29 Ekim 2014 Çarşamba

Kitap Tanıtımı: Ebu Mihnef, Vak’atü’t-taf



Ebu Mihnef Lut b. Yahya el-Ezdî el-Gamidî el-Kufî, Vak’atü’t-taf, tahkik: Şeyh Muhammed Hadi el-Yusufî el-Garevî, Merkezü’t-tabaa ve’n-neşr li-Mecmai el-Âlemî li-Ehli’l-Beyt (as), Tahran 1431, 334 s.

Ebu Mihnef Lut b. Yahya el-Ezdî (ö. 157/773-74) bilinen ilk maktel-i Hüseyin müellifidir. Kerbela Olayı ile ilgili rivayetlerinin çoğunluğunu doğrudan olaya tanık olmuş görgü tanıklarından veya doğrudan görgü tanıklarından rivayet eden ravilerden dinleyerek derleyen Ebu Mihnef’in İmam Hüseyin’in (as) şehadetinden 70 yıl sonra kaleme aldığı Maktelü’l-Hüseyin’i ne yazık ki günümüze ulaşmamıştır.

Iraklı araştırmacı Şeyh Muhammed Hadi el-Yusufî el-Garevî, Ebu Mihnef’in maktel rivayetlerini başta Taberî olmak üzere geç dönem müelliflerinin eserlerinden çıkararak Maktelü’l-Hüseyin’i yeniden inşa etmiştir. Çalışma, giriş ve on üç bölümden oluşmaktadır. Araştırmacı, kitabın giriş bölümünde, Ebu Mihnef ve makteli hakkında önemli bilgiler vermektedir. Maktelü’l-Hüseyin’den en son Şeyh Tusî, 456/1063-64 yılında sahibi olduğu yazma nüshadan doğrudan iktibasta bulunmuştur. Bu tarihten sonra esere ulaşılamamıştır. 

el-Garevî’nin araştırması neticesinde ulaştığı verilere göre, Ebu Mihnef’ten en fazla rivayet nakleden Ebu Cafer Muhammed b. Cerir Taberî’dir (ö. 310/923). Nasr b. Müzahim el-Minkarî (ö. 212/827) de Vakatu Sıffin adlı eserinde Ebu Mihnef’ten rivayet nakletmiştir. Muahhar müellifler arasında Ebu Mihnef’ten rivayet aktaranlar şunlardır:  Ebu’l-Ferec Isfahanî (ö. 356/967), Şeyh Müfid (ö. 413/1022) ve İbnü’l-Cevzî (ö. 654/1256).

el-Garevî’nin giriş bölümünde üzerinde durduğu önemli konulardan bir tanesi de Ebu Mihnef’e nispet edilen, kendi ifadesiyle, mütedavil makteldir. Allame Şerefüddin’in, Muhaddis Kummî’nin ve Şeyh Abbas Kummî’nin de dikkat çektiği üzere tarihin bir döneminde ortaya çıkan ve Ebu Mihnef’e nispet edilen bir maktel-i Hüseyin bulunmaktadır. el-Garevî, bu maktelin Ebu Mihnef’e ait olamayacağını, makteldeki bariz hataları tespit ederek ortaya koymuştur.

Ebu Mihnef’in Maktelü’l-Hüseyin’i yeniden inşa ederken Taberî’nin rivayetlerini esas alan el-Garevî, rical kitaplarını da inceleyerek Ebu Mihnef’in kaynaklarının neredeyse tamamına yakınını tespit etmiş, bu ravileri altı gruba ayırarak incelemiştir.

Giriş bölümünden sonra kitapta on üç bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerde sırasıyla, Muâviye’nin vasiyeti, Yezid’in halife oluşu, İmam Hüseyin’in Medine’den ayrılışı, Mekke’ye yerleşmesi, Müslim b. Akîl’in Kufe’ye gitmesi ve şehadeti, İmam Hüseyin’in Mekke’den ayrılması, kafilesinin izlediği güzergâh, Kerbela’ya varışı, Ömer b. Sad ile konuşmaları, Âşura gecesinde ve gününde meydana gelen olaylar, savaşın başlaması, İmam Hüseyin’in sahabîlerinin şehadetleri, İmam Hüseyin’in şehadeti, çadırların yağmalanması ve ailesinin Kufe’ye, Şam’a ve Medine’ye götürülmeleri ve İmam Hüseyin’in Kufeli ilk ziyaretçisi ele alınmıştır.

Zengin dipnotlarıyla dikkat çeken çalışma, bu alanda çalışma yapacak araştırmacılara önemli bilgiler sunmaktadır.

el-Garevî’nin bu tahkiki, Nuri Dönmez tarafından Kerbelâ Vakıası adıyla Türkçeye tercüme edilmiştir (İstanbul 2010). Fakat maalesef, el-Garevî’nin önsözü ve dipnotlarının birçoğu bu tercümede bulunmamaktadır.

Ertuğrul Ertekin