Ayetullah Mirza Şirazî |
8 yaşında Şiraz’daki Vekil Mescidi’nde ahlakî vaazlar
veren Mirza Şirazî, 15 yaşında ders verebilecek düzeye geldi ve Şiî ilim
havzasının en önemli fıkıh kitabı olan Şerhu Luma’yı tedris etti.
Yetenekleriyle Şiraz valisinin dikkatini çeken Mirza Şirazî validen divanında
memurluk teklifi aldıysa da kabul etmeyerek tahsiline devam etti. Bu memuriyeti
kabul ettiği, kısa bir süre çalıştıktan sonra istifa edip kendini ilme verdiği
de söylenmektedir. Mirza Şirazî, 17 Safer 1248/16 Temmuz 1832 tarihinde
Şiraz’dan dönemin Şiî ilim merkezi olan Isfahan İlim Havzası’na geçti.
Isfahan’daki ilk üstadı Hidayetü’l-müsterşidin’in
müellifi Şeyh Muhammed Taki Razî Isfahanî’dir (ö. 1248/1833). Üstadının
vefatından sonra Müderris lakabıyla tanınan Seyyid Hasan Beydabadî’nin
derslerine katılan Mirza Şirazî, 20 yaşına girmeden ictihad icazeti almıştır.
Isfahan’da derslerine devam ettiği bir başka üstadı Molla Muhammed İbrâhim b.
Muhammed Hasan el-Kelbasî’dir (ö. 1261/1845).
Mirza Şirazî 29 yaşındayken, 1259/1843 yılında, tahsiline
devam etmek için Necef’e, ardınan Kerbelâ’ya gitti. Burada Cevahir’in müellifi
Şeyh Muhammed Hasan Necefî’nin (ö. 1266/1849), Envarü’l-fekahet’in müellifi Şeyh
Hasan Kâşifülgıtâ’nın (ö. 1262/1845) ve Zavabıt’ın müellifi
Seyyid İbrahim Musevî Kazvinî’nin (ö. 1264/1846) derslerine katıldı. Ayrıca Meşkûr
b. Muhammed Cevâd b. Meşkûr Hevlâvî, Hasan b. Cafer Necefî ve Ali Tusterî gibi
âlimlerden hadis dinledi. Şeyh M. Hasan Necefî’den ikinci ictihad icazeti aldı.
Mirza Şirazî, Irak ilim havzalarından yeterince faydalandığına kanaat getirerek Kerbela’dan İran’a dönme kararı aldı. Onun bu kararı üzerine Şeyh Hasan Necefî Şiraz valisine ve halkına, talebesinin öneminden söz eden mektuplar yazmıştır.
Mirza Şirazî, Irak ilim havzalarından yeterince faydalandığına kanaat getirerek Kerbela’dan İran’a dönme kararı aldı. Onun bu kararı üzerine Şeyh Hasan Necefî Şiraz valisine ve halkına, talebesinin öneminden söz eden mektuplar yazmıştır.
İran'a dönmeden önce Hz. Ali’ye veda ziyaretinde bulunmak için Kerbelâ’dan Necef’e
geçen Mirza Şirazî, burada Şeyh Murtaza Ensarî’nin (ö. 1281/1864) daveti üzerine bir ilmî toplantıya
katıldı. Şeyh Ensarî’nin fıkıh ve usul ilimlerindeki ihtisasından çok
etkilendi ve Necef’te kalıp yeni üstadının vefatına kadar derslerine devam
etti. Ondaki kabiliyeti sezen üstadı da görüşlerine büyük değer verirdi. Nitekim
Şeyh Ensarî, Resail adlı kitabının tashih işini ısrarla talebesinin
üstlenmesini istemiştir. Ayrıca Şeyh Ensarî’nin ders konularını üç talebesine;
Mirza Şirazî, Mirza Habibullah Reştî ve Aga Hasan Tahranî’ye göre belirlediği
rivayet edilmiştir.
Şeyh Ensarî’nin 1281/1864 yılındaki vefatından sonra
talebeleri onun yerine Mirza Şirazî’yi seçtiler. 23 yıl Şiî merciliğinin
yöneticisi (zaim) oldu. Mirza Şirazî 1282/1872 yılında hacca gitti. Mekke’den
Necef’e dönen Mirza Şirazî bir süre Necef’te ikamet ettikten sonra Kerbelâ’ya
geçti. 15 Şaban 1290/8 Ekim 1873 tarihinde Kerbela’dan Kazımeyn’e gitti. Bir
yıl kadar Kazımeyn’de kalan Mirza Şirazî, Şaban 1291/Eylül 1874’te Samerra’ya
yerleşerek ömrünün sonuna kadar burada kaldı. Samerra’da iki medrese açarak
tedris faaliyetlerine başladı. Kısa süre içinde civar bölgelerden talebe akını
başlayınca şehirde ilmî bir canlılık görüldü. Mirza Şirazî’ye çeşitli İslâm
ülkelerinden ziyaretçi heyetleri geliyor, fetvaları soruluyor, risale ve
fetvaları her tarafa yayılıyordu. Derslerinde talebelerinin tartışma
yeteneklerini geliştirici bir yöntem takip eder, onlara düşüncelerini açıklama
imkânı verir, bu arada talebelerinin görüşlerinden faydalanırdı.
