2 Ekim 2014 Perşembe

Kitap Tanıtımı: Resul Öztürk, Kâsım er-Ressî ve Zeydiyye Kelâmı


Resul Öztürk, Kâsım er-Ressî ve Zeydiyye Kelâmı, Ahenk Yayınları, Van 2008, 227 s.

Resul Öztürk tarafından kaleme alınan ve Kâsım er-Ressî ve Zeydiyye Kelâmı adını taşıyan bu çalışma önsöz, giriş, üç ana bölüm ve sonuç şeklinde tertiplenmiştir.

Eserin önsözünde, İslâm düşünce tarihinde birtakım kültürel, siyasî ve sosyal nedenlerle Müslüman düşünürler arasında görüş ayrılıklarının ortaya çıktığına dikkat çeken yazar, bu çerçevede İslâm düşüncesinin ana damarını oluşturan Sünnî anlayışın yanında önemli bir yorum şekli olarak Şia’yı ve onun alt gruplarından olan Zeydiyye’yi zikreder. Zeydiyye’nin, Ehl-i sünnet, Mutezîle ve Şia üçgeni içerisinde orta bir yerde durduğunu belirten yazar, bu eserinde Zeydiyye’nin kelam konularına getirdikleri yorumu ve bu yorumun en önemli temsilcisi olan Kâsım er-Ressî’yi ve kelâmî görüşlerini anlatmayı hedeflemektedir.

“Zeydiyye Mezhebi ve Kelâmî Görüşleri” başlığını taşıyan giriş kısmında konu üç alt başlıkta ele alınmakta ve her bir başlık kendi içinde müstakil olarak incelenmektedir. Bu bölümde ana hatlarıyla Zeydiyye mezhebi ve kelâmî görüşleri ile mezhebin önemli âlimleri ele alınarak, Ressî’nin görüşlerini ve onun Zeydiyye kelâmına katkılarını anlamada bir zemin oluşturulması hedeflenmiştir.


İlk bölümde Zeydiyye, tarihî veriler doğrultusunda tanıtılmaya çalışılmıştır. Yazara göre Zeydî yorum şekli, hem Mu’tezîlî anlayışın bir tonu olması hem de Sünnî anlayışa yakın olması bakımından büyük önem taşımaktadır. Zeydiyye’nin Şiî mezhepler arasında en mutedili olarak bilindiğini ifade eden yazar, bunun nedenini hilafetin Hz. Ali’nin hakkı olmakla birlikte ilk halifelerin de Kur’an ve Sünnet ile hareket eden meşru halifeler olduğunu ileri sürmelerine ve bu görüşü diğer Şiî fırkalarına karşı savunmalarına bağlar.

Zeydîlerce ziyaret edilen 
Hasan b. Ali en-Nasırü'l-Hakk'ın (öl. 304) kabri
İran, Âmul
“Ana Hatlarıyla Zeydiyye’nin Kelâmî Görüşleri” başlıklı ikinci bölümde mezhebin temel görüşleri ele alınmış ve karşılaştırmalar yapılarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Zeydiyye’nin usûlü’d-dîn olarak benimsediği “tevhid, adalet, va’d-vaîd, emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l- münker, imâmet” olmak üzere beş temel prensipleri ele alınırken; “akıl ve el-menzile beyne’l-menzileteyn” konularına da yer verilmiştir. Yazara göre Zeydî âlimler, beş temel prensibi “tevhid” ve “imâmet” olmak üzere iki temel inanç halinde yorumlamışlardır. “Emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l- münker” konusunda Mutezîle’nin görüşlerini kabul eden Zeydî âlimler, bu ilkeyi hem dinî hem de siyasî boyutuyla kurumsallaştırmaya çalışmışlar, bunun bir sonucu olarak Muhtesiblik kurumunu oluşturmuşlardır. 


