17 Eylül 2014 Çarşamba

Hüseyin Vaiz Kaşifî'nin Ravzatü'ş-Şühedâ'sı


Farsça maktellerin en fazla bilineni, Hüseyin Vaiz Kaşifî'nin (ö. 910/1504-5) Ravzatü'ş-Şühedâ[1] adlı maktelidir. Kaşifî maktelini 908/1502-3'de Timurlu hükümdarı Hüseyin Baykara’nın torunu Seyyid Mürşidüddin Abdullah’ın ricası üzerine yazmıştır. 

Kimi müellifler, sözgelimi Riyazü’l-Ulemâ’nın müellifi Isfahanî, Ravzatü'ş-Şühedâ'nın ilk Farsça maktel olduğunu ileri sürmüştür. Hâlbuki Kaşifî maktelinde, kendisinden önce yazılan Farsça maktellerde çokça kullanılan Arapça ifadeleri halkın anlayamadığından şikâyet eder ve maktelini öz Farsça ile yazmaya özen gösterdiğini belirtir. Ayrıca müellif maktelinde, Ebu’l-Mefahir Razî’nin (öl. VII/XIII. yüzyıl başı) manzum ve mensur iki türünün de bulunduğu Maktelü’ş-Şühedâ’sı ve Harizmî’nin Nuru’l-Eimme’si gibi Farsça maktellere atıfta bulunur.[2] 

Ravzatü’ş-Şüheda yazıldıktan hemen sonra Farsça konuşulan bölgelerin halkları tarafından ilgiyle karşılanmış ve matem meclislerinde zâkirlerin elkitabı olmuştur. Isfahanî'nin de bildirdiği üzere, o zamana kadar tertiplenen matem meclisleri, bu meclislerde okunan Ravzatü’ş-Şühedâ’nın etkisiyle ravzahânî meclisleri adını almış, musibet anlatıcılarına, zâkirlere de ravzahân denilmiştir.[3] 

Ravzatü’ş-Şühedâ’nın çok sayıda el yazması nüshası bulunmaktadır. Muhtemelen devlet adamı bir sanat hamisi tarafından sipariş edilmiş, tehzipli ve resimli tam bir nüshası bugün Berlin Devlet Kütüphanesi’ndedir. Metin And bu nüshadaki bazı minyatürleri yayımlamıştır (bkz. Minyatürlerle Osmanlı-İslâm Mitologyası). 

Ravzatü’ş-Şühedâ on bâb ve bir hâtimeden oluşur. Bâb başlıkları şöyledir: 

Birinci bâb: Bazı nebîlerin başına gelen belâlar

İkinci bâb: Hz. Risâlet’in (s) Kureyş’den çektiği cefalar ve Hamza ve Cafer-i Tayyar’ın şehadetleri

Üçüncü bâb: Seyyidü’l-Mürselîn’in vefatı
Dördüncü bâb: Hz. Fatıma’nın veladetinden vefatına kadarki ahvali
Beşinci bâb: Ali Murtaza’nın veladetinden şehadetine kadarki ahvali
Altıncı bâb: İmam Hasan’ın veladetinden şehadetine kadarki faziletleri
Yedinci bâb: İmam Hüseyn’in menkabeleri
Sekizinci bâb: Müslim b. Akîl’in şehadeti ve evladlarından bazılarının şehid edilmeleri
Dokuzuncu bâb: İmam Hüseyin’in Kerbelâ’ya ulaşması, savaşı ve yakınlarının şehadeti
Onuncu bâb iki fasıldan oluşur: i) Kerbelâ’dan sonra Ehl-i Beyt’in ahvali, ii) İmam Hüseyin’i katledenlerin başına gelen azaplar.
Hâtime de fasıllardan oluşur. Kâşifî her bir faslı bir İmama ayırmış ve hakkında bilgi vermiştir. 

Ravzatü’ş-Şühedâ, Âşık Çelebi (ö. 979), Eğirdirli Şerifî (öl. 985’den sonra), Camî-i Rumî (ö. 1004’ten sonra) ve Hafız Hüseyin el-Kastamonî (ö. 1075’ten sonra) tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.[4] 

Fuzulî (öl. 963) de Hadîkatü’s-Su’ada’sını yazarken bu eserden ilham almıştır. Şerifî’nin Şevahidü’ş-Şühedâ adını verdiği tercümesi Fuzulî’nin Hadikatü’s-Su'ada’sının kopyası mesabesindedir.[5] Hafız Hüseyin ise, kendisinin verdiği bilgilere göre, konuyla ilgili Arapça eserlerden aldığı rivayetleri derleyerek tercüme bir eser vücuda getirmiş ve eserine Ravzatü’ş-Şühedâ adını vermiştir. Ancak eserin yapısı ve bölümleri dikkate alındığında Kaşifî’nin maktelinin tercümesi olması ihtimal dâhilindedir. [6] Eserin Deh Meclis ve Müntehab-ı Ravzatü’ş-Şühedâ adıyla kısaltılmış şekilleri de vardır.[7]

Ertuğrul Ertekin


[1] Ravzatü’ş-Şühedâ’nın iki tahkikli neşri bulunmaktadır: Mevlana Kemaleddin Hüseyin Vaiz Kaşifî-i Beyhakî, Ravzatü’ş-Şühedâ, tashih ve tahşiye: Muhammed Ruşen, Tahran 1390; Hüseyin Vaiz Kaşifî, Ravzatü’ş-Şühedâ, be-tashih: Hasan Zülfikarî-Ali Nesimî, bâ-hemkarî-yi: Saba Vasıfî, Tahran 1390.
[2] Bkz. Resul Caferiyan, “Molla Hüseyin Vaiz Kaşifî ve Kitab-ı Ravzatü’ş-şüheda”, Âyine-i Pejuheş, Mordad-Şehriver 1374, Şomare 3, s. 36-37; ayrıca bkz. Resul Caferiyân, “Mollâ Huseyn Vâiz Kâşifî”, Makâlât-i Tarihî, Kum 1375, c. 1, s. 203-204. Ravzatü’ş-şüheda’nın diğer kaynakları hakkında bkz. Resul Caferiyan, “Molla Hüseyin Vaiz Kaşifî ve Kitab-ı Ravzatü’ş-şüheda”, s. 29-33.
[3] Resul Caferiyan, “Molla Hüseyin Vaiz Kaşifî ve Kitab-ı Ravzatü’ş-şüheda”, s. 27-29. Muhammed Cafer Mahcub, ravzahanî geleneğinin öncüsü sayılabilecek fazilethânî ve menâkıbhânî uygulamaları hakkında önemli bilgiler vermektedir. bkz. Muhammed Cafer Mahcub, “ez Fezâil ve Menâkıbhânî tâ Ravzahânî”, İrannâme, II/7, Tahran 1363, s. 402-431.
[4] bkz. Cihan Okuyucu, “Câmî-i Rûmî (Mısrî) ve Saâdetnâme’si”, Türkiyat Mecmuası, c. 21, Sayı: 1, Bahar 2011, s. 303-306.
[5] bkz. Sadık Yazar, “XVI. Asır Şairlerinden Eğirdirli Şerifî’nin Şevahidü’ş-şüheda’sı”, Turkish Studies, volume 4/2, Winter 2009, s. 1092-1116.
[6] bkz. Cihan Okuyucu, “Câmî-i Rûmî (Mısrî) ve Saâdetnâme’si”, Türkiyat Mecmuası, c. 21, Sayı: 1, Bahar 2011, s. 306.
[7] Adnan Karaismailoğlu, “Hüseyin Vaiz-i Kaşifî”, TDVİA, c. XIX, s. 18.