Resul Öztürk, Kâsım er-Ressî ve Zeydiyye Kelâmı, Ahenk Yayınları, Van 2008, 227 s.
Resul Öztürk tarafından kaleme alınan ve Kâsım er-Ressî
ve Zeydiyye Kelâmı adını taşıyan bu çalışma önsöz, giriş, üç ana bölüm ve sonuç
şeklinde tertiplenmiştir.
Eserin önsözünde, İslâm düşünce tarihinde birtakım
kültürel, siyasî ve sosyal nedenlerle Müslüman düşünürler arasında görüş
ayrılıklarının ortaya çıktığına dikkat çeken yazar, bu çerçevede İslâm
düşüncesinin ana damarını oluşturan Sünnî anlayışın yanında önemli bir yorum
şekli olarak Şia’yı ve onun alt gruplarından olan Zeydiyye’yi zikreder. Zeydiyye’nin,
Ehl-i sünnet, Mutezîle ve Şia üçgeni içerisinde orta bir yerde durduğunu
belirten yazar, bu eserinde Zeydiyye’nin kelam konularına getirdikleri yorumu
ve bu yorumun en önemli temsilcisi olan Kâsım er-Ressî’yi ve kelâmî görüşlerini
anlatmayı hedeflemektedir.
“Zeydiyye Mezhebi ve Kelâmî Görüşleri” başlığını taşıyan
giriş kısmında konu üç alt başlıkta ele alınmakta ve her bir başlık kendi
içinde müstakil olarak incelenmektedir. Bu bölümde ana hatlarıyla
Zeydiyye mezhebi ve kelâmî görüşleri ile mezhebin önemli âlimleri ele alınarak,
Ressî’nin görüşlerini ve onun Zeydiyye kelâmına katkılarını anlamada bir zemin
oluşturulması hedeflenmiştir.
İlk bölümde Zeydiyye, tarihî veriler doğrultusunda
tanıtılmaya çalışılmıştır. Yazara göre Zeydî yorum şekli, hem Mu’tezîlî
anlayışın bir tonu olması hem de Sünnî anlayışa yakın olması bakımından büyük
önem taşımaktadır. Zeydiyye’nin Şiî mezhepler arasında en mutedili olarak
bilindiğini ifade eden yazar, bunun nedenini hilafetin Hz. Ali’nin hakkı
olmakla birlikte ilk halifelerin de Kur’an ve Sünnet ile hareket eden meşru
halifeler olduğunu ileri sürmelerine ve bu görüşü diğer Şiî fırkalarına karşı
savunmalarına bağlar.
Zeydîlerce ziyaret edilen
Hasan b. Ali en-Nasırü'l-Hakk'ın (öl. 304) kabri
İran, Âmul
|
“Ana Hatlarıyla Zeydiyye’nin Kelâmî Görüşleri” başlıklı
ikinci bölümde mezhebin temel görüşleri ele alınmış ve karşılaştırmalar
yapılarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Zeydiyye’nin usûlü’d-dîn
olarak benimsediği “tevhid, adalet, va’d-vaîd, emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i
ani’l- münker, imâmet” olmak üzere beş temel prensipleri ele alınırken; “akıl
ve el-menzile beyne’l-menzileteyn” konularına da yer verilmiştir. Yazara göre
Zeydî âlimler, beş temel prensibi “tevhid” ve “imâmet” olmak üzere iki temel
inanç halinde yorumlamışlardır. “Emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l- münker”
konusunda Mutezîle’nin görüşlerini kabul eden Zeydî âlimler, bu
ilkeyi hem dinî hem de siyasî boyutuyla kurumsallaştırmaya çalışmışlar, bunun
bir sonucu olarak Muhtesiblik kurumunu oluşturmuşlardır.
