Ferdinand Jules
Louis Massignon, 1883'de Fransa'da Nogent-sur-Marne'da doğmuş, Paris'de
Louis-le-Grand Lisesi'ni bitirdikten sonra üniversiteden 1904'de tarih
diploması ve 1906'da da edebî ve konuşulan Arapça diplomasını almıştır. 1906’da
Gaston Maspéro'nun yönetimindeki Kahire Şarkî Arkeoloji Fransız Enstitüsü'ne
atanmıştır.
Mezopotomya'da
bir araştırma heyeti ile bulunuyorken Osmanlı madamları tarafından casusluk
töhmetiyle tevkif edilen Massignon'un, 1908'de 2 Mayıs'ı 3 Mayıs'a bağlayan
gece Dicle nehri üzerinden Bağdat'a gitmiş, Bağdat'ta kendisini casusluk
töhmetinden kurtaran Alûsî ailesinin yanında bir müddet kalmıştır. Bu esnada
ağır bir sıtma nöbeti geçiren Massignon bu olaydan sonra manevî bir değişim
geçirmiştir.
Daha sonra
Fransisken Tarikatı'nın sivil (ya da lâik) papazlar zümresine katılan
Massignon'da bir taraftan Hallâc-ı Mansûr'a, diğer taraftan da Hz Muhammed'in (s)
kızı Fatımatü’z-Zehrâ'ya ve Selmân-ı Farisî'ye karşı dayanılmaz bir ilgi ve
muhabbet uyanmıştır. Bu zatlar hakkında bilgi toplamak üzere İstanbul ve Kahire
kütüphanelerinde araştırmalar yaptıktan sonra 1909 yılında Kahire'de el-Ezher'e
felsefe öğrencisi olarak kaydolan Massignon 1912-1913 de Kahire'de yeni Fuad
Üniversitesi'nde misafir profesör sıfatıyla, Arapça olarak, "İslâm'da
Felsefî Doktrinler" hakkında kırk ders vermiştir.
1917-1919
arasında Fransızlar ile İngilizlerin ortak Sykes-Picot misyonunda meşhur
İngiliz casusu Lawrence'ın faaliyetlerini yakından izlemekle de görevli
istihbarat subayı olarak çalışmış ve 9 Aralık 1919'da düşen Kudüs'e Lawrence
ile birlikte girmiştir. 1928 yılına kadar Fransız İstihbarat Servisi için
kaleme aldığı raporlar Arap milliyetçiliği, Arap dili ve Suriye’deki Fransız
Mandası'nın sorumlularının hataları hakkındaki isabetli tespitlerini dile
getirmektedir.
Birinci Dünya
Harbi bittikten sonra Revue du Monde Musulman (Müslüman Dünyası Dergisi)
direktörlüğünü yapan Massignon, bu harb sırasında Louvain'de alman ordusunun 26
Ağustos 1914'de çıkardığı bir yangın sonucu müsveddeleri yanmış olan "La
passion d'Al-Hosayn ibn-Mansour al-Hallaj, martyr mystique de l'Islam exécuté à
Bagdad le 26 mars 922" (26 Mart 922'de Bağdat'ta İnfâz Edilen İslâm'ın
Mistik Şehidi Hüseyin İbn Mansûr Hallac'ın Azabı) başlıklı abidevi doktora
tezini yeni baştan yazarak 1922 yılında Sorbonne
Üniversitesi'nde doktora imtihanını başarmıştır. Bu tezinde İslâm
Mistisizmi'nin özgünlüğünü savunmuş; fakat bunun Hıristiyan Mistisizmi ile
olması mümkün temas noktalarına da değinmiştir.
1919-1924
arasında Collège de France'da Le Châtelier'nin profesör vekili olarak
çalıştıktan sonra 1926’da, aynı yerde, kürsü profesörü olarak atandığı İslâm
Sosyolojisi Kürsü'nde 1954 yılında emekli oluncaya kadar ders vermiştir. İslâmî
Araştırmalar Dergisi'ni kuran Massignon 1933 yılında Sorbonne Üniversitesi'ne
bağlı École Pratique des Hautes Études'e (Yüksek Araştırmalar Amelî Okulu'na)
bölüm başkanı atanmış ve aynı yıl Kahire Arap Akademisi'ne üye seçilmiştir.
