24 Eylül 2014 Çarşamba

Kitap Tanıtımı: İsmail Toprak, Hazreti Ali Cenkleri


İsmail Toprak, Hazreti Ali Cenkleri, Büyüyen Ay Yayınları, İstanbul 2014, 480 s. 

Türk destan geleneğinin İslâmi devresi mahsullerinden olan Cenknameler, Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar arasındaki savaşları konu edinen hikâyelerdir. İslâmiyet’ten önceki destan geleneğinin bir devamı gibi görülebilirse de, çıkış noktalarını Kur’ân ve hadisler başta olmak üzere İslâm tarihi oluşturmaktadır. İslâmiyet paydasında Arap ve Fars kültürleriyle harmanlanmış Türk sözlü kültürünün anlatıları, daha çok manzum hikâyeler olarak kaleme alınmış, içerdikleri unsurlar dolayısıyla da toplumun her kesiminden ilgi görmüştür. Cenknameler İslâm’ın yayılmasının efsaneleridir. Hikâye edilen savaşlar ve serüvenler Hz. Muhammed (s) zamanında olmuş gibi gösterilerek onun önderliği hep canlı tutulur.

Önceleri meddah tarzında anlatılarak nakledilen Cenknameler yazılı metinlerin yaygınlaşmasıyla birlikte  bu anlatılar bir dinleyiciler topluluğu huzurunda okunmak üzere kaleme alınmıştır. Diğer tabirle bu kitaplar sözlü halk edebiyatı ürünlerinin yazıya geçirilmiş şekilleridir. Cenknameler, XIII-XIV. yüzyıllarda kaleme alınmıştır. XIX. yüzyıldan itibaren de bu eserlerin matbu nüshaları basılır olmuştur.

Hz. Ali Cenknamelerinin XIII. yüzyıldan itibaren Türkçede; tercüme, telif ve adaptasyon yoluyla yer aldığı kabul edilen bir görüş ise de bununla ilgili kesin kayıtlar yoktur. Fuat Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi’nde, XIII. yüzyıl eserleri içerisinde Şayyad İsa adlı eski bir şairin Salsalnâme isimli bir cenk kitabının olduğunu söyler. Salsalnâme’nin sonraki yüzyıllarda birçok versiyonu ortaya çıkmıştır. İbn Hüsam tarafından XIV. yüzyılda Farsça yazılmış olan Havername’nin de yine tahminen XV. yüzyılda Türkçeye çevrildiği düşünülmektedir. Bilinen bir husus vardır ki ilk Türkçe Cenkname müelliflerinden olan Kirdeci Ali ve Tursun Fakih (Fakı) XIV. yüzyılda yaşamışlardır.

Türk kültüründe Cenkname-i Ebu Müslim, Cenkname-i Seyit Battal Gazi, Cenkname-i Emir Hamza gibi kitaplar da yaygın olmakla birlikte Cenknme tabiri daha çok Hz. Ali etrafında teşekkül etmiş dinî-kahramanlık hikâyeleri için kullanılmaktadır. Cenknameler, özellikle Hz. Muhammed, Hz. Ali ve çocukları etrafında şekillenir.

Cenknamelerde, Hz. Ali’nin hayat hikâyesi, kerametleri ve onun etrafında cereyan etmiş olaylar anlatıldığı gibi, diğer İslam büyüklerinin kahramanlıklarına da yer verilmiştir. Cenknameler, tarihî olaylara dayanan, ilhamını tarihten alan hikâyeler olmakla birlikte tarihî gerçekleri tam yansıtmazlar. Hz. Ali ve oğulları çevresinde teşekkül eden cenknamelerden bazıları tarihî bir hadiseyi anlatmakta veya bir tarihî hadiseye işaret etmektedir. Böylece bir taraftan Hz. Ali ve oğullarının kahramanlıkları anlatılırken, bir taraftan da söz konusu yerlerin Müslümanlarca fethedilmesi izah edilmektedir.

Cenknamlerde temsil edilen ve başta Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Muhammed Hanife olmak üzere bahadır, pehlivan gibi sıfatlar ile anılan cengâver şahsiyetler, bilhassa Anadolu’nun İslâmlaşması ile beraber millet muhayyilesinde en yüce yeri işgal eden gazi tipinin temsilcileri olarak ön plandadır.

Osmanlı döneminde yaygın olarak kültürümüze giren Cenknameler köy konaklarından saraya, medrese ve mekteplerden asker ocaklarına kadar her muhitte ilgi görmüş, özellikle tekke ve dergâhlarda, köy odalarında ve kahvehanelerde anlatılmış, okunmuştur.

Kitabının giriş bölümünde Türkçe cenknameler hakkında yukarıda bir kısmını alıntıladığımız bilgileri veren İsmail Toprak yazısının devamında incelediği metinlerdeki farklıkları gösterir ve hikâyenin kahramanlarını inceler. Hz. Ali Cenkleri Toprak’ın bir araya getirdiği birkaç cenknameden oluşur. Bu cenknamelerin kaynakları şunlardır: Hikâye-i Ali İbn Ebi Talib (Marmara Üniversitesi Merkez Kütüphanesi nr. 12903/Y023.02), Mecmua-i Gazâvât  (MÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi nr.016MEC), Gazâ-i Feth-i Hayber Kalesi (MÜİF Kütüphanesi nr. 1392-297.2), Hayber Kalesinin Fethi (Süleymaniye Kütüphanesi 374) Hikâye-i Hazreti Şah-ı Velayet/Kan Kalesi (Atatürk Kitaplığı Bel. Yz. K. 001225, 398.21) ve Garibname-i Muhammed Hanifiye ve Ceng-i İmlak ve Katran Cengi (Atatürk KitaplığıBel. Yz. K. 001193). 

Eski Anadolu Türkçesinde kaleme alınan cenknameleri sadece ihtiva ettikleri dil özellikleri bakımından inceleyen akademisyenlerin aksine İsmail toprak metinleri sadeleştirerek günümüz Türkçesine aktarmış, bu sayede metni okunabilir kılmıştır.

Ertuğrul Ertekin