İmam Ali Makamı'nın eyvanı
Kerbelâ |
Kerbela’nın merkezinde, Beynelharemeyn civarında, Belveş Meydanı
yakınında, İmam Ali (as) Makamı vardı. Bu makam, 1930’lu yıllarda Faysal
Caddesini genişletme çalışmaları sırasında Mutasarrıf Salih Cebr tarafından
yıktırılmış, bundan sonra da caddeye İmam Ali Caddesi adı verilmiştir.
Kerbela'daki İmam Ali Makamı hakkında bilinenler oldukça azdır. Eyvanın
yukarıdaki fotoğrafı, Muhammed Said Turayhi'nin çıkardığı Mevsim dergisinde yayımlanmıştır.
1853 yılında Kerbela’yı ziyaret eden Avrupalı seyyah ve arkeolog William Luftes bu
makamı görmüştür. Makamı şöyle anlatır: Kerbela dervazelerinin (şehir
kapılarının) dışında küçük bir mescid vardı. Mescid, halkın anlattığına göre, İmam
Ali'nin meşhur rüyayı gördüğü çadırının yerine yapılmıştır. 12 köşeli, 6
kapılı, dışında bir eyvan bulunan mescidin tavanını sütunlar taşımaktadır.
Avrupalı seyyah kitabında yapıya dair halk söylencelerini nakletmiştir. Halkın anlattığına göre İmam Ali Sıffin Savaşı’na
giderken Kerbela'da konaklamış, burada
kurulan çadırda oğlu Hüseyin'in şehid edileceğine dair bir rüya görmüş ve
rüyasını ashabına anlatmıştır.
Hadisenin
aslı tarih ve hadis kaynaklarında rivayet olunmuştur. Bu
rivayetlerden bazılarını aşağıda naklediyoruz:
İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Ali Sıffin Savaşı’na gittiğinde ben de onunla birlikteydim. Fırat nehri
yanında bulunan Neyneva’ya (Kerbela) vardığımızda durdu ve yüksek sesle “Ey İbn
Abbas, burayı bilir misin?” diye sordu. Ben “Hayır, ey Emirelmüminin!” cevabını verince şöyle buyurdu: “Eğer burayı bilseydin benim gibi ağlar, gözyaşı dökmeden
buradan geçemezdin.”
Hz. Ali bunu dedikten sonra ağlamaya başladı; ağlamaktan sakalı ıslandı, gözyaşları
göğsüne süzülüyordu. Onun bu halini görünce biz de ağlamaya başladık. Hz. Ali bir
yandan ağlıyor, bir yandan şunları söylüyordu:
“Ah, ah! Benimle Ebu Süfyan oğulları arasında ne gibi bir ilişki olabilir?
Benimle küfür velilerinin, şeytan hizbinin ne ilişiği vardır? Sabret ve sabırlı
ol ey Eba Abdillah! Senin onlardan çektiklerinin aynısını baban da çekti.”
Abdullah b. Neci babasından şöyle nakler:
Hz. Ali ile Sıffin Savaşı’na gidiyorduk. Neyneva denilen yere vardığımızda,
Hz. Ali ağlamaya başladı; gözünden akan yaşlar toprağı ıslatıyordu. Sonra şöyle
seslendi: “Ey Eba Abdillah, Fırat nehri kenarında sabırlı ol. Sabırlı ol ey Eba
Abdillah!”
Neci şöyle ekler: Meselenin ne olduğunu sorduğumuzda Ali şöyle buyurdu:
Bir gün Resulullah’ın yanına gitmiştim; onu ağlarken buldum. “Ey Allah Resulü!
Niçin ağlıyorsunuz? Yoksa sizi kızdıran mı oldu?” diye sordum. Şöyle buyurdu: “Hayır,
Cebrail sen gelmeden biraz önce buradaydı ve bana, Hüseyin’in Fırat nehrinin
yanında şehid olacağı haberini verdi. Cebrail bana, ‘Onun (Hüseyin’in şehid
olacağı) toprağını görmek ister misin?’ dediğinde, evet, dedim. Elini uzatıp bana
bir avuç toprak verdi. İşte bu yüzden ağlıyorum.”
Esbağ b. Nubate ve Hasan b. Kesir şöyle rivayet etmiştir:
Sıffin Savaşı yolculuğunda Neyneva denen yere varmıştık. Hz. Ali’ye
oranın Kerbela olduğu söylenince, (ağlayarak,) “Bela ve üzüntü yeridir.” buyurdu.
Sonra eliyle bir yere işaret ederek, “Burası, bineklerinden inecekleri, yüklerini
indirecekleri yerdir. Develerinin çökeceği yer de burası.” dedi. Sonra bir başka yeri
işaret ederek, “Burası da kanlarının akıtılacağı yer.” buyurdu.
Esbağ b. Nubate’nin rivayetinde Hz. Ali’nin sözlerinin devamında şöyle buyurduğu geçer:
“Resulullah’ın hanedanından bir bölük bu alanda öldürülecek; onların hâline yer
ve gök ağlayacak.”
Ertuğrul Ertekin
Fotoğrafı Kerbela’dan gönderen Hz. Ebulfazl Abbas Türbesi Müdürlüğü’nde müdür
yardımcısı olan Salah es-Sirac’a ve hadisleri tahric eden Abbas Kazımî Hocam’a
teşekkür ederim.
_______________
kaynak: Dırasat havle'l-Kerbela, s.127; Musa Güneş, Kerbela
Şehidlerine Ağlamak, Kevser Yayınları, 2. baskı, İstanbul 2014.