Mary Kahîl ile
birlikte 1940 yılında Kahire'de, ömrünün sonuna kadar sıkı sıkıya sarılacağı
yönlendirici bir fikir olarak "İbrahimî misafirperverlik" adına,
Hıristiyanlık ile İslâm arasında bir karşılaşma ve diyalog zemini oluşturmak
üzere Darü-s-Selam Kültür Enstitüsü'nü kurmuştur.
1947 yılında İran
Araştırmaları Enstitüsü'ne ve Millî Müzeler Komisyonu'na seçilen Massignon 1952
yılında da davetli Profesör olarak ABD ve Kanada'da dersler vermiş, 1954'de de
yaş haddinden dolayı Collège de France'dan emekliye ayrılmıştır. 75 yaşında siyasî
faaliyetleri yüzünden bir de tutuklanmış olan Louis Massignon, 79 yaşında iken
31 Ekim 1962 de Paris'te vefat etmiştir.
Massignon
ilmî yazılarında çok dikkatli bir kararlılık sergilemiş ise de dostlarıyla vaki
tartışmalarında onları şaşırtacak biçimde zıt uçlar arasında salınıp
durabilmiştir. "Şakirtten
de öte" bir dost olarak kabul ettiği, École Pratique des Hautes
Études'deki halefi ve hatta (aşağıda değineceğimiz gibi) manevi vasiyetnamesinin
icrasına memur etmiş olduğu Henry Corbin (öl. 1978) bu konuda şunları söyler:
"Öyle günler
oldu ki Massignon'un şahsında bir Şiîden daha müfrit bir Şiî yanlısı buldum ve
bundan dolayı da kendisine çok şey borçluyum. (...) Ama başka günlerde, temel
metinlerinin kendisine zaten yabancı olduğu Şiîliği ve Şiîleri insafsızca
takbih ettiğine de şahide oldum. İmamet şartının olmazsa olmaz şartının kan
bağı olmadığını, İmamların aralarındaki dünyevî aile bağının onların Cenab-ı
Hakk'ın Zatı’nda gizli olan ezelî bağlarının suretinden başka bir şey
olmadığını savunduğumda da o "benim" bu müfrit Şiîliğime hayret
ederdi".
Kitapları: La
Passion de Hallâj, Martyr Mystique de l'Islam (4 cilt) (birinci cildi Hallac-ı Mansur'un
Çilesi adıyla Türkçe tercüme edilmiştir*); Essai sur les Origines du Lexique
Technique de la Mystique Musulmane (bir bölümü Doğuş Devrinde İslâm Tasavvufu
adıyla Türkçeye tercüme edilmiştir*); Les Trois Prières d'Abraham; Akhbar
al-Halladj; Hoceїn Mansûr Hallâj: Diwan; Parole Donnée, précédée d'Entretiens
avec Vincent-Mansour Monteil;Opera Minora (3
cilt).
Şiîlik üzerine çalışmaları: Salman Pak et les prémices spirituelles de l'Islam iranien, Tours 1934; Der gnostische Kult der Fatima im shiitischen Islam, Opera Minora I, 514-522; La Mubahala de Medine et l’hyperdulie de Fatima, Opera Minora I, 550-572; La nation dr voue et la dévotion musulmane a Fatima, Opera Minora I, 573-591.
Ayrıca Nusayrîlik, Karmatîlik ve Benî Furat üzerine makaleler yazmıştır. Farklı konularda kaleme aldığı makalelerinin sayısı yedi yüzü bulmaktadır.
______
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Ahmet Yüksek Özemre’nin (ö. 2008) “Louis Massignon (1883-1962)” başlıklı makalesinden biraz ilave yapılarak derlenmiştir.
Şiîlik üzerine çalışmaları: Salman Pak et les prémices spirituelles de l'Islam iranien, Tours 1934; Der gnostische Kult der Fatima im shiitischen Islam, Opera Minora I, 514-522; La Mubahala de Medine et l’hyperdulie de Fatima, Opera Minora I, 550-572; La nation dr voue et la dévotion musulmane a Fatima, Opera Minora I, 573-591.
Ayrıca Nusayrîlik, Karmatîlik ve Benî Furat üzerine makaleler yazmıştır. Farklı konularda kaleme aldığı makalelerinin sayısı yedi yüzü bulmaktadır.
______
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Ahmet Yüksek Özemre’nin (ö. 2008) “Louis Massignon (1883-1962)” başlıklı makalesinden biraz ilave yapılarak derlenmiştir.