Yazara göre Zeydî âlimler, Mutezîle’nin beş prensibi arasında yer alan “el-menzile beyne’l-menzileteyn” prensibini Zeydiyye’nin temel bir ilkesi olmasa da kabul etmişler ve bu konuda Mutezîle gibi düşünmüşlerdir. Ancak bu prensibi daha çok imamet konusuna tatbik etmişler, Mutezîle gibi müstakil bir ilke olarak değerlendirmişlerdir. Diğer bütün Şiî fırkalar gibi Zeydiyye’nin de temel görüşünü “imamet” konusunun oluşturduğunu ifade eden yazar, Zeydiyye’nin Mutezîle’den ayrıldıkları en belirgin konunun imamet olduğunu dile getirir. Zeydî âlimlerin imamet konusundaki en belirgin görüşü efdal ve mefdul imam görüşüdür. Hz. Peygamberden sonra Hz. Ali’nin en faziletli kişi kabul edilmesi, onun efdal kişi olması demektir. İlk iki halifenin Hz. Ali’den daha az faziletli olmaları onların mefdul olmaları demektir. Dolayısıyla Zeydiyye, efdal varken mefdul olanın imametini caiz görmüştür. “Zeydiyye-Mu’tezîle İlişkisi” başlığını taşıyan üçüncü kısımda Zeydiyye’nin Mutezîle’den etkilendiği hususlar ile onlardan ayrıldığı hususlara yer verilmiştir.

Çalışmanın esasını oluşturan “Kâsım er-Ressî’nin Hayatı ve Eserleri” başlığını taşıyan birinci ana bölümde konu üç alt başlıkta ele alınmakta ve her bir başlık kendi içinde müstakil maddeler halinde işlenmektedir. Burada genel olarak Kâsım er-Ressî’nin hayatı, tahsili, hocaları, talebelerinin yanı sıra yaşadığı çevre ve sosyokültürel ortama ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Ayrıca Ressî hakkında batıda ve İslâm dünyasında yapılan çalışmalar irdelenmiş ve tek tek tanıtılmaya çalışılmıştır. “Eserleri” adını taşıyan bölümde ise, Ressî’nin, genelde İslâm düşüncesi özelde Zeydî düşünce içindeki konumunun daha iyi anlaşılabilmesi için akademik ilgi alanı ve eserleri hakkında doyurucu bilgiler verilmiştir.

“Ressî’nin Kelâm Metodu, Bilgi Kaynakları ve İstidlâl Yöntemleri” başlığını taşıyan ikinci ana bölümde ise Ressî’nin kelâm metodu ve Mutezîle-Zeydiyye etkileşimi üzerinde durulmaktadır. Konu üç alt başlıkta ele alınarak işlenmektedir.

“Kelâm Metodu” ismini taşıyan ilk bölümde onun yaşadığı çevre, sosyokültürel hayat ve onun yaşadığı dönemde sınırlı kalmak kaydıyla Abbasîler dönemi hakkında genel bir malumat verilmektedir. Bu bağlamda Ressî’nin yaşadığı III./IX. asrın, çeşitli İslâmî ilimlerin büyük gelişme gösterdiğine özellikle de kelâm ilminin sistemleştiğine ve bazı itikâdî fırkaların kurulup geliştiğine dikkat çekilmektedir. Ayrıca dönemin kültürel hareketliliği açısından fikir vedüşünce hürriyetinin var olduğuna ve fırkalar arası ilmî münazara ve tartışmalara imkân tanındığına işaret edilmekte ve bu düşünce ve fikir atmosferinden Ressî’nin yeterince faydalandığına dikkat çekilmektedir.

“Bilgi Kaynakları” adlı ikinci kısımda yazar, onun, kendine özgü bir tasnifle bilgi vasıtalarını sahih ve fasit şekliyle sekize ayırdığını dile getirerek bilgi vasıtalarından sahih ve fasit olanlarını nedenleri ile birlikte değerlendirmeye çalışmaktadır.

