Asıl adı Mustafa
İzzet Baki’dir. 12 Ocak 1900’de İstanbul’da doğdu, 25 Ağustos 1982’de İstanbul’da
öldü. Kabri Üsküdar’daki Şiî mezarlığı, Seyyit Ahmed
Deresi Mezarlığı’ndadır.
Baba tarafı Azerbaycan’da Gence’ye çıkan, oradan Bursa’ya göç
etmiş bir ailenin çocuğudur. Kendisine seçtiği Gölpınarlı soyadı, büyük babası
Mustafa İzzet Efendi’nin dedesi Abbas Ağa’nın Gence’deki Gökçay bucağının
Gölpınar (Gökbulak) köyünden olması dolayısıyla ailesinin Gölpınarlızâdeler
diye tanınmasındandır. Türkiye’de Şiîlik tarihi ve akaidi üzerine çalışan, bu doğrultuda
kitaplar yazıp tercümeler yapan ilk Şiî akademisyendir. Tasavvuf, tarikatlar, divan edebiyatı ve İran edebiyatına dair telif ve
tercüme çalışmalarında Şiîliğin Anadolu’daki yansımalarını ortaya çıkarmaya
gayret etmiş, bu tutumundan dolayı çokça eleştirilmiştir.
Kendisine başlangıçta dedesinin taşıdığı Mustafa İzzet
adı verilmişse de ailenin çocukları çok yaşamadığı için uzun ömürlü olsun diye
adı Abdülbaki’ye çevrilmiştir. Kültürlü bir aile muhitinde yetişen, daha yedi
sekiz yaşlarında iken Bahariye Mevlevîhânesi’ne devama başlayıp küçüklük
çağından itibaren tasavvuf ve tarikat kültürü ile temasa geçen Gölpınarlı,
Bâbıâli’de Hoca Tahsin Medresesi’ndeki Yûsuf Paşa İlkmektebi’nden sonra özel
Menbaülirfan İdâdîsi’nin rüşdiye kısmını bitirip devam etmekte olduğu Gelenbevî
İdâdîsi’nin son sınıfında iken 1916’da babasının ölümü üzerine tahsilini
bırakarak çalışma hayatına atılmak zorunda kaldı. Mezun olduğu Menbaülirfan’da
coğrafya ve Farsça hocalığından başka bir ara Vezneciler’de kâğıtçılık ve
kitapçılık yaptı. Geçim sıkıntısı çektiğinden dostlarından birinin davetine
uyarak 1920’de gittiği Çorum’un Alaca ilçesinde Kenzülirfan İlkmektebi’nde
başmuavin, daha sonra da başmuallim oldu. 1924’te İstanbul’a gelerek imtihanla
Erkek Muallim Mektebi’nin son sınıfına kabul edildi. 1925’te burayı bitirip
babasının ölümüyle eksik kalmış devam süresini doldurmak için son sınıfına girdiği
İstiklâl Lisesi’nden mezun oldu (15 Ağustos 1926).
Bir yandan öğretmenlik yaparken bir yandan da devam
ettiği Edebiyat Fakültesi’nde yüksek tahsilini tamamladı (1930). Konya,
Kayseri, Balıkesir liselerinde edebiyat öğretmenliğinden sonra bir ara İstanbul
Üniversitesi Kütüphanesi hâfız-ı kütüblüğünü takiben tekrar Balıkesir’de az bir
süre edebiyat ve kısa bir zaman da Gazi Osman Paşa Ortamektebi’nde Türkçe
öğretmenliği yaptı. Daha sonra Vefa Lisesi’ne tayini çıkıp bunun ardından iki
yıl kadar da Kastamonu Lisesi edebiyat öğretmenliğinde bulundu.
Gölpınarlı, 1939’da Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne ilkin okutman, ardından doçent olarak tayin edildi.
Söylenene bakılırsa akademik kariyere geçişi, Yunus Emre: Hayatı adlı eseri
doktora tezi sayılmak suretiyle gerçekleşmiştir. Bu fakültede Farsça ve
metinler şerhi hocalığı yapmakta iken 1942’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi’ne geçerek burada İslâm-Türk tasavvuf tarihi ve edebiyatı derslerini
okuttu. 1945'de Marksist faaliyette bulunmak isnadı ile tutuklanıp on ay
süren bir yargılanma sonunda beraat ederek görevine döndü.
1949’da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra kendini tamamıyla
Mevlânâ, Mevlevîlik ve tarikatlarla ilgili araştırmalarına verdi.
