15 Ekim 2014 Çarşamba

Kitap Tanıtımı: Cemil Hakyemez, Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünnî-Şiî İttifakı



Cemil Hakyemez, Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünnî-Şiî İttifakı, Kitap Yayınevi, İstanbul 2014, 207 s.
Şiîlik araştırmaları alanında Türkiye’de önemli bir yeri olan Doç. Dr. Cemil Hakyemez’in Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünnî-Şiî İttifakı başlıklı çalışması, giriş, dört bölüm ve değerlendirme yazısından oluşmaktadır.

Müslümanlar arasında tesis edilmesi gereken diyalogun önemine vurgu yapan Hakyemez, bu çalışmasında, Sünnîlerle Şiîler arasında kurulmaya çalışılan ittifak girişimlerini Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti ve Safevîler sonrası diğer İran devletleri arasındaki ilişkilerle sınırlı tutmuştur. Çaldıran Savaşı’yla başlayan ve II. Abdülhamid’in iktidar yıllarının sonuna kadar devam eden bu uzun dönemi yazar, tarihte belli başlı olay ve ittifak arayışları çerçevesinde, dört bölümde incelemiştir.

“Şiîlik-Sünnîlik Açısından Osmanlı-Safevî İlişkileri” başlıklı ilk bölümde Hakyemez, önce, Safevî Devleti’nin kuruluşuna kadar tarihte Türk-İran ilişkilerini özetlemiştir. Safevî Devleti’nin kuruluşundan sonraki dönemi ayrıca ele alan yazar, kitabının bu kısmında Safevî tarikatının Şiîleşmesi ve Şiî Safevî Devleti’nin İran’ı Şiîleştirme politikaları üzerinde durmaktadır. Şiîleşme sonrası süreçte İran siyasetindeki din-devlet ilişkileri üzerinde duran yazar, bölümün bu bu kısmında Şiî ulema arasında yaşanan tartışmalara ve usulî-ahbarî ayrışmasına değinmektedir. Yazar daha sonra, Osmanlı Devleti’nin Safevî politikası üzerinde durur ve padişahların Safevîlere karşı aldıkları tedbirleri; Osmanlı’da din ve devlet olgusunu, mezhepsel kimliğini, ulemanın konumunu ve ulemanın fetvalarına dayandırılan Rafızîlik ile Kızılbaşlıkla mücadele politikalarını inceler.

Safevî sonrası döneme ayrılan “Safevîler Sonrası Dönem ve Nadir Şah’ın Şiî-Sünnî İttifak Çabaları” başlıklı ikinci bölüme Hakyemez, Afşar Şahı Nadir’in Caferîlik anlayışını değerlendirerek başlamaktadır. Bu bölümde yazar, Nadir Şah’ın Şiî ulemayı Kazvin’de toplamasını, şah seçilişini, Osmanlı ile barış çabalarını, Necef’te Sünnî ve Şiî ulema ile Caferîliği beşinci Sünnî mezhebi kabul ettirmek amacıyla yaptığı toplantıyı ve Osmanlı’nın tepkisini ele almaktadır. İkinci bölümün ikinci kısmında yazar, Kaçarlar dönemi İran’ını Şiî-Sünnî ittifak girişimleri çerçevesinde incelemektedir. Kaçarların İran’a nasıl hâkim olduğunun anlatıldığı giriş kısmının ardından yazar, bu dönemde güçlenen usulîliği ve merci-i taklit müessesesinin oluşumunu ele almaktadır.

Üçüncü bölüm, “İslâm Dünyasında Modernleşme ve Şiî-Sünnî İlişkileri Üzerindeki Etkisi” başlığını taşımaktadır. Başlıktan anlaşılacağı üzere bu bölüm 19. yüzyıl İslâm dünyasını ele almaktadır. İslâm dünyasındaki ve Osmanlı Devleti’ndeki modernleşme hareketinin tarihçesiyle konuya giren yazar, devamında Osmanlı Devleti’ndeki modernleşme hareketlerini ele alır ve bu süreçte ulema-devlet ilişkilerinde meydana gelen değişimi inceler. Bu bölümün üçüncü kısmı İran’daki modernleşme faaliyetlerine ayrılmıştır. Islahat faaliyetlerini, meşruiyet hareketini ve Şiî ulemanın bu harekete bakışını inceleyen Hakyemez, süreci Şeyh Fazlullah Nuri (ö. 1909) dönemine kadar takip etmektedir.

“Osmanlı Devleti’nin İslâm Birliği Politikası ve Şiîler” başlıklı dördüncü bölümde Hakyemez, 19. yüzyılda Osmanlı-İran siyasî münasebetlerini incelemektedir. Bu dönemde ortaya çıkan Irak üzerindeki nüfuz mücadelesini ele alan yazar, Osmanlı Devleti’nin Şiîleştirmeye karşı aldığı önlemlerden söz ederek, II. Abdülhamid’in İttihad-ı İslâm, İslâm birliği siyasetinde Sünnî-Şiî ittifakı girişimlerini, Türkiye’de cumhuriyetin kurulmasıyla akamete uğrayan bu siyaset çerçevesinde araştırmaktadır.

Yazar, 20. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra başlayıp günümüze kadar devam eden dönemde yaşanan gelişmelerin bağımsız bir çalışmada ayrıntılı olarak ele alınması gerektiğine inandığından çalışmasında bu dönemi incelememiştir.

Ertuğrul Ertekin