“Ressî’nin Beş İlkesi ve Zeydiyye-Mutezîle İlişkisindeki Rolü” başlığını taşıyan üçüncü kısımda, Ressî’nin kendine özgü yorumuyla beş ilkesi ve Zeydiyye-Mutezîle etkileşimindeki rolü incelenmiştir. Yazara göre Ressî’nin kendi sistematiği içerisinde yer alan “tevhid”, “adalet” ve “va’d-vaîd” olmak üzere ilk üç prensip konusundaki görüşleri Mutezîle’nin görüşleri ile birebir örtüşmektedir. Ancak onun benimsediği Kur’ân ve Ahkâm/hükümler prensibi ise Ressî’ye özgü olup Mu’tezîle’nin beş ilkesi içersinde yer almaz. Yazar bu noktadan hareketle Ressî’nin benimsediği son iki prensibin, onun Zeydiyye’den sayılmasına neden olan temel Zeydî görüşler olduğuna işaret eder.

“Ressî’nin Sistematik Kelâma İlişkin Görüşleri” başlığını taşıyan üçüncü ana bölümde konu, beş alt başlık halinde ele alınmış ve her bir başlık kendi içinde müstakil maddeler halinde incelenmiştir. Bu bölümde genel olarak temel İslâmî meselelerde ne tür farklılıklar olduğuna ışık tutabilmek için Ressî’nin “ilâhiyât”, “nübüvvet” ve “semiyyât” görüşleri ayrıntılı sayılabilecek bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca Zeydiyye inanç sisteminde önemli bir yeri olan “imâmeti” Ressî’nin nasıl değerlendirdiği ve nasıl bir açılım sağladığı ele alınırken; onun, kelâm problemlerine yaklaşımlarına da yer verilmiş, konu “iman-amel ilişkisi”, “kader ve insan özgürlüğü”, “büyük günah”, “hüsün-kubuh” meseleleri çerçevesinde işlenmiştir. “İlâhiyât” başlığını taşıyan bölümde, Ressî’nin varlık ve Tanrı anlayışı, Allah’ın varlığını ve birliğini ispatta kullandığı deliller, Allah’ın isimleri ve sıfatları, Allah’a şey denilmesi ve Ru’yetullah gibi konular incelenmiştir. Eserin büyük bir bölümünü bu konulara ayıran yazar, Allah’ı inkâr edenler ile teşbih ve tecsime düşenlerin Ressî’nin birinci derecede muhatapları olduğuna işaret etmektedir.

“Nübüvvet” adını taşıyan bölümde yazar, Ressî’nin konuyla ilgili görüşlerini ayrıntılı bir şekilde ele almıştır. Bu anlamda yazar, nübüvvet bahsini; Allah’a şükretme, mucize ve ismet/masum çerçevesinde ele alarak onun konuya dair yaklaşımlarını incelemiştir. Yazara göre Ressî, Allah’ın peygamber göndermesini, nimetini tamamlamasının bir gereği olarak görmüş ve bunu kulların Allah’a nasıl şükredeceği bağlamında ele alarak izah etmiştir. Yazar daha sonra Ressî’nin, Zeydiyye’nin Mu’tezîle’den ayrıldıkları en belirgin konu olarak kabul edilen “imamet” hakkındaki görüşlerini de ele alarak, onun, “bir kısım insanların diğerlerinden üstün olduğu” ön kabulü ile imamet konusunu ele aldığını dile getirir. “Kelâm Problemlerine Yaklaşımı” adını taşıyan son bölümde yazar, Ressî’nin kelâm ilminin temel problemleri olan “iman”, “iman-amel ilişkisi”, “kader ve insan özgürlüğü”, “büyük günah”, “hüsun-kubuh”gibi konular hakkındaki görüşleri etrafında Mutezîle’nin görüşleriyle zaman zaman kıyaslamaya giderek onun zikredilen konuları nasıl değerlendirdiğini ve bu konulara nasıl bir açılım sağladığını sergilemeye çalışmıştır.
________________
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Recep Önal'ın Usul Dergisi için kaleme aldığı kitap tanıtımı yazısından derlenmiştir. Kitap hakkında ayrıca eser ayrıntılarına bakılabilir.