Abdülbaki Gölpınarlı’nın biyografisini ilk defa talebesi
Ali Alparslan yayımlamıştır (Kültür Bakanlığı, Ankara 1996). Ahmet Güner Sayar
da yakın tarihte bir Abdülbaki Gölpınarlı biyografisi yayımlamıştır (İstanbul
2013).
Harvard Üniversitesi Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri
Bölümü, akademik süreli yayını olan Türklük Bilgisi Dergisi’nin 1995 sayısını
Abdülbaki Gölpınarlı Hatıra Sayısı başlığıyla yayımlamıştır.
Tahran Konferansının Afişi |
Son olarak, el-Mustafa Üniversitesi Türkiye Temsilciliği’nin
katkılarıyla Kevser Organizasyon tarafından Şubat 2012 yılında düzenlenen “İmam Ali
ve Nehcü’l-belâğa” başlıklı sempozyum, Nehcü’l-belâğa ve Şiîlik tarihi üzerine yaptığı
çalışmalardan dolayı, Abdülbaki Gölpınarlı’ya ithaf edildi ve sempozyum
sonrasında Gölpınarlı’nın eserlerinden oluşan bir kitap sergisi açıldı.*
Abdülbaki Gölpınarlı’nın büyüklü küçüklü sayısı 114’e
varan kitabı ve 400’ün üstünde ilmî makalesi vardır.
Şiîliğe Dair Eserleri ve Tercümeleri
Yeni Gülzâr-ı Hasaneyn: Vak‘a-i Kerbelâ (Remzi Aczî takma
adıyla, İstanbul 1955).
İmam-ı Ali Buyruğu: Nahc al-balâga, Hutbeleri,
Mektupları, Hikmetleri ve Şiirleri (İstanbul 1958; çok genişletilmiş olarak
Hazret-i Emîr Ali İbn-i Ebitalib, Nehcü’l-Belâga, Hz. Ali’nin Hutbeleri,
Vasiyyetleri, Emirleri, Mektupları, Hikmet ve Vecizeleri, metnin terceme ve
şerhi, Hazırlayan Abdülbaki Gölpınarlı, 1. bs. İstanbul 1972; 2. bs. Kum 1401
hş./1981; 3. bs. İstanbul 1990).
On İki İmam (Ankara [1958]; 2. bs. İstanbul 1964).
Caferî Mezhebi ve Esasları, Yeryüzü ve Hüseynin Toprağı
(Muhammed Husayn Kâşif al-Gıta’dan tercüme, İstanbul 1960, 3. bs. 1979).
Caferîler
Kimlerdir ve Mısır el-Ezher Müftüsü Merhum Şeyh Şaltut’un Tarihî Fetvâsı
(Muhammed b. Mehdiyyi’l-Hüseyniyyü’ş-Şirazî’den tercüme, İstanbul 1969, 2. bs. 1973).
Abdullah b. Sabâ Masalı: Bir Yalancının Düzmeleri
(Murtaza’l-Askerî’den tercüme, İstanbul 1974).
Müminlerin Emiri Hz. Ali (İstanbul 1978).
Şîa İnançları, Akaid’ül-İmâmiyye (Muhammed
Rıza’l-Muzaffer’den tercüme, İstanbul 1978).
Ondört Ma‘sûm: Hz. Peygamber, Hz. Fatıma ve Oniki İmâm
(İstanbul 1979).
Tarih Boyunca İslâm Mezhepleri ve Şiîlik (İstanbul 1979,
2. bs. 1987).
Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli (I-II, İstanbul 1955-1958).
Ayrıca, Kur’ân-ı Kerîm: Anlamı (İstanbul 1968) adıyla yeni baskısı yapılan
eserde verdiği meâller Şiî perspektifini yansıttığından indî ve yanıltıcı bulunmuş
ve şiddetli tenkitlere maruz kalmıştır. Gölpınarlı bu tenkitleri Kur’ân-ı Kerîm
Hakkındaki Tartışmalar Münasebetiyle adlı broşürü ile (İstanbul 1958)
karşılamaya çalışır. Ayetlerin açıklamarında Şiî kaynaklardan yaptığı
alıntılardan dolayı 1982’den sonra İran’da çokça basılmıştır.
Hz. Muhammed ve Hadisleri (İstanbul 1957, ilâveli 5. bs.
1972).
Sosyal Açıdan İslâm Tarihi I: Hz. Muhammed ve İslâm
(İstanbul 1969; genişletilmiş 2. bs. İstanbul 1985, 3. bs. 1991).
