğini iddia
etmektedir. Aynı iddialı tutumuyla Haccac b. Yusuf es-Sakafî'yi de
savunmaktadır. Sedece Zeyd b. Ali'nin kıyamı söz konusu olduğunda
sertleşir.<sup>21 </sup>İbn Teymiyye yalnızca Şamlıların Âşûrâ
faciasındaki rolünü inkâr etmekle kalmaz, faciada Emevîlerin de herhangi
bir rolünün bulunmadığını ileri sürer. Çünkü aksini düşünmek sahabenin
adaleti inancına terstir. Yezîd'in mahkûm olması demek, onu kendi yerine
halife atayanın da, babası Muâviye'ye halife olma fırsatı tanıyanların
da mahkûm olması demektir. İşin bu boyuta varmasını engellemek için İbn
Teymiyye Emevîleri topyekûn aklar. Üstelik Yezîd'in ve Mervanoğullarının
da adını anarak onları günahsız addeder ve sadece Şiîleri suçlar.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu, insafsızca bir yaklaşımdır ve tarihî gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Tarihi Alevî rivayetiyle değerlendirdiğimizde Şamlıların ve Emevîlerin
Âşûrâ faciasındaki başat rolü ortaya çıkar. Gerçi, her ne kadar
Kufelileri (Şiîleri) suçlamak için imal edilmiş olsalar da Emevî ve
Abbasî rivayetleri de dikkatlice incelendiğinde de bu gerçek
anlaşılmaktadır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Notlar:</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1. </b>İbn Teymiyye, <i>Minhacü's-sünnet</i>, c. 2, s. 241-242; İbn Teymiyye, <i>el-Vasiyetü'l-kübra</i>, s. 54.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>2.</b> Bkz. <i>Tarih-i İmam Hüseyin</i>, c. 6, s. 183-902. Burada onlarca tarih kaynağında yer alan rivayetler nakledilmiştir. Bu kaynaklardan bazıları şunlardır: <i>Taberî,
Tarih; İbn Asem, el-Fütuh; İbn Habban, es-Sikat; Harezmî, Maktelu İmam
Hüseyn; İbn Esir, el-Kamil fi't-tarih; Birunî, Asarü'l-bakiye; Himyerî,
Kurbü'l-esnad; İbn Abdurabbih, Ikdü'l-ferid; Saduk, Emali; Taberî,
Camiü'l-beyan fi tefsiri'l-Kur'ân; İbn Batrik, el-Umde; Belazurî,
Ensabü'l-eşraf; İbn Sad, Tabakatü'l-kübra, Dineverî, Ahbarü't-tıval;
Yakubî, Tarih; Ebu Ferec Isfahanî, Makatilü't-Talibiyyin; Zübeyrî,
Nesebu Kureyş; İbn Cevzî, er-Red alâ mutaassıbi'l-anid</i>.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>3.</b> İbn Teymiyye, <i>Rasü'l-Hüseyn</i>, s. 199.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>4.</b> İbn Teymiyye, <i>age.</i>, s. 205-207.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>5.</b> İbn Teymiyye, <i>Camiü'l-mesail</i>, el-Mecmuatü's-salise, s. 93.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>6.</b> İbn Teymiyye, <i>Rasü'l-Hüseyn</i>, s. 207; <i>Dairetü'l-Maarif-i Buzurg-i İslâmî</i>, c. 3, s. 173.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>7.</b> Taberî, <i>Tarih</i>, c. 8, s. 412; Harezmî, <i>Maktelü'l-Hüseyin</i>, s. 240, 244.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>8. </b>Taberî, <i>age.</i>, c. 5, s. 435; Şeyh Müfid, <i>el-İrşad</i>, c. 2, s. 103.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>9.</b> Muhammed Rıza Hidayetpenah, <i>Baztab-i Tefekkür-i Osmanî der Vakıa-i Kerbela</i>, s. 65.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>10.</b> İbnü'l-Arabî'nin ve İbn Haldun'un rivayetleri ve tahrifleri hakkında daha fazla bilgi için bkz. Muhammed Sıhhatî Serdurudî, <i>Âşûrâ-pejuhî</i>, s. 170-176, 202-220.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>11.</b> Taberî, <i>Tarih</i>, c. 5, s. 424. Ayrıca bkz. Ebu Ferec Isfahanî, <i>Makatü't-Talibiyyin</i>, s. 110. Muhtemelen Taberî'den nakletmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>12.</b> Taberî, <i>age.</i>, c. 9, s. 92.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>13.</b> Kuleynî, <i>el-Kâfi</i>, c. 4, s. 1247, hadis no: 7.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>14.</b> Bkz. Muhammed Sıhhatî Serdurudî, <i>Maktelü'l-Hüseyin be Rivayet-i Şeyh Saduk</i>, s. 168.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>15.</b> Şeyh Saduk, <i>el-Emali</i>, c. 667, hadis no: 1397.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>16.</b> İbn Sad, <i>Tabakatü'l-kübra</i>, c. 6, s. 439.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>17.</b> İbn Şehraşub, <i>Menakıbu Âl Ebi Tâlib</i>, c. 4, s. 98.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>18.</b> Fethali Kazvinî, <i>el-İmam el-Hüseyin ve Ashabuhu</i>, c. 1, s. 253-254.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>19.</b> İbn Şehraşub, <i>Menakıbu Âl Ebi Tâlib</i>, c. 4, s. 109.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>20.</b> İbn Kulaveyh, <i>Kâmilü'z-ziyarat</i>, s. 30; Şeyh Tusî, <i>Tehzibü'l-ahkâm</i>, c. 6, s. 31-39; Şeyh Hur Amilî, <i>Vesailü'ş-Şia</i>, c. 10, s. 282; Muhaddis Nurî, <i>Müstedrekü'l-vesail</i>, c. 10, s. 202-208; Seyyid Hüseyin Berakî Necefî, <i>Tarihu Kufe</i>, s. 80-90; Eşarî Kummî, <i>Tarihu Kum</i>, s. 266-267.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>21.</b> İbn Teymiyye, <i>Rasü'l-Hüseyn</i>, s. 208.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Kaynaklar:</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ebu Cafer Muhammed b. Cerir Taberî, <i>Tarih</i>, neşr: Muhammed Ebu'l-Fazl İbrahim, Beyrut 1967.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ebu Ferec Isfahanî, <i>Makatilü't-Talibiyyin</i>, neşr: Seyyid Ahmed Sakar, Beyrut 1427.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hasan b. Muhammed b. Hasan Eşarî Kummî, <i>Tarihu Kum</i>, Farsçaya çev. Taceddin Hasan b. Bahauddin Ali b. Hasan Kummî, neşr: Muhammed Rıza Ensarî Kummî, Kum 1385.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Kulaveyh, <i>Kamilü'z-ziyarat</i>, tashih: Allame Eminî, neşr: Gulamrıza İrfaniyan, Necef 1356.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Şehraşub Mazenderanî, <i>Menakıbu Âl Ebi Tâlib</i>, neşr: Seyyid Haşim Resulî Muhallatî, Kum 1379.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, <i>Camiü'l-mesail</i>, neşr: Muhammed Aziz Şems, Beyrut 1422.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, <i>Minhacü's-sünneti'n-Nebeviye</i>, Beyrut (ty.).</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, <i>Resü'l-Hüseyin</i>, neşr: Seyyid Cemilî, Beyrut 1408.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, <i>Vasiyetü'l-kübra</i>, neşr: Ayadullah Abdüllatif İbrahim, Bağdat 1995.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Mirza Hüseyin Nuri Tabersî, <i>Müstedrekü'l-vesail</i>, Kum 1407.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muhammed b. Yakub Kuleynî, <i>el-Kâfi,</i> neşr: Ali Ekber Gaffarî, Tahran 1365.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muhammed Rıza Hidayetpenah, <i>Baztab-i Tefekkür-i Osmanî der Vakıa-i Kerbela</i>, Kum 1388.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muhammed Sıhhatî Serdurudî, <i>Âşûrâ-pejuhî ba Ruykerdi be Tahrif-şinasî-i Tarih-i İmam Hüseyin</i>, Kum 1389.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muhammed Sıhhatî Serdurudî, <i>Maktelü'l-Hüseyin be Rivayet-i Şeyh Saduk</i>, Tahran 1384.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muhammed Sıhhatî Serdurudî, <i>Şehid Fatih der Ayine-i Endişe</i>, Kum 1381.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muvaffak b. Ahmed Harezmî, <i>Maktelü'l-Hüseyin</i>, neşr: Muhammed Semavî, Kum 1948.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Seyyid Hüseyin Berakî Necefî, <i>Tarihu Kufe</i>, Farsçaya çev. Said Radrahimî, Meşhed 1388.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Seyyid Razî, <i>Nehcü'l-belağa</i>, Farsçaya çev. Muhammed Sıhhatî Serdurudî, Kum 1391.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Hur Amilî, <i>Vesailü'ş-Şia</i>, neşr: Abdurrahim Rabbanî Şirazî, Tahran 1403.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Müfid, <i>el-Emali</i>, neşr: Ali Ekber Gaffarî-Hüseyin Üstad Veli, Kum 1418.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Müfid, <i>el-İrşad</i> fi marifeti Hucecullah ala'l-ibad, Kum, 1416.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Tusî, <i>Tehzibü'l-ahkâm</i>, Beyrut 1401.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Tarih-i İmam Hüseyin</i> (Mevsuatü'l-İmam Hüseyin, Tahran 1387.</span><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>çev: Ertuğrul Ertekin</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu yazı ilk defa, 22 Mayıs 2014 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/1464/ibn-teymiyye-nin-%C3%A2s%C3%BBr%C3%A2-tahrifleri">burada</a> yayınlanmıştır.<b><br /></b></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-29252993396432917252018-02-09T13:15:00.000+03:002018-02-09T14:15:32.400+03:00"Zamanının İmamını Tanımak” ile İlgili Hadisin Sıhhati<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Abdülmecid Zehadet</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"> </span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür”</i>
hadisi, Şia'nın ve Ehlisünnet'in naklettiği müşterek bir hadistir. Bu
hadis, iki mezhebin muteber hadis kitaplarında farklı lafızlarla rivayet
edilmiş ve sahih kabul edilmiştir.</span></i><br />
<i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></i><i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></i><br />
<i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></i><i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hadis, yukarıda naklettiğimiz lafızlarla, Kadı Abdülcebbar'ın <i>Muğni</i>'sinde, Hamidî'nin <i>el-Cem beynu's-Sahiheyn</i>'inde, Saadeddin Taftazanî'nin <i>Şerhu Makasid</i>'inde ve Nesefî'nin <i>Akaid</i> kitabına yazdığı <i>Şerhu Akaid</i>'inde, Ahmed b. Yahya Sananî'nin <i>Bahru'l-zehar</i>'ında, Molla Kari'nin <i>Hatimetü'l-cevahir li-mudietü fi tabakati'l-Hanefiyye</i>'sinde geçmektedir.</span></i><br />
<i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></i><i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></i><br />
<i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></i><i><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bununla birlikte Ebu'l-Hasan Eşarî, Şehristanî, Safedî gibi kimi
müellifler hadisin belli bir fırkaya özgü olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Bu müelliflerin iddiasının ötesine geçen İbn Teymiyye ise, Allah'a yemin
ederek, hadisin bu lafızlarla varid olduğunu inkâr etmiştir. Nasıruddin
Albanî hadisin zayıf olduğunu belirtir. Sami Neşşar'a göre ise hadis,
kendisini sahih göstermek isteyen Şia mezhebince uydurulmuştur. Bütün
bunlara rağmen hadisin kendisi, farklı varyantlara sahip olsa da,
mazmunda birlik göstermesi bakımından münkirlerin iddialarını batıl
etmektedir.</span></i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYxAGMz-FmFCbGscwUwb1NvRTJ8LwlBkgIdluljwPxMKk7SdUY244eYltmTyxOVCXhexfkv1A3dEFuH_dEQu36g5zCDyEU7XTMQyi0LCbuVyFSqLWg_O-fR1-29Z0YKXH0PofbJYAdtgk/s1600/index.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="225" data-original-width="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYxAGMz-FmFCbGscwUwb1NvRTJ8LwlBkgIdluljwPxMKk7SdUY244eYltmTyxOVCXhexfkv1A3dEFuH_dEQu36g5zCDyEU7XTMQyi0LCbuVyFSqLWg_O-fR1-29Z0YKXH0PofbJYAdtgk/s1600/index.jpg" /></a></div>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müslümanlar arasındaki vahdetin ve gönül birliğinin önemli
unsurlarından biri de, ortak noktaların ön plana çıkarılmasıdır. Mezhep
müntesipleri arasında diyalog ve teamül sağlamanın tek yolu, herkesin
kabul edeceği noktalar üzerinde durmaktır. “Zamanının imamını tanımadan
ölen Cahiliye üzere ölmüştür” hadisi bütün mezhep ve fırkalarca kabul
görmüş müşterek hadislerdendir. Bu bakımdan hadisin muhtevası ve
delaleti üzerinde tartışmak Müslümanların birbirine yakınlaşmasını
sağlayacaktır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müellifler arasında küçük bir azınlık hadisin bu şekilde nakledildiğini
inkâr etmiş ve hadisi İmamiyye'ye tahsis etmiştir. Hadisin mezhepler
nezdindeki itibarını araştırmak, önce muhtevasını ve delaletini,
sonrasında ise Resul-i Ekrem'in halifeliğini, imameti tartışmak için
uygun bir zemin olacaktır.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu makalede, Ehlisünnet'in sahih ve güvenilir kabul ettiği kaynaklar
çerçevesinde, bu hadisin itibarı ve bütün Müslümanlarca kabul
edilebilirliği incelenmiştir. İleride görüleceği üzere hadisin
sıhhatinden şüphe duyanların sayısı oldukça azdır ve inkârları ilmî
temelden yoksundur.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>1. İmamiyye'ye göre hadisin sıhhati</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
“Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür” hadisinin
Resul-i Ekrem'e ait olduğu İmamiyye'ye göre kesin ve tartışmasızdır.
İmamiyye uleması; tezafür, istifaze, tevatür, ittifak, icma, genel kabul
gibi hadis ıstılahlarına başvurarak hadisin iki mezhepçe makbul
olduğunu ileri sürmüşlerdir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Müfid (öl. 413) <i>el-İfsah</i>'ında şöyle yazar: “Hz.
Peygamber'den mütevatir olarak nakledilen ‘Zamanının imamını tanımadan
ölen Cahiliye üzere ölmüştür' hadisine gelince…” (Müfid, (b) 1412: 28)
Hadisin metninde “lem-yarif” yerine “ve huve la-yarif” kullanılması aynı
anlamda geldiği için tartışma konusu edilmemiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Resail fi'l-gaybe</i> adlı kitabında ise şöyle yazar: “Birisi
sorusunda, kendisine Resul-i Ekrem'den ‘Zamanının imamını tanımadan ölen
Cahiliye üzere ölmüştür' sözünün rivayet edildiğini, bu rivayetin sahih
mi, yoksa uydurma mı olduğunu sormaktadır. Elcevap: Tevfik
Allah'tandır. Ona şöyle cevap verildi: Bu, sahih bir rivayettir ve eser
sahiplerinin icmaı buna şehadet etmektedir. Ayrıca Kur'ân'ın sarih
beyanı manasını güçlendirmektedir.” (Müfid, (c) 1414: 1/12)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Seyyid İbn Tavus (öl. 664) ise şunları kaydeder: “Nebevî şeriat
sahibinden varid olan hadiste buyrulmuştur: ‘Zamanının imamını tanımadan
ölen Cahiliye üzere ölmüştür'.” (Seyyid İbn Tavus, 1415: 2/252)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ali b. Yusuf Âmilî (öl.877) ise şöyle yazar: “Müslümanlar, [Hz.
Peygamber'in] ‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür'
hadisi üzerinde icma etmişlerdir.” (Âmilî, 1384: 1/111)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şehid-i Sanî'nin hadis hakkındaki görüşü şu şekildedir: “Kuşkusuz bu
hadis, Ehlisünnet ve Şia arasındaki meşhur rivayetlerdendir ve
Ehlisünnet bu hadisi usul ve furu kitaplarına almıştır.” (Şehid-i Sanî,
1409: 151)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Muhakkik Erdebilî (öl. 993) şöyle yazar: “Rivayetlerin delalet ettiğine
göre bunu (On İki İmam'ın imametini inkâr etmek) küfürdür. Bu husus, şu
müstefid, hatta makbul haberde de bildirilmiştir: ‘Zamanının imamını
tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.'” (Erdebilî, 1414: 2/299) <i>Şerhu Kuşçi</i>'ye
yazdığı haşiyede ise şunları söyler: “Zamanının imamını tanımadan ölen
Cahiliye üzere ölmüştür' hadisi Şia ve Sünnî birçok tarikle rivayet
edilmiştir ve neredeyse mütevatirdir ve yakin derecesindedir.”
(Erdebilî, 14147: 179)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Bahaî (öl. 1013) ise şunları yazar: “Hz. Peygamber'in ‘Zamanının
imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' hadisi, Ehlisünnet ve
Şia'nın üzerinde ittifak ettiği bir hadistir.” (Şeyh Bahaî, 1422: 431)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Nurullah Tusterî (öl. 1019): “Hz. Peygamber'in ‘Zamanının imamını
tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' hadisi, üzerinde ittifak edilen
meşhur bir hadistir.” (Tusterî, 1367: 89)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Allame Meclisî (öl. 1111) <i>Biharu'l-envar</i>'ında şöyle yazar:
“'Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.' hadisini
Ehlisünnet ve Şia mütevatir olarak nakletmişlerdir.” (Allame Meclisî,
1403: 8/366, 29/38) Allame Meclisî aynı görüşünü <i>Miratü'l-ukul</i>'da da beyan etmiştir. (Allame Meclisî, 1421: 4/27, 7/113)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Mahuzî (öl. 1112): “Hz. Peygamber'in ‘Zamanının imamını tanımadan ölen
Cahiliye üzere ölmüştür' hadisi İslâm ulemasının üzerinde ittifak ettiği
müstefid hadislerdendir.” (Mahuzî, 1417: 223)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bahranî (öl. 1186): “Hz. Peygamber'in ‘Zamanının imamını tanımadan ölen
Cahiliye üzere ölmüştür' sözünden daha meşhuru yoktur.” (Bahranî, 1363:
5/16)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kaşifülgıta (öl. 1228): “Muhammedî sünnetten iki canipten (nakledilen)
‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' hadisinden
daha mütevatiri yoktur.” (Kaşifülgıta, (ty.): 1/6)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Yukarıda yaptığımız alıntılardan İmamiyye ulemasının çeşitli
varyantlarındaki mana birliğinden dolayı hadisin iki mezhepçe makbul
olduğuna inandıkları anlaşılmaktadır. Âlimlerin kullandıkları şöhret,
istifaze, icma, tevatür terimleri aynı hususa işaret etmektedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>2. Muhtelif Metinler</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İmamî-Şiî kaynaklarda hadisin bilinen/meşhur metninin dışında
(“Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür”) farkı
varyantları da mevcuttur:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Kim zamanının imamını tanımadan ölürse Cahiliye ölümüyle ölmüştür.”</i> (Berkî, 1370: 1, 92, 154). <i>Efsah ve İktisad</i>'da da hadis bu ifadelerle nakledilmiştir. (Müfid, (b) 1414: 28; Tusî, 1400: 226)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Birisi imamı ona bilinmeden ölürse Cahiliye ölümü üzere ölmüştür.”</i> (Hilalî, (ty.): 452)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Ümmetimden bir kimse ölür, ölümü de ümmetimden imam olanı tanımadan gerçekleşirse bu kimse Cahiliye üzere ölmüş olur.”</i> (Saduk, 1405: 414)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İmamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Kuleynî, 1388: 1/377, 2/20) Hadis, aynı ifadelerle <i>Fezailu Emiri'l-müminin</i>'de (İbn Ukde Kufî, (ty.): 146), <i>Delailü'l-İmamet</i>'te (Taberî, 1413: 337) ve <i>el-Gaybe</i>'de (Numanî, 1422: 129) de geçer.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Dehrinin hayatta olan imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Mağribî, 1383: 1/25) <i>Camiü ehadisi'ş-Şia</i>'da (Burucerdî, 1399: 26/56) <i>Deaimü'l-İslâm</i>'dan
nakledilen bu hadiste “la yarif” yerine “lem yarif” lafzı
kullanılmıştır. [Türkçe açısından bu kullanım herhangi bir anlam
değişikliğine sebebiyet vermez –ç.n.]</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Uyunu ahbari'r-Rıza</i>'da ise hadis “Onları <i>tanımadan ölen Cahiliye ölümü üzere ölmüştür”</i> şeklinde nakledilir. (Saduk, 1404: 1/130)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Geceleyin ölen kimsenin ölümü, o gece imamı tanımadan gerçekleşirse o kimse Cahiliye üzere ölmüş olur.”</i> (Numanî, 1422: 126)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
<i> “İmamı olmadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Müfid, 1414: 268)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Cemaat imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Berkî, 1370: 1/155)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İmamı olmadan ölen kimsenin ölümü Cahiliye ölümüdür.”</i> (Berkî, 1370: 1/155)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Benim evladımdan bir imamı olmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Saduk, 1404: 1/63)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Hidayet imamlarından bir imamı olmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Saffar, 1404: 529-530) Hadis benzer ifadelerle Kays b. Hilalî'nin <i>Kitab'</i>ında ve <i>Kemalü'd-din</i>'de de geçmektedir (Hilalî, (ty.): 425; Saduk, 1405: 412, 668) <i>Mehasin</i>'de (Berkî, 1370: 1/155) ise hadis, <i>“İmamı olmadan ölenin ölümü Cahiliye ölümüdür”</i> şeklindedir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İmamını dinlemeden ve ona muti olmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Saduk, 1414: 25; <i>İhtisas</i>'da da bu şekilde nakledilmiştir, bkz. Müfid, (a) 1414: 296)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">“Boynunda imamın biati olmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.” (ibn Tavus, 1416: 327) Benzer hadisler için bkz. Müfid, (d) 1414: 245; Keracekî, 1369: 152; İbn Batrik, 1407: 319.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Üzerinde imam(a biat)ı bulunmadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Saffar, 1404: 279) Benzer hadisler için bkz. Ravendî, 1409: 2/861; İbn Şadan, 1363: 75.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Hayatta olan imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Himyerî, 1413: 351)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Üzerinde yaşayan zahir imama (biat) bulunmadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Müfid, 1414: 268)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Bu ümmetten kendisi için Allah azze ve celle (cihetin)den
(olan) imam bulunmadan sabahlayan kimse dalalet ve avarelik üzere
sabahlamış olur ve bu kimse bu hal üzere ölürse küfür ve nifak üzere
ölmüş sayılır.”</i> (Kuleynî, 1388: 1/184)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Farklı fakat birbirine yakın lafızlarla nakledilen, ancak aynı mazmuna
sahip olan hadisler, anlatılmak istenen ana düşüncenin orijinalliğinin
göstergesidir. Rivayetlerin metinlerindeki küçük farklılıkların,
birtakım koşullardan ve muhatapların anlama kapasitelerinin
çeşitliliğinden kaynaklandığı söylenebilir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">3. Diğer fırkaların kaynaklarında “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür” hadisi</span></b><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Yahya b. el-Hüseyin'den (öl. 298) şöyle nakledilmiştir: “Hz. Peygamber
buyurdu: “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”
(Sudî, (ty.): 1/169)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kadı Abdülcabbar (öl. 415) <i>Muğni'</i>sinde şöyle nakleder: ““Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür” (Fakih İmanî, 1412: 34)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hamidî'den (öl. 488) <i>el-Cem beynu's-Sahiheyn</i>'de şöyle nakledilir: “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.” (Safî, 1397: 141)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Fahreddin Razî (öl. 606) <i>Mesailü'l-hamsun</i> kitabında şöyle
yazar: İmama marifet elde etmek ve burhan yoluyla onu tanımak vaciptir.
Nitekim Hz. Peygamber, “Zamanının imamını tanımadan ölen ister Yahudi
ister Hıristiyan olarak ölsün.” buyurur. (Razî, (ty.): 71)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Molla Sadeddin Taftazanî (öl. 792) <i>Şerhu Makasid</i>'de imamın
nasbedilmesinin lüzumunu tartıştıktan sonra ulülemr ayetini delil
gösterir ve tartışmasız doğru olduğunu kabul ederek hadise istinad eder:
“Hz. Peygamber'in buyurduğu gibi, ‘Zamanının imamını tanımadan ölen
Cahiliye üzere ölmüştür.'” Daha sonra şöyle yazar: “İtaat ve marifet
farz olunca, bunun gerçekleşmesi de farz olur.” (Taftazanî, 1422: 3/476)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Akaidü'n-Nesefî</i>'de de halka imametin farz kılınmasının
rivayetlere dayandığına işaret eder ve şöyle yazar: “Bu, halka
rivayetlerle farz kılınmıştır. Nitekim Hz. Peygamber, ‘Kıble ehlinden
zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.' buyurur.”
(Taftazanî, (ty.): 232)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ahmed b. Yahya Sananî (öl. 840) <i>el-Bahrü'z-zehari'l-cami li-mezhebi'l-ulemai'l-emsar</i>'da
şunları yazar: “Hz. Peygamber, ‘Zamanının imamını tanımadan ölen
Cahiliye üzere ölmüştür' hadisi ile zamanın daîsini tanımanın ve ona tam
manasıyla tabi olmanın farz oluşunu kastetmiştir.” (Sananî, (ty.):
16/110)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Molla Ali Karî Hanefî (öl. 1014) de şunları kaydeder: “Hz. Peygamber'in Müslim'in <i>Sahih</i>'inde
geçen ‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' sözü,
‘Kim kendisine iktida edilmesi farz olanı ve yaşadığı zaman diliminde
kendisini hidayete götürecek olanı tanımazsa' anlamına gelir. Başka bir
yerde ise şöyle yazar: “Müslim'in rivayet ettiği ‘Zamanının imamını
tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' hadisi, Cahiliye ehlinin
şeriatının olmadığını gösterir.” (Karî, (ty.): 2/457)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>Mişkatü'l-mesabih</i>'e yazdığı şerhi <i>Miratü'l-mefatih</i>'te
ise “Boynunda biat olmadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.” hadisini
naklettikten sonra şöyle yazar: “Bu mana (hadisin bu varyantı) şöhret
bulmamıştır; Sadeddin, <i>Şerhu'l-akaid</i>'inde hadisi, ‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' şeklinde rivayet etmiştir.” (Karî, 1422: 7/234)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bursevî (öl. 1137), <i>Ruhu'l-beyan</i> adlı tefsirinde Neml
Suresi'nin 19'uncu ayetle ilgili olarak şöyle yazar: “Zamanın imamını
tanımak ve ona isteyerek bağlanmak gerekir. Nitekim Hz. Peygamber,
‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' buyurur.”
(Bursevî, 1410: 6/245)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kunduzî (öl. 1294) de <i>Yenabiü'l-mevedde</i>'sinde şunları
kaydeder: “İsa b. es-Sırrî'nin senediyle naklolunan menkıbede şöyle
denir: Cafer es-Sadık'a sordum… Resullah şöyle buyurur: ‘Zamanının
imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.' dedi.” (Kunduzî, 1416:
1/351)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İmamü'l-Haremeyn Cüveynî (öl. 478) de bu hadisi nakletmiştir. <i>Lumatü'l-edille</i> <i>fî kavaidi Ehlisünnet ve'l-cemaat </i>kitabında
şöyle yazar: “Hilafetin ikamesi halka farzdır; Allah'a değil. Bu yüzden
Hz. Peygamber, ‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere
ölmüştür.' buyurur.” (Said Fude, (ty.): 12)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Ebi'l-Hadid (öl. 656), İmam Ali'nin “Onları tanımadıkça cennet
girmek olmaz!” sözünü şerh ederken hadisi, “İmamı olmadan ölen Cahiliye
üzere ölmüştür.” şeklinde rivayet eder ve şöyle yazar: “Ashabımızın
tamamı bu hadisin sıhhatine kaildir. Bu sözü, İmamları tanımadıkça
cennete girmek olmaz!' şeklinde okumak gerekir.” (İbn Ebi'l-Hadid, 1385:
9/155) O, bu ifadesinde “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye
üzere ölmüştür” hadisini kavramsal olarak kabul etmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">4. Hadisin Sadır Olduğunu Kabul Etmeyenler</span></b><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Nasıruddin Albanî, İbn Teymiyye'yi izleyerek, hadisin “Zamanının
imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür” lafzıyla sadır olduğunu
kesin bir dille inkâr etmiştir. <i>Silsiletü'z-zaife</i>'de şöyle
yazar: “Orijinali bu lafızlarla sadır olmamıştır. Nitekim Şeyh İbn
Teymiyye, ‘Vallahi Resûlullah böyle söylememiştir.' der.” (Albanî,
(ty.): 1/525, 5/87)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu ikisinden önce Eşarî (öl. 324) <i>Makalatü'l-İslamiyyin</i>'de, Şehristanî (öl. 548) <i>el-Milel ve'n-Nihal</i>'inde, Safedî (öl. 764) <i>el-Vafi bi'l-vefeyat</i>'ında imamı tanımanın farz olduğunu inancının belli bir fırkaya özgü bir inanç olduğunu belirtmişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Eşarî şöyle yazar: “Rafıza imamların sayısında ihtilafa düşmüşlerdir…
Dört fırkaya ayrılmışlardır. İlk fırka, imamı tanımanın farz olduğuna
inanır. Onlara göre imamı tanımadan (imama cahil olarak) ölen Cahiliye
ölümüyle ölmüştür.” (Eşarî 1410: 1/49)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şehristanî kitabının İsmailiyye ile ilgili bölümünde şunları yazar:
“Onların mezhebine göre zamanının imamını tanımadan ölen kimse Cahiliye
üzere ölmüş olur. Aynı şekilde (onlara göre) boynunda imamın biati
bulunmadan ölen de Cahiliye üzere ölmüştür.” (Şehristanî, (ty.): 1/56)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Safedî de İsmailiyye konusuna geldiğinde şöyle yazar: “Onların
mezhebince zamanının imamını tanımadan ölen kimse Cahiliye üzere
ölmüştür.” (Safedî, 1420: 3/205)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye <i>Minhacü's-sünnet</i>'inde şunları kaydeder: “Altıncı
söz şudur: Resûlullah, ‘Zamanının imamını tanımadan ölen kimse Cahiliye
üzere ölmüştür.' buyurur. Ona şöyle denilir: Bu hadisi bu senetlerle kim
rivayet etmiştir? İsnadı nerededir? İsnad zinciri olmaksızın
Peygamber'in bu sözü söylediğini ispatlamak nasıl caiz olur? Hadis
ehlinin nazarında bu hadisin bu lafızlarla varid olduğu meçhuldür.” (İbn
Teymiyye, 1406: 1/110)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Sami Neşar ise şöyle yazar: “‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye
üzere ölmüştür' Şiî kaynaklı bir hadistir.” (Sami Neşar, (ty.): 2/226)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">5. Diğer Fırkaların Kitaplarında Hadisin Farklı Varyantları</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span></b><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Önceki bölümlerde, İmamî-Şiî kaynakların dışında, diğer fırkaların kitaplarında <i>“Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür”</i>
hadisinin farklı varyantlarının nakledildiğini ifade etmiştik. Bütün bu
nakiller göz önüne alındığında hadisin mütevatir olduğu iddia
edilebilir. Burada hadisin farklı varyantlarından örnekler nakledeceğiz:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İmamı olmadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i>
(İbn Davud, (ty.): 259; Ahmed b. Hanbel, (ty.): 4/96; Taberanî, (ty.):
19/388; Müttakî Hindî, 1409: 1/103) İmamî-Şiî kaynaklarda hadis bu
şekliyle de nakledilmiştir. (Berkî, 1330: 1/155; Müfid, 1414: 186)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Bir kimse ölür de imamı olmazsa Cahiliye üzere ölmüş olur.”</i> Hadisi bu lafızlarla, Abdullah b. Ömer'in Haccac'a biat etmesi hadisesinde naklolunmuştur. (İskafî, 1402: 24; Cahiz, 1374: 301)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Bir kimse ölür de onun imamı bulunmazsa Cahiliye üzere ölmüş olur.”</i> (Hilal, 1410: 1/81; İbn Habban, 1414: 10/343) Hadis, aynı ve benzer lafızlarla İmamî-Şiî kaynaklarda da rivayet edilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Bir kimse ölür de üzerinde imamın (biati) bulunmazsa Cahiliye üzere ölmüş olur.”</i>
(İbn Ebi Asım, 1413: 489; Ebu Yala, 1412: 13/366; Taberanî, 1415: 706;
Heysemî, 1408: 5/225) Hadis, aynı ve benzer lafızlarla İmamî-Şiî
kaynaklarda da rivayet edilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Bir kimse ölür de üzerinde cami (cem edici) imam(ın biati) bulunmazsa Cahiliye üzere ölmüş olur.”</i> (Dulabî, 1421: 2/635)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Üzerinde cemaat imamı bulunmadan ölen kimsenin ölümü kuşkusuz Cahiliye ölümüdür.”</i> (Hakim Nişaburî, (ty.): 1/75, 1/117; Müttakî Hindî, 1409: 1/207) Hadisin bir başka varyantı, <i>“Üzerinde cemaat imamı bulunmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür”</i> şeklindedir. (Nevevî, (ty.): 19/190)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Üzerinde biat olmadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür.”</i>
(İbn Sad, (ty.): 5/144; Taberanî, 1415: 1/79; Müttakî Hindî, 1409:
1/103) Bu hadis de Abdullah b. Ömer'in Haccac'a biat etmesi hadisesiyle
ilgilidir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Boynunda biat olmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> Müslim, (ty.) 6/22; Hamidî, 1423: 2/296; Beyhakî, (ty.): 8/156)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Boynunda Müslümanların imamının biati bulunmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.” </i>(Zemahşerî, 1412: 5/169)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Boynunda imamın biati olmadan geceleyin ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (İbn Hazm, (ty.): 1/45)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İtaat altında bulunmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i>
(İbn Ebi Şeybe, 1409: 7/457; İbn Ebi Asım, 1413: 2/504; Tarsusî, 1393:
1/28) [Bu hadisin Arapça metninde “la” olumsuzluk eki bulunmaktadır.
