Şeyhü’ş-Şeriat |
Şeyhü’ş-Şeriat olarak tanınan Ayetullah Molla Şeyh
Fethullah Isfahanî, 12 Rebiyülevvel 1266/26 Ocak 1850 tarihinde Isfahan’da
doğdu. Babası, Cevad Namazî Isfahanî’dir.
Şeyhü’ş-Şeriat, ilk öğrenimini mahalle mektebinde tamamladıktan
sonra tahsiline Isfahan medresesinde devam etti. Zekâsıyla dikkat çeken Şeyhü’ş-Şeriat,
kısa zamanda mukaddemat ilimlerini başarıyla tamamladı ve Meşhed’e gitti.
Meşhed medresesinde Mirza Nasrullah Müderris, Muhammed
İbrahim Burucerdî Seyyid Murtaza Hairî’den ders aldı. Daha sonra memleketi
Isfahan’a dönen Şeyhü’ş-Şeriat, o dönemde henüz Isfahan’da tanınmamasına karşın
Şeyh Murtaza Ensarî’nin (ö. 1281/1864) görüşlerini aktardı ve onun usulüne bağlı kaldı.
1295/1878 yılında tahsiline devam etmek için Necef’e
giden Şeyhü’ş-Şeriat, dönemin taklid mercileri Şeyh Muhammed Hüseyin Kazımeynî ‘nin
(ö. 1308/1890-91) ve Mirza Habibullah Reştî’den (ö.1312/1894) derslerine
katıldı. Bir yandan da tedris faaliyetlerine başladı.
Şeyhü’ş-Şeriat, yukarıda adı geçen hocaları dışında şu
âlimlerin derslerine katılmıştır: Molla Haydar Ali Isfahanî, Muhammed Sadık
Tenkabunî, Molla Ahmed Sebzevarî, Şeyh Abdulcevad Horasanî, Molla Muhammed
Bâkır Isfahanî, Şeyh Muhammed Taki Herevî, Şeyh Muhammed Rahim Burucerdî.
1313/1895 yılında hacca giden Şeyhü’ş-Şeriat, Mekke’de
Sünnî âlimlerle bir araya geldi ve ilmî münazaralarda bulundu. Şeyhü’ş-Şeriat,
hac dönüşünde Necef’teki tedris faaliyetlerine devam etti. Fıkıh, usul, rica,
diraye, tefsir, Kur’ân ilimleri, felsefe, kelam ve ihtilafiyat (fakihlerin
farkı görüş ve fetvalarının incelenmesi) dersleri verdi.
Şeyhü’ş-Şeriat çok sayıda talebe yetiştirmiştir.
Talebelerinden bazıları şunlardır: Şeyh Abdülkerim Hairî, Seyyid Muhammed Hüseyin Burucerdî (ö. 1961), Seyyid Ebu’l-Kasım Hoyî (ö. 1992), Seyyid
Ziyaüddin Irakî, Seyyid Şihabüddin Maraşî, Seyyid Abdülhadi Hüseyinî Şirazî,
Seyyid Muhsin Tabatabaî Hakim, Seyyid Muhammed Hüseyin Kuh-i Kemreî, Seyyid
Muhammed Taki Hansarî ve Muhammed Ali Şahabadî.
Mirza Habibullah Reştî ve Şeyh Muhammed Hüseyin Kazımeynî’nin
vefatlarından sonra halkın bir kısmı Şeyhü’ş-Şeriat’ı taklid etmiştir. Mirza Şirazî’nin (ö. 1312/1895) vefatından sonra ise Şeyhü’ş-Şeriat mercilik yöneticisi
olmuştur.
Şeyhü’ş-Şeriat, selefi Mirza Şirazî gibi siyasî
faaliyetlerde bulunmuş, yayımladığı bildirilerle Irak’ta ve İran’da halkı
sömürgecilere karşı kıyama çağırmıştır. İran’da meşrutiyet inkılâbından sonra,
1907’de, İngiltere ve Rusya İran’ı üç bölgeye ayırıp ülkenin toprak bütünlüğüne
göz diktiklerinde, Şeyhü’ş-Şeriat başta olmak üzere ulema derslerini tatil
etmiş ve cihad için hazırlık görmüşlerdir.
Irak’ı işgal eden İngiltere bir yandan ülkeye hâkim
olmaya çalışırken diğer yandan Irak’ın kültür mirasına göz dikmişti. Bu
doğrultuda yerel çalışanlarına el yazması kitapları toplayıp Londra Kütüphanesi’ne
göndermelerini emreden İngiliz yetkililer, bu kitapların din adamlarınca satın
alınmasını da engelliyordu. Bu bağlamda Şeyhü’ş-Şeriat birçok din adamını hapse
düşmekten kurtarmıştır. Örneğin satın aldığı bir el yazması kitap yüzünden
hapse mahkûm edilen Ayetullah Maraşî (ö. 1411/1990), Şeyhü’ş-Şeriat’ın
girişimleri sayesinde hapisten kurtulmuştur.
Şeyhü’ş-Şeriat, 8 Rebiyüssani 1339/20 Aralık 1920’de
vefat etti. Kabri, İmam Ali Türbesi’ndedir.
Eserleri: İnaretü’l-halık fi kıraati melik ve malik; Irsü’z-zevce
min semeni’l-akar; Siyanetü’l-inabe an vasimeti’r-ritane; İfazetü’t-takdir fi
ahkâmi’l-asir; Kaidetü’l-edrar; Kaidetü taharet; Kaidetü’l-vahidi’l-basit.
Ertuğrul Ertekin
_______________
kaynak: “Ayetullah Molla Fethullah Isfahanî”.