22 Ekim 2014 Çarşamba

Kitap Tanıtımı: Murat Sarıcık, Osmanlı İmparatorluğu’nda Nakibüleşraflık Müessesesi



Murat Sarıcık, Osmanlı İmparatorluğu’nda Nakibüleşraflık Müessesesi, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2003,  189 s.


Murat Sarıcık, çalışmasında Nakibüleşraflık müessesesini giriş ve üç bölüm halinde incelemiş ve kısa bir değerlendirme ile sonlandırmıştır. Çalışmanın sonunda bir dizin çalışması ile konuyla ilgili bazı arşiv vesikaları da yer almaktadır.

Müellif giriş bölümünden hemen önce çalışmanın bazı kaynakları hakkında değerlendirmelerde bulunmuştur. Osmanlılar öncesindeki İslâm devletlerindeki nikabet teşkilatı için kullanılan kaynaklar dışında, müessesenin Osmanlı devletindeki tesis ve tekâmülü açısından çağdaş Osmanlı tarihleri, tercüme-i hal kitapları, kanunnameler, siyadet hüccetleri ve arşiv vesikaları başlıca kaynak grubunu oluşturmaktadır.

Sarıcık, giriş bölümümde, nakibüleşraflık teşkilatının Osmanlı devletinden önceki İslâm devletlerindeki durumunu incelemiştir. Bu bölümde, ilk olarak seyyid ve şerifler ve Ehl-i Beyt kavramları ve bunların Kur’ân ve hadislerdeki yerleri değerlendirilmiş, buna müteakip Ehl-i Beyt’in Asr-ı Saadet ve Emevîler dönemindeki konumuna temas edilmiştir. Özellikle Emevîler döneminde Ehl-i Beyt’e karşı takınılan menfi tutuma işaret edilmiş ve bir istisna olarak Halife Ömer b. Abdülaziz’in peygamber soyuna hürmetinden bahsedilmiştir.

Müellif giriş kısmında ayrıca, nakib kelimesi ve türevlerinin mana ve kullanım alanlarına değinmiş ve daha sonra da nikabetin tam bir teşkilat olarak Abbasîler döneminde tesis edildiğini ifade etmiş; Hz. Peygamber soyundan gelenlerin idaresi amacıyla bu müessesenin tesis edildiğini belirtmiştir.

Abbasîler döneminde bu müessesenin tesisi, işleyişi ve teşkilatın başı olarak Nakibüleşraf’ın atama ve azilleri, kendilerinde aranan şartlar, maiyetindeki görevliler vb. gibi hususlar ana hatlarıyla ortaya konulmuş ve buna müteakiben teşkilatın diğer İslâm devletlerindeki -Fatimîler, Eyyübîler, Memluklular, İlhanlılar, Anadolu Selçukluları- mevcudiyetine ve işleyişine temas edilmiştir. Anlaşıldığına göre Hz. Peygamber’in soyundan gelen seyyid ve şeriflere duyulan hürmetin bir tezahürü olarak kurumun tesis edilme gayesi ve işleyiş tarzı genel olarak bütün İslâm devletlerinde benzer özellikler taşımaktadır

Birinci bölümde Sarıcık, kurumun Osmanlı devletindeki kuruluş ve gelişme aşamasını değerlendirmiş ve Osmanlıların, diğer İslâm devletleri gibi, ulemaya ve tarikat şeyhlerine olduğu gibi seyyid ve şeriflere de büyük bir sevgi-saygı ve hürmet gösterdiklerini ve bunların ülkelerine yerleşmesine önem verdiklerini ifade etmiştir.

Müellif aynı bölümde, bu kurumun hangi padişah zamanında tesis edildiği üzerinde durmuş ve kaynaklarda ekseriyetle Yıldrım Bayezid’e işaret edildiğini ifade etmiştir. Bu padişah zamanında Bursa’ya gelen Seyyid Ali Natta -ki nesebinin Hz. Hüseyin’e dayandığı söylenir- Osmanlı devletinin ilk Nakibüleşrafı’dır. Dolayısıyla müessese Bayezid döneminde kurulmuş kabul edilir. Seyyid Ali Natta Sultan II. Murad zamanında tekrar Nakibüleşraf nasb edilmiş ise de kurum Fatih döneminde kaldırılmıştır.

Müellif çalışmanın ikinci bölümünde, Fatih döneminde lağv edilmiş olan müessesenin II. Bayezid döneminde yeniden ihdas edildiğini belirtmektedir. II. Bayezid zamanında Seyyid Mahmud 1494’de nakibüleşraf unvanı ile seyyid ve şeriflerin başkanı tayin edilmiş, böylece Osmanlı saltanatının sonuna kadar devam eden bir teşkilat kurulmuştur.

Bu bölümün devamında Sarıcık, kurumun tesisine müteakip sırasıyla nakibüleşrafta bulunması gereken vasıflar ile bunların görevleri ve maaşları incelemiş ve kendilerine ait Arapça, Farsça ve Türkçe siyadet hüccetlerinden örneklere yer verilerek konu desteklemiştir.

Üçüncü bölümde ise müessesenin işleyişi incelenmiş; nakibüleşrafların tayin ve azilleri, yetki ve görevleri ile maiyetindeki görevliler, maaşları ve teşrifattaki yerleri ortaya konulmuştur. İlk nakibüleşrafların ömür boyu görev almalarına karşın zamanla bunların da çeşitli sebeplerle görevlerinden alındıkları görülmüştür. Nakibüleşrafın görevden ayrılma sebepleri ölüm ya da hastalık olduğu gibi azil ve sürgün, görevden feragat ve infisal ya da başka bir göreve (mesela şeyhülislamlığa) atanma şeklinde olmuştur. Bu bölümde incelenen diğer bir husus nakibüleşrafların görevleri ve maiyetindeki görevlilerdir. Üçüncü bölümde son olarak nakibüleşrafların maaşlarına temas edilmiştir.

Müellif son olarak kısa bir değerlendirme yaparak çalışmasını tamamlamıştır.
________________
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Murat Sarıcık ve İsmail Katgı’nın birlikte kaleme aldığı kitap tanıtım yazısından derlenmiştir. Kitabı buradan inceleyebilirsiniz.