Türkçe açısından aynı anlama gelen, ancak Arapça metninde “leyse”
olumsuz eki bulunan hadisin kaynakları: Bağevî, 1410: 1/330; Ahmed b.
Hanbel, (ty.): 3/446; Taberanî, 1417: 20/86)]</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Cemaat imamının itaati altında bulunmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (İbn Ebi Asım, 1413: 2/486; Taberanî, 1417: 2/86)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“Cemaat emirinin itaati altında bulunmadan sabahlayan kimseyi Allah kıyamet gününde Cahiliye ölümünden diriltir.”</i> (Heysemî, 1408: 5/219)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İtaat altında bulunmadan ölen kimse Cahiliye üzere ölmüştür.”</i> (Taberanî, 1415: 7/287)</span><br />
<br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"></span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">6. Mülahazalar</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">a) “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere
ölmüştür” hadisinin lafız bakımından mütevatir olduğu iddiası, hadisin
mazmun ve manada birlik göstermesine dayanır. Hadis bu lafızla İmamî-Şiî
olmayan âlimlerin kitaplarında nakledilmiş olsa da eldeki muteber hadis
kaynaklarında bulunamamıştır. (fakat aynı anlama gelen değişik
ifadeleri içeren pek çok rivayet mevcuttur; mesela “Boynunda imamın
biati olmadan ölen…” vs. gibi)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>İhkakü'l-hakk</i>'ın “İkaz ve İzahetu İştibah” başlıklı on dördüncü cildinde, hadisin doğrudan, vasıtasız olarak Müslim'in <i>Sahih</i>'inden nakledilemediği teessüfle bildirilmiş; hadisin Müslim'in <i>Sahih</i>'inden doğrudan iktibası Şeyh Muhyiddin Ebu Muhammed Abdülkadir b. Ebi'l-Vefa'nın (öl. 775) el-<i>Cavehirü'l-madia</i>'sına nispet edilmiştir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Elbette müellif burada Molla Ali Karî Hanefî'nin (öl. 1014) <i>el-Cevahirü'l-madia fî tabakati'l-Hanefiyye</i>'ye
yazdığı hatimeyi kastetmiştir. Fakat Molla Ali'nin hatimedeki
ifadeleriyle “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür”
hadisinin mazmun bütünlüğünü kastetmesi mümkündür. Böyle düşünmemizi
sağlayan şey, Molla Ali'nin <i>Mirkatü'l-mefatih</i>'e yazdığı şerhi <i>Mişkatü'l-mesabih</i>'indeki ifadesidir. Metinde hadis Müslim'in <i>Sahih</i>'inden nakledilmiştir. Molla Ali hadisi şerh ederken şöyle yazar: “Bu mana (hadisin bu varyantı) şöhret bulmamıştır; Sad, <i>Şerhu'l-akaid</i>'inde hadisi, ‘Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür' şeklinde rivayet etmiştir.”</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Molla Ali'nin bu ifadeleri onun hadisin mazmun ve manada birlik
gösterdiğine dair inancını kanıtlamaktadır. “Zamanının imamını tanımadan
ölen Cahiliye üzere ölmüştür” hadisini doğrudan Müslim'in <i>Sahih</i>'ine nispet etmeden Sadeddin Taftazanî'ye nispet etmesi, onun hadisi <i>Sahih</i>'e nispet ettiği durumda hadisin mana birliğine olan inancının göstergesidir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">b) Yukarıdaki açıklama göz önüne alındığında, el-İmam Ali b. Ebi Tâlib kitabında öne sürülen hadisin Müslim'in <i>Sahih</i>'inden
hazfedilmiş veya tahrif edilmiş olabileceği ihtimali güçlü bir ihtimal
olarak görünmemektedir. Söz konusu kitabın müellifi, Molla Karî'den
alıntı yaptıktan sonra şöyle yazar: “Bu söz var olsa ve biz sözden
haberdar olsak bile bu sözü iddiamıza delil olarak kullanamayız.”
(Rahmanî, 1417: 565)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müellif, hadisin “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür” lafzıyla nakledilen varyantının Müslim'in <i>Sahih</i>'inde bulunmamasını, sadece hadisin <i>Sahih</i>'e
isnad edilerek nakledildiği muteber bir kaynağa ulaştığında hazf veya
tahrif ihtimalinden söz edebilir. Sırf Molla Ali vasıtasıyla hadisi <i>Sahih</i>'te bulamamak tahrif için yeterli delil sayılamaz.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">c) İbn Teymiyye'nin Allah'a yemin ederek “Zamanının
imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere ölmüştür” hadisinin sadır
olmadığını iddia etmesi sadece onun Ehlibeyt düşmanlığının
göstergesidir; ilmî bir cevap gerektiren ilmî bir iddia değildir. Çünkü
“Vallahi Resûlullah böyle bir şey söylememiştir” sözü sadece Hz.
Peygamber'e yoruma açık olmaksızın açıkça küfür veya batıl bir söz
nispet edildiğinde kullanılabilir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye'nin Ehlibeyt düşmanlığı aşikâr bir durumdur. Nitekim <i>Lisanü'l-mizan</i>'ın müellifi bu hususta şöyle yazar:</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><i>“İbnu'l-Mutahhar'ın kullandığı hadisleri reddetme konusunda
onu çok gayretli gördüm. Mevzu hadisler konusunda bile böyle
gayretkeşti. Fakat ulemanın hadis tasnifini göz önüne almadan reddetmede
ileri gitti. Sadrında olana iktifa edecek kadar ezberde güçlü değildi.
Zaten insan unutkandır. Rafızîlerin kelamını (iddialarını) tahkir etmede
çok ileri gitti. Bu, Hz. Ali'nin küçümsenmesiyle sonuçlanacak bir
durumu ortaya çıkardı.” (İbn Hacer Askalanî, 1390: 6/319)</i></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Üstelik Selefiye'nin son dönem imamlarından olan ve İbn Teymiyye'nin düşüncelerini yayan Nasırüddin Albanî, <i>Silsiletü sahiha</i>'da “O benden sonraki bütün müminlerin velisidir.” hadisiyle ilgili olarak şöyle yazar: <i>“Şeyhülislâm
İbn Teymiyye'nin bu hadisi inkâra cüret etmesi ve Minhacü's-sünnet'inde
hadisi tekzip etmesi hakikaten çok tuhaf şey!” Daha sonra rey ile
tefsiri ve İbn Teymiyye'nin yorumunu kabul ederek şöyle yazar: “Hadisi
ne açıdan tekzip ettiğini anlamış değilim! Görünen o ki tekzibin sebebi,
Şia'yı inkârındaki abartısıdır.”</i> (Albanî, (ty.): 5/260)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">d) Hadisin Şiî kaynaklı ve belli bir fırkaya özgü
olduğu iddiası yukarıdaki incelemeden sonra kabul edilebilir bir iddia
değildir. Zira hadisi “Zamanının imamını tanımadan ölen Cahiliye üzere
ölmüştür” lafzıyla nakleden İmamî-Şiî olmayan ulemanın büyükleri ya
hadisi muteber bir kaynakta gördüklerini ya da muhteva ve mazmun
açısından hadisin diğer hadislerle bütünlük gösterdiğini söylemişlerdir.</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span>
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>Kaynaklar</b></span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ahmed b. Hanbel, Ebu Abdullah Şeybanî, (ty.), <i>Müsned</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Albanî, Nasırüddin, (ty.), <i>es-Silsiletü'z-zaife</i>, Riyad</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Amilî, Ali b. Yusuf, 1384, <i>es-Sıratü'l-müstakim ila müstahkiü't-takdim</i>, neşr: Muhammed Bakır Mahmudî, (yy.)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bağavî, Abdullah b. Muhammed, 1417, <i>Müsnedu İbnü'l-Cad</i>, neşr: Amir Ahmed Haydar, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bahranî, Yusuf, 1363, <i>el-Hadaikü'l-nadire</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Berkî, Ahmed b. Halid, 1370, <i>el-Mehasin</i>, neşr: Seyyid Celaleddin Muhaddis, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Beyhakî, Ebu Bekir Ahmed b. Hüseyin b. Ali, (ty.), <i>es-Sünenü'l-kübra</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bursevî, İsmail Hakkı, 1410, <i>Tefsiru ruhi'l-beyan</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Burucerdî, Hacı Aga Hüseyin, 1399, <i>Camiu ehadisi'ş-Şia</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Cahiz, Ebi Osman Amr b. Bahr, 1374, <i>el-Osmaniyye</i>, neşr: Abdüsselam Muhammed Harun, Mısır</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Dulabî, Muhammed b. Ahmed, 1421, <i>el-Küney ve'l-esma</i>, neşr: Ebu Kuteybe el-Faryanî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ebu Davud Tayalisî, Süleyman, (ty.), <i>Müsned</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ebu Yala, Ahmed b. Ali b. Müsenna, 1412, <i>Müsned</i>, neşr: Hüseyin Selim Esed, Dımaşk</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Erdebilî, Ahmed b. Muhammed, 1414, <i>Mecmau'l-fevaid ve'l-burhan fi şerhi irşadü'l-ezhan</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Erdebilî, Ahmed b. Muhammed, 1417, <i>el-Haşiye ala'l-ilahiyati'l-şerhu'l-cedid li-Kuşçi</i>, neşr: Ahmed Abidî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
es-Sudî, Abdurrahman Muhammed b. Hamza, (ty.), <i>Dürerü'l-ehadisi'n-Nebeviyye bi'l-esatidi'l-Yahyaviyye</i>, neşr: Halid Muhammed, Sana</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Eşarî, Ebu'l-Hasan, <i>Makalatü'l-İslamiyyin ve ihtilafu'l-musallin</i>, neşr: Helmut Ritter, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Fakih İmanî, Mehdî, 1412, <i>Şinaht-i İmam ya Razha-yi ez Merg-i Cahilî</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hakim Nişaburî, Ebi Abdullah, (ty.), <i>el-Müstedrek ala's-Sahiheyn</i>, neşr: Yusuf Abdurrahman el-Maraşî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hamidî, Muhammed b. Fütuh, 1423, <i>el-Cem beyne's-Sahiheyn</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Himyerî, Abdullah b. Cafer, 1413, <i>Kurbu'l-esnad</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Harranî, İbn Şube, 1404, <i>Tuhafu'l-ukul an Âli'r-Resul</i>, neşr: Ali Ekber Gaffarî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Heysemî, Nureddin Ali b. Ebi Bekr, 1411, <i>Mecmau'z-zevaid</i>, Dımaşk</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hilal, Ahmed b. Harun, 1410, <i>Kitabü's-sünne</i>, Riyad</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Hilalî, Süleym b. Kays, (ty.), <i>Kitabü's-Süleym</i>, neşr: Muhammed Bakır Ensarî Zencanî, (yy.)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Batrik, Yahya b. Hasan Esedî, 1407, <i>Umdetü uyuni sihahi'l-ahbar fi menakibi imamü'l-ebrar</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Ebi Asım, Ebi Bekr Amr, 1413, <i>Kitabü's-sünne</i>, neşr: Nasırüddin Albanî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Ebi Şeybe Kufî, İbrahim b. Osman, 1409, <i>el-Musannef</i>, neşr: Said el-Leham, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Habban, Muhammed b. Ahmed Ebu Hatim et-Temimî, 1414, <i>Sihahu İbn Habban</i>, neşr: Şuayb Ernot, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Hacer Askalanî, Ahmed b. Ali, 1390, <i>Lisanü'l-mizan</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Hazm, Ali b. Ahmed, (ty.), <i>el-Muhalla</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Sad, Muhammed, (ty.), <i>Tabakatü'l-kübra</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Şadan, Fazl, 1363, <i>el-İzah</i>, neşr: Seyyid Celeddin Muhaddis, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Teymiyye, Ahmed b. Abdülhalim, 1406, <i>Minhacü's-sünneti'n-Nebeviyye</i>, neşr: Muhammed Reşad Salim, (y.y.)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İbn Ukde Kufî, Ebu'l-Abbas, (ty.), <i>Fezailu Emiri'l-müminin</i>, haz. Abdürrezzak Muhammed Hüseynî</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
İskafî, Ebu Cafer, 1402, <i>el-Miyar ve'l-muvazene fî fezaili'l-İmam Emiri'l-müminin Ali b. Ebi Tâlib</i>, neşr: Mahmudî</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Karî Hanefî, Molla Ali, (ty.), <i>Hatimetü'l-cevahirü'l-madia fî tabakati'l-Halnefiyye</i>, Keraçi</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Karî Hanefî, Molla Ali, 1422, <i>Mirkatü'l-mefatih Şerhu Mişatü'l-mesabih</i>, neşr: Cemal Aytanî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kaşifülgita, Cafer, (ty.), <i>Keşfü'l-gita an mübhemati şeriatu'l-garra, </i>Isfahan</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Keracekî, Ebü'l-Fütuh, 1369, <i>Kenzü'l-fevaid</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kuleynî, Muhammed b. Yakub, 1388, <i>Usulu Kâfi</i>, neşr: Ali Ekber Gaffarî, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Kunduzî, Süleyman b. İbrahim, 1416, <i>Yenabiü'l-mevedde</i>, neşr: Ali Cemal, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Mağribî, Numan b. Muhammed, 1383, <i>Deaimü'l-İslâm</i>, neşr: Asıf Ali Asgar, Kahire</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Mahuzî, Süleyman b. Alim, 1417, <i>el-Erbaun hadisen fî isbati imamet Emiri'l-müminin</i>, neşr: Seyyid Mehdî Recaî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Meclisî, Muhammed Bakır, 1403, <i>Biharü'l-envar</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Meclisî, Muhammed Bakır, 1421, <i>Miratü'l-ukul fî şerhi ahbaru'r-Resul</i>, neşr: Seyyid Haşim Resulî Mahallatî, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müfid, Muhammed b. Numan (a), 1414, <i>el-İhtisas</i>, neşr: Ali Ekber Gaffarî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müfid, Muhammed b. Numan (b), 1414, <i>el-Efsah fî imameti'l-Emiri'l-müminin</i>, neşr: komisyon, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müfid, Muhammed b. Numan (c), 1414, <i>Resail fî'l-gaybet</i>, neşr: Ala Âl-i Cafer, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müfid, Muhammed b. Numan (d), 1414, <i>el-Fusulu'l-mutara</i>, neşr: Seyyid Ali Şerifî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müslim Nişaburî, İbn el-Hasan Müslim b. Haccac, (t.y) <i>Sahih</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Müttakî Hindî, Ali, 1409, <i>Kenzü'l-imal fî süneni'l-akval ve'l-efal</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Nevevî, Muhyiddin, (ty.), <i>el-Mecmu</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Numanî, Muhammed b. İbrahim, 1422, <i>Kitabü'l-gaybet</i>, neşr: Faris Hasun, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Rahmanî, Ahmed, 1417, <i>el-İmam Ali b. Ebi Tâlib</i>, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Ravendî, Kutbeddin, 1409, <i>el-Haraic ve'l-ceraih</i>, neşr: Seyyid Muhammed Bakır Ebtehî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Razî, Fahreddin, <i>el-Mesailu'l-hamsun fi usuli'd-din</i>, neşr: Ahmed Hicazî es-Saka, Kahire</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Saduk, Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Babeveyh, 1404, <i>Uyunu ahbari'r-Rıza</i>, neşr: Şeyh Hüseyin Alemî, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Saduk, Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Babeveyh, 1405, <i>Kemalü'd-din ve tamamü'n-nimet, </i>neşr: Ali Ekber Gaffarî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Saduk, Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Babeveyh, 1414, <i>el-Hidaye</i>, neşr: komisyon, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Safedî, Salahüddin Halil, 1420, <i>el-Vafi bi'l-vefeyat</i>, neşr: Ahmed el-Ernut, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Saffar, Muhammed b. Hasan b. Furuh, 1404, <i>Basairü'd-derecat</i>, neşr: Mirza Muhsin Kuçebağî, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Safî, Lütfullah, 1397, <i>Emanü'l-ümmet mine'l-ihtilaf</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Said Fude, (ty.), <i>el-Lemeat fî akaid tavzih li-kitabi lemau'l-edille fî akaidi'l-milleti'l-İmamu'l-haremeyn Cüveynî</i>, (y.y)</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Sami Neşar, Ali, (ty.), <i>Neşetü'l-fikri'l-felsefî fi'l-İslâm</i>, Kahire</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Sananî, Ahmed b. Yahya el-Murtaza, (ty.), <i>el-Bahru'z-zehar el-camiu'l-ulemai'l-emsar</i>, Sana</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Seyyid b. Tavus, Ali b. Musa b. Cafer, 1415, <i>İkbalü'l-amal</i>, neşr: Cevad Kayyumî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Seyyid b. Tavus, Ali b. Musa b. Cafer, 1416, <i>el-Melahim ve'l-fiten</i>, neşr: komisyon, Isfahan</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şehid-i Sanî, Zeynüddin b. Ahmed Amilî, 1409, <i>Hakaikü'l-iman</i>, neşr: Seyyid Mehdî Recaî, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şehristanî, Muhammed b. Abdülkerim, <i>el-Milel ve'n-nihal</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Şeyh Bahaî, Muhammed b. el-Hüseyin, 1422, <i>el-Erbaune hadisen</i>, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberanî, 1415, <i>el-Mucemü'l-evsat</i>, neşr: Tarık b. Avazullah-Abdülhüseyin b. İbrahim, Kahire</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberanî, Süleyman b. Ahmed, 1417, <i>el-Mucemü'l-kebir</i>, neşr: Abdülmecid Selefî, Kahire</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taberî, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir b. Rüstem, 1413, <i>Delailü'l-imamet</i>, neşr: komisyon, Kum</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taftazanî, Sadüddin, (ty.), <i>Şerhu akaidü'n-Nesefiye</i>, neşr: Adfan Derviş, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Taftazanî, Sadüddin, 1422, <i>Şerhu makasid</i>, talik: İbrahim Şemseddin, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Tarsusî, Muhammed b. İbrahim, 1393, <i>Müsnedü Abdullah b. Ömer</i>, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Tusî, Muhammed b. el-Hasan, 1400, <i>el-İktisadu'l-hadi ila tariki'l-irşad</i>, neşr: komisyon, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Tusterî, Kadı Nurullah, 1367, <i>es-Savarimu'l-muhrika fî cevabi's-savaiku'l-muhrika</i>, neşr: Seyyid Celaleddin Muhaddis, Tahran</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Zemahşerî, Ebu'l-Kasım Mahmud b. Amr, 1412, <i>Rebiü'l-ebrar ve nususu'l-ahyar</i>, neşr: Abdülemir el-Mehna, Beyrut</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;"><b>çev: Ertuğrul Ertekin</b>
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><br />
<span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
</span><span style="font-family: "georgia" , "times new roman" , serif;">
Bu yazı ilk defa, 17 Şubat 2014 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/1353/zamaninin-imamini-tanimak-ile-ilgili-hadisin-sihhati">burada</a> yayınlanmıştır.<b><br /></b></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-21899088608646605442018-02-07T14:50:00.000+03:002018-02-07T14:50:05.931+03:00Dr. Talii ile Gadir-i Hum üzerine bir söyleşi<div class="Newsdate">
<strong>İlmî hayatınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?</strong><br />
<br />
Kütüphanecilik eğitimi aldım ve yanı sıra İslâmî ilimler tahsili gördüm. <em>Kıssa-i Zemin (Yerkürenin Öyküsü)</em><em>,</em> <em>Tulu-i Hurşid (Güneş'in Doğuşu)</em>, <em>Çeşmendaz-ı Zuhur (Zuhurun Tasviri)</em>, <em>Gozareş-i Milad (Hz. Peygamber'in Doğumu Hakkında Rivayetler)</em>, <em>Vijegiha-yi İmam-ı Mev'ud (Beklenen İmam'ın Özellikleri)</em>, <em>Rehtuşe-i Munteziran (Bekleyenlerin Yol Azığı)</em> yazdığım kitaplardan bazılarının başlıkları.<br />
<br />
İlmî hayatımın çok özel bir yanı yok. Birkaç kez bölüm değiştirdikten
sonra kütüphanecilik ve iletişim alanında yoğunlaştım. Gençliğimde,
1970'li yıllarda, zihnimi kurcalayan bir soru vardı: Acaba ailem
vesilesiyle tanıdığım din doğru mu? Bu tür soruları kolaylıkla bir
kenara bırakamıyordum; bir yandan okuldaki derslerime çalışırken bir
yandan da bu soruların cevaplarını arıyordum.<br />
<br />
Yıllar geçti ve ben dinin akıl yoluyla açıklanabileceği bir yol
keşfettim. Bu süre zarfında okuduğum dinî kitaplar akıcı bir dille
yazılmışlardı ve sağlam delillere dayanıyorlardı; bir anlamda diğer dinî
kitaplardan farklıydılar. Yıllarca memleketimde üstatlara ulaşamamanın
eksikliğini yaşadım; kitaplara ulaşmak üstatlara ulaşmaktan daha
kolaydı. Bu yüzden olsa gerek bir gün imkânım olursa kendim akıcı bir
dille sağlam delillere dayanan kitaplar yazarak dinin akla ve fıtrata
dayanan simasını çizmeye azmettim. Böylece yıllar sonra dinî kitaplar
yazmaya yöneldim. Biraz önce isimlerini andığım kitaplarıma veya
yazdığım makalelere bakarsanız, onları derli toplu ve hayata
aktarılabilecek bir biçimde, akla ve fıtrata hitap eden bir yöntemle
yazdığımı görürsünüz. Aslında yazılarımda, benim ve başkalarının zihnini
kurcalayan soruların cevaplarını aradım. Ne mutlu ki zengin Şiî kültürü
yazara böyle bir imkânı kolaylıkla sağlıyor.<br />
<br />
Kitaplarımdan bir kısmı Gadir-i Hum hakkında; mesela <em>Gadir: Nemad-i Mihr</em>, <em>İlm ve Adalet (Sevgi, İlim ve Adalet Sembolü Gadir)</em> üst başlığıyla yayımlanan seride yer alan <em>Dersha-yi ez Hutbe-i Gadir (Gadir Hutbesinden Dersler)</em> başlıklı kitabımı örnek verebilirim. Ayrıca, geçen yıl yayımlanan <em>Necva Zir-i Asuman-i Gadir (Gadir Göğü Altında Yakarış)</em> isimli kitabım Gadir ziyareti hakkında otuz dersi muhtevidir.<br />
<br />
Bu arada benim hiçbir iddiam yok; yaptığım geniş Şiî ilim sofrasından bir lokma alıp ehline ulaştırmaktan ibaret.<br />
<br />
<strong>Allame Eminî'nin el-Gadir kitabından söz edebilir misiniz?</strong><br />
<br />
<a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/alim-allame-abdulhuseyin-emini-1902-1970.html">Allame Eminî</a> hakkında çok şeyler söylendi ve söyleniyor. Sefine
Dergisi'nin 38'inci sayısında yayımlanan ve derginin sitesinden de
ulaşılabilen “<em>Rahname-i Pejuheş Derbare-i Allame Emini” (Allame Emini Hakkında Araştırma Kılavuzu)</em>
başlıklı makale kanaatimce bu konuda yol gösterici olacaktır. Allame
Eminî'yi tanımanın bir yolu da, Necef'teki ikameti sırasında, altmış yıl
önce, orada kurduğu kütüphaneyi ziyaret etmektir. Bu kütüphane modern
anlamda Necef'in ilk halk kütüphanesidir. Bendeniz defalarca bu
kütüphaneyi ziyaret etme imkânı buldum ve her defasında bir verim elde
ettim.<br />
<br />
Ama bu fırsatı yakalamışken birkaç hususa dikkat çekmek isterim:<br />
<br />
1) Allame Eminî, medresede aldığı eğitimden sonra
merci, müderris, hatip, cami imamı olabilir veya din adamı sınıfına
mahsus başka bir vazifeyi üstlenebilirdi. Ama o, hepsini bıraktı ve
Emirelmüminin Ali'ye (a.s.) hizmet etmeyi yeğleyerek tutkuyla çalıştı.<br />
<br />
2) Gadir üzerine çalışmaya karar verince dini, hatta
insaniyeti bütünüyle Gadir penceresinden izledi ve doğru da gördü. Zira
Gadir, içinden yedi okyanusun kaynadığı havuzdur. Aslında insanî
niteliklere dair her şeyi onda bulmak mümkündür. Bununla birlikte, <strong><em>el-Gadir</em></strong>
kitabının, Allame Eminî'nin Gadir hadisesini ihya etmek için
tasarladığı projenin yalnızca küçük bir parçası olduğunu hatırlatmak
isterim. Bir yandan yetmiş yıllık ömür bu projeyi tamamlayabilmek için
yeterli olmadı, öte yandan dönemin ilim camiası merhumun kadrini
bilmedi, ihtiyaç duyduğu olanakları kendisine sağlamadı. Bunun üzerine
Merhum Eminî, kişisel çabasıyla ilim ehline birtakım projeler önerdi ve
gerçekleştirmelerinde onlara yardımcı oldu. Mesela, Merhum Muhammed
Sadık Necmî'ye <em>Seyrî der Sahihayn</em>'ı <em>(İki Sahih'te Gezinti)</em>, Merhum Esed Haydar'a <em>el-İmam</em> <em>es-Sadık ve'l-Mezahibü'l-Erbaa</em>'yı <em>(İmam Sadık ve Dört Mezhep)</em> yazmalarını önerdi ve onlara çalışmalarında yardımcı oldu.<br />
<br />
3) Allame Eminî <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/kitap-tantm-allame-emini-el-gadir-fil.html"><em>el-Gadir</em></a>'i
Arapça kaleme aldı ve böylece daha fazla araştırmacının kitaptan
istifade etmesini sağladı. Arap edebiyatının olanaklarını da kullanmış
oldu. Neticede Arap edipler, Tebrizli bir âlim tarafından Arap
edebiyatının olanakları kullanılarak yazılmış ayrıcalıklı bir kitapla
karşı karşıya kaldılar. Bu nedenle hâlâ kitaptan övgüyle söz edilmekte,
kitap saygı görmektedir. Tabii Merhum Mirza Muhammed Ali Ordubadi gibi
edebiyatçı âlimler de Allame Eminî'ye yardımcı oldu. Allah hepsinden
razı olsun!<br />
<br />
4) Allame Eminî <em>el-Gadir</em>
kitabını yazdıktan sonra çalışmasının bittiği düşüncesine kapılmadı.
Velayet hakikatini anlatmak için İran'ın muhtelif şehirlerine gitti,
ilmî çalışmalar yapmak ve zengin kütüphanelerinden faydalanmak için
Suriye ve Hindistan'a gitti ve oralarda birkaç ay ikamet etti, yine
tedavi amacıyla yaptığı Londra yolculuğunu fırsata çevirerek orada ilmî
faaliyetlerde bulundu. Bütün bu süre zarfında kitabını mükemmel hale
getirmek, tekmil etmek için çabaladı. Hayatının sonlarına doğru
kütüphanelerinden yararlanmak için birkaç aylığına Türkiye'ye gitti,
fakat sağlığı kötüleşince iki hafta sonra dönmek zorunda kaldı.<br />
<br />
Her halükârda, çalışmalarından razı olmamasının ve sürekli çalışmasını
geliştirme peşinde koşmasının kendisi önemli bir husustur ve öğretici
bir derstir. İnternette ulaşılabilen <em>“Salşomar-ı Allame-i Eminî” (Allame Emini Kronolojisi)</em> başlıklı makalem onun yorulmak bilmez çabalarının bir kısmını ortaya koymaktadır.<br />
<br />
<strong>5)</strong> Allame Eminî hakkında söylediklerimiz onun
eleştirilemeyeceği veya çalışmasına bir katkı yapılamayacağı anlamına
gelmez; bilakis bu çalışmanın da, her ilmî çalışma gibi, ortaya çıkan ve
yayımlanan yeni kaynaklar esasınca güncellenmesi gerekir. Elbette bu,
bizim ilim camiasının ciddiye almadığı bir husustur.<br />
<br />
<strong>Gadir-i Hum hadisesi niçin yazıya geçirilmedi?</strong><br />
<br />
“Yazılı kültür” dediğimizde bu kavramın bizim düşündüğümüz şekliyle
yalnızca kitabı şamil olmadığını bilmemiz gerekir. Genel anlamda
iletişim araçlarını düşünmek daha sağlıklı olur ki o dönemde en önemli
ve etkili iletişim aracı şiirdi. Bu bağlamda, <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/hz-muhammedin-s-gadir-i-hum-hutbesi.html">Gadir-i Hum hadisesini </a>
tasvir eden ve tamamı erken döneme ait olan Hz. Ali'nin şiiri, Hassan b.
Sabit'in ve hatta Amr b. Âs'ın şiirleri bugünün yüzlerce kitabından
daha açıklayıcıdır ve ayrıca belge hükmündedir.<br />
<br />
Öte yandan, o dönemde, karşılıklı şiirlerin okunduğu münaşede
meclisleri düzenleniyordu. Bu meclislerde şair, toplumun ileri
gelenlerinden oluşan resmî bir topluluğun önünde, bazı olayları
anlatıyor ve hazirunu (sözünü ettiği olayın oluş şeklini doğru şekilde
anlattığına dair) şahit tutuyor, onlar da buna şahadet ediyorlardı. Bu
meclislere dair rivayetler, Gadir-i Hum hadisesini ve hadisenin taşıdığı
anlamı doğrulayan tarihsel belgelerin bir kısmını oluştururlar. Nitekim
Allame Eminî de <em>el-Gadir</em>'inde bu rivayetlerden alıntılar yapmıştır.<br />
<br />
Kitaba gelince; bizim anladığımız şekliyle kitap olarak konuyla ilgili
bize ulaşan kitaplar bulunmaktadır. Mesela Süleym b. Kays'ın ilk
yüzyılda telif ettiği kitabı ve İsa b. Müstefad'ın ikinci yüzyılda
yazdığı <em>el-Vasiyye</em> kitabını bunlara örnek verebiliriz. Daha sonra dördüncü yüzyıl ve sonrasından günümüze ulaşan çok sayıda kitap bulunmaktadır.<br />
<br />
Merhum Ayetullah Seyyid Abdülaziz Tabatabaî -Allame Eminî'nin ve Aga
Buzurg Tahranî'nin talebesiydi- Gadir-i Hum hadisesinin yazılı
kaynaklarına dair <em>e</em><em>l-Gadir fi türasi'l-İslâmî</em> <em>(İslamî Kültürde Gadir)</em>
başlıklı bir bibliyografya kaleme almıştır. Bu kitap, Ensarî-i
Zencanî'nin ekleriyle Farsçaya aktarılmış ve defalarca yayımlanmıştır.
Ayrıca Seyyid Ahmed Hüseyinzade de farklı bir yöntem izleyerek başka bir
bibliyografya hazırladı, şimdiye dek yayımlanmış olması gerekir.<br />
<br />
<strong>Ehl-i Sünnet'in Gadir-i Hum bağlamında reddettiği şey nedir?
Şayet reddiyeler söz konusu ise bunlara karşılık ne gibi deliller ileri
sürülmektedir?</strong><br />
<br />
Ehl-i Sünnet âlimlerinin reddiyelerinde çok sayıda hata göze çarpar.