Muhammed Suresinin Tefsiri ve Feth Suresinin Tefsiri
(Seyyid Burhâneddin Muhakkık-ı Tirmizî’den tercüme ve şerhi, Ankara [1973]).
Başlıca Telif Eserleri ve Önemli Makaleleri
Melâmîlik ve Melâmîler (İstanbul 1931). Gölpınarlı, ilmî
alandaki ilk ve aynı zamanda şöhretini yapan bu eserini Edebiyat Fakültesi
mezuniyet tezi olarak uzun bir çalışma sonunda ortaya koymuştur. Bu hacimli
araştırması daha çok Türk Melâmîleri’nin biyografileriyle bunların
düşüncelerini içine alır. Daha sonraki yıllarda kendi el yazısı ile yaptığı
ilâve ve notları ihtiva eden nüshası üzerinden bir tıpkıbasımı yapılmıştır
(İstanbul 1992). Bu eserinde Gölpınarlı, Melâmî sufîlerin Şiîlik temayüllerine
dikkat çekmiştir.
Baki: Edebî Şahsiyeti, Baki’de Tasavvuf, Müntehap
Parçalar (İstanbul 1932).
Fuzulî (İstanbul 1932).
Yunus Emre: Hayatı (İstanbul 1936). Yûnus Emre hakkında
bilinenleri zenginleştiren ve onun hayatını aydınlığa kavuşturmaya çalışan bir
araştırmadır.
Yunus ile Âşık Paşa ve Yunus’un Bâtınîliği (İstanbul 1941)
Pir Sultan Abdal (Ankara 1943, Pertev Nailî Boratav’la
birlikte; genişletilmiş 2. bs. İstanbul 1991).
“İslâm ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilâtı ve
Kaynakları” (İktisat Fakültesi Mecmusası, XI/1-4 [1949-1950], s. 3-354). Burada
biri Arapça, biri manzum olmak üzere beşi Farsça altı adet en eski
fütüvvetnâmenin tıpkıbasımı verilmiş, makalenin sonuna da tercümeleri
eklenmiştir. Bu çalışmasında da Fütüvvet ehlinin Şiîlik temayüllerine dikkat
çekmiştir.
“Burgâzî ve ‘Fütüvvetnâme’si” (İktisat Fakültesi Mecmuası,XV/l-4
[1953-1954], s. 76-154).
Mevlânâ Celâleddin: Hayatı, Felsefesi, Eserleri,
Eserlerinden Seçmeler (İstanbul 1951, 4. bs. 1985). Yunus Emre: Hayatı, Sanatı,
Şiirleri (İstanbul 1952, 9. bs. 1979).
Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik (İstanbul 1953). Bazı
ilâvelerle birlikte ikinci baskısı yapılan eser (İstanbul 1983), Mevlânâ’dan
sonra gelen Mevlevîler’in hal tercümeleriyle Mevlevîlik hakkında ayrıntılı
bilgiler ihtiva eder. Mevlevîlerin Şiîlik temayüllerine dikkat çekmesi
bakımından oldukça önemli bir eserdir.
Kaygusuz Abdal, Hatayî, Kul Himmet (İstanbul 1953).
“Şeyh Seyyid Gaybî oğlu Şeyh Seyyid Hüseyn’in
‘Fütüvvet-Nâme’si” (İktisat Fakültesi Mecmuası, XVII/l-4 (1955-1956), s.
27-72).
“Fadlallah-i Hurufî’nin Oğluna Ait Bir Mektup” (Şarkiyat Mecmuası,
I [l956], s. 37-57).
“Fadlallāh-i Hurufî’nin Wasiyyat-Nama’sı veya Wasaya’sı”
(Şarkiyat Mecmuası, II [1957], s. 53-62).
Yunus Emre ve Tasavvuf (İstanbul 1961, 2. bs. 1992).
Alevî-Bektaşî Nefesleri (İstanbul 1963).
Mevlevî Âdâb ve Erkânı (İstanbul 1963).
Sımavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin (İstanbul 1966
Mevlânâ Müzesi Yazmalar Katalogu (I-IV, Ankara
1967-1994).
100 Soruda Tasavvuf (İstanbul 1969, 2. bs. 1985).
100 Soruda Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar (İstanbul
1969, 2. bs. 1985).
Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi (İstanbul 1972).
Hurûfîlik Metinleri Kataloğu (Ankara 1973).
Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
(İstanbul 1977).
