Murat Sarıcık,
Osmanlı İmparatorluğu’nda Nakibüleşraflık Müessesesi, Türk Tarih Kurumu, Ankara
2003, 189 s.
Murat Sarıcık,
çalışmasında Nakibüleşraflık müessesesini giriş ve üç bölüm halinde incelemiş
ve kısa bir değerlendirme ile sonlandırmıştır. Çalışmanın sonunda bir dizin
çalışması ile konuyla ilgili bazı arşiv vesikaları da yer almaktadır.
Müellif giriş
bölümünden hemen önce çalışmanın bazı kaynakları hakkında değerlendirmelerde
bulunmuştur. Osmanlılar öncesindeki İslâm devletlerindeki nikabet teşkilatı
için kullanılan kaynaklar dışında, müessesenin Osmanlı devletindeki tesis ve
tekâmülü açısından çağdaş Osmanlı tarihleri, tercüme-i hal kitapları,
kanunnameler, siyadet hüccetleri ve arşiv vesikaları başlıca kaynak grubunu
oluşturmaktadır.
Sarıcık, giriş
bölümümde, nakibüleşraflık teşkilatının Osmanlı devletinden önceki İslâm
devletlerindeki durumunu incelemiştir. Bu bölümde, ilk olarak seyyid ve
şerifler ve Ehl-i Beyt kavramları ve bunların Kur’ân
ve hadislerdeki yerleri değerlendirilmiş, buna müteakip Ehl-i Beyt’in Asr-ı
Saadet ve Emevîler dönemindeki konumuna temas edilmiştir. Özellikle Emevîler
döneminde Ehl-i Beyt’e karşı takınılan menfi tutuma işaret edilmiş ve bir istisna
olarak Halife Ömer b. Abdülaziz’in peygamber soyuna hürmetinden bahsedilmiştir.
Müellif giriş
kısmında ayrıca, nakib kelimesi ve türevlerinin mana ve kullanım alanlarına
değinmiş ve daha sonra da nikabetin tam bir teşkilat olarak Abbasîler döneminde
tesis edildiğini ifade etmiş; Hz. Peygamber soyundan gelenlerin idaresi
amacıyla bu müessesenin tesis edildiğini belirtmiştir.
Abbasîler
döneminde bu müessesenin tesisi, işleyişi ve teşkilatın başı olarak
Nakibüleşraf’ın atama ve azilleri, kendilerinde aranan şartlar, maiyetindeki
görevliler vb. gibi hususlar ana hatlarıyla ortaya konulmuş ve buna müteakiben
teşkilatın diğer İslâm devletlerindeki -Fatimîler, Eyyübîler, Memluklular,
İlhanlılar, Anadolu Selçukluları- mevcudiyetine ve işleyişine temas edilmiştir.
Anlaşıldığına göre Hz. Peygamber’in soyundan gelen seyyid ve şeriflere duyulan
hürmetin bir tezahürü olarak kurumun tesis edilme gayesi ve işleyiş tarzı genel
olarak bütün İslâm devletlerinde benzer özellikler taşımaktadır
Birinci bölümde
Sarıcık, kurumun Osmanlı devletindeki kuruluş ve gelişme aşamasını
değerlendirmiş ve Osmanlıların, diğer İslâm devletleri gibi, ulemaya ve tarikat
şeyhlerine olduğu gibi seyyid ve şeriflere de büyük bir sevgi-saygı ve
hürmet gösterdiklerini ve bunların ülkelerine yerleşmesine önem verdiklerini
ifade etmiştir.
Müellif aynı
bölümde, bu kurumun hangi padişah zamanında tesis edildiği üzerinde durmuş ve
kaynaklarda ekseriyetle Yıldrım Bayezid’e işaret edildiğini ifade etmiştir. Bu
padişah zamanında Bursa’ya gelen Seyyid Ali Natta -ki nesebinin Hz. Hüseyin’e
dayandığı söylenir- Osmanlı devletinin ilk Nakibüleşrafı’dır. Dolayısıyla
müessese Bayezid döneminde kurulmuş kabul edilir. Seyyid Ali Natta Sultan II.
Murad zamanında tekrar Nakibüleşraf nasb edilmiş ise de kurum Fatih döneminde kaldırılmıştır.
Müellif
çalışmanın ikinci bölümünde, Fatih döneminde lağv edilmiş olan müessesenin II.
Bayezid döneminde yeniden ihdas edildiğini belirtmektedir. II. Bayezid
zamanında Seyyid Mahmud 1494’de nakibüleşraf unvanı ile seyyid ve şeriflerin
başkanı tayin edilmiş, böylece Osmanlı saltanatının sonuna kadar devam eden bir
teşkilat kurulmuştur.
Bu bölümün
devamında Sarıcık, kurumun tesisine müteakip sırasıyla nakibüleşrafta bulunması
gereken vasıflar ile bunların görevleri ve maaşları incelemiş ve kendilerine ait
Arapça, Farsça ve Türkçe siyadet hüccetlerinden örneklere yer verilerek konu
desteklemiştir.
Üçüncü bölümde
ise müessesenin işleyişi incelenmiş; nakibüleşrafların tayin ve azilleri, yetki
ve görevleri ile maiyetindeki görevliler, maaşları ve teşrifattaki yerleri
ortaya konulmuştur. İlk nakibüleşrafların ömür boyu görev almalarına karşın
zamanla bunların da çeşitli sebeplerle görevlerinden alındıkları görülmüştür.
Nakibüleşrafın görevden ayrılma sebepleri ölüm ya da hastalık olduğu gibi azil ve sürgün, görevden feragat ve infisal ya
da başka bir göreve (mesela şeyhülislamlığa) atanma şeklinde olmuştur. Bu
bölümde incelenen diğer bir husus nakibüleşrafların görevleri ve maiyetindeki
görevlilerdir. Üçüncü bölümde son olarak nakibüleşrafların maaşlarına temas
edilmiştir.
Müellif son
olarak kısa bir değerlendirme yaparak çalışmasını tamamlamıştır.
________________
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Murat
Sarıcık ve İsmail Katgı’nın birlikte kaleme aldığı kitap tanıtım yazısından
derlenmiştir. Kitabı buradan inceleyebilirsiniz.