Burada muhtevaya ve yönteme dair iki hatadan söz edeceğiz. Muhtevaya
dair ilk hata, Sünnî âlimlerin imameti incelerken tevhidi anlamamış
olmalarından kaynaklanır. Gerçekten de Kur'ân'ın ortaya koyduğu tevhidin
içeriğini hakkıyla idrak edemeyen biri “Allah'ın halifesi”
(halifetullah) ve “Allah'ın hücceti” (hüccetullah) kavramları hakkında
konuşamaz. Hiçbir önyargıda bulunmaksızın herkesi, Ehl-i Sünnet'in
Kur'ân'dan sonra en sahih kitaplar olarak kabul ettiği iki kitaptaki,
Buharî ve Müslim'in <strong><em>S</em></strong><em>ahih</em>'lerindeki tevhidle ilgili rivayetleri eleştirel okumaya tabi tutmaya çağırıyoruz. Sonra da bu rivayetleri <em>el-Kâfî</em> ve <em>Nehcü'l-Belağa'</em>da
söz konusu edilen tevhid anlayışıyla karşılaştırıp iki tevhid
anlatısından hangisinin akılla ve Kur'ân'la bağdaştığı üzerinde iyice
bir düşünsünler.<br />
<br />
Nübüvvet anlayışı da böyledir. Aslında imamet, nübüvvetin devamıdır.
Nübüvveti nasıl algılarsak imameti o şekilde yorumlarız. Merhum
Necmî'nin <em>Seyrî der Sahihayn (Sahih'lerde Bir Gezinti)</em> adlı kitabı bu konuda özgürce yapılmış bir araştırmanın ürünüdür.<br />
<br />
Şia'ya göre tevhid ve nübüvvet şudur: Allah, kullarına benzemekten
(teşbih) münezzehtir, eşi ve benzeri yoktur. Kimsenin, hatta Son
Peygamber'in tasavvur ve tahayyül gücü O'nu idrak edemez. Zulümden ve
insanları bilhassa çirkin fiillere zorlamaktan beridir. Öte tarafta
insanın kendinden olan hiçbir şeyi yoktur; sahip olduğu her şey,
kendisini kemâl sıfatlara malik kılan Allah'ın mülküdür ve Allah, bütün
bu sıfatların ilk sahibidir; dolayısıyla dilediği her an onları geri
alabilir, çoğaltabilir veya azaltabilir. Hiçbir durumda zulüm etmez, ya
adaletiyle hükmeder ya da fazlıyla. İnsan ise özgürdür; istediğini
yapabilir ve yaptıklarının hesabını başkasına değil de sadece Allah'a
verecek olan da yalnızca kendisidir.<br />
<br />
Doğal olarak, celâlet, azâmet makamından insanlığın hidayeti için
gönderilen peygamber, geldiği makamın kutsiyet ve nezahetinin de
taşıyıcısı ve nişanesi olacaktır. Aksi takdirde Allah'ın Elçisi'nin
halifeliği ve ümmetin imameti iddiası boş ve yanlış bir iddia olur.
Böyle bir imamın makamının bilinmesi ümmetin görevidir. Ümmet, Allah'ın
Elçisi'nin halifesinin imamet makamını tanımasa ve O'nu imam olarak
kabul etmese de, imamın makamından ve yükümlülüğünden bir iğne ucu kadar
dahi olsa bir şey eksilmez. Çok kısa bir biçimde ifade etmeye
çalıştığımız bu öğretiyi etraflıca açıklamak da mümkündür. Fakat genel
hatlarıyla ortaya koyduğumuz şekliyle de aradaki ihtilaf
anlaşılmaktadır.<br />
<br />
Yöntemle ilgili hataya gelince; Sünnî ulemanın metodolojik hatasının
temelinde, erken dönem İslâm tarihinde meydana gelmiş olayları “mutlak
hakikat” olarak kabul etmesi vardır. Böyle kabul ettiklerinden, olmuş
olayları teorik bir zemine oturtmaya gayret ederler. Olanı teorik bir
zemine oturtma girişimi Sünnî ulemanın en büyük hatasıdır.<br />
<br />
Biz ise şunu söylüyoruz: Erken dönem İslâm tarihinin aktörleri, diğer
her insan gibi seçiminde özgürdü ve bazen hatalıydı. Bu nedenle biz,
hakikati, sahih ilkeler esasınca tanımlamamız gerektiği kanaatindeyiz.
Dolayısıyla da Allah vergisi aklıselime başvurup kimin hakka uygun kimin
hakka aykırı davrandığını tespit etmemiz icap eder. Tarih boyunca
halifelerin yönetim metotları değişmiş ve bu değişime bağlı olarak
âlimler imamet ve hilafet bağlamında farklı, kimi zaman da birbiriyle
çelişen teoriler geliştirmişlerdir. Allame Eminî, bu konudaki
tartışmaları kitabının yedinci cildinde, “Hilafet ve Anlamları” başlığı
altında ele almıştır.<br />
<br />
Bunun bir örneği, Kurtubî'nin <em>el-Câmi li-Ahkâmi'l-Kur'ân</em>
adlı tefsirinde açıkladığı Bakara suresi 30'uncu ayetinin yorumunda
karşımıza çıkar. Onun sarahatle ortaya koyduğu üzere nasıl bir geçmişe
sahip olursa olsun, zulüm de dahil hangi yola başvurmuş olursa olsun
herkes Allah'ın halifesi ve Resul'ün halifesi olabilir. Kurtubî, Allah
vergisi olduğunu söylediği bu türden hilafetin muhtelif şekillerini uzun
uzadıya ele alır, elbette bunların incelenmesi ve eleştirilmesi
gerekir. Bu görüş, Şeyh Sadûk'un <em>Kemalü'd-Din</em>
kitabının başında aynı ayetten yola çıkarak tafsilatlı bir biçimde
ortaya koyduğu Şiî imamet teorisiyle karşılaştırılmalıdır. Kaynakları
belirttim ve bunlara herkesin ulaşması mümkündür. Ayrıca aklıselim en
iyi ölçüdür.<br />
<br />
Eğer ümmet tarafından İmam Ali'nin (a.s.) gerçek konumu kabul edilmiş
olsaydı, tefrikadan sakınmak açısından ümmetin durumu nice olurdu? Bu
sorunun cevabı aynı mazmunda biri Hz. Fatıma'dan (a.s.), diğeri İmam
Bâkır'dan (a.s.) nakledilen farklı hadiste verilmiştir: <em>“Hak, hak sahibine verilmiş olsaydı Allah hakkında ihtilaf eden iki kişi bulamazdın!”</em> İki hadis de oldukça güvenilir bir kaynak olan <em>Kifâyetü'l-Eser</em>'de
geçer. Hz. Peygamber, kalıcı Gadir hutbesinde Kur'ân tefsirinin Hz.
Ali'nin ve Masum İmamlar'ın şanı olduğunu, bunun onlara yaraşacağını
bildirmiştir. Şimdi iyice düşünün: Bu hakkı Ehl-i Beyt'ten alıp onların
muhaliflerine verenlerin veya Ehl-i Beyt'i ötekileştirenlerin
öğretisinden tarih boyunca IŞİD ve benzeri cani güruhlardan başka ne
çıktı ortaya?<br />
<br />
Söylediklerimin tam olarak anlaşılması için bir de şöyle anlatayım:
Bazen bir kolunun veya bacağının insanın bedeninden ayrılması, kesilmesi
gerekir. Böyle bir insan elsiz ve bacaksız olarak hayatına devam eder
ama doğal olarak birtakım zorluklara da katlanması gerekir. Peki insanın
ruhu bedeninden ayrılırsa geriye ne kalır? Bizim, imametin, din
bedeninin bir uzvu değil de ruhu olduğu gerçeğini kabul etmekten başka
çaremiz bulunmamaktadır. Şia'nın büyük fakihi Şeyh Müfid, <em>“Namaz dinin direğidir”</em> hadisini ele alırken <em>“Elbette Allah'ı, Resulü'nü ve Masum İmamları hakkıyla tanıdıktan sonra namaz dinin direğidir”</em>
diye yazar. Söylemek istediği açıktır: Namaz dinin furuâtındandır, yani
din ağacının bir dalıdır. Ama tanımak, marifet kesp etmek usuldendir,
yani din ağacının köküdür. Dal, yaprakları ve taşıdığı meyvelerle göze
güzel görünebilir, lakin sağlam ve sağlıklı kökü olmazsa ağaçtan geriye
ne kalır ki?<br />
<br />
Şia ne der? Şia, aklı, peygamberlerle ve imamlarla birlikte Allah'ın
hücceti, Allah tarafından insana bahşedilmiş bir delil kabul eder. Bu
noktada Allah'ın muhkem ayetine dayanır: <em>“O, akıllarını kullanmayanları kirli (inkârcı) kılar.” (Yunus, 100)</em> Şia'nın <em>el-Kâfî</em>, <em>Vâfî</em>, <em>Bihârü'l-Envâr</em>
gibi muteber hadis derlemelerinde önemli konular öne alınır ve hepsi
“Akıl ve Cehalet Kitabı” babıyla başlar; “İlmin Fazileti” ve “Tevhid”
bablarıyla da devam eder. Bu tertibin, konuların bu sıraya göre ele
alınması aynı zamanda bir mesaj taşır, biz henüz bu mesajın önemini
kavrayabilmiş değiliz.<br />
<br />
Şia'nın aslı esası marifettir, tanımadır. Müminlerin Emiri Ali (a.s.) Kumeyl'e yaptığı vasiyetinde <em>“Ey Kumeyl! Tanımaya, bilgiye ihtiyaç duyulmayan hiçbir hareket yoktur”</em>
buyurur. Tevhidi, nübüvveti ve imameti de marifet esasınca kabul
etmemiz gerekir; aksi takdirde semeresi olmaz veya az olur, bazen de
hüsrana götürür.<br />
<br />
Şia, Kur'ân'ı ölçü alır; Kur'ân'ı takip ettiklerini iddia edenleri
değil. Dini de peygamberden öğrenir, başkalarından değil. Dolayısıyla
Gadir-i Hum, Kur'ân'ın beyanıdır. Hz. Peygamber, Gadir hutbesinde,
yaklaşık olarak yetmiş Kur'ân ayetini açıklamıştır ve bu ayetleri tanık
tutmuştur. Sünnî muhaddisler imamete dair bu açık mesajı görmemek için
inat ettiklerinden detaylı ve açıklayıcı Gadir hutbesinden mahrum kalır,
sadece birkaç cümlesine işaret etmekle yetinir, bu birkaç cümleyi de
arzularınca yorumlarlar. Onlar böyle yaparak kiminle inatlaştıklarını
sanırlar? Kendilerini ilim kaynağından mahrum bırakmaktan başka ne
yaparlar? İbn Sad, İmam Zeynelabidin'den (a.s.) çok sayıda hadis
ulaştığını ancak çok azını naklettiğini yazar. Bunun neticesi nedir?
Başta aklî ve ahlakî konularda olmak üzere sadece kaynakları
fakirleşmiştir!<br />
<br />
Ladinî bir bakışla, yani İslâm'ın semavî bir din olduğunu ve Kur'ân'ın
vahiyden kaynaklandığını kabul etmeyen, gelişmeleri sadece bir sosyal
olgular zinciri olarak değerlendiren birisinin bakış açısıyla durumu
değerlendirmek isteyen birinin İslâm'ın devamlılığını
yorumlayabilmesinin en iyi yolu, bu dinin peygamberinin mesajına,
üstelik ciddi bir kalabalık önünde yapılan ve sonrasında kadın ( o günün
koşullarından kadınlardan biat alınması onlara statü kazandırmak
açısından önemli bir gelişmeydi) erkek dinleyen herkesten biat alınan
son önemli konuşmaya başvurmaktır.<br />
<br />
Biat merasiminin tamamlanması için üç gün boyunca her türlü imkândan
yoksun o sıcak çölde kalınması ve aralıklarla tekrar eden “Ey insanlar!”
hitabıyla dikkatlerin celp edilmesi, bütün bunlar verilen mesajın
önemini gösterir. Ayrıca, “Ey insanlar!” hitabı, kıyamete değin bütün
zamanlarda ve bütün mekânlarda insanlığın tamamının muhatap alındığını
gösterir. Dindar bir toplumda birisi kendisini bu mesajdan mahrum
bırakırsa ne olur? Kur'ân bunun cevabını veriyor: <em>“Kendileri
de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri hâlde, sırf
zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkâr
ettiler.” (Neml, 14)</em><br />
<br />
Şu halde Gadir'in mesajını anlamalı, ona boyun eğmeli ve hayatın her alanında bu mesajı amelî kılmalıyız.<br />
<br />
<strong>Gadir-i Hum hadisesiyle Şia'nın dinamizmi arasında nasıl bir irtibat vardır?</strong><br />
<br />
Şia, etkin, canlı bir hakikattir, dinamiktir. Mesele, bizim hayat
tarzımızın dinamik hakikat karşısında nasıl olduğudur. Az önce Şia'nın
akla ve fıtrata dayanan bir öğreti olduğunu söylemiştim; bu hakikat
insaflı biri tarafından içselleştirilebilir. Mesele, bizim vazifemizi
nasıl yerine getirdiğimizdir. Biz vazifemizi doğru bir biçimde yerine
getirmeliyiz. Hoş olmayan davranışlarla ve yersiz yorumlarla vazifemizi
bulandırmamalı, temsilcisi olduğumuz hakikati yanlış aksettirmemeli ve
amelde bir tahrife yol açmamalıyız.<br />
<br />
Yersiz yorumlara teorik ve pratik açıdan örnekler vermem icap ederse şunları söyleyebilirim:<br />
<br />
Allah Resulü'nün farklı şekillerde kalıcılığını ve evrenselliğini
altını çizerek açıkladığı hakikati biz muhtelif şekillerde sınırladık.
Hakikati sadece Gadir-i Hum hadisesini andığımız günlerde, sempozyum
gibi araştırmacıların katılımıyla düzenlenen programlarla değil de
çoğunluğunu duygulara hitap eden, şiir okuma meclisleri gibi
merasimlerin oluşturduğu etkinliklerde anlatır olduk. Böyle bir
sınırlandırma Gadir-i Hum hadisesinin azametine gölge düşürmektedir, bu
bir zulümdür.<br />
<br />
Hz. Peygamber, Gadir-i Hum'un mesajını iblağ etmeyi iyiliği emir,
kötülükten sakındırmanın en başında görüyor; bizse iyiliği emredip
kötülükten sakındırmayı birkaç fıkhi hükme uymakla sınırladık.<br />
<br />
Hz. Peygamber, Gadir-i Hum'un mesajını anlatmayı ana babaların,
mürebbilerin, öğretmenlerin görevi olarak görüyor; bunlar nesilden
nesile kıyamete kadar hakikat mesajını aktarmalıdır, anlatmalıdır. Bu,
Gadir-i Hum mesajının İslâmî eğitim ve öğretim sisteminde önemli bir
yere sahip olması gerektiği anlamına gelir. Oysa mevcut durum ortadadır.<br />
<br />
Demem o ki, dinî hakikatlerin “tüketimi”, bu hakikatlerden geniş bir
sahada faydalanmanın önünü almaktadır. Tüketim, “tekrarcı olma”
kaygısını beraberinde getirir. Fakat hepimizin birbirimize hatırlatması
gereken şöyle önemli bir husus var: Bazı olaylar ve davranışlar
tekrarcıdır, mesela ayı ve güneşi her gün görürüz, her gün yemek yer, su
içeriz. Bütün bunlar tekrardır, onları her zaman “yeni” gösteren şeyse,
onlara duyduğumuz ihtiyaçtır. Ne ihtiyaçlarımız eskir, ne de ihtiyaç
duyduklarımız. Hz. Peygamber'in kabul edeceği, beğeneceği eğitim sistemi
de “insanlarda daima sahip olduğu bütün genişliğiyle Gadir-i Hum
mesajına ihtiyaç uyandırmak”, böylece insanları kendiliğinden bu mesajı
öğrenmeye teşvik etmektir. Bu, ciddi bir programlama ister; aksi
takdirde, özellikle de dinin şah damarını hedef almış düşmanın olduğu
bir dönemde tembellik ve gevşeklikle bir neticeye ulaşılamaz.<br />
<br />
Yapmamız gereken, söz ve amel yoluyla herkese Gadir'e yaraşır bir hayat
tarzını benimsetmektir. Sözü uzatmamak için bir örnek vereceğim.
Muhammed b. Ebi Umeyr, kendisi İmam Cafer Sadık'ın (a.s.) önde gelen
dostlarındandı, ticaretle geçinir ve aynı zamanda İmam'ın hadislerini ve
öğretisini yayardı. Dönemin idarecilerince hapse atıldı, dört yıl
hapiste kaldı. Dönemin, hicrî ikinci yüzyılın koşullarında hapse
atılmanın ne büyük bir ekonomik darbe olduğunu ve onun hayatını nasıl
etkilediğini zihninizde canlandırın. Salıverildikten sonra bir Şiî onu
ziyarete gider ve ona kendisine borçlu olduğunu söyleyerek on bin dirhem
verir. İbn Ebi Umeyr bu parayı nereden bulduğunu sorar. “Ticaretten mi
kazandın yoksa sana miras mı kaldı?” diye sorar. Adam, hiçbiri, der,
sana olan borcumu ödeyebilmek için evimi sattım. İbn Ebi Umeyr o parayı
almayacağına dair and içer; oysa bir dirheme bile muhtaç haldedir. Ama
o, İmam Cafer Sadık'ın kimse borcunu ödemek için evini satmasın,
dediğini duymuştur. Evini geri alması için on bir dirhemi adama verir.<br />
<br />
Bu Gadirce yaşamaya dair somut pratik bir örnektir. Toplumumuz bu
nurani hakikatlere amelde ne kadar bağlı kalmıştır? Şia'nın dinamizmi ve
Gadir'in yaşaması böyle davranışların, öğretiyle amel etmenin
yaygınlaşmasına bağlıdır.<br />
<br />
<strong>Gadir Hum'a dair ne gibi çalışmalar yapılmıştır? Bu alanda çalışmak isteyen araştırmacılara tavsiyeleriniz nelerdir?</strong><br />
<br />
Günümüzde Kur'ân'ın öğrettiğinin aksine ilim ve amel birbirinden
ayrılmış, bağımsızlaşmıştır. Bu bağlamda Gadir-i Hum'la ilgili
çalışmalar da ilmî çalışmalarla sınırlı kalmış, bu çalışmalarda da Hz.
Ali'nin hilafetinin hakkaniyetinin ispatlanması ve “farklı düşünenlerle”
tartışma hedeflenmiştir. Hz. Ali'nin imametinin farklı boyutları ile
imametin amelde neleri gerektirdiği üzerinde durulmamıştır.<br />
<br />
İlmî çalışmalar mutlaka gereklidir, ama asla yeterli değildir. Bizim
“Ali'nin toplumunu” kurmamız lazım. Çünkü biz Âşurâ Ziyareti'nde geçtiği
şekliyle Allah'tan “Hayatımızı Muhammed ve Âl-i Muhammed'in hayatı
gibi, ölümümüzü Muhammed ve Âl-i Muhammed'in ölümü gibi” yapmasını
isteriz. Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz şey, bireysel ve toplumsal olarak
inançta ve ahlakta İmam Ali'nin inanç ve ahlakını benimsemektir, onun
gibi yaşamaktır. Bu amaca ulaşmak şunları gerektirir:<br />
<br />
a) Gadir-i Hum'u, yani dini, akla, fıtrata ve
önceliklere riayet ederek ihtiyaçlara cevap verecek şekilde, doğru ve
kapsamlı bir biçimde tanımak lazımdır.<br />
<br />
b) Gadir-i Hum'un tevhidin ve kulluğun gerçekleşme
aracı olduğunu bilmek ve buna inanmak. Gadir-imamet-tevhid ilişkisini
çok iyi bilmemiz gerekir.<br />
<br />
c) Amelin dindarlığın ayrılmaz parçası olduğunu bilerek ciddiye almamız gerekir.<br />
<br />
d) Bu sayılanların bize kazandıracağı bakış açısından
sonra doğal olarak Gadir-i Hum tüketim nesnesi olmaktan çıkacak ve
tükenmek bilmez toplumsal bir sermayeye dönüşecektir. Müminlere hitaben
söylenen şu ilahî mesaj daima kulaklarımızda yankılanmalıdır: <em>“Ey iman edenler, iman edin!” (Nisa, 136)</em> Çünkü iman etmek, devam eden bir süreçtir.<br />
<br />
Bunlara ilaveten erken dönem kaynaklarındaki Gadir-i Hum rivayetleri
ile Masum İmamlar'ın bu konudaki hadislerini bilmek bir zarurettir.
Mesela İmam Hadi'den (a.s.) rivayet olunan Gadiriye Ziyareti, nispeten
kısa olsa da İmam Ali'nin yaşam tarzını öğreten en güvenilir kaynaktır.
Muhaddis Şeyh Abbas Kummî'nin <em>Mefâtihü'l-Cinân</em>'da naklettiği bu ziyaret, genç neslin birçok sorusuna da cevap verebilecek niteliktedir.<br />
<br />
<strong>Gadir-i Hum ile Mehdilik inancı arasında nasıl bir irtibat vardır?</strong><br />
<br />
Gadir-i Hum hadisesi Hz. Peygamber'in vefatından yetmiş gün önce
meydana geldi. Bununla birlikte, Gadir hutbesinin mesajlarından biri
ümmetin geleceği ve Beklenen Mehdi'nin özellikleriyle zuhur asrının
tasviridir. Mübarek hayatının son günlerinde ve peygambersiz kalacağı
günlerin başlangıcında ümmetin kaderinin, geleceğinin açıklanması,
meselenin önemini gösterir. İmam Mehdi'nin (a.s.) doğumundan yaklaşık
iki buçuk asır önce Hz. Peygamber Beklenen İmam'ın özelliklerini
açıklıyor ve ümmetini O'nu beklemeye çağırıyor. Bu dönem halkının, 12.
İmam'ın imamet döneminde yaşayan ve O'nun tabileri sayılan insanların
bekleyiş bağlamındaki vazifesi ne de ağırdır!<br />
<br />
Bugün için Gadir'e bağlı kalmak zuhuru beklemektir; aksi halde
Vakıfe'nin başına gelen bizim de başımıza gelir. Vakıfe, İmam Musa
Kazım'ın (a.s.) şehadetinden sonra O'nun şehid olduğu gerçeğini kabul
etmeyen, O'nu son imam kabul edip zamanın imamının, yani İmam Ali
Rıza'nın (a.s.) imametini kabul etmeyenlerdir. Hadislerde onlar hakkında
“şaşkın, zındık” gibi tabirler kullanılmıştır.<br />
<br />
Bu konuda söylenecek söz, İmam Cafer Sadık'ın (a.s.) vefakâr sahabîsi Eban b. Tağlib'in imam hayattayken söylediği şu sözdür: <em>“Şia, Hz. Peygamber'den sonra ihtilaflı konularda Ali'ye, Ali'den sonra İmam Sadık'a başvuranlardır.”</em><br />
<br />
Onlarca ayete, sahih hadise ve aklıselime dayanan bu söz bizim
ödevimizi de açıklamaktadır. Tabii biz inkârdan söz etmiyoruz burada,
gaflet hiçbir zaman inkâr anlamına gelmemekle birlikte Allah'ın
hüccetinden gaflet etmek büyük günahtır. Gaflet devamlılık kazanırsa
inkârla sonuçlanabilir.<br />
<br />
çev: İbrahim Erkin<br />
<br />
Bu yazı ilk defa 23 Ocak 2017 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/2200/dr-talii-ile-gadir-i-hum-uzerine-bir-soylesi">burada</a> yayınlanmıştır. </div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-84592958018776429352018-02-07T14:21:00.000+03:002018-02-07T14:21:02.512+03:00Dr. Kazvinî ile Gadir-i Hum’u unutmamak üzerine bir söyleşi<div id="icerik" style="font: 12px;">
<br />
<i>Dr. Seyyid Muhammed Hüseynî Kazvinî, Kum'da faaliyet
gösteren önemli bir âlimdir. Bugüne kadar rical, kelam, karşılaştırmalı
fıkıh alanlarında çok sayıda kitabı yayımlanmıştır. “İmam Hadi (a.s.)
Ansiklopedisi” ve “İmam Hasan Askerî (a.s.) Ansiklopedisi” başlıklı
kapsamlı kitap çalışmalarına, ayrıca İmam Ali, İmam Hasan, İmam Rıza,
İmam Zaman (a.s.) ve Hz. Masume'ye (s.a.) dair yayınların dijital ortama
aktarılması çalışmalarına da destek veren, bunların yanı sıra
üniversitede ders veren Dr. Kazvinî bir yandan da Hz. Veli-i Asr (a.f.)
Araştırma Merkezi'nin başkanlığını yapmaktadır. </i><br />
<br />
<br />
<strong>Öncelikle bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum.
İsterseniz sohbetimizi Gadir-i Hum hadisinin Müslümanlar nezdindeki
öneminden başlayalım. İslâm dünyasında Gadir hadisi nasıl bir yere
sahiptir?</strong><br />
<br />
Gadir-i Hum hadisi, Müminlerin Emiri Ali'nin (a.s.) velayetinin, hiç
kimseye mazeret aramaya veya kaçış yolu bulmaya yer bırakmayacak şekilde
açıkça saptanmasıdır. Hz. Fatıma'nın (a.s.) tabiriyle ifade edersek: <strong><em>“Acaba babam Gadir gününde (yaptığı konuşmadan sonra) içinizden birine mazerete yer bıraktı mı?”</em></strong><br />
<br />
Aslında, Müminlerin Emiri'nin (a.s.) velayeti, Nebi-i Ekrem'in (s.a.a.)
davetini alenileştirmekle görevlendirildiği ilk günde gündeme gelmiş
bir husustur. Üç yıl süren gizli davetten sonra Resul-i Ekrem (s.a.a.),
akrabalarından kırk kişiyi bir araya toplayıp tevhidi ve nübüvveti
açıklamış, sonra da Müminlerin Emiri'nin velayetini ve hilafetini
gündeme getirip açıklamıştır. Risalet görevinin sonunda da, yüz binlerce
sahabiden oluşan kalabalığın önünde, Gadir-i Hum'da, aynı konuyu
açıklamıştır. Gadir-i Hum hadisi, Şia açısından, hakkında tek bir
kişinin zerre miktarı dahi tereddüt etmediği mütevatir hadislerdendir.
Ehl-i Sünnet de sahih isnadla bu hadisi nakletmiştir. <strong>Sünnî
muhaddislere göre 7 veya 8 sahabî tarafından nakledilen hadis, mütevatir
hadistir ve mütevatir hadis, Kur'ân ayeti mesabesindedir; onu inkâr
etmek, Kur'ân ayetini inkâr etmekle aynı hükümdedir. Gadir-i Hum hadisi
ise 100'den fazla sahabî tarafından nakledilmiştir.</strong> Mesela,
sahabeden Ebu Tufeyl, Gadir hadisinin 17 farklı isnadını zikretmiştir.
Hadisi, Umeyre'den 18, Zeyd b. Erkam'dan 16, Ziyad b. Ebi Ziyad'dan 12
ayrı kişi nakleder. Allame Eminî, Ehl-i Sünnet âlimlerinden, mesela İbn
Cerir Taberî'den alıntı yaparak bu hadisin 70 ayrı tarikle
nakledildiğini yazar. Demin söylediğimiz gibi, hâlbuki hadisin mütevatir
olabilmesi için 7 ya da 8 kişiden nakledilmiş olması yeterlidir. İbn
Ukde'den 105, Ebu Said Sicistanî'den 120 olmak üzere 150 tarike kadar
başkalarından ve Hafız Ebu Ala Hamedanî'den 250 tarikle nakledilmiştir.
Bütün bunlar bir yana, Zehebî'den nakledilen bir cümle bütün bunların
yerine alabilecek niteliktedir. Zehebî, Müminlerin Emiri'nin (a.s.)
faziletleri hakkında nakledilen hadislerde şüphe uyandırmak için olanca
çabasını harcamış bir şahsiyettir. O bile şöyle yazar: <strong><em>“İbn
Cerir Taberî'nin Gadir-i Hum'a dair bir kitabını gördüm ve hadisin
rivayet tariklerinin çokluğu karşısında dehşete kapıldım.”</em> </strong>Çağımızın
Buharî'si diye nitelenen, İbn Baz'ın da “Hadis İmamı” sözüyle
nitelediği tanınmış Vahhabî hadis âlimi Nasırüddin Albanî de Gadir
hadisini mütevatir hadis kabul eder ve İbn Teymiyye'yi bu hadisi tezyif
ettiği, zayıf addettiği için eleştirir.<br />
<br />
<strong>Rivayetlerin çokça nakledilmesine ve olaya kalabalık bir
topluluğun şahitlik etmiş olmasına karşın niçin Gadir-i Hum hadisesi
daha üzerinden yetmiş iki gün geçmeden, ashabın nezdinde en sevilen
şahsiyet olan Hz. Peygamber'in (s.a.a.) vefatının hemen sonrasında,
O'nun açık emrine rağmen unutuldu veya görmezden gelindi ve tarihte,
istenilenin tam aksi istikamette gelişmeler yaşandı?</strong><br />
<br />
Ashabın Müminlerin Emiri'nin (a.s.) hilafetine muhalefetiyle ilgili
olarak birkaç hususu göz önünde bulundurmak lazımdır. Bu hususlar gözden
ırak tutulacak olursa bu konunun doğru bir biçimde anlaşılması mümkün
olmaz. İlk olarak, Araplar arasında, İslâm'ın zuhurunun hemen öncesinde
kabilecilik kültürü ve sistemi hâkimdi. Kabile reisi bir görüş
bildirdiğinde kabile üyeleri onun görüşüne uyar ve ona itaat ederdi.
Kabile üyelerinin reisin, kabile şeyhinin görüşü dışında bir görüşü,
reyi olamazdı. İkincisi, İslâm henüz insanların gönüllerinde tam olarak
yer edinmemişti. Bu yüzden biz, Hz. Peygamber'le (s.a.a.) yirmi küsur
yıl bir arada bulunan insanlardan, sahabeden, kendilerini yetiştirmiş
olmalarını; Hz. Peygamber'in sözünün Allah'ın kelamı olduğunu, O'na
muhalefet etmenin Allah'a muhalefet etmek olduğunu anlayacak kapasiteye
ulaşmış olmalarını bekleyemeyiz. Onların hepsi henüz bunu kavrayabilmiş
değillerdi.<br />
<br />
Size, Ehl-i Sünnet'in sahih hadis kitaplarından alıntılar yaparak, Hz.
Peygamber'in ömrünün son yılında meydana gelen birkaç olaydan söz
edeceğim. O zaman sahabenin Hz. Peygamber'in hayatının sonunda dahi O'na
gerektiği gibi itaat etmediğini göreceksiniz. Öte taraftan Hz.
Peygamber'in sağlığında O'na itaatsizlik edenlerin vefatından sonra
neler yapabileceği de böylelikle anlaşılmış olacak. Cahiliye geleneğine
göre hacda ihrama giren bir kimse menasiki yerine getirdikten sonra
Arafat'a, Mina'ya ve Meşar'a giderdi. Hz. Peygamber'in veda haccından
sonra bu Cahiliye geleneği iptal edildi. Artık ihrama giren kimsenin ilk
ihramı umre sayılıyor, saçını kısaltıp veya tırnağını kesip ihramdan
çıktıktan sonra ihramda haram olan şeyler helal oluyordu. Dolayısıyla
kurban kefareti olmayanlar ihramdan çıkmış oluyordu ve onlara her şey
helaldi. Hz. Peygamber'in hayatının sonlarında açıkladığı bu emre
insanlar terbiyesizce karşı çıktılar. Öylesine kaba sözler sarf ederek
itirazda bulundular ki, en samimi arkadaşla, hatta hizmetçiyle bile o
şekilde konuşulmaz! Ben bu rivayeti nakledemeyeceğim; isteyenler
kaynaklara bakarak daha fazla bilgi edinebilirler. Kur'ân-ı Kerim'de
şöyle buyrulur: <strong><em>“Resul size ne verdiyse onu alın, neyi de
size yasak ettiyse ondan vazgeçin!” (Haşr, 7), “Allah'a ve Peygamber'e
başkaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.” (Ahzab, 36) </em></strong>Bu ayetleri unutmuşlar mıydı? Sözünü ettiğim rivayet öyle ikincil kaynaklarda değil, <em>Sahih-i Müslim</em>'de, <em>Sahih-i Buharî</em>'de
geçmektedir; yani Kur'ân'dan sonra en fazla başvurulan kitaplarda…
Rivayette Hz. Peygamber'in bu olaydan (hac konusunda yapılan itirazdan)
rahatsız olduğu ve öfkelendiği geçer; çünkü sözünü alaya almışlardı. Bu
yüzden rivayeti nakleden Hz. Âişe de buna sebep olanlara beddua eder.<br />
<br />
Aynı rivayetin bir başka varyantında Hz. Peygamber'in, <strong><em>“Niçin öfkelenmeyeyim, emir veriyorum itaat edilmiyor”</em></strong>
dediği nakledilir. Bu olay cereyan ettiğinde Hz. Peygamber hayattaydı.
