Nevruz b. İsa, Manzume-i Kıssa-i Kerbelâ adında bir maktel yazmıştır. Eserin telif tarihi, 8 Zilhicce 1231/30 Ekim 1816'dır. Caferî mezhebine mensup olduğunu söyleyen
Nevruz b. İsa’nın hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Manzume-i Kıssa-i
Kerbelâ’da Tekellümcü Oğlu mahlasını kullanan müellif, bir beyitte kendisinin
seyyid olduğunu söyler.
Manzume-i Kıssa-i Kerbelâ'da Kerbelâ Olayı tarih sırasına göre gün gün anlatılmış, metnin aralarına, muhtemelen dinleyicilerin dikkatini çekmek için, tarihî sıraya uygun düşmeyen mucizevî kıssalar serpiştirilmiştir. Bununla birlikte, Nevruz b. İsa’nın Hz. Hüseyin’in mübarek kesik başının Şam’a götürülmesine dair rivayeti, öteki maktellerdekinden daha detaylıdır.
Bu rivayete göre kesik başları Şimr ile beraber Şam’daki Yezid’e götüren Ömer b. Sad önce Musul’a, sonra Halep’e, oradan da Muarra ve Hama’ya uğrar. Bütün bu şehirlerde Hz. Hüseyin’in şehadetinden ve Ömer b. Sad’ın İmam Hüseyin’in kesik başıyla Şam’a gitmekte olduğundan haberdar olan halk onu şehirlerine sokmazlar. Üstelik Musul’da konaklayan Ömer b. Sad’ın adamlarının bir kısmı ansızın çıkan fırtınada ölürler.
Seyyid Nevruz’un maktelinin en ilginç bölümü son bölümüdür. Burada müellif, kaynağını belirtmediği bir rivayet nakleder. Bu rivayete göre Kerbelâ olayı sırasında Muhammed b. Hanefiyye’yi Şam dağlarında bir mağaraya gizleyen Baba-yi Âmir olaydan sonra onu aramaya gelir; fakat bulamaz. Bu sırada bir hatifin, Muhammed b. Hanefiyye’nin ahirüzzamanda Mehdî olarak zuhur edeceğini bildiren sesini duyar. Ses ona Medine’de İmam Zeynelabidin’in hizmetine girmesini söyler. Hizmet süresi tamamlanınca Âmir, Hz. Hüseyin’in intikamını almak için kıyam eder ve Yezid’i öldürür. Daha sonra yetmiş iki sahib-zuhur’un (intikamcı) ilki olan Muhtar Yezid’in yerine geçen Mervan’ı öldürür. İlk sahib-zuhur olan Muhtar’dan sonra sırasıyla Ali el-Âbâd, Süleyman Horasanî, Said-i Harezmî huruç ederek Hz. Hüseyin’in intikamını almaya çalışırlar. Fakat bu sahib-zuhurlar bu sırada İmam Zeynelabidin hapiste olduğundan name-i biattan yoksundurlar ve insanları etraflarına toplayamazlar. Sıra yetmiş ikinci sahib-zuhur olan Ebu Müslim Horasanî’ye geldiğinde İmam Zeynelabidin hapisten çıkmış ve Ebu Müslim’e name-i biat vermiştir. Bu name-i biattan aldığı kuvvetle Ebu Müslim, Muhammed Harezmî ve Ahmed-i Remcî gibi pehlivanları arkasına alarak İmamların intikamını alır ve bu sayede cihanı tekrar İslâm güneşi kaplar. Kanaatimizce, müellifinin mensup olduğu Anadolu Alevîliği’ndeki Keysanî tesirlerin devamını göstermesi bakımından bu maktel ayrı bir öneme sahiptir.
Manzume-i Kıssa-i Kerbelâ'da Kerbelâ Olayı tarih sırasına göre gün gün anlatılmış, metnin aralarına, muhtemelen dinleyicilerin dikkatini çekmek için, tarihî sıraya uygun düşmeyen mucizevî kıssalar serpiştirilmiştir. Bununla birlikte, Nevruz b. İsa’nın Hz. Hüseyin’in mübarek kesik başının Şam’a götürülmesine dair rivayeti, öteki maktellerdekinden daha detaylıdır.
Bu rivayete göre kesik başları Şimr ile beraber Şam’daki Yezid’e götüren Ömer b. Sad önce Musul’a, sonra Halep’e, oradan da Muarra ve Hama’ya uğrar. Bütün bu şehirlerde Hz. Hüseyin’in şehadetinden ve Ömer b. Sad’ın İmam Hüseyin’in kesik başıyla Şam’a gitmekte olduğundan haberdar olan halk onu şehirlerine sokmazlar. Üstelik Musul’da konaklayan Ömer b. Sad’ın adamlarının bir kısmı ansızın çıkan fırtınada ölürler.
Seyyid Nevruz’un maktelinin en ilginç bölümü son bölümüdür. Burada müellif, kaynağını belirtmediği bir rivayet nakleder. Bu rivayete göre Kerbelâ olayı sırasında Muhammed b. Hanefiyye’yi Şam dağlarında bir mağaraya gizleyen Baba-yi Âmir olaydan sonra onu aramaya gelir; fakat bulamaz. Bu sırada bir hatifin, Muhammed b. Hanefiyye’nin ahirüzzamanda Mehdî olarak zuhur edeceğini bildiren sesini duyar. Ses ona Medine’de İmam Zeynelabidin’in hizmetine girmesini söyler. Hizmet süresi tamamlanınca Âmir, Hz. Hüseyin’in intikamını almak için kıyam eder ve Yezid’i öldürür. Daha sonra yetmiş iki sahib-zuhur’un (intikamcı) ilki olan Muhtar Yezid’in yerine geçen Mervan’ı öldürür. İlk sahib-zuhur olan Muhtar’dan sonra sırasıyla Ali el-Âbâd, Süleyman Horasanî, Said-i Harezmî huruç ederek Hz. Hüseyin’in intikamını almaya çalışırlar. Fakat bu sahib-zuhurlar bu sırada İmam Zeynelabidin hapiste olduğundan name-i biattan yoksundurlar ve insanları etraflarına toplayamazlar. Sıra yetmiş ikinci sahib-zuhur olan Ebu Müslim Horasanî’ye geldiğinde İmam Zeynelabidin hapisten çıkmış ve Ebu Müslim’e name-i biat vermiştir. Bu name-i biattan aldığı kuvvetle Ebu Müslim, Muhammed Harezmî ve Ahmed-i Remcî gibi pehlivanları arkasına alarak İmamların intikamını alır ve bu sayede cihanı tekrar İslâm güneşi kaplar. Kanaatimizce, müellifinin mensup olduğu Anadolu Alevîliği’ndeki Keysanî tesirlerin devamını göstermesi bakımından bu maktel ayrı bir öneme sahiptir.
Bu maktel üzerine bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır: Yahya Yüksel, Nevruz Bin İsa'nın Manzume-i Kıssa-i
Kerbelâsı, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ordu 2012.* Bu tezde maktelin sadece tek bir el yazması nüshası
incelenmiştir.
Ertuğrul Ertekin
Ertuğrul Ertekin