Başlıca Tercümeleri
Başlıca Tercümeleri
Fuzuli, Sıhhat ve Maraz (İstanbul 1940).
Mevlânâ, Mesnevî (I-VI, İstanbul 1942-1946, 7. bs. Ankara
1988). Veled İzbudak tercümesine yaptığı şerhtir.
Ferideddin-i Attar, Mantık al-Tayr (I-II, İstanbul
1944-1945, 4. bs. 1990-1991).
Hafız Divanı (İstanbul 1944, 5. bs. 1992).
Şebüsterî, Gülşeni Râz (İstanbul 1944, 4. bs. 1989).
Ferideddin-i Attar, İlâhiname (İstanbul 1947, 5. bs.
1988).
Hayyam. Rubaîler ve Silsilat-al-Tartîb, İbn-i Sînâ’nın
Tamcîd’i ve Tercemesi (İstanbul [1953]).
Mevlânâ Celâleddin, Dîvân-ı Kebîr (I-VII, İstanbul
1957-1974; 2. bs. Ankara 1992).
Mevlânâ Celâleddin, Fîhi Mâ-Fîh (İstanbul 1954, 2. bs.
1959).
Mevlânâ Celâleddin, Mektuplar (İstanbul 1963).
Mevlânâ Celâleddin, Mecâlis-i Sab‘a (Konya 1965; 2. bs.
İstanbul 1994).
Şebüsterî, Gülşen-i Râz Tercüme ve Şerhi (İstanbul 1972).
Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî ve Şerhi (I-IV, İstanbul
1973-1974, daha sonra Mesnevî Tercümesi ve Şerhi adıyla, I-VI, İstanbul
1981-1984).
Seyyid Burhâneddin Muhakkık-ı Tirmizî, Ma’ârif (İstanbul
1973).
Sultan Veled, İbtidâ-Nâme (Ankara 1976).
Yayımladığı Metinlerin Bazıları
Yayımladığı Metinlerin Bazıları
Yunus Emre Divanı
(I-II, İstanbul 1943, III, 1948). Yûnus Emre ve diğer Yûnuslar’la ilgili
ayrıntılı bir önsözle birlikte Yûnus divanındaki arkaik kelimeleri açıklayan
bir sözlüğü de ihtiva eder.
Fuzûlî Divanı (İstanbul 1948, 3. bs. 1985).
Nedim Divanı (İstanbul 1951, 2. bs. 1972).
Vilâyet-nâme (Manâkıb-ı Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî,
İstanbul 1958, 2. bs. 1990).
Yunus Emre, Risâlat al-Nushiyye ve Dîvân (Eskişehir 1965;
Yunus Emre, Divan ve Risâletü’n-nushiyye adıyla 2. bs. İstanbul 1991).
Halîl bin İsmâil bin Şeyh Bedrüddin Mahmûd, Sımavna
Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Manâkıbı (İstanbul 1967, İsmet Sungurbey ile
birlikte).
Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk (İstanbul 1968; bazı yazmaları ile
Bulak basması arasında bir edisyon kritik mahiyetinde olan bu yayında eserin
Süleymaniye Kütüphanesi, Hâlet Efendi Eki, nr. 171’de kayıtlı müellif hattı ile
olan nüshasının tıpkıbasımı da verilmiştir).
Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri (İstanbul 1971, 6.
bs. 1991).
Abdülbaki Gölpınarlı'nın kabri |
Abdülbaki Gölpınarlı’nın biyografi, tarikatlar, tasavvufî ve dinî terimler etrafında çok sayıda ansiklopedi maddesi bulunmaktadır. Basılı olmayan eserleri arasında Türk Tarih Kurumu için yaptığı Târîh-i Cihangüşâ, Câmi‘ü’t-tevârîh ve Nizâmeddin Şâmî’den Zâfername tercümeleri vardır. Basılmamış bir başka tercümesi de Abdülkadir-i Belhî’nin Sunûhât-ı İlâhiyye’sidir (Konya Mevlânâ Müzesi, Abdülbaki Gölpınarlı Kitapları, nr. 145). Bütün ilmî ve fikrî çalışmaları yanında gençliğinden bu yana zaman zaman eski şiir zevkiyle klasik yolda manzumeler de yazan Gölpınarlı bunları bir araya getiren, henüz basılmamış bir divana da sahiptir (Mevlânâ Müzesi, Abdülbaki Gölpınarlı Kitapları, nr. 218).
Ertuğrul Ertekin
____________________