Bizse, Hz. Peygamber'in vefatından sonra sahabeden, onun şerî bir
meseleden çok daha önemli olan ve kabulü mutlak itaate sebep olacak bir
konudaki, imamet ve hilafet hakkındaki emrini yerine getirmesini
bekliyoruz! Araplar şerî hükümleri bir ölçüde kabul ediyorlardı, ama
imamete ve yönetim biçimine dair hükümleri hiç de kolayca kabul
etmiyorlardı. Hz. Peygamber hasta yatağındayken meydana gelen olayda,
hilafet hükmünü yazıya geçirmek için kâğıt ve kalem istediği o meşhur
hadisede, sahabe tavır takındı, karşı çıktı. Güvenilir kaynaklarda yer
alan rivayetlerde, sahabilerin, yaratılıştan itibaren insanların kendi
peygamberleri hakkında söylemedikleri çirkin sözleri bu olay esnasında,
başucundayken Hz. Peygamber'e söyledikleri geçmektedir. Önceki ümmetler
peygamberlerine karşı böyle bir tavır takınmamışlardı. Onların karşı
çıkışlarından bile, tabir caizse, bir edep vardı. Mesela, <strong><em>“Sen Rabbinle git, ikiniz savaşın, biz burada oturacağız!” (Maide, 24)</em></strong>
diyorlardı. Kur'ân, Hz. Peygamber'i “yüce ahlaklı” sözüyle niteler;
onlar Nebi-i Ekrem'i (s.a.a.) o kadar sinirlendirmişlerdi ki, rivayetin
devamında onun sahabeyi evinden kovduğunu okuruz. İçi nasıl yanmış,
kalbi ne denli kırılmıştır ki onların evindeki varlıklarına bile
tahammül edememektedir! Hz. Peygamber böyle yaparak aslında “ileride
sakın ola Müslüman ümmetin önderliğini üstlenmeye kalkışmasınlar demek
istiyordu.<br />
<br />
Üçüncü hususa gelince; <em>İhyau ulumi'd-din</em>'in müellifi Ebu Hamid
Gazalî'ye sorarlar: Sahabiler Gadir-i Hum'da Ali b. Ebi Tâlib'e (a.s.)
biat etmişlerken ne oldu da Sakife'den sonra muhalefet bayrağı açtılar?
Şöyle cevap verir Gazalî: <strong><em>“Önce razı ve teslim olmuşlardı.
Sonradan başkanlık ihtirası onlara galip geldi; öyle ki Hz. Peygamber'in
sözlerini duymazlıktan geldiler ve bu sözleri birkaç gün hükümet etme
hırsıyla az bir kıymet karşılığında sattılar!”</em></strong><br />
<br />
Dördüncüsü, Hz. Ali'ye (a.s.) sahabenin hilafetine karşı çıkması hakkında sorduklarından şöyle dedi: <strong><em>“Onlar
zorbalıkla bu makamı benden aldılar; oysa biz nesepçe en üstündük ve
Hz. Peygamber'in en yakınlarıydık. Aslında bizim hakkımız olana karşı
tavırları, kıskançlıktan kaynaklı bir tür zulümdü. Bir bölük hilafeti
sahiplenirken, bir başka bölük cömertçe ondan vazgeçti.”</em></strong> Tabir çok açık ve güzeldir.<br />
<br />
<strong>Muhacirlerin ve Ensar'ın bu olaydaki rolü neydi?</strong><br />
<br />
Muhacirlerin ve Ensar'ın bu olaydaki rollerini ayrı ayrı ele almak
gerekir. Muhacirlerin rolü açıktır; onlar Resul-i Ekrem'le gönül birliği
kuramamışlardı. Hz. Peygamber zamanındaki Bedir, Uhud ve diğer
gazvelerdeki tutumları bunu açıkça ortaya koyar. Nitekim Hz. Peygamber,
Uhud Gazvesi'nde <strong><em>“Amcam Hamza'ya ağlayan hiç yok!”</em></strong>
dediğinde muhacirlerin hiçbiri tepki göstermedi; ama Ensar, kadınlarına
kendi şehitlerine değil de Hz. Peygamber'in amcası Hamza'ya
ağlamalarını salık verdi. Eğer Ensar'ın himayesi olmasaydı İslâm'ın,
hatta Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) yazgısı ne olurdu, bilinmez. İslâm'ı
himaye edip yayılmasını sağlayan başat unsur Ensar'dı. Ama buna karşın,
ne yazık ki, Hz. Peygamber'in vefatından sonra hilafet konusunu
tartışmak için Sakife'ye giden ilk topluluğun da Ensar olduğunu görürüz.
Bu bir paradokstur. Araştırmalarımız ve tartışmalarımız neticesinde biz
şu sonuca ulaştık: Onlar, yıllar boyunca Kureyş'in Hz. Peygamber'e
nasıl muamelede bulunduğuna şahit olmuştu. Hudeybiye'de, ihram olayında
ve daha başka hadiselerde muhacirlerin Hz. Peygamber'e muhalefet
ettiklerini görmüşlerdi. Bu yüzden de muhacirlerin hilafetin Müminlerin
Emiri'ne geçmesine izin vermeyeceklerinden emindiler. Hilafetin Kureyş'e
geçmesi ihtimali onları kaygılandırıyordu; zira Kureyş'in ileri
gelenleri Ensar tarafından öldürülmüştü. Bütün savaşlarda, Bedir, Uhud,
Hendek vd. darbe indiren Ensar'dı. Nitekim Ensar'dan biri Sakife günü bu
hususu açıkça beyan etmiş, <strong><em>“Ötekilerden biri başa geçerse ölülerinin intikamını almak için hepimizi kılıçtan geçirir”</em></strong>
demişti. Bu yüzden Ensar, Kureyş'in iktidarı ele geçirmesini engellemek
için öne geçti. Sa'd b. Ubade, oğlunun bu bağlamda sorduğu bir soruya
şöyle cevap vermiştir: <strong><em>“Bizler, Kureyş'in hilafetin Ali'ye
geçmesine engel olacağını biliyorduk. Amacımız, önce iktidarı ele
geçirmek, istikrarı sağladıktan sonra onu Ali'ye teslim etmekti. Böylece
Kureyş'in sulta kurmasını engellemiş olacaktık.”</em></strong> Sa'd,
ömrünün sonuna kadar halifelerden hiçbirine biat etmeyen tek kişidir.
Ensar'dan birçoğu da yalnızca İmam Ali'nin Müminlerin Emiri olduğunu
tasrih etmiştir. Buna mukabil, İmam Ali'nin halife olmasına karşı çıkan
muhacirlerden bir kısmı, ikinci halifenin, eskiden beri Ensar'a
düşmanlık besleyen Eslem kabilesini, istedikleri kadar ücret ödenmesi
karşılığında ilk halife için zorla biat almakla görevlendirmesine zemin
hazırladı. Tarih rivayetlerinde Medine sokaklarının Eslem oğullarıyla
dolup taştığı ve Şeyh Müfid'in ifadesiyle, ellerinde sopalarla
sokaklarda gezdikleri geçmektedir. Ehl-i Sünnet kaynaklarının tamamında
ikinci halifenin şu sözü nakledilmiştir: <strong><em>“Eslem oğullarını görünce zaferin kesinleşeceğini anladım.”</em></strong>
İşte, İmam Ali'nin ve Hz. Fatıma'nın (a.s.) yaptıkları onca konuşmaya
rağmen, Ensar'la görüşmelerinde, hep biz artık biat ettik, biatimizi
bozamayız cevabını almalarının nedeni budur. İmam Ali'nin “Bir bölük
hilafeti sahiplenirken, bir başka bölük cömertçe ondan vazgeçti” sözünün
altında yatan da budur.<br />
<br />
<strong>Gadir-i Hum hadisesi bağlamında Şiîlerin üzerine düşen görev nedir?</strong><br />
<br />
Resul-i Ekrem (s.a.a.) Gadir hutbesinin devamında şöyle buyurur: <strong><em>“Sözlerimi, burada bulunanlar burada bulunmayanlara ulaştırsın.”</em></strong>
Bu sözün unutulmaması gerekir; yani her nesil, Resul-i Ekrem'in
sözünden hareketle, Gadir-i Hum mesajını kendisinden sonraki nesle
aktarmakla görevlidir. Biz, Hz. Peygamber'in sadece bu sözüne amel eder
de Gadir mesajını bilinçsiz ve habersiz nesillere ulaştırabilirsek,
onlara Hz. Peygamber'in insanları üç gün üç gece boyunca niçin Gadir-i
Hum'da bekleterek kadın erkek bütün hazır bulunanlardan Müminlerin
Emiri'ne (a.s.) biat aldığını anlatabilirsek büyük bir iş başarmış
oluruz. Bu doğrultuda her türlü vesileden ve olanaktan, broşür, kitap,
internet, sosyal paylaşım siteleri vb. yararlanmamız gerekir.<br />
<br />
<b> </b><br />
<b>
</b>
<strong>çev: İbrahim Erkin</strong><br />
<br />
Bu yazı ilk defa, 28 Ocak 2017 tarihinde www.medyasafak.net sitesinde, <a href="http://medyasafak.net/haber/2204/dr-kazvin%C3%AE-ile-gadir-i-hum-u-unutmamak-uzerine-bir-soylesi">burada</a> yayınlanmıştır.<strong><br /></strong><br />
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-1032455986800147882016-01-08T14:01:00.000+02:002016-01-08T14:01:47.020+02:00Rıza Yıldırım, Anadolu’da Kızılbaş Kimliğinin Kökenleri: Türkmenler (1447-1514)<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]--><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7cXHULGGAbxNUZVhHVSUO_8pZgL9rolwv1inUxTQChPoLAsAUDJIynZ8h_smfFhrhd3kdlJQy7HPY3J_qyLXcjyJbkGUZTKYFgaCqCF9f-ENH3thP1TYhWr0Li-EVfI0YXn24AO7EmFI/s1600/rizayildirim.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="277" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7cXHULGGAbxNUZVhHVSUO_8pZgL9rolwv1inUxTQChPoLAsAUDJIynZ8h_smfFhrhd3kdlJQy7HPY3J_qyLXcjyJbkGUZTKYFgaCqCF9f-ENH3thP1TYhWr0Li-EVfI0YXn24AO7EmFI/s400/rizayildirim.png" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Halen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nde öğretim
üyesi olan Dr. Rıza Yıldırım, 17 Ocak 2011 tarihinde, Bilim ve Sanat Vakfı
Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin daveti üzerine, 2008 yılında Bilkent
Üniversitesi’nde tamamladığı <i>İki İmparatorluk Arasında Türkmenler: Anadolu'da Kızılbaş
Kimliğinin Kökenleri (1447-1514)</i> başlıklı doktora tezi çerçevesinde bir sunum
yaptı.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Faruk Yaslıçimen’in BİSAV Bülten’de (sayı: 75) yayımlanan
değerlendirme <a href="http://www.bisav.org.tr/yayinlar.aspx?module=makale&menuID=3_3&yayintipid=3&page=2&yayinid=114&makaleid=863">yazısı</a> şöyle:</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">*</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Rıza Yıldırım, 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Tarih
Bölümü’nde hazırladığı Kızılbaş kimliğinin kökenleri hakkındaki doktora tezini
bizlere sundu. Tezin İngilizce orijinal başlığı şöyledir: “Turkomans Between
Two Empires: The Origins of the Qızılbash Identity in Anatolia (1447-1514)”.
Yıldırım’a göre Kızılbaş meselesi hem Osmanlı’nın din yorumunu daha katı bir
Sünniliğe doğru kaydırması hem de zamanının başat siyasî meselelerinden biri
olması hasebiyle büyük önem arzediyordu. Örneğin, şayet askerî ve ideolojik bir
tehdid olarak Kızılbaş baskısı oluşmasaydı, Yavuz Sultan Selim hiç padişah
olamayabilirdi. Zira beklentiler Şehzâde Ahmed’in tahta çıkacağı yönündeydi.
Benzer şekilde, bu mesele zamanımızın artık kaybolmaya yüz tutmuş Alevi-Sünni
kamplaşmasına da zemin teşkil etmiş ve bugünün Türkiye’sindeki İslâm ve Sünniliği
yaşama ve anlama tarzlarını da etkilemiştir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Kızılbaş kimliğinin oluşumundaki iki esaslı âmil, Osmanlı
Devleti’nin merkezî ve bürokratik bir yapıya geçişi ve Erdebil Tekkesi’nde
yaşanan dönüşümü müteakip Safevilerin yükselişidir. Osmanlı Beyliği başlangıçta,
belli tasavvuf anlayışlarını benimsemiş tarikatlar ve bu tarikatlardan
etkilenen aşiretlerle ittifak halindedir. Ancak, beylikten devlete geçiş
sürecinde giderek merkezileşen devlet, aşiret unsurlarıyla zıtlaşmaya başlar.
Aşiret yapısı, içine nüfuz edilemez karakteri nedeniyle merkezî bürokratik
devletlerin kabul edemeyeceği yapılardır. Bir devletin güçlü kalabilmesi, bu
alternatif odakları parçalayıp bünyesinde eritebilmesine bağlıdır. Devletin
bürokratikleşmesi ve kuruluş dinamiklerine yabancılaşması, Türkmen aşiretlerin
Osmanlı Devleti’ne karşı alternatif güç odaklarına kolayca eklemlenebilmelerine
imkân tanır. Yıldırım’a göre, Anadolu’daki diğer aşiretlerin Osmanlı’ya karşı
Karamanoğulları’nı desteklemesinin ardında bu yatar. Fakat paradoksal olarak,
Karamanoğulları’nın Osmanlılar gibi bir emperyal yapı haline gelememesinin
nedeni, bürokratikleşme sürecini tamamlayamaması ve aşiret konfederasyonu
yapısını devam ettirmesidir. Mesela Aykutlu Beyliği ve Barsaklar devletin
içinde eritilip kendine bağlı insanlar haline getirilmemiştir. Osmanlı
örneğinde, Türkmen aşiretler alternatif bir güç odağı teşkil ettiği için devlet
tarafından bölünmeye çalışılır. Yörükler Rumeli’ye gönderilir. Anadolu’da kalan
Türkmenlerse yaşam tarzları ve mekânları değişmediği için potansiyel bir
tehlike olarak kalır. İşte burada Safeviler, bu alternatif güç odağının
sığınabileceği bir eksen olarak ortaya çıkar. Zira onlar da benzer bir yapıya
sahiptir. Örneğin Şah İsmail’in Çaldıran Savaşı’ndaki ordusuna bakıldığında,
ordunun oymakların biraya gelmesiyle oluşan bir aşiret konfederasyonu olduğu
görülür: Sağ kanatta Şamlılar, sol kanatta Ustacalılar, ortada aşiretlerden
seçilmiş en iyi silahlılar olan Kurçiler ve başlarında Şah İsmail... Bu durum
Şah Abbas’a kadar devam eder.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Ancak Türkmen aşiretlerin Şah İsmail’e yönelmeleri,
sadece siyasî bir ittifak değildir. İdeolojik bağlılık içeren bir yönü de
vardır. Yıldırım’a göre, siyasî olaylar ve tarihî süreçler toplumsal inanışları
şekillendirebilir. İşte bu bağlamda Şeyh Safiyyüddin’in Osmanlı Beyliği’yle
çağdaş Erdebil Tekkesi’nin yaşadığı dönüşüm öne çıkmaktadır. Dört nesil boyunca
Ortadoğu’nun saraylarında saygı gören bu dergâh, tasavvufî anlamda Sünnî iken,
Fatih Sultan Mehmed’in tahta çıkışıyla aynı dönemde Şeyh Cüneyd önderliğinde Şii,
Mehdici ve militarist bir karakter kazanmaya başlar. Ve Anadolu’da Osmanlı’nın
merkezileşmesi nedeniyle mutsuz ve kendini devletten dışlanmış hisseden Türkmen
aşiretler, Erdebil Tekkesi’nin saygınlığı üzerinden hareket eden Şeyh Cüneyd
akımının etkisine girer. Böylece aşiret ve bürokratik yapı arasındaki zıtlıktan
neşet eden doğal siyasî muhalefet, mezhebî ve ideolojik bir boyut kazanır. İşte
yaşanan bu mezkur gerilimler neticesinde Kızılbaş kimliği ortaya çıkar.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Yıldırım bu bağlamda Alevilik konusuna da kısaca değinir.
Zira hem Bektaşilerin yabancılaşması hem de Alevi kimliğinin oluşum ya da
dönüşümü de bu süreçle alakalıdır. Erdebil Tekkesi’nden ayrılan Somuncu
Baba’nın Anadolu coğrafyasındaki güzergahına bakıldığında çıkan harita bugün
Alevilerin yaşadığı yerlere işaret etmektedir. Başka bir ihtimal ise Türkmen
aşiretlerin zaten orada ikamet ediyor olmaları ve Şeyh Cüneyd’in bıraktığı
tohumların onlar arasında hayat bulmasıdır. İlginç olan, yıllar boyunca İran’da
silahlı erkin başında yer alan Kızılbaşlardan bugün İran’da eser kalmamasıdır.
Ama Aleviler Anadolu’da hâlâ mevcuttur. Yıldırım’a göre bunun sebebi olarak
Kızılbaşların kökeninin Anadolu’da olma ihtimali düşünülebilir. Bununla
birlikte Çaldıran Savaşı’ndan sonra İran’daki Kızılbaşlar Şah İsmail’in de
tercihiyle on iki imam Şiiliğine kayarlar. Zaten Kızılbaşların tasavvufî
düşüncesi, hukuk üretebilecek nitelikte bir inanış da değildir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Ele aldığı konuyu tarihî ve antropolojik yöntemlerle
inceleyen Rıza Yıldırım, tezini yapısalcı bir zemin üzerine inşa eder. Aşiret
ve bürokratik yapılar arasındaki “doğal zıtlık”, muhalif Kızılbaş kimliğinin
oluşumuna ve belli bir din anlayışını geliştirmesine yol açar. Bu durum, göçebe
aşiret yapısının dini yaşama biçimi esas alınmak suretiyle devletin temsil ettiğinden
“farklı” bir din anlayışının benimsenmesiyle gerçekleşir. Yıldırım’a göre bu,
Lévi-Strauss’un ifade ettiği “bilinçsiz yapılar”ın farklılaşması sürecidir. Bu
konuyla ilgilenenler ayrıca, Ayfer Karakaya Stump’un aynı sene ve aynı konu
üzerine Harvard Üniversitesi’nde hazırladığı “Subjects of the Sultan, Disciples
of the Shah: Formation and Transformation of the Kizilbash/Alevi Communities in
Ottoman Anatolia” başlıklı doktora tezini de inceleyebilirler. </span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-31692476897662260652016-01-08T11:23:00.000+02:002016-01-08T11:23:01.985+02:00Kitap Tanıtımı: People of the Prophet's House<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Daha önce <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/09/konferans-people-of-prophets-house.html">burada</a> sözünü ettiğimiz, <i>People of the
Prophet’s House: Art, Architecture and Shi‘ism in the Islamic World</i> başlıklı
konferansta sunulan 22 bildiri, konferansı düzenleyen İsmaili Enstitü'nün
katkılarıyla Azimuth Edition tarafından </span><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">2015 yılında </span><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">yayımlandı. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB6_xNx_bjhLvlrD2yK46LbQVuSdbYukmlydYdeGbfqJDn4qxLlqiqYrH_IA3oQd_6wpNdeDu9nsjcnBIaoZUI2Yo1BAma4ubGx48iDsKKoqvVtWQPDRjDf_pVvjNS8KbxdUsdmg0WUIw/s1600/poph_jacket.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB6_xNx_bjhLvlrD2yK46LbQVuSdbYukmlydYdeGbfqJDn4qxLlqiqYrH_IA3oQd_6wpNdeDu9nsjcnBIaoZUI2Yo1BAma4ubGx48iDsKKoqvVtWQPDRjDf_pVvjNS8KbxdUsdmg0WUIw/s400/poph_jacket.jpg" width="285" /></a></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Editörlüğünü Fahmida Suleman'ın yaptığı kitapta yer alan
makaleler şöyle:</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Part 1: Introduction</b><br />
1. Shiʿi art and ritual: contexts,definitions and expressions<br />
Fahmida Suleman and Shainool Jiwa<br />
2. Are there Shiʿi forms of art?<br />
Oleg Grabar<br />
</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Part 2: Pilgrimage and patronage</b><br />
3. The Shiʿi shrines of Iraq<br />
James W. Allan<br />
4. Glorifying the Imamate: architecture and ritual in the Shiʿi shrines of
Syria<br />
Yasser Tabbaa<br />
5. Evanescent meaning: the place of Shiʿism in Fatimid mosques<br />
Jonathan M. Bloom<br />
6. A Shiʿi building boom in 14th-century Qum: the case of the Bagh-i Sabz
towers<br />
Robert Hillenbrand<br />
7. Pilgrims and patrons: ziyāra under the Samanids and Bavandids<br />
Melanie Michailidis<br />
</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Part 3: Inscriptions on art, architecture and coinage</b><br />
8. Early Qurʾans ‘signed’ by the Shiʿi Imams<br />
Sheila R. Canby<br />
9. Writing about faith: epigraphic evidence for the development of Twelver
Shiʿism in Iran<br />
Sheila S. Blair<br />
10. The writing on the walls: selections from the Twelver Shiʿi epigraphs of
Lucknow’s Hussainabad Imambara<br />
Hussein Keshani<br />
11. ʿAlī walī Allāh and other non-Qurʾanic references to the Ahl al-bayt on
Islamic coinage before the Saljuq period<br />
Luke Treadwell<br />
</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Part 4: Iconographic studies: Shiʿi contexts and beyond</b><br />
12. Between the past and the future:The fālnāma (book of omens) in the 16th and
early 17th centuries<br />
Massumeh Farhad</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">13. Exploring Ahl al-bayt imagery in Qajar Iran
(1785–1925)<br />
Maryam Ekhtiar<br />
14. Shiʿism and contemporary Iranian art </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Venetia Porter<br />
15. Dhu’l-faqār and the Ottomans </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Zeynep Yürekli<br />
16. The Hand of Fatima: in search of its origins and significance<br />
Fahmida Suleman</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Part 5: Ritual expressions</b><br />
17. Lasting elegy: Shiʿi art and architecture<br />
Peter J. Chelkowski<br />
18. ʿArūze Qāsem – a theatrical event in Shiʿi female commemorative rituals<br />
Ingvild Flaskerud<br />
19. Cinema as a cultural reservoir for the Shiʿi performing art of taʿziya<br />
Nacim Pak-Shiraz<br />
20. Some historic taʿziyas of Multan<br />
Tryna Lyons</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">21. Chirogh rawshan: Shiʿi ceremonial practised by the
Ismaili communities of Xinjiang China<br />
Amier Saidula<br />
22. Building and performing Shiʿi Islam in Sufi Senegal: a photo essay<br />
Mara A. Leichtman</span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: x-small;"></span></span>Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-27225148398518922862016-01-07T14:59:00.000+02:002016-01-07T15:03:38.901+02:00Şia ve Hadis Paneli (İstanbul, 18 Nisan 2015)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrIDC6tEYqJiBpp_cBGZD_RcUTGnXKEB9tps0jDv_mqsNDDnVKFWdtQsrd_6QEEhoy6d6-_24zvnU3OFyiz_JexGBgnnhmiPRwX7bbIRzff_Kek23nkJ6FoGbVoMOafT5Hn7Uv8r5WAew/s1600/85.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="298" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjrIDC6tEYqJiBpp_cBGZD_RcUTGnXKEB9tps0jDv_mqsNDDnVKFWdtQsrd_6QEEhoy6d6-_24zvnU3OFyiz_JexGBgnnhmiPRwX7bbIRzff_Kek23nkJ6FoGbVoMOafT5Hn7Uv8r5WAew/s400/85.jpg" width="400" /></a></div>
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">18 Nisan 2015 tarihinde Bilim ve Sanat Vakfı’na bağlı
Medeniyet Araştırmaları Merkezi tarafından Şia ve Hadis başlıklı bir panel
düzenlendi.Ülkemizde akademik olarak yeterince incelenmemiş konulardan biri olan Şia mezhebinin hadis anlayışının farklı açılardan ele alınmasının amaçlandığı panelde, Şia'da hadis konusu, Klasik Yayınları'ndan çıkan, bizim de <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2016/01/sianinhadisanlayisi.html">burada</a> kısaca tanıttığımız, <i>Şia'nın Hadis Anlayışı Üzerine İncelemeler</i> başlıklı derleme kitap çerçevesinde ele alındı. Panelin programı şöyleydi:<b><i><span style="font-weight: normal;"> </span></i></b></span><br />
<br />
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b><i><span style="font-weight: normal;">Oturum Başkanı</span></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">(İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi)</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b><i><span style="font-weight: normal;">Konuşmacılar</span></i></b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Doç. Dr. Mehmet Ümit</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">(Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Şiî Fırkalar: Ortak Kabuller ve Farklılıklar</b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Doç. Dr. Bekir Kuzudişli</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">(İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Şia’da</b> Hadis Rivayeti: Temel Yaklaşımlar</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Arş. Gör. M. Enes Topgül</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">(Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi)</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>İlmin “Özel” Taşıyıcıları: Şia’da Rical ve Literatürü</b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPZBLBRoh5fpRZf52a8glw-8rEzN2iAd0QI7d21E7NSccTj2vK1ED2fkYvdW2AgNfji3heA_61a0MLc16PPNT0QsTM5ntCXMc14_b0J62bnD2FoYm_14mENkQBjexLrfTrPw9pJvI74UA/s1600/4750.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPZBLBRoh5fpRZf52a8glw-8rEzN2iAd0QI7d21E7NSccTj2vK1ED2fkYvdW2AgNfji3heA_61a0MLc16PPNT0QsTM5ntCXMc14_b0J62bnD2FoYm_14mENkQBjexLrfTrPw9pJvI74UA/s320/4750.jpg" width="218" /></a><span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Katılma fırsatı bulduğum panelin sonunda oturum başkanı
Prof. Büyükkara, konuşmacı M. Enes Topgül’ün Keşşî’nin Ricâl adlı kitabı
çerçevesinde erken dönem Şiî rical ilmi üzerine bir doktora tezi hazırladığını,
kitaplaştırıldığında ortaya koyacağı yeni bakış açısıyla tezin İran ve Irak’taki
Şiî ilim merkezlerinde ciddi bir yankı uyandıracağını, hatta bu yüzden kitabı Farsçaya
tercüme ettirmeyi planladıklarını söylemişti. Büyükkara’nın sözünü ettiği tez kitaplaşmış
ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Vakfı’nca 2016 başında yayımlanmıştır. Kitabı
<a href="http://www.ilahiyatvakfi.com/vitrin/erken-dnem-ii-rical-lmi-kei-rnei-muhammed-enes-topgl-p4750.html">buradan</a> inceleyebilirsiniz.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Aralık 2015’de yayımlanan Bilim ve Sanat Vakfı Bülten’inde
çıkan (sayı: 88) <a href="http://www.bisav.org.tr/yayinlar.aspx?module=makale&yayinid=246&menuID=3_3&yayintipid=3&makaleid=1473">yazı</a>sında Merve Aktan Şia ve Hadis başlıklı paneli şu şekilde değerlendirdi.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>*</b></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Bilim ve Sanat Vakfı Medeniyet Araştırmaları Merkezi, çok
fazla akademik çalışma yapılmayan Şia mezhebi ve hadis konusunu ele alan bir
panel düzenledi. Mehmet Ali Büyükkara başkanlığındaki oturumda Mehmet Ümit,
Bekir Kuzudişli ve Enes Topgül; Şii fırkalar, Şia’nın hadis rivayetine yaklaşım
tarzı ve rivayet literatürü gibi konuları kapsayan tebliğler sundular. Panelin açılışını
gerçekleştiren Mehmet Ali Büyükkara, Şia ile Ehl-i Sünnet arasındaki en büyük
ihtilafın hadis usulü ve sünnet anlayışı noktasında olduğunu; bu sebeple
Şia’nın hadise bakışını siyasetten görece uzak, bilimsel ve akademik yönü ağır
basan bir panelde tartışmanın önemine vurgu yaptıktan sonra sözü Mehmet Ümit’e
bıraktı.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Tebliğini Şii fırkalar, bu fırkaların ortak kabulleri ve
farklılıkları üzerine kuran Ümit, konuşmasına Şia’yı, “Hz. Peygamberden sonra
hilafetin ya da imametin Hz. Ali ve evlatlarının hakkı olduğunu düşünen
gruplar” şeklinde tanımlayarak başladı ve bu temel düşüncenin kabulünden sonra
doğan farklı anlayış ve inançların mezhebi nasıl şekillendirdiğini,
gruplaşmaların nasıl oluştuğunu değerlendirdi. Konuşmasında, Şia içerisindeki
ilk siyasi farklılaşma olan Zeydiyye ile ana bünye olan İmâmiyye fırkaları
üzerinde yoğunlaşan, bunların ortaya çıkış şartlarını ve anlayışlarını
karşılaştırmalı olarak ele alan Ümit, bu iki fırkanın öncesinde yahut
içerisinde oluşmuş, kimisi oldukça uç fikirlere sahip (“Gulât” başlığı altında
değerlendirilenler gibi) birçok farklı grubun varlığından bahsetti. Bunlara
örnek olarak da Hz. Hüseyin’in vefatından sonra imametin Hz. Ali’nin Hz.
Fatıma’dan olmayan oğlu Muhammed Bin El-Hanifîyye ile devam etmesi gerektiğini
düşünen Keysaniyye fırkasını verdi.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Ümit öncelikle, muhalif kaynaklarda olumsuz nitelik
atfetmek amacıyla Râfızîlik olarak nitelendirilen ve süreç içerisinde bugün
Şia’nın ana bünyesi kabul edilen îsnâ-aşeriyye’ye (“on ikiciler” olarak da
adlandırılan, nebevi otoritenin on iki imam vasıtasıyla aktarıldığını
düşünenler) dönüşen İmâmiyye Şiası’ndan bahsetti. Bu fırkanın imamette nass ve
tayin anlayışı ile vasilik gibi fikirlerinin özellikle 6 ve 7. imamlar olan
Ca’fer es-Sadık ve Mûsa el-Kâzım döneminde netleşmeye başladığını ifade etti.
Ümit’e göre, fırkalar bağlamında ciddi bir kırılma noktası, 11. imamın
vefatıyla 12. imam Muhammed el-Mehdî’nin gaybete girmesi sonrasında ortaya
çıkan on dört farklı gruptan birinin dördüncüasrın ikinci çeyreğinden itibaren İsnâaşeriyye
olarak devam edişi idi. Ümit, bir diğer önemli husus olarak, imam silsilesi
devam ederken 9 ve 10. imamların bu liderlik makamına çocuk yaşta
erişmelerinin, imamların bilgiye sahip olma yollarını tartışmaya açtığını
belirtti ve o dönemde imamların bilgisinin kesbî değil vehbî olarak elde
edilmiş olduğu, bu yüzden de otoritelerinin sorgulanamayacağı sonucuna
varıldığını bildirdi. Şia’da gruplaşmaların yaygınlığına dikkat çekmek için
Nevbahtî’den yaptığı alıntıyla, her imamın vefatından sonra bir önceki imamın
taraftarlarının farklı sayılarda fırkalara ayrıldığını belirten Ümit, bu durumu
6. imam Ca’fer es-Sadık’tan sonra imamlığın oğlu İsmail’e ait olduğunu savunan
ve bugün en önemli Şii fırkalarından biri olan İsmailiyye ile örneklendirdi.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">İkinci olarak, Zeydiyye fırkasıyla ilgili açıklamalarda
bulunan Ümit, bu fırkanın hicri 122 yılında Hz. Hüseyin’in torunu Ali
Zeynelâbidin’in başlattığı ayaklanmaya destek verenler ile oğlu Zeyd bin
Ali’nin yanında yer alanlar tarafından ortaya çıkarıldığını belirtti.
Dolayısıyla Zeydiyye fırkası itikadi olmaktan ziyade siyasi bir farklılaşma
sonucu doğmuştur. Ümit’in aktardığı bilgilere göre, itikadi bünyeyi Kasım
el-Resi döneminde kazanan Zeydîlik, kendisinin yetiştirdiği talebelerin İslam
coğrafyasının çeşitli bölgelerine gidişiyle İran’a ve Yemen’e kadar uzanmış,
aynı zamanda olgunlaşmıştır.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Ümit, konuşmasının son kısmında İmâmiyye ve Zeydiyye
arasındaki farklıkları ele aldı. Zeydilere göre, ilk üç imam olan Hz. Ali, Hz.
Hasan ve Hz. Hüseyin meşrudur ve nass ile tayin edilmişlerdir. İmamet de,
gerekli nitelikleri taşıyan Hasan yahut Hüseyin’in evlatlarındanbiriyle devam
etmelidir. Buna karşın, İmâmiyye’de Hz. Hüseyin soyundan devam etmesi gereken
bir imamet anlayışı mevcuttur. Zeydilikte, İmâmiyye’den farklı olarak, ilk üç
imam dışındaki imamlar “ismet” sıfatı taşımazlar ve yapıp ettiklerinin hesabını
vermek durumundadırlar. Zeydiler, Gâib İmam Mehdi anlayışını da kabul etmezler.
