11 Ekim 2014 Cumartesi

Kitap Tanıtımı: Eba Müslim-name



Eba Müslim-name, haz. Necati Demir-Mehmet Dursun Erdem-Sibel Üst, Destan Yayınları, Ankara 2007, I. cilt: 514, II. cilt: 529 s.

Necati Demir, Mehmet Dursun Erdem ve Sibel Üst ortak çalışmasının ürünü olan Eba Müslim-name, Necati Demir tarafından 1984’ten beri yürütülen Türk Destanları Dizisi’nin bir ürünüdür.

Eba Müslim-name orijinalinde olduğu gibi iki cilt halinde yayımlanmıştır. Eserin ilk cildi Eba Müslim’in gençlik yıllarını anlatmaktadır. Destan, Haricîlere baş kaldıran, onlarla canı pahasına mücadele eden Eba Müslim’in yaptığı akınları, bu cesareti ve kahramanlığı sayesinde Ali dostlarının etrafına toplayarak önder haline gelişini anlatır. Ferdî’nin, meramını oldukça sade bir Türkçe ile anlatması, mesnevi şeklinde kaleme alınmış eserin, çok daha akıcı ve anlaşılır bir şekilde okunmasını sağlıyor. Eserin bu cildinde Eba Müslim’in en az kendisi kadar yenilmez olan düşmanı Nasr-ı Sayyâr’dır. Eba Müslim birçok akın ve savaşta Nasr-ı Sayyâr’ı yener ve binlerce adamını öldürür. Ancak Muâviye taraftarlarının başı olan bu güç sahibi düşman, ikinci cildin ortalarına kadar Eba Müslim’in başına bela olmaya devam edecek; ancak ikinci cildin bitimine yakın Hz. Ali’nin sancaktarları tarafından öldürülecektir.
 
İkinci ciltte artık otorite konusunda engel tanımayan Eba Müslim’in, başta Nasr-ı Sayyâr olmak üzere, onunla ittifak eden Mervan, Keyt, Magribî ve Kıyâs adlı haricîlerle nasıl korkmadan savaştığı, Şam ve Mısır’ı Haricîlerin elinden kurtardığı anlatılır. Destanın sonunda, Eba Müslim’in düşmanlarının hepsi öldürülmüş veya doğru yolu seçip Ehl-i Beyt’i ve Hz. Muhammed’i (s) kabul etmişlerdir.

Her iki cildin sonunda, manzum cenknamenin çalışmada esas alınan Süleymaniye Kütüphanesi Düğümlü Baba 560 numarada kayıtlı yazma nüshasının tıpkıbasımı bulunmaktadır. Ali Ferdî b. el-Kayserî tarafından istinsah edilen nüsha 1290’da yazılmıştır.

Her destan, ait olduğu milletin ortak hayal gücünün ve kültürel zenginliğinin müşahhas bir göstergesidir. İçerisinde halkın hayal gücüyle tezyin edilmiş pek çok unsur barındırsa da her destanın mihrak noktası, öncelikle tarihte var olmuş bir olay veya yasamış bir insandır. Ele aldığımız çalışmanın konusu olan esere damgasını vuran Eba Müslim adlı zat da tarihte yaşadığı bilinen ve bunun yanı sıra halk arasında menkıbevî bir hayat hikâyesine de sahip olan biridir. Tarihi kaynaklardan takip edilebildiği kadarıyla Eba Müslim Abbasî Devleti zamanında yasamış devlet adamlarından biridir. 718-19’da Isfahan, Horasan veya Merv’de doğduğu ve Türk olduğu tahmin edilmektedir.

Eba Müslim’in daha yaşarken halk arasında efsaneleştiği ve halk tarafından onun adına hikâyeler anlatıldığı bilinmektedir. Daha sonra bu efsaneler ve hikâyeler ilk defa Ebû Tâhir-i Tarsusî (Tûsî) tarafından bir araya getirilmiş ve mensur bir Eba Müslim-nâme kaleme alınmıştır

Eba Müslim tam anlamıyla bir halk kahramanıdır. Destanda, hak yolda olmalarına rağmen ezilen, zulme uğrayan ve eserde Müslümanlar olarak tavsif edilen Hz. Muhammed ve onun Ehl-i Beyt’ine bağlı olanların, Muâviye taraftarı olan ve kâfir olarak tavsif edilen Haricîlerin zulmüne başkaldırması ve zamanla onlara galebe çalması dile getirilir. Bu harekette onları bir bayrak altında toplayan kişi de efsanevî kişiliği ile karşımıza çıkan Eba Müslim’dir.
_________________
Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Pınar Vursun’un Turkish Studies Dergisi için kaleme aldığı kitap tanıtımı yazısından derlenmiştir.