Yazara göre Zeydî
âlimler, Mutezîle’nin beş prensibi arasında yer alan “el-menzile beyne’l-menzileteyn”
prensibini Zeydiyye’nin temel bir ilkesi olmasa da kabul etmişler ve bu konuda Mutezîle gibi düşünmüşlerdir. Ancak bu prensibi daha çok
imamet konusuna tatbik etmişler, Mutezîle gibi müstakil bir ilke olarak
değerlendirmişlerdir. Diğer bütün Şiî fırkalar gibi Zeydiyye’nin de temel
görüşünü “imamet” konusunun oluşturduğunu ifade eden yazar, Zeydiyye’nin Mutezîle’den
ayrıldıkları en belirgin konunun imamet olduğunu dile getirir. Zeydî âlimlerin
imamet konusundaki en belirgin görüşü efdal ve mefdul imam görüşüdür. Hz.
Peygamberden sonra Hz. Ali’nin en faziletli kişi kabul edilmesi, onun efdal kişi
olması demektir. İlk iki halifenin Hz. Ali’den daha az faziletli
olmaları onların mefdul olmaları demektir. Dolayısıyla Zeydiyye, efdal varken
mefdul
olanın imametini caiz görmüştür. “Zeydiyye-Mu’tezîle İlişkisi”
başlığını taşıyan üçüncü kısımda Zeydiyye’nin Mutezîle’den etkilendiği hususlar
ile onlardan ayrıldığı hususlara yer verilmiştir.
Çalışmanın esasını oluşturan “Kâsım er-Ressî’nin Hayatı
ve Eserleri” başlığını taşıyan birinci ana bölümde konu üç alt başlıkta ele
alınmakta ve her bir başlık kendi içinde müstakil maddeler halinde
işlenmektedir. Burada genel olarak Kâsım er-Ressî’nin hayatı, tahsili,
hocaları, talebelerinin yanı sıra yaşadığı çevre ve sosyokültürel ortama
ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Ayrıca Ressî hakkında batıda ve İslâm dünyasında yapılan
çalışmalar irdelenmiş ve tek tek tanıtılmaya çalışılmıştır. “Eserleri” adını
taşıyan bölümde ise, Ressî’nin, genelde İslâm düşüncesi özelde Zeydî düşünce
içindeki konumunun daha iyi anlaşılabilmesi için akademik ilgi alanı ve eserleri
hakkında doyurucu bilgiler verilmiştir.
“Ressî’nin Kelâm Metodu, Bilgi Kaynakları ve İstidlâl
Yöntemleri” başlığını taşıyan ikinci ana bölümde ise Ressî’nin kelâm metodu ve
Mutezîle-Zeydiyye etkileşimi üzerinde durulmaktadır. Konu üç alt başlıkta ele alınarak
işlenmektedir.
“Kelâm Metodu” ismini taşıyan ilk bölümde onun yaşadığı
çevre, sosyokültürel hayat ve onun yaşadığı dönemde sınırlı kalmak kaydıyla
Abbasîler dönemi hakkında genel bir malumat verilmektedir. Bu bağlamda
Ressî’nin yaşadığı III./IX. asrın, çeşitli İslâmî ilimlerin büyük gelişme
gösterdiğine özellikle de kelâm ilminin sistemleştiğine ve bazı itikâdî
fırkaların kurulup geliştiğine dikkat çekilmektedir. Ayrıca dönemin kültürel
hareketliliği açısından fikir vedüşünce hürriyetinin var olduğuna ve fırkalar
arası ilmî münazara ve tartışmalara imkân tanındığına işaret edilmekte ve bu
düşünce ve fikir atmosferinden Ressî’nin yeterince faydalandığına dikkat
çekilmektedir.
“Bilgi Kaynakları” adlı ikinci kısımda yazar, onun,
kendine özgü bir tasnifle bilgi vasıtalarını sahih ve fasit şekliyle sekize
ayırdığını dile getirerek bilgi vasıtalarından sahih ve fasit olanlarını
nedenleri ile birlikte değerlendirmeye çalışmaktadır.