İmamın aralarında olması ve yaşamıyla örnek olması gerektiğini düşünürler.
Ayrıca, hem imamların masum olduklarına inanıp onları ismet ve takiyye
anlayışlarıyla peygamberler seviyesine, hatta peygamberlerden üst seviyeye
çıkardıkları hem de gaybet anlayışını benimsedikleri için İmâmiyye’yi sert bir
biçimde eleştirirler. İki fırkanın ayrıldığı bir diğer husus olarak Ümit, 12.
imamın kıyametten önce geri gelirken ibret olarak yanında bir grup çok iyi ve
çok kötü insanıbulunduracağına ilişkin “ricad” fikrini öne sürdü. Ancak,
mehdinin gayb imam değil Hz. Hasan veya Hüseyin’in oğullarından biri olduğuna
inanan Zeydiler, bu fikre şiddetle karşı çıkmaktadırlar. Ümit, özellikle
“tevhit” ve“adalet” gibi konularda iki fırkanın arasında ciddi bir ayrılığın
bulunmadığını, temel farklılıkların imamet meselesi etrafında şekillendiğini
belirterek konuşmasını noktaladı.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">İkinci konuşmacı olarak sözü Bekir Kuzudişli aldı ve Şia
hadis rivayeti hakkında temel yaklaşımları özellikle îsnâ-aşeriyye üzerinden
açıkladı ve Ehl-i Sünnet ile kıyasladı. Kuzudişli, Hz. Peygamberin ağzından
çıkan bir hadisin Küleynî’nin el Kafi’sine, temel Kütüb-i Erbaa’ya (Şia’nın
dört temel hadis kitaplarından birisidir) nasıl geçtiği ve Ehli Sünnet’in
üzerinde önemle durduğu “isnâd” hususunun Şia’da nasıl değerlendirildiği
sorularıyla tebliğine giriş yaptı. Ardından, Şia ile Ehl-i Sünnet arasındaki üç
temel probleme dikkat çekti. Bunlar; Şiilerin, Kuran-ı Kerim’in yapılan çeşitli
çıkarmalarla tahrif edildiğini düşünmeleri, sahabeleri gasıp ve zalim olarak
nitelendirmeleri ile en temelde “hilafet” meselesindeki görüşleridir. Şia’ya göre,
Hz. Peygamber kendisinden sonra halife olacağını Hz. Ali’ye söylemesine
(Gadir-i Hum olayı) ve o dönemde bu durum kabul edilmesine rağmen, Hz.
Peygamber ölünce sahabeler bu buyruktan yüz çevirerek zalim; Hz. Ali’nin
halifelik hakkını elinden alarak gasıp olmuşlardır. Hz. Ali de kendisiyle kıyam
edecek kırk kişi bulamadığı için takiyyede bulunmak zorunda kalmıştır.
Kuzudişli, Kuran-ı Kerim’in tahrifi inanışını bu bağlamda değerlendirerek
hilafet gibi önemli bir mevzuun hiçbir ayetle bildirilmemiş olmasının Şiileri
Kuran-ı Kerim’de çıkarmalar yapıldığını düşünmeye sevk ettiğini vurguladı.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Kuzudişli’ye göre, Şia’nın hadis anlayışının en temel
meselelerinden biri, Peygamber sözü ile imam sözü arasında hiçbir fark olmaması
ve bir hadisin güvenilir sayılması için imama ulaşmasının yeterli görülerek
hadisi Hz. Peygamber’e nispet etmeye gerek duyulmamasıdır. Temel kitaplardan
olan Men lâ yahduruhul fakîh’deki rivayetler incelendiğinde; yüzde atmışının 6.
imam Ca’fer es-Sadık, yüzde on beşinin 5. imam Muhammed el-Bâkır, yüzde
yedisinin Hz. Peygamber ve yüzde beşinin de Hz. Ali’ye dayandığının tespiti,
bir taraftan Şia’da imamların koşulsuz masumiyetine ve Peygamber’in
rivayetlerini en güzel taşıyan grup olduklarına olan inançlarını gösterirken,
diğer taraftan imamların bilgi kaynaklarını sorgulamaya açmaktadır. Bu bağlamda
Kuzudişli’nin saydığı ve varlıkları iddia düzeyinde kalan üç-dört çeşit kaynak;
imamların babaları kanalıyla öğrendikleri şifahi rivayetler, Peygamberin bizzat
kendisinin Hz. Ali’ye yazdırdığına inanılan ve fıkhi konuları kapsayan Camia
adındaki büyük kitaptan alınan yazılı rivayetler, Peygamber’in vefatından sonra
Hz. Cebrail’in Hz. Fatıma’ya yazdırdığına inanılan Mushaf-ı Fatıma ve hilafetin
Hasanilerde değil Hz. Hüseyin ve onun soyunda olduğunu gösteren belgeleri
içeren Cefridi. Bu kaynakların zenginliğine ve imamların masumiyetine inanan
Şiiler, gasıp ve zalim olarak niteledikleri sahabelerden rivayet almayı kabul
etmemiş ve yanıldıkları belli olup olmayan şahıslar vasıtasıyla hadislere
ulaştıkları için Ehl-i Sünnet’i eleştirmişlerdir. Burada, imamlar bütün bu
bilgi kaynaklarından beslenmesine rağmen, neden Ca’fer es-Sadık’tan sonra
bilgilerin Ehl-i Sünnet’e benzer şekilde râviler yoluyla aktarıldığı sorusunu
gündeme getiren Kuzudişli; cevabın, “çocuk imam” meselesinde saklı olduğunu,
imamların Allah tarafından kalplerine yeni bilgiler ilka edildiği için muhaddes
ve müfehhem kimseler olduğuna inanılsa da küçük yaşın hadis aktarımını
engellediğini ve hicri ikinci asrın ortalarından itibaren imamlara verilen
rolün hadis rivayetinden hadis kitabı tashihine kaydını belirtti. Buradan
hareketle Kuzudişli, dört yüz asılın imamlar huzurunda yazıldığını, bu
asıllardan ara kitapların oluşturulduğunu ve ara kitaplardan da Kütüb-i
Erbaa’nın kaleme alındığını ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Son bildiri, kitaplara aktarım sürecinde hadisleri bir
sonraki nesle ulaştıran râvilere ve bunları tanıtan rical eserlerine odaklanan
Enes Topgül’e aitti. Topgül, Şii ricalliteratürü hakkında bilgi verdiği,
literatürün kırılma noktalarını ele aldığı, Şii ve Sünni rical literatürünü
karşılaştırdığı bir tebliğ sundu. Şii râvi etütlerinin, Ca’fer es-Sadık sonrası
normal rivayet anlayışıyla başlatıldığını ifade eden Topgül; Sünni dünyada
râvilerde “sika” (güvenilir), “zapt sahibi” (aldığı şeyi iyi nakleden) ve
“itikadı sağlam olmak” gibi şartların aranmasına benzer şekilde Şia’da da kimi
râvilerden gelen rivayetlere karşı konulan sınırlar “ilecerh vetad’il”
(rivayetlerin ret ve kabulü) şartlarından bahsetti. Şia dünyası dışındakilerin
“âmmî”, yani “mezhebi bozuk” olarak nitelendirildiğini ve Şii rical
kaynaklarında âmmîliğin cerh sebebi olarak görüldüğünü; bunun yanı sıra Fatahi,
Navusi, Zeydi gibi erken dönem Şii fraksiyonlara sahip olanların da
rivayetlerinin kabul edilmediğini vurguladı.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">İmamet teorisinin gündemde olduğu ama tam olarak
şekillenmediği üçüncü asrın başlarında kaleme alınan rical metinlerinde bir
imamet sırasını veya tabakatını takip etmenin mümkün olmadığından, buna istisna
teşkil eden Berkî’nin Kitâbü’l Rical’inde ise Hz. Peygamber ashabından
başlanarak imam silsilesinin sırayla bildirildiğinden ve “imam” başlıkları
altında bir takım râvi isimlerinin zikredildiğinden bahseden Topgül, bu tip en
erken rical metinlerinde dahi cerh ve tad’il’e yer verildiğine dikkat çekti.
Üçüncü asrın sonuna kadar benzer şekilde kaleme alındığı görülen rical
metinleri dördüncü asırda farklılaşma göstermekte, bir kısmında râviler
rivayetleri üzerinden cerh ve tad’il’e tabi tutulurken –ki tek örneği Keşşî’ye
aittir-, bir kısmında ise sadece imamların altına isimler dizilmektedir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Keşşî ve eserinin diğer rical literatüründen farklılığını
da irdeleyen Topgül, Keşşî’nin yaşadığı Semerkant-Keş bölgesinin Şii
merkezlerden uzaklığına dikkat çekti. Ardından, Keşşî’nin kendisiyle aynı
bölgede yaşamış hocalarından yaptığı alıntılardan hareketle, “râvi ile
rivayetini eşleştirerek verme” düşüncesinin bu bölgeye mahsus olabileceğini ve bu
türde kaleme alınan eserlere diğer coğrafyalarda rastlanmadığını belirtti.
Topgül, Şii rical literatüründe bir yığın meçhul râvi ve rivayet bulunmasının,
bir râvi hakkında sıkça çelişkili hükümlerle karşılaşılmasının ve aynı bilginin
farklı imamlara nispet edilmesinin yarattığı karmaşaya karşın, Keşşî’nin bu
bilgileri isnadlı vermesinin önemini vurguladı. Bu bağlamda önemli bir kırılma
noktasının da, Hillî ekolü tarafından rical literatürüne armağan edilen,
râvileri “güvenilir” ve “zayıf” şeklinde ikili bir tasnife tutma düşüncesi
olduğunun altını çizen Topgül, zayıf râvileri derleyen eserlerin ilk kez
beşinci asırda görüldüğünü belirtti.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Konuşmasının son kısmında, Sünni-Şii literatürünü
karşılaştırmalı olarak ele alan Topgül, Sünni eserlerde görülen râvinin adı,
künyesi, râvi hakkında ulemanın kanaatleri, râvinin rivayetlerinden örnekler,
müellifin râvi hakkındaki kanaati ile râvinin vefatı şeklindeki düzenli
ilerleyişe Şii rical literatüründe rastlanılmadığını, dolayısıyla bu eserlere
bir bakıma kaosun hâkim olduğunu ifade etti. Sünni literatürde “cerh şartı”
olarak önem verilen ve râvinin sika olması, kitabının muteber olması, meşru bir
yolla rivayeti hocasından alması gibi hususlar Şii dünyada genellikle göz ardı
edilmiş; râvinin itikadının sağlamlığı ise öne çıkan tek kriter olmuştur. Son
olarak Topgül, rical kaynaklarına demografik yapıyı analiz etme gözüyle de bakılabileceğini
ve bu yolla hocaların rihle yönleriyle ilim alma şekilleri hakkında fikir elde
edilebileceğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.</span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-68192035561462019362016-01-06T16:37:00.000+02:002016-01-06T16:37:51.196+02:00Kitap Tanıtımı: Şia’nın Hadis Anlayışı Üzerine İncelemeler<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b>Şia’nın Hadis Anlayışı Üzerine İncelemeler</b>, derleyen
ve çeviren: M. Macit Karagözoğlu - M. Enes Topgül, Klasik Yayınları, İstanbul
2013, 220 s.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"> </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><b><i><span style="font-weight: normal;">Şia’nın Hadis Anlayışı
Üzerine İncelemeler</span></i></b><b><span style="font-weight: normal;"> başlığını taşıyan
kitap</span></b>, Şia’nın hadis anlayışını ve literatürünü çeşitli
yönlerden inceleyen yedi makaleden oluşmaktadır. Şiîlik araştırmaları alanında
tanınan batılı akademisyenler tarafından kaleme alınan beş makalede Şia’nın
hadis anlayışı, hadis derlemeleri ve hadis usulü gibi ihtisas gerektiren bir disipline
dair derinlikli tespitler bulunmaktadır. Beş tercüme makalenin yanı sıra Bekir
Kuzudişli ve M. Enes Topgül tarafından kaleme alınmış iki telif makale ilk defa
bu kitapta yayımlanmıştır.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYwAlMS7BkIL2yi0UwTeepxoeUEuF23MpSRNddnQw0s2Gayp3yEZDuE7WQlROljf4sJH2q79NV27aFJThWHClt-svIXJw8tt45YWzZ9-JmtZGZXhLs-ZUPFm4Dr5d0FBooJX_53bTxRRM/s1600/sianin-hadis-anlayisi-uzerine-incelemeler-790630-Front-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYwAlMS7BkIL2yi0UwTeepxoeUEuF23MpSRNddnQw0s2Gayp3yEZDuE7WQlROljf4sJH2q79NV27aFJThWHClt-svIXJw8tt45YWzZ9-JmtZGZXhLs-ZUPFm4Dr5d0FBooJX_53bTxRRM/s400/sianin-hadis-anlayisi-uzerine-incelemeler-790630-Front-1.jpg" width="275" /></a></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><i>Şia’nın Hadis Anlayışı Üzerine İncelemeler</i>’in ilk
makalesi daha önce başka bir tercümesi de yayımlanan<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn1" name="_ftnref1" style="mso-footnote-id: ftn1;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="font-size: 11pt; line-height: 115%;">[1]</span></span></span></span></a>
Jonathan Brown’un “Şia’da Hadis” başlıklı makalesidir. Brown, makalesinde, Şia’nın
hadis tanımı, literatürü, tenkit metotları, Sünnî hadis anlayışı ile benzeşen
ve farklılaşan yönleri hakkında genel bir çerçeve sunar. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">“Şiî Hadislerin Kaynağı Olarak Cafer es-Sadık” başlıklı İkinci
makalede Ron P. Buckley, İmam Cafer es-Sadık’ın hadis ve fıkıh kaynağı olarak
oynadığı rol üzerinde durur. Hz. Peygamber’in rivayetlerinin yanında Masum İmamlar’dan
nakledilen sözleri de hadis kabul eden Şia’nın İmam Cafer es-Sadık kaynaklı rivayetlere
gösterdiği ilgiyi tahlil eden yazar, imamlar adına hadis uydurulması olgusunu
da işler.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Kitabın üçüncü makalesinin yazarı Abdulaziz Sachedina, “Şiî
Fakihlerin İlk Dönemdeki Rolünün Anlaşılmasında Keşşî’nin Ricâl’inin Önemi”
başlıklı makalesinde, Şia’da “nâib” veya “ricâl” diye adlandırılan otoritelerin
mezhep içindeki rollerini Muhammed b. Ömer el-Keşşî’nin Ricâl isimli eseri
çerçevesinde ele alır. </span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Dördüncü makale olan “Şia’da Metin Tenkidi Kriteri Olarak
Hadislerin Kur’ân’a Arzı -Tusî’nin İstibsarı Örneği-“ başlıklı makalede Bekir
Kuzudişli, Sünnî hadis edebiyatında da tartışılan önemli konulardan metin
tenkidinin izini Şiî hadis literatüründe sürer. Makalesinde teorik
yaklaşımların yanı sıra uygulamalı örneklere de yer veren Kuzudişli, yeni
kaynakları da kullanarak bu alanda çalışmak isteyenlere yol gösterir.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Etan Kohlberg, bu derlemede, Şiî hadis araştırmaları
sahasının modern klasikleri arasına girmiş iki makalesiyle yer alır. “Dört Yüz
Asıl” başlıklı ilk makale, Şia’nın Kütüb-i Erba‘a adıyla anılan dört temel
hadis kitabından önce yazılmış ve büyük ölçüde Şiî imamlardan gelen
rivayetlerden oluşan hadis mecmualarını ele alır. “Asıl” adıyla anılan ve Şiî
hadis literatürünün erken dönemdeki telif türlerinden birine işaret eden
eserlerin panoramik bir görünümünü sunan yazar, tespit edebildiği asıl
müelliflerinin isimlerini listeler.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Kohlberg, “Zeydiye’nin Sahâbe Hakkındaki Bazı Görüşleri”
başlıklı ikinci makalesinde Şia’nın Zeydiyye kolunun sahâbeye bakışını Zeydî
yazarlardan yaptığı alıntılarla inceler. Konuyu Zeydiyye’nin İslâm tarihi
algısı ve imamet doktrini bağlamına yerleştiren Kohlberg, söz konusu mezhebin
kendi içindeki farklı yaklaşımların da altını çizer.</span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">Kitabın yedinci ve son makalesi M. Enes Topgül’ün, “Şia’nın
Hadis Anlayışı İle İlgili Türkiye’de Yapılan Çalışmalara Dair Bazı Dikkatler”
başlıklı makalesidir. Topgül bu makalede, Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde Şia’nın
hadis anlayışı üzerine yapılan akademik çalışmaların bibliyografyasını çıkarır
ve bu çalışmalardaki belli başlı sorunlara işaret eder.</span></div>
<div style="mso-element: footnote-list;">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><br clear="all" /></span>
<br />
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<div id="ftn1" style="mso-element: footnote;">
<div class="MsoFootnoteText">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref1" name="_ftn1" style="mso-footnote-id: ftn1;" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span style="mso-special-character: footnote;"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="font-size: 10pt; line-height: 115%;">[1]</span></span></span></span></a> Jonathan
Brown, <a href="http://isamveri.org/pdfdrg/D03701/2012_6/2012_6_BROWNJ.pdf"><span class="highlight">Şia</span>’da Hadis</a>, çeviren İbrahim Kutluay, <i>Şırnak
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi</i>, 2012/2, cilt: III, sayı: 6, s.
134-154.</span></div>
</div>
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-21724839462742312762015-12-30T15:59:00.000+02:002015-12-30T15:59:49.163+02:00Şeyh Abbas el-Kummî (1877-1941)<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;"> <table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwyCuyIXpiBUatiWRvvua41wmwW_bccVv5p2VS7w3NrNZFZEkKC2aiH5030brK3r3uq0TptuzwOI4WMn0y74_p3J0NbZKKDvvm1CXJSS1qKxkMHb6R1sBOHEmzGh25VoJALy566qmooOE/s1600/image005.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwyCuyIXpiBUatiWRvvua41wmwW_bccVv5p2VS7w3NrNZFZEkKC2aiH5030brK3r3uq0TptuzwOI4WMn0y74_p3J0NbZKKDvvm1CXJSS1qKxkMHb6R1sBOHEmzGh25VoJALy566qmooOE/s400/image005.jpg" width="261" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Şeyh Abbas el-Kummî</td></tr>
</tbody></table>
</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Kısaca Muhaddis Kummî olarak tanınan Şeyh Abbas b.
Muhammed el-Kummî, 1294/1877 yılında Kum’da dindar bir ailede dünyaya geldi.
Çocukluğunu geçirdiği memleketinde İslâmî ilimler tahsiline başladı. İlk
öğreniminde Hacı Mirza Muhammed Erbab Kummî (ö. 1341/1923), Hacı Şeyh Ebulkasım
Kummî (ö. 1353/1934) ve Hacı Seyyid Ahmed Tabatabaî Kummî’den (ö. 1334/1915) Arap
edebiyatı, fıkıh ve fıkıh usulü dersleri aldı ve nestalik hattını Şeyh Muhammed
Hüseyin Kummî’den meşk etti. </span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">1316/1898 yılında, eğitimine devam etmek üzere İmam
Ali’nin (as) meşhedinin bulunduğu Necef-i Eşref’e gitti. Necef’te,
Urvetü’l-vuskâ’nın müellifi Seyyid Kazım Tabatabaî Yezdî’nin (ö. 1337/1919),
Müstedrekü’l-vesâili’ş-Şia’nın müellifi Mirza Hüseyin Nuri’nin (ö. 1320/1902),
İkinci Mirza veya Küçük Mirza olarak tanınan Mirza Muhammed Taki Şirazî’nin (ö.
1338/1920), Seyyid Hasan Sadr-ı Kazımî’nin (ö. 1354/1934) ve Seyyid Ebulhasan
Nakavî’nin (ö. 1355/1936) derslerine katıldı. Ancak hadis ilmine fazlaca ilgi
duyduğundan Muhaddis Nuri’nin mülazımı ve talebesi oldu ve ondan hiç ayrılmadı.
Muhaddis Nuri ile Muhaddis Kummî arasındaki ilişki, üstad-talebe ilişkisinden
çok irfandaki mürid-murad ilişkisine benziyordu. Şeyh Abbas Kummî, Muhaddis
Nuri’nin birçok eserini birlikte istinsah etmiş, karşılaştırmış ve tashih
etmişlerdir. Muhaddis Kummî, kendi eliyle yazdığı biyografisinde hayatının bu
dönemini ve sonrasını şöyle anlatır: </span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">“Allah bana ihsanda bulundu ve Büyük Şeyhimiz, Fakihlerin
ve Muhaddislerin Hatemi, Sahilsiz İlim Ummanı, Kudsî Feyiz Sahibi Nuri
et-Tabersî’nin (Allah burhanını nurlandırsın) mülazımı oldum ve Müstedrekü’l-vesâil’in
son halini İran’da tabedilmesi için istinsah ettim. 1318/1900 yılına kadar
Muhaddis Nuri’nin yanında kaldım. Sonra Allah bana Beyti’ni haccetmeyi ve
İnsanların Efendisi’ni (saa) ve Masum İmamları (as) ziyaret etmeyi inayet etti.
Hac dönüşünde Allah’ın ziyaretçilerine cenneti vaat ettiği Hz. Fatıma-i Masume’nin
(sa) merkadini ziyaret etmek maksadıyla Kum’a gittim ve bu vesileyle ana
babamla sılairahimde bulundum. Bir süre Kum’da kaldıktan sonra tekrar Necef-i
Eşref’e döndüm ve orada Müstedrekü’l-vesâil ve Keşfü’l-estâr’ın mukabelesi,
Lulu ve Mercan’ın istinsahı, Tahiyettü’z-zâirîn’in tasnifi çalışmalarına
katıldım. Üstadım Muhaddis Nuri’den 1320/1902 yılında rahmet-i Rahman’a
kavuşuncaya değin istifade ettim. Vefatından önce kendisinden bana ulemanın
kitaplarını rivayet etme icazeti vermesini istemiştim, hayatının son günlerinde
bana minnette bulunarak, kendilerinden rivayet icazeti kesbettiği meşayihin icazetnamelerine
(bunlar, Müstedrekü’l-vesâil’in sonunda tafsilatıyla zikrolunmuştur) bağlı
kalarak, tefsir, hadis, fıkıh, usul vb. ilimlerde ulemanın eski ve yeni
eserlerini rivayet etme icazeti verdi.”</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Şeyh Abbas Kummî, 1322/1904 yılında, Muhaddis Nuri’nin
vefatından iki yıl sonra, memleketi Kum’a dönmek üzere Necef’ten ayrıldı. Yolda
Hediyetü’z-zâirîn adlı kitabını tamamladı. Önce Kirmanşah’a geçti ve Irak’taki
veba salgını sırasında kendisine bulaşan hastalıktan kurtuluncaya değin burada
kaldı. Tamamen iyileşince Kum’a gitti. Şeyh Abbas Kummî, Kum’da kitap yazdı,
eski üstadlarının derslerine katıldı ve irşad faaliyetlerinde bulundu. Bu arada
Seyyid Zekeriya Kazvinî’nin kızıyla evlendi; ancak bir süre sonra eşinden ayrılması
icap etti. 1329/1911 yılında ikinci kez hacca müşerref oldu. Hac dönüşünde
tekrar memleketine gitti.</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Şeyh Abbas Kummî, 1 Rabiülahir 1332’de (15 Haziran 1904) Hacı
Aga Hüseyin Kummî’nin (ö. 1365/1946) ricası üzerine Meşhed’e gitti ve onun
evinin üst katındaki, penceresinden İmam Rıza’nın (as) Âsitanesi’nin
kubbelerinin göründüğü küçük bir odaya yerleşip çalışmalarını sürdürdü. Bu
küçük odada kaldığı sürede Fevâidü’l-Radaviyye’yi kaleme almıştır. Muhaddis
Kummî, Meşhed’e yerleşmeye karar verince, Hacı Aga Hüseyin Kummî Kum’a bir
mektup yazarak kardeşi Ayetullah Hacı Seyyid Ahmed Tabatabaî’nin kızını Şeyh
Abbas’a istedi. Eşinin Meşhed’e gelmesinden sonra Şeyh Abbas, Seyyid Sadreddin
Sadr’ın (ö. 1373/1954) evinin yakınlarında küçük bir eve taşıdı.</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Şeyh Abbas Kummî, 1341/1923 yılından itibaren Meşhed
ulemasının ve talebelerin isteği üzerine Mirza Cafer Medresesi’nde perşembe ve cuma
akşamları ahlak dersi vermeye başladı. Bu derslere binin üzerinde âlimin ve
talebenin katıldığı rivayet edilir. Şeyh Abbas Kummî, Meşhed’de kaldığı dönemde
defalarca Atabât-i Âliyat’ı (İmamların Necef, Kerbela, Kazımeyn ve Samerra’daki
meşhedleri) ziyaret etmiş, üçüncü kez hacca müşerref olmuştur.</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Rıza Han’ın İmam Rıza Asitanesi’ndeki Gevher Şad Camii’ne
saldırısından sonra Şeyh Abbas Kummî, 1354/1935 yılında Necef-i Eşref’e hicret
etti ve ömrünün sonuna kadar orada kaldı.</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Irak’ta kaldığı süre içerisinde yaz mevsiminde daha serin
bölgeler olan Lübnan ve Suriye’ye yolculuk eden Şeyh Abbas Kummî, 1359/1941
yılında Irak-Suriye ilişkilerinin bozulmasından dolayı yaz mevsimini Necef’te
geçirmek zorunda kaldı. Bu yüzden de önceden var olan hastalığı ağırlaştı ve 65
yaşında, 23 Zilhicce 1359 (22 Temmuz 1941) tarihinde ruhunu Hakk’a teslim etti.
Cenaze namazı İkinci Mirza’nın vefatından sonra Şiî merciliğinin lideri
konumunda bulunan Ayetullah Seyyid Ebulhasan Isfahanî (ö. 1365/1946) tarafından
kıldırılan Şeyh Abbas Kummî, çok sevdiği üstadı Muhaddis Nuri’nin İmam Ali (as)
Türbesi’nin avlusunda bulunan kabrinin yanına defnedilmiştir.</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Muhaddis Kummî, rivayet icazeti verme yetkisine sahip
olan meşayihtendi. Nitekim döneminin önde gelen âlimleri, ezcümle İmam Humeynî
(ö. 1989), rivayet icazetini Şeyh Abbas Kummî’den almışlardır.</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><br /></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1_MNz54wqTb8s4gsf1d0Y87HJb9ARNOQSpL3aOcpwoiNOvEdbaMfsGuC4EjpkEhdWC9jozz2OdXdgqf_QGujYQo9_iSTT6ouDp-ts4S85XxB7zJNUZTy0pJLT2XEeIFAGopHqR74F2DQ/s1600/image007.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="255" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1_MNz54wqTb8s4gsf1d0Y87HJb9ARNOQSpL3aOcpwoiNOvEdbaMfsGuC4EjpkEhdWC9jozz2OdXdgqf_QGujYQo9_iSTT6ouDp-ts4S85XxB7zJNUZTy0pJLT2XEeIFAGopHqR74F2DQ/s320/image007.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Şeyh Abbas el-Kummî'nin el yazısı</td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><br /></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Muhaddis Kummî dindar, sade bir yaşam tarzını benimsemiş,
dünyanın aldatmacasına asla kapılmamıştır. Humusun imam hakkından hiç
faydalanmamış, Tahranlı bir tacirin teberru kastıyla kendisine gönderdiği az
miktardaki aylıkla geçinmeyi tercih etmiştir. Hindistan’ın Bombay şehrinden
ziyaret maksadıyla Necef’e gelen iki zengin kadının kendisine yetmiş beş rupiye
aylık bağlama teklifini de geri çeviren Muhaddis Kummî, oğlunun bağışı kabul
etmesine yönelik ısrarına şu şekilde cevap vermiştir: “Ben şimdi harcadığım
kadarının hesabını yarın kıyamet gününde Allah’a ve İmam Zaman’a (af) nasıl
vereceğimi bilmezken, bu benim zihnimi yeterince meşgul ederken yükümü nasıl
ağırlaştırabilirim?”</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Ömrü araştırma yapmakla, okumakla ve yazmakla geçen Şeyh
Abbas Kummî hakkında <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/alim-aga-buzurg-tahrani-1876-1970.html">Aga Buzurg Tahranî</a> (ö. 1970) şöyle yazar: “Muhaddis
Kummî’nin zihni daima çalışmalarıyla meşguldü. Araştırmak ve yazmak onda bir
çeşit aşka dönüşmüştü, hiçbir şey onu bu aşkından vazgeçiremezdi. O, bu yolda
engel tanımazdı.”</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Otuz beş yılını Sefinetü’l-Bihâr’ı yazmaya adayan Şeyh
Abbas Kummî, bu çalışması sırasında, bazısı telif, bazısı tercüme ve bir kısmı
da telhis formatında altmıştan fazla eser vücuda getirmiştir ve eserlerinin
neredeyse tamamı kendi alanlarında başvuru kaynağı olmuştur. Şeyh Abbas
Kummî’nin rical, ahlak, fıkıh, kelam, lügat, dua edebiyatı, tarih ve bilhassa
hadis alanlarında yazdığı kitaplarının bazıları şunlardır:</span></span></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;">
</span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">1. Mefâtihü’l-cinân (On Dört Masum’dan nakledilen duaları
derlediği Cennetlerin Anahtarları başlıklı dua mecmuası) 2. Menâzilü’l-ahiret
(Ahiret Menzilleri, elinizdeki kitap) 3. Müntehâü’l-âmâl (On Dört Masum’un
hayatı) 4. Nefesü’l-mehmûm (İmam Hüseyin’in Kerbela’da şehid edilmesinin
anlatıldığı maktel) 5. el-Küney ve’l-elkâb (Şiî ve Sünnî âlim, şair, edip ve
âriflerinin hayatı) 6. Sebilü’r-reşâd (Şia’nın itikadı, bilhassa mebde ve meâd
inancı üzerine bir çalışma) 7. ed-Dürerü’n-nazîm fî lügati’l-Kur’âni’l-azîm
(Kur’ân’ın sözcük bilgisine dair bir çalışma) 8. Tuhfetü’l-ahbâb fî
terâcimi’l-ashâb (Hz. Peygamber’in ve Masum İmamlar’ın sahabîlerinin
biyografileri) 9. el-Fusûlü’l-aliyye fî menâkibi’l-Murtazaviyye (Hz. Ali’nin
menkıbelerine ve üstün ahlakına dair bir derleme) 10. Mekâlidü’l-felâh fî
ameli’l-yevm ve’l-leyle (Gece ve gündüz amellerine dair rivayetlerin bir
derlemesi) 11. Sefinetü’l-Bihâr ve medinetü’l-hikem ve’l-âsâr (Allame Meclisî’nin
Bihârü’l-envâr adlı hadis mecmuasının konu esaslı kataloğu)</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Ertuğrul Ertekin </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">___</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-family: Georgia,"Times New Roman",serif;"><span style="font-size: small;">Kaynakça:<span style="line-height: 115%;"> Şeyh Abbas Kummî’nin
biyografisini yazarken şu yazılardan faydalandık: Seyyid Ali Mir Şerifî, “Yâdî
ez Merhum Muhaddis Kummî”, Keyhan-i Ferhengî, 1366, sayı: 41, s. 36-38;
Muhammed Taki Edhemnejad, “Hacı Şeyh Abbas Kummî: Hadis-i Necabet 1”, Mubelliğân,
1385, sayı: 88, s. 114-122.</span></span></span> </div>
<br />
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-72461278770465424002014-11-16T14:13:00.000+02:002014-11-16T14:13:13.160+02:00Allame Hacı Şeyh Muhammed Cevad Belağî (1865-1933)<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjiWODvh-GZeWr48dkxE8MZdp6BYfHBbr5TkRJvSyZI9yUtGeOqv_JOyZQMazuIP_M9Q-paEBBh4HzP-Jq8uxs0oE_RYcqSaFN7ysJSiPDPCLU2jj3oHZxU7gyA6MoqOCr_ceXbrODTewM/s1600/belagi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjiWODvh-GZeWr48dkxE8MZdp6BYfHBbr5TkRJvSyZI9yUtGeOqv_JOyZQMazuIP_M9Q-paEBBh4HzP-Jq8uxs0oE_RYcqSaFN7ysJSiPDPCLU2jj3oHZxU7gyA6MoqOCr_ceXbrODTewM/s1600/belagi.jpg" height="400" width="296" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allame Belağî</span></span></td></tr>
</tbody></table>
</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allame Belağî olarak tanınan Ayetullah el-Uzma Hacı Şeyh
Muhammed Cevad Belağî, <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/seyhensari.html">Şeyh Murtaza Ensarî’nin</a> (ö. 1864) vefatından bir yıl sonra, 1282/1865
yılında çok sayıda âlim yetiştirmiş bir ailenin çocuğu olarak Necef’te doğdu. </span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7ZKklVwD7DPF7tVgVN1qchQET6aojdt7j5P9f3m_n8S85zb67vV0JufHtpu01oCICVluZ2LBtshYZctRdVRkvLdzn47wxVBxcI681iFJ6uUMc8z1PQ2EF3pw3TgU-GxiZgBphJsEaUT8/s1600/ala.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7ZKklVwD7DPF7tVgVN1qchQET6aojdt7j5P9f3m_n8S85zb67vV0JufHtpu01oCICVluZ2LBtshYZctRdVRkvLdzn47wxVBxcI681iFJ6uUMc8z1PQ2EF3pw3TgU-GxiZgBphJsEaUT8/s1600/ala.jpg" height="320" width="211" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Alau’r-Rahman fi tefsiri’l-Kur’ân</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Tahsiline 24 yaşına kadar Necef’te devam eden Allame
Belağî, 1306/1888-89 yılında Kazımeyn’e gitti. Kazımeyn’de altı yıl kalan ve
dönemin ileri gelen hocalarının derslerine devam eden Allame Belağî,
1312/1894-95 yılında tekrar Necef’e döndü. Bu dönemde şu hocaların derslerine
katıldı: Hacı Aga Rıza Hamedanî (ö. 1322/1904), Aga Seyyid Muhammed Hindî (ö. 1323/1905), Şeyh Muhammed
Hasan Mamekanî (ö. 1323/<span>1905), Muhaddis Nuri
(ö. 1320/1902), <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/ayetullah-molla-muhammed-kazm-horasani.html">Ahund Horasanî</a> (ö. 1329/1911). </span></span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allame Belağî, 1326/1908-10 yılında Samerra’ya gitti ve
burada on yıl boyunca, Mirza Şirazî’ye atıfla İkinci Şirazî diye anılan, Mirza
Muhammed Taki Şirazî’nin (ö. 1338/1920) derslerine devam etti. Allame Belağî
birçok hocasından rivayet icazeti almıştır.</span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">1336/1919 yılında İkinci Şirazî öncülüğünde İngiliz
sömürgesiyle mücadele eden ulemaya katılan Allame Belağî, 1337/1920 Devrimi’ne
katılarak âlimlerle birlikte Kazımeyn’e gitti. İki yıl Kazımeyn’de kalan Allame
Belağî, 1338/1921 yılında Necef’e döndü. Necef’te bir yandan tedris
faaliyetleriyle meşgul olan Allame Belağî bir yandan da kitaplar yazdı. Allame
Belağî, yeni kelam ilmi tartışmalarını derslerine taşımış, bu anlamda Şiî ilim
merkezlerine yeni bir bakış tarzı kazandırarak müfredata yeni bir dersin
eklenmesinde etkili olmuştur.</span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF9RrX29u02KO48dAdU3wQjr6_Moc1lSLzFx8xtRUDascJiZfZ-oT52iAohfkQeGK-bKOhmcThYMridc85IXdbbswgX431fJ968YyutxbGoedn2Yb5KhkpbnBrt7pTL7vvo1ABbA5VOCA/s1600/tevhid.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF9RrX29u02KO48dAdU3wQjr6_Moc1lSLzFx8xtRUDascJiZfZ-oT52iAohfkQeGK-bKOhmcThYMridc85IXdbbswgX431fJ968YyutxbGoedn2Yb5KhkpbnBrt7pTL7vvo1ABbA5VOCA/s1600/tevhid.jpg" height="320" width="218" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">et-Tevhid ve’t-teslis</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Çok sayıda talebe yetiştiren Allame Belağî’nin
talebelerinden bazıları şunlardır: Hacı Şeyh Muhammed Âl-i Ferecullah Necefî,
Mirza Muhammed Ali Garevî, Seyyid Muhammed Sadık Bahrululum, Seyyid Sadreddin
Cezayirî, <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/ayetullahhoyi.html">Seyyid Ebu’l-Kasım Hoyî</a>, Şeyh Muhammed Rıza Tabesî, <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/11/ayetullahmarasi.html">Seyyid ŞehabeddinMaraşî</a>.</span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allame Belağî, 22 Şaban 1352/10 Aralık 1933 tarihinde
Necef’te vefat etti. <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/alim-aga-buzurg-tahrani-1876-1970.html">Aga Buzurg Tahranî </a>bu konuda şöyle yazar: “Allame Belağî
vefat ettiğinde Necef alt üst oldu. Mübarek naaşı görkemli bir törenle
uğurlandı. Onu İmam Ali Türbesi’ne defnettiler.”</span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Eserleri: Allame Belağî çok sayıda kitap kaleme almıştır.
