1 Kasım 2014 Cumartesi

Kitap Tanıtımı: Asaf Durakovic, Hüseyin (ra): Kerbela Destanı


Asaf Durakovic, Hüseyin (ra): Kerbela Destanı, çeviri: Öykü Sezer, Sufi Kitap, İstanbul 2013, 92 s.

İnternetteki yazılardan 21. yüzyıl fakihi, âlimi ve Halvetî, Hayatî ve Rufaî tarikatlarından icazet almış bir Alemî şeyhi, aynı zamanda tıp doktoru olduğunu öğrendiğimiz Asaf Durakovic, Boşnak asıllı olup Amerikan vatandaşıdır.

Kitapları Türkçeye de tercüme edilen Muhyiddin Şekûr, mürşidim diye bahsettiği Durakovic’in Kerbela destanını şu sözlerle tavsif eder:

“Şundan hiç şüphem yok ki, Şeyh Asaf’ın, Kerbela Hadisesi’ni şiir biçiminde hikâye etmekten maksadı, konuya ilgi duyan ya da hakikat arayışında olan okurlarda yoğun bir duygusallık hâli hâsıl etmek değil. Onun asıl isteği, Kerbela’da vuku bulan olaylara içkin olan asalet, ironi, kudret ve derin acıyı hem akla hem de kalbe hitap edecek şekilde ifade etmekten ibaret.”*

Hüseynî Hayatî Rufaî tarikatına mensup olan Durakovic’in geleneksel yöntemi izleyerek yazdığı manzum “Hüseyin (ra): Kerbela Destanı” başlıklı kitabı, prolog ve on bölümden/meclisten oluşur. Her bölüm, her biri altı dizeden oluşan 30 kıtadan oluşmaktadır. Anlatısında kimi zaman kronolojik sırayı takip etmediği görülür. Örneğin Kasım’ın Ali Ekber’den önce şehid olduğunu yazar.

Durakovic, Prolog’da, Allah’a hamdüsena, Peygamber Efendimize ve Ehl-i Beyti’ne salatüselam ile başlar. Son dizede tarikat zümrelerinde devam ettirilen Muharremin ilk on günündeki Kur’ân’ı hatmetme geleneğine gönderme yapan Durakovic, okuyucuları bu geleneği devam ettirmeye çağırır.

Birinci bölümde Durakovic, Kûfelilerin İmam Hüseyin’e yazdıkları mektuplardan söz eder. Eline ulaşan binlerce mektuptan sonra İmam Hüseyin, Müslim b. Akîl’i Kûfe’ye gönderir. Bu esnada Abdullah b. Abbas, İmam Hüseyin’le görüşür ve onu uyarır.

İkinci bölümde, Hz. Hüseyin’in Mekke’den ayrılması, Medine’ye gitmesi, Müslim’in şehadeti ve Ferazdak’ın İmam Hüseyin’le karşılaşması ve onu uyarması anlatılır. Daha sonra İmam Hüseyin Kûfelilere mektup yazar. Züheyr b. Kayn, İmam Hüseyin’in kafilesine katılırken bir kısım yareni de kafileden ayrılır.

Üçüncü bölümde İmam Hüseyin’in Beni Mukatil Sarayı’na varışı anlatılır. İmam Hüseyin burada Ubeydullah b. Hür ile karşılaşır ve onu kafilesine katılmaya çağırır. Beni Mukatil’den ayrılırken İmam Hüseyin rüyasında dedesi Hz. Muhammed’i (s) görür. Sonra Beni Akreme mevkiine varır, Hür b. Yezid Riyahî ile karşılaşır ve Kerbela’ya doğru hareket eder.

Dördüncü bölümde, kafile, Kerbela’da çadır kurar. İmam Hüseyin, Kays ile Kûfelilere mektup gönderir. Kays yakalanır ve İbn Ziyad’ın emriyle şehid edilir. Ömer b. Sad’a Kerbela’ya gitmesi emredilir.

Beşinci bölümde, İbn Sad, Kerbela’ya gideceğini ailesine söyler. Büyük oğlu karşı çıkar, kızar. İbn Sad Rey Valiliği’ni almak arzusuyla ailesini dinlemez, Kerbela’ya yollanır. İmam Hüseyin’le görüşen İbn Sad istediğini elde edemeyince Fırat suyunun kesilmesini emreder.

Altıncı bölümde, Muharrem’in yedinci günü meydana gelen olaylar anlatılır. Ebulfazl Abbas düşman askerlerinin arasından geçerek Fırat’a ulaşır ve bir kırba su getirir. Bunun üzerine İbn Sad, iki bin askeri daha suyun önünü almakla görevlendirir. İmam Hüseyin’in sahabîsi İbn Hasin düşman askerleriyle görüşür, İbn Sad’ı ihtar eder.

Yedinci bölümde, Muharrem’in sekizinci günü gelmiştir. Şimr b. Zilcevşen, İbn Ziyad’a, İbn Sad’ın savaşmak yerine İmam Hüseyin’le görüştüğünü haber verir. Bunu fark eden İbn Sad ordusunu savaş düzenine sokar ve savaş başlar.

Sekizinci bölümde İmam Hüseyin, Ceddeh adında bir düşman askerine beddua eder ve Ceddeh’e azap iner. İmam sahabîlerini ve akrabalarını son kez uyarır. İsteyenlerin geri dönebileceğini söyler. Kimse geri dönmez. Ertesi gün, Âşura Günü, İmam Hüseyin’in ordusu savaş düzeni alır.

Dokuzuncu bölümde, İmam Hüseyin, düşman askerlerine hitap eder, onları uyarır. Konuşmadan sonra İbn Sad ilk oku atar ve bununla övünür. Hür, İmam Hüseyin’in ordusuna katılır ve yiğitçe çarpıştıktan sonra şehid düşer. İmam Hüseyin, İmam Hasan’ın oğlu Kasım’ı kızı Fatıma ile evlendirir. Nikâhı yeni kıyılmışken Kasım savaş meydanına çıkar, Ezrak’ı öldürür, sonra şehid düşer.

Onuncu bölümde, Ali Ekber savaş meydanına çıkar; çarpışır şehid düşer. İmam Hüseyin düşmana son bir fırsat tanır. Ali Asgar’ı göstererek pişmanlık duymalarını sağlamak ister. Fakat düşman askerleri Ali Asgar’ı da şehid ederler. İmam Hüseyin, hasta oğlu İmam Zeynelabidin’le vedalaşır ve savaş meydanına çıkar. Acımasızca katledilir. İmam Hüseyin’in şehadetinden sonra düşman askerleri çadırlara yönelir ve kadınlarla çocukları esir alıp Şam’a götürürler.

Ertuğrul Ertekin