“Ressî’nin Beş İlkesi ve Zeydiyye-Mutezîle İlişkisindeki
Rolü” başlığını taşıyan üçüncü kısımda, Ressî’nin kendine özgü yorumuyla beş
ilkesi ve Zeydiyye-Mutezîle etkileşimindeki rolü incelenmiştir. Yazara göre
Ressî’nin kendi sistematiği içerisinde yer alan “tevhid”, “adalet” ve
“va’d-vaîd” olmak üzere ilk üç prensip konusundaki görüşleri Mutezîle’nin
görüşleri ile birebir örtüşmektedir. Ancak onun benimsediği Kur’ân ve
Ahkâm/hükümler prensibi ise Ressî’ye özgü olup Mu’tezîle’nin beş ilkesi içersinde
yer almaz. Yazar bu noktadan hareketle Ressî’nin benimsediği son iki prensibin,
onun Zeydiyye’den sayılmasına neden olan temel Zeydî görüşler olduğuna işaret
eder.
“Ressî’nin Sistematik Kelâma İlişkin Görüşleri” başlığını
taşıyan üçüncü ana bölümde konu, beş alt başlık halinde ele alınmış ve her bir
başlık kendi içinde müstakil maddeler halinde incelenmiştir. Bu bölümde genel
olarak temel İslâmî meselelerde ne tür farklılıklar olduğuna ışık tutabilmek
için Ressî’nin “ilâhiyât”, “nübüvvet” ve “semiyyât” görüşleri ayrıntılı
sayılabilecek bir şekilde incelenmiştir. Ayrıca Zeydiyye inanç sisteminde
önemli bir yeri olan “imâmeti” Ressî’nin nasıl değerlendirdiği ve nasıl bir
açılım sağladığı ele alınırken; onun, kelâm problemlerine yaklaşımlarına da yer
verilmiş, konu “iman-amel ilişkisi”, “kader ve insan özgürlüğü”, “büyük günah”,
“hüsün-kubuh” meseleleri çerçevesinde işlenmiştir. “İlâhiyât” başlığını taşıyan
bölümde, Ressî’nin varlık ve Tanrı anlayışı, Allah’ın varlığını ve birliğini ispatta kullandığı deliller,
Allah’ın isimleri ve sıfatları, Allah’a şey denilmesi ve Ru’yetullah gibi
konular incelenmiştir. Eserin büyük bir bölümünü bu konulara ayıran yazar,
Allah’ı inkâr edenler ile teşbih ve tecsime düşenlerin Ressî’nin birinci
derecede muhatapları olduğuna işaret etmektedir.
“Nübüvvet” adını taşıyan bölümde yazar, Ressî’nin konuyla
ilgili görüşlerini ayrıntılı bir şekilde ele almıştır. Bu anlamda yazar,
nübüvvet bahsini; Allah’a şükretme, mucize ve ismet/masum çerçevesinde ele
alarak onun konuya dair yaklaşımlarını incelemiştir. Yazara göre Ressî,
Allah’ın peygamber göndermesini, nimetini tamamlamasının bir gereği olarak
görmüş ve bunu kulların Allah’a nasıl şükredeceği bağlamında ele alarak izah
etmiştir. Yazar daha sonra Ressî’nin, Zeydiyye’nin Mu’tezîle’den ayrıldıkları
en belirgin konu olarak kabul edilen “imamet” hakkındaki görüşlerini de ele
alarak, onun, “bir kısım insanların diğerlerinden üstün olduğu” ön kabulü ile
imamet konusunu ele aldığını dile getirir. “Kelâm Problemlerine Yaklaşımı”
adını taşıyan son bölümde yazar, Ressî’nin kelâm ilminin temel problemleri olan
“iman”, “iman-amel ilişkisi”, “kader ve insan özgürlüğü”, “büyük günah”, “hüsun-kubuh”gibi
konular hakkındaki görüşleri etrafında Mutezîle’nin görüşleriyle zaman zaman
kıyaslamaya giderek onun zikredilen konuları nasıl değerlendirdiğini ve bu
konulara nasıl bir açılım sağladığını sergilemeye çalışmıştır.
________________
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Recep Önal'ın Usul Dergisi için kaleme aldığı kitap tanıtımı yazısından derlenmiştir. Kitap hakkında ayrıca eser ayrıntılarına bakılabilir.