Kitaplarının sayısının 60 olduğu söylenmektedir. Eserlerinden bazıları
şunlardır: Alau’r-Rahman fi tefsiri’l-Kur’ân, el-Huda ila dini’l-Musafa (s),
et-Tevhid ve’t-teslis, Acaibü’l-ekazib, Envarü’l-huda, el-Belağü’l-mübin,
et-Talik ale’l-bey mine’l-Mekasib, Rıhletü’l-medresiyye.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">______________</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">kaynak:<span>Rıza Ustadî, “Guşeha-yi
ez Zendeganî-yiMerhum Şeyh Muhammed Cevad Belağî”,Mişke, 1361,Sayı: 1, s.
109-134; Nasırüddin Ensarî Kummî, “Ayetullah el-Uzma Allame Hacı Şeyh M. Cevad
Belağî”, Nur-i İlm,1370, Sayı: 41, s. 44-70.</span></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-6895617844460794122014-11-12T21:49:00.000+02:002015-08-29T16:07:22.538+03:00Ayetullah Seyyid Şehabeddin Maraşî Necefî (1897-1990)<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHJPmPE4EWp5N2nqFO-FfkbxBP0e-hJz_XYugZ7Gkg_As8lV4dzXHGXMuIxgCPyHoeFDJ8JRnxEIP2uQE-HOwQxDwYiPysHaAV_2jlTTdH6Vb30oQi41n8nunjFmijLuEA_fLCl6O4eBA/s1600/5.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHJPmPE4EWp5N2nqFO-FfkbxBP0e-hJz_XYugZ7Gkg_As8lV4dzXHGXMuIxgCPyHoeFDJ8JRnxEIP2uQE-HOwQxDwYiPysHaAV_2jlTTdH6Vb30oQi41n8nunjFmijLuEA_fLCl6O4eBA/s320/5.jpg" width="226" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ayetullah Maraşî </span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ayetullah el-Uzma Seyyid Şehabeddin Maraşî Necefî, 20
Safer 1315/21 Temmuz 1897 tarihinde Necef’te doğdu. Nesebi, otuz üçüncü batında
İmam Zeynelabidin’e ulaşır. Babası, Necef İlim Havzası’nda müderrislik yapan ve
dönemin önemli fakihlerinden biri olan Ayetullah Seyyid Şemseddin Mahmud Maraşî’dir (ö. 1338/1920).</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Seyyid Maraşî, okuma yazma öğrendikten sonra İslâmî
ilimler tahsiline başladı. İlk öğrenimini başta babası, büyük annesi Bibi Şems
Begüm, büyük babası Ayetullah Seyyid Şemseddin Hüseynî Maraşî olmak üzere Necef’teki hocalardan tamamladı. Bu arada çeşitli âlimlerden
matematik, astronomi ve tıp öğrendi. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9a8WLVIUoxsAmjQjNy2jmUuP6ZQQuYHswDhntD-kOeH1ePQtI4qUr_o-OBsc1_E47my0KAf1_A5wUD3ckk72H2it3toEnSmm2lHH7z_Akx9DJoAoRzxMHAyDeohHbvLpCl_EfdWHbTE8/s1600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="232" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9a8WLVIUoxsAmjQjNy2jmUuP6ZQQuYHswDhntD-kOeH1ePQtI4qUr_o-OBsc1_E47my0KAf1_A5wUD3ckk72H2it3toEnSmm2lHH7z_Akx9DJoAoRzxMHAyDeohHbvLpCl_EfdWHbTE8/s320/2.jpg" width="320" /></a></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Çeşitli ilimlerdeki hocaları şunlardır: Şeyh Murtaza
Taleganî (edebiyat), Şeyh Nureddin Şafiî BektaşÎ (tecvid), Seyyid Rıza Saiğ
Bahranî (neseb), Şeyh Muhammed Hüseyin (tefsir), Mirza Muhammed Ali Müderrisî
Çehaderdehî, Aga Mirza Mahmud Şirazî, Aga Muhammed Hüseyin Kacarî (fıkıh ve
usul), Seyyid Hasan Sadr (fıkıh, usul, hadis, diraye), Şeyh Mehdi Halisî
(usul), Muhammed Cevad Belağî, Şeyh Muhammed İsmail Muhallatî (kelam). </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Aga Ziyaüddin Irakî, Muhammed Hüseyin Kaşifülgıta, Seyyid
Hasan Sadr olmak üzere dönemin önemli fakihlerinin usul ve fıkıh derslerine
devam eden Seyyid Maraşî, babasının vefatından sonra tahsil hayatını Kerbela,
Samerra ve Kazımeyn’de sürdürdü. 28 yaşında ictihad icazeti almaya hak kazandı.
Seyyid Maraşî, Aga Ziyaüddin Irakî’den,
Seyyid Ebu’l-Hasan Isfahanî’den ve Şeyh Abdülkerim Hairî Yezdî’den ictihad
icazeti almıştır.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Seyyid Maraşî, İmamî Şiî âlimlerin yanı sıra Zeydî ve
Sünnî âlimlerinde de derslerine katılmış, onlardan rivayet icazeti almıştır. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">1342/1924 yılında İmam Ali Rıza’yı (as) ziyaret etmek
için Meşhed’e giden Seyyid Maraşî buradan Tahran’a geçti ve bir yıl süreyle
Tahran İlim Havzası’nda Şeyh Abdünnebi Nuri, Aga Hüseyin Necmabadî, Mirza Tahir
Tenkabunî ve Mirza Mehdi Aştiyanî’nin derslerine katıldı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertesi yıl Hz. Masume’yi ziyaret etmek için Kum’a giden
Seyyid Maraşî, Ayetullah Abdülkerim Hairî Yezdî’nin ricası üzerine buraya
yerleşti ve tedrise başladı. Kum’da daha çok Aga Necefî adıyla meşhur oldu.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Önce genç talebelere Arap edebiyatı, mantık usul ve fıkıh
dersleri veren Seyyid Maraşî, Ayetullah Hairî Yezdî’nin (ö. 1355/1936) vefatından
sonra haricî derslere başladı. Kum İlim Havzası’nda 70 yıl süren tedris hayatı
boyunca İran’ın dinî hayatı üzerinde etkili olacak çok sayıda kişinin
yetişmesine öncülük yaptı. Talebelerinden bazıları şunlardır: Murtaza
Mutahharî, Şeyh Muhammed Rıza Mehdevî Kenî, Seyyid Beheştî, Seyyid Mustafa
Humeynî, Şeyh Murtaza Hairî, Seyyid Murtaza Askerî, Seyyid Mahmud Taleganî,
Mirza Cevad Tebrizî.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/taklid-mercii-ayetullah-el-uzma.html">Ayetullah Burucerdî</a>’nin (ö. 1961) vefatından sonra Kum
İlim Havzası’nın yönetiminde görev alan Seyyid Maraşî, medreseler yaptırdı, birçok
medresenin yapımına katkıda bulundu. Ayrıca içerisinde çok nadir el yazması
eserlerin de muhafaza edildiği Ayetullah Maraşî Genel Kütüphanesi’ni kurdu.</span></span></div>
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwEecL5-JwSeHqbA-UpYvNMcAXgLZrfHJfPO4Dxz29SlMl7m27SaoooEkRgxDGoqX6ZrfR4sBkQpLYyC4ASd_e_IS06KLLa4dFy6510Wqqv2jdgC0aGOILlzGJL-NTH9od19SlKZ7F7OY/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="215" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwEecL5-JwSeHqbA-UpYvNMcAXgLZrfHJfPO4Dxz29SlMl7m27SaoooEkRgxDGoqX6ZrfR4sBkQpLYyC4ASd_e_IS06KLLa4dFy6510Wqqv2jdgC0aGOILlzGJL-NTH9od19SlKZ7F7OY/s320/1.jpg" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ayetullah Maraşî ve İmam Humeynî</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Seyyid Maraşî, 1963’te Pehlevî rejimiyle mücadele eden, İmam Humeynî öncülüğündeki ulemanın yanında yer aldı. 1977 yılından itibaren ortaya
çıkan olaylarda rejimle mücadelesini sürdürerek Pehlevî hanedanının
yıkılmasında etkili oldu. 1979 yılında gerçekleştirilen İslâm İnkılâbı’ndan
sonra İran’da itibarlı bir ilim adamı olarak ilmî ve içtimaî faaliyetlerini
sürdürdü.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitEy49bqe5pSzmqxs5tGJrUaxOewbV07NoTawCKL8_ndxmX_k6bSHTwcMclxwsRa3tXtyBcvpIrCuvbSovkegawDOl_B5jrBTBVlulGYzN5qu4fBo_QJvluaG13EzkM9rY3AvtIk9yR4E/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitEy49bqe5pSzmqxs5tGJrUaxOewbV07NoTawCKL8_ndxmX_k6bSHTwcMclxwsRa3tXtyBcvpIrCuvbSovkegawDOl_B5jrBTBVlulGYzN5qu4fBo_QJvluaG13EzkM9rY3AvtIk9yR4E/s200/4.jpg" width="160" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ayetullah Maraşî'nin el yazısı </span></span></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">7 Şehriver 1369 (29 Ağustos 1990) tarihinde, 96 yaşında vefat eden Seyyid
Maraşî’nin kabri, kurduğu kütüphanenin girişindedir. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span lang="YO">Eserleri: Başta hadis, fıkıh, akaid, ahlâk ve biyografi olmak üzere çeşitli
alanlarda bir kısmı neşredilmemiş 100 kadar eser telif eden Seyyid Maraşî’nin
kitaplarından bazıları şunlardır:Hadisü’l-kisâ; el-</span>K<span lang="YO">ısas alâ davi’l-</span>K<span lang="YO">ur’ân ve’s-Sünne; Sebilü’n-necat; el-Leâli’l-muntazama
ve’d-dürerü’s-sem</span>i<span lang="YO">ne; Eftasiyye; Lümatü’n-nur
ve’z-ziya fi tercemeti’s-Seyyid Ebi’r-Rıza; Münyetü’r-rical fi şerhi Nuhbeti’l-makal;
Tali</span>k<span lang="YO">atü İhkakı’l-hak; Müselselat.</span></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">______________</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">kaynak: Seyyid Mahmud Maraşî, “<a href="http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c28/c280025.pdf">Maraşî, Seyyid Şehabeddin</a>”; Nasır Bâkırî Bidehendî, “Ayetullah el-Uzma Maraşî”, Nur-i İlm,
1369, Sayı: 37, s. 48-86; </span></span><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“</span></span><a href="http://wiki.ahlolbait.com/index.php/%D8%B3%DB%8C%D8%AF_%D8%B4%D9%87%D8%A7%D8%A8_%D8%A7%D9%84%D8%AF%DB%8C%D9%86_%D9%85%D8%B1%D8%B9%D8%B4%DB%8C_%D9%86%D8%AC%D9%81%DB%8C">Seyyid Şehabeddin Maraşî</a>”. </span></span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-33323957261416758902014-11-11T14:45:00.001+02:002014-11-11T14:45:58.384+02:00Kitap Tanıtımı: Fuzulî, Matlau’l-itikâd fi marifati’l-mabdai va’l-maâd<br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Fuzulî, Matlau’l-itikâd fi marifati’l-mabdai va’l-maâd,
önsöz ve notlarla neşre hazırlayan: Muhammad b. Tavit at-Tancî, çevirenler:
Esat Coşan-Kemal Işık, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Yayınları: 138, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1962, XV+82+104.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Matlau’l-itikad fi marifati’l-mabdai va’l-maâd, Fuzulî’nin (ö.963/1556) “Nereden geldik,
nereye gidiyoruz?” sorusuna cevap vermeye çalıştığı eseridir. Eser, ilk defa Hamid
Araslı tarafından, çinkograf usulüyle 1958 yılında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de
yayımlanmıştır. Ancak Araslı, önsözde belirttiği üzere, esas aldığı el yazması
nüshanın hatalarını düzeltmemiştir. Myhammed b. Tavit at-Tancî'ye (ö. 1974) göre Araslı’nın neşri, bu
eksikliğinden ötürü eserin hatalarla dolu nüshasını çoğaltmaktan ibaret
kalmıştır.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbjN6K3WPubSGa8NSWO2UTTquUYQCwREwxEcaeUDdxMttie4SwgQLHcLnXPjAiRntA_CndelqGdls7NWSXkmAp5icPGhkPJ57eO4HSi-x6wc0MhZG25858OfRvNjx3jWQmKP0oKGJVFCM/s1600/e.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbjN6K3WPubSGa8NSWO2UTTquUYQCwREwxEcaeUDdxMttie4SwgQLHcLnXPjAiRntA_CndelqGdls7NWSXkmAp5icPGhkPJ57eO4HSi-x6wc0MhZG25858OfRvNjx3jWQmKP0oKGJVFCM/s400/e.png" width="267" /></a><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">at-Tancî ise neşrinde eserin tek nüshasını esas almış,
ancak müstensihten kaynaklanan hataları Fuzulî’nin kaynaklarına müracaat ederek
düzeltme yoluna gitmiştir. 52 yaprak olan bu nüsha, Leningrad Şarkiyat
Enstitüsü’nde bulunan tarihsiz bir mecmuada yer almaktadır. at-Tancî’ye göre
nüsha, X./XIV. yüzyılda istinsah edilmiştir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Matlau’l-itikad fi marifati’l-mabdai va’l-maâd, giriş ve
dört rükünden/bölümden oluşmaktadır. Fuzulî eserini niçin telif ettiğini şöyle
açıklar: Ben varlıklara duygu ve akıl gözüyle baktım. Onlar üzerinde fikir ve
düşünce ayağıyla yürümeye çalıştım… “İlmi, sihir de olsa öğreniniz” hadisi beni
teşvik etmekle beraber, “Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik” ayeti de bana
yönümü gösterdi. Bunun üzerine nazm-ı kelam yolu tercih ettim ve bununla
kainattaki intizamın hikmetine eriştim. Çalışmam beni sonunda, varlıklardaki
düzenin bir düzenleyicisi, mahsus ve makul nakışların işleyicisi olduğu
neticesine götürdü. Allah’ın sonsuz inayetine güvenerek O’nu bilmenin yolunu
talep ettim. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Fuzulî eserini dört rükün üzerine kurmuştur: Çeşitli
inanç sahiplerinin inanışlarına vakıf olup, faydalı olanlarını seçince zaman
onların gizli kalmalarından veya yok olmalarından endişe ederek korunmalarını
diledi. Ben de onların muhafazası için her birinde iman bahçesine açılan bir
kapı bulunan dört rükün üzerine bir bina kurdum.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Dört rükünden ilki İlim ve Marifet başlığını
taşımaktadır. Fuzulî dört bölüme ayırdığı birinci rükünde, önce ilim ve
marifetin mahiyeti üzerinde durmuş, ardından Allah’ı bilmenin gerekliliğini ele
almıştır. Daha sonra bilgiyi kısımlara ayıran Fuzulî, son bölümde bilgi edinme
yollarından söz etmiştir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kitabın ikinci rüknü, kâinatın ahvalinin bilinmesi konusundadır ve beş
bölümden oluşmaktadır. Fuzulî, birinci bölümde kâinatın mebdei, ikinci bölümde
âlemin cüzleri, üçüncü bölümde âlemin sınıfları, dördüncü bölümde insanın
mahiyeti, beşinci bölümde ise cinlerin mevcudiyeti konularını, İslâm
felsefecilerinin ve kelamcılarının eserlerinden yaptığı iktibaslarla
incelemiştir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHqGJBZhyehXH27PeBjqn0YYStjl3u5P1HxZvROdwzP-4BVswDHj0FyjihKQAzGosPBLFtbs6enaOjdGD2zAfGSVdkQMh1f3Ddz9yRgYN22zRBYpteQpxIqIYYsej1O0iFIgqyIqE3ck0/s1600/ee.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHqGJBZhyehXH27PeBjqn0YYStjl3u5P1HxZvROdwzP-4BVswDHj0FyjihKQAzGosPBLFtbs6enaOjdGD2zAfGSVdkQMh1f3Ddz9yRgYN22zRBYpteQpxIqIYYsej1O0iFIgqyIqE3ck0/s320/ee.png" width="210" /></a><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Vacibü’l-vücudun bilinmesine ilişkin olan üçüncü rükünde ise
Fuzulî konuyu sekiz bölümde incelemektedir. Birinci bölüm, konuya dair terimlere
dair bir giriştir. İkinci bölümde devir ve teselsülü (kısır döndü) ele alıp
çürütmüş, üçüncü bölümde Vacibü’l-vücudun mevcudiyetini kanıtlamıştır. Allah’ın
zatı, sıfatları, fiilleri ise takip eden iki bölümde ele alınmıştır. Altıncı
bölümde güzellik ve çirkinlik, yedinci bölümde hayır ver şer, sekizinci bölümde
de bir şeyin Allah’ın üzerine gerekli olup olmaması konuları tartışılmıştır. Bu bölümde
sık sık felsefecilerin ve kelamcıların görüşlerini nakleden Fuzulî, daha ziyade
Ehlisünnet, Mutezile ve Eşarî kelamcılarından alıntılar yapmıştır. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kitabın son rüknü olan dördüncü rükün de sekiz bölüme
ayrılmaktadır. Bu rüknün konusu nübüvvettir. Fuzulî, ilk iki bölümde, insanların
peygamberlere olan ihtiyaçları ve peygamberlerin ismeti konularını ele
almıştır. Devam eden iki bölümde, peygamberimizin nübüvveti ve diğer
peygamberlere üstünlüğü konusu incelenmiştir. Beşinci bölümün konusu imamettir. Bu bölümde
Fuzulî mezheplerin (Ehlisünnet, Mutezile, Şia) ve fırkaların (İsmailiye,
Zeydiye, İmamiye, Gulat) görüşlerini tek tek aktarmaktadır. Altıncı bölümde,
haşir konusunu ele alan Fuzulî, yedinci bölümde ruhun ölümden sonra, dirilişten
önceki durumunu ve sekizinci bölümde, mizan, sırat ve hesap konuları üzerinde
durmuştur.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kâtip Çelebi, </span></span><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">muhtemelen </span></span><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">müellifin İmamî Şiî olmasından
yola çıkarak, Fuzulî’nin bu eserinde anlatmak istediği konuları filozoflara ve İmamiye
mezhebine uygun bir şekilde ele aldığını yazmış olsa da, eseri neşreden
at-Tancî’ye göre Fuzulî eserinde takiyeye başvurmuştur. Gerçi at-Tancî biraz mübalağa
ederek Fuzulî’nin bu eserinde bir harfle bile İmamiyeye temas etmediğini yazmaktadır.
Fakat özellikle imametle ilgili bölümde Fuzulî, “İmamet müessesesinin varlığı
zaruridir” cümlesiyle başlamakta, daha sonra Şiî fırkaların konuyla ilgili
görüşlerini aktarmakta ve ardından İmamiye Şiasının 12 imamını isimleriyle zikretmektedir. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin</span></span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-7726241998672752462014-11-10T14:11:00.000+02:002014-11-10T14:11:02.767+02:00Ayetullah Molla Şeyh Fethullah Şeriat Isfahanî (1850-1920)<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-OWOh2wH8e2l5o58tXe1bvHESviwYoLP2ra0kYmenV-rfN-R-8GqmKDbaFK9LFYvvyhdtRx9koH2VQEm8QwGZNsogpLKs0ent5okpMciDyYJLz49Le3et_ukEjMhFKvCVUScgjSAe8yU/s1600/shariat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-OWOh2wH8e2l5o58tXe1bvHESviwYoLP2ra0kYmenV-rfN-R-8GqmKDbaFK9LFYvvyhdtRx9koH2VQEm8QwGZNsogpLKs0ent5okpMciDyYJLz49Le3et_ukEjMhFKvCVUScgjSAe8yU/s1600/shariat.jpg" height="400" width="252" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat olarak tanınan Ayetullah Molla Şeyh
Fethullah Isfahanî, 12 Rebiyülevvel 1266/26 Ocak 1850 tarihinde Isfahan’da
doğdu. Babası, Cevad Namazî Isfahanî’dir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat, ilk öğrenimini mahalle mektebinde tamamladıktan
sonra tahsiline Isfahan medresesinde devam etti. Zekâsıyla dikkat çeken Şeyhü’ş-Şeriat,
kısa zamanda mukaddemat ilimlerini başarıyla tamamladı ve Meşhed’e gitti. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Meşhed medresesinde Mirza Nasrullah Müderris, Muhammed
İbrahim Burucerdî Seyyid Murtaza Hairî’den ders aldı. Daha sonra memleketi
Isfahan’a dönen Şeyhü’ş-Şeriat, o dönemde henüz Isfahan’da tanınmamasına karşın
<a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/seyhensari.html">Şeyh Murtaza Ensarî</a>’nin (ö. 1281/1864) görüşlerini aktardı ve onun usulüne bağlı kaldı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">1295/1878 yılında tahsiline devam etmek için Necef’e
giden Şeyhü’ş-Şeriat, dönemin taklid mercileri Şeyh Muhammed Hüseyin Kazımeynî ‘nin
(ö. 1308/1890-91) ve Mirza Habibullah Reştî’den (ö.1312/1894) derslerine
katıldı. Bir yandan da tedris faaliyetlerine başladı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat, yukarıda adı geçen hocaları dışında şu
âlimlerin derslerine katılmıştır: Molla Haydar Ali Isfahanî, Muhammed Sadık
Tenkabunî, Molla Ahmed Sebzevarî, Şeyh Abdulcevad Horasanî, Molla Muhammed
Bâkır Isfahanî, Şeyh Muhammed Taki Herevî, Şeyh Muhammed Rahim Burucerdî.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">1313/1895 yılında hacca giden Şeyhü’ş-Şeriat, Mekke’de
Sünnî âlimlerle bir araya geldi ve ilmî münazaralarda bulundu. Şeyhü’ş-Şeriat,
hac dönüşünde Necef’teki tedris faaliyetlerine devam etti. Fıkıh, usul, rica,
diraye, tefsir, Kur’ân ilimleri, felsefe, kelam ve ihtilafiyat (fakihlerin
farkı görüş ve fetvalarının incelenmesi) dersleri verdi. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat çok sayıda talebe yetiştirmiştir.
Talebelerinden bazıları şunlardır: Şeyh Abdülkerim Hairî, <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/taklid-mercii-ayetullah-el-uzma.html">Seyyid Muhammed Hüseyin Burucerdî</a> (ö. 1961), <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/ayetullahhoyi.html">Seyyid Ebu’l-Kasım Hoyî </a>(ö. 1992), Seyyid
Ziyaüddin Irakî, Seyyid Şihabüddin Maraşî, Seyyid Abdülhadi Hüseyinî Şirazî,
Seyyid Muhsin Tabatabaî Hakim, Seyyid Muhammed Hüseyin Kuh-i Kemreî, Seyyid
Muhammed Taki Hansarî ve Muhammed Ali Şahabadî. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Habibullah Reştî ve Şeyh Muhammed Hüseyin Kazımeynî’nin
vefatlarından sonra halkın bir kısmı Şeyhü’ş-Şeriat’ı taklid etmiştir. <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/mirzayisirazi.html">Mirza Şirazî</a>’nin (ö. 1312/1895) vefatından sonra ise Şeyhü’ş-Şeriat mercilik yöneticisi
olmuştur. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat, selefi Mirza Şirazî gibi siyasî
faaliyetlerde bulunmuş, yayımladığı bildirilerle Irak’ta ve İran’da halkı
sömürgecilere karşı kıyama çağırmıştır. İran’da meşrutiyet inkılâbından sonra,
1907’de, İngiltere ve Rusya İran’ı üç bölgeye ayırıp ülkenin toprak bütünlüğüne
göz diktiklerinde, Şeyhü’ş-Şeriat başta olmak üzere ulema derslerini tatil
etmiş ve cihad için hazırlık görmüşlerdir. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Irak’ı işgal eden İngiltere bir yandan ülkeye hâkim
olmaya çalışırken diğer yandan Irak’ın kültür mirasına göz dikmişti. Bu
doğrultuda yerel çalışanlarına el yazması kitapları toplayıp Londra Kütüphanesi’ne
göndermelerini emreden İngiliz yetkililer, bu kitapların din adamlarınca satın
alınmasını da engelliyordu. Bu bağlamda Şeyhü’ş-Şeriat birçok din adamını hapse
düşmekten kurtarmıştır. Örneğin satın aldığı bir el yazması kitap yüzünden
hapse mahkûm edilen Ayetullah Maraşî (ö. 1411/1990), Şeyhü’ş-Şeriat’ın
girişimleri sayesinde hapisten kurtulmuştur. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyhü’ş-Şeriat, 8 Rebiyüssani 1339/20 Aralık 1920’de
vefat etti. Kabri, İmam Ali Türbesi’ndedir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Eserleri: İnaretü’l-halık fi kıraati melik ve malik; Irsü’z-zevce
min semeni’l-akar; Siyanetü’l-inabe an vasimeti’r-ritane; İfazetü’t-takdir fi
ahkâmi’l-asir; Kaidetü’l-edrar; Kaidetü taharet; Kaidetü’l-vahidi’l-basit.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">_______________</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">kaynak: “<a href="http://broujerdi.org/content/view/432/68/">Ayetullah Molla Fethullah Isfahanî</a>”.</span></span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-37774083844497710932014-11-09T20:11:00.002+02:002014-11-10T14:12:06.320+02:00Ayetullah Mirza Muhammed Hüseyin Necefî Nainî (1860-1936)<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivYp3pf8Lbe4w1qk89gCIUIEHRk0VsEYJDeKg1ZJxP8r9iCQpESPofeA-anTpvzc_P4dxsCMfRPtCNPCfdvX3tH2pIZVDxur0SG_0xWLOwpb4b0DcwR7Bg6j_FhCjRSl3KKHuDSY41_uU/s1600/naini1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivYp3pf8Lbe4w1qk89gCIUIEHRk0VsEYJDeKg1ZJxP8r9iCQpESPofeA-anTpvzc_P4dxsCMfRPtCNPCfdvX3tH2pIZVDxur0SG_0xWLOwpb4b0DcwR7Bg6j_FhCjRSl3KKHuDSY41_uU/s1600/naini1.jpg" /></a></span></span></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allame Mirza Nainî </span></span></td></tr>
</tbody></table>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî veya Allame Nainî olarak tanınan Ayetullah Mirza
Muhammed Hüseyin Necefî Nainî, 1277/1860 yılında İran’ın Isfahan şehrine bağlı
Nain kasabasında dünyaya geldi. Dinî ilimlerde tanınmış bir aileye mensup olan
babası Mirza Abdurrahim ve dedesi Mirza Muhammed Said şeyhülislâm unvanına
sahiptir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, ilk öğrenimini Nain’de yaptıktan sonra,
1294/1877’de, 17 yaşındayken, dönemin İran’daki en büyük Şiî ilim merkezinin
bulunduğu Isfahan’a giderek şehrin önde gelen müctehidlerinden Şeyh Muhammed
Bâkır Isfahanî ve Aga Necefî diye tanınan oğlu Muhammed Taki Isfahanî ile Mirza
Ebu’l-Mealî Kerbasî (Kelbasî), Şeyh Cihangir Kaşkaî ve Muhammed Hasan Necefî
gibi hocalardan fıkıh, fıkıh usulü, kelam ve felsefe okudu. Isfahan’da
bulunduğu sürece babasının kadim dostu ve ilim havzasının yöneticisi Şeyh
Muhammed Bâkır Isfahanî’nin evinde kaldı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, Isfahan’da eğitimini tamamladıktan sonra
1303/1885-86 yılında Irak’a gitti ve kısa bir süre Necef’te kaldıktan (İmam Ali’yi
ziyaret ettikten) sonra, Mirza Şirazî’nin öncülüğünde dönemin Irak’taki Şiî
ilim merkezi haline gelen Samerra’ya geçti. Samerra’da önce Seyyid Muhammed
Tabatabaî Fişarekî (ö. 1316/1898-99) ve Seyyid İsmail Sadr Âmilî’nin (ö. 1358/1939)vderslerine
katılan Mirza Nainî, daha sonra dokuz yıl boyunca dönemin taklid mercilik
yöneticisi (zaim) <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/mirzayisirazi.html">Mirza Şirazî</a>’nin (ö. 1312/1895) derslerine devam etti. Mirza
Nainî, Mirza Şirazî’nin özel kâtipliğini yaptı ve onun İran’da tütün
imtiyazının bir İngiliz şirketine devredilmesinden sonra başlattığı boykot
hareketine katıldı. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, Samerra’da bulunduğu süre içerisinde Necef’e
yolculuk etti ve Ahund Molla Hüseyinkulu Hamedanî’nin ahlak ve irfan derslerine
de katıldı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Şirazî’nin vefatından sonra merhumun seçkin
talebesi Seyyid İsmail Sadr Âmilî’den iki yıl ders alan Mirza Nainî, 1314/1896
yılında, hocası Seyyid İsmail Sadr Âmilî ile birlikte Kerbelâ’ya göç etti. Mirza
Nainî, burada İmam Hüseyin Türbesi’ne yakın bir yerde ikamet edip Seyyid
Âmilî’nin derslerine katıldı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İki yıl Kerbelâ’da kalan Mirza Nainî, 1316/1898 yılında
Necef’e yerleşti. Necef’teki medrese odasında ders vermeye başlayan Mirza Nainî,
bir yandan da Mirza Şirazî’den sonra taklid merciliği yöneticisi olan <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/ayetullah-molla-muhammed-kazm-horasani.html">Ahund Horasanî</a>’nin
(ö. 1329/1911) derslerine katıldı ve kısa sürede onun danışma ve fetva
meclisine üye atandı. Mirza Nainî, zamanla talebelerinin sayısının artması
üzerine tedris faaliyetlerine Hindî Mescidi’nde devam etti. Dersi, Ahund
Horasanî’nin dersinden sonraki en kalabalık ders oldu. <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/alim-aga-buzurg-tahrani-1876-1970.html">Aga Buzurg Tahranî</a> (ö.