1287/1870 yılında mukaddes yerleri ziyaret için Irak’a
gelen İran hükümdarı Nasırüddin Şah, kendisini karşılayan âlimler arasında yer
almayan Mirza Şirazî’ye veziri aracılığıyla baskıda bulunarak ziyaretine
gelmesini sağlamaya çalışmışsa da onu ancak üzerinde anlaştıkları bir yerde
buluşmaya ikna edebilmiştir.
Mirza Şirazî, birçoğu müctehid olan beş yüzden fazla
talebe yetiştirmiştir. Aga Buzurg Tahranî Tabakatu i’lami’ş-Şia’da Mirza
Şirazî’nin 373 talebesinin biyografisini yazmıştır. Talebelerinden bazıları
şunladır: Şeyhü'ş-Şeriat, Allame Mirza Nainî, Hasan Sadr Muhammed Kazım Yezdî, Mirza Muhammed Taki Şirazî, Mirza Hüseyin Nainî, Mirza Hüseyin Nurî, Şeyh Fazlullah Nurî, Muhammed Tabatabaî ve
Ahund Horasanî (ö. 1329/1911), Aga Buzurg Tahranî (ö. 1389/1970), Şeyh
Abdülkerim Hairî (Kum İlim Havzası’nın kurucusudur), Hacı Aga Rıza Hamedanî.
Mirza Şirazî'nin tütünü yasaklayan fetvasının sureti
metnin haşiyesinde Şeyh Fazlullah Nurî'nin teyit kaydı bulunmaktadır |
Mirza Şirazî merci olduğu 23 yıl boyunca mercilik
tarihinde dönüm noktası sayılacak faaliyetlerde bulunmuştur. Afganistan’daki
Şiîleri himaye etmiş, Şiî-Sünnî ittifakı için çalışmış, Şiî İlim Havzası’nı
Necef’ten Sünnîlerin yoğunlukta olduğu Samerra’ya taşımış, Sünnî talebelere
burs vermiş, mahrum bölgelere din adamı/mübelliğ göndermiş, Hamedan’a yönelik Yahudi
saldırılarını engellemiş, Rusya’nın Tus şehrinde toprak satın almasını önlemiş,
İngilizlerle mücadelesinde güney İran halkına destek olup oraya Seyyid
Abdülhüseyin Larî’yi göndermiştir.
Ayrıca Mirza Şirazî, Nasırüddin Şah’ın İran’daki tütün
imtiyazını bir İngiliz şirketine devretmesi ve bu şirketin Hindistan’da olduğu
gibi İran’ın da iç işlerine karışmaya başlaması üzerine Şah’a bir telgraf
çekmiş, tütün içmenin haram olduğuna dair de bir fetva vermiştir (1309/1891). Mirza
Şirazî bu fetvasıyla İran’ı bir sömürge ülkesi olmaktan kurtarmış ve İran’da meşrutiyet
ve petrolün millîleşmesi hareketlerini başlatmıştır. Ayrıca bu fetvasıyla
mercilik makamının gücünü göstermiş ve Iraklı Şiî ulemanın İngiltere’ye karşı
mücadele etmesini sağlamıştır.
24 Şaban 1312/20 Şubat 1895 tarihinde Samerra’da vefat eden Mirza Şirazî’nin naaşı önce Kazımeyn’e, ardından Kerbelâ’ya, sonra da Necef’e nakledildi ve şabanın son günü veya ramazanın ilk gününde İmam Ali Türbesi’nde toprağa verildi.
24 Şaban 1312/20 Şubat 1895 tarihinde Samerra’da vefat eden Mirza Şirazî’nin naaşı önce Kazımeyn’e, ardından Kerbelâ’ya, sonra da Necef’e nakledildi ve şabanın son günü veya ramazanın ilk gününde İmam Ali Türbesi’nde toprağa verildi.
Eserleri: Havaşi ale’l-Menasik (Tahran 1317), Haşiye alâ
Necati’l-ibâd (Tahran 1297, 1324), Taliķa alâ Muamelati’l-Aķa el-Bihbehanî
(Tahran 1294), Haşiye ale’n-Nuhbe (Isfahan 1289; Tahran 1307, 1329), Risale
fi’l-müştaķ (Tahran 1305).
Mirza Şirazî ile ilgili olarak Aga Buzurg Tahranî
Hediyyetü’r-razî ile’l-İmami’l-Müceddid eş-Şirazî (Necef 1388) ve Mirza
Muhammed Ali el-Urdabadi Hayatü’l-İmami’l-Müceddid eş-Şirazî adlı eserleri
kaleme almışlardır.
Ertuğrul Ertekin
_______________
kaynak: Cengiz Kallek, “Hasan eş-Şirazî”; Hamid Algar, “Hasan Sirazî”; “Mirza-yi Şirazî-i Buzurg”; “Ayetullah el-Uzma Mirza-yi Şirazî”;
Behnam Darabî, “Havza-i Vahdetgira-yi Samerra ve Nakş-i Mirza-yi Şirazî”,
Mutalaat-i Takribî-i Mezahib-i İslâmî, 31, 1392, s. 39-49; Gulamrıza
Gulizuvvare, “Mirza-yi Şirazî: Hurşidî der Manzume-i Fekahet ve Fazilet”, 142,
1390, s. 174-191.