22 Eylül 2014 Pazartesi

Şiî Fırkalar: Kumeyliyye


Kumeyl b. Ziyad'ın Kufe'deki türbesi
Hz. Ali’nin yakın sahabîsi Kumeyl bin Ziyad’a nispet edilen Şiî fırka

Hicrî üçüncü yüzyılın ilk yarısında yaşayan Cahiz, Kumeyliyye adında bir fırkadan söz eder (Kitabü’l-Hayevan, Kahire 1938, c. 2, s. 269). Cahiz’in kaydettiğine göre bu fırka mensupları ister kaim olsun (kıyam etsin) ister kaid olsun (kıyam etmesin) her zaman halkın kendisine müracaat edebileceği bir imamın var olması gerektiğine inanırlar.

Cahiz, Kumeyliyye mensuplarının vekâlet veya niyabet yoluyla imameti caiz görmediklerini ilave eder. Bu konu Abbasî inkılâbının başlangıcında tartışılmıştır. Muhtemelen bu inanç, Kumeyl’in Hz. Ali’den naklettiği hadisteki mezkûr cümleyle irtibatlıdır ve ilk Şiîlerin “zuhur ve mağmur” ifadesini nasıl algıladıklarını göstermektedir. Muahhar dönemde İmamî ulema, daha önce “hazır olan ancak tanınmayan ve faal olmayan” anlamına gelen mağmur sözcüğünü gaib anlamında tefsir etmiş ve hadisi muhalifleriyle giriştikleri fırkasal münazaralarda kullanmışlardır. 

İbn Kiba (hicrî üçüncü yüzyıl sonu, dördüncü yüzyıl başı) İmamiyye’nin her zaman imamın zahir ve hazır olması gerektiğini savunurken şimdi niçin gaib imama inanmaya başladıklarını soran Zeydî muhalife cevaben şöyle yazar: “İmamiyye daima imamın ya zahir ve meşhur ya da gaib ve mağmur olduğuna inanmıştır. Bu konuda Kumeyl b. Ziyad’ın hadisinden başka bir senede sahip olmasaydık dahi bu bize yeterdi.” (İbn Kiba, Nakzu Kitabi’l-İşhad, H. Modarressi: Crisis and Consolidation in the Formative Period of Shi’ite Islam içinde, s. 187)

Ertuğrul Ertekin
________________
bkz. Hossein Modarressi, Tradition and Survival: A Bibliographical Survey of Early Shi’ite Literature, c. 1, s. 77 (Farsça tercümesi: Miras-ı Mektub-i Şia, çev. Seyyid Ali Kıraî-Resul Caferiyan, c. 1, s. 119).