1970), Mirza Nainî’nin Ahund Horasanî’nin derslerine ihtiyacı olduğu için değil
saygısında dolayı katıldığını ifade etmektedir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, medresede ders notlarını dikkatle tedvin
eden ilk hocalardandır. Defalarca talebelerinden derslerini eksiksiz
kaydetmelerini istemiştir. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, Ahund Horasanî ve Seyyid Cemaleddin
Esedabadî’nin (Afganî)(ö. 1897) etkisiyle, İran’daki meşrutiyet hareketini
destekledi ve zamanla hareketin liderlerinden biri oldu. Mirza Nainî, 1909’da
yayımladığı Tenbihü’l-ümme ve Tenzihü’l-mille adlı Farsça kitabında halkı istibdat
yönetimine karşı kıyama davet etti. Ahund Horasanî ve Şeyh Abdullah Mazenderanî
bu kitaba birer takriz yazmışlardır. Ayrıca Mirza Nainî, Ahund Horasanî başta
olmak üzere diğer hareket liderlerinin telgraf ve bildiri metinlerini yazmıştır.
</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, Ahund Horasanî’nin ve <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/11/seyhusseriat.html">Şeyhü’ş-Şeriat</a>
lakabıyla tanınan Molla Fethullah Şeriat Isfahanî’nin (ö. 1339/1920) vefatından
sonra, kendisiyle aynı seviyede bulunan birkaç âlim ile birlikte, taklid mercii
oldu.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, Ahund Horasanî’nin şüpheli ölümünden birkaç
ay sonra, 1911’de, İran’daki İngiliz-Rus müdahalesine karşı Kazımeyn’de muhalif
bir hareket başlatan Irak Şiî ulemasının oluşturduğu icra kurulu içinde yer
almasına rağmen İngiliz-Rus yönetiminin baskısı ve İran siyasî sisteminin
meşrutiyetten sapması yüzünden her türlü meşrutî faaliyetten uzak kaldı. Çok
defa eski görüşlerinden döndüğünün söylendiğini kaydeden Muhsin el-Emin,
Necef’te kaldığı sırada kendisiyle görüştüğünü, bu dönemde onun inzivaya
çekildiğini ifade eder.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, 1338/1920’de diğer önde gelen Irak Şiî
uleması ile birlikte İngiliz manda yönetimine karşı verilen mücadeleye katıldı.
1340/1922’de Kral Faysal’ın sözde halk referandumuna katılmayı yasaklayan bir
fetva yayımlayan Şeyh Mehdi Halisî Hicaz’a sürgün edilmesine itiraz edince
Seyyid Ebu’l-Hasan Isfahanî ile birlikte Kum’a sürgün edildi veya kendi
isteğiyle gitti. Irak halkının protestoları üzerine 1342/1924’te Kral Faysal
ikisinden özür diledi ve Necef’e davet etti.
</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Önde gelen
talebelerinden bazıları şunlardır: Seyyid Murtaza Lengurdî (ö. 1361/1942), Şeyh
Musa Hansarî (ö. 1363/1944), Şeyh Muhammed Ali Kazımî Horasanî (ö. 1365/1946),
Şeyh Cemaleddin Gülpeyganî (ö. 1377/1957), Seyyid Muhsin el-Hekim (ö.
1390/1970), Şeyh Muhammed Taki Amulî (ö. 1391/1971), Seyyid Sadrüddin Cezayirî (ö. 1393/1973),
Seyyid Hüseyin Hıllî (ö. 1394/1974), Seyyid Muhammed Hadi Milanî (ö.
1395/1975), <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/ayetullahhoyi.html">Seyyid Ebu’l-Kasım Hoyî</a> (ö. 1413/1992).</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Mirza Nainî, 26 Cemadiyelevvel 1355/ 14 Ağustos 1936
tarihinde Necef’te vefat etti. Cenaze namazını Seyyid Ebu’l-Hasan Isfahanî
kıldırmıştır. Kabri, İmam Ali Türbesi’ndedir. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span lang="DE">Eserleri: Tenbihü’l-ümme
ve Tenzihü’l-mille der Esas ve Usul-i Meşrutiyyet; Havaşî ale’l-Urveti’l-vüsķa;
Zahiretü’s-salihin; Risale fi mesaili’l-hac ve menasikihi; Menasikü’l-hac; Vesiletü’n-necat;
Risale li-ameli’l-mukallidin; Risale fi’l-libasi’l-meşkûk; Risale fi ahkâmi’l-halel
fi’s-salât; Risale fi nefyi’z-zarar; Risale fi’t-taabbüdî ve’t-tevessülî. </span></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span lang="DE">Ertuğrul
Ertekin</span></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span lang="DE">________________</span></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><span lang="DE">kaynak: Ahmet
Özel, “<a href="http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c32/c320232.pdf">Naini</a>“; Mehdi Nainî, “Gozerî ber Şahsiyet-i İlmî, Ahlakî ve Siyasî-i
Mirza-yi Nainî“, Amuze, 1383, Sayı: 5, s. 375-394.</span></span></span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-53440555396486716562014-11-04T12:46:00.000+02:002014-11-04T12:46:02.414+02:00İmam Hüseyin'in (as) Şehadeti<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRitxRZsQAq6cKI3VaZjCAU9_-F9PU-0Ohgd5PSrawL4l5dyqNZyQx96iRo8fMOH77XICkqEaNR32h5zoQxpwNpWZJCZ5evQnmWbqO-nNWBchCbJgCRpGrr-DESmA_9tDlb5pNNdBG1Nk/s1600/2002.6_PS2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgRitxRZsQAq6cKI3VaZjCAU9_-F9PU-0Ohgd5PSrawL4l5dyqNZyQx96iRo8fMOH77XICkqEaNR32h5zoQxpwNpWZJCZ5evQnmWbqO-nNWBchCbJgCRpGrr-DESmA_9tDlb5pNNdBG1Nk/s1600/2002.6_PS2.jpg" height="215" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kerbela Savaşı</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">XIX-XX. yüzyıl, Kaçarlar dönemi</span></span><br />
<a href="http://www.brooklynmuseum.org/opencollection/objects/3054/Battle_of_Karbala#"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Brooklyn Müzesi</span></span></a></td></tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNoSpacing" style="text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ömer b. Sa’d, ordusuna saldırma emri verdi. Hicrî 61
yılının Muharrem ayının dokuzuncu gününün (9 Ekim 680) akşamı vuku bulacak ilk
saldırı, İmam Hüseyin’in (as) isteği üzerine ertesi güne ertelendi.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[1]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Dokuzuncu günün akşamı İmam<b> </b>Hüseyin, aile efradını
ve ashabını etrafına toplayarak, “Yarın savaş olacak. Ben sizleri gecenin
karanlığından istifade edip burayı terk etmekte özgür bırakıyorum. Düşman benim
peşimde; beni ellerinde tuttukları sürece sizinle bir işleri olmaz. Siz
vazifenizi yerine getirdiniz.” dedi.</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin’in bu sözleri üzerine ashabı, “Ey
Peygamber’in oğlu! Allah’a ant olsun ki canlarımızı senin yolunda feda
etmedikçe senden ayrılmayız.” dediler.</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin onlar<b> </b>için Allah’a<b> </b>dua<b> </b>etti.
Sonra düşmanın arkadan saldırmasını önlemek için ashabına çadırları
birbirlerine yaklaştırmaları, çadırların arka tarafına hendek kazıp içini
odunla doldurmaları talimatını verdi.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[2]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes köşesine çekilip
namaz kıldı, Allah ile münacat etti. Bazı rivayetlerde onların dua fısıltıları,
arıların vızıltısına benzetilmiştir.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn3" name="_ftnref3" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[3]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">10 Muharrem 61/10 Ekim 680 Cuma günü, Âşura Günü, sabah namazından sonra
Ömer b. Sa’d, ordusunu düzene soktu; Ömer b. Haccac’ı ordunun sağına, Şimr’i
soluna yerleştirip Urve b. Kays’ı süvarilerin, Şebes b. Ribî’yi ise piyadelerin
başına geçirdi. Sancağı kölesi Zeyd’e verdi.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn4" name="_ftnref4" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[4]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Diğer tarafta İmam Hüseyin, otuz iki atlı ve kırk piyadeden
oluşan ordusunu düzene sokuyordu. Züheyr b. Kayn’ı birliğin sağ tarafına, Habib
b. Muzahir’i sol tarafına yerleştirmişti. Sancağı kardeşi Ebulfazl Abbas’a verip
ashabıyla birlikte çadırların önünde düşmana karşı durdu. Savaş başlamadan önce
İmam Hüseyin içi odunla doldurulan hendeklerin tutuşturulmasını istedi.</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Bu esnada Şimr, İmam Hüseyin’e, “Ateşe girmekte acele mi
ediyorsun?” deyince İmam Hüseyin, “Sen ateşe girmeye daha layıksın!” dedi.
Müslim b. Avsece, İmam Hüseyin’den okuyla Şimr’i nişan almak için izin istedi ama
İmam Hüseyin, “Savaşı başlatan taraf olmak istemiyorum,” diyerek onun bu isteğini
geri çevirdi.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn5" name="_ftnref5" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[5]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin, savaş başlamadan önce Büreyr b. Hudayr’dan
bir konuşma yaparak düşman ordusunu uyarmasını istedi. Büreyr konuşmasında
Kûfelilere hitaben şöyle dedi:</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Hz. Muhammed’in (s) nesli aramızdadır. Onlar
Peygamber’in zürriyeti, soyu, çocukları, Ehl-i Beyti’dir! Onlardan ne
istiyorsunuz?”</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“İbn Ziyad’ın hükmüne teslim olmaları,” cevabını alınca
şöyle devam etti: “Geldikleri yere geri dönmelerini kabul etmez misiniz? Acaba
siz, onların sizin mektuplarınız üzerine buraya geldiklerini unuttunuz mu?
Yahudilerin, Hıristiyanların, Mecusîlerin faydalandıkları sudan onları men mi
ediyorsunuz? Peygamberinizin nesline kötü davranıyorsunuz ya Allah da sizi kıyamet
gününde susuz bıraksın.”</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Karşı taraftan Büreyr’in sözlerini alaya alan birtakım sesler
duyuldu.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn6" name="_ftnref6" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[6]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Sonra İmam Hüseyin, Kûfelilere hitaben bir konuşma yaptı: “Ben sizlerden gelen mektuplar üzerine buraya geldim.
Benden Kûfe’ye gelmemi, Muhammed (s) ümmetini ıslah etmemi istediniz. Sizin
davetinize uyup gelmişken kanımı dökmeniz uygun düşer mi? Ben Peygamberinizin
kızının oğlu değil miyim? Hamza, Abbas, Cafer benim amcalarım değiller mi? Hz.
Peygamber’in kardeşimle benim hakkında buyurduğu ‘Hasan ile Hüseyin cennet
gençlerinin efendileridir.’ sözünü duymadınız mı?”</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ardından, düşman ordusundakilerle birer ikişer görüştü;
onlara yazdıkları mektupları, kendisinin kim olduğunu hatırlattı ama onlar anlamazlıktan
geldiler.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn7" name="_ftnref7" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[7]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin’in sözlerini işiten kadınlar ve çocuklar
ağlamaya başladı. İmam Hüseyin, kardeşi Ebulfazl Abbas’tan onları teskin
etmesini istedi. Bu konuşma, İmam Hüseyin’in Kûfelilere hitaben yaptığı en uzun
konuşmaydı. İmam Hüseyin, daha sonra da Kûfelilere hitaben kısa ve uzun birçok
konuşma yaptı.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn8" name="_ftnref8" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[8]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Konuşmaların ardından iki ordu karşı karşıya geldi. Artık
savaş kaçınılmazdı; İmam Hüseyin, İbn Ziyad’a teslim olmayacağını kesin bir
dille ifade etmişti: </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“İbn Ziyad benden ölümü veya zillet[le boyun eğmey]i
kabul etmemi istiyor. Bilin ki zillet bizden uzaktır.”</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Savaşın kaçınılmaz hâle gelmesiyle İbn Ziyad’ın ordusunda
bulunan <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/hurbyezid.html">Hür b. Yezid</a>, ruhî bir buhran yaşamaya başladı. Hz. Hüseyin’in yanına
gitti, “İçimde bir şeyler koptu. Artık ben senin yolunda canımı feda etmek
istiyorum. Acaba bu tövbemin kabul olmasını sağlar mı?” dedi. Hz. Hüseyin ona
tövbesinin kabul olacağını, artık dünyada ve ahirette hür bir insan olduğunu
söyledi.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn9" name="_ftnref9" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[9]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Savaş, Ömer b. Sa’d’ın attığı okla başladı. Oku attıktan
sonra övünçle “Ubeydullah’ın yanında ilk oku benim attığıma dair tanıklık
edin.” diye bağırdı.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn10" name="_ftnref10" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[10]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ok atışıyla başlayan savaş göğüs göğüse çarpışmalarla
devam etti. Hz. Hüseyin’in ashabı birer ikişer şehid oldu.<span class="MsoFootnoteReference">
</span>Savaş iyice şiddetlenmişti. İbn Ziyad’ın ordusu önce sağ
taraftan, sonra sol taraftan İmam Hüseyin’in birliğine saldırdı. İmam
Hüseyin’in birliği onları ok yağmuruna tuttu; birkaçı öldü, birkaçı yaraladı.
Bu sırada İmam Hüseyin’i cehennemle müjdeleyerek öne doğru atılan Abdullah b. Cevze,
İmam Hüseyin’in bedduasıyla atından düştü, ayağı atın terkisine takıldı, yerde
sürüklendi, hendeğin içine düşüp yanarak öldü. Bu olayı gören Mesruk b. Vail,
İbn Ziyad ordusundan ayrılıp İmam Hüseyin’in tarafına geçti.<span class="MsoFootnoteReference">
<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn11" name="_ftnref11" title=""><span class="MsoFootnoteReference">[11]</span></a></span> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Hz. Hüseyin’in ashabı birer ikişer savaş meydanına çıkıp şehid
oldu. Önce, İmam Hüseyin’in yolunu kesen, daha sonra onun tarafına geçen Hür de
bu çarpışmalar esnasında karşı taraftan birkaç kişiyi öldürüp şehid oldu.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn12" name="_ftnref12" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[12]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Savaş, Âşura Günü’nün öğle ezanına kadar devam etti. Öğle
namazı vakti girdiğinde İmam Hüseyin, İbn Ziyad ordusundan savaşa ara
vermelerini istedi. Karşı taraftan Husayn b. Temim: “Sizin namazınız kabul
olmaz!” diye bağırınca Habib b. Muzâhir: “Resulullah’ın Ehl-i Beyt’inin namazı
kabul olmaz da sizin namazınız mı kabul olur?” dedi. Bunun üzerine Husayn b.
Temim ile Habib b. Muzâhir arasında başlayan çatışma Habib’in şehid olmasıyla
son buldu. İmam Hüseyin geri kalan ashabıyla birlikte cemaat namazı kıldı.
Namaz kılarken İmam Hüseyin’i düşman oklarından korumak için önünde duran Said
b. Abdullah Hanefî, okların birinin hedefi olup şehid düştü.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn13" name="_ftnref13" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[13]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Gitgide İmam Hüseyin’in ashabının sayısı azalıyordu.
Kalanlar düşmanla göğüs göğüse çarpışmaya güç yetiremediklerinden İmam
Hüseyin’in etrafını sarıp düşmana karşı onu savunuyorlardı. Onlar da şehadet
şerbetini içince İmam Hüseyin’in aile efradı savaş meydanına çıktı. İmam
Hüseyin’in aile efradından on altı kişi Kerbelâ’da şehid oldu: <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/aliekber.html">Ali Ekber</a>
lakabıyla anılan Ali b. Hüseyin, Abdullah b. Ali, Osman b. Ali, Abbas b. Ali,
Muhammed b. Ali, Ebu Bekir b. Ali, Kasım b. Hasan, Abdullah b. Hasan, Abdullah
b. Hüseyin, Avn b. Abdullah b. Cafer-i Tayyar, Muhammed b. Abdullah b. Cafer,
Abdurrahman b. Akîl, Cafer b. Akîl, Abdullah el-Ekber b. Akîl, Muhammed b.
<a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/muslimbakil.html">Müslim b. Akîl</a>, Abdullah b. Müslim b. Akîl ve Muhammed b. Ebi Said b. Akîl.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn14" name="_ftnref14" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[14]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Aile efradının da şehid olması üzerine İmam Hüseyin yalnız
kaldı. Atının üzerindeyken kucağına süt çocuğu <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/11/aliasgar.html">Ali Asgar</a> lakaplı Abdullah b.
Hüseyin’i verdiler. İmam Hüseyin oğlunu sevmeye başladı. O sırada düşmanın
attığı bir ok, Ali Asgar’ın boğazına isabet etti, başını bedeninden ayırdı. İmam
Hüseyin oku çocuğun boğazından çıkardı, kanı üzerine sürdü, avucunu kanla
doldurup havaya savurdu. Sonra da Ali Asgar’ı kardeşlerinin yanına bıraktı.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn15" name="_ftnref15" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[15]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin savaşçı istedi; recez okuyarak atını meydana
sürdü. Kılıç sallıyor, düşman askerlerini bir bir yere seriyordu. Bu sırada
Şimr, piyade ve süvarilerden oluşan bir grup askerle çadırların üzerine yürüdü.
Savaş sırasında İmam Hüseyin’i çadırlardan uzaklaştırmışlardı. İmam durumu fark
edince, “Ey Süfyanoğulları! Dininiz yok, Araplığınızı da mı unuttunuz. Ben
burada sizinle savaşırken siz aileme mi saldırıyorsunuz.” dedi. İmam’ın bu
sözleri üzerine Şimr, adamlarına geri dönmelerini emretti. Art arda İmam
Hüseyin’e saldırıyorlardı.</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin çok susamıştı. Birden atını Fırat’a doğru
sürdü. Askerler ona engel oldular. Ebu’l-Hanuk adında biri İmam Hüseyin’i okla
alnından vurdu. İmam Hüseyin bir yandan vücuduna saplanan okları çıkarıyor, bir
yandan savaşıyordu. Bulunduğu durumu Allah’a şikâyet ediyor, Allah’tan
intikamını almasını istiyordu. Bu sırada Husayn b. Numeyr’in attığı ok, İmam
Hüseyin’in ağzına isabet edince ağzından kan akmaya başladı. İmam Hüseyin bir
yandan eliyle kanı temizliyor, bir yandan Allah’a hamdediyordu. O hâlde Fırat’a
doğru yöneldi. Eban b. Darem taifesinden birisi: “Suya yaklaşmasına izin
vermeyin!” diye bağırdı. İmam Hüseyin’in su içip güç toplamasından korkuyorlardı.
Bir grup İmam Hüseyin ile suyun arasına geçti. İmam Hüseyin durdu, “Allah’ım
onu susuzluktan öldür!” diye dua etti.
Ebanlı adam bir ok fırlattı. Ok, İmam Hüseyin’in ağzına isabet etti. İmam
oku çıkarttı, ellerini göğe kaldırdı, “Allah’ım, Peygamberinin kızının oğluna
yapılanları sana şikâyet ediyorum!” dedi. Bir süre sonra o adam susadığını
söyleyip su istedi. Su içiyor ama bir türlü suya kanmıyordu. O kadar çok su
içti ki sonunda karnı bir devenin karnı gibi çatladı, öldü.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn16" name="_ftnref16" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[16]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin tek başınaydı ama kimse ona yaklaşmaya
cesaret edemiyordu. Bunun üzerine Şimr:
“Ne bekliyorsunuz, öldürsenize!” diye bağırdı. Ordu her taraftan saldırıya
geçti. İmam Hüseyin’e ilk yaklaşan Zur’a b. Şerik oldu. Elindeki kılıçla İmam Hüseyin’in
sol omzuna bir darbe indirdi. İmam Hüseyin bir kılıç darbesiyle onu öldürdü. Başka
birisi kılıcıyla sırtına vurdu. İmam Hüseyin yüzüstü yere düştü; kalkmak
istiyor ama kalkamıyordu. Bu esnada Sinan b. Enes elindeki mızrağı İmam
Hüseyin’in boğazına sapladı, sonra çıkarıp göğsüne vurdu. Ardından bir ok
fırlattı. Ok, İmam Hüseyin’in boğazına saplandı. İmam Hüseyin tekrar yere
düştü. Sonra oturdu, boğazına saplanan oku çıkardı; oluk oluk kan akıyordu.
Ellerini akan kanın altına tuttu. Avucuna biriken kanı yüzüne, sakalına sürdü, “Hakkım
gasp edilmiş, kanıma bulanmış bir hâlde Allah’ı mülâkat edeceğim.” dedi.</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Bu sırada Ömer b. Sa’d, sağında duran bir adama:
“Yazıklar olsun sana! Atından in de Hüseyin’i rahata kavuştur.” dedi. Atından
inen Havlî b. Yezid, İmam Hüseyin’in başını bedeninden ayırmak istediyse de vücudunu
saran titreme ona engel oldu. Bunun üzerine Sinan b. Enes atından indi, “Senin
Peygamber evladı olduğunu; ana-baba yönünden herkesten üstün olduğunu bile bile
başını bedeninden ayıracağım!” diyerek kılıcını indirdi.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn17" name="_ftnref17" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[17]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İmam Hüseyin şehid olduğunda bedeninde otuz üç mızrak,
otuz dört kılıç yarası vardı.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn18" name="_ftnref18" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[18]</span></span></a>
Yezid’in askerleri, İmam Hüseyin’in üzerindeki elbiseleriyle eşyalarını
yağmaladılar: Esved b. Hanzala veya Felafes en-Nahşelî kılıcını aldı. Caune b.
el-Cune veya İshak b. Harbe el-Hazremî İmam Hüseyin’in gömleğini soydu, çopur
hastalığına yakalanan el-Cûne veya Harezmî’nin oracıkta vücudundaki tüyler
döküldü. İmam’ın içine giydiği elbiseyi alan Ebhar b. Ka’b felç oldu. Çizmesini
çıkarıp ayağına giyen Ebhar b. Amr el-Curmî veya Esved b. Halid yere
yığılıverdi, ömrünün sonuna kadar da ayağa kalkamadı. Becdel b. Selim el-Kelbî,
yüzüğünü almak için İmam’ın parmağını kesti. Cabir b. Yezid Avdî veya Ahnes b.
Mursid, İmam Hüseyin’in sarığını çıkarıp başına dolayınca cüzam hastalığına
yakalandı, bir başka rivayete göre delirdi. İmam’ın Betrâ adındaki zırhını Ömer
b. Sa’d aldı. Kays b. Eş’as da İmam’ın kadife elbisesini aldı.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn19" name="_ftnref19" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[19]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Sonra Ömer b. Sa’d, askerlerine, “Hüseyin’in cesedinin
üzerinde at koşturmak için kim gönüllü olur?” dedi. Altı veya on kişi öne
çıktı. Atlarına binip dörtnala İmam Hüseyin’in mübarek naaşının üzerinde gidip
geldiler. İmam Hüseyin’in cansız bedeni paramparça oldu, kemikleri kırıldı.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn20" name="_ftnref20" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[20]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Bu olaylar olurken kızıl bir bulut ortalığı sardı, gök
karardı. Ortalık toz duman olmuştu, göz gözü görmüyordu. Allah’ın azabının
başladığı, azabın hemencecik ineceği hissine kapıldılar. Bir zaman sonra
karanlık kayboldu. İmam Hüseyin’in atı Zülcenah, bir o yana bir bu yana koştu,
sonunda gelip İmam’ın başucunda durdu, yüzünü İmam’ın kanlı yüzüne sürdü. Sonra
çadırlara doğru ilerleyip çadırların etrafında koştu. Atın sesini duyan
kadınlarla çocuklar İmam Hüseyin’in geri döndüğü düşüncesine kapılarak
çadırlardan dışarı çıktılar ama atın kan revan içinde olduğunu görünce ağlamaya
başladılar.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn21" name="_ftnref21" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[21]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şimr ve beraberindekiler, kadınların çadırlarına doğru
ilerliyordu. Büyük küçük demeden herkesi esir alıp çadırlardaki eşyaları yağmaladılar.
Bu sırada İmam Hüseyin’in hasta olduğu için savaşamayan oğlu Ali b. Hüseyin’i gören
Şimr, kılıcını çekip onu öldürmek istediyse de Ömer b. Sa’d engel oldu.</span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Daha sonra Ömer b. Sa’d, İmam Hüseyin’in başını Havlî b.
Yezîd ve Hamîd b. Müslim Ezdî eşliğinde İbn Ziyad’a gönderdi. Kendileri de
ertesi gün veya iki gün sonra, yanlarında İmam Hüseyin’in yetmiş iki sahabîsinin
kesik başlarıyla esir aldıkları kadınlarla ve çocuklarla birlikte, Kûfe’ye
doğru yola koyuldular.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn22" name="_ftnref22" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[22]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Havlî b. Yezîd, İmam Hüseyin’in başını İbn Ziyad’a
götürmekle görevlendirilmişti. Öğleye doğru Kûfe’ye ulaştığında doğruca İbn Ziyad’ın
sarayına gitti, sarayın kapıların kapalı olduğunu gördü. Bunun üzerine İmam
Hüseyin’in başıyla birlikte evinin yolunu tuttu. Eve vardığında Hz. Hüseyin’in
başını tandırın içine koydu, yatağına uzandı. Karısı ona: “Neyin var?” diye
sorunca şöyle cevap verdi: “Artık sana hiçbir şeye ihtiyaç duymadan yaşayacağın
günler getirdim. İmam Hüseyin’in başı şimdi seninle aynı evde!” Bunu duyan karısı,
Allah’a ant olsun artık seninle aynı odada kalmayacağım, deyip yerinden kalktı,
dışarı çıktı. Bu esnada Havlî diğer karısıyla meşguldü. Kadın dışarı çıkınca
gördüklerini şöyle tasvir eder: “Allah’a ant olsun semadan aşağıya doğru inen,
etrafında bembeyaz kuşların uçuştuğu nurdan bir sütuna benzeyen bir şey gördüm.”<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn23" name="_ftnref23" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[23]</span></span></a> </span></span><br />
<br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin</span></span><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><br clear="all" /></span></span>
</div>
<div>
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<div id="ftn1">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[1]</span></span></a> Taberî, <i>Tarih</i>, Farsçaya çev.: Ebûl-Kâsım
Pâyende, Tahran, 1362, VII, 3013; Dîneverî, <i>Ahbârü’t-Tıvâl</i>, Farçaya
çev.: Mahmûd Mehdevî Dâmğânî, Tahran, 1364, 302; İbn A’sem, <i>el-Futûh</i>,
Farsçaya çev.: Muhammed b. Ahmed Müstevfî Herevî, neşr: Gulamrıza Tâbâtâbâî
Mecd, Tahran, 1380, 901; İbn Tâvûs, <i>Kerbelâ Şehidlerinin Ardından [el-Luhûf]</i>,
çev.: Cafer Bayar, İstanbul 2014, 57.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn2">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[2]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>,
VII, 3014-7; Dîneverî, <i>age.</i>, 302; İbn A’sem, age., 899; Ya’kûbî, <i>Tarih</i>,
Farsçaya çev.: Muhammed İbrâhîm Ayetî, II, 181; İbn A’sem, <i>age.</i>, 896-9;
İbn Miskeveyh, <i>Tecâribü’l-Ümem</i>, neşr: Ebû’l-Kâsım İmâmî, Tahran, 1366,
II, 69; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 58.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn3">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref3" name="_ftn3" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[3]</span></span></a> İbn A’sem,
age.; 901; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 61.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn4">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref4" name="_ftn4" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[4]</span></span></a> Taberî, age.,
VII, 3020; Dîneverî, <i>age.</i>, 302; İbn A’sem, age., 902.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn5">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref5" name="_ftn5" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[5]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>,<i>
</i>VII, 3022-5; Dîneverî, <i>age.</i>, 302; İbn A’sem, age., 902-3.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn6">
<div class="MsoFootnoteText">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref6" name="_ftn6" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[6]</span></span></a> İbn A’sem, age., 902;</span></span></div>
</div>
<div id="ftn7">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref7" name="_ftn7" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[7]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>,
VII, 3025; İbn A’sem, age., 903; Ya’kûbî, <i>age.</i>, II, 181.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn8">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref8" name="_ftn8" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[8]</span></span></a> Bu
konuşmaların tamamını biz burada nakledemiyoruz. İmam Hüseyin’in Kûfelilere
yazdığı mektuplar ve onlara hitaben yaptığı konuşmalar hakkında daha fazla
bilgi için bkz: Taberî, <i>age.</i>, VII, 3022-5;
İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 62-6; Harrânî, <i>Tuhefu’l-Ukûl</i>, çev.: Fahrettin
Altan, İstanbul, 1996, 485-6.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn9">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref9" name="_ftn9" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[9]</span></span></a> Dîneverî, <i>age.</i>,
303; İbn A’sem, age., 904-5; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 67.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn10">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref10" name="_ftn10" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[10]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>,
VII, 3029; İbn A’sem, age., 903-4; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 65.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn11">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref11" name="_ftn11" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[11]</span></span></a> Taberî, <i>age</i>., VII, 3032-3; İbn A’sem, age., 899.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn12">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref12" name="_ftn12" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[12]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, 3039; İbn A’sem, age., 904-5.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn13">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref13" name="_ftn13" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[13]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, 3043-4; İbn Tâvûs, <i>age.</i>,
72.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn14">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref14" name="_ftn14" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[14]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, VII, 3052-6; Dîneverî, <i>age.</i>, 303-4; İbn A’sem, age., 905-7;
Mes’ûdî, <i>Murucuz’u-Zeheb</i>, Farsçaya çev: Ebû’l-Kâsım Pâyende, Tahran,
1345, II, 66; Ebû’l-Ferec İsfehânî, <i>Makâtilü’t-Tâlibîn</i>,
neşr: Ahmed Sakir, Kahire, 1949, 80-94; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 73-7, 80. </span></span></div>
</div>
<div id="ftn15">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref15" name="_ftn15" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[15]</span></span></a> İbn A’sem, <i>age.</i>,
908; Ya’kûbî, <i>age.</i>, II, 181-2. </span></span></div>
</div>
<div id="ftn16">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref16" name="_ftn16" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[16]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, VII, 3056-7; İbn A’sem, <i>age.</i>,
909-10.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn17">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref17" name="_ftn17" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[17]</span></span></a> İbn Tâvûs, <i>age.</i>,
82-3. İmam Hüseyin’in nasıl şehid edildiğine ilişkin rivayetlerin
ayrıntılarında küçük farklılıklar göze çarpmaktadır. Taberî olayı şöyle
nakleder: “İmam Hüseyin, Zur’a b. Şerîk’in vurduğu darbeyle sarsıldı. Bu esnada
Sinan b. Enes, mızrakla İmam Hüseyin’e saldırdı. İmam Hüseyin yere düşünce
Havlî b. Yezîd ona, ‘Başını bedeninden ayır!’ dedi. Sinan yapmak istedi ama
yapamadı. Bunun üzerine Havlî b. Yezîd atından inip İmam Hüseyin’in başını
bedeninden ayırdı.” (bkz: Taberî, <i>age.</i>,
VII, 3061) Dîneverî ise şöyle nakleder: “İmam Hüseyin elini siper yapınca kılıç
elini parçaladı. O esnada Sinan b. Enes, elindeki mızrakla İmam Hüseyin’e vurdu.
