Hz. Muhammed, Yemen ordusunun gücünden çekinen
dedesi
Abdülmuttalib'i teselli ediyor
Siyer-i Nebi
|
Abdülmuttalib’in Kâbe’nin emirliğini yaptığını dönemde
büyük bir hadise meydana geldi. Kur’ân’da Fil Suresi’nde anlatılan bu hadise Ebrehe
el-Esrem’in Kâbe’yi yıkmak amacıyla fillerle Mekke’ye saldırmasıdır. Bu hadiseden dolayı bu yıl,
tarih kitaplarına Fil Yılı olarak geçmiştir.
Habeşe Kralı Necaşî’nin Yemen valisi Ebrehe özellikle hac mevsiminde Mekke’nin ticaret merkezi olmasını kıskanıyor, insanları Yemen’e çekmeye çalışıyordu. Bu amaçla Ebrehe Kâbe'nin hangi malzemeden yapıldığını ve örtüsünü sordu; taştan olduğunu ve örtüsünün farklı yerlerden geldiğini öğrenince de, “Mesih’e yemin ederim ki ondan daha hayırlısını yaptıracağım” diyerek San’a’da, İslâm kaynaklarında Kulleys/Kalîs şeklinde geçen büyük bir katedral inşa ettirdi ve tezyinatı için Bizans’tan mermer ve mozaik ustaları getirtti. (Şarkiyatçı Rudolf Strothmann, şehrin ortasında yer alan ve halk arasında “Küçük Kâbe” adıyla anılan çifte minareli San’a Ulucamii’nin bu katedralin camiye çevrilmiş şekli olduğunu düşünmektedir.)
Habeşe Kralı Necaşî’nin Yemen valisi Ebrehe özellikle hac mevsiminde Mekke’nin ticaret merkezi olmasını kıskanıyor, insanları Yemen’e çekmeye çalışıyordu. Bu amaçla Ebrehe Kâbe'nin hangi malzemeden yapıldığını ve örtüsünü sordu; taştan olduğunu ve örtüsünün farklı yerlerden geldiğini öğrenince de, “Mesih’e yemin ederim ki ondan daha hayırlısını yaptıracağım” diyerek San’a’da, İslâm kaynaklarında Kulleys/Kalîs şeklinde geçen büyük bir katedral inşa ettirdi ve tezyinatı için Bizans’tan mermer ve mozaik ustaları getirtti. (Şarkiyatçı Rudolf Strothmann, şehrin ortasında yer alan ve halk arasında “Küçük Kâbe” adıyla anılan çifte minareli San’a Ulucamii’nin bu katedralin camiye çevrilmiş şekli olduğunu düşünmektedir.)
Katedralin inşaatının tamamlanmasından sonra Ebrehe çeşitli bölgelere
propagandacılar göndererek mabedi ziyaret etmeleri için halkı San’a’ya çağırdı.
Fakat bu bina kimsenin ilgisini çekmedi. Bunun üzerine (Ebrehe'nin Mekke'ye
saldırma sebebiyle ilgili farklı rivayetler için Mustafa Fayda'nın makalesine
bakınız) Kâbe’yi yıkmaya niyetlenen Ebrehe, dağ gibi büyük bir filin üstünde,
beraberinde donanımlı bir orduyla, Mekke’ye yürüdü. Abdülmuttalib’e de savaş
niyetinde olmadığı, sadece Kâbe’yi yıkmak istediği mesajını göndermişti.
Ordu Mekke’ye yaklaşınca askerler Abdülmuttalib’in iki
yüz devesini yağmaladı. Abdülmuttalib develerini geri almak için Ebrehe’nin
yanına gitti. Ebrehe Abdülbuttalib’e yakınlık gösterip yanına oturttu.
Tercümanlar aracılığıyla Abdülmuttalib oraya niçin geldiğini anlatınca Ebrehe,
“Niçin benden Kâbe’yi yıkmaktan vazgeçmemi istemiyorsun?” diye sordu.
Abdülmuttalib, “Ben develerin sahibiyim, Beyt’in kendi sahibi var!” diye
karşılık verdi ve develerini alıp Mekke’ye döndü.
Mekke’ye gelince, halka dağ eteklerine sığınmalarını
emretti. Oğullarıyla birlikte Kâbe’nin etrafında halka kuran Abdülmuttalib Kâbe kapısının halkasını tutarak Ebrehe’yi kahretmesi için Allah’a niyazda bulundu. Abdülmuttalib Kâbe
kapısının halkasına yapışmış bir halde şu beyitleri söylüyordu: “Ey Tanrım bir
kul dahi evini barkım korur; Sen de kendi evini koru. Yarın onların haçı ve
kuvveti senin kuvvetine üstün gelmesin.”
Sonra Abdullah’ı olan biteni
izlemesi için Kâbe’nin yakınında bırakıp, dağa çekildi.
Ertesi gün Abdullah olanları şöyle anlattı: “Kâbe’ye
yaklaştıklarında filler ilerlemediler, Yemen’e dönmek istiyorlardı. O esnada
yarasaya benzer kuşlar deniz tarafında peyda oldu. Her birinin gagasında birer,
pençelerinde ise ikişer taş parçası vardı. Ordunun üzerine geldiklerinde
taşları bıraktılar. Her bir taş bir askeri yere yığıyordu. Sonra ansızın bir
sel ortaya çıktı ve cesetleri denize sürükledi. Ebrehe’yle birlikte kalanlar
Yemen’e kaçtı.”
Ordunun yolunu kaybettiği, avare dolaştığı, sonra üstüne
düşen bir taş parçasının Ebrehe’nin azalarını paramparça ettiği, acılar içinde
kıvranarak öldüğü rivayet edilir. Tam da bu hadisenin meydana geldiği sıralarda
Abdülmuttalib’e torunu Muhammed’in (s) doğduğu müjdesi verildi.
Ertuğrul Ertekin
________________
Ertuğrul Ertekin
________________
kaynak: Ahmet
Lütfi Kazancı, “Ebrehe”; Gulamrıza
Efrasyabî, “Bunyan-i Kâbe”, Âyine-i Miras, Sayı: 23, 1383, s. 7-26; H. Ahmet
Sezikli, “Abdülmuttalib”;
Mustafa Fayda, “Fil Vakası”; İbn Hişam, Hz. Muhammed'in Hayatı, çev. İzzet Hasan-Neşet Çağatay, Ankara 1971, s. 29-36.