İmam Hüseyin aldığı darbeyle yere düşünce Havlî b. Yezîd atından inip İmam
Hüseyin’in başını bedeninden ayırmak istedi, ama elleri titreyince geri
çekildi. Bunun üzerine kardeşi Şibl b. Yezîd atından indi, İmam Hüseyin’in başını
bedeninden ayırıp kardeşi Havlî’ye verdi.” (bkz: Dîneverî, <i>age.</i>, 304-5) İbn A’sem’in rivayeti ise
şöyledir: “Dört bir yandan kılıç ve mızraklarla İmam Hüseyin’e saldırdılar. Zur’a b. Şerîk denilen melun İmam’ın sol
eline bir kılıç darbesi indirdi. Amr b. Halife el-Cuafî denilen başka bir
bedbaht arkasından yaklaşıp kılıcıyla İmam’ın mübarek omzuna vurdu. Sinan b.
el-Enes dedikleri üçüncü melun, İmam’ın göğsüne mızrakla vurdu. Salih b. Vehb
el-Muzennî denilen dördüncü melun mızrağını İmam’ın böğrüne sapladı. İmam
atından düştü, doğruldu, göğsündeki mızrağı çıkardı; oluk oluk kan akıyordu.
Ellerini açıp akan kanın önünde tuttu; avuçları kanla dolmuştu. Avucundaki kanı
yüzüne, saçlarına sürüyor, ‘Saçım, sakalın kan içinde olduğu hâlde dedemin
yanına gideceğim!’ diyordu. İmam’ı o hâlde gören Ömer b. Sa’d, askerlerine,’Ne
duruyorsunuz! Başını bedeninden ayırsanıza,’ dedi. Ebresli Nasr b. Hareşe
es-Sananî atından indi. İmam’a yaklaştı, mübarek sakalını tuttu. İmam’ın başını
bedeninden ayırmak istiyordu. İmam Hüseyin, ‘Sen rüyamda gördüğüm şu Ebresli
köpek misin?’ buyurdu. Nasr, ‘Bana nasıl hitap ediyorsun!’ deyip kılıcını
İmam’ın boğazına dayadı. Kılıcı sürüyor ama kılıç kesmiyordu; kuvvetlice
bastırmaya başladı. Bu sırada İbn Sa’d öfkelendi. Yanında duran Havlî b. Yezîd
el-Esbahî melununa, ‘Git Hüseyin’in işini bitir!’ dedi. Havlî atından inip
Allah’ın elçisinin oğlunun, Ali’nin gözbebeğinin, Fâtıma’nın gönül neşesinin
başını bedeninden ayırdı.” (bkz: İbn A’sem, <i>age.</i>, 910-1)</span></span></div>
</div>
<div id="ftn18">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref18" name="_ftn18" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[18]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, VII, 3061; Mes’ûdî, <i>age.</i>,
II, 66; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 85.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn19">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref19" name="_ftn19" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[19]</span></span></a> İbn A’sem,
age., 911-2; Taberî, <i>age.</i>, VII, 3062;
İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 85.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn20">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref20" name="_ftn20" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[20]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, VII, 3064; Mes’ûdî, <i>age.</i>,
II, 66; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 88; </span></span></div>
</div>
<div id="ftn21">
<div class="MsoFootnoteText">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref21" name="_ftn21" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[21]</span></span></a> İbn A’sem, <i>age.</i>,
912.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn22">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref22" name="_ftn22" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[22]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, VII, 30624; Dîneverî, <i>age.</i>, 304-5; İbn A’sem, <i>age.</i>,
912-3 (İbn A’sem, İmam Zeynelabidin’i (as) öldürmek isteyen Şimr’e, Humeyd b.
Müslim’in engel olduğunu, İbn Sa’d’ın İmam’ın mübarek başını Buşeyr b. Mâlik
ile İbn Ziyad’a gönderdiğini, Yezîd askerlerinin ise ertesi gün Kûfe’ye hareket
ettiğini yazar); Ya’kûbî, <i>age.</i>, II,
182; İbn Tâvûs, <i>age.</i>, 95 vd.</span></span></div>
</div>
<div id="ftn23">
<div class="MsoFootnoteText" style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref23" name="_ftn23" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference">[23]</span></span></a> Taberî, <i>age.</i>, VII, 3064-5.</span></span></div>
</div>
</div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">
</span></span><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" Name="footnote text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" Name="footer"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" Name="footnote reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" Name="Body Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-48163224845857500872014-11-03T21:34:00.001+02:002014-11-03T21:38:34.491+02:00Kerbela Şehidleri: Müslim b. Akîl'in Oğulları<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHoJ7Obl_qZtlVvG2T7sViejCdO0_jZNHNZ6CteRy0-VXoOx7Rs5FTTUiVhK_QiHT6yqi7DGY6kin7LLxjQAlTsFH74N1cOG9QsEFbERVKCNyhFjF_i65RRvWv7TUj0iYag_5-FAHlybE/s1600/20141103_212552.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHoJ7Obl_qZtlVvG2T7sViejCdO0_jZNHNZ6CteRy0-VXoOx7Rs5FTTUiVhK_QiHT6yqi7DGY6kin7LLxjQAlTsFH74N1cOG9QsEFbERVKCNyhFjF_i65RRvWv7TUj0iYag_5-FAHlybE/s1600/20141103_212552.jpg" height="308" width="320" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Müslim b. Akîl'in iki oğlu Fırat kıyısında</span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Britanya Müzesi</span></span></td></tr>
</tbody></table>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/muslimbakil.html">Müslim b. Akîl</a>’in iki oğlu, Muhammed ile İsmail’in hikâyesi
Arapça, Farsça ve Türkçe Maktel-i Hüseyinlerde sıkça işlenmiş bir konudur. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Tarih
kaynaklarında ilk defa Taberî (ö. 310) bu olaydan söz etmiştir. Taberî’nin
rivayetine göre, Kûfe’ye getirilen esirler arasında bulunan Müslim’in iki oğlu,
Tay kabilesinden bir adama sığınmış, adam da çocukları öldürüp başlarını İbn
Ziyad’a götürmüştür. İbn Ziyad ise karşılığında adamın boynunun vurulmasını ve
evinin yıkılmasını emretmiştir.</span></span></div>
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Konuyla ilgili ilk ayrıntılı rivayeti Şeyh Sadûk (ö. 381)
nakletmektedir. Şeyh Sadûk’un el-Emali’sinde ( 19. Meclis, 2. Hadis) geçen bu rivayete
göre Muhammed ile İsmail, İmam Hüseyin’in (as) şehadetinden sonra Kerbelâ’da esir
alınmışlardır.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="line-height: 115%;">[1]</span></span></span></a>
Rivayetin devamı şöyledir:</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ubeydullah b. Ziyad, iki çocuğun<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="line-height: 115%;">[2]</span></span></span></a>
hapse atılmasını, iyi yiyeceklerin ve soğuk suyun onlardan esirgenmesini
emretti.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İki çocuk günlerce hapiste kaldı; onlara akşamdan akşama
iki dilim arpa ekmeği ile bir testi su veriliyordu. Bu şekilde bir yıl geçti. Biri
öbürüne, “Kardeşim!” dedi, “Bir süredir burada kapalı kaldık, ömrümüz heba
oluyor, bedenimiz çürüyor. En iyisi bu akşam muhafız geldiğinde ona kendimizi
tanıtalım. Belki kalbi yumuşar, bize acır da ekmeğimizi suyumuzu çoğaltır. Belki
de bizi salıverir.” </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Akşam oldu, yaşlı muhafız ekmekle su getirdi. Küçük olan
muhafıza, “Ey yaşlı adam!” dedi, “Muhammed’i (s) tanır mısın?”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Nasıl tanımam Muhammed’i” dedi yaşlı adam, “O, benim peygamberimdir.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Peki, Ebu Tâlib’in oğlu Cafer’i tanır mısın?”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Nasıl tanımam Cafer’i! Allah ona iki kanat verdi; kanatlarıyla
cennette meleklerle birlikte istediği yere gidebilir.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Peki ya Ebu Tâlib’in oğlu Ali’yi tanır mısın?”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Ali’yi nasıl tanımam! O, Peygamber’in amca oğlu ve
kardeşidir.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Bunun üzerine çocuk, “Ey yaşlı adam!” dedi, “Biz,
Peygamberin Muhammed’in ailesinden, Ebu Tâlib’in oğlu Akîl’in oğlu Müslim’in
çocuklarıyız. Bir yıldır elinde esiriz ve sen bize çok kötü davranıyorsun!”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Muhafız üzüldü, utandı, yaptıklarını affettirmek için
çocukların ayaklarını öperek, “Size kurban olayım!” dedi, “Ey Peygamberin soyu!
Artık zindanın kapısı sonuna kadar açık, nereye isterseniz gidebilirsiniz.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Sonra onlara iki dilim arpa ekmeğiyle bir testi su verip
kaçış yolunu gösterdi. “Geceleri yol alın, gündüzleri saklanın.” diye de
tembihledi.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İki çocuk hapisten çıkıp gecenin karanlığında yola koydular.
Sonra bir yaşlı kadının evine vardılar. Kapıyı çalıp, “Biz iki garip çocuğuz,
yol iz bilmeyiz.” dediler, “Bizi bu gece misafir et, sabah olunca gideriz.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Yaşlı kadın, “Canlarım!” dedi, “Bana kendinizi tanıtın
bir, siz miskten de güzel kokuyorsunuz!”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Biz Peygamber ailesindeniz,” dediler, “Ubeydullah’ın
elinden kaçtık.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Yaşlı kadın, “Canlarım!” dedi, “Benim kötü bir damadım
var, Ubeydullah yanlısıdır. Sizi görmesinden ve kim olduğunuzu öğrendikten
sonra sizi öldürmesinden korkarım.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Biz bu geceyi senin evinde geçirelim, sabah erkenden
gideriz.” dediler.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Yaşlı kadın çocuklara yemek çıkardı. Yemeği yediler,
yataklarına geçtiler. Küçük olan büyüğüne, “Yanıma gel!” dedi, “Bu gece beraber
yatalım. Ölümün bizi ayırmasından korkuyorum!”.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İki çocuk sarılıp uyudu. Gecenin bir vakti yaşlı kadının
damadı kapıyı gürültüyle çaldı. Yaşlı kadın, “Kim o?” diye seslendi, “Damadın!”
diye böğürdü öteki. “Neden bu kadar geciktin?” dedi yaşlı kadın. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Açsana be kadın!” dedi öteki, “Yorgunluktan ölüyorum!”.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Neden, bir şey mi oldu?” diye sordu kapının ardından
yaşlı kadın.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“İki çocuk Ubeydullah’ın hapishanesinden kaçtı. Vali,
onlardan birinin kellesini getirene bin dirhem ödül verecek!” dedi damadı. “İkisinin
kellesini getirene iki bin dirhem verecek. Onları aradım durdum ama yazık ki
bulamadım.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Allah Resulü’nden kork!” dedi yaşlı kadın, “Kıyamet günü
sana düşman olur!”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“O ikisini bulup dünyada keyif sürmek lazım!” dedi ödül
arzusuyla yanıp tutuşan damadı</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Ahireti olmayan dünyanın ne faydası var?” diye karşılık
verdi yaşlı kadın.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Sen onları koruduğuna göre,” dedi damadı, “Nerede olduklarını
biliyorsun sanki! Seni valiye götürmek gerek!”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Valinin yaşlı başlı kadınla ne işi olacak!” dedi yaşlı
kadın.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Aç kapıyı da dinlenip sabah erkenden tekrar aramaya
çıkayım.” dedi damadı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Yaşlı kadın kapıyı açtı, adam içeri girip bir köşeye
kıvrıldı. Gecenin ilerleyen saatlerinde iki çocuğun sesini duydu. Kalktı,
aramaya başladı. Çocukların olduğu yere yaklaşınca uyanık olan, “Sen de kimsin?”
diye sordu. “Ben ev sahibiyim, asıl sen kimsin?” dedi adam. “Korktuğumuz
başımıza geldi!” diyerek kardeşini uyandırdı çocuk. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Sana doğruyu söylersek bize aman verir misin?” diye
sordu çocuklar.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Evet!” dedi adam.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Allah, Peygamber adına yemin ettirdikten sonra, “Biz,”
dediler, “Peygamberin Muhammed’in soyuyuz. Can korkusuyla Ubeydullah’ın elinden
kaçtık.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Taş kalpli adam çocukların kim olduğunu anlayınca
sevinçten havaya uçtu. “Ölümden kaçıp ölüme sığındınız!” dedi, “Sizi elime
düşüren Allah’a hamdolsun!” Sonra iki yetimin ellerini, ayaklarını bağladı.
Çocuklar geceyi elleri, ayakları bağlı halde geçirdiler.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Sabah erkenden adam Felih adındaki siyahî kölesini
çağırdı. “Bu iki çocuğun başlarını vur,” dedi, “Sonra da bana getir. İbn Ziyad’a
götüreyim de alayım ödülümü.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Köle kılıca davrandı, çocukları önüne kattı. Fırat’ın
kıyısında öldürecekti çocukları. Evden uzaklaştıklarında çocuklardan biri, “Ey
köle!” dedi, “Sen Peygamberin müezzini Bilal’a benziyorsun.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Felih, “Bana sizi öldürmem emredildi,” dedi, “Ama doğrusu
kimsiniz, bilmiyorum.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Biz Peygamber soyundanız,” dediler, “Can korkusuyla İbn
Ziyad’ın elinden kaçtık. Yaşlı kadın bizi misafir etti, şimdiyse o adam bizi
öldürmek istiyor.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Köle onları öldürmekten vazgeçti. “Canım size feda olsun
ey Peygamberin çocukları!” dedi, “Allah Resulü Muhammed’in kıyamet günü bana
düşmanlık beslemesini istemem!” Sonra kılıcını atıp kendisini Fırat’ın sularına
bırakıp kaçtı. Kaçarken sahibine, “Ben, sen Allah’a itaat ettikçe senin
emrindeyim, Allah’ın emrine karşı geldiğinde ben seninle olmam!” diyordu.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Bunun üzerine adam oğlundan iki çocuğu Fırat’ın kıyısında
katletmesini istedi. Oğlu da çocukların Peygamber soyundan olduklarını öğrendiğinde
babasına karşı çıktı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Adam kendisi dışında kimsenin bu işe kalkışmayacağını
anlayınca kılıcı eline alıp iki çocuğu Fırat’ın kıyısına götürdü. Çocuklar
kılıcın keskinliğini görünce ağlamaya başladılar. “Bizi pazarda sat! Muhammed’in
(s) kıyamette sana düşman olmasını istemezsin ya!” dediler.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Kellerinizi İbn Ziyad’a götürüp ödül alacağım.” dedi
adam.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Bir rivayette bu esnada adamın karısının geldiği ve “Bu
iki yetimi bırak. Ubeydullah’tan almayı arzuladığın şeyi Allah’tan iste! Allah karşılığında
sana Ubeydullah’ın verdiğinin mislini verir.” dediği geçmektedir. Ancak bu
sözler de fayda etmedi. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Çocuklar iltimas edip ricacı oldular. Allah’a, Resulü’ne
kasem verdiler. Ama fayda etmedi. Neticede adamdan birkaç rekât namaz kılmak
için izin istediler. “Namazın size faydası yok ya yine de kılın istediğiniz
kadar.” dedi kalbi kararmış adam.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Çocuklar dört rekât namaz kıldıktan sonra gözlerini göğe
diktiler ve haykırdılar: “Ya Hay! Ya Hakim! Ya Ahkeme’l-hâkimîn! Onunla bizim
aramızda sen hüküm ver!”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Sonra adam yerinden kalktı. Önce büyük olanın başını
kesip bir bez parçasına sardı. Bu esnada küçük olan ağabeyinin kanını üstüne
başına sürüyor, “Ağabeyimin kanına bulanmışken Allah Resulü’ne kavuşmak istiyorum!”
diyordu. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Adam, “Sorun değil, seni ona kavuştururum!” deyip çocuğun
başını kesti ve kesik başı aynı bez parçasına sardı. Sonra da iki kardeşin
bedenlerini Fırat’a attı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Adam ödülünü almak için alelacele İbn Ziyad’ın yanına
gitti. İbn Ziyad kesik başları görünce üç kez yerinde kalktı, oturdu. Sonra, “Nerede
buldun onları?” diye sordu.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><br />
Adam kıssayı anlatınca taş kalpli İbn Ziyad, “Onların misafirlik hakkını hiçe
mi saydın?” diye sordu. “Evet” dedi adam. “Son sözleri neydi?” diye sordu bu
kez İbn Ziyad. “Ellerini açtılar,” dedi, “Sonra da ‘Ya Hay! Ya Hakim! Ya Ahkeme’l-hâkimîn!
Onunla bizim aramızda sen hüküm ver!’ dediler.” </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">İbn Ziyad, “Eğer çocukları canlı getirseydin sana ödülün
iki mislini verirdim. Ama şimdi o iki çocuğun bedduası tutacak ve Allah onlarla
senin aranda hakkaniyetle hüküm verecek.” dedi ve hâziruna dönüp “Bu soysuzun işini
kim bitirmek ister?” diye sordu.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şamlı bir adam, “Ben!” diye karşılık verdi.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Onu bu iki çocuğu öldürdüğü yere götür ve boynunu vur!”
dedi İbn Ziyad, “Ama sakın onlarınkiyle bunun kanı birbirine karışmasın. Sonra
da kellesini bana getir.”</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ve Şamlı adam emri yerine getirdi. Onun başını mızrağa
takıp sokaklarda gezdirdiler. Çocuklar kesik başını taş yağmuruna tutup “Allah
Resulü’nün çocuklarını öldüren budur işte!” diyorlardı.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"> <table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9RHnvZYjv-V_org4VBYAvbzaB0kjsmFPMVg7qtr_RbIPgFi5dhJB9s_oII-d8J3u5bW1w0nSFbxnYDA7Gh8vJ42aO4l-gbiBTBdgqHPxhloOsjadMg6zJCIsK0NRaXLjpChlR-yejNY4/s1600/IMG-20141103-WA0008.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9RHnvZYjv-V_org4VBYAvbzaB0kjsmFPMVg7qtr_RbIPgFi5dhJB9s_oII-d8J3u5bW1w0nSFbxnYDA7Gh8vJ42aO4l-gbiBTBdgqHPxhloOsjadMg6zJCIsK0NRaXLjpChlR-yejNY4/s1600/IMG-20141103-WA0008.jpg" height="206" width="400" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Müslim b. Akîl'in iki oğlunun makamı</span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">1896 </span></span></td></tr>
</tbody></table>
</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Şeyh Sadûk’tan sonra Müslim’in oğullarının kıssasını nakleden
müellif, Maktelü’l-Hüseyin’i yazan Havarizmî’dir (Harizmî) (ö. 568). Harizmî’nin rivayeti ile
Şeyh Sadûk’un rivayeti arasında birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklardan
bazıları şöyledir: Harizmî rivayetinde çocukların Cafer-i Tayyâr’ın çocukları
olduğu, isimlerinin Muhammed ve İbrahim olduğu, Kerbelâ’daki İbn Ziyad’ın askerlerine
ait çadırdan kaçtıkları geçmektedir. Şeyh Sadûk’un rivayetinde katil ödül
arzusuyla çocukları öldürürken, Harizmî’nin rivayetinde katil babalarına ve Hz.
Muhammed’in (s) Ehl-i Beyti’ne düşman olduğu için çocukları öldürür. Ayrıca,
Harizmî katili öldüren adamın adının Nadir olduğunu yazar ve Nadir’in cesedi
Fırat’a attığını, ancak nehrin cesedi kabul etmediğini; bunun üzerine İbn Ziyad’ın
cesedin yakılmasını emrettiğini ekler.<a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftn3" name="_ftnref3" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="line-height: 115%;">[3]</span></span></span></a></span></span>
</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin</span></span><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><br clear="all" /></span></span>
</div>
<div>
<hr align="left" size="1" width="33%" />
<div id="ftn1">
<div class="MsoFootnoteText">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="line-height: 115%;">[1]</span></span></span></a> Rivayetten
İmam Hüseyin’le birlikte Kerbela’ya geldikleri anlaşılmaktadır. Ancak Şeyh Sadûk,
öldürülmekten nasıl kurtuldukları ve Kûfe’ya kadar ne şekilde gittikleri
hakkında bilgi vermemektedir. Tarih kaynakları da bu konuda sessizdir. Bununla
birlikte, Riyazü’l-ahzan’ın müellifi Kazvinî, Hüseyin Vaiz Kaşifî’nin <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/09/huseyin-vaiz-kasifi-ravzatus-suheda.html">Ravzatü’ş-şüheda</a>’sını
kaynak göstererek, Muhammed ile İsmail'in babaları Müslim b. Akîl ile birlikte
Kûfe’ye gittiklerini ve burada Ubeydullah b. Ziyad tarafından esir
alındıklarını ileri sürmektedir. Fakat tarih rivayetlerinde, Müslim’in
akrabalarını, ezcümle oğullarını, yanına aldığına dair bir ifade
bulunmamaktadır. </span></span></div>
</div>
<div id="ftn2">
<div class="MsoFootnoteText">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="line-height: 115%;">[2]</span></span></span></a> Taberî
ve Şeyh Sadûk çocukların isimlerini zikretmez. Harizmî ise isimlerinin Muhammed
ve İsmail olduğunu yazar. </span></span></div>
</div>
<div id="ftn3">
<div class="MsoFootnoteText">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;"><a href="https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=4836862425578632247#_ftnref3" name="_ftn3" title=""><span class="MsoFootnoteReference"><span class="MsoFootnoteReference"><span style="line-height: 115%;">[3]</span></span></span></a> el-Havarizmî,
<a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/10/kitap-tantm-el-havarizmi-kerbela-olay.html">Kerbela Olayı</a>, çev. Yusuf Eğinç, İstanbul 2010, s. 305-307.</span></span></div>
</div>
</div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-4836862425578632247.post-25239447211177574022014-11-02T20:04:00.000+02:002014-11-02T20:04:50.399+02:00Kitap Tanıtımı: Resul Caferiyan, Teemmülî der Nehzet-i Âşura<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>AR-SA</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:DontVertAlignCellWithSp/>
<w:DontBreakConstrainedForcedTables/>
<w:DontVertAlignInTxbx/>
<w:Word11KerningPairs/>
<w:CachedColBalance/>
</w:Compatibility>
<w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-qformat:yes;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-font-family:"Times New Roman";
mso-fareast-theme-font:minor-fareast;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Resul Caferiyan, Teemmülî der Nehzet-i Âşura, Neşr-i
Muverrih, Kum 2. Baskı 1386/2007, 376.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_udOai_hdx7oCjepJNBhMRtCi_52inOHNV-DQ9tDUdHR4aqVR_iuPckn8rYs5wgf2m_5k_nLHHUPvhByfd1jJzZTj1umwekM52hf0CCsWub9ybdhnH9stH7AQHcXhNYbfBYx-GNGkP7g/s1600/%C4%B0%C3%A7erik.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_udOai_hdx7oCjepJNBhMRtCi_52inOHNV-DQ9tDUdHR4aqVR_iuPckn8rYs5wgf2m_5k_nLHHUPvhByfd1jJzZTj1umwekM52hf0CCsWub9ybdhnH9stH7AQHcXhNYbfBYx-GNGkP7g/s1600/%C4%B0%C3%A7erik.jpg" /></a><span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Çağımızda Şia tarihi çalışmalarının öncü isimlerinden
biri olan Dr. Resul Caferiyan’ın Türkçeye “Âşura Hareketi Üzerine Etraflıca
Düşünmek” şeklinde çevirebileceğimiz Teemmülî der Nehzet-i Âşura başlıklı
kitabı, önsöz ve on iki bölümden oluşmaktadır.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kitapta daha önce çeşitli dergilerde yayımlanan
makalelerine de yer veren Caferiyan, önsözde Âşura ve Kerbela hakkında ne kadar
yazılsa da bir şeylerin mutlaka eksik kalacağına dikkat çekmektedir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kitabın “Derbare-i Menabi-i Âşura” (Âşura Tarihinin
Kaynakları Hakkında) başlıklı bölümünde Caferiyan, Kerbela Olayı’nın en eski
kaynaklarını etraflıca incelemektedir. Caferiyan, bu bölümde, sırasıyla şu müellifleri
ve kitaplarını ele alır: Ebu Mihnef (ö. 157), Muhammed b. Sad (ö. 230),
Belazurî (ö. 279), Dineverî (ö. 282), Taberî (ö. 310), İbn A’sem (ö. 314), Harezmî
(ö. 568), Taberanî (ö. 360). Bu bölümün devamında müellif, hicrî III. ve IV. yüzyılda
kaleme alınan ve Kerbelâ Olayı’nı kısaca ele alan müelliflerden ve kitaplarından
da söz etmektedir. Bu kısımda üzerinde durulan müellifler ise şunlardır: Yakubî
(ö. 292’den sonra), İbn Temim (ö. 333), Makdisî (ö. 355/966’dan sonra). </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Caferiyan, birinci bölümün devamında, Kerbela Olayı’nın
masalsı ve edebî kaynakları hakkında bilgi vermekte, bu eserlerin gerçekleri ne
derece çarpıttığını tespit etmeye çalışmaktadır. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Zemineha-yi Kıyam-ı Kerbela” (Kerbela Kıyamının
Altyapısı) başlığını taşıyan ikinci bölümde Caferiyan, Kerbela Olayı’na kadarki
dönemde Kureyş kabilesinin ve bu kabileye bağlı boyların genel durumu tahlil
etmektedir. Bu bölümün devam eden kısımlarında müellif önce bu süreçte dinin ne
şekillerde algılandığını (dine maslahatçı, menfaatçi ve ihlâslı yaklaşımlar) ortaya
koymakta, ardından bu dönemde ortaya çıkan siyasî sistemleri (Nebevî sistem,
hilafet sistemi ve saltanat sistemi) incelemektedir. Daha sonra İmam Ali’nin ve
Ali Evladı’nın ortaya çıkan problemleri ne şekilde çözüme kavuşturmaya
çalıştıklarını ele alan Caferiyan, ardından İslâm tarihi üzerine çalışanların
göz ardı ettikleri çok önemli bir konu üzerinde yoğunlaşmaktadır: Müslüman
halkların inanç biçimleri. Caferiyan, ikinci bölümü, Emevîlerin halkı nasıl
inhirafa sürüklediğini ele alarak bitirmektedir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Gozareşname-i Vakıa-i Kerbela (Yek Maktel-i Kutah)”
(Kerbela Vakıasının Özeti: Kısa Bir Maktel) başlıklı üçüncü bölümde Caferiyan, İmam
Hüseyin’in doğumundan şehadetine kadar geçen zaman dilimini numaralandırdığı
paragraflarda kısa kısa ele almaktadır. Buna göre bu bölümde yüz madde
bulunmaktadır. Müellif, bu bölümde, kitabın birinci bölümünde tanıttığı erken
dönem kaynaklarının yanı sıra geç dönem kaynaklarını da esas almıştır.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Caferiyan, “Yek Gozareş-i Diger ez Ruyidad-i Kerbela”
(Kerbela Olayı’nın Bir Başka Özeti) başlığını taşıyan dördüncü bölümde, bu kez
Muâviye’nin ölümünden sonra İmam Hüseyin’in hayatını ve Kerbela Olayı’nı başlıklar
halinde ele almaktadır. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Erbain-i İmam Hüseyin” (İmam Hüseyin’in Kırkı) başlıklı
beşinci bölümde Resul Caferiyan, Erbain Ziyareti’ni esas alarak, Şia tarihinde
İmam Hüseyin’in kırkında yas tutmanın ne zaman ve ne şekilde ortaya çıktığını
incelemektedir. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Altıncı bölümün başlığı, “Hikmet-i Şehadet-i İmam Hüseyin”dir
(İmam Hüseyin’in Şehadetinin Hikmeti). Bu bölümde Caferiyan, İmam Hüseyin’in
niçin şehadeti seçtiğini ele almakta, bu konuda gündeme taşınan soruları
cevaplamaktadır.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Asar-i Nehzet-i İmam Hüseyin” (İmam Hüseyin’in Kıyamının
Etkileri) başlıklı yedinci bölümde Caferiyan, İmam Hüseyin’in kıyamının
Emevîlerin yıkılması sürecini hızlandıran sonraki kıyamları nasıl etkilediğini
incelemektedir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Mururî ber Kitab-ı Kamilu’z-ziyarat-ı İbn Kavlaveyh”
(İbn Kavlaveyh’in Kamilü’z-ziyarat Kitabı Hakkında) başlıklı sekizinci bölümde
Resul Caferiyan, İbn Kavlaveyh’in (ö. 386) yüz sekiz babdan oluşan Kamilü’z-Ziyarat
adlı kitabında naklettiği İmam Hüseyin Ziyareti çerçevesinde Şia kültüründeki
ziyaret geleneğini ele almaktadır. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kitabının, “Ebad-i Şiarî ve Şeklî-i Nehzet-i İmam Hüseyin”
(İmam Hüseyin’in Hareketinin Ülküsel ve Şekilsel Boyutları” başlığını taşıyan
dokuzuncu bölümünde Caferiyan, tarihte vuku bulmuş bir olay olarak Kerbela
hadisesinin bugün nasıl algılandığı ve gündelik hayatı nasıl etkilediği
üzerinde durmaktadır. Müellif, Kerbela’nın ülküsel ve şekilsel yansımalarını,
ravzahanî/mersiye okuyuculuğu, sinezenî desteleri ve taziye çerçevesinde
incelemektedir.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">“Bester-i Tarihî-i Ezadarî-i Ehlisünnet Beray-i İmam
Hüseyin” (Ehlisünnet’te İmam Hüseyin’e Yas Tutmanın Tarihî Kökeni) başlığını
taşıyan onuncu bölümde Caferiyan, Zeyd b. Ali’nin kıyamından sonra ortaya çıkan
Zeydîliğin Hanefîlik ve Mutezile üzerindeki etkisinden hareketle, hicrî III. yüzyıldan
itibaren Osmanîlik karşısında ortaya çıkan ve Sünnîlik ile Şiîlik arasında bir
yol izleyen akımı tahlil etmektedir. Bölümün devamında Caferiyan, Timurlulular
döneminde Horasan’da icra edilen maktel okuyuculuğu geleneğini ve Sünnî
âlimlerce yazılan İmam Hüseyin konulu bazı eserleri ele almaktadır.</span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">On birinci bölümün başlığı “Tahrifat-ı Âşura”dır (Âşura’nın
Tahrifi). Caferiyan bu bölümde Âşura’nın tahrifini tanımlamakta, ardından ne
zaman ve ne amaçla tahrif edilmeye başlandığını incelemektedir. Tahrifi ortaya
çıkaran etkenleri ele alan Caferiyan, Hüseyin Vaiz Kaşifî’nin <a href="http://siilikarastirmalari.blogspot.com.tr/2014/09/huseyin-vaiz-kasifi-ravzatus-suheda.html">Ravzatü’ş-Şüheda</a>
adlı eserinin tahrifteki rolünü ayrı bir başlık altında incelemektedir. Tahrifle
nasıl başa çıkılabileceği hakkındaki görüşlerini de aktaran müellif, tahrifle
mücadele eden ve bu konuda Lulu ve Mercan adında bir kitap yazan Mirza Hüseyin
Nurî’nin ve merhum Murtaza Mutahharî’nin yöntemleri üzerinde de durmaktadır. <span> </span></span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Kitabın son bölümü olan “Ravzatü’ş-Şüheda-i Molla Hüseyin
Kaşifî” (Molla Hüseyin Kaşifî’nin Ravzatü’ş-Şüheda’sı) başlıklı on ikinci
bölümünde Caferiyan, Farsça maktel yazıcılığının tarihine de ışık tutarak, Şiî
ve Sünnî edebiyatındaki etkisi hâlâ devam eden Ravzatü’ş-Şüheda’yı
incelemektedir. Bu bölümde, Hüseyin Vaiz Kaşifî’nin hayatını, eserlerini ve
mezhebini ele alan Caferiyan, daha sonra Ravza’nın kaynaklarını ayrıntılı bir
biçimde ortaya koymaktadır. Müellif, özellikle Vaiz Kaşifî’nin rivayetlerini
hikâye formunda naklettiğini, dolayısıyla tenkit etmediğini vurgulamaktadır. Bu
bölümün son kısmında Caferiyan, Ravzatü’ş-Şüheda’nın İran’ın Şiîleşmesi
sürecindeki etkisi üzerinde durmaktadır. </span></span></div>
<div class="MsoNoSpacing">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "Trebuchet MS",sans-serif;">Ertuğrul Ertekin </span></span></div>
Şiîlik Araştırmalarıhttp://www.blogger.com/profile/11639276